Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 21-08-2022, 17:33
marcos - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
marcos marcos isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 04 Apr 2011
Mesajlar: 1.312
Standart

Keşke Ali NESİN' de ki umut bendede olsa fakat ne yazık ki yok.
Şahsi fikrim ülkenin dağılacağı doğrultusunda.
Kendi kanunlarını hiçe sayan bir devletin varlığı anayasanın kanunlarının kendine ait sözleşme olduğunu umursamayan bir halkın varlığı sadece iddiadır.Geçersiz bir iddia.

Artık filmin son sahnesini seyrettiğimiz düşüncesi beynimde dolaşıp duruyor.Belki ben karamsarlık yapıyorum belki tedirginlik kaygı bende var.Fakat tüm hislerim bu yönde.Bana öyle geliyor ki kurtuluş yok.

http://bizimsokagincocuklari.com/wp-...EMES%C4%B0.pdf

" Şüphesiz eğer ki hayvanların dini olsaydı, şeytanı insan şeklinde hayal ederdi." / W. Ralph Inge
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 21-08-2022, 18:00
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

Saygideger Marcos Dost,

Fasist Kohne Duzenin Turkiye halklarini uyutmak icin Bu Ulkede Cumhuriyetin kurulusundan beri Irkci, Milliyetci ve Gerici propagandalarla insanlarin beyni uyusturuldu, Turkiyede Insanlarin Beyni Bu Egemenlerin nutuklari ile sinirlidir. Yok degilse bu ulke bu halde olabilirmiydi!

CHP, MHP, AKP ve Fasist Mecliste olan butun duzen partileri Turkiye Halklari Uzerinde istedikleri oyunu oynamaktadirlar, Bunlarin biri digerinden farkli degildir. Hepisi yarasalar gibi Ezilen ve Somurulen halklarin kanini iliklerine kadar emmek icin yarisa girmistir.

Turkiye Halki Zeki veya Kendi Gelecegini Gorebilen Bir Halk Olmus Olsaydi, 20 yili askin bir donem yalanlarla, sahtekarliklarla, duzenbazliklarla vs vs vs iktidarda kalabilirmiydi?.

Canada`da Brian Mulroney tek basina 375 millet vekili ile iktidardaydi, Savunma Bakanin Isine Karisti diye istifasini verdi, bir dahaki secimde sadece 3 Millet vekili cikarabildi!!!!!!!

APTAL; "zekâsı pek gelişmemiş olan, alık, bön, budala, ahmak (kimse).) gibi kapsamlar icinde olanlar icin soylenir, malesef bu toplumun %95 bunlarla sinirlidir.

Saygi ve Insani Sevgilerimle.

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 22-08-2022, 13:33
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

Türklerin aldatılma tarihi, araştırmayı hak edecek bilgi ve örneklerle dolu. Anılarda bir çok örnek var. Ben Avrupa'da Türklerin belgeselini çekerken aldatılma, dolandırılma hikayeleriyle karşılaştım. 1960'tan itibaren sayısız hikaye önüme döküldü.

Bir işçi 10.000 mark dolandırılmış. İki yıl sonra 80.000 mark dolandırılmış! Nasıl olur iki kez ve daha fazla para verebildin, diye sorduğumda "Dini konuları çok güzel anlatıyordu" diye cevap verdi!

"KAZAN HİÇ ÖLÜR MÜ HOCA..."

Yani, sılada ezildiği yalnızlık içinde ona hayali bir dünya kuran insana, her gelişinde çarpılabileceği anlaşılıyordu. Avrupa'daki Türklerin bileğini kimse bükemezdi, eğer bu kadar dolandırılmasalardı! Yaklaşık 60 yılda Avrupa'nın en zengin azınlığı olabilecek Türkler 4-5 kuşak sonra işsizlik, yoksullukla boğuşuyor.

Türkiye'de de banker patlamasıyla başlayan kitlesel insan dolandırma sistemi, ülkede düzenli bir yapıya kavuştu. Ara ara haberleri çıkan, "saadet zinciri" dolandırıcılıklarıyla haberdar olduk. O kadar yüzsüz ki, bu dolandırıcılardan biri, dönemin Başbakanı Çiller'i bile dolandırdı diye haber olmuştu…..

Bankerlik adı altında dolandırıcılık patladığında, ben İstanbullu orta ve alt sınıftan insanlarla konuştum. Bunlar aptal, cahil falan değillerdi. Evini, arabasını satan paraları yatırmıştı. Hak etmediği parayı almayı normal görüyorlardı. Bana da zamanında ısrar etmişlerdi ben de ‘Nasrettin Hoca fıkrasındaki gibi bu iş!' demiştim hiç anlamamışlardı. Komşusundan ödünç kazan alan hoca geri verirken yanında bir tane daha verir. Bu ne Hoca? sorusuna "Kazan doğurdu" yanıtını verir. Bir sonraki ödünç almadan sonra kazanı vermez. Kazanın sahibi öfkelenir, Hoca "Kazan öldü" der. "Kazan hiç ölür mü hoca" diye soran komşuya cevap nettir: "Doğurduğuna inanıyorsun da köftehor, öldüğüne neden inanmıyorsun?"

