Türkiye de ucuz iş gücü yok ama şöyle yok.
Türkiye de işcilik kapitalizmin istedigi derecede ucuz degil. anadolu halkı bildiginiz tembel ama bir o kadarda ucuza kolay kolay çalışmaz DI.
taaaki , kapitalizm yeni bir yol bulup uygulamaya sokana kadar.
Bu gün türkiye de , binlerce degil milyonlarca ucuz işci var. Afganından suriyelisine v.s
Türkiye deki bu ucuz işci gücüne sadece sınırlarının dibinde alevlendirilen savaşlarla degil daha uzaklardan getirilen insanlarlada şahit oluyoruz..
Dibimizdeki alevlendirilen savaşları hep enerji sömürüsü sanardım. Bir yere kadar böyle.
Şimdi ise abd ve avrupa için ucuz işci cennetine çevrilmesinin 20 hatta dahada öncesinde tasarlandıgını görebiliyorum.
Komplo gibi görünebilir ama türkiye ucuz işci cennetine çevrildi.
Dedigin gibi para ve yatırım daha evvelinde kontrollü bir şekilde getiriliyorDU
muhalefet dışardan yatırım gelmiyor falan diyor ya , ben öyle düşünmüyorum. Sıcak para girişi durdu sadece , yatırımlar devam ediyor yada kapitalizmin isdeği seviyey geldi
Artık ucuz işci gerekli ve o işciler ufak ufak türkiye ye dolduruldu. Her ilde ilcede , kasabada köyde. Hatta , ovada yaylada her yerde varlar. Olmadıkları bir yer yok.
İşin ilginci devlet politikası olmuş.
Türkiye yi çine benzetmeye ramak kalmış gibi.
Birileri türkiye yi küçük abd yapmaya ugraşıyorlar derlerdi bende acaba derdim.
Yok bildigin çine benzetiyorlar.
Türkiye de yerli işzilik zirve yapabilir.
Ama bir durum var. Bu dısardan gelen ucuz işcilerin çalışması falan yerlinin bir kaç misli .
Bu işcileri şimdilik yerli bakkal, sanayici , mezarcı , tekstilco v.s sermaye kullansada , kısa süre sonra bunlar uluslararası sermayenin işcileri olular.
Yerlilerin dışındaki yerlerdede görmeye başladım.
Bunları o insanlara karşı oldugumdan , yada başka bir sebepten yazmıyorum.
Kapitalizm yada senin dedigin emperyalizme dönüsen kapitalizm , anadoluda , devlet ve hükümet eliyle dizayn ediliyor.
Biraz teknoloji ve ucundan azcık refah gören siyasal islamcı bir guruh bu durumu , sıcak para , turist , yatırım , istihdam , diye cilalıyıp duruyor.
alamanyada yaşayan bir çok ayı da , durumu refah zannedip önüne tutulan her mikrofona yada foruma ahkam kesiyor.
2023 , ikibin yirmüç diyip duruyorlar ya ! 2023 deki olacakları merakla bekliyorum.
Bu kapitalistlerin , abd , ab , japonya v.s in destegi olmasa bu hükümet 10 gün o koltuklarda oturamaz.
Siyasal islamcılar ve kapitalizmin baş aktörlerinin birbirlerine verdikleri destek o kadar aleni ve açıkki , görmemek için körlük bile bahane olamaz.
Bu gün için konusulan ekonomik kriz denilen durum bile bana göre yanıltıcı , muhakkak altında bir pislik var.
Şu covid 19 aşıları için verilen para yada verilecek herneyse , halkın sağlıgı için degil. Başka bir pok için oldugu ortada.
Uzatmıyım.
Türkiye yi ucuz işci cennetine cevirip başka türlü soyacaklar gibi görüyorum.
Komplo gibi görünsede , görünen bu.
Çok doğru tespitler
Damat 128 milyarı iç edip yol almadan önce
Şu tarz bi cümle kurmuştu.
