Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Dünya Dinleri, Mitoloji & Antik Uygarlıklar > Antik Mısır

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 22-02-2013, 21:24
upuaut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
upuaut upuaut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
Standart

Natürelist´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
ARABISTAN YOLLARI

Suudi Arabistan Arkeolojik Hazineleri, M.Ö 800 ile M.S. 600 yillari arasinda arastirmalara agirlik veren Michael Marx, ilginc calismasinda kur'an'in kökenini ele almis.

Ilgi duyanlar buradan okuyabilirler, ancak ne yazikki Almanca.

Sayin upuaut Almanca biliyormusunuz?

http://koran.bbaw.de/texte/roa-marx-deu.pdf

http://www.bbaw.de/forschung/Coran

http://en.wikipedia.org/wiki/Corpus_Coranicum
Sağol, ilk kaynaktaki pdf'yi inceledim ve oradaki birçok bulguyu daha önceden incelemiş olduğumu gördüm. Diğer kaynaklarda ise fazla bir şey yok.

Şimdi bu kaynaklar hesabıyla tartışmamdaki yazıtlar hakkında bir noktanın altını çizmem gerekiyor.

800'lü yıllara ait bu yazıtlar Abbasi Arapçası ile ve Kufi tarzında yazılmıştır. Ne var bunda diyebilirsiniz? Ama kazın ayağı öyle değil. Yani sizin bu Abbasi Arapçası yazıtlarını Arapça'yı çok iyi bilseniz bile okuyabilmeniz o kadar kolay değil. Eğer öyle olsaydı, Vyse piramitteki yazıtın bir kopyasını Mekkeli Şerif'e göndermiş ama ne yazıldığı (okunamadığı için) anlaşılamamıştı (çözülememişti).

Özetle, bu yazıtları çözebilmek için eşdeğer harflerin olduğu bir yazıtın olması gerekir. Çok ilginçtir, Google'da bir araştırma yaparken "Piramitteki yazıta ışık tutan bir taş keşfedildi!!!" başlıklı mesajıma koyduğum aynı döneme ait bir taş keşfettim. Bu taş Kudüs'teki eski şehirde İsrailli arkeologlar tarafından yapılan eski bir evin rönovasyonu sırasında keşfedildi ve ben bu taşı görür görmez şok oldum. Çünkü bizim yazıtın çözümünde anahtar niteliğindeydi. Ama bundan önce, ben bu taşı görür görmez ne demiştim. Bunu o mesajda görebilirsiniz.

Yahudiler hakkındaki düşüncelerim

Bu konuda sadece şunu söylemek istiyorum: Ben Yahudiler hakkında Kuran'ın kökenine ilişkin atılan yalanlardan bıktım ama onlar bu yalanları (eğer farkediyorlarsa) ya uzaktan başka bir taraflarıyla gülüyorlar ya da uğraşmaya değmez diye düşünüyorlar, bilemiyorum. Örneğin #8 no'lu mesajımda güya bir Yahudi, peygamberliği sınamak için Mescid-i Aksa'nın kaç penceresi olduğunu sormuş ve sonra hiçbir şey söylemeden çekip gitmiş. Oysa hem #9 no'lu mesajımdaki son alıntıdan hem de Süleyman Ateş hocamızın "Cuma namazının 2 rekat farzı var" yazısındaki 2. soruya verdiği ve tabii ki birçok kaynakta bu olayın bir uydurma olduğu açık bir şekilde vurgulanır. Süleyman Ateş hoca aynı yazısında biraz daha ileriye gider ve Mekke'de hiç Yahudi olmadığını iddia eder.

Peki o zaman, neden birçok rivayette (ki Hadis kaynaklıdır) ve ayetlerde Yahudiler gösterilir ve kaynak olarak tutulur?

AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması

7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.

8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.

9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."

10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.

11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 22-02-2013, 21:31
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

upuaut´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

Süleyman Ateş hoca aynı yazısında biraz daha ileriye gider ve Mekke'de hiç Yahudi olmadığını iddia eder.

Peki o zaman, neden birçok rivayette (ki Hadis kaynaklıdır) ve ayetlerde Yahudiler gösterilir ve kaynak olarak tutulur?
Sayin Upuaut;

Ates hoca biraz uydurmus bence, ama bunda tarihsel acidan Yesrib ile Medine farkini (anlamsal olarak)bilmeyisi yatiyor olabilir.

Bircok rivayette ve hadiste kaynak olarak tutulur, cunku Kuran hatiri sayilir kismi (ki sonradan tahrifata ugramistir) ve hadislerin ezici cogunlugu Israiliyat kaynaklidir.

Basit saglama icin ornek;

Muhammed yasadigi varsayilan donemde mirasi nasil sorunsuz paylastirmistir mesela?
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 22-02-2013, 22:03
upuaut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
upuaut upuaut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
Standart

Neva´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayin Upuaut;

Ates hoca biraz uydurmus bence, ama bunda tarihsel acidan Yesrib ile Medine farkini (anlamsal olarak)bilmeyisi yatiyor olabilir.

Bircok rivayette ve hadiste kaynak olarak tutulur, cunku Kuran hatiri sayilir kismi (ki sonradan tahrifata ugramistir) ve hadislerin ezici cogunlugu Israiliyat kaynaklidir.

Basit saglama icin ornek;

Muhammed yasadigi varsayilan donemde mirasi nasil sorunsuz paylastirmistir mesela?
Yani sen, Kuran'daki Miras ayetlerinin Yahudiler tarafından meydana getirildiğini mi iddia ediyorsun?