Böylece orta sınıf, Özal döneminde maddi varlıklarını kaybederek zayıfladı. İntiharlar oldu.

Zayıflayan sadece ekonomik güçleri olmadı, değerleri de zayıfladı. Kentli sınıf yoksullaşarak maddi, manevi kimliğini kaybetti.

Özal'dan sonra gelen iktidarlar da bunu pekiştirmekten başka bir şey yapmadılar. Orta sınıfı, eğitimi, kentlilik bilincini, milli kimliği pekiştirecek hiçbir politika işlenmedi.

Yoksullaştıkça, ruhsal durumu bozuldukça ve umudu yok oldukça toplumsal şizofreni yapılandı. Gerçeklerden kopan toplum da komplo teorileriyle beslendi. Dedikodularla büyütüldü. Din postuna bürünen ideoloji, siyasi yapılarla Hurafeler İmparatorluğu kuruldu.

Soygunlar ve tüm psiko-sosyolojik yapılanma savaşı medya eliyle yürütüldü. Kültürel strateji kurgulandı.

Artık gerisi kolaydı….

Sadece medyada gördüğüne, sadece söze inanan bir yapı…

KÜLTÜREL KİMLİĞİNDEN KOPMUŞ TOPLULUKLAR ALDANIR.

İftira, bir kuruma böyle dönüşür, bunu romanın başladığı tarihlerden itibaren Türk roman ve hikayelerinde görebiliriz. Bu yapılanma Cumhuriyetle kesilmişti. Umuda ve bilime açılan kapılar Atatürk'le beraber gömülür.(Falih Rıfkı‘nın 1963'deki yorumu) Türk kimliği, 1950 ile okuma kitaplarından, eğitimden çıkarılır sinsice….

Soyulmakla, aldatılmakla kimliğin ne ilgisi var diyenlere net olarak belirtmeli ki; çok ilgisi var.

Kültürel kimliğinden kopmuş, milli mit ve bayramları unutturulmuş topluluklar aldanır.

1936'da Nevruz kutlamaları ülke çapında kutlanır ve Atatürk'ün kutlamalarda çekilmiş fotoğrafları var. Yıllar sonra toplumun önüne Kürt Nevruz'u olarak pazarlanıyor. Oyun büyük…. En eski Türk bayramı bin yıllık Türk mitleri nasıl devşirildi? Nasıl bir tek Türk aydını çıkıp söylemedi? Çıkan neden bir tek medyada yer bulamadı?

Son soygun bana bunları hatırlattı ve Çiftlik Bank nasıl yaşandı diye düşündüm.

511 milyon TL… 80 Bin kişi dolandırıldı. Daha önce tatlı dille, cennet vaadiyle, duymak istediklerini insanlara söyleyerek yürütülen soygunculuk şimdi herkesin elinde olan telefonlarla yapıldı. Sistem telefona indiriliyor. Oturduğun yerden hem para kazan, hem çiftçilik yap….Oh! Ne ala…

ÇİFTLİK BANK OTURDUĞUN YERDEN ÇİFTÇİLİK

Biri diyor ki: "Kandırıldığımızın farkındaydık, kendimize bile inanmadık" Temel inanç bu…

İç sesiniz size doğruyu söylese bile, iyi olan çıkar içermediği için çıkar/faydadan yana onun üstünü örtüyor kişi. Çünkü Çiftlik Bank yakınını getir, akrabanı getir, daha çok insanı kandır, ballandır, anlat sen, daha çok kazan sistemi… En yakınından uzağına kandırmaca…

Dolandırıcı, araç olarak başkalarını kullanıyor.

Gerçeği görmemekte direnen ve aldırmayan insanlar dolandırılmaya, aldatılmaya itiraz etmiyorlar. En sonuna kadar gidiyorlar.

Banka kredisi çekenler şimdi yıllarca borç ödeyecek.

Altınlarını, evini,arabasını satanlar yoksullukla boğuşacak, ailesini ve gelecek kuşakları sefalete mahkum ettiler kendi elleriyle….

Hiçbir şey araştırılmıyor, araştırdım diyenler sanal sayfada sanal yazı ve resimlere bakıyor, bir de Bursa'da uyduruk bir çiftlik var. Çalışan, yönetici falan ortada yok, ama birkaç büyükbaş duruyor. Sanalda araştıranlar orada doktor ,avukat gibi meslekleri görünce "Bunlar aptal değil ya" diyerek gerçekliğini bilmedikleri insanlara güvenerek sisteme atlıyor. İlk birkaç ay para gelince az para yatıran kredi çekerek büyük para yatırıyor!

Sanalda bile olsa, 2 milyara 50 koyun olur mu? Kurban bayramında neden bu fiyata değil demiyor!!

Çünkü oturduğu yerden yem al, depo doldur, hayvan besle sanal oyunu ama para gerçek…

Şarküteri açanlar, bayi olanlar hepten yananlar…

Sistem, para çekmeyi aydan aya azaltıyor ve geri almak istersen kilitlenip parayı yutuyor..


