Reel,e
ilk canlinin nasil olustugu sorusuna hala kesin bir cevap yok .Bir yerden bir kuram okuyor onu hemen sonuc olarak alip elestiriyorsunuz.Binlerce yildir insanlar ikl canlinin nasil olduguna cesitli anlatimlar kazandirmistir.Bunlarin en sacma sapani camurdur.O da senin inandigin Kutsal kitabin malzemesidir.Daha cok ögrenecegimiz seyler var sen simdilik camurlan yetin.Cünkü diger aciklamalar senin kafana girmez.
Ek olarak sunu diyebilirimki arastirmalarhizla devam ediyor.(Bilime Sükür) Bunlar camurdan yapildigina inananlar icin anlasilmasi zor birer ninnidir her zaman.
Son bulgular, pek cok organik maddenin uzaydan gelen tozda, meteorlarda bulundugunu ispatlamistir. Dunya''da okyanuslarda ve atmosferde amonyum, metan, karbon dioksit, amonyak''tan sentezlenebilen organik maddenin, uzaydan da gelebilecegi NASA''nin arastirmalarinin kesin bir sonucudur . Eger gunde 30 ton organik madde uzaydan dusen tozla dunyaya karismaktaysa (kuyruklu yildizlarla, meteorlarla gelenleri saymiyoruz) yilda, (10 uzeri 4) ton (10000 ton) cesitli organik madde dunyada okyanuslara karisir. Bu ilk bir milyar yil icin 10 uzeri 9 x 10 uzeri 4= (10 uzeri 13) ton (10''un yaninda 13 sifir) ya da 10 000 000 000 000 ton organik madde eder. Bu miktarda organik madde, dunyada girdikleri reaksiyonlar da isin icine katilirsa, kesinlikle ilk yasamin tohumlarini atabilir.
Halley, Hale-Bopp, Hyakutake isimli kuyruklu yildizlarda pek cok organik madde oldugu kanitlanmistir . Bir kuyruklu yildiz, gunes sisteminin sicak bolgelerinden gecerken, bir kismi erir, gaz ve toz olarak dunyanin (veya basak gezegenlerin) cekimine kapilip, zamanla dunyaya duser. NASA''daki bilim adamlari, ER2 tipi ucakla, yaklasik 62 000 feet yukseklikte bu tozlari toplayabilmektedirler. Scott Sandford, bu partikulleri analiz ettiginde % 50''den fazla organik kokenli karbona rastlamistir . Meteoritlerde ise, ketonlara, nukleobazlara, quinonlara (klorofil benzeri yapilarda yer alir), karboksilik asitlere, ve 70 farkli cesit amino asite rastlanmistir. Dunya''daki yasantida kullanilan amino asit sayisi ise sadece 20''dir, yani uzay bize ihtiyacimiz olandan cok daha fazlasini hediye etmektedir !
Daha ilginc bir bulgu ise Louis Allomandola''nin uzay kosullarinin simulasyonunu yaptigi deneylerden gelmistir . Bununla ilgili Scientific American''daki Temmuz 1999, resimleri kullanabilirsiniz). Bu deneyler cok dusuk isilarda ve sicakliklarda, ultraviyole radyasyonunun kimyasal baglari yikabilecegini; hatta icinde donmus metanol ve amonyak (uzayda bulundugu oranda) bulunan buzlasmis toz kitlelerinde, ultraviyole isinlarinin ketonlari, nitrilleri, eterleri, alkolleri, hatta heksametilentetramini (HMT) olusturabilecegini gostermistir. HMT asidik ve ilik ortamda amino asitleri olusturur. Bu deneyler son yillarda gerek NASA, gerekse universitelerdeki bilim insanlari tarafindan tekrarlanmis benzer sonuclar bulunmustur . Bu su demektir: uzayda donmus buz kitleleri olarak seyahat eden molekuller statik degillerdir; uzaydaki farkli isinlarin ve ultraviyole enerjisinin etkisiyle surekli iclerindeki kimyasal yapi degisime ugramaktadir, bu degisim, ozellikle daha yuksek isili, isinli ve enerjili gunes sistemi bolgelerine girince artmaktadir. Yani gerek uzaya dagilan tozlar, gerek meteorlar, iclerinde dunya gibi uygun kosullara sahip gezegene ulasinca yasamin temel taslarini olusturacak tum bilesenleri, organik maddeleri fazlasiyla tasimaktadirlar. Ustelik 4.5 milyar yillik dunya tarihini, kolay anlayabilmek icin, 1 saatlik bir zaman dilimi olarak alirsaniz, doga ilk 55 dakikayi, bu temel yapi taslarini ve tek hucreli yasami olusturmak icin harcamis, geri kalan bes dakikada da diger tum bitkileri, cok hucreli organizmalari meydana getirmistir.
http://www.evrimcik.cjb.net/
SAYGILAR