Nero´isimli üyeden Alıntı
"Tosbağa" hâlâ yanlış verilmiş ama.
|
Evet, dedim ya hâlâ ufak tefek yanlışlar var sözlükte. Azerbaycan Türkçesinde
tısbağa, Türkmencede
pışbaga deniyor. Bu sözcklerdeki ilk bölüm yansıma ses olabilir,
tıs "
tıslama sesi", Türkmencede
pışırdı "
fısıltı, fışırtı" demek,
pışbaga "
fışırdayan bağa" olabilir belki
Azerbaycan Türkçesindeki de "
tıslayan bağa" belki de.
Bence Karluk ile Kıpçak dillerindeki anlam çok daha açık, Özbekçe
toshbaqa "
taş bağa", Kırgızca
taşbaka, Tatarca taşbaqa, Kazakça
tasbaqa (Kazakça
tas "
taş").
Bence bizdekinin de aslı *
taşbaga idi, zamanla tosbağa'ya dönüşmüş olsa gerek.
Macardaki sözcük de ilginç
teknősbéka. Aslında Türkçe kökenli,
teknő < Türkçe
tekne "
leğen 2. yalak 3. gemi gövdesi"den alıntı, Macarcada da aynı anlamda. Macarlar buna küçültme eki takıp >
teknős "
küçük leğen, kap 2. kabuk" biçiminde bir söz türetmişler, buradaki küçültme eki olan /-
s/ (okunuşu "
ş", Macarcada
s'ler "
ş",
sz'ler "
s" okunur) bizdeki küçültme eki plan /-ç/ iel kökteştir, örneğin
topaç "
küçük top",
anaç "
ana gibi olgun davranan küçük kız çocuğu",
bakraç "
küçük bakır kap < bakır-aç" vb. ş-ç benzeşen sesler.
Macarca
teknős = bize uyarlarsak
tekneç olur, Macarca
béka da bizdeki
bağa, yani Macarca
teknősbéka sözcüğünü bize uyarladığımızda
tekneçbağa olur
"
teknecikli bağa" da denebilir... Zaten küçültme eki /-
cık/ aslında eskiden < /-
cak/ idi, bu da ikili bir küçültme ekidir, biri söz konusu /-
ç/ diğeri de bir diğer küçültme ekimiz olan /-
k/ (
başak "
küçük baş",
yolak "
küçük yol, patika",
gölek "
küçük göl",
topak "
küçük top" vb.) bu iki ek birleşince iyice küçültme eki olmuş
/-
cak/ bu nedenle sevimlilik anlamı katmış, oysa /-
ç/ ile /-
k/ ekleri sevimlilik katmaz, yalnızca boyut bazında küçüklük bildirir.
İzlandacada kaplumbağa'ya >
skjaldbaka denir,
skjald "
zırh 2. kalkan" demek (
İngilizce shield ile kökteş), sondaki baka'yı Türkçe baka sanabilirsiniz ancak değil, "
arka, sırt" demek, İngilizcedeki
back ile kökteş yani
zırhsırt ya da
kalkansırt Tacikçede de
sengpüşt derler, yok hemen yanlış anlamayın,
seng "
taş" demek,
püşt da "
arka 2. sırt" yani
taşsırt Bu arada, sözcüğün aslı "
u" ile, ancak öyle yazınca forum sansür verdi, sözcük **** biçiminde yazıldı, o nedenle "
ü" ile püşt yazdım, Türkçeye argo olarak alınmış Farsçadan...
Kurbağa da ilginç meselâ, Kazakçada
qurbaqa ya da
kölbaqa "
göl bağa" deniyor, Azerbaycan dilinde
qurbağa, Özbekçe
qurbaqa, Kırgızca
kurbaka, Tatarcada yalnızca
baqa, Türkmencede ise
gurbaga deniyor
aslında
baka tek başına "
kurbağa" demek zaten, eski Türkçede uzun a iledir <
bâqa, belki
bagır- "
ses çıkarmak" ile kökteş olabilir.
İranî dillere de bağa/kurbağa Türkî dillerden alınmış, Farsça
qurbağa /
قورباغه/, Tacikçe
qurboqqa /Қурбоққа/ Türkçeden alınma olduğu belirgin olan sözler, Kürtçe
beq "
kurbağa" da Türkçe
baqa'dan alınma olabilir, ancak olmaya da bilir, çünkü Sanskritçe'de
bheka /भेक/ da "
kurbağa" demek, Kürtçe de Hint-İran dillerinin İranî kolundan olduğu için Sanskritçe
bheka ile Kürtçe
beq akraba olabilir. Bu durumda, Türkî dillerdeki
bâqa < Sanskritçeden alınma olabilir mi? Olukça güç bir olasılık, Budist olaydık ihtimal vardı ancak Sibirya'daki Yakutlar dahi
bağa diyorlar kurbağa'ya, Sanskrit nere Sibirya nere?
Türkçeden Sanskrite geçti desek o da zor... İngilizce
earth "
yer" ile Arapça
ardh /
أرض/ "
yer" gibi bir tesadüfî benzerlik olsa gerek.