Emeğin yarattığı artı değer ilk aşamayı, faiz ise işsiz ve tamamen talebe bağlı olan ikinci aşamayı oluşturmaktadır. Bu iki aşama arasında ayrım yapılmadığı sürece de, gerçek bir temele dayalı bir anarşi asla gerçekleştirilemez.
Bir daldan çakı yontup bana sattığını farz et. Bu çakidan elden etiğin (kar) artıdeğerdir. Bu artideğeri de spartacusa forumun teknik altyapısı için verdiğini ve belli süre sonra benim ve kendi emeğinin birliğinden oluşmuş artideğeri de , spartusdan emek karşılığı olmaksızın kar beklediğini düşün.
Sana artı değerini (borcumu) emeğimle ödedim, sen neden hala Spartacus'u (emeğinin karşılığı olmadan), benim emeğimle elde ettiğin artı değere hala kar payı bekleyip adamı kendine borçlandırıyorsun?.
İşte spartacusdan gelecek olan ve emeği ile sana ödeyecek olan kar faizdir. Faiz artı değerin gaspidir derken sen karı kast ediyorsun, işte mesele bu değil. Bu marizimin oyunu. Benim emeğimin karşılığı ile oluşmuş ve borcu ödenmiş Artideğerle , zigini bacağını sallayarak kuru kuruya spartacusun maaşından çalacak olacağın kar beklentini birbirinden ayıracaksın, asıl mesele bu işte.
Bu iki artideğeri (karı) emekle çarpıştırmadan spartacusun hakkını savunamazsın. Anarşizm bu çarpıtmayı yutmaz, yuttu mu marxizme boylar gider. Bunun lamını cimini okuma bana.
Khaos´isimli üyeden Alıntı
Soyutlama nedir anlasaydın
Otoritenin/mülkiyetin ikili anlamını kavrardin.
|
Yanılıyorsun çünkü bu söylediklerin hırsızı bir sistem için geçerlidir. Ancak anarşik bir sistemde yetmezlik ortadan kalkacağı ve her emekçinin mülkiyeti olacağı için, otoritenin kendiliğinden ortadan kalkacağına inanmıyorsun sen. Ancak bu bir gerçek. Suçlu olan paranın kendisi de değil, o sadece bir değişim aracıdır, ama faiz, dünyanın tüm yasaları ve devletleriyle bu değişim aracını hırsızlığa araçsallaştırmıştır.
Khaos´isimli üyeden Alıntı
Üretim araçları üzerindeki mülkiyetin bu gaspin zemini olduğunu kavrardin.
|
İşte bak ben paraya odaklanırken sen zeminin amok sun.
Khaos´isimli üyeden Alıntı
Mülkiyet hakkının mülksüzleştirme olduğunu çözümün de üretim araçlarının toplumsallistirilmasi ve politik otoritenin de yokedilip yatay örgütlenmiş konseylere devredilmesinden ibaret olduğunu görürdün.
|
Bahsettiğin rüya, aniden dünya genelinde bir devrim gerçekleşmediği sürece gerçekleşemez. Paranın efendilerinin istediği tam da budur , neo marxistler bunu kavradı ama sen hala uyuyorsun, böylece zaman boşa harcanarak adamlar bu sayede git gide gücüne güç kattı. Paralarının gücü ile yeni dünya düzeni kuracak sen hala devrim masalınla bana uyku çekiyorsun. Yahu para üzerinden oynadıkları oyunun çözümünü sana devrim üzerinden satmışlar sende hala bu masalın peşinde koşuyorsun.
Oysa sorun para üzerinden çevirdikleri oyunun ta kendisi. O nun bunun mülkietini devirmene hiç gerek yok. Sen mülkiyetini paranı emeğe bağla, gerisi it sürüsü gibi kendiliğinden çözülecektir.
Yatay örgütlenmiş konseylerine yandığımın, bunlar tek tük ayaklanmalar bile değil, dünya çapında bir devrimin sonuçları ile gerçekleşebilir. Ama ben kapitalizmin yetmizliğini içeriden sona erdirebilecek bir anarşiden bahsediyorum. Tam olarak bilmediğim kapitalist sistemin böyle bir girişime nasıl karşı çıkacağı ve faiz yasağının meyve verebilmesi için dünya çapında uygulanması ile ilgili gerekip gerekmediğidir.
Reform ve devrim arasındaki fark, istenen sonuçlara ulaşmak için kullandıkları yöntemlerden kaynaklanır. Bir tanesi legalizmi bilir, diğeri tanımaz. İkincisi, devrimin olumsuz ve şiddet içeren aşırılıklarını kınayacak ve bunlardan nefret edecek eğitimli ve ahlaki açıdan dirençli insanlar her zaman olacaktır. Bu nedenle eğer anarşi bir haklar meselesiyse, haklarımı yasal olarak elde edebilecekken neden yasadışı yollardan hakkımı arayayım?.
Evrim doğal ve gerçektir. Devrim yoluyla değişim süresini kısaltmak doğal bir direnişe ve ölümüne neden olur ki bu kesinlikle söz konusu olmamalıdır. Ancak faizin her hali ile sistemden çıkarılması yavaş, telaşsız bir şekilde ilerler ve ters yönde iyi ve doğal bir gelişmeye yol açardı. Bundan sadece kan emiciler rahatsız olurdu, ancak halk bunu desteklerdi. Sistemin içine ne kadar akıllıca yerleştirilmişse, sistemden de o kadar akıllıca çıkarılmalıdır. Aksi takdirde, aklın, isteğini harekete geçirmediği sürece bir değişim asla gerçekleşemeyecektir. Sömürücüler, süreci kısaltırsanız bizlerden kurtulursunuz demiş, sen gibi dindarlarıda buna kanmış, durum bu.
Bu nedenle senin efendilerin, benim değil; çünkü onların önerdiği yola inanan ve dindarlığınla değişimi geciktiren sensin.
Muhtemelen ne kadar geciktirirsen, efendilerinin o kadar güçleneceğini de biliyorsundur.
İllegaliteyi kıçıma şok, dünyanın giderek modernleşen ordusunu üzerime sal, onun bunun entelektüeli sakatlarınla uğraşmaya zorla sonra neymiş? Kurtulacakmışım. Hadi oradan.