Süleyman Ateş hocamızın "Mekke'de hiç Yahudi yoktu!" iddiasına gelince, herhalde Kuran'da Mekke döneminde indirilen ayetlerde Yahudiler hiç geçmediği için ve bir de eğer Mekke'de bir Yahudi olsaydı, dağa, taşa ve her yere yazı yazan Yahudiler mutlaka Sahabeler ile olan diyaloglarını günümüze kadar taşırlardı bulgularından hareketle böyle bir iddiada bulundu.

AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması

7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.

8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.

9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."

10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.

11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 22-02-2013, 22:18
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

upuaut´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Yani sen, Kuran'daki Miras ayetlerinin Yahudiler tarafından meydana getirildiğini mi iddia ediyorsun?

Süleyman Ateş hocamızın "Mekke'de hiç Yahudi yoktu!" iddiasına gelince, herhalde Kuran'da Mekke döneminde indirilen ayetlerde Yahudiler hiç geçmediği için ve bir de eğer Mekke'de bir Yahudi olsaydı, dağa, taşa ve her yere yazı yazan Yahudiler mutlaka Sahabeler ile olan diyaloglarını günümüze kadar taşırlardı bulgularından hareketle böyle bir iddiada bulundu.
Sayin Upuaut;

Oyle bir iddia var mi yukaridaki mesajimda?

Basit bir soru sordum(saglama babinda) size ornek olarak;

Muhammed'in yasadigi varsayilan donemde miras nasil sorunsuz paylastirilmistir?

Henuz Omer'in avl yontemi ortaya cikmadan once?


Ustte de dedim ya, Ates Hoca'nin yanlisi Yesrib ve Medine farkini bilmemesidir anlam olarak..

Acin Kuran'i kac tane Yesrib kelimesi geciyor gercek haliyle?

Ve ayni sekilde kac Medine?

Mekke de hic yahudi(!) yoktu da, Muhammed niye Medine'ye hicret etti pekala?


Muhammed yahudilere mi peygamber olarak yollandi?!!!!!

Kaldi ki hangi ayetin- surenin ne zaman, nerede indigi dahi kesin %100 saglam degildir, bilinmemektedir.
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 23-02-2013, 11:15
Natürelist - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Natürelist Natürelist isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 Oct 2010
Bulunduğu yer: Stuttgart
Mesajlar: 1.287
Standart

Hasan Akçay´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

*Söz konusu bulgulardan birisi:

Ürdün'ün güney-batisindaki Avdat'in yaklasik 5 km kuzeyinde ortaya cikarilan ve eskiden yaninda her halde bir heykel bulunan, Miladî ilk 2 yüzyila ait 6 satirlik Aramice-Arapca bir kitabe.


Click to enlarge and read credit/caption.




http://www.islamic-awareness.org/History/Islam/Inscriptions/ avdat.html

Aramice:
1.(?) okuyan iyilikle anilsin tanri Obodas'in önünde, ve anilsin orda
2.(her)kim

3.Taym'alahi oglu Garm'alahi tanri Obodas'in önünde bir heykel (yapti).

Eski Arapca:
4.Kendi yararini ya da cikarini düsünmez O. Bize ölüm gelirse birakmaz benim
5.alinmami. Ve bela izliyorsa beni izlemesine izin vermez.

Aramice:
6.Garm'ahali yazdi (bunu) kendi eliyle.

* * *

Dikkat ceken
husus:

Satir 1-2 olayi tanri düzeyinde dile getiriyor.

Konu: din.
Dil: Aramice

Satir 4-5 olayi kisisel düzeyde dile getiriyor.

Konu: günlük yasama dair istekler
Dil: Arapca.



upuaut´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sağol, ilk kaynaktaki pdf'yi inceledim ve oradaki birçok bulguyu daha önceden incelemiş olduğumu gördüm. Diğer kaynaklarda ise fazla bir şey yok.

Şimdi bu kaynaklar hesabıyla tartışmamdaki yazıtlar hakkında bir noktanın altını çizmem gerekiyor.

800'lü yıllara ait bu yazıtlar Abbasi Arapçası ile ve Kufi tarzında yazılmıştır. Ne var bunda diyebilirsiniz? Ama kazın ayağı öyle değil. Yani sizin bu Abbasi Arapçası yazıtlarını Arapça'yı çok iyi bilseniz bile okuyabilmeniz o kadar kolay değil. Eğer öyle olsaydı, Vyse piramitteki yazıtın bir kopyasını Mekkeli Şerif'e göndermiş ama ne yazıldığı (okunamadığı için) anlaşılamamıştı (çözülememişti).

Özetle, bu yazıtları çözebilmek için eşdeğer harflerin olduğu bir yazıtın olması gerekir. Çok ilginçtir, Google'da bir araştırma yaparken "Piramitteki yazıta ışık tutan bir taş keşfedildi!!!" başlıklı mesajıma koyduğum aynı döneme ait bir taş keşfettim. Bu taş Kudüs'teki eski şehirde İsrailli arkeologlar tarafından yapılan eski bir evin rönovasyonu sırasında keşfedildi ve ben bu taşı görür görmez şok oldum. Çünkü bizim yazıtın çözümünde anahtar niteliğindeydi. Ama bundan önce, ben bu taşı görür görmez ne demiştim. Bunu o mesajda görebilirsiniz.

