Turan Dursun Sitesi Forumları
  #1  
Alt 15-06-2021, 19:23
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart Tanrı Kavramının Çözümlenmesi

Özgür Varlıkta Tanrı Kavramının Oluşma ve Gelişimini Çözümlemeyi Deneme

Bir atmaca özgürce uçup avlanmaktadır. Bir gün gelir kaçamadığı ağlara takılır. Kendini gözleri ve ayakları bağlanmış, kanatları belki artık uçamayacak derecede yolunmuş olarak kapalı bir yerde tek başına buluverir ve kendine yemek uzatan üstün-güçlü bir varlıkla karşı karşıyadır.
Bugüne kadar kendi yemeğini kendi tutmuştur. Atmaca bocalar ve o yemeği ya da uzatılan suyu alamaz, en son açlıktan susuzluktan ölmek üzere olacağı bir noktada peseder, teslim olur. Bu teslim olma gerçekleştikten sonra kendini denetime açmıştır. İnsanla arasında bir köle efendi bağı gelişir.

Atmaca ve ataları doğa da binyıllarca özgür yaşamıştır. Doğada düşmanları olabilir hatta canına kasteden varlıklar olabilir ancak hiçbiri onu denetimine alıp tutma yoluna girişmemiş ve girişmeyecektir. Doğadaki özgür varlığın yemek bulma savaşı ve eğer kendini yiyen yoksa av olmadan kaçma kurtulma savaşı dışında çok az çatışkısı var gibi görünüyor ve bu çatışkılar türün diğer bireyleriyle eşit . Yemeği eşit. Doğa eşit ve herkesin malı.

Özgür varlıkta ilk kez tıpkı atmaca gibi kuşatıldığı zaman ve başka bir varlık tarafından denetlendiği, kontrolünün ele geçirilip iradesinin ve özgürlüğünün devralındığı zaman, kurban durumuna düşme algısı, dışsal/oluşsal kötülük algısı ve ya da başka varlıklar tarafından yaratılıp kontrol ediliyor olabileceği gibi belirsiz duygular ve algılar gelişir.
Özgür varlık bundan önce buna dair bir herhangi bilinç algısı taşımaz, taşımamalı çünkü özgürlük deneyimlemiştir ve deneyimlenmektedir. Özgür varoluş duyumsar.

Atmaca örneğini kedilerimiz köpeklerimiz ve diğer hayvanlarımız için genişletebiliriz. Biz buna evcilleştirme diyoruz, ne hoş bir ifade.! Aslı köleleştirmedir. Atmacanın Tanrısı (ve sahibi ve efendisi) olduk. Biz bir tanrı değiliz, laboratuvarda koyun yaratabiliyoruz. Onunla fotoğraf çektiriyoruz. Bir anne koyun tarafında emziriliyor mu?

Köpeklerimizin nesilleri bizimle doğuyor ve bize bağlılık geliştiriyor. Bazı davranışları eminim nerdeyse artık genlerine işliyordur ve kalıtımın da bir parçası haline gelecektir. Sanırım hiç birimiz kafesteki aslanı ya da hayvanat bahçesindeki bir hayvanın süren neslini özgür doğaya salamayız. Belirli türden bağımları vardır ya da oluşacaktır.

İnsan ırkı; Beyaz Avrupalı, Amerika da mısır tarlalarında çalıştırmak üzere yerlileri köleleştirmeyi denedi. Ancak özgür Kızıl adam prangalarla tarlalarda çalışamadı ve buna dayanamadı. Sırayla tek tek öldüler. Kurdu kafese hapsedersem ölür, denetim almaz ve ölene kadar çıkmaya çalışacaktır. Tavşan ve tavuk o kadar korkar ki korkudan kalp krizi geçirebilir.
Sonuç olarak beyaz adam, rahiplerin ve kilisenin yayınladığı bir fetvayla kızılı denetlemeye uğraşmaktan vazgeçip siyah adamı kıtaya getirdi ve köleleştirdi.

İnsan ya da başka varlıklar için de bunun kozmolojik farklı temsilleri olabilir mi?

