Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Bilim > Fizik > Kuantum Mekaniği

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 14-07-2008, 06:02
Kandandahakan Kandandahakan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Jun 2008
Bulunduğu yer: kocaeli merkez
Mesajlar: 34
Standart

bugun haber bulteninde gordum, kesin olarak eylül ayinda baslaniyomuş deneye

Tek yol Devrim
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 14-07-2008, 16:18
saliharslann saliharslann isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 14 Jul 2008
Mesajlar: 2
Standart

ya abi bu daha ne kadar ertelenecek yaaa meraktan çatlıyacam arkadaş eylül diyor umarım yanlış duymuşsundur bu ay içersinde olsun ne olacak sa olsun kara delik beyaz delik birde geçen stargate sg1 sezon 2 yi izliyordum orda bir bölümde karadelik muhabbeti oldu zaman yavaşlıyordu kara delik yüzünden doğruluk payı varmı bileniniz varsa cevap yazarsa sevinirim kara delik zamanı yavaşlatıyor mu???
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 14-07-2008, 16:42
ozgur_beyin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ozgur_beyin ozgur_beyin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
Standart

sevgili salih kara delik zamanı yavaşlatırmı bilmiyorum ama ışıkhızında giden bir araçta zaman yavaşlıyor bildiğim bu

sorun cahil olman değil , kendini alim sanman
Alıntı ile Cevapla
  #24  
Alt 14-07-2008, 16:53
saliharslann saliharslann isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Aday Üye
 
Üyelik tarihi: 14 Jul 2008
Mesajlar: 2
Standart

ewet filimde de iki şekilde yavaşladığını söylemişti biri senin dediğin gibi ışık hızı biride bu kara delikden oluşan yerçekimi değişimi gibi birşeydi o da neyse bilgi paylaşımın için saol
Alıntı ile Cevapla
  #25  
Alt 25-07-2008, 20:23
aydoe - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
aydoe aydoe isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Oct 2007
Mesajlar: 3.982
Standart

Bilim Teknik 25.07.2008100 metre yeraltında Büyük Patlama zamanı
İnsanlık tarihinin en büyük deneyi için geri sayım başladı: Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) yer alan dünyanın en güçlü parçacık hızlandırıcısı, Ağustos ayının başında devreye girecek. Evrenin oluşum sürecini öğrenmek isteyen bilim insanları, bugüne kadar üretilen ve test edilmesi olanaksız olan “Higgs” veya “String” gibi iddialı teorilerin de kanıtlanmasını büyük bir heyecanla bekliyor...
Elliyi aşkın Türk bilim insanı bu projede çalışıyor. Geçen yıl uçak kazasında yaşamını yitiren Boğaziçi Üniversitesi profesörü Engin Arık da yaşasaydı deneyleri takip edebilecekti.
Evrenin çok kızgın dev bir ilk patlamayla oluştuğu, fizikçiler ve kozmologlar arasında genel kabul gören standart teori. Günümüzden 13,7 milyar yıl önce yaşanan bu olağanüstü kozmik olayın ardından, genç evren genleşmeye ve soğumaya başladı. Böylece madde olarak bildiğimiz yapıtaşları oluştu. Ve bugün artık bu maddeden gelişen yapıların atomlarda ve dev galaksi kümelerinde varolduğunu da biliyoruz.
İlk patlamadan hemen sonra madde, bilim insanlarının “Quark-Gluon-Plazma” (QGP) olarak adlandırdıkları bir bulamaç halindeydi. Bu safhada, son derece kızgın ve yoğun bir karışım olan ve maddemizin temel parçacıklarını oluşturan quarklar ve quarklar arasındaki karşılıklı etkiyi sağlayan haberci parçacıklar olan gluonlar bulunur. Bu Quark-Gluon-Plazma ilk patlamadan on mikrosaniye kadar kısa bir süre içinde, günümüzde atom çekirdeğini oluşturan protonlar ve nötronlar şeklinde katılaşmıştır.
Quarklar ve gluonlar işte o zamandan bu yana çekirdek yapıtaşlarında sıkışıp kaldılar. İlk patlamada oluşan Quark-Gluon Plazması’nın bir benzeri bugün olsa olsa, yoğunluğun inanılmaz boyutta olduğu bilinen nötron yıldızlarında bulunabilir.
Bilim insanları bu yaz Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi’nde (CERN) ilk kez laboratuar ortamında ilk patlamayı ateşleyerek, Quark-Gluon-Plazma elde etmeye çalışacaklar..
Kısaca ALICE (A Large Ion Collider Experiment/ Ağır İyon Çarpıştırıcı Deney) olarak adlandırılan bu projede Boğaziçi, Ortadoğu Teknik ve Yıldız Teknik Üniversitesi ve diğer bazı üniversitelerden elliyi aşkın Türk bilim insanı çalışıyor. Eğer yaşasaydı Boğaziçi Üniversitesi profesörü Engin Arık da deneyleri takip edebilecekti. Geçen yıl uçak kazasında yaşamını yitiren Arık, Türkiye’nin CERN’e tam üye olarak katılmasını arzu ediyordu.
ALICE araştırmacıları Quark-Gluon-Plazma elde edebilmek için CERN’ın en güçlü çarpıştırıcısıyla çalışacaklar. ALICE, 60m derinlikte sinyalleri yakalayan 10.000 tonluk dev bir aygıt. Yıllar süren çalışmalarla içine silisyum detektörleri, spektrometre ve hızlandırıcı bölmeler yerleştirilen ALICE’ın şimdi her yerinden veriler ve kablolar fışkırıyor.
Ayrıca on farklı gaz için gerekli borular ve bir de uçuş hızı sayacı ilave edilmiş son olarak. Elde edilen sıcaklığın ölçülmesinde yardımcı olan kurşun-volfram kristalleri Rusya’da üretilmiş. ALICE’ın foton spektrometresinde neredeyse 18.000 kurşun-volfram kristali bulunuyor. Onlarca ekran üzerinden sıcaklık sensorlarını takip eden, gazın hangi bölmelerden, borulardan ve sayaçlardan sızdığını izleyen bilim insanlarının asıl ilgi odağı ALICE’ın içindeki donanımlar.

