Aşağıda Dan Gilbert'in Why we make bad decisions (Neden yanlış/kötü kararlar veririz) konulu bir konferansı var.
Gilbert'e göre insan beyni, dar bir sosyal çevrede (feodalite) yaşamaya göre evrilmiş. Şehirde yaşamak, daha çok insanı tanımak, daha az insanla yakın/samimi olmak, daha çok teknolojik ve kültürel yeniliğe/değişime tanık olmak insanın doğru/yanlış algısını olumsuz etkiliyor ve insanı muhafazakarlığa/kolay manipüle edilmeye, hata yapmaya açık hale getiriyor.
Dan Gilbert'tan yanlış beklentilerimiz üzerine
Dan Gilbert, mutluluk üzerine yaptığı araştırmasından inceleme ve veriler sunarken, kendi üzerinizde de deneyebileceğiniz bazı şaşırtıcı test ve deneyleri de paylaşıyor. TED'den tanıdık yüzler ile ışıltılı bir soru-cevap kısmı için sonuna kadar seyredin.
* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre) * Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i) * Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş) * Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz) * Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun) * Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta) * O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal) * Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran) * Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Konu Şüpheci Dinsiz tarafından (30-10-2014 Saat 22:34 ) değiştirilmiştir.
deist_tr, öncelikle forumun kalitesine katkıda bulunduğun için teşekkür ediyorum şahsen, bu forumu kurtaran yegane insanlardan birisin
burada bir yanlışı düzeltmek istiyorum yanlız:
Deist_tr´isimli üyeden Alıntı
Gilbert'e göre insan beyni, dar bir sosyal çevrede (feodalite) yaşamaya göre evrilmiş.
feodalite dediğin birkaçyüz sene öncesi. sence insan beyni o zaman mı evrildi?
insan beyni 4 milyon sene öncesinden itibaren afrika çayırlarında evrimleşti. 10.000 sene önce "neolitik devrim" yani yeni taş devri devrimi (yani tarımın icadı) başladığında insan beyni şimdiki halini çoktan almıştı. Feodalite ile konunun alakası yoktur.
Bu bilimadımının bahsettiği şekilde "dar sosyal çevre" derken milyon sene sürmüş eski taş devri avcı-toplayıcı zamanları düşünelim. 70-150 kişilik gruplar düşünelim.
Doğru söylüyorsunuz. Düzelttiğiniz için teşekkürler.
Kafamda konuyu feodalitenin, muhafazakarlığın kökenine, ve günümüzde bile terk edilemeyip geniş kitlelerce benimsenmesine bağlamak, vurgulamak vardı. Bir kaç cümle de yazmıştım, uzun konu diye vazgeçtim, kısaca feodalite yazıp bıraktım. Elbette yanlış oldu.
Gerçi bu da fırsattır ve bence uzun uzun tartışılmaya değer bir konudur.
Belki de içgüdüsel güvenlik kaygılarının azalması, yenilikçilik, eski kutsalların/dogmaların terk edilmesi, eşitlikçilik insan beyninin evriminde yeni bir dönüm noktası olarak değerlendirilmelidir.
Kurallarını dinlerin/doktrinlerin/tiranların koymadığı, bilimi, insan hak ve hürriyetlerini, eşitlikçiliği, adaleti, hoşgörüyü düstur edinmiş insanların çoğunlukta olduğu bir dünya...
Düşünmeye, çabalamaya değer. Düşünmek, çabalamak gerek.
Katkınız için tekrar teşekkürler.
* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre) * Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i) * Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş) * Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz) * Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun) * Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta) * O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal) * Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran) * Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Dikkatsizliğimden olsa gerek, forumda başlık aramada "TED Talks" diye arattım, başlığınız çıkmadı, ben de yeni başlık açtım. Kusura bakmayın.
Moderatör arkadaşlar başlığı buraya taşırlarsa konferans paylaşımına oradan devam ederiz.
Sevgiler
* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre) * Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i) * Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş) * Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz) * Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun) * Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta) * O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal) * Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran) * Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Videolar kimsenin malı olmadığına göre istediğin şekilde konu açabilirsin Deist_tr sorun yok bence. Külüstür site yazılımı aramalara çoğu zaman doğru dürüst yanıt veremiyor
Forumda yakın zamanda yapılan bir tartışmaya çok güzel/güncel bir kaynak oldu. Link için çok teşekkürler.
Bütün öğretmenler böyle zeki, bilgili, esprili ve enerjik olsa bütün çocuklar bilimi severdi.
Animasyonlar, örneklemeler, insanın konuyu anlamasını öyle kolaylaştırıyor ki, harika, tek kelimeyle harika.