Dünya tarihi güçlü dışsal tiran ve çoktanrı anlayışlarıyla dolu. Bazılarımız hala efsane dese de bazılarımız dünyadışı güçlü varlıksal yaratıcılar benzeri kavramlar ortaya attı. Gnostisizm de demiurge ve demiurgoslar ve demonlar bulunur . Bunlar kozmolojik, dışsal güçlü varlıkları ve yarı tanrımsı tiran güçleri temsil eder. İnsandan güçlü dışsal varlıkları belirler. Bunlar ne baş, ne ilk ,ne de tek tanrı değildir. Asıl yaratıcı değildir ve fizik varlıklardır. Ara yaratıcılar ya da güçler olarak sembolize edilirler.

Bugün insanlar olarak biz uzaya çıkmaya ve başka gezegenler keşfetmeye çabalıyoruz ve emin olun bulmuş olsak ve güç sahibi olsak denetleyeceğiz. İçinde yaşayanlar olsa onlara dostça mı olurduk? Amerika'ya ve Afrika'ya giden beyaz adam örneğine bakın. İnsan dejenere bir türdür.

Avatar adlı bir film de başka bir gezegeni ve oradaki varlıkları kolonize ediyoruz:

Herhangi özgürlük, egemenlik, kontrol çatışkısı deneyimleyene kadar varlıkta Tanrı/Egemen güç kavramı olacağını sanmıyorum. Olsa bile bizim Ortadoğu dinlerine benzer bir karmaşa üretebileceğini asla sanmıyorum. Yani insanın kendi eliyle kurduğu iktidarlar ve kendi kendine deneyimlediği iktidar ve güç çatışkısı bu karmaşıklıkta bir paradigmayı ya da mitolojiyi olgu olarak bence üretemez ve besleyemez. Çocuk bile ebeveyn ve toplumdan görünce şiddet öğreniyor. Kızıl adam, Aborjin bunların hiçbirinde beyaz adamın örgütlü şiddeti yok. Bunu (Tanrıyı ve mitolojileri) (tamamıyla) kent devleti ve üretim toplumu, kabile savaşları hatta ilkel bilinç ve doğa deneyimi ve sadece insanın içindeki güç ilişkileri doğurdu analizini kabaca basit ve yetersiz buluyoruz.

Doğadaki varlıkta güç farkları kavramı var. Güçlüyü güçlü algılar, bence hepsi bu. Tanrı kavramını kölelik ortaya koyuyor. Kölelik Tanrı kavramını ortaya koyuyor. Olgusal olarak eğer bir Tanrı olmadığına eminsek çözümü budur ve gerçek çözümlemesi bu olacaktır ve olmalıdır. Doğa topluluklarının tanrı anlayışları Ortadoğu ve Güney Amerika dinlerindeki Tanrı kavramına benzemiyor. Ortadoğudaki Tanrı insan götürene kadar uzakdoğu da yok.

Sonuç olarak insanın gerçeğine güçlü bir tanrı kavramı sızmışsa bu anlamda bir değerlendirme ve sorgu sürecini bizce objektif olarak yürütmelidir.

Eklemem (link)
.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.

Konu "ictenlik" tarafından (15-06-2021 Saat 20:50 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 15-06-2021, 19:37
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

Başlık ve konu mitoloji ve ezoteri alanından içerilmiştir.

Bu anlamda bu tartışma bir din-bilim ya da felsefe tartışması değildir. İlgili bağlamalarla sınırlanarak ya da ilgili bağlamların sınırlarıyla bunu ele almamayı rica ediyorum. Diğer bağlamların görüşleriyle konuya ilgisiz yorum verilmemesini rica ediyoruz:

Lütfen bilim tartışmalarını bilim, felsefe tartışmalarını felsefe ve din inanç tartışmalarını dinler başlığında yapınız. Eleştiri yazmak istiyorsanız örneğin bilimsel felsefi ya da dinsel karşıtlığınız ve eleştiriniz varsa lütfen forumun ilgili alanına başlık tutunuz ve bir karşı içerik eleştiri yazınız.

Lütfen konumu ezoteri ve mitoloji kavramları çerçevisinde tartışınız.