KISA MI KISA AN
Burada ölçüm elektroniği karmaşası içinde berilyumdan üretilmiş kol kalınlığında bir tüp yer almakta ve bütün iş burada dönüyor aslında. Çünkü bilim insanları ilk patlamanın ateşini yakında burada tutuşturacaklar. İlk patlamanın sıcaklığı burada saniyede 10.000 kez alevlenecek. Tüp, Cern’deki dev ivme halkası “Büyük Hadron Çarpıştırıcısı”nın (LHC/Large Hadron Collider) bir parçası.
İşte bilim insanları burada insanlık tarihinin en büyük deneyini başlatarak, evrenin nasıl ve nelerden oluştuğunu bulmaya çalışacaklar. Evrenin oluşumundan önceki koşullar, ağır atomların yoğun enerjiyle çarpıştırılmasıyla elde edilebilmekte. Her çarpışmada atom çekirdeği “patlarken”, açığa çıkan enerji de protonların ve nötronların içlerini eritmekte. Her proton, ilk patlamadan hemen sonra birbirine zincirlenen üç quarktan oluşur. Fakat bu zincir muazzam çarpışmanın etkisiyle kırılınca protonlar dağılıyor. Ve bunun yerine fizikçilerin Quark-Gluon Plazma dedikleri ilk kozmik bulamaç çıkıyor ortaya.
Fakat bu aşamanın ömrü çok ama çok kısadır. Nitekim bu “büyü” milyarda bir saniyenin, milyarda bir parçası kadar kısa bir süre içinde bozuluyor. Fakat ölçülmesi neredeyse olanaksız olan bu kısacık an, yine de evrenin biçimlendiği koşulu görmek için yeterli. Çünkü evrenin ilk on milyonda bir saniyesi quark ve gluonlardan oluşan bir bulamaçtı. Bir atom çekirdeğindekinden beş misli yoğun olarak sıkıştırılmış bu parçacıklar uzayı dolduruyordu.
Quark-Gluon Plazma on mikrosaniye sonra buharlaştığında minik düzensizlikler ve bunlardan ise daha sonra galaksiler gelişmiş olabilir diyor Alman nükleer fizikçi Peter Braun-Munzinger.