Yahudiler hakkındaki düşüncelerim

Bu konuda sadece şunu söylemek istiyorum: Ben Yahudiler hakkında Kuran'ın kökenine ilişkin atılan yalanlardan bıktım ama onlar bu yalanları (eğer farkediyorlarsa) ya uzaktan başka bir taraflarıyla gülüyorlar ya da uğraşmaya değmez diye düşünüyorlar, bilemiyorum. Örneğin #8 no'lu mesajımda güya bir Yahudi, peygamberliği sınamak için Mescid-i Aksa'nın kaç penceresi olduğunu sormuş ve sonra hiçbir şey söylemeden çekip gitmiş. Oysa hem #9 no'lu mesajımdaki son alıntıdan hem de Süleyman Ateş hocamızın "Cuma namazının 2 rekat farzı var" yazısındaki 2. soruya verdiği ve tabii ki birçok kaynakta bu olayın bir uydurma olduğu açık bir şekilde vurgulanır. Süleyman Ateş hoca aynı yazısında biraz daha ileriye gider ve Mekke'de hiç Yahudi olmadığını iddia eder.

Peki o zaman, neden birçok rivayette (ki Hadis kaynaklıdır) ve ayetlerde Yahudiler gösterilir ve kaynak olarak tutulur?

Sayin upuaut size bir soru sordum, Almanca bilirmisiniz diye, tam olarak cevabi sizden alamadim?

Sanirim burada gözden kacirdiginiz bir sey var, bu da sayin Hasan Akcay'in verdigi bir örnek ile ilgili oldugu. Ama simdi cok yorgun oldugum icin size bunu daha sonra aciklayacagim. Yalniz size kisaca belirtecek olursam; Tayma kimdir? bunu bir arastirmak gerekir.

Iyi forumlar...

İnsanlık onuru her şeyden üstündür
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 27-02-2013, 01:47
upuaut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
upuaut upuaut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
Standart

Natürelist´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayin upuaut size bir soru sordum, Almanca bilirmisiniz diye, tam olarak cevabi sizden alamadim?

Sanirim burada gözden kacirdiginiz bir sey var, bu da sayin Hasan Akcay'in verdigi bir örnek ile ilgili oldugu. Ama simdi cok yorgun oldugum icin size bunu daha sonra aciklayacagim. Yalniz size kisaca belirtecek olursam; Tayma kimdir? bunu bir arastirmak gerekir.

Iyi forumlar...
Naturelist verdiğin kaynaklardaki Almanca makaleyi (http://koran.bbaw.de/texte/roa-marx-deu.pdf) anlayabilecek seviyedeyim. Senin o makalede aradığın bilgi yok.

Sen "Tayma"nın kim olduğunu ya da ne olduğunu merak ediyordun, değil mi? "Tayma" ile ilgili bilgiler bu makalenin

112 Syro-levantinische Bronzewaffen aus Tayma’
Mahmud al-Hajiri.

121 Objekte Tayma’.

sayfalarında geçer. Oysa makalede yalnızca Michael Marx'ın,

180 Sprachen und Schriften Arabiens – ein Rundgang
Michael Marx

194 Der Koran: das erste arabische Buch
Michael Marx

sayfalarında geçen yazıları verilmiş ve diğerleri pasifleştirilerek verilmemiştir. Bununla birlikte, makalenin ilerleyen bölümlerinde birkaç artifakt verilmiş ve bazılarında "Tayma" adı geçer. Fakat bunlarda da aradığın şey hakkında kaydadeğer bir bilgi bulamazsın.

Şimdi, senin merakın üzerine Google'da "Tayma" hakkında küçük bir araştırma yaptım ve bunun bir kişi adıyla birlikte bir yer adı olduğunu öğrendim. Sözkonusu makalede geçen bazı artifaktlerde "Tayma" adı yer adı olarak geçer.

En iyisi, sen bu "Tayma" adında ne buluyorsun, onu açıklasan da ben de ne olduğunu anlayabilsem daha iyi olur diye düşünüyorum. Örneğin, sen, Hasan Akçay'ın örnek olarak verdiği kaya üzerindeki yazıtın 3. satırında geçen "Taym’alahi" sözüne takılmış olabilir misin? Bu sana bir Tanrı adı gibi mi gözüktü?

AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması

7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.

8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.

9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."

10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.

11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 15-03-2013, 22:37
Natürelist - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Natürelist Natürelist isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 Oct 2010
Bulunduğu yer: Stuttgart
Mesajlar: 1.287
Standart

upuaut´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Naturelist verdiğin kaynaklardaki Almanca makaleyi (http://koran.bbaw.de/texte/roa-marx-deu.pdf) anlayabilecek seviyedeyim. Senin o makalede aradığın bilgi yok.

Sen "Tayma"nın kim olduğunu ya da ne olduğunu merak ediyordun, değil mi? "Tayma" ile ilgili bilgiler bu makalenin

112 Syro-levantinische Bronzewaffen aus Tayma'
Mahmud al-Hajiri.

121 Objekte Tayma'.

sayfalarında geçer. Oysa makalede yalnızca Michael Marx'ın,

180 Sprachen und Schriften Arabiens – ein Rundgang
Michael Marx

194 Der Koran: das erste arabische Buch
Michael Marx

sayfalarında geçen yazıları verilmiş ve diğerleri pasifleştirilerek verilmemiştir. Bununla birlikte, makalenin ilerleyen bölümlerinde birkaç artifakt verilmiş ve bazılarında "Tayma" adı geçer. Fakat bunlarda da aradığın şey hakkında kaydadeğer bir bilgi bulamazsın.

Şimdi, senin merakın üzerine Google'da "Tayma" hakkında küçük bir araştırma yaptım ve bunun bir kişi adıyla birlikte bir yer adı olduğunu öğrendim. Sözkonusu makalede geçen bazı artifaktlerde "Tayma" adı yer adı olarak geçer.

En iyisi, sen bu "Tayma" adında ne buluyorsun, onu açıklasan da ben de ne olduğunu anlayabilsem daha iyi olur diye düşünüyorum. Örneğin, sen, Hasan Akçay'ın örnek olarak verdiği kaya üzerindeki yazıtın 3. satırında geçen "Taym'alahi" sözüne takılmış olabilir misin? Bu sana bir Tanrı adı gibi mi gözüktü?
Merhaba sayin upuaut, kusura bakma gec cevap verdigim icin. kayinpederi kaybettik, o yüzden Türkiye'ye gitmistim.