Kaldı ki bu konuda verilen verilebilecek her tür iletişim (eleştiri) kalıbını zaten biliyoruz ve fazlasıyla aldık.. Lütfen özel olarak bu konuyu sunulduğu biçimiyle tartışmak, eklemeler ya da yorumlar sunmak ya da daha önce verilmemiş, bilinmedik bir tepki vermek-iletmek istiyorsanız yanıt ya da yorum sununuz.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 19-06-2021, 02:06
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

BİLGİSEL SORGULAMA

Sümer, Tevrat, İncil ve Kuran gibi tarihsel mitolojik kayıt ve efsaneler tarafımızdan kontrollü ve karşılaştırılmalı olarak incelenmiş ve aşağıdaki sonuçlar varılmıştır

a - Genel halk kabulünde olduğu gibi bunlar varlığın ilk ve baş yaratıcısının bizimle seçilmiş insanlar aracılığıyla iletişim kurmasıdır (Önerme aşağıda kontrollü olarak incelenecektir.)

b- Bunlar tamamen efsane ve mitoslardır, insan bilinçaltı ve bilinçdışının hayal ürünüdür, hiç bir gerçek ögesi barındırmaz ve hiç bir gerçek ve objektif inceleme ya da veri değeri taşımazlar

c- Bunlar kısmi tarih kayıtları ve bozulmuş bilgi parçaları ve derlemeleridir. Gerçek bir tanrının değil ancak kozmik dışsal gerçek fiziksel güçlerin/aktörlerin insanla temasının sonucudur.

(ek; varsa olası d ve fazlası için açık ihtimal)

a için inceleme

Başlangıç uslamlaması ve tahlilileri bize göstermektedir ki enerji yoktan var ve vardan yok olamaz. Bu bize göstermektedir ki ezeli olarak şeyler varolmalıdır ya da tüm varlık ezeli olarak zamansızca kesintisiz varolmalıdır. Varlığın yaratılamaz ve yokedilemez oluşu eski çağ düşünürlerince kabul görmüş ve bu anlayış felsefenin temeli olarak konumlanmıştır. Bu anlamda bizce varlıkta onu yokluğundan yaratabilecek (yokken varedebilecek ) bir güç ve tanrı bulunması mantık temelinde tutarsız ve olanaksızıdır hatta bu tamamen akıldışıdır. Daha geniş tahlililer bu konu da kavram karmaşası yaşayanlara tarafımızdan sunulabilir.

İnceleme tarafımızdan çok daha derinine sürdürülmüş olup burada kısa kesilecektir ve bize göre olanaksızdır.

b için inceleme

Tüm Ortadoğuyu kuşatmış ve insanlığın hafızasında derin bir yer etmiş ve adeta modern toplumların temelini çatmış ve milyarlarca inananı bulunan dinler adı alan 3 bilgi sistemi ve kitabına dair bir insanlık kaosu bulunmaktadır. Anlatımları Tevrattan itibaren azalarak ve değişerek sürmekte gibi görünüyor. Bunlar içinde en açık kayıtları Tevratta bulduğumuzu düşünüyoruz. Tüm bunların hayal ürünü olmasını umarak ve önermeyi açık bırakarak c-ye geçmek istiyoruz.

c için inceleme

Açıkçası yaptığımız tüm bilgi temaslarında bu tip anlayışın sorgulanmasının bile zor olduğunu gördük. Bir çok arkadaş bunu tartışmaya bile açmak istemedi ya da daha bizi konuşturmadan susturma ve sansürleme yoluna gitti. Bunu sorgulamanın çok zor olduğunu biliyoruz ancak objektif bir tutum benimsemeliyiz.

İnsanlığın gündemini kara bulut gibi saran 3 büyük din ya da bizce henüz objektif çözümlenmemiş bilgi sisteminden sözediyoruz. Bu bir ön taslak sesli düşüncelerin hızlıca karalanması olduğu için ne yazacağımı ben de bilmiyorum.

Üçüncü olasılığı açık tutmak isteyenlerden ben destek bekliyorum çünkü elimde yeterince veri yok. Şu anlamda yok. Bilim tabanım zayıf. Mesela insanın kozmik genetikçilerin müdahalesine maruz kalıp kalmadığını nasıl inceleyebiliriz?
Bu önermeyi kontrollü olarak nasıl sınayabiliriz ve bunun ya da aksinin kanıtları nasıl toplanabilir?
Bunun olanaksız olacağını söyleyenlerdenseniz ben de bu konu da güven duymak isteyenlerdenim.

Çok hızlı bir düşünme de aklıma insanda trans birey oluşu, mongolluk oluşu, genetik sorunlar oluşu, ten göz renk saç renkleri farkları gibi şeyler geldi ancak bunların tek başına ne anlam ifade edebileceğinden emin değilim.

