hur-kus´isimli üyeden Alıntı
Sheila, ABD'de çok dindar bir ailede büyüdü. Onun şu sözleri size tanıdık gelebilir:
"Küçüklüğümden beri bizi yaratan bir Tanrı olduğuna inanıyordum. Ama kendimi hiçbir zaman O'na yakın hissetmedim. Sanki Tanrı beni sadece uzaktan izliyordu. Benden nefret ettiğini düşünmüyordum ama benimle ilgilendiğine de inanmıyordum."
Sheila'nın neden böyle şüpheleri vardı?
Şöyle açıklıyor:
"Ailem art arda çok üzücü olaylar yaşadı ve Tanrı bize hiç yardım etmiyor gibiydi."
Belki siz de Sheila gibi Tanrı'nın var olduğuna inanıyorsunuz. Fakat Tanrı'nın sizinle kişisel olarak ilgilendiğinden şüphe duyuyor olabilirsiniz.
Eyüp peygamberin de benzer şüpheleri vardı. O tabii ki Tanrı'nın gücünden ve hikmetinden kuşku duymuyordu (Eyüp 2:3; 9:4).
Fakat art arda trajik olaylar yaşayınca ve hiçbir çıkış yolu göremeyince Tanrı'ya şöyle sordu:
"Neden yüzünü benden gizliyor, beni düşman görüyorsun?" (Eyüp 13:24).
Peki Kutsal Kitap bu konuda ne der?
Acı olayların sorumlusu Tanrı mı?
|
.
Sevgili hur-kus
Bu kadar dürüst ve serbest yazmalı mıyım? bilmiyorum ama (bir deneyeceğim ve) sanırım öyle yapacağım. Burda Tanrıya ilişkin bir -kısmen- psikanaliz de deneyeeceğiz.
Yukarıdaki Tanrı kavramı ve kavramsallaştırması bana (bir üst-yapıyı ve) bir ebevyn koruması/denetimi ve hattını, bir de bir evcil hayvanla insan yakınlaşmasındaki bağ vb. sıcaklığını ve bunun uyardığı ilgi hattını ve kopan ilgi-yardım arayışını , koruma arayışını vb.ni hatırlattı.
Sheila olayların akışını değiştirecek ve anne babasına taraf çekecek ya da ona istediği rahatı huzuru ve anne babayı verecek ya da anne ve babasının tüm sosyal dertlerini (kolayca) çözecek bir Tanrı arıyor çünkü Sheila acı çekiyor. Oysa yetişkin insan bir birey içerik ve çok fazla bireysel çatışma ve istek var. Bu bir toplumsal yapı ve -genel- (kişiye özgü olmayan) sorun -genel- zincirleri var. Yani, Sheila ya da onun ailesi de bu sorunları yaşayan tek kişi ve aile değil. Dünya da çok zor içerikleri yaşayan insanlar var. Sheila nın fikirleri sanırım büyüdükçe değişecektir.
Tanrı üzerine nasıl -bir- çözümleme üretilir bilmiyorum. Örneğin doğanın içeriğinde büyümüş bir hayvanı ele alalım. Aslan-kaplan ve ayı, domuz gibi bir hayvan yavrusu, bir süre kardeşleriyle oynayıp erişkin hale gelir gelmez annesi tarafından doğada yalnız kendi kaderine bırakılacaktır. Ancak aslan kaplan, domuz gibi hayvanların kısmen grup etileşimi var. Ama bazı hayvanlar yine de bağımsız içerikler. Ayıları düşünelim-yalnızlar gibi...
Otçullar ise anne bağla büyüseler de, sürü bağla sürekli içiçeler ve yaşamlarını bu sürü ve grup bağlarda öğrenerek ve birlikte deneyimleyerek sürdürüyorlar.
