Tanrı yokluğunun ispatı

[Serdar]

Bilim adamları bile yeni bulduğu bir buluşu, doğadaki başka bir yerde benzerini gördüğü bir olguyu başka bir alana uyarlayarak buluyor.

Mesela gitmek fiili bir olgudur. Doğada giden birçok şey vardır. Araba gider, deve gider.

Doğada bulunan bir hareket, eğer birden fazla biçimde benzerleriyle var ise, ve farklı zamanlarda gözlenebiliyorsa zaten o hareket dil denen sistemin içinde bir kelime olarak yerini alır. Dillerin doğuşu böyle olmuştur. Bütün kelimelerin doğuşu bu şekilde olmuştur. Belli bir ortak olguyu dile getirirler.

Ama yaratmak kelimesinin hiç bir yerde karşılığı yoki benzeri yok. İnsan algısının yanlışlığından kaynaklanarak dil denen sistemin içine girmiş. Nedir bunlar bir tane örnek verelim? Mesela eski insanlar kurbağaların çamurun içinde kendiliklerinden var olduklarını gözlemişler. Ama bugün(binlerce yıl sonra) biliyoruz ki, o yoktan var olmamış, çamurun içindeki larvalardan v e yumurtalardan türemiştir. "Yaratmak" kelimesinin doğuş hikayesi bu ve benzer şeylerdir. Bunu kalkıp da evreni ve hayatı anlamaya uyarlayamazsın.

[Serdar]

Apaçık ispattır bu işte:

Sözlükte var olan bütün kelimeleri bir köşeye topla, "yaratmak" fiilini de başka bir köşeye koy. Sonra kelimeler nasıl oluşmuş, insan beyni bunları nasıl algılamış da kelime haline getirmiş diye bir araştırmaya koyul. Mesela "düşmek" fiili yukarıdan aşağıya doğru olan bir hareketi dile getirir. İnsanlar kimi zaman bir taşın, kimi zaman bir meyvanın, kimi zaman bir su damlasının ve kimi zaman da bir atın yere düştüğünü görmüşler. Bütün bunları birbirlerine anlatmak için nasıl bir iletişim kullanmış olabilirler sence. Ortak hareketi meydana getiren olayı belirlemişler: düşmek. E çünkü atın düşmesine bir kelime, yaprağın düşmesine başka bir kelime ile ifade edersen, trilyonlarca kelime olur dilde. Doğada gözlenen ortak olgu bir kelimedir, fiildir. Daha sonra bu kelimenin önüne veya arkasına bir isim eklersin, nedir o: taş. Ondan sonra da "taş düştü" olarak sıralarsın. Bütün fiiller ve kelimeler böyledir. Mesela halkalı çizgileri olan dört bacaklı otobur bir hayvana da insanlar "zebra" demişer. Çünkü ortak olan siyah beyaz çizgileri var.

Peki bu bağlamda sen bana "yaratmak" fiilinin nasıl oluştuğunu açıklayacak mısın? Diğer bütün kelimeler bu kurala uyarken "yaratmak" fiilinin nasıl oluştuğunu , nasıl dile yerleştiğini açıklayabilcek misin? Dur ben söyliyeyim: cevabını veremeyeceksin. Veremediğin gibi, bu fiili evreni ve hayatı anlamaya uyarlayıp "tanrı" veya "yaratıcı" kavramını ortaya atacaksın.

[Ayejj]

pante´isimli üyeden Alıntı

Yoktan varolunabildiğini, milyarlarca galaksinin yokluktan çıktığını öne sürebilenlerden, mevcut sayılarla ifade edilemeyecek büyüklükteki madde ve enerjinin sonunda yokolacağını duymak pek de şaşırtıcı değil.
Ama bilimde yeri yok.

Saygıdeğer Pante,
Neden bilimde yeri olmasın.Uzayda Galaksileri bile yalayıp yutup yok eden karadeliklere ne söyleyeceksiniz.Koca yıldızlar karadeliklerin içinde yokluğa karışmaktadırlar.