Bana "Tayma" adinda ne buluyorum? diye soruyorsunuz. "Tayma" adinda cok sey buluyorum...hele bir bakalim;

Suudi Arabistan'da Tayma kenti yerlesim olarak Medine'ye yaklasik 400 kilometre kuzeyinde ve deniz seviyesinin 830 m üstünde cok eski antik uzun bir gecmise sahiptir.


Sayin Hasan Akcay'in, bahsettigi yazit'in aslinda kökeni bakiniz nereye dayaniyor;











Qasr al-Hamra kumtasinin ön kisminda üc sira halinde düzenlenmis tanrilarin cesitli sembolleri vardır. Bunun altinda bir on satir uzunlugunda, Aramice yazit bulunmaktadir. Ay'in yani sıra, günes ve yildizlar, "Tayma üçlüsü" (Salm - Ashima - Sengalla) tanrilarina ait bu sembollar, Aslinda Misir sembolleri olan (Horus gözü, Kanatli günes, Ra) ve bir tütsü brülörü göstermektedir.

Tayma,
kraliyet yetkilisi Lihyân'in oglu padigu sahru'ya ha'lay tapinagi insa etti ve Rabb'in Salm'e genis tahtini insa etti....denilmektedir.


Tayma'da bulunan yazitlar, bir tanri üclüsü Salm, Sengalla ve Ashima'ya ibadet ettiklerini gösteriyor. Iclerinden en büyügü en kuvvetlisi olan Salm'dir ve bu üc yerel isimler ile baglantili olarak bahsedilmektedir; mchrm, hgm, rb (yada db) telaffuzu ve yerlesme konumu tam olarak belli degildir, sembolü (kanatli) günes dir.

Diger yandan Sengalla ise,ayile iliskilendirilmis (ve muhtemelen bunun Asur'lularin Ay tanrisi "Sin" ile baglantili oldugu anlasiliyor). Ashima Venüs (gezegen) yildizi ile sembolize edilir.

Özellikle Tayma ve cevresi metinlerdeki karakterize, erken dönem kuzeybati-arapcasi Tamud'ca (kur'an'a göre Semud) ve Aramice olarak 3.000 bin yil öncesi tarihe dayaniyor. Erken dönem kuzeybati-arapcasi derken bunlarin icinde dahil olan Tamud'ca, Dadan'ca, (eski dadan'ca ve Lihyani'ce), Dumai'ce, Safai'ce lehcesi'ninbugünkü devletlerin Suriye ve Ürdün kuzey ve orta Arabistan'da genis alanda islam öncesi zamanlarda, konusulan bir bati sami dilidir. Yakindan Arapca ile iliskilidir, ancak aksine uzun bir zaman hakim süren erken formundaki gibi degil. Tamud halki her ne kadar kuzeybati Arabistan'da yasamissa bu insanlarin büyük cogunlugu Güney Arabistan'dan göc ederek Ashab daginin yamacina yerlestigine dair ipuclari vardır. Ayrica yine kur'an Tamud'un "Ad kavmi" ile bir baglanti kurdugu görülüyor?

Kur'an da yirmi alti kez gecer. Bazen cogunlukla Ad kavmi ve Lut halki ile bir dizi hikayelerini olusturur. Allah elciler gönderek uyarilarini dinlemeyen halklari cezalandirarak yok ettigine dair baglanti kurar.

Tekrar Tayma'ya dönecek olursak bununla birlikte, simdiye kadar dis kaynaklardan tarihsel olarak Tayma'nin M.Ö. 9. yüzyildaki Asur metinlerinde ve Arap kabilelerinden söz etmektedir. Sözkonusu Tayma isminin gectigi yerler merkezi firat bölgesinde bir ticaret kervani ile baglantili olarak Asur krali III.Tiglat-Pileser'e harac ödemelerinde bahsedilmektedir.


Diger yandan Kral Nabonid Asur kültleri ve antik tapinak türbelerinin restorasyonunu baslatarak, Marduk rahiplileri ile aralarinda gerginlikler yasanmasina neden olmustur, ve bundan dolayi da on yilligina Tayma'ya gönderilmistir

"Harran yazitinda" Babil krali Nabonid M.Ö.553 yilinda yönetimi Tayma'ya tasiyarak o bölgede uyguladigi kurallar, Yesrib de (simdi Medine) dahildi, ve burada yaklasik 10 yil boyunca hükümdarligini sürdürmüsdür. Ayrica Tayma tapinagindaki sütunlarda civi yazili metinde ayakta duran bir kralin ve üc astral tanrilarin sembollerini gösterir, ve bunun Kral Nabonid oldugu tespit edilmistir M.Ö. 556-539.

......."O Tayma'da on yil yasadi"......

Tayma'daki civi yazitinda acikca ilk kez "Harran" adindan bahseder.

Incilde de Tayma birkac kez gecmektedir: Ismail Tayma ogullarindan biriydi.

Islam öncesi Mekke sehrinin üc büyük tanrilarindan biri olan Al-uzza, önceden Nabatlilarca da aniliyordu.


M.Ö.28 yilinda Nabatlilarin Krali olan "Obodas III". (Ubaidah) 19 yil boyunca hükümdarligini sürdürerek ayni zamanda bir Tanri gibi tapinilmasina ragmen tarihsel olarak zayıf bir kraldır.