Kimse kimseyi uyarmıyor bu konuda. Kimse bunu medyaya taşımıyor. Bireysel özgüven sıfır!

Sürü ne yaparsa devam et….

TEMİZ YÜZLÜ OLMAK DOLANDIRICILARIN EN BÜYÜK ARTISI

Şimdi internet zararlı mecra, sanal alem zararlı mı diyeceğiz? O yokken soyulanlar o varken de soyuluyor, çünkü zihniyet ayni. Yani, haram helal demeden daha fazla para, haksız da olsa kazanç diye düşünenlere engel yok. Göstermelik hayatlar, göstermelik değerlerle hiç şaşmadan, saat dakikliğinde aldatma ve aldanma var.

Yakınlarda dolandırılan yaşlı bir teyzeyle konuştum, oğlun gönderdi diye kandırılarak üç dört kez yüklü para alınıyor kendisinden. Kızları işin farkına varınca polise gidiyorlar. Şikayet sonucu gösterilen fotoğraflara bakan teyzemizin dediği:

"Aaa.. Bunlar çok kötü suratlı, benim oğlan efendi ve temiz yüzlüydü".

Temiz yüzlü olmak dolandırıcıların en büyük artısı…

Sadece bizde değil, dünyanın bir çok yerinde seri katillerini komşular şöyle tarif ediyor:

"Çok efendiydi, sessizdi, temiz yüzlüydü. Kimseye ilişmezdi"

Bir insanın sadece yüzüne bakarak, tatlı diline kanarak nasıl kişiliği hakkında karar verilebilir?

Tüm bunlara bakınca toplamda toplumumuz için şunları söyleyebiliriz:

Finans bilgisi, ev yönetimi bilgisi olmayan, bilimsel düşüncenin temeli olan kuşkudan yoksun, sadece görüntüye, simgelere,sembollere bakarak karar veren, çoğunluğun yaptığına uyan bireysel fark göstermekten utanan, sıkılan, bir çocuk gibi istediğini hemen yapan yetişkin davranışından yoksun bir toplum. Çocuk davranış biçimi ve Taleplerini, hayal dünyasını gösteren toplumda "birey" olamamakta. Yetişkin olmak bir eğitim işidir. Hurafelerle yetişkin hayatı mümkün değildir.

Kimlik kişiliğin yapılanmasıdır. Kimliği olmayan insanın kişiliği de yarım, kafası karışık ve ne istediğini bilmeyendir. Türk toplumu bireyin yetişeceği eğitime muhtaçtır.

Nevval Sevindi

Odatv.com

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 22-08-2022, 14:27
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

Saygideger Dostlar,

Bu ulkenin lideri ve onderi olarak gorulen, Adolf Hitler`in Mussolini gibi kan emici irkci ve milliyetcilerin ustasi kimligine sahipse. Kor Bicaklari biliyen ve insanlari parca parca parcaliyan Franco denen caniye tebrikler mesajini gonderen ilk ve tek lider konumunda olan, ATATURK denen KISI LIDER VE ONDER GORULUYORSA!!!!!!!!!!!

Bu ulkede Cumuhriyetin kurulusundan itibaren 10 kasim 1938 kadar olan yasaminda,
39 katliamin mimari olan yine bu kan emici basbug irkci fasistin kendisidir.

Etrafi kusatilmis paylasmak icin her koldan saldiriya ugramis, akabinde "YER YUZUNDE BIR HALK, EMPERYALISTLER TARAFINDAN YOK EDILEMEZ VE SILINEMEZ" Diyen, Fransa, Ingiltere, ve Italya`ya BU ULKENIN TOPRAKLARINI TERK EDIN diyen. Daha sonra Kizil Orduyu Sivas sinirlarina kadar gelmesiyle, basta Italya, Ingiltere ve Fransa Soviyetlerle savasi goze almiyarak cekilmelerinden dolayi, Bu ulkenin halklari KURTULUSU Lenine`mi borclu?
yoksa Mutlaka bir lider secilmesi gerekir politikasi ile secilen Lider, Ataturk denilen katliamci ve kan emici birine`mi borclu?

Bir ulke isgalden kurtuldugu zaman ilk bas vuracagi sey veya seyleri siralarsak,
SAPKA DEGISIKLIGIMI?
KILIK KIYAFET DEGISIKLIGIMI?
HARF DEGISIKLIGIMI?

Sizce bu yukaridaki yenilikler, Savas dan yeni cikmis Ulkenin Halklari Icin Acil Gereksinim Olan yeniliklermidir (Devrimlermidir)?
Ekonomi, Siyasi ve Kulturel Yenilikler oncelikli olmasi gerekmiyormuydu?

Ekonomi; Sanayi Devrimi
Kulturel; Kultur Devrimi,
Siyasi; Sosyalist Devrim, Irkci ve Milliyetci mantiktan bu beklenmez ama hadi buna Demokratik Devrim diyelim.