YENİ BİLİM DALI
İlk patlamada nelerin yaşandığını öğrenmek isteyen, maddenin neden oluştuğunu bilmek zorunda. Ve en küçük parçacıklarla ilgilenenler, her şeyin başlangıcını kavradıklarında yanıtları bulabilirler. Günümüzde dünyada bulunan parçacıklar ve güçler dünyayla birlikte ortaya çıkmamıştır. Bunların ilk patlamadan hemen sonra oluşan (ya da ALICE deneyindeki) koşullarda gelişmeleri gerekiyordu.
Bilim insanlarının bu yeni ilgi alanıyla birlikte yeni bir bilim dalı doğdu. Evreni, quark ve nötrinoları aynı çatı altında inceleyen bilim dalına “Astroparçacık Fiziği” deniyor artık. Bu oluşumdan sonra bilim insanları olağanüstü bir araştırma hırsına kapıldılar. Şili’deki dev teleskop artık yetersiz bulunmakta, bunun yerine aynası bir futbol sahası büyüklüğünde olması istenen “Overwhelmingly Large “ teleskopu planlanıyor.
İlk patlamanın sesi bir araya getirilen binlerce radyo alıcısıyla dinlenmeye çalışılacak. Uzaya beş milyon kilometre aralıklara yerleştirilecek üç uyduyla, ilk patlama yankısının hala Uzay ve Zamanı titrettirip, titrettirmediği kontrol edilecek.
Fakat en ilginç alet kısa bir süre sonra çalışmaya başlayacak: Büyük Hadron Çarpıştırıcısı. Yerin yüz metre derinliğindeki, 27km uzunluğundaki iki çelik ivme halkasına büyük bir ihtimalle Ağustos ayının başında ilk proton paketi bırakılacak. Halkanın girişi şimdi bir grafit blokla kapatılmış durumda ve halka halen ön hızlandırıcının, Büyüt Hadron Çarpıştırıcısı’na doğu savurduğu protonları yakalamaya devam ediyor.
Fakat beklenen gün geldiğinde, grafit blok kenara çekilecek ve parçacık ışını bir enjeksiyon fırlatıcısıyla yakalandıktan sonra kuvvetli bir elektrik darbesiyle yönlendirecek. Bundan sonra iş mıknatıslara düşüyor. İki ivme halkasının çevresine yerleştirilen toplam on bin mıknatısın görevi, parçacık ışınını dizginlemek, toplamak ve yörüngesinde tutmak. Protonlar saniyede 11.200 kez Fransa ve İsviçre arasında gidip gelirken, radyo dalgaları her seferde biraz daha fazla enerji pompalayacaklar proton paketlerine. Fakat mıknatısların hepsi işleyebilecek sıcaklığa ulaşmış değil henüz.

TÜNELDE PROTON VINLAMALARI
İki kamyon her gün sıvı hava taşıyor Cern’e. Hedef sıcaklığı eksi 271 dereceye kadar düşürebilmek. Çünkü akım ancak bu sıcaklıkta mıknatıs bobinlerinden engelsiz olarak geçebilmekte. Soğutma işlemi pek de kolay değil. Nitekim soğutma için en uygunu supra sıvı helyumdur. Bu eşsiz sıvı teknikçiler tarafından ancak yüksüğü dolduracak miktarda kullanılırdı bugüne değin.
Fakat bu deneyde yaklaşık yüz ton helyum gerekiyor. Nitekim mıknatıs bobinlerinin minik bir kısmı bile sadece birkaç derece ısınacak olursa, metali anında eritebilecek akımlar oluşabilmekte. Birkaç salise içinde 11700 amperlik manyetik akımı dizginlemek teknikçiler için elbette ki çok zor.
Halkanın enerjisi çok dikkatli bir şekilde, adım adım arttırılacak. Ve fizikçiler tek bir proton paketini güvenirli bir şekilde fırlatabilirlerse, diğer paketleri gönderecekler. Herhangi bir zaman sonra ise Cern’deki tünelde aynı zamanda 2808 proton demeti vınlayacak.
Demetlerden her biri saç inceliğinde ve kibrit çöpünden biraz uzun iğneler şeklini alacak. Bu iğne biçimindeki proton demetleri iç içe çarpıştırılacaklar. Bu işlem sırasında her parçacık yedi milyar elektron volt (TeV) taşıyacak ki bu aşağı yukarı bir karasineğinin hareket enerjisine eşittir. Sıradan insanlar için pek bir şey ifade etmese de parçacık dünyasında bu miktar oldukça fazladır. Şimdilik dünyanın en hızlı proton hızlandırıcısı olan “Tevatron” (ABD) bu oranın ancak yedide birine ulaşabilmekte. Kaldı ki protonlar tek tek değil sürüler halinde üste üste fırlıyorlar ve her birinde milyarlarca parçacık var.