Michael Marx'in Makalesindeki bazi pasajlari degerlendirecek olursam,

M.Ö. 4 yüzyilda Güney Arabistan ve Akdeniz bölgesi arasindaki ticari alisverisler sirasinda Nabatlilarin Aramice dilinde etkilendigini göstermektedir (Tablo 2) Karakteristik iki dillilik durumu, iletisim icin dil Aramice oldugunu günlük konusulan eski arapca ise buna ek olarak kullanilmistir. Mezar tasindaki Aramice yazitta (Sekil 7) "ölünün Arapça adi" bildirmektedir: Taim bar Zaid ("Zeyd oglu Taim "). "bar" (oglu) sözcügü ise Aramice'dir


(Sekil 8) de 'Abd al-Kattab diye acikca Arapca bir Ad görülüyor


(Sekil JSNab 17) de M.S. 267 yilina ait kayalik bir mezar yazitinda, karisik bir Arap-Aramice dilinde yazilmis Nabatca. (Tamud'ca = kuzeybati-arapcasi)


Metnin yazari Aramice'si zayif oldugundan söz dizimindeki bosluklari eski arapca ile doldurdugu anlasilmaktadir (bu durumu Almanya'da ben cok iyi bilirim. Cogu kez Türkce konustugumuz halde bazen bir seyi ifade etmek isterken araya Almanca'yi sokusturuyoruz, yada Türk arkadaslar ile aramizda Almanca konusurken tam tersi yetersiz kaldigimizda boslugu Türkce ile dolduruyoruz)

Sözkonusu bu dil karisikligi (Sekil JSTham 1) de mezar tasindaki yazitta ölen kisinin adi verilmektedir (Şekil 12) de "Abd Manat kizi Raqush" diye, bununda iki farkli alfabe kullanilmasinda Nabat'ca-Tamud'ca böylece cok dilliligin bir örnegidir

Arapca'nin üc bin yillik tarihi mazisi olmasina ragmen, kelimelerin sözcüklerin kökeni, bunun yabanci diller formunda türeyip ve kabilelerin kendi özgün dilleri ile birlikte emekleyerek 6. yüzyila kadar ilk yazili kur'an ve emevilerin arap imparatorlugu ile dini ve siyasi yeni bir durum alır.


Simdi burada sayin Hasan Akcay konu olarak neyin nesini nereye baglayacagini tam olarak secememis,
neden secemis?

Bakiniz ne diyor,

Dikkat ceken

husus:


Satir 1-2 olayi tanri düzeyinde dile getiriyor.

Pekii neymis dikkat ceken bu husus?

Onu da

Aramice:
1.(?) okuyan iyilikle anilsin , ve anilsin orda
2.(her)kim


Buradaki yazitta gecen ...."tanri Obodas'in önünde".... her kimse, isteklerini tanri önünde dile getiriyor ve konu'nun din, dil'in Aramice-Arapca oldugunu söylüyor. Evet sayin Akcay bir yere kadar dogru söylüyor, Ancak "Taym'alahi oglu Garm'alahi tanri Obodas'in kim? ilk basta bunu bilmemiz gerekir, ki gerisini cözelim. Yukarda zaten belirtmisim "Obodas'in" kim oldugu, gerisi ise sanirim her kim oluyorsa "Tayma oglu Garm'alahi" dir.

Kisaca özetle size diyebilecegim, tüm bu dil kargasiklarindan, "din olsun, dil olsun tüm kültürler birbirinden etkilenmis" Tabii ki kur"an da bundan nasibini almis....

Iyi forumlar

İnsanlık onuru her şeyden üstündür
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 16-03-2013, 00:46
Sesli - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Sesli Sesli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 13 Apr 2012
Mesajlar: 1.172
Standart

Hasan Akçay´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kurân'daki kelimelerin 1/10'i yanlis anlasilmisti veya gercek anlamda hicbir sey ifade etmiyordu. Ancak eger Süryanice biliyorsaniz bu orani 5/100'e kadar indirebiliyordunuz.

Kurân'da kullanilan dil konusunda Dr Ayman'in yazdigi LANGUAGE BARRIER baslikli makale isinize yarayabilir.

Özetle, Ayman'a göre, Kurân'in dili o zamanki Arap halkinin dilidir, ki Muhammed o halka mensuptur. Bu, her peygamberin ancak kendi halkinin dili ile gönderildigini bildiren ayet ile de uyumlu bir görüs.

Su iletimde Dr Ayman'in görüsünü yansitmaya calistim:

Kurân'da
amiyane ifadeler var.

Örnegin

argolar,
yari cümleler,
beddualar,
yeminler...

Neden?
Cünkü

Muhammed

üstün tabakanin erazil (reziller) dedigi
asagi tabakaya mensuptur

ve Kurân
onun dilinde inmistir (14:4).

kisacasi

fuzulilerin degil
yunus emrelerin

dilidir
Kurân'in dili.

Burnu havada
aristokratlar
anlamaz onu.

Nitekim

anlamadilar ve anlamadiklari icin
Allah'in sözlerini carpitip carpitip
kendilerine benzettiler.

Örnegin

"Demokrasi küfürdür!" dediler, oysa Allah'in emridir;
"vadribûhunne"yi "kadinlari dövün"e yordular;
"mâ meleket eymân"i cariye yaparak nikahsiz iliskiyi bu dünyada kitabina uydurmakla yetinmediler,
cennetteki pinarlari, meyvalari, dösekleri huri diye carpitarak öteki dünyayi oturak alemi yapip ciktilar.

Yüz karasidir.

Peki
ne yapmak gerekir?

Kurân'i yeniden
halkin dilinde;
halka vermek.