Tam tersine Ulke Emperyalistlere Peskes Cekildi, Ozellikle kendi topraklarini isgal eden Ingiltere, Fransa ve benzeri ulkelere kendi ulkeniz gibi ulkemizi yagmaliyabilirsiniz, Isci ve koylumuzu iliklerine kadar kanini emebiliriniz vs vs vs vs politkalarin yani sira, Tek Basina Askeri Fasist Diktatorlugu 1945 e kadar surdurdu.
Bu Fasist Irkci Mantik 1945 de pes etmek zorunda kaldi.

Ilginc olan, 1 Mayis Dunya Isci Ve Emekci Bayramini, Ulkede Yassakliyan,1 Mayis Bahar Bayrami olarak kutlanmasini dayatan Mantigi SAVUNACAKSIN!!!
Sonra 1 Mayis`da alanlara cikip kendini Demokrat, Aydin, Ilerici, daha da ileri giderek Sosyalis, Marksist ve Devrimci olarak gormeye calisacaksin!!!!!!!!!!!!!
Tek kelime ile PESSSSSSS.

Fasizme Karsi Oldugunu Savunacaksin!!!!
Irkci, Milliyetici ve Gerici mantigi kendine onder ve lider goreceksin!!!!!!!
Cumhuriyetin Kurulusunda ANAYASA KANUNLARINI INCELEYIN, tam tamina hepisi fasizmi temsil ediyormu etmiyormu?
ANAYASA KANUNLARININ bir cogu Mussolinin Fasist Italya kanunlarindan alinmismidir alinmamismidir?

Sonuc olarak bu ulkede Cumhuriyetin kurulusundan beri yaptiklari serefsizliklere ragmen odullendiriliyorsa!!!
Sandik Basina Gidip Oy Veriliyorsa,
Alanlara ve Meydanlara akin akin yurumuyorsa,
Hak ve Ozgurluklerini Aramiyorsa,
20 yildan beri bu ULKEDE AKP VE ONUN LIDERI, NAMUSUZLUGU, SEREFSIZLIGI, YALANI, DOLANDIRICILIGI, YAGMALAMAYI VS VS VS YIGINLA OLUMSUZLUKLARA RAGMEN HALEN BUNLARI IKTIDARDA TUTUYORSA.
SIZCE SUCLU KIM?
BUNU HANGI TOPLUM YAPABILIR? VEYA BASARABILIR?
BENCE
APTAL BIR TOPLUM BASARABILIR.....

Saygi ve Insani Sevgilerimle

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 23-08-2022, 04:41
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

Erdoğan'dan dünyaya net mesaj:
Bize yan bakana düz bakmayız,

DUZ BAKSAN NE OLUR? YAN BAKSAN NE OLUR? SEN VE SENIN GIBILER EMPERYALIZMIN USAGISINIZ, ONLARIN YATAKLARINDA VE SOFRALARINDA BIRER MEZESINIZ.. SIZ VE SIZIN GIBILERE AGZI ACIK INANAN BU APTAL HALKI HER SEFERINDE KANDIRMAYI BASARIYORSUNUZ YA, SIZLERI TEBRIK ETMEKTEN BASKA BIR SECENEGIMIZ YOK. CUNKU KARSINIZDA AYDIN VE ILERICI BIR TOPLUM YOK.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Biz kimseye, hiçbir ülkeye husumet beslemiyoruz. Tam tersine, her ülkeyle her toplumla mümkün olan en iyi, en ileri, en samimi ilişkileri kurmak ve geliştirmek istiyoruz. Amacımız, yakın komşularımızdan başlayarak, çevremizde bir barış ve iş birliği kuşağı tesis etmektir. Birileri tarafından bilinçli olarak bölgemize giydirilen kardeş kavgası ve husumet üzerine kurulu deli gömleğini yırtıp atmakta kararlıyız" dedi.

https://www.milliyet.com.tr/siyaset/...amalar-6811487

YINE YALAN, YINE DOLAN, YINE SAHTEKARLIK VE DUZENBAZLIK.....
KILIKTAN KILIGA GIRMEYE DEVAM ET, GUNU GELECEKTIR BU APTAL HALK BIR GUN AMA MUTLAKA BIR GUN UYANACAKTIR.
ISTE O ZAMAN SENIN KORKTUGUN VE KORKACAGIN GUN OLACAKTIR....

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 23-08-2022, 05:06
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

Trump'tan Erdoğan'a: 'Sert Adam Olma Aptal Olma'

Başkan Donald Trump'ın 9 Ekim'de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a Türkiye'nin Suriye'nin kuzeydoğusundaki operasyonu hakkında gönderdiği mektup ortaya çıktı.

Mektubu ilk olarak Fox Business kanalı sunucusu Trish Regan özel haber olarak paylaştı. Beyaz Saray da mektubu doğruladı.

9 Ekim tarihli mektuba "gel anlaşalım" diyerek başlayan Trump, "Sen binlerce kişinin katledilmesinden, ben de Türkiye ekonomisinin yok edilmesinden sorumlu olmak istemem, ki bunu yaparım. Size zaten Rahip (Andrew) Brunson konusunda küçük bir emsal vermiştim" diye yazdı.