"Çinle rekabet edebilecek şartlara sahibiz"
İtiraf ettiği şey bu ülkenin ucuz işgücü cenneti olmasıydı.
Haftada 40 saat çalışma 100 yıl önce İLO standartıydı.
Fiili olarak bu ülkede islamo-faşist iktidar döneminde 60 saate çıktı.
Asgari ücretlilerin çalışanlar içindeki oranının en yüksek olduğu ülkelerden biriyiz.
Kayıt dışı kaçak işgücü diğer çalışanlar üzerinde baskı aracına dönüştü. Birim sermaye başına en ucuz emek bu ülkede.
Yani artı-değer gaspı üzerinden rekabet edildiğini damat zaten itiraf etmiş
Dürüstlük ve doğru perspektif gerçekleri görmeye yeter.
arkadaşlar o kadar ekonomi konuşuyorsunuz da kısa yoldan zengin olma teknikleri de paylaşsanız biraz faydalı olurdu.
kısa yoldan, kısa zamanda, emeksiz, çalışmadan 1 milyon dolar kazanabilmek.
işte mesele bu.
bu aralar dolandırıcılık ve hırsızlık belgeselleri izliyorum.
güzel teknikler öğretiyor ama ben daha legal yollara öncelik veriyorum.
mükemmel bir sistemde bulunması gereken bazı özellikler:
1- eşit olmayan gelir dağılımı, mutlaka bulunmalı.
2- eşit olmayan emek dağılımı, bütün emekler robotlara yüklenene kadar mutlaka bulunmalı.
3- emeksiz kazanç imkanı, mutlaka bulunmalı.
bunları içermeyen sistem fikirleri çöpe gitmeye mahkumdur.
Kurduğu cümlenin sonucunu bilmeyen benimle aynı soyadını taşıyan oğullarım kardeşlerim var
Artık aramadığım
Seni ne yollara sokarım bir bilsen
Ama yürüyemezsin
Yürüyemediler
Parayı daha iyi anlayabilmek için paraya sahip olmak gerektiğini hissediyorum. Para kazanma amacım aslında bu, parayı anlamak.
1 milyon dolar kazanınca ne hissedilir?
senaryo 1: hayal kırıklığına uğrayıp ''para o kadar da önemli bir şey değilmiş'' demek.
senaryo 2: bu miktar yeterli değilmiş, 1 milyar dolar kazanıp Jeff Bezos gibi uzay seyahatine çıkmam lazım.
senaryo 3: miktarı yeterli bulup para özgürlükmüş demek.
gezegende bina yapacak kum kalmıyor.
içecek temiz su da kalmaz yakında.
soluyacak temiz hava kalmaz.
düzgün bir iklim kalmaz.
medeniyetin sonu gelecek belli ki.
tüm binalar tüm teknolojik yapılar hızlıca çökecek.
iktidarın faiz politikası gibi, gelecek odaklı değil günü kurtarma odaklı herkes.
büyük çöküş gerçekleşecek.
sonra ne olacak? mağara devrine mi döneriz, mars devri mi başlar.
E=M
Senin ki marxsizm çünkü sende marx gibi kütle enerji eşitliği üzerinden diyalektiği yanlış okuyorsun.
Oysa formül "diyalektik miktarı" ile azı çoğu gösterir, sana ne kadarsa, o kadar olması gerektiğini söyler.
Enerji iş gücümüz, eşitlik işaretimiz para, maddede ürünümüz olsun. Reel sektör, ne kadar işiyle, o kadar ürününü, parasıyla dengeler.
Eşitlik işaretimiz ="miktarı" ile piyasayı dengeliyorken, değişim aracı olan paranın kendisi kâr için kullanılmaya başlanıyor. İşte işin yanlış olan tarafı dediğim faiz budur.