O zaman
göreceksiniz

Avrupa'da
Incil halkin dilinde halka verilince ne olduysa
örnegin Türkiye'de o olur:

mevcut fiilî teokrasi sona erer, demokrasi gelir;
kadinlar erkeklere hukuken esit olur;

Allah'in dinine
insanlar dalga dalga girerler...

Allah
Nasr sûresinde
nebisine seslenerek
bunu dile getiriyor:

Allah'in yardimi gelip ilerisi acildiginda ve
Allah'in dinine insanlarin dalga dalga girdigini
sen gördügünde...

Su anda
"Allah'in dini"ne ulasamiyoruz.
Cünkü önümüzde engeller var.

Ve aşilmasi en zor olani: dil engeli.

Engelleri kaldirdigimizda Allah'in dini geri gelecek. Bir gün kesinlikle. Cünkü Allah'in yardimi ilahî vaaddir; Allah vaadini kesinlikle yerine getirir. Yeter ki o yardimi hak edelim.

* * *

İnananlara "reziller" diyenlerin dili de farklı değil, aynı dildir. Kendi dillerine "rezil" demiş olamazlar.

Inananlara reziller deyip dudak bükenler kendilerince üstün bi sinif. Onlarin kullandigi dil de avamin dilinden farkli. Tipki Fuzuli'nin dili Yunus Emre'nin dilinden nasil farkli ise.

Nahl 103:

Biz onlarin "Yuallimuhu beser-Ona bir insan ögretiyor!" dediklerini biliyoruz. Oysa sözünü ettiklerinin dili yabanci oldugu halde bu, apacik bir Arapca.

Bu ayetten anlasilan, halkin dili apacik bir Arapca oldugu halde o dönemin din kitaplari ve o kitaplarin ögretimi Arapca degildi.

Tipki nasil simdi bize Kurân kurslarinda kitabimizi anlamadigimiz bir dilde gûya ögretiyorlar ise Kurân'dan önce de din kitaplarini halkin anlamadigi dilde ögretiyorlardi.

Elbet bu kadar basit degil. Internette benim gördügüm ve bu görüsü destekleyen arkeoloik bulgular* var; onlari da degerlendirmek gerekiyor.

Ama Kurân "avamin dili"nde inmistir. Benim söyledigim esas olarak bu. O dili göklere cikarmak suretiyle ya da yerin dibine batirarak ulasilamaz, anlasilamaz yapmak ta onu asagilamaktir.

________________________


*Söz konusu bulgulardan birisi:

Ürdün’ün güney-batisindaki Avdat’in yaklasik 5 km kuzeyinde ortaya cikarilan ve eskiden yaninda her halde bir heykel bulunan, Miladî ilk 2 yüzyila ait 6 satirlik Aramice-Arapca bir kitabe.


Click to enlarge and read credit/caption.




http://www.islamic-awareness.org/History/Islam/Inscriptions/ avdat.html

Aramice:
1.(?) okuyan iyilikle anilsin tanri Obodas’in önünde, ve anilsin orda
2.(her)kim

3.Taym’alahi oglu Garm’alahi tanri Obodas’in önünde bir heykel (yapti).

Eski Arapca:
4.Kendi yararini ya da cikarini düsünmez O. Bize ölüm gelirse birakmaz benim
5.alinmami. Ve bela izliyorsa beni izlemesine izin vermez.

Aramice:
6.Garm’ahali yazdi (bunu) kendi eliyle.

* * *

Dikkat ceken
husus:

Satir 1-2 olayi tanri düzeyinde dile getiriyor.

Konu: din.
Dil: Aramice

Satir 4-5 olayi kisisel düzeyde dile getiriyor.

Konu: günlük yasama dair istekler
Dil: Arapca.

Bu dostumuz yukarda yine kendine göre söylemlerde bulunmuş YUNUS EMRENİN dili Kuran diliymiş... Ne ilgisi var! Anlayan beri gelsin.

Yunus Emre, kimse için''' kıstırın ve öldürün'' demiş mi? KURAN diyor...

YUNUS EMRE, kimse iiçin''ALLAH ONLARI KAHRETSİN '' demiş mi? Kuran diyor.

Bu dostumuz ALLAH'ın dininden söz ederek, ne denli ALLAH hakkında bilgi sahibi olduğunu da sergilemeyi unutmuyor.

ALLAH'ın dini, imanı, kızı, oğlu, eşi, sevgilisi, dostu, kitabı, kalemi, düşmanı olmaz efendim. Siz ALLAH'ı maske takanların maskesi sandıkça yanılgılardan da kurtulamazsınız.

Siz ALLAH hakkında hiç bir bilgiye sahip olmadığınızı burada böylece açıklamaktasınız. Sizin peygamberiniz de aslında ALLAH maskesi takarak insanlara kendi sözlerini ALLAH İNDİRDİ diyebilen bir kişidir.

ALLAH'ın insanlara iletişim kurabilmek için ARACILAR göndermesine ihtiyacı var mı? Bu denli aciz bir varlık ALLAH olabilir mi? Kuranda daima Muhammedin cinsel yaşamı söz konusu olmuştur. Halk neyi yanlış anlamış acaba, TEYZE KIZI, HALA KIZI, AMCA KIZI, DAYI KIZI Muhammed'e helal, diğer erkeklere haramsa, ve kadınların böyle bir seçim hakkı yoksa, yani kadını adamdan saymayan bir KURAN varsa, bu ALLAH sözü olabilir mi? Kimsenin KURANI yanlış anladığı yok. Siz kimseyi yanıltacak kadar bilgili değilsiniz, hepsi bu.Sizin aklınız bu meseleye inanmış ama akıl buna aslında inanamz. sizinkisi iman hapisanesine dönmüş. Önce biraz bilgi, sahibi olun da ALLAH nedir onu anlamaya çalışın. Aracılara tefecilere ihtiyaç duyan ALLAH olmaz.