Trump mektubunda şöyle diyor:

"Sorunlarının bazılarını çözmek için çok çaba sarf ettim. Harika bir anlaşma yapabilirsin. (SDG Komutanı) General Mazlum (Kobani) seninle müzakere etmeye ve daha önce hiç vermedikleri tavizleri vermeye hazır. Onun bana yolladığı, daha yeni elime ulaşan mektubunun bir kopyasını da gizli olarak (bu mektuba) iliştiriyorum.

Eğer bu işi doğru ve insani şekilde çözersen tarih sana olumlu bakacak. (Ama) Eğer iyi şeyler olmazsa sana sonsuza kadar şeytan gibi bakacak. Sert adam olma, aptal olma. Seni daha sonra arayacağım"

SOZLERIMIN DISINA CIKMA, YOKSA KULAKLARINI CEKER, ESSEK GIBI ANIRTIRIM, VS VS BENZERI SOZLERINI DE SOYLE ACIK ACIK NE DEDIGINI ANLIYALIM.
OYLE DEGILMI?

https://www.amerikaninsesi.com/a/tru...a/5126857.html

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 24-08-2022, 09:21
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

Uzaya çıkacağız derken pazara çıkamaz olduk!
Arşivleri karıştırıyordum. Gözüme ilginç bir haber ilişti…

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9 Şubat 2021 günü şöyle demiş:

"2023'te Ay'a gideceğiz"

…Ve devam etmiş:

"2023 sonunda yakın dünya yörüngesinde ateşleyeceğimiz milli ve özgün hibrit roketimizle Ay'a ulaşarak sert iniş gerçekleştireceğiz.

Güçlü ve bağımsız Türkiye'nin yerini sadece dünyada değil, uzayda da tahkim edeceğiz."

O gün 9 Şubat 2021 idi…

Bugün 23 Ağustos 2022…

Şunun şurasında 2023'e ne kaldı ki?

Peki, bu konuda bir gelişme var mı? Roketimiz hazırlanıyor mu? Uzaya göndermeyi düşündüğümüz vatandaşımızı saptamak için bir çalışma var mı? Yoksa bu vaatler de havada mı kaldı?

★★★

Düşündüm de… Sayın Cumhurbaşkanı'nın dediği gibi Ay'a, uzaya gitsek bile ne olacak ki?

Ülkemizdeki sorunlar bitecek mi? Hayır, hepsi yine yerli yerinde duracak!

Çünkü iktidarın gücü, o sorunları çözmeye yetmiyor!

– Ekonomimizin hali malûm.

– İnsanlarımız ağlamaklı!

– İşçi, memur, esnaf, çiftçi, emekli, herkes bin bir sıkıntı içinde…

– Balyoz gibi kafalara inen zamlar, toplumda beyin sarsıntısı yarattı!

★★★

Ya eğitimimiz? Onun hali de içler acısı…

Doğru dürüst eğitim veren nadir üniversitelerimizden biri olan Boğaziçi Üniversitesi'nin başına gelenler malûm…

Bu bana, 2009-2015 yılları arasında Enerji Bakanı olarak görev yapan Taner Yıldız'ın sözlerini hatırlattı. Bakan, önemli bir itirafta bulunarak:

"Eğitim seviyesi arttıkça Ak Parti'nin hitap ettiği kitlenin daha da daraldığını görüyoruz!" demişti.


AKP'nin iktidara geldiği 2002'den bu yana üniversitelerle kavga etmesinin sebebi sanırım budur! Oy kaybetmemek için halkın eğitim seviyesini yükseltmemek bir proje olabilir!

★★★

2023'te Ay'a gitme tasarıları yapılıp "Uzaya çıkacağız" derken pazara bile çıkamaz hale gelen vatandaşların temel sorunları aynen duruyor:

– Enflasyon ve hayat pahalılığı sorunu…

– Sağlık sorunu…

– Eğitim sorunu…

– Hukuk ve adalet sorunu…

– İşsizlik sorunu, vs.

Gerçek olan şudur:

Yoksulluktan kurtulamadıktan sonra, Ay'a, uzaya gitsek, kâinatı zapt etsek bile neye yarar? Önemli olan yoksulluk zincirini kırmaktır!

Oh oh! Hep doğalgaz buluyoruz!
Her seçimden önce maşallah bol bol petrol ya da doğalgaz buluyoruz…

Müjdeler havalarda uçuşuyor ama sonuçta değişen bir şey yok!

Aynı pahalılık ıstırabını çekmeye devam ediyoruz.


İktidarın, 20 Ağustos 2020'de, faturaların düşeceğini ve ekonomimizin düze çıkacağını vaat ettiği doğalgaz müjdesinin üzerinden 2 yıl geçti ama doğalgaz ve elektrik faturalarında, düşmek bir yana, füze gibi artışlar oldu, fiyatlar uzaya gitti!

Doğalgaz rezervi müjdesi verildikçe ardından tarifelere gelen ağır zamları eleştiren CHP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın iktidarın doğalgaza iki yılda 14 defa zam yaptığını açıkladı.