[katre_07]

sayın serdar
şimdi ben kelımeler mi düşüncelerden çıkmıştır yoksa düşünceler mi kelımelerden tartışmasına gırmek ıstemıyorum..

ya bir bak dostum..acaba bu ağzındakı dışler hangı zorunlulukla ortaya cıkmışlar..

hemen arasındakı dıl hangı zorunlulukla tad alınacak bir organ halıne gelmış..

annenın karnındakı bır bebek hangı zorunlulukla kendını tamamlıyor

..ıkı ayğı ıkı kolu ıkı gozu ıkı kulağı olan birisi halıne geliyor..

hangı zorunlulukla ınsanlar çift oluşuyor..

hangı zorunlulukla yenı doğuran bır annenın memelerı sütle doluyor.

.hangı zorunluluk..!!

bu evren şişeden dokulmüş tedadüfler sılsılesıne hiç benzıyor mu..!

neden hayvanlar ve ınsanlar içgudusel ya da durtusel oluşuyor..

yaratıcı kavramı da durduseldır yanı doğuştandır.

her ınsan bu fıkre kapılmıştır ınanmıştır ya da ınanmamıştır ama ıstısnasız her ınsan bır tanrının varlığı fıkrıyle karşılaşmıştır..

bu muzzam duzende ya her bir ''şey''e şuurlu gozuyle bakarsın.(yenı doğan bır bebeğe sut yetıştıren meme gibi)o zaman tesadufler zorunluluklar da şuurlu !aynı kapı...

ya da her şeyın şuurlu bır yaratıcı tarafından planlandığını düşünürsün

ya da en son zorunluluk dıyerek butun bu hıkmetı... emeği... evrenın çığrışmasını... benı oku dıye gonderdığı mektupları...ağaçların al da ye dediği meyveleri bır kopeğin bokuna dondurmeye çalışırsın..!

bızım gozumuz o kadar kara değil..!!

yureğimiz o kadar sağlam değil..

aklımız bunları gormeyecek kadar evrimleşmış! değil..

vicdanımız nefes aldığımız ıcın bırılerıne teşekkuru borç bılmeyecek kadar vıcdansız değil..

ve en önemlisi usumuz kopek dışkısıyla tum evrenı açıklayan bır düşünceye sahip değil..!!!

[Serdar]

Arkadaşım, kelimenin cümleden mi, cümlenin kelimeden mi çıktığının tartışmasını yapan mı var? Neyden söz ettiğimi anlıyor musun sen?

[katre_07]

http://www.turan-dursun.com/forumlar...t=7964&page=10
oldu mu sayın serdar.!

Edit : Sevgili katre07 aynı sayfadaki yazıyı alıntıladığınız için sizi tebrik ediyorum.

[çakırcalı]

katre_07´isimli üyeden Alıntı

bızım gozumuz o kadar kara değil..!!

yureğimiz o kadar sağlam değil..

aklımız bunları gormeyecek kadar evrimleşmış! değil..

Ha, şunu bileydin Katre07. Evrimin hala sürdüğüne ve farklı şartlarda farklı türlerin oluştuğuna kanıtsınız. Hala 1450 sene önceki zırvalıklara inanacak kadar geriden takip ediyorsunuz aklı. Korkularınız, aklınızı bastırıyor.

Bu sitede evrimle ilgili her başlıkta hiçbir şeyin tesadüf sonucu oluşmadığı, çeşitli zorunluluklar sonucu oluştuğu defalarca vurgulanmasına rağmen, sanki bunun tersi söylenmiş gibi hala tesadüften bahsediyorsun. Bu kadarcık basit bir olayı dahi algılayamıyorsun. İki kelimeyi bir araya getirmekten acizsin. Zırvalıyorsun ve karşındakinin de bu zırvalıklara inanmasını bekliyorsun. Bunu göremeyince yeterince gelişmemişliğin verdiği saldırganlıkla "at s.kinde sinek" veya "köpek b.ku" gibi sözler kullanmaya başlıyorsun. Ana-avrat küfürlere ne zaman başlayacaksın, a benim evrimi yavaş süren insancığım?

[pante]

Karadelikler çevrelerindeki cisimleri ve ışınları yutarlar.
Herşeyi değil.
Yuttukları ise yokolmaz.
Belirli bir büyüklüğe ulaştıktan sonra geri püskürtüp serpiştirdikleri ve galaksilerin şekillenmesinde rol oynadıkları düşünülmektedir.
Ayrıca her yıldız karadeliğe dönüşmez.
Bir yıldızın karadeliğe dönüşebilmesi için en az güneşin 5 kat büyüklüğüne sahip olması gerekir.