İkincisi Tevrat inceleyen bizler örneğin Nefilim efsanesinde açık bir gen melezlemesi ve insanın başka bir türle çapraz kırılmaya çalışıldığından sözedildiğini görüyoruz. Örnekler bu anlamda çoğaltılabilir ancak tüm bunları binyıllar önceki insanların hayalgücü ve hayal ürünü deyip geçmeli miyiz?
En nihayetinde bizler de konunun açık tartışmacıları ve objektif araştırma görüşmecileri ile bunu tartışmak ve bu anlamda hangi sav aslında güçlü ve gerçeğe yakın ise onu güçlendirmek istiyoruz.
Yani bunun tek taraflı savunucusu, çatışmacısı gibi algılanmak istenmiyoruz.

Konu açık bırakılarak tarihi vicdana sunulmuştur.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 19-06-2021, 10:55
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.233
Standart

Tanrıyı insan psikolojisinin kendi benliğindeki eksiklikleri telafi etme amacıyla ortaya çıkardığı bir figür olarak görüyorum.

Tanrı bizim başaramadığımız özelliklerin tamamını başarmış olan, bizim gücümüzün yetmediği durumların tamamına gücü yeten ve bununla birlikte bizim yanımızda olan bizi destekleyen bir kavram.

İnsan psikolojisinin insan olmayan zeki canlılar tarafından önyargısız biçimde incelenmesi gerekiyor.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 19-06-2021, 12:09
copernicus copernicus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 29 May 2021
Mesajlar: 109
Standart

sonuç: b.


içtenlik Diyor ki
Çok hızlı bir düşünme de aklıma insanda trans birey oluşu, mongolluk oluşu, genetik sorunlar oluşu, ten göz renk saç renkleri farkları gibi şeyler geldi ancak bunların tek başına ne anlam ifade edebileceğinden emin değilim.

Bu çarpıklıklar sadece "insanlarda" gözlemlenmemektedir. Hayvanlarda bile eşcinsellik söz konusudur.



Bir üst ırk var evet. O da film ve dizilerde. Senaryosal olarak varlar...


Yani uzayyolu' nun(solucan deliği teorisi) gerçekleşme umudu var. Bunun ise yok maalesef.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 19-06-2021, 17:39
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Tanrıyı insan psikolojisinin kendi benliğindeki eksiklikleri telafi etme amacıyla ortaya çıkardığı bir figür olarak görüyorum.

Tanrı bizim başaramadığımız özelliklerin tamamını başarmış olan, bizim gücümüzün yetmediği durumların tamamına gücü yeten ve bununla birlikte bizim yanımızda olan bizi destekleyen bir kavram.

İnsan psikolojisinin insan olmayan zeki canlılar tarafından önyargısız biçimde incelenmesi gerekiyor.
Peki bu forumun başlığı dinlerden özgürleşme ve bu düşünce bizi dinlerden özgürleştiren objektif son çözümlememi buna emin miyiz?

Eğer öyleyse bunu neden diğerlerine taşıyamıyoruz?

Kuzey Avrupa ya da uzakdoğuya doğru ya da modernite gelişimine paralel bir dinsizleşme yakalıyoruz ancak insanlığın büyük bölümü hala o dinleri kullanıyor ve sanırım bu ülke de bu 300 yıl sonra İzlanda eşdeğerinde dinsizleşme olacak. Bu benim için uygun hız değil ve daha hızlı yıkma sentezi ya da toplumsal özgürleşme çözümü üretmeliyiz gibi hissedenlerdenim. Bu anlamda yukarıda kendi sunduğum dışında alternatif fikirlere de açığım.

Yukarıda sunduğum düşünce tabanının serbest gözleme verilmesi, açık dillendirilmesi bence dini paradigmanın dönüşümünü hızlandıracak. Bir araç olarak antiparadigma. Mümkünlüğü açık bırakılarak.

Bunun dışında bilim yine de aktif sav olarak sınamalı. İki türlü ve iki yönlü kanıt toplamalı . Bana göre ..

İki seçeneği de açık bırakıp ikisine de çekimser durarak birini doğrulamadan (b ve c için tabi, a nın elenmesini anlıyorum)

Kaldı ki benim söylediğim bilim içindeki yaradılıçılığı da ve varsa bilim içindeki yaradılışçıları da esnek bir düzleme (bana göre doğru düzleme) alacak
ve doğru a-b şıkları olarak b-c şıkları...