Seçime 10 ay var. Kim bilir daha ne kadar doğalgaz müjdesi alırız?

TEBESSÜM

Temel'in siyaset sevdası
Temel, arkadaşı Dursun'u ziyarete gitmiş. Sohbet ederlerken:

"Çok düşündüm, sonunda karar verdum, pen de politikaya atılacağum. Ekonomiden sorumlu bakan olmak isteyrum." demiş.

Şaşıran Dursun, Temel'i şöyle bir süzerek "Ula uşağum" demiş "Başka işin yok mu senin? Aklını mı kaçırdın sen?"

Temel sormuş:

"Aklımı kaçırmam şart midur yaa?"

GÜNÜN SÖZÜ
Geleceğine kendin sahip çık, yoksa başkası sahip çıkar!

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 24-08-2022, 09:25
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

"Dünya liderleri karşımızda mum gibi!"
Ekonomi bir bilimdir.

AKP iktidarı bu gerçeği kabul etmezse, Türkiye'de işler hiçbir zaman düzelmez.

Bir sorunu çözmek için önce onu teşhis etmek ve hatayı kabul etmek gerekir.

Oysa AKP'nin böyle bir niyeti yok gibi görünüyor.

Her şeye tek başına karar veren Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a işlerin iyi gitmediğini anlatacak adam yok. Bunun yerine ortalık güllük gülistanlıkmış, her şey mükemmelmiş gibi methiyeler düzülüyor. Gerçeklerden kaçış, ona da, ülkeye de zarar veriyor!

★★★


Kabineyi oluşturan Bakanların tamamı, bir iş yaparken söze "Sayın Cumhurbaşkanı'mızın talimatlarıyla…" diye başlıyor. Hatta yangın söndürme işlemleri için bile "Sayın Cumhurbaşkanı'mızın talimatlarıyla yangına derhal müdahale edildi." deniliyor.

Yani, Cumhurbaşkanı'nın talimatları olmazsa ülkede hiçbir şey yapılmayacak, hatta yangın bile söndürülmeyecek, öyle mi?

Bakanların ve Saray sözcülerinin ifadelerinden bu anlaşılıyor.

★★★

Hükümetin her Bakanı, Cumhurbaşkanı'na övgüler yağdırırken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu onlardan geri kalır mı?

Sayın İçişleri Bakanı, Bayburt'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan bahsederken:

"Sadece Türkiye'nin lideri değil, dünyanın da umudu olan Cumhurbaşkanımız Tayyip Erdoğan" ve "Dünyanın karşısında mum gibi durduğu Tayyip Erdoğan…" ifadelerini kullandı. Bunlardan ne anlıyorsunuz?

Demek ki ABD Başkanı Biden, Rusya Devlet Başkanı Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Macron, Almanya Başbakanı Olaf Sholz, Mısır Devlet Başkanı Sisi vs. tüm dünya liderleri, bizim liderimiz karşısında "mum gibi duruyor!"

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun ifadelerinden bu anlam çıkıyor ama eğri oturup doğru konuşalım: Durum gerçekten öyle mi?

Kararı takdirlerinize bırakıyorum.

Aşırı ve abartılı övgülerin kazanç değil, o kişilere zarar verdiğini de bir kez daha düşünmek gerek!

Seçim sandığında nereden inceyse oradan kopacak!
AKP teşkilatı lidere övgüler yağdırırken ülkedeki sorunlar yumağı büyüyor ve meseleler içinden çıkılmaz hale geliyor.

Halkın başındaki en büyük dert enflasyon!

Acımasız bir şekilde artmaya devam eden fiyatlar çok can yakıyor. 85 milyon nüfusun 65 milyonu ağlamaklı!

Türkiye'de hukuksuzluklar devam ettikçe…

Özgürlükler baskı altına alındıkça…

İnsan hakları ihlal edildikçe…

Ülkede üretimi arttırıp, tüm dünyanın uyguladığı bilimsel yollar izlenmedikçe…

İç ve dış sorunlarla birlikte enflasyon da sürekli yükselir, her ay, bir önceki ayı arar hale geliriz.

★★★

Ekonomide mucize yoktur.

Ekonomi duayla, sihirbazlıkla değil, bilimsel kurallarla yönetilir.

Mucize bekleyen boş yere bekler!

Önce zihniyetin değişmesi gerekir. Oysa iktidarın böyle bir değişime hiç niyeti yok!

O halde ne olacak?

Seçim sandığında nereden inceldiyse oradan kopacak!

TEBESSÜM

Dünyayı ters köşe yaptık!
Tüm dünya ülkeleri faizleri arttırırken, bizim Merkez Bankası'nın faiz düşürerek herkesi "ters köşe" yapması Temel fıkrasına benzetildi.

Temel otoyolda ters yola girince trafik radyosunda dehşet içinde bir polis anonsu duyulmuş: "Bütün sürücüler! Dikkat! Dikkat! Bir araba ters yola girmiş tehlike saçıyor!"

Anonsu dinleyen Temel, sel gibi gelen araçlara bakarak bağırmış: "Ne bir arabası yaa? Bütün otomobiller ters yola girmiş, üstüme üstüme geliyor!"

