Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Konu-dışı

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 20-12-2021, 14:24
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart Diyafram Kalp Ve Akciğer Çalışmasını/Kasılmasını Kendi Üstünde Gözleme

Diyafram Kalp Ve Akciğer Çalışmasını/Kasılmasını Kendi Üstünde Gözleme Deneyimi

Arkadaşlar durdum düşündüm sakinleştim ve herşeyi baştan sakince anlatıyorum

Gençliğimde bir dönem uzun ses nefes meditasyon uygulamaları yapıyordum ve bu uygulamalar sırasında nefesin var mı yok mu belli olmadığı neredeyse nefes alınmıyor gibi olduğu durumlar yaşarsın. Yine böyle bir durumda ğöğüste sırtta ağırlıkların vardı ve tam onların üzerinde ısınmalar sıcaklıklar ve bir iyileşme hissi yaşadım, bu saatler süren bir meditasyonda saatlerce sürdü.
O ara tansiyon çarpıntı vs için bir beta bloker kullanıyordum ve resmen damarım açılmış gibi hissedip rahatlayıp o ilacı bu geceden sonra bıraktım.

4-5 gün kadar önce de (ara ara nefes darlıklarım olur) bir nefes darlığı döneminde o an göğsüme fil oturmuş gibi hissetsem de kalpte bu gençlikte yaşadığıma benzer bir şey duydum hissettim ve delice nefes almak isterken durup bunu kontrol ettim ve nefes almadım. Yani tam kalbin üstünde orada çok küçük ani kasılmalar sıcaklıklar ve bu bana kalp kası tamir ediliyormuş hissi verdi. Sakin kalmaya direndim durdum baktım dinledim. Yani o an ki nefes alamama durumunun vücudun normal tepkisi gibi bir şey olduğu ve nefes almaya zorlamamam gerektiğine karar verip durdum yani nefes almaya çalışmadım. Baktım diyafram üste daha akciğeri ileri dışarı iterek boşaltıyor. Yani nefes alamadığın durum uzun ve yavaş bir nefes verme sürecinin parçası gibi.. Bunu durup dinleyip baktım. Bu bir kaç dakika sürdü. Yani o daralmada hala akciğerin ileri boşalması , o nefesin yani tek bir nefesin verilmesi bir kaç dakika daha sürdü. Şöyle düşündüm koşarken bir saniyede nefes alır veririsin de demek ki kalp dinlenirken tam tersini yapıyor. Çok uzun ve yavaş bir nefes verme gibi. Daha sonra aynı o veriş gibi çok çok yavaş iğne deliğinden hava alma gibi hisettiren bir nefes alma başladı. Yine kalbin tamirine yorup nefes alma isteğimw direndim (bence bu diyaframı kasıyor)
Burada bir nefesi almak bir kaç dakika sürdü ve bu arada içimden diyafram bunu koordine ediyor vücut bunu koordine ediyor gibi bir şeyi kendime telkin edip nefes almaya çabalamadan göğsüm dapdarda olsa ,ağrılı da olsa sabrettim , o diyaframın açıklığına ve hızına uydum. (diyaframı kasmadım) Nefes almaya zorlamadım yani çünkü vücudun bunu koordine ettiği ve kalbin kendini tamir ettiği ya da dinlendirdiği hissinden emindim. Yani bende algısal olarak şu oluştu. Kalp solunumu yavaşlatarak kendini dinlendiriyor, onarıyor gibi bir algı. Yani ben meditasyon durumların da kalbin kendini solunumu neredeyse belki de tamamen durdurarak dinlediği gibi bir izlenimine neredeyse daha önceden sahip biriyim. Burada tek fark şu. Meditasyon döneminde göğüste öyle bir ağırlık yok. Yukarıdaki durumda aynı gibi ama göğsün çok ağır hissediyorsun ve solumak istiyorsun. Yine de sakin kalıp iki durumu birbirine benzetip solumadım.

Bu yavaş nefesler 3-5 dakikadan başlayarak her defasında kısalarak sürdü. Bu arada akciğerin ağzına kadar boşaltıldığını , tam olarak büzüştüğünü hissettim. Tamamen büzülüyormuş hissi.. Bu boşaltma dediğim o gece ilk reflekste 4-5 dakika sürüyordu. Sonraki gece bunu yaşayıp dinledim baktım ve 15 saniyeye inmişti. Ertesinde bu bir kaç saniyeye indi yani anlık gibi oldu. (Sifon çekme sifon itme gibi, akciğer dışa sifonlanıyor )

Yani şunu yaşadım

Nefes darlığına hiç karışma vücut işini yapıyor çünkü senin akciğer kapasiten 10 dakika önce tam nefes alıyordu ve o halde bu diyafram kalp akciğer üçlüsünün doğal bir refleksi uyumu olmalı ,vücudun bir bildiği vardır dedim. Darlıkta solumadım ,solumaya zorlamadım. Solumak istesemde direndim

Yani sonuç olarak nefes darlığı diyafram nefes boşaltırken/iterken bunu kesip nefes almaya çalışma gibi (diyaframı zorlama gibi) bir sonuca vardım..

Bu beni insan nefese hiç mi karışmamalı yani ağızdan burundan hiç mi solumamalı mı? Solunum tamamen diyaframın işi mi ve bu otomatik mi oluyor yani merkezi sinir sistemi mi yapıyor sorgusuna götürdü. Resmen diyafram kalp gibi mi? (EK NOT : Şimdi öyle düşünmüyorum artık bunu da gördüm. Sanırım emin değilim ama diyafram ve akciğer iki ayrı kasılma yapabiliyor. Bu böyle değilse başak ama ona benzer bir şey. Akciğerin açık kapasitesine eş solunum önemli bence)

Her neyse dediğim durumu yani solumayı diyafram otomatik yapıyorda biz soluyoruz mu zannediyoruzu test ettim

2-3 saat nefes tutup yani ağızdan burundan nefes almamaya çalışıp durdum baktım. Diyaframın itme çekmelerini bekledim gözledim ne oluyor baktım..
Bu durumda nefes darlığının çok kolay yönetildiğini gördüm.