Yani bu bakış "a"nın (ilk yaratıcının) komple tümden elenmesini, çürütülmesini besleyecek.. Sadece b ve c kalacak ..

Yaradılışçılık ve evrim değil de değil de politeizm ve evrim arasında bocalayacağız ve buradaki tanrılar mutlak güçler olarakta görülmeyecek. Sonlu varliklar addedilecek.
Yaradılışçıları politeizm düzlemine çekiyoruz ve onlarla tek açık objektif seçenek sunuyoruz. Onlara inandığın tanrı bu olabilir diyebiliriz ve böylece buna saldırmak hayli kolay olacaktır.

copernicus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu çarpıklıklar sadece "insanlarda" gözlemlenmemektedir. Hayvanlarda bile eşcinsellik söz konusudur
Eşcinsellikten sözetmiyorum. Trans birey. Kadın bedeninde erkek erkek bedeninde kadın hissetme ve fizik temsili de olması, iki üreme organın bir oluşu vs..

Bir kere ben insanı tek ataya indirgeyemiyorum. Evrim temelli düşünce de yaptım. Dedim ki kendi kendime tavşan ve kuş ve kedi, balık türleri gibi farklı bölgelerde evrimleşmiş farklı insan türleri olmalı ya da olabilir mi?.

İnsanın hastalıklarına bakın ve genetik yozlaşmasına, ben dejenere bir tür görüyorum..

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 19-06-2021, 18:19
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

Herkes "a" da birleşemedi
Herkes "b" de birleşemiyor
Herkes "c" de birleşmeye çağrılırsa ya da b ve c için kontrollü sınama da uzlaşılırsa bir sorun kalmayacak

Bugün "c" yi dillendiren yeterli kanat yok . Yani daha birileri "Tanrı Yanılgısı" gibi "Evrimleşmiş Kozmik genetikçi ve Kozmo Aktörler Yanılgısı" diye bir kitap yazmak zorunda kalmadı.

Bunu yazmaya kalkarken bocalayacak ve kendi kanıtlarının altını oyacak.
Ben ya da bu düşünceyi tarihi olarak savunacak başka aktörler olacaksa biz 500 sene bekleyebiliriz. Yani şuna vurgu yapıyorum, yukarıdaki cümlem. Din bir güç olarak görülüp ona reddiye yazılıyor. Tanrı Yanılgısı. Ney üzerinden? İlk tanrı algısı üzerinden . Bu tek elle çocuk dövmek gibi.

O halde ben ya da benim gibiler kendimize reddiye yazdırabilecek güç olduğumuz çağları beklemeliyiz.

Eklediğim ifadelerden biri de şuydu. Açık bakarak, iki tarafa açık durarak ""c" savı için bana ekleme sunmanızdı çünkü bilimsel bilgi tabanım yok. Yani bununla boğuşacak değilim. Yani karşı taraf için ben kanıt toplama uğraşına girecek değilim. Yani kendi bakış noktamı körü körüne güçlendirip kendim kanıt arayışına girip sizi iknaya zorlayacak değilim. Bu anlamda verilen bazı ifadeler tuhaftı.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.

Konu "ictenlik" tarafından (19-06-2021 Saat 19:05 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 19-06-2021, 18:35
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

Paradigma tarihte ve sökümleyemiyorsunuz niye?
Modernite, teknoloji, bilim-bilgi gücü onu sökümleyemedi niye?

Başka ne türden bilgi ya da imkan paradigması ya da paradigma değişimi bunu hızlandıracak. Bu kadar ilkel ve vahşi bir paradigma sözde bilim, teknik, uygarlık ve medeniyetin zirvesi denilen bir çağ da tüm gücüyle yaşıyor ve özgürlük için savaşmıyorsan hala konuşamıyorsun.

Mevcut bilimsel paradigmanız dini aşındırmıyor. Nietzsche ve Marks gibi güçleriniz olmasaydı o kuramlar bunun yarısı dindarı etkileyecek miydi bilmiyorum.

Felsefenin tehlikeli hale gelmesi gerekir ve gelmiş hali mevcut bilim sınırlarına takılıyor.