GÜNÜN SÖZÜ
Ulusça mutlu bir hayat uma uma, döndük muma!

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 24-08-2022, 09:27
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

Şam'a uzattığımız zeytin dalı!
Bu iktidarın en büyük yanlışlarından biri Suriye ile papaz olmaktır!

Suriye Devlet Başkanı Esad'la 11 yıldır kavga ediyoruz. Neden?

Bunun bence kabul edilebilir bir izahı yok. Tamamen kişisel nedenlerden 11 yıl boyunca beri Esad'ı devirmeye çalıştık ama deviremedik!

"Şam'a gidip Emevi Camii'nde cuma namazı kılacağız" dedikleri günden bu yana yıllar geçti, o namazı kılamadık!

Suriye ile çatışmanın Türkiye'ye faydası olmadı. Tam tersine büyük zararlara yol açtı, hasar ağır oldu.

11 yıl sonra barış için ilk adımların atılması memnuniyet vericidir. Evet, bu noktaya çok geç gelindi ama hiç yoktan iyidir.

★★★

Şimdi, Cumhurbaşkanı Erdoğan "Siyasette dargınlık olmaz. Bizim Esed'i yenmek, yenmemek gibi bir derdimiz yok." diyerek Şam'a zeytin dalı uzattı.

Barış niyeti iki taraf açısından da iyi gelişmedir.

Peki, 11 yıldır neden bekledik? Bir inat uğruna neden uzun yıllar kaybettik?

Milyonlarca Suriyeli sığınmacı neden Türkiye'nin sırtında bir kambur gibi büyütüldü?

Ülkede 20 milyon insanımız açlık sınırında yaşıyor. Onları aç bırakıp milyonlarca sığınmacıya bakamayız.

Keşke güçlü bir ekonomiye sahip olsak da tüm sığınmacıları barındırabilsek! Ne mümkün!

★★★

Türkiye 11 yıl önce daldığı Suriye bataklığından çıkmak, akılcı bir politika izleyip mültecilerden kurtulmak zorundadır. Fakat…


Ankara-Şam hattında normalleşme mesajlarının gidip geldiği şu günlerde, yüzbinlerce Suriyeli sığınmacının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı yapılması ilginçtir.

İçişleri Bakanlığı, TC kimliği alan 211 bin Suriyeli'den 120 bininin seçimlerde oy kullanacağını açıkladı. Vatandaşlığa alınan mülteci sayısı hızla büyüyor.

★★★

Türkiye'de kaç sığınmacı olduğu net olarak bilinmiyor ama toplam 7 ile 8 milyon arasında olduğu tahmin ediliyor.

Mülteciler Suriyeli, Iraklı, Afganistanlı, Pakistanlı, Mısırlı, Libyalı, Lübnanlı ve çeşitli Afrika ülkelerinin vatandaşları.

Sığınmacılar arasında Uygur ve Ahıska Türkleri de var.

Soydaşlarımız olan Uygur ve Ahıska Türklerine tabii ki kucak açmalıyız ama diğer tüm yabancı sığınmacılar kendi ülkelerine dönmelidir.

Her ölüm büyük acıdır
"Neylersin ölüm herkesin başında,

Uyudun uyanmadın olacak,

Kim bilir nerde, nasıl, kaç yaşında?

Bir namazlık saltanatın olacak,

Taht misali o musalla taşında"

Büyük ozan Cahit Sıtkı Tarancı'nın bu dizeleri, her dostumu kaybettiğimde aklıma gelir ve ardından Karacaoğlan'ın:

"3 derdim var birbirinden seçilmez,

Bir ayrılık, bir yoksulluk bir ölüm." dizelerini hatırlarım.

Dünyaya geldiğimiz gün bir yandan yaşamaya, bir yandan da ölüme doğru koşmaya başlarız.

Bu koşu bazen kısa, bazen uzun sürer ama sonuçta kaçınılmaz bir şekilde aynı yere varılır.

★★★

Bu hafta bir gün ara ile iki yakın arkadaşımı birden kaybettim.


Önce İhsan Hayırlıoğlu vefat etti. 6 kız, 1 erkek çocuk babasıydı. Beyin kanaması nedeniyle uzun süre felçli olarak yatağa bağlı kaldı. Çocukları ona son güne kadar sevgiyle, titizlikle baktılar. Önceki gün Zincirlikuyu Mezarlığı'nda uzun yıllar önce ölen eşinin yanında toprağa verildi. Nur içinde yatsın.

★★★

Dün de gazeteci dostumuz, Cumhuriyet sevdalısı, laik ve Atatürkçü Ünal Uyguç'u sonsuzluğa uğurladık.

Harika bir insan ve büyük bir vatansever olan Ünal Uyguç uzun yıllar TRT İstanbul Haber Müdürlüğü yaptıktan sonra emekli olmuştu. Dün Selimpaşa'da yapılan cenaze töreninden sonra Silivri'de toprağa verildi. Mekânı cennet olsun.