Diyafram ya akciğer tam boşalınca mı devreye giriyor ya da kalp durunca devreye giriyor bilmiyorum, bir sınır bir şey var, .. Bunları denerken içimde bir güvenlik butonu gibi bir an ve diyaframa tam güven duydum. Yani şuan benzer bir şey. Bir tür kas komutu bir bağlantı bir an var ve devreye giriyor. Bunu bir güvenlik manivelası gibi buldum ona güvendim.

Yani yukarıdaki olaylardan sonra diyaframa güvendim (Yanlış mı doğru mu bilmiyorum olanı söylüyorum)
Onun otomatik nefes alacağına kalbi durdurmayacağına güvendim.

Yatıp resmen solumadığım zamanlar oldu ve bu ölen insanın canlanması gibi sarsılarak nefes alarak tekrar solunumla bile vücudun nefese devam ettiğini gördüm. Bunu yüzlerce kez test ettim. Bir beş değil.

Yani bu süreçlerde kalbim durdu da diyafram mı çalıştırdı bilmiyorum ama son 4-5 gündür gün içinde ara ara ağız ve burun yoluyla solunumu kesip diyaframın emme basma tulumba gibi kendi nefes çektiği ve ittiği anı defalarca üretip yaşadım ve buna geçit verdim, neler olduğuna baktım. Yani sonuç olarak ben nefes yoluyla ölünmeyeceğine karar verdim çünkü en son diyaframı kalp gibi otomatik kasılan bir şeye benzettim. Bu doğru ya da değil bilmiyorum. Yani solunum konusunda ben de diyaframa tam bir güven oluştu

Tıpkı nefes alam gibi vermeyi de kestim ,bu da tam bir itme performansı. Diyaframın tam sifonu gibi.

Bu süreçte akciğer kapasitem 2-3 gün arayla 2 kez arttı ve açıldı. En son sırtıma omzuma değen içime yayılmış geniş bir akciğer hissetmeye başladım

Yattığım yerde bazen ara ara kardiyo yapıyormuş bir solunum ve efor oluşuyor

Akciğer tam boşalarak tam temizleniyor.
Bundan emin değilim ama akciğer yüküne göre çok kısa bir sürede de olabiliyor çok çok uzun bir sürede de ... Yani tıkalı bir akciğer uzun diğeri kısacık

Akciğer bir çarpıntı gibi tam açılıp tam kapanıyor, anlık. Göğsünde zaptedemiyorsun . bu bende akciğer kapalı fonksiyonu geri açtığı için mi oldu bilmiyorum bunu bir kaç kez yaşadım.

Diyaframın tam itme refleksi gibi bir şey var tam çekme refleksine eşit . Çektiği basınçla itiyor. Nefesi beklersen boşaltmazsan hepsini birden itiyor. Doldurduğu gibi boşaltıyor
Hızlı nefes almanın tam tersini düşünün hızlı nefes verme
Nefesi vermiyorsun ve diyafram bir itişte itiyor.
Bu ani diyafram itmesi ve kasılmasıyla akciğer boşalırken bazen akciğeri kalp gibi atan bir şey gibi hissetmeni ve göğüste zaptedilmez bir ağırlık gibi hissetmeni sağlıyor ya da diyafram kasıntısı karnı gövdeyi çok aşırı sarsıyor. Bu ikisinden biri

Diyaframı sıkmayarak ani nefes verirken gövden sarsılıyor.
Ayrıca diyaframın başka kasılma fonksiyonu var mı bilmiyorum çünkü bilmiyorum bazen ara ara iki üç kez kasılıp kesiyor. Mesela 60 nefeste 3 defa. Bu farklı bir kasılmamı nefes alıp vermenin uzantısı mı emin değilim. Farklı da olabilir.
Diyaframın ara ara atışları var gibi,,, farklı

Kalp atışları gibi ara ara akciğer atışı ve ara ara da diyafram atışları
Böyle tanımlayabiliyorum ,ne olduğunu bilmiyorum
kalbi çeker toplar
akciğeri çeker boşaltır
diyaframı basınç gibi hissediyorsun
Akciğer neredeyse kalp hızında kasılıyor. Kasılıp gevşiyor anlık Her zaman olmuyor. Ben de dediğim gibi kapasite kapalıydı ve açıldı ondan mı oldu yoksa çok yüksek eforda mı öyle olacak bilmiyorum. Bunu sadece akciğer açılırken arar ara yaşadım, sürekli değil . Çok yüksek efor.

Solumazsan kalp durmuyor

Yani ara ara çok ok güçlü bedeni sarsan/titreten diyafram kasılmaları yaşıyorum bunu nasıl anlatayım.
Ara ara akciğerle göğsü sarsan akciğer çarpıntısı yaşadım...

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.

Konu "ictenlik" tarafından (20-12-2021 Saat 15:22 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 20-12-2021, 16:03
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

Edit sürem dolduğu için editimi ikinci bir mesaj olarak veriyorum

Diyafram Kalp Ve Akciğer Çalışmasını/Kasılmasını Kendi Üstünde Gözleme Deneyimi

Arkadaşlar

Gençliğimde bir dönem uzun süreli ses, nefes, meditasyon uygulamaları yapıyordum ve bu uygulamalar sırasında nefesin var mı yok mu belli olmadığı neredeyse nefes alınmıyor gibi olduğun durumlar yaşarsın. Yine böyle bir durumda ğöğüste sırtta ağırlıkların vardı ve tam onların üzerinde ısınmalar sıcaklıklar ve bir iyileşme hissi yaşadım, bu saatler süren bir meditasyonda oluşup saatlerce sürdü.
O ara tansiyon çarpıntı vs için bir beta bloker kullanıyordum ve resmen damarım açılmış gibi hissederek rahatladım göğsümdeki basınç kalktı ve ben o ilacı bu geceden sonra bıraktım.

4-5 gün kadar önce de (ara ara nefes darlıklarım olurdu) bir nefes darlığı döneminde o an göğsüme fil oturmuş gibi hissederken aynı an da kalpte bu gençlikte yaşadığıma benzer bir şey duydum hissettim ve delice nefes almak isterken durup bunu kontrol ettim ve nefes almadım. Yani tam kalbin üstünde orada çok küçük ani kasılmalar sıcaklıklar ve bu bana kalp kası tamir ediliyormuş hissi verdi, eskiyi -meditasyonlarımı- hatırlattı. Sakin kalmaya direndim, durdum, baktım, dinledim. Yani o an ki nefes alamama durumunun vücudun normal tepkisi gibi bir şey olduğu ve nefes almaya zorlamamam gerektiğine karar verip durdum. Yani zorla nefes almaya çalışmadım. Baktım diyafram üste daha da akciğeri ileri dışarı iterek boşaltıyor. Yani nefes verme sürecindeyim bunu gördüm ve durumu uzun ve çok yavaş bir nefes verme sürecinin parçası gibi hissettim.. Bunu durup dinleyip baktım. Bu bir kaç dakika sürdü. Tek bir nefesi vermek. Yani o daralmada hala akciğerin boşalması , o nefesin yani tek bir nefesin verilmesi bir kaç dakikadan daha uzun sürdü. Şöyle düşündüm koşarken bir saniyede nefes alır veririsin de demek ki kalp dinlenirken tam tersini yapıyor. Kendini dinlendiriyor dedim kendi kendime. Ağrıya beni zorlasa da aldırmamaya çalıştım. Çok uzun ve yavaş bir nefes verme . Sonra tekrar alma. Aynı o veriş gibi çok çok yavaş iğne deliğinden hava alma gibi hisettiren bir nefes alma başladı. Yine kalbin tamirine yorup derin nefes alma isteğime bir ket vurdum, direndim (şimdi düşündüm de bence bu diyaframı kasıyor yoruyor onun gibi bir şey oluyor)
Yani burada tek bir nefesi almak bir kaç dakika sürdü ve bu arada içimden diyafram bunu koordine ediyor vücut bunu koordine ediyor, sinir sistemim iyi ,akciğerim tam açık gibi bir şeyleri kendime telkin ederek nefes almaya çabalamadan göğsüm dapdarda hissetsem ,ağrılı da olsa sabrettim , o diyaframın açıklığına ve akciğerin enfes alma hızına uydum. (diyaframı kasmadım) Nefes almaya zorlamadım yani çünkü vücudun bunu koordine ettiği ve kalbin kendini tamir ettiği ya da dinlendirdiği izleniminden emindim.
Yani ben de algısal olarak şu oluştu. Kalp solunumu yavaşlatarak kendini dinlendiriyor, onarıyor gibi bir algı. Yani ben meditasyon durumlarından kalbin kendini solunumu neredeyse belki de tamamen durdurmaya çok yakın bir durumda dinlediği gibi bir izlenimine daha önceden sahiptim. Burada tek fark şu. Meditasyon döneminde göğüste bu kadar ve böyle bir ağırlık yok. Yukarıdaki durumda aynı gibi ama göğsün çok ağır hissediyorsun ve solumak istiyorsun. Yine de sakin kalıp iki durumu birbirine benzetip solumadım.

Bu yavaş nefesler 3-5 dakikadan başlayarak her defasında kısalarak sürdü. 10-15 saniyeye indi. Bu arada akciğerin ağzına kadar boşaltıldığını , tam olarak büzüştüğünü hissettim. Akciğer tamamen büzülüyor kupkuru kalıyor hissi.. Bu boşaltma dediğim o gece ilk reflekste 4-5 dakika sürüyordu. Öyle başladı ve sonraki gecelerde de bunu dinledim baktım ve 15 saniyeye inmişti. Ertesi günde bu bir kaç saniyeye indi yani anlık gibi oldu. (Sifon çekme sifon itme gibi, akciğer dışa sifonlanıyor gibi hissediyorsun. Tam bir sifonlanma hissi. Akciğer neredeyse gırtlağa çıkmış gibi oluyor )

Yani şunu yaşadım

Nefes darlığına hiç karışma vücut işini yapıyor çünkü senin akciğer kapasiten 10 dakika önce tam nefes alıyordu ve o halde bu olan diyafram kalp akciğer üçlüsünün doğal bir refleksi uyumu olmalı ,vücudun bir bildiği vardır dedim. Darlıkta solumadım ,solumaya zorlamadım. Solumak istesem de direndim

Yani sonuç olarak nefes darlığının diyaframın akciğerin nefesini boşaltma yani dışa sifonlama itme işine karışıp onu durdurma ve bu durumda nefes almaya yani nefes boşalırken nefes almaya çabalama ve bu anlamda diyaframı zorlama olduğu sonucuna vardım.. Bunu tabi yukarıda dediğim gibi çok yavaş yapabildiği durumlarda sanırım hissediyoruz. Yine benim anladığım akciğer kalp diyafram tam o süreçte üçünden biri ya yorgun ve dinlendiriliyor ya tamir ediliyor ya sinir sistemi tarafından bakım yapılıyor onun gibi bir şey oluyor ..

Bu beni insan nefese hiç mi karışmamalı yani ağızdan burundan hiç mi solumamalı mı? Solunum tamamen diyaframın işi mi ve bu otomatik mi oluyor yani merkezi sinir sistemi mi yapıyor sorgusuna götürdü. Resmen diyafram kalp gibi mi? çalışıyor dedim kendi kendime.. (EK NOT : Şimdi öyle düşünmüyorum artık bunu da gördüm. Sanırım emin değilim ama diyafram ve akciğer iki ayrı kasılma yapabiliyor. Bu böyle değilse başka ama ona benzer bir şey. Akciğerin açık kapasitesine eş solunum önemli bence)

Her neyse dediğim durumu yani solumayı diyafram otomatik yapıyor da biz soluyoruz mu zannediyoruzu test ettim..

2-3 saat nefes tutup yani ağızdan burundan nefes almamaya çalışıp durdum baktım. Diyaframın itme çekmelerini bekledim gözledim ne oluyor baktım..
Bu durumda nefes darlığının çok kolay yönetildiğini gördüm.

Diyafram ya akciğer tam boşalınca mı devreye giriyor ya da kalp durunca devreye giriyor bilmiyorum, bir sınır bir şey var, .. Bunları denerken içimde bir güvenlik butonu gibi bir an ve diyaframa tam güven duydum. Yani şuan benzer bir şey. Bir tür kas komutu bir bağlantı bir an var ve pat diye devreye giriyor. Bunu bir güvenlik manivelası gibi buldum ona güvendim.

Yani yukarıdaki olaylardan sonra diyaframa güvendim (Yanlış mı doğru mu bilmiyorum olanı söylüyorum)
Onun otomatik nefes alacağına kalbi durdurmayacağına güvendim.

Yatıp resmen solumadığım zamanlar oldu ve bu ölen insanın canlanması gibi sarsılarak nefes alarak tekrar solunumla bile vücudun nefese devam ettiğini gördüm. Bu diyaframın otomatik devreye girişimi yoksa kalp mi duruyor çalıştırıyor bilmiyorum ikisinden biri ama duruyorsa da tekrar çalıştırdığına, durmuyorsa öyle devreye girdiğine yüzlerce testle emin oldum.. Bir beş değil.

Yani bu süreçlerde kalbim durdu da diyafram mı çalıştırdı bilmiyorum ama son 4-5 gündür gün içinde ara ara ağız ve burun yoluyla solunumu kesip diyaframın emme basma tulumba gibi kendi nefes çektiği ve ittiği anı defalarca üretip yaşadım ve buna geçit verdim, neler olduğuna baktım. Yani sonuç olarak ben nefes/solunum yoluyla istesen de ölünmeyeceğine karar verdim çünkü en son diyaframı kalp gibi zamanında yerinde otomatik kasılan işini yapan bir şeye benzettim. Bu doğru ya da değil bilmiyorum. Yani solunum konusunda ben de diyaframa tam bir güven oluştu

Tıpkı nefes alma gibi vermeyi de kestim ,bu da diyafram için tam bir itme performansı gözlemem sebep oldu. Diyaframın tam sifonu gibi. Bir saniye de akciğeri iterek boşaltıyor.

Bu süreçte akciğer kapasitem aralıklarla 2 kez arttı ve açıldı ve genişledi. En son sırtıma omzuma değen içime yayılmış gepgeniş bir akciğer hissetmeye başladım

Yattığım yerde bazen ara ara kardiyo yapıyormuş bir solunum ve efor oluşuyor . Ne kadar kilo verdim bilmiyorum ama 3-5 ten az değil yediğim halde ve tamamen yattığım halde

Akciğer tam boşalarak tam temizleniyor.
Bundan emin değilim ama akciğer yüküne göre çok kısa bir sürede de olabiliyor çok çok uzun bir sürede de bence ... Yani tıkalı bir akciğer uzun diğeri kısacık olabilir emin değilim yorumlayamam. Onarım hızıyla da ilgili olabilir ama bu boşaltma bazen hızlı bazen yavaş.

Şimdi akciğerim sönmüştü ve açıldı mı her ne olduysa akciğer bir çarpıntı gibi anlık tam açılıp tam kapanıp kasıldığını hissettim. Kalp atması gibi göğsümde attı. Bunu iki akciğer açılma döneminde yaşadım. Göğsünde top var gibi. Göğsünde akciğeri zaptedemiyorsun . O kadar bir ağırlık tüm gövde sarsılıyor kasılıyor. bu bende akciğer kapalı fonksiyonu geri açtığı için mi oldu bir rutin mi bilmiyorum ve bunu bir kaç kez yaşadım.

Diyaframın tam itme refleksi tam çekme refleksine eşit . Çektiği basınçla itiyor. Nefesi vermez beklersen yani boşaltmazsan hepsini birden bir an da itiyor. Doldurduğu gibi boşaltıyor. Bu da sürekli mi aralı mı bilmiyorum her neyse bu olduğunda sürece uyum sağladım. Bu sürekli değil aralı olabilir ve gece uykuda olabilir ancak ben neredeyse uyuyamıyorum o nedenle gözlemiş olabilirim.
Hızlı nefes almanın tam tersini düşünün ve tam bir hızlı nefes verme
Nefesi vermiyorsun ve diyafram bir itişte itiyor.

Bu ani diyafram itmesi ve kasılmasıyla akciğer boşalırken bazen akciğeri kalp gibi atan bir şey gibi hissetmeni ve göğüste zaptedilmez bir ağırlık gibi hissetmeni sağlıyor ya da diyafram kasıntısı karnı gövdeyi çok aşırı sarsıyor. Bu ikisinden biri oluyor.

Diyaframı tutmayarak tam sifon anını bekleyip (yani sifonu yavaşlatmayıp) birden itmeye izin verirsen apani bir sifon ve o ani nefesi verirken gövden sarsılıyor. Diyafram gücümü üç katına çıkmış hissediyorum alt gövdem diyafram dolu gibi tuhaf bir his.

Ayrıca diyaframın başka kasılma fonksiyonu var mı bilmiyorum çünkü bazen ara ara iki üç kez kasılıp kesiyor. Mesela 60 nefeste 3 defa. Bu farklı bir kasılmamı ve nefes alıp vermenin uzantısı mı emin değilim. Farklı da olabilir.
Diyaframın ara ara farklı atışları ve farklı bir kasılması var gibi,,, bir titreşim
Bunu emin değilim ya kalbe masaj ,gövdede titreşimle yapılan bir düzenleme sarsma vb olabileceğini düşündüm. Kalbe atarken aralıklarla masaj yapıyor olabilir. Bu bazen saatlerce olmuyor bazen dakika 3 kez rutin sürüyor.

Akciğer neredeyse kalp hızında kasılıyor. Kasılıp gevşiyor anlık. Bunu sadece akciğer açılırken arar ara yaşadım, sürekli değil . Çok yüksek efor.

Solumazsan kalp durmuyor

Yani ara ara çok ok güçlü bedeni sarsan/titreten diyafram kasılmaları yaşıyorum
Ara ara akciğerle göğsü sarsan akciğer çarpıntısı yaşadım...

Bilgi vermek paylaşmak istedim. Teşekkürler.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 23-12-2021, 11:43
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

Arkadaşlar, değerli forum üyeleri

Geçtiğimiz hafta gruba bir kaç gönderi yazarak kişisel deneyim ve izlenimler açıklamaya giriştim. İşin aslı bunları nasıl bir ruh halinde yazdığımı ve ne anlatmaya çalıştığımı ve bunları doğru açıklayıp açıklayamadığımı düşünüp değerlendiriyorum ve bundan açıkçası emin olamadım. Bir şeyler yaşadım evet ama uygun olmayan bir ruh hali ve duygudurumda yanlış açıklamalar yapmış olabilirim. Şunu diyebilirim. Geçtiğimiz haftalarda öncesinde yoğun bir biçimde düzenli spor yapmaya başladıktan sonra bir çok sağlık sorunundan iyileşmeye dönük gelişimler yaşadım ve bunlar benim için olağanüstüydü. Öncelikle yaşam boyu birden çok kez yüksekten ve ağaçtan düşmeye dönük kaza travmalarım vardı. Şu an 40 ların ortasına doğru gidiyorum ve 30 ların ortasından itibaren bir takım nörolojik sorunlar yaşamaya başlamıştım. Ellerim ayaklarım ya da bacaklarım ara ara uyuşurdu. Kolumun üstüne yatamazdım omzum rahatsızdı. Akciğerim eminim berbat denebilecek durumdaydı.

Omurgamı taa ilk omurdan başlayarak hafif sağa dönmüş öne yatmış hissederdim ve rahat hissedebilmek için sağ göğüs bölgesini hafifi aşağı yatırırdım ,sırt bölgesinde neredeyse kifoz oluşumu (öne kamurluk) gelişiyordu ve daha sonra sırtımda çok uzun süredir tutuk kaslar olacağını ve bu bölge omurlarının da hareket yeteneğini kaybettiğini keşfedecektim. Yani omurgamı neredeyse 3-4 ayrı bükümle oturduğum yerde rahat ettirirdim. sindirim sistemi sorunlarım vardı. Tüm bunları söylüyorum ancak yine de köy hayatında işini gücünü görebilen çok ciddi bir sağlık yakınması yansıtmayan/yaşamayan biriydim.

Her neyse yukarıda dediğim sağlık sorunları birden iyileşmeye başladı. Öncelikle sanırım sporla birlikte sırt ya da omur çevresinin esnemeye başladığını ve omurların tekrar esneklik, tam bir hareket yeteneği kazandığını gördüm. Daha sonra sırtımda ne kadar süredir tutuk olduğunu bilmediğim iki kas yumağı boşaldı ve çözüldü. Bunu yaşadığım gece kendimi acile attım çünkü denge kuramıyor ayakta yürüyemiyordum. İşin aslı az önce düşündümde bu sorundan sonra hala yeterince toparlanamamış ve tam o dediğimin benzeri bir ruh halinde uygun olmayan açıklamalar yapmış herşeyi birbirine karıştırmış olabilirim. Yani geçen haftaki yorumlarımın ya dikkate alınması, ya çok kısmen dikkate alınmasını rica ederim.

Diyafram solunumu diye bir şey olduğunu düşünüyorum. Solunumumla deneyler yaptığım doğrudur. Akciğerin tam boşalmasına benzer bir şey var .Bunları tam anlamış olduğumu söyleyemem ama gerçekten akciğerim ne kadar bilemem temizlendi ve ne kadar bilemem açıldı ve genişledi. Bunlar oldu. Şu an uzun bir süredir ilk defa beyaz akıntılar dışında normal bir balgam sökme deneyimi yaşıyorum. Sesim değişti kalınlaştı açıldı, gırtlağım gerçekten bir değişim yaşadı.

Bunun dışında tıp bilim ine derse desin kalp kasının sıfır nabıza yakın bir durumda vücut tarafından gece tamir edileceğini düşünüyorum. Ben buna inanıyorum. Buna inanç diyebiliriz. Doğrulanana ya da yanlışlanana kadar. Çünkü yaşamımın bir bölümü kendini dinleme meditasyonla geçti. Bana kalırsa uygun uyku düzeni erken yatma yoğun bir sakinleşme ile bunlar sağlanabilir yani sağlayanda insan vücududur.

Sindirim boşaltım sistemimde sorunlar vardı ve azaldığını gitmek üzere olduğunu hissediyorum, ciddi gelişim var.

Prostata dönük muayene olmadım ancak çok hafifi buna benzer bir sorun hissederdim gitti azaldı. Daha doğrusu omurgadan olabilir alt bölgede hiç çalıştıramadığım kaslar açıldı ve gelişiyor.

Üşümez oldum. Soğuktan ayağım üşümüyor. Gece 1 ila -1 derece ve gündüz maksimum 3-5 derece ve sobam yok . Üst katta annem babam var kalorifer yakıyor kışın taşınıyordum çıkmadım. Geçen sene olsa bu soğuğa bunu yapsam hasta olurdum. Derinin kendi soba gibi oldu. Bunu inflamasyona yoruyorum yani inflamasyonum olmadığını/kalmadığını ve üşümenin nedeninin inflamasyon olacağını ve hatta soğuğun buna iyi geleceğini düşünüyorum.

Elime ayağıma renk geldi.

Yıllar sonra sirkadyen döngümü düzenlemeye uyumlamaya çalışıyorum

Aklıma gelmeyen şeyler olabilir. Sonuç olarak ben kişisel şifamı omurganın tam hareket yeteneğine yordum. Çünkü bu geliştikten sonra vücut dinlenirken izledim insan vücudu gece uykuda omur aralığını gevşeterek sinir ucundan yayın yapıyor ve bununla tamir süreci başlattığını sanıyorum. Yani dahili sağlık sorunları iyileşmesi için omurga sağlığı çok önemli olabilir. Asıl söylemek istediğim budur.

Aşağıdan yukarı hareket yeteneği ve esnekliği tam bir omurga ve düzgün oturmuş omurlar sağlığın anahtarı olabilir. Öyle düşünüyorum. Kesinlikle kişisel sağlık gelişimimi buna atfediyorum.

Teşekkürler

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 23-12-2021, 13:05
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

Omurgan da en ufak kusur varsa yeterli güçte öksüremiyorsun akciğer boşaltım yapamıyor

Omurları düzlet hizala akciğer düzeliyor. Postürü dimdik sımsıkı yap tertemiz akciğer al. Kendinden.

Üstteki gönderiyi kaçırma. İkinci mesaj bunu yazmasam rahat etmiyorum

Ayrıca bir üstteki yorumda şu cümle hatalıdır bu düzeltilmiştir.

Yani geçen haftaki yorumlarımın ya dikkate alınmaması, ya çok kısmen dikkate alınmasını rica ederim.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 23-12-2021, 13:58
LEVH - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
LEVH LEVH isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2011
Bulunduğu yer: Ying Evreninin Tek Yang Bilgini
Mesajlar: 659
Standart

Sıkılmadan yazının tamamını okudum. Sonra edit yapamadığınız için çoğunu ikinci mesajda tekrar yazmışsınız, böylece çoğunu bir daha okudum. Burada ne anlatmaya ya da ne yapmaya çalıştığınızı anlamaya çalışıyordum ve başaramıyordum ki imdadıma üçüncü postunuz yetişti.



"ictenlik" Diyor ki
İşin aslı bunları nasıl bir ruh halinde yazdığımı ve ne anlatmaya çalıştığımı ve bunları doğru açıklayıp açıklayamadığımı düşünüp değerlendiriyorum ve bundan açıkçası emin olamadım.
Neyse ki siz kendiniz de burada ne anlatmaya çalıştığınızdan emin değilsiniz.
Bence bilinç altınızda, içinizde bir yerlerde bir şey sizi dürtükleyip intihara sürüklemeye çalışıyor. Bir kere nefessiz kalırsam ölmem diye bir düşünce saçma bir düşünce, insanların burnunu sıkıp, veya kafasına naylon geçirip infaz ediyorlar. Onlar ölmüyor da bayılıyor mu diyorsunuz, yanlışlıkla mı gömüyorlar? Bu mezarlar havasızlıktan ölen insanlarla dolu. Olmaz bu bak, seni kim kandırmışsa yanlış kandırmış. Doğrusu, nefesini tutup hiç nefes almazsan ölürsün olacaktı.



Gençliğimde, senin yaşlarındayken bir dönem ilkyardım sertifikam vardı, bak benden iyi bilemezsin. Tamam sen de bu eğitimi alırsan bilebilirsin. Suda boğulma hariç boğulursan kurtulman için süren 5 dakikadır. Yani tamam nefesini tuttun, tuttun, bayılırsan öldün, baybay. 5 dakika içinde sahte içkiden içerek sarhoş olmuş biri gelip o içki kokan ağzıyla burnuna üflemezse gittin, bay bay. Doğru şehir mezarlığına.


Suda boğulmalarda süre daha uzundur. Çoğu kişi bunu bilmez. Bilenler de şimdi bana hak verecektir, süre yarım saate kadar çıkabilmektedir. Hatta su soğuksa bir saati bile bulabilir. Yani şu şekil: Yüzme bilmiyordun boğuldun. Baktılar, nefes almıyor, nabız atmıyor, öldü essela tu essela mu aleyk. Değil işte. Daha en az yarım saatin var. Suda boğulma olayında vücudun bir fren sistemi var. nefes boruna su kaçıp diyaframa dolmuşsa nabız tak diye duruyor, tıpkı nefes gibi. Bu sayede vücudun ölmesi önleniyor. Yani kısa devre gibi. Tekrar çalışması için suyu çıkarmak lazım. Suyu çıkardığında diyafram tekrar çalışabilir hale geliyor. Hemen bir kalp masajı ve suni solunum, tak tak tak diye çalışır.


nefesini tutarsan ve bunun sonucunda nabzın durursa ve o esnada bayılırsan, etrafta kimse de yoksan, o zaman piki tuttun demektir.


Essela tu essela aleykeyya yallah. Aman dikkat diyorum. Deney yapacam diye ölüp gitme.


Selamlar.

Ayık kafayla da forumda yazılmaz ki.

Yasal Uyarı: İçki zararlıdır.

Günde beş sefer hakarete uğruyorum, hiç kimseye hakaret davası açmıyorum.

Hay yaa len salak,
Hay yaa len veled.

Susuyorsak adamlığımızdan.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 29-12-2021, 17:31
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

LEVH´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Burada ne anlatmaya ya da ne yapmaya çalıştığınızı
Selamlar.
Tüm hastalıkları sinir sisteminin kendinin onaracağını söylüyorum. Uygun bakım programları DNA da tanımlı. Bunu engelleyen kronik koşullar. Başta merkezi sinir sistemi akışı. Merkezi sinir sistemi akışı (ya da başta merkezi sinir sistemi olmak üzere tüm insana vücudu fonksiyonları ve iç organlar) bilimsel teknolojik gelişmelerle gece -uykuda- izlenmelidir. Bu yeni tıp yapacak..

Kalbin onarılacağını gözün geri kazanılacağını söylüyorum. Tıkanık/sıkışık/kasık omurları bulun/açın/gevşetin.





Kalp vücudu nen önemli kasıdır. Evrim de olsa tanrı da olsa ihmal etmezdi.

LEVH´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
nefesini tutarsan ve bunun sonucunda nabzın durursa ve o esnada bayılırsan, etrafta kimse de yoksan, o zaman piki tuttun demektir.
Tuttum . Diyafram geri çalıştırıyor. Akciğerdeki havayı tam bitirince (seni öğürterek/sallayarak boşalır) emme basma tulumba gibi geri çekiyor o arada -eğer kalp duruyorsa- bunu bilemem ya da bundan emin olamam- tekrar çalışıyor, ama bunu yüzlerce kez denediğime kendi yatağımda boğulan su yutmuş adamın geri dönüşü gibi şeyler deneyimlediğime emin olunabilir.

Kalp durarak/durdurularak/duraklatılarak (nabız solunum yavaşlatma ya da durdurma tam emin değilim) tamir olunur izlenimindeyim. Gece uykunun rutin parçası. Eğer uyanıp ben boğuluyorum nefes alamıyorum diye merkezi sinir bakımı bölünmezse ve durdurulmazsa .

Bunu kolay yapmanın yolu bir miktar dalgıçlık alışkanlığı ve rüyada güzel bir suya dalınıp diplerde bir şey ararken mercan ve balık gözlerken doğal nefes tutma ..
Uzun yavaş nefes/solunum meditasyonları ve nefes tutma alışkanlığı. Aylar içinde kazanılır.
Yavaş nefes bırakımlı şarkı söylemeye alış ya da sesler çıkar. Tam derin nefesler al ve her seferinde çıkarabildiğin en uzun süreli ses, rahatça uzatabildiğin hangi ses kolaysa. Gelişecek..
Nefes tutunca biraz zorla. O zorlamalar başta zor sonra iyi gelecek.

Bunun için kaburgalara bağlı omurları gevşet. Tam sırt üstü mümkün olan en çok omurun sert zemin ya da toprağa değecek şekilde yat uzan ve uyu. Uyuyamıyorsa merkezi sinir sisteminin senin kilitlemesini gözle. Uyku felci gibi olur. Belirli kaslara hareket açıklığı bırakır. Evet uyku felci merkezi sinir sisteminin bir işlevi. Bakım işlevi..

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.

Konu "ictenlik" tarafından (29-12-2021 Saat 18:43 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 29-12-2021, 19:43
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

Ben kalp sağlığından da eminim. Kişisel olarak. Bu benim şimdilik kişisel yorumum ya da kendi üzerimdeki gözlem ya da izlenimim olarak yorumlanabilir ancak uyuyamayarak gecelerce vücudumda olanları takip ettim ve elinin kaşınmasını nasıl bilip duyuyorsan kalp kası üzerinde -kısmi ve- yabancı kasılmalar duyuyorsun, kalp atışı dışında, net hissediliyor.



Bozuk değilse iyileştirme...


İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 30-12-2021, 17:03
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

Neden Covid'in DNA kökenli olduğunu ve evrimsel bir geçiş/sıçrama gelişim taşıyıcısı olabileceğini düşünüyoruz...


İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 01-01-2022, 14:34
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

Tamamlanmamış bloger/twetter taslağım

Bence kalp krizi ya da kalp kası sönmesi denen; kalbin kısmi felci nedir? Ne olabilir?

Nasıl akciğer sönüyorsa, nasıl kısmi felç oluyorsa kalp kası da sönüyor olmalı ve bir bildiği olmalı ve bu bir güvenlik önlemi olmalı ve nasıl sönüyorsa sönmeyi biliyorsa öyle geri açmayı da biliyor olmalı. Akciğer kapasitesinin gelişimi oksijenlenmenin geri kazanımı ve artışı gibi değişkenler olabilir. Yani bence kalp kası sönmesi bana işleyebileceğimden fazla oksijen gönderme diyecek biçimde kas kapatma ya da bu sistemle ancak bu kadar oksijenlenme pompalama yapılabilirim deme. Yani alınan oksjiene denk kas pompa ayarı. Akciğer kapasite ve bir çok değişken olabilir kalbin onarımı için gelişimi için ,başka değişkenler olabilir. Dalak belki eşzaman incelenmeli belki başka organ ve sistemlerde .Damarı tıkama bile bilinçli yapılıyor olabilir bakın, pompayı azaltma ,kalp kasına zarar vermeden önce ve o yani ,kalp kası kurutma en son çare olabilir. Damar açmak yerine akciğer açma, karaciğer yükü ya da başka tıkanık damar sistem bir şey olabilir. Bir yerde gözlenemeyen pıhtı olabilir . Tüm damar sistemi incelenebilmelidir, gözlenebilmeli. Karaciğer akciğer pankreas böbrek bir şey yetişemiyor ona. Yani kalbin tam pompa işlevine uyum sağlayamayan bir sistem var .Belki karaciğer belki akciğer belki deri belki boşaltım/sindirim. Bu kadar oksiien işleyebiliyoruz diyor.
Bu derme çatma tıbba güvenme ,git halk ağzından sağlık dinle


Ben kalp krizinde sıfır müdahaleye inanıyorum ,diyafram kısarak nefes almanı engelliyor, nefes alınmayarak kalp duraklatılıp yavaşlatılıp dinleniyor vb bir şey yapıyor olmalı. Nefes almaya çalışmak yani kalbin işleyebileyeceğinden fazla oksijeni almaya çabalama sorun olabilir. Kriz durumunda bence solunum motor kaslara bırakılmalı. Tıpkı dalaklanma gibi solunmadan beklenmeli. Dalaklanmada 2 dakka soluk alamazsın. Dalaklanmışken soluk alsan kriz mi geçirirdin;? Dalaklanmanın ne olduğunu bilen adam kalmadı. Ben 3 kez dalaklandım.

*Örneğin yüksekten düşerseniz dalaklanırsınız halk arasında dalaklanma denir nefes alamazsın . Dalaklandığında bekle derler nefes alma geçene kadar bazne 45 saniye bazen 2 dakka sürer beklersin ve nefes alamazsın bunu herkes bilir. Buna dalaklanma dalak şişmesi deniyor. Ben ağaçtan düştüm babam ağaçtan düştü hepsi bilir bekle dalaklandın nefes alma geçecek derler beklersin. 2 dakka sonra çözülür.