Faiz, Enerji madde dengesini bozup hayali bir zenginlik üretiyor. Diyalektik ilişkinin para dolaşımını takip etmemi istiyorsun ama ben dindar değilim. Paranın madde meselesi olduğunu ve tek başına çoğalmayacağını biliyorum. Peygamberin İsa'nın sepetini taklit ediyor ama haberin yok. Bu nedenle seni gerçekliğe davet ediyorum.
Bak inanmıyorsan 10 tane fasulyeyi kaynat. Dolaşım adınada arada sırada güzelce karıştır ve sonra bak bakalım kaç tane olmuş. Olmaz diyorum, kazana da atsan elden ele de dolaştırsan, toplayan işgücü olmadan fasulyelerin çoğalmaz. Artı değer sınıf ilişkisinden gelir, ama ana kaynağı enerjidir. Bu nedenle, faiz dediğimiz diyalektik ilişki üzerinden maddeleştirilemez.
E = M denklemin yanlış okunuşu doğal gücün kaybına neden olur, ve eğer bu olursa, hareketi dikte etmek zorunda kalırsın. Sana marxistsin dememin sebebi bu.E = M formülünün diyalektik miktarını okuyamayan biri, zamansız holizmin hareketi konusunda yanılır.
Diyorum ki kandırmayalım, neyse onu konuşalım. Marxsizmin enerjine al madde olmaz, anarşide ne kadar çoksa o kadarı olması kaçınılmazdır diyorum. Formülü "miktar" olmadan bütüncül okuma, kaçınılmaz olarak hareketin kontrolüne yol açar. Buna ikna olmuş biri her kimse, ne olursa olsun anarşist olamaz. Olamaz derkende amacım seni incitmek değil, sadece sana neyse o gerçeği söylemeye çalışıyorum
Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler
Evrim teorisini basitçe anlatabilmek için istediğin kadar çabalasan da, bir noktadan sonra özgün teknik detaylara girmek zorundasın.
Kapitalizmin analizi/eleştirisi de buna benzer.
Detaya indikçe görünen o ki daha bir zırvalamaya devam edeceksin.
Ben mi anlatamıyorum sen mi anlamıyorsun demiycem.
Ben anlatıyorum sen de anlıyorsun.
Ama işine gelmiyor.
Sözümona faizsiz bir kapitalizm palavrası üzerinden kapitalist hegemonyanın borazanısın.
Finans kapital reel sektörü de hane halkını da düdükler.
Bretton-Woods ile bunun aparatlarını geliştirmeye başlamıştır.
Merkez bankaları, Rezerv para, altın endeksinin kaldırılması bunlar zeitgeistde anlatıldığı gibi hatta daha da karmaşıktır.
Ancak sistem bir bütündür.
Unsurlarından birine indirgenmez ve unsurlar karşılıklı ilişkilerinden bağımsız ele alınmaz.
Karmaşıklaştırmak yerine sadeleştiriyorum.
Sadece basit bir örnek vereyeyim ve düşün biraz.
Reel sektörde iş yapmak istiyorsun.
Sermayeye ihtiyacın var.
Faktör piyasasında sermayenin maliyeti/faizi belli.
Fizibiliteni nasıl yaparsın.
Çok basit: Emeğin katma değeri ile emeğin maliyeti arasındaki farka (toplamda hep pozitiftir) yani artı değere bakarsın.
Artı değer sermayenin maliyetinden büyükse (toplamda her zaman büyüktür) yatırım kararını verirsin.
Yani gasp ettiğin artı değeri sermaye ile paylaşırsın.
O artı olmasa sen faizi hangi kaynaktan ödeyeceksin.
Basitçe kaynak bazlı düşün.
Finans kapitale giden faiz kimin cebinden çıkıyor.
Kaynağı ne.
Kaynağı artı değer.
Artı değerin kaynağı ise
Değeri üreten emeğin, işgücü adı altında faktör piyasasında alınan-satılan bir meta olması.
Mesele bundan ibaret.
Bu konu bundan daha basit dile getirilemez.