Bir de insanla yaşayan, insanın içeriğine çekilmiş modern hayvan dostlar var. Örneğin evcil kedi ve köpekler var. Kediler özgürlüğüne, kendi dünyasına düşkündür ancak köpek nerdeyse yarı canlı bir insan oyuncağıdır/eğlendiricisidir ve sahip bağ kurar. Bir köpekle insan arasındaki iletişim/bağ tabiri caizse inanılmazdır ve olağanüstüdür. İyi sahip kötü sahip olabilir. Değişik ilişki profilleri olabilir ancak modern kent yaşamındaki insanın kedi-köpek iletişimini ele alarak ve de özellikle kendi de yalnız bireyin çok yoğun ilgi, sevgi arkadaşlık çemberi kurduğu bir dostluktan bağdan sözediyoruz. Burada örneğin köpeğin bu bağı kaybetmesini ele alalım. Köpeği doğaya özgürlüğe geri salıvermek gibi düşünebilirsiniz. Minions gibi yeni sahip araycaktır. Mutlu edecek insan arar. Kendi mut'u buna bağımlıdır. İnsanın kanadı kırık bir kuşu doğadan edinip iyileştirdiğinde (ve onla dostluk-sıcaklık sevgi bağ kurduğunda ve ona hazır yemek sağladığında) onu geri salıvermesi zincirini de düşünebilirsiniz. Sanırım köpek artık yaban bir köpek olamaz( tabi ki onu Masanobu Fukuoka'ının ekin deneyleri gibi bir çemberden geçirmezsek...) ( İşte Tanrı buradaki boşluğun mu adı diyoruz?!? çünkü yaban köpeğinin Tanrıya ihtiyacı yok emin olabilirsiniz. Onun dünyasında bağsız/ilişiksiz kavram..)
İnsan içeriğindeki çocuk ve (evcil) hayvan denilenin ihtiyaçları (ebeveynce) direkt karşılanır. Çocuğun öğrenimi ve bağımsızlığı kısıtlanır. Bu doğa gibi değildir. Çocuk fazla korumacıl ve sevgicil/ilgicil bir çemberde yetişir. (Kanımca özellikle Hristiyanik) Birincil Tanrı yoksunluğunu uyaran/oluşturan etmenlerden biri de budur.
Yine çocukla anne baba ve ebeveyn ilişki ve bağlarını ve özellikle fazla sevgicil ilgicil anne baba yaklaşımını ele alalım. Ve bunlardan birinin kaybını/kopmasını ya da yetişkinlik ile sosyal hayata salıvermeyi ve aileden/ebeveyn denetiminden kopma ve özgürleşmeyi ele alalım.
Doğal içerikteki hayvan, yaban hayatı tek başına deneyimlemek ve öğrenmek zorundadır. Bir kez öğrendiğinde ise tekrar sorun yaşamaz. Sheila nın dertlerini barındıracak zamanı bile belki yoktur. Çünkü kaçmak, saklanmak, yiyecek aramak gibi dertlerle meşguldür.
Sosyal içerikteki birey, bu yaban ve sürü dediğimizin ve uygar dediğimizin hepsinin karışımı ve sentezi bir içerik gibidir.
Tanrıyla ilgili düğümün/düğümlerin (soru ve cevapların) burada olacağını düşünüyorum.
Sheila ya bir (koruyucu -sorun çözücü, iyiniyetli) Tanrı fikri aşılanmış ve bunu belki de yine annesi aşılamış ya da annesinin böyle bir fikri (esrikliği) vardı..ve ona geçti..sevgi sıcağı..
Tanrı yoksunluklarının ve fikirlerinin (ayrıca Sheila nın dertlerinin de) yukarıda anlatılanlara paralel olarak (bir üst yapı ve üst koruyucu/kollayıcı/ilgici/seçici ve sorun çözücü) ebeveyn, sahip, üst benlikten alınan ilgiye ve korumaya ihtiyaç ve bunun yanında ayrıca dostluk, kaynaşma, sevgi, sosyal arayış vb. yoksunluklara/özleme ve doğa bağların getirdiği ve oluşturduğu yukarıda sayılan tüm bu karmaşalara çözümlenmesi gerekeceğini düşünüyoruz.
Doğa da bir üst yapı var mı? İç benlik ve üst benlik var mı? Gerçekten var mı?
Bu soruyu cevaplamadan önce şuna dönelim..
İsayı seviyoruz ancak ve ancak;
Modern dünya da TANRI toplumdur ve devlettir. (Birincil Tanrı) Bunlar olmalıdır (üst yapı ve organizasyon olarak ve organize koruyucu -güç- olarak) . Bütün ödevler bu ikisine (toplum ve devlete) yüklenmelidir ve Tanrı da bunlarda gerçekleştirilmelidir. İnsanlık bunu anladığında barış ve sevgi/ilgi bulacaktır. Bence bir üst paragrafın yanıtı da buradadır ya da bu sayılanlar o yanıtı da sonra daha gerçekçi bir biçimde sağlayacaktır. Esen kalınız.