paslıçivi´isimli üyeden Alıntı
birakın arkadaşlar rahat rahat herşeyi tartışsınlar..
akkoyun karakoyun çıksın ortaya.. 
|
Ortaya çıksın tabi ama, bu şartlarda biraz zor. Koyun sahipleri yani çobanlar hiç te işinin ehli değil çünkü.
Hewreman´isimli üyeden Alıntı
Kaş yapayım derken göz çıkaran sensin. delilini göstermelisin.
BAKARA 75- Siz (Müslümanlar,) onların size inanacaklarını umuyor musunuz? Oysa onlardan bir bölümü, Allah'ın sözünü işitiyor, (iyice algılayıp) akıl erdirdikten sonra, bile bile değiştiriyorlardı.
|
Tamam kerdeşim, göz çıkaran ben olayım. Ama dikkat edelim de birbirimizin gözünü çıkarmayalım
Verdiğin ayette,
1. ''Bir bölümü...'' denilerek, tahrifi hepsinin yapmadığı bildiriliyor,
2. ''Sözünü işitiyor...'' denilerek, kitapta değil anlayış ve yorumda tahrif yaptıkları vurgulanıyor.
Kasas 49 ve Ahkaf 30 ayetlerine dikkatini çekmek istiyorum. Bu ayetlerde neden ısrarla kur'andan önceki kitabın tevrat olduğu ve halen bozulmamış olduğu vurgulanıyor?
Bu iki ayete ve incilden bahseden diğer ayetlere göre diyebiliriz ki, kur'an indiği dönemde, elde bugünkü incil ve tevrat vardı ama incil bir kitap olarak isimlendirilmezken tevrat kitap olarak adalndırılıyor ve kur'ana benzerliği vurgulanıyor.
Dolayısıyla tevrat ve kur'an benzeri olmayan bu vahy eserinin tam olarak ne olduğunu çözmemiz gerekiyor. Hz. İsa'nın bizaat kendisinin ''KELİME'' olarak isimlendirilmesi bu konuda işimizi kolaylaştırıyor.
Bakara 41, Al-i İmran 93, Maide 43-44 ve A'raf 157. ayetlere de bie bakarsan iyi olur.
Bu konuda şunu söylemekte fayda görüyorum: Bir müslüman olarak tevrat ve incil(?) değiştirilmemiştir desen imanına bir zarar gelmez. Bunu savunan islam alimleri az da olsa vardır. Abdullah ibn Abbas kur'an hafızı olduğu gibi aynı zamanda tevrat hafızı idi.