FARKINDALIK / FARKINDALIK / FARKINDALIK
Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 16-03-2013, 18:00
upuaut - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
upuaut upuaut isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
Standart

Mesajıma başlamadan önce, öncelikle başın sağolsun Natürelist.

Sana bir önceki mesajımda "Tayma"nın kim olduğunu ve bundan ne beklediğini sormakta haklıymışım demek ki. Çünkü bu mesajda verdiğin bilgilerle konu anlaşılır hale gelmeye başlamıştır.

Bu mesajından anlaşıldığına göre, Tayma Medine'nin 400 KM kuzeyinde antik bir şehirdir. Bu antik şehirde gerek Hasan Akçay'ın bulgusu olsun, gerekse senin yukarıda verdiğin bulgu olsun, Aramice ve Eski Arapça (ki bu, aslında Nebatice'dir) dillerinde "Tanrı/lar" hakkında yazılmış arkeolojik bulgular keşfedilmiştir. Burada Hasan Akçay'ın bulgusu açıktır; yani üzerinde daha fazla konuşabilecek tarihi bulgulara sahip değiliz. Senin bulgunda ise, "Salm-Aşima-Sengalla" adlı üçlü Tanrısı için "(Soldan sağa doğru) Güneş, Ay, Venüs" ile bir gökyüzü betimlemesine yer verilmiştir. İyi ama, bu tür gökyüzü betimlemeleri birçok antik bulguda karşımıza çıkar. Ülkemizden bir örnek verirsek; Nemrut dağındaki Horoskop. Bu horoskopta da bir üçlü gökyüzü betimlemesi vardır. Yine Büyük Sargon'un torunu olan Naram-Sin'in Zafer Stelası bu türden bir örnektir. Şimdi Louvre Müzesi'nde bulunan "Victory Stele of Naram-Sin"in tepesinde 2 tane 8 köşeli yıldızın birleşimiyle oluşan 2 tane gezegen sembolü bulunur. Bunlar gezegen olmalıdır, çünkü Nemrut Horoskopu'nda 8 köşeli yıldız "Yıldız" ve 16 köşeli yıldız ise "Gezegen" olarak geçer.

Dünyada bilinen en eski horoskop olarak tanımlanan bu taş levha, 175 santim boyunda ve 240 santim eninde olup, sağa doğru dönerek yürüyen bir aslan figürü betimleniyor. Boynunda bir hilal olan (ki bu, "Hilal" şeklindeki Ay'ı gösteriyor) aslanın gövdesi 8 ışınla karakterize edilmiş, 19 yıldızla bezenmiştir. Aslanın sırtında ise 16 ışınlı 3 büyük yıldız yer alıyor. Yanlarındaki yazıda bunların Mars, Jüpiter ve Merkür olduğu belirtiliyor.

İşte bu bilgiler göre senin sağdaki sembol için "Venüs" demen bana biraz garip geldi. Çünkü bu sembol bir çember içinde 8 köşeli bir yıldızdan ibarettir. Bu durumda bu sembolün Venüs'ü göstermekten çok, bir yıldızı gösterir.

Barış Manço da değinmişti!

Horoskopla ilgili yapılan değişik yorumlara göre, Kral Antiochos’un doğum horoskopunu gösterdiği ifade ediliyor. Prof. Dr. Otto Neugebauer’e göre, Roma Generali Pompeins tarafından, I. Antiochos’un tahta çıkış tarihi olan M.Ö. 62 ya da 61 yılının 7 Temmuz’u olarak yorumlanmış. Bu tarihte Jüpiter, Merkür ve Mars aynı hizaya geliyor. Prof. Dr. Karl Dörner ise aslan kabartmalı horoskopu, Nemrut Dağı’ndaki anıtın kuruluş horoskopu olarak değerlendiriyor. Kral Antiochos ile ilgisi olduğu düşünülen Aslan Horoskopu’nun Kommageneliler için çok kutsal sayıldığı, bir dini kitabe olarak korunduğu biliniyor. Zira Kommageneliler Mitra Kültü'ne tabii idi.

Mitolojiye ilgi duyan Barış Manço da, bu konuda 1979'da enstrümantel olarak çaldığı "Çoban Yıldızı"na bir de öykü yazdı. Ona göre, bu yorumlardan hareketle, M.Ö. 61 yılında bir Temmuz akşamı (büyük bir olasılıkla 6 veya 7 Temmuz) Venüs gezegeninden gelen bir uzay gemisi Nemrut dağının batı taraçasına indi.

Olayın tek tanığı, dağın eteklerinde yaşayan bir çobandı. Mor ötesi ışınlar saçıp, düzenli fakat o göne dek duyulmamış, doğa üstü sesler çıkaran gemiye büyülenmiş gözlerle bakıyor, ne beklediğini bilmiyor, sadece bakıyor ve öylece bekliyordu.

Zaman sınırının ötesinde bir bekleyişten sonra uzay gemisinin yavaşça aralanan kapısından, önce çelik mavisi ışık, ardından görülmemiş güzellikte bir yıldız kız indi, yıldırımla vurulmuş gibi oldu genç çoban. Çiçeklerin en güzelini, türkülerin en duygulusuna ve yüreğinin en sımsıcak sevgisiyle yıldız kızın ayakları altına serdi. Yıldız kız da yaşamında belki ilk kez benliğinde ılık ılık bir şeylerin aktığını hissetti o an.

Sabaha karşı yıldız kız gemisine binip, dünyamızdan ayrılırken, çobana üstünde bir ay ve 19 yıldızdan oluşan galaksi sisteminin resmi çizili bir aslan heykelciği armağan etti, ışıklarının anısına ölümsüzleştirmek için. Ve geldiği gibi yavaşça kayboldu gökyüzünde. Bundan gerisi... Çobanla yıldız kızın ne oldukları bilinemedi.