Cübbeli ahmet gibi; "evrim ney hani şu insanın maymundan gelmesi şeysi mi " düzeyindesin.
İşin bu kadar kısmını es geçip finans kapitalin alt kapitalisti düdüklemesinin aparatlarını dile getirmen sistemi deşifre etmiyor.
Tam tersine kurgusal bi faizsiz kapitalizm yanılgısı üretiyor.
Müteşebbis ve sermayedar aynı kişi olursa
Faiz karın içinde saklanırdı.
Ki o da kapitalizmin doğasına aykırıdır.
Kapitalist hegemonyada kaynağın yönü tabandan tepeye doğrudur.
Her anlamda tekelleşme kaçınılmazdır.
Onca anti-tröst yasaya rağmen tekelleşme artmaya devam ediyor.
Reel sektör alt kapitalistinin artı değer gaspından hissesine düşen pay azalıyor
O yüzden bağırıyorlar
Gasptan daha çok pay istiyorlar.
Bu durum senin konumunu da açıklıyor.
Bence sen haddini bil
Laga luga yapma
Anarşizmin ne olduğuna anarşistler karar verir
Troller değil.
Fizibilite kavramını neo Marksistler gibi kullanma, kafan karışır. Bak, anlattığın saçma fizibilite ile adamlar saçma medyatik viral hikayeleriyle sistemi sıfırlamaya çalışıyorlar. Bunların ahlaksızlığı marxin faiz sepetinden geliyor. Olabilirlik, yahu neyin olabilirliği?. Bu yaptığın anarşizme küfürdür.
Faizin, Mesih'inin sepeti gibi gerçeklik, yani kendiliğinden coağalan bir para kaynağı yoktur.
Para coağalımı reel sektörün iş gücü karşılığı ile oluşur.
Hareketinle kiraz ağacı diktin, kirazların artı değer olması gibi düşün. Hareket, enerji olarak katma değer yaratır. Şimdi faiz kaynağımız neymiş? Hareketmiş. Bu nedenle "O artı olmasa sen faizi hangi kaynaktan ödeyeceksin!" cümlen aptalca.
Sana bu yüzden faizin gayri meşru bir borç olduğunu açıklamaya çalışıyorum.
Artı Değerin form yapıların hareketinden kaynaklanması doğaldır, ancak bunun isa nın sepeti ile ilgisi yoktur. Para paradır balıkta balıktır, döndür dolaş çoğalmaz. Marxin para dolaşımı isanın sepet hikayesidir. Ana kaynak hareket zenginliktir dememe ramen, marxsizmin enerjine al madde.... sini diretiyorsun.
Dengesizliğin kaynağını hareket ile göstermek zırvalıktır. Hareketin nötr hali zaten dengesiz.. Bu nedenle E = M formülünün diyalektik miktarını okuyamayan biri, zamansız holizmin hareketi konusunda yanılır demiştim. Diyorum ama felsefesini yapmıyorsun ki.
Geçmişte tartışırken de kaç kez söylediğimi hatırlamıyorum. Yahu şu bildik zigtiğimin öğrenilmiş literatürünü bana okuma. Rotanın yanlış olduğunu zaten tüm dünya görüyor. Ama sistemi sıfırlayanların siyasi gücü senin edebiyatından geldiğini unutma. Çünkü sen kaynak göstermekle marx gibi onların hırsızlığına çanak tuttun.
Corona yalanıyla birlikte hırsızlar ekonomik yetersizliğe son vererek insanları diktatörlükleriyle hareket etmeye zorlamaya başladılar. Sen kaynağı kurutmak istiyorken hırsızların da aynı yolun yolcusu olması komik değilmidir.
Bir de kapitalizme karşıymış gibi davranıp pandemi saçmalığına karşı samimi bir duruş sergileyen içtenlik arkadaşımıza saldıranlarıda kast ediyorum.Kimin trol olabileceği belli olmasa da bazi sacmaliklardan bir sonuç çıkarabiliyorum.
Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler