Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı
Bir de kuantum mekaniğinin nedenselliği ortadan kaldırdığı söylenir, yorumlanır. Bu da çok yaygın bir yorum.
Hatta atomaltı dünyada gelecek zaman geçmiş zamanı etkiler gibi yorumlar da gördüm.
Bunu tam olarak çözemedim, ama yine bir yerlerde hatalı yorumlama olabileceğini seziyorum. Sanırım sorunun kaynağı determinizm ile nedenselliği karıştırmaları olabilir. Kuantum dünyası determinist değil evet ama bu nedensel olmadığı anlamına gelmez.
|
bi kere determinizm ve nedensellik o kadar kopuk kavramlar falan değil.
kuantum dünyasının determinist olmadığını kim ortaya koymuş bu da muamma.
kuantum dünyasında klasik mekanik determinizm iş görmemiş ve heisenberg burdan yola çıkarak idealist safsatalarını söylemleştirebilmiş olabilir.
ancak diyalektik determinizm diye bi kavramsallaştırma da var.
heisenbergin dalga mekaniği ile shrodingeringer'in matris mekaniğinin aynı sonucu üretdiği söyleniyor.
oysa iki yaklaşımın felsefi temelleri farklı.
aslında ciddi anlamda boktan bi durum var.
yüzyıldır fizik yerinde patinaj yapıyor.
daha kavramların içeriklerinde bile anlaşma sağlanmış değil.
herifin birinin söylediği gibi ''matematikle başa çıkamazsınız''.
doğrudur, matematikle başa çıkılmaz.
ama bütün parçaların toplamından fazla eder. matematik de bu gerçekle başa çıkamaz.
bütün hikaye patern/desen denilen şeyde gizli bence.
ortada bi patern varsa orda nedensellik vardır.
sorun nedenselliğin doğasının soyutlanmasında gizlidir.
liner /mekanik bi nedensellik karikatürü zaten çoktan terkedildi.
ama diyalektik nedensellik de alıcı bulamıyor.
çünkü bilim de altyapıdan azade değil.
çok fazla parametre varsa ve hele de bazı parametrelerin farkında dahi değilsek ya da bazılarını zaten bir şekilde görmezden gelmek zorunda isek;
o zaman olasılık kavramını dejenere etmek en kolay yol.
çarpıtılmış bir olasılık kavramı, parametrelerin ve operatörlerin dakik ölçümlerinin mümkün olmadığı koşullarda indeterminizmle sulandırılabilir.
uzun lafın kısası teorik fizikçiler kendi sıçtıkları boku temizleyemiyor.
hegel'in şu sözünü dahi anlamaktan acizler.
''zorunluluk, kendisini tesadüf olarak dışa vurur.''
oysa birçoğumuza göre rastlantı ve zorunluluk neredeyse antagonizmadır.
bütün hikaye soyutlama nedir ve neden yapılır düzeyinde dahi felsefe yabancısı olmanın kaçınılmaz sonucudur.
hele ki karşımızda çatlak ve adanmış bi idealist varken ve çatlak aynı zamanda matematik dahisi iken işimiz zor.
quantum kavramı yeni ise de bu meseleler aslında eğilim olarak da çok yeni değil. kopenhag ekolü hastadır, öznel idealizm üzerine bilim kurmuş, sıçıp sıvamış biz de sanki anlamadığımız çok derin bilgiler karşısında acze düşmüş psikolojisindeyiz.
gözünüzde büyütmeyin.
big bangciler boşuna mı tekillik kavramına kırk takla attırıyor.
sadece felsefi olarak sorunlu olduğunu artık kabul etmeye başlamalarından dolayı.
bu kabul 100 senenin sonunda ortaya çıkan bi kabul ama.
bunca sene kulaklarının üzerine yatmayı başardılar.
belirsizlikten kesinsizlik çıkarmaya kalkmanın içerdiği öznel idealizmin safsata olduğunu kabul etmemek için de kulakları üzerine yatarlar, bundan emin ol.
biraz mesihvari bi bekleyiş ama;
hem fizikte hem felsefede deha üstelik de entelektüel namusu olan bi ikinci aynştayn lazım.
yoksa Kuhn'un paradigması bu işte.
her devrin yanılgısı yani.