Bu olayın geçtiği M.Ö 61 yılından beri 2000 yıldır, Merkür ve Mars'tan hatta birçok kez Jüpiter'den defalarca dünyamıza gelerek, Venüs'lü yıldız kızın bıraktığı heykelciği aradılar. Fakat elleri boş döndüler her seferinde. Çünkü 2000 yıldır ellerindeki tüm haritalar Nemrut dağının Van gölü yakınlarında gösteriyordu. Oysa o aslan heykelciği halen Adıyaman'a 105 km uzaklıkta 2150 metre yükseklikteki haritalarda gösterilmeyen öbür Nemrut dağının batı taraçasında Zeus, Herakles ve Apollo heykellerinin yanında yerde durmaktadır.

Arkadaşlar, Barış Manço sıradan bir sanatçı değil, eğitimini Belçika'da almış ve birçok dili konuşan, 10 parmağında 10 marifeti bulunan usta bir sanatçı idi. Onun mitolojik "Çoban Yıldızı" adlı, buraya dikkat lütfen, "Enstrümantel" adlı parçaya öykü yazarken çağdaşlarından yararlandığı ya da öncüsü olduğu bir gerçek olmalı. Çünkü 1980'de kurulan Iron Maiden da Eski Mısır Mitolojisi'ne merak salmış ve 5. albümünde bu mitolojiden çeşitli örnekler vermiştir.


Powerslave (1984) albümünün arka kapağı.

Fakat bütün bu başarılara rağmen Barış Manço, ölümüne yakın bir zamanda sergilediği tavırlarla (Bakınız; Google) bizi büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Şu söz senin değil mi?

M.Ö. 61 yılında bir Temmuz akşamı (büyük bir olasılıkla 6 veya 7 Temmuz) Venüs gezegeninden gelen bir uzay gemisi Nemrut dağının batı taraçasına indi.
Ne oldu ki, ölümünün yaklaştığı bir zamanda aniden hidayete erdin? Bunlar (ki o, bu öyküyü yazarken 36 yaşındaydı) çocukluk hataları mı idi? Hani, nerde haksızlık karşısında o sol kolunu havaya kaldırmak? Yoksa sen, Iron Maiden'ın dediği gibi "Powerslave" misin?

AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması

7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.

8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.

9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."

10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.

11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.

Konu upuaut tarafından (16-03-2013 Saat 18:06 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 16-03-2013, 22:01
Natürelist - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Natürelist Natürelist isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 Oct 2010
Bulunduğu yer: Stuttgart
Mesajlar: 1.287
Standart

Sizde sagolunuz...upuaut,

Naram-Sin(I.Ö. 2273 - 2219) Hükümdarligi sirasinda tanrilastirilan Akad krali'dir

I.Ö. Ücüncü ve ikinci Binyil öncesine kadar Sümer ve Mezopotamya'da en yüksek din görevlisi olan "Entu rahibesi" Naram-Sin'in üc kizlari En-men-ana da bu statüye sahipti

Kral Nabonid'in annesi olan Adad-happe (Harran kitabesi H1) de Harran'da tapilan Ay tanrisi Sin'in yüksek Entu rahibelerinden bahseder. Ancak bu beyani destekleyecek hicbir kanit ya da bagimsiz bir belge yoktur

Sümer'in düsüsü ardindan, "Babil'de Entu rahibeligi" yerini erkek rahip olarak degistirilerek, son Babil krali Nabonid de bu "ünvan kültü ile birlikte" iliskilendirilmis rönesansi yasamistir. Tabiiki dediginiz gibi "bu tür gökyüzü betimlemeleri bircok eski kültürlerde karsimiza cikar" ve hala da bunu camii'lerin üstünde kalintilarini görüyoruz, kala kala islam icin "Ay tanrisi" kalmis, ne yazikki buda su götürmez bir gercektir iclerine sindiremediklerinden dolayi bunu müslümanlar kabül etmezler o baska.





Bakiniz burada Nabonid ve sirasiyla üclü tanrilar olan Sin, (Ay tanrisi) Samas, (Günes tanrisi) Istar ise Venüs'ü temsil eder.


Antik dönemde Venüs bir yildiz gibi algilaniyordu. Gezegen oldugu henüz bilinmiyordu.








Bakiniz buda Ay'in altinda kalmis Venüs gezegeni.


Venüs gökyüzünde en carpici gökcisimlerinden birisidir.


Parlak'lik bakimindan Günes ve Ay'dan sonra gelir. Yogun bulut oranindan dolayi Günes isigini yüzde 76% geri yansitmaktadir. Su anda gökyüzüne baktigimizda cogumuz bunu bir yildizmis gibi görürüz, ve sanirim bunda gariplik diye bir sey yoktur, o dönemlerde bunun bu sekilde algilanmasi dogaldir. Umarim simdi anlamissinizdir "Venüs" neden bir yildiz gibi? algilaniyordu...

Iyi forumlar...

İnsanlık onuru her şeyden üstündür
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Yeni bir galaksi keşfedildi nebukadnezar Fizik 0 16-08-2012 16:27
ışığın dalga ve parça boyutu zulkar Kuantum Mekaniği 0 18-10-2011 01:02
50 yeni gezegen keşfedildi Ascendent Fizik 9 14-09-2011 19:35
Süpriz, elmas gezegen keşfedildi! Ascendent Fizik 8 27-08-2011 01:02
farkındalık-bir parça insanlaşma.. paslıçivi İslam 152 24-08-2010 08:20

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:57 .