SADECE 20 ÇARPIŞMA
İki ışın karmakarışık bir şekilde vınlarken, birbirlerinden habersizmiş gibi görünürler. Ancak bu protonların % 99,999 999 99’u için geçerlidir. Çarpışma sırasında topu topu 20 parçacık parçalanmakta. İsabet olasılığı, mesela bir futbol sahası büyüklüğündeki bir alanda milimetre büyüklüğünde gemileri batırabilme şansı kadardır ancak.
Fakat fizikçiler için önemli olan bu yirmi çarpışma. Nitekim bu çarpışmalar, ilk patlamayla ilgili gizleri çözmeye yarıyor. Ancak parçacık çarpışmasında enerji ne kadar yüksekse, dağılan parçacıkları yakalamak o kadar zorlaşır.
Bilim insanları bu amaçlarına ulaşabilmek için hep daha büyük detektörler geliştiriyorlar. Bu detektörlerden dört tanesi şu anda hazır. Ve LHC nihayet büyülü TeV sınırını aşarak, teorikçilerin sorularına da yanıt verecek. Sonuçta onların hesapları standart modele dayanıyor.
Bu model her ne kadar çok başarılı olsa da yine de bazı pürüzleri var. Ve bunlar LHC ile nihayet açığa çıkacak. Büyük sürprizler bekleyen fizikçiler, LHC’deki çarpışmada oluşabilecek sayısız parçacık tahmin ederek, karanlık madde, gizli uzay boyutlarından ve karadeliklerden söz etmeye başladılar.
Ama bilim insanlarının asıl hedefi parçacık fiziğindeki standart modelde varsayılan temel parçacıkları yakalamak. Higgs olarak adandırılan bu parçacıklar diğerleri gibi değil, standart model sadece iki tür parçacığı tanıyor. Birincisi maddeyi oluşturmakta, diğerleri ise bu tür parçacıklar arasındaki kuvvetleri iletiyor. Bunlar gibi bir araya gelen toplam 24 parçacık, Cern’deki büyük hızlandırıcıda, Amerika’da Fermilab’da ve Hamburg’daki Desy’de bulunduysa da Higgs hiçbir yerde görülemedi henüz.

STANDART MODELİN KALBİ
Hiç kuşku yok ki Higgs, parçacık dünyasında farklı bir yeri var ama öte yandan da standart modelin kalbi.
24 parçacık gerçi Higgs olmadan da karşılıklı etki dansını yapabilir. Hem bu durumda denklemler de daha açık ve simetrik olurdu. Buraya kadar her şey basitmiş gibi görünüyor ama durum sanıldığından daha karmaşık. Nitekim Higgs olmasaydı diğer parçacıkların kütlesi olmaz, uzayda çekimsiz olarak asılı kalırlardı. İşte kimi fizikçiler bu yüzden parçacıklardaki maddeyi ancak Higgs ile açıklayabiliyorlar.
Bilim insanlarının Higgs’in birçoğu varlığına inansalar da on yıllarca süren deneyler hep başarısız oldu. Ve seksenli yıllarda nihayet bir grup araştırmacı iddialı bir teori attı ortaya. Teze göre yaşam, Strings olarak adlandırılan çok minik iplerden meydana gelmekte ve parçacıklar String’lerin titreşimlerinden başka bir şey değil. Yani buna göre dünya, karşılıklı etki içindeki tellerin kozmik senfonisiyle varlığını ortaya koymakta.
Büyük Patlama
Evrenin doğuşu ve aşama aşama gelişimi

''asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek,aklın ve ilmin gelişimini inkar etmek olur''
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Alt 08-08-2008, 17:56
Ayejj - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ayejj Ayejj isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 Apr 2008
Mesajlar: 1.190
Post Büyük patlama deneyinde önemli adım

Evrenin sırlarının açığa çıkarılması için planlanan büyük patlama deneyi için önemli bir adım daha atılıyor.

İsviçre'deki Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'ne ait tünele indirilen dev mıknatıslardan yarın ilk kez proton akışı sağlanacak.

Büyük hadron çarpıştırıcıs adlı parçacık hızlandırıcında protonlar, tünelin çevresine yerleştirilen süper iletken mıknatıs parçaları tarafından yönlendirilecek.

Böylece zıt yönlerde dönen iki proton ışını üretilecek.

Senkronizasyon testi adı verilen test iki gün sürecek.

Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi'nin yürüttüğü gelmiş geçmiş en büyük fizik deneyi 10 Eylül'de start alacak.

Deneyde, büyük patlama sonrası evrende oluşan koşullar yeniden yaratılacak.

Bir sonrkai aşamada ise, proton ışınlarının belli noktalardan geçerek büyük bir kuvvetle birbiriyle çarpıştırılması planlanıyor.

Bilim dünyası, çarpışmalar sonunda şimdiye kadar keşfedilmemiş yeni parçacıkların açığa çıkmasını bekliyor
Alıntı ile Cevapla
  #27  