Sevgiler
* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre) * Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i) * Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş) * Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz) * Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun) * Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta) * O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal) * Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran) * Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Gilbert'e göre insan beyni, dar bir sosyal çevrede (feodalite) yaşamaya göre evrilmiş. Şehirde yaşamak, daha çok insanı tanımak, daha az insanla yakın/samimi olmak, daha çok teknolojik ve kültürel yeniliğe/değişime tanık olmak insanın doğru/yanlış algısını olumsuz etkiliyor ve insanı muhafazakarlığa/kolay manipüle edilmeye, hata yapmaya açık hale getiriyor.
İnsan beyninin işin içine hareket girince nasıl yanıldığını, Nat geo da ki bir kaç programdan öğrenmiştim, sanırım beyin sn. 4-7 resim algılayabiliyor, rakam bunun üzerine çıktığındaysa, TAHMİN yeteneğini devreye alıyor ki malum tahmin de doğru sonuçtan çoğu zaman uzak şeyler oluyor.
Hatta adamlar bunun için "Gerçek, beynin en iyi tahminidir" slogan bile yapmışlar.
Kalabalık ortamlarında hata denilen şeye zemin hazırlıyor olması, benim için başka bir değerli bilgi oldu, bunun için ayrıca teşekkür ederim.
Sonuçta Kalabalıklara veya Hareketliliğe çok uygun değiliz ama bir şekilde de bununla baş ediyoruz, artık bundan sonra hayatlarımızda ne kalabalıklar nede hareketlilikler eksik olacak.
Deist_tr´isimli üyeden Alıntı
Kafamda konuyu feodalitenin, muhafazakarlığın kökenine, ve günümüzde bile terk edilemeyip geniş kitlelerce benimsenmesine bağlamak, vurgulamak vardı. Bir kaç cümle de yazmıştım, uzun konu diye vazgeçtim,
Keşke vazgeçmeseydiniz, eminim faydalanacağımız çok güzel bilgiler vardı.
Aslında geçmişten bugüne uzanan yolda ilginç şeylerde var, örn. Dyscalculia denen matematik öğrenememe rahatsızlığı, bunun genetik/kalıtımsal bir rahatsızlık olduğundan bahsediliyor, işin garibi Albert Einstein, Hans Christian Andersen, Thomas Edison, Benjamin Franklin, Tom Cruise, Leonardo da Vinci, Walt Disney, Steven Spielberg, Auguste Rodin gibi ünlülerinde bundan muzdarip olmuşlar.
Yani bu bir zeka sorunu da değil, belki uyum sorunu diyebiliriz tam olarak öylede değil.
Sanırım bunlar en tepede de diskleski öğrenme güçlüğü olarak anılıyor...
Toparlayacak olursam ilk alıntıladığım paragrafınızda ki manüpüle edilen, hata yapan insan, gerçekte hatalı olur mu?
veya bu bir cehalet olur mu?
Sonuçta genleri onu ona çekiyor, istesede başka bir şey yapamıyor, yeniye uyum sağlayamıyor.
Yapısı neyse o değişemiyor.
Buna birde üsteki video eklenince, olay iyice karışıyor bence.
Yargıladığımız şey evrim mi? hatanın kendisi mi? insan mı? yoksa kendimiz mi? diye sorularda çoğalıyor tabi.
Sevgiler
Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Ken Robinson: How schools kill creativity (Okullar yaratıcılığı nasıl öldürüyor) konferansı.
TED konferansları içinde tüm zamanların en iyi 20 konuşmasından biri olarak seçilmiş bu konferansta Ken Robinson'un harika üslubu ile çok önemli toplumsal bir mesele olan eğitim sistemi hakkındaki görüşleri yer alıyor.
Robinson'a göre, teknolojinin/endüstrinin gelişmek zorunda olduğu yıllarda biçimlenmiş olan eğitim sistemi, endüstrinin ihtiyaçlarına göre eleman yetiştiriyor. Bu sebeple dersler arasında "endüstriye yararlılık" hiyerarşi oluşturulmuş, endüstriyel yararlılığı olmayan dersler, özellikle sanat dersleri ihmal ediliyor. Bu sistemin hala devam ettiriliyor oluşu toplumda işsizliğin, tatminsizliğin, mutsuzluğun artmasına sebep oluyor. Oysa ki kişi, ilgisinin/yeteneğinin/sevgisinin olduğu alanlarda daha yaratıcı ve üretken oluyor. Mevcut sistemde kişi, para kazanabileceği ama istemediği bir mesleği seçmek zorunda bırakılıyor.
* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre) * Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i) * Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş) * Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz) * Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun) * Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta) * O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal) * Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran) * Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)