[katre_07]

çakırcalı´isimli üyeden Alıntı

Ha, şunu bileydin Katre07. Evrimin hala sürdüğüne ve farklı şartlarda farklı türlerin oluştuğuna kanıtsınız. Hala 1450 sene önceki zırvalıklara inanacak kadar geriden takip ediyorsunuz aklı. Korkularınız, aklınızı bastırıyor.

Bu sitede evrimle ilgili her başlıkta hiçbir şeyin tesadüf sonucu oluşmadığı, çeşitli zorunluluklar sonucu oluştuğu defalarca vurgulanmasına rağmen, sanki bunun tersi söylenmiş gibi hala tesadüften bahsediyorsun. Bu kadarcık basit bir olayı dahi algılayamıyorsun. İki kelimeyi bir araya getirmekten acizsin. Zırvalıyorsun ve karşındakinin de bu zırvalıklara inanmasını bekliyorsun. Bunu göremeyince yeterince gelişmemişliğin verdiği saldırganlıkla "at s.kinde sinek" veya "köpek b.ku" gibi sözler kullanmaya başlıyorsun. Ana-avrat küfürlere ne zaman başlayacaksın, a benim evrimi yavaş süren insancığım?

sayın saygıdeğer saygılı evrım insanı..!

sizler indigenebılırlıklerle kıtaplar dolusu yazılar yazın ınsanları tanrısızlığa ınandırmaya çalışın..SİLİNDİ. Bir kere o sinek değil kelebektir.

adam kıtap yazmış tanrısızlığı ıspatlıcak! 100.sayfayı geçtım hala ornekler hala bu kıtap sıze bunları açıklamaya çalışacak diyor....

bız bebeğe süt yetiştıren bır memeye bakarız tamam derız bu Ondandır..bızım ış bu kadar basıt! evrimle evrimsizlikle alakası yok..!

mılyonlarca ınsanı da bu ınandırmıştır tanrıya..ama sız hala ındırgenebılırlık evrımın gerı kalmışlığı yarasaların tasarım sorunu fılan kendı kurdugunuz oyunda ya da dunyanızda tanrıya yer ayırmayın tanrısız bır dunyanın butun ımkanlarından yararlanın tmm mı arkdaşım..doğanın zorunluluğun verdıği butun ımkanlarını tanrının elınden çalın..!

kopek dışkısı bır gondermeydı onu ben yazmadım arkadaşımızın yazdığına bır cvptı...

ne korkusu cehennem mı gulerım ben sana..!o korku dediğin bızde saygıdır..borçluk gorevıdır..inanmanın verdığı sorumluluktur inanmanın verdiği ınanmayanların anlayamayacağı tatlı bir ruyadır..hayran olmaktır..etkılenmektır..çoşmaktır..eğleşmektır sevmektır..hurmet etmektır...acizliğini bilmektir..

bunlar varken ben tanrıya meydan okuyamam..!


hey tanrının olmadığını soyleyen kendılerı de soyledıklerıne tam olarak ınanmayan aklı ileriler,aklı evrimler....,

ne bu kıbır..

bu ego..

bu evrım armağanı!

ya yanılıyorsan!


hııı bır şeyı kaçırmısım..tanrı ınancı 1450 snenın urunumudur sayın evrim insanı?

gunumuzde tanrıya ınananlar sadece kurana gore mı ınanmakta sayın evrim ınsanı?

kurana ınanmayıp tanrıya ınanan siz ileri ınsanlardan gerı! ınsanlar yok mu sayın evrım ınsanı?..

saygılar üst insan!!

[aydoe]

http://www.kadinmagazin.com/bebek-ba...L-OLUsUR-/265/

http://www.doktornevra.com/meme/meme_anatomisi.asp



Anne memesinden süt geliyor demek ki Allah var.
Bazen gelmiyor demek ki Allah yok.

Herşeyi Allah'a bağlarsanız ne tıp olur,ne de anatomi,histoloji fizyoloji gibi temel tıp bilimleri olurdu .
Bilim olmaz sizin bakış açınızla,herşey Allahtandır der hiçbir şeye kafa yormazdık.