İlk tekilliğin ve tekil madde başlangıcın tozu bilimsel düşünceyi temsil eden subjektif yumağın bir bölümünde kalırsa o paradigmayı tarihten sökümleyemezsin.

Kaldı ki şunun tartışmasını yapalım. İnsanla karşılaşmamış olsun koskoca evren burada insandışı evrimleşmiş canlı olamaz mı?

İnsana göre evrim ve teknolojisi binyıllar hatta milyon yıllar ötesinde olamaz mı?

Gezegenler galaksiler işgal etmiş kolonize etmiş ve belki fazlasını yapmış olamazlar mı?

Size bunu oldurmaz imkandışı dedirten taban yine eski dini düşünce algısı. İnsanı özel bir tür olarak türler üstü dünyaya efendi olarak tanımlayan gören dini bakışın kalıntısı. Bir tanrı var ve o herşeyle ilgileniyor ,insan tanrının korumasında diyor ve bunu sanıyorsun.
Sonra bu değişse bile sanırım yeterince değişmiyor...

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 19-06-2021, 19:24
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

Bugünkü teknolojinin gelişim hızına bakarak yaklaşık 500 sene sonra Elon Musk gibi bir süperzengininiz dış uzaya çok uzak yörüngelere gidebilen uydu cihazlar yapsa.

İçinde yaşam olan gezegenler bulsa.

Bunların çevresine orada yaşayanların ruhları bile duymadan uydular yerleştirip onları onlarca yıl gözetlese.

İlkel, vahşi, silahsız ve zararsız olduklarını görüp bir gün süper jetine atlayıp, süper kıyafetlerini giyip, süper silahlarını da yanına alıp gitse ve bir bölgeye gökten iniş yapsa, orada biraz halka tanrıcılık oynasa, şovlar yapsa, teknolojik cihazlar gösterse ve hatta kendine taptırsa, genetik materyaller de toplasa ?

Bunları onların, o ilkel halkın gözünün önünde yapsa ve sonra gezegenine ya da uzayda varsa yaşadığı karargahına (gök cismine) dönse..

Sonra orada bir din efsanesine dönüşse? Orada yaşayan halk çıkamasa bu işin içinden. Adına tapınaklar yapsa ya da ne yapacağını şaşırsa.
Oranın 5-7 bin yıl sonraki halkının bazıları buna efsane bazıları din dese?

Bunu engelleyecek ola ney? Tanrı mı? Devlet ve diğer insanların ahlakı mı? Evrensel yasalar mı?

Tanrının evrenle zar atmaması belki de bunu engeller.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.

Konu "ictenlik" tarafından (19-06-2021 Saat 20:22 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 20-06-2021, 18:37
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

Beşyüz yıl sonra hala dünyanın, evrenin, gerçeğin küremsi ya da eliptik algılanışı gözlemine reddiye yazılıyor değil mi?

ama duymuyorsunuz değil mi? Sinek vızıltısı gibi. Sadece rahatsızlık verici bulunuyor çünkü bilimsel paradigma değişimi oldu.

Olgular tarihte ve din olgularından sözediyorum. Olguların gücüne bakın ve ağırlığına bakalım. Atom bombası yemiş Hiroşima ve Nagazaki gerçeği gibi,

Olgu tabanlarını hayalgücü ve hurafe gerçeğine yasladık. Şimdilik.

Gözümüzün önünde iki kuleye, dünyanın en büyük ticaret kulelerine uçak girdi..

Gözümüzün önünde Nazizmi ve faşizmi gördük. Son bir kaç yüz yıl içinde. İki büyük dünya savaşı yaşadık.

Halk mitosu, armegeddon, kıyamet ve Mesih vb iddialarıyla dolu.

Bu dünyadayız. Hiç bir şey yapamıyoruz. Bıktım.

Yaşayan bir gözlemci ve insan olarak düşünce ve kalemimin son gücü bu o halde.

Burada bir şeyler oluyor? Bunlar normal değil!

Paradigma boşluklarının içerdiğimi söylüyorum. İster fenomenoloji, ister bilimsel bilişsel çözümleme ve objektif bakış adı alsın. İster bilim adı alsın ister almasın.

Paradigma buysa er ya da geç gerçeğe sızacaktır. Yok değilse benim -tek bir kişinin -yanılması ötesinde bunun kime ne zararı var?

Kimse inanç bağlamına çağrılmadı.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:44 .