GÜNÜN SÖZÜ

Ölüm her kapıyı çalar, bey de ölür, ırgat da… Gidilen yer hep aynıdır!

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 24-08-2022, 09:31
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

Neden kardeş kardeşle dövüşsün?
"Kutuplaşan bir ülke istemiyoruz!"

Kemal Kılıçdaroğlu'nun sadece bu sözü bile onu içtenlikle desteklemeye değer.

Malûm kişilere ders verircesine şöyle dedi:

"Kamplaşan bir Türkiye istemiyoruz. Barış içinde yaşamak istiyoruz.

Kamplaşmayı siyaset kurumu yapıyorsa, geniş kitlelerde derin yara açıyor. O derin yaralar Türkiye'ye büyük zararlar veriyor."

★★★

Sevgili okurlar… Kim barış içinde yaşamak, huzurlu bir hayat sürmek istemez?

Kılıçdaroğlu'nun o sözlerinin altına imza atmayacak kimse var mıdır, bilmiyorum! Eğer varsa, onlar Türk milletini sevmeyen kişilerdir.

Oturup düşünmek lâzım. Neden kardeş kardeşle dövüşsün?

Türk halkının kendi arasında kavgaya tutuşmasını, ülkede insanların birbirini kırmasını dış mihraklardan başka kim isteyebilir?

Yaraları kaşıyanlar kim olursa olsun, onlara itibar etmemeli.

★★★

Kılıçdaroğlu'nun helâlleşme mesajlarına gelince… Bu mesajlar insancıldır, çağdaştır, sevgi doludur. Diyor ki:


"Helâlleşme sıradan bir çağrı değildir. Oturup düşünmektir. Kavga ettiysek barışmasını bilmektir. Bunu yapabilirsek bu millete huzuru getirmiş oluruz. Hata insana mahsustur. Kusurumuz, hatamız var. Bütün mesele aynı hatayı sürdürmemektir. Helâlleşme aynı zamanda barışmak, aynı sofraya oturmak demektir."

★★★

Kılıçdaroğlu söylemlerinde haklıdır.

Bu milletin barış ve huzura ihtiyacı var.

İnsanlar elbette ki farklı düşünecek, farklı görüşleri savunacaktır. Demokratik hayat bunu gerektirir.

Ancak… Farklı görüş ve inançlar asla kavga nedeni olmamalıdır.

★★★

Bu iktidarın en büyük hatası, bilerek ya da bilmeyerek, toplumu kutuplaştırması, insanları "Bizden olanlar" ve "Bizden olmayanlar" diye karşıt gruplara ayırmasıdır.

Ülkemizde tarafsız gruplar bile "Bitaraf olan bertaraf olur" diye tehdit edilmiş, bu sözler kayda geçmiştir.

İnsanlarımız asla "Düşman kardeşler" haline dönüşmemelidir…

Kılıçdaroğlu ülkeye huzuru, bereketi getirmeyi vaat ediyor. Ona bu fırsatı vermemiz lâzım.

Büyük insanlık dramı!
Günümüzde, modern Türkiye Cumhuriyeti'ne yakışmayan bir dram yaşanıyor.

"Türkiye bir hukuk devletidir" diyoruz ama bu konudaki inancımız maalesef sarsılmış durumda.


Ordu komutanlıkları, kuvvet komutanlıkları gibi en üst düzey görevler yapan, Türk milletinin onurunu, askerliğin namusunu, Türk sancağının şanını canlarından aziz bilen, görev uğruna ettikleri yeminden taviz vermeyen 13 emekli generalin eşleri, çocukları, yakınları, silah arkadaşları Ankara'da Anayasa Mahkemesi'nin önünde bir basın açıklaması yaparak ıstıraplarını tüm kamuoyuna duyurdular.

"Bizler, 28 Şubat davası olarak bilinen kumpas bir davada yargılanarak müebbet hapis cezası alan ve F tipi cezaevlerinde tutulan, yaşları 75 ile 90 arasında değişen 13 askerin aileleriyiz.

19 Ağustos Cuma günü demir parmaklıklar ardında tam 1'inci yıl doluyor. 28 Şubat Davası (tıpkı diğerleri gibi) bir FETÖ kumpasıdır. 5 yıl devam eden mahkeme sürecinde akıl almaz hukuksuzluklar yapılmış, tahrif edilmiş sahte belgeler kullanılmıştır.
Yaş ortalaması 80'in üstünde olan ve her biri sağlık sorunları yaşayan insanların kumpaslarla cezaevinde tutulmaları, her şeyden önce yaşam hakkının ihlâlidir.

Bizler, ölümlere doğru giden haksız bir infaz sürecini kamuoyuyla paylaşmak için bir araya geldik. Talebimiz, Anayasa Mahkemesi'nin hak ihlâli konusunda dosyayı bir an önce ele alıp incelemesidir. Sesimizin duyulmasına katkı veren herkese minnet ve şükranlarımızı sunuyoruz. (CEZAEVİNDEKİ ASKER AİLELERİ)

GÜNÜN SÖZÜ
Hekimi ve hâkimi olmayan bir ülkede hayat değil azap vardır.

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:46 .