Dalaklandığında konuşamaz nefes alamazsın

*Eskiden efor yapınca çocuğa bile koşma dalağın şişer patlar vs denirdi halk arasında kalp krizi diye bir tabir yoktu. Öd
AktifÖdü patlamak felan var. Ödün şişer patlar felan araştırılabilir. Dalaklanma sonrası ya soluyamaz ya çok çok az solunur yatılıp dinlenilir. Diyelim akciğer kapasiten 4 litredir 10 dakka 200 cc solursun. Kaslar kasıktır açmaz. Kas ne kadar gevşekse o kadar solunur. Yani burda solunuma zorlamazsın dalağın rahatlamasını beklersin
Ağaçtan düşerek dalaklanırsan bayağı bir süre (40-50 saniye belki daha uzun) hiç konuşamaz soluyamazsın

Bir de bence omurga sağlığı eklem hareket yetenekleri yani fizik muayene ilk muayene olmalı. ondan sonra beslenmeye gerekirse takılmalıyız. Omurga sağlığı sinir sistemi akışı ve sorunlarıyla ilgili gözüküyor. Bunu pek çok yazar gözden kaçırdı. Bence Hipokrat'ın bağırsak dediği yere esnek omurga ve dük postür tutuş koyulmalı.. Bence sağlık omurgadan ve merkezi sinir sistemi akışından geliyor ve başlamakta

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 01-01-2022, 16:35
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

ictenlik";652640]T[SIZE=&quot´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
amamlanmamış bloger/twetter taslağım

Bence kalp krizi ya da kalp kası sönmesi denen; kalbin kısmi felci nedir? Ne olabilir?

Nasıl akciğer sönüyorsa, nasıl kısmi felç oluyorsa kalp kası da sönüyor olmalı ve bir bildiği olmalı ve bu bir güvenlik önlemi olmalı ve nasıl sönüyorsa sönmeyi biliyorsa öyle geri açmayı da biliyor olmalı. Akciğer kapasitesinin gelişimi oksijenlenmenin geri kazanımı ve artışı gibi değişkenler olabilir. Yani bence kalp kası sönmesi bana işleyebileceğimden fazla oksijen gönderme diyecek biçimde kas kapatma ya da bu sistemle ancak bu kadar oksijenlenme pompalama yapılabilirim deme. Yani alınan oksjiene denk kas pompa ayarı. Akciğer kapasite ve bir çok değişken olabilir kalbin onarımı için gelişimi için ,başka değişkenler olabilir. Dalak belki eşzaman incelenmeli belki başka organ ve sistemlerde .Damarı tıkama bile bilinçli yapılıyor olabilir bakın, pompayı azaltma ,kalp kasına zarar vermeden önce ve o yani ,kalp kası kurutma en son çare olabilir. Damar açmak yerine akciğer açma, karaciğer yükü ya da başka tıkanık damar sistem bir şey olabilir. Bir yerde gözlenemeyen pıhtı olabilir . Tüm damar sistemi incelenebilmelidir, gözlenebilmeli. Karaciğer akciğer pankreas böbrek bir şey yetişemiyor ona. Yani kalbin tam pompa işlevine uyum sağlayamayan bir sistem var .Belki karaciğer belki akciğer belki deri belki boşaltım/sindirim. Bu kadar oksiien işleyebiliyoruz diyor.
Bu derme çatma tıbba güvenme ,git halk ağzından sağlık dinle


Ben kalp krizinde sıfır müdahaleye inanıyorum ,diyafram kısarak nefes almanı engelliyor, nefes alınmayarak kalp duraklatılıp yavaşlatılıp dinleniyor vb bir şey yapıyor olmalı. Nefes almaya çalışmak yani kalbin işleyebileyeceğinden fazla oksijeni almaya çabalama sorun olabilir. Kriz durumunda bence solunum motor kaslara bırakılmalı. Tıpkı dalaklanma gibi solunmadan beklenmeli. Dalaklanmada 2 dakka soluk alamazsın. Dalaklanmışken soluk alsan kriz mi geçirirdin;? Dalaklanmanın ne olduğunu bilen adam kalmadı. Ben 3 kez dalaklandım.

*Örneğin yüksekten düşerseniz dalaklanırsınız halk arasında dalaklanma denir nefes alamazsın . Dalaklandığında bekle derler nefes alma geçene kadar bazne 45 saniye bazen 2 dakka sürer beklersin ve nefes alamazsın bunu herkes bilir. Buna dalaklanma dalak şişmesi deniyor. Ben ağaçtan düştüm babam ağaçtan düştü hepsi bilir bekle dalaklandın nefes alma geçecek derler beklersin. 2 dakka sonra çözülür.

Dalaklandığında konuşamaz nefes alamazsın

*Eskiden efor yapınca çocuğa bile koşma dalağın şişer patlar vs denirdi halk arasında kalp krizi diye bir tabir yoktu. Öd
AktifÖdü patlamak felan var. Ödün şişer patlar felan araştırılabilir. Dalaklanma sonrası ya soluyamaz ya çok çok az solunur yatılıp dinlenilir. Diyelim akciğer kapasiten 4 litredir 10 dakka 200 cc solursun. Kaslar kasıktır açmaz. Kas ne kadar gevşekse o kadar solunur. Yani burda solunuma zorlamazsın dalağın rahatlamasını beklersin
Ağaçtan düşerek dalaklanırsan bayağı bir süre (40-50 saniye belki daha uzun) hiç konuşamaz soluyamazsın

Bir de bence omurga sağlığı eklem hareket yetenekleri yani fizik muayene ilk muayene olmalı. ondan sonra beslenmeye gerekirse takılmalıyız. Omurga sağlığı sinir sistemi akışı ve sorunlarıyla ilgili gözüküyor. Bunu pek çok yazar gözden kaçırdı. Bence Hipokrat'ın bağırsak dediği yere esnek omurga ve dük postür tutuş koyulmalı.. Bence sağlık omurgadan ve merkezi sinir sistemi akışından geliyor ve başlamakta[/SIZE]
Bu aşağıdaki düzenle yayınlamıştır. Geliştirmek ve katkı sunmak isteyenleri bekliyor olacağız.



https://psikoutopya.blogspot.com/202...s-sonmesi.html
https://psikoutopya.blogspot.com/202...llapse-of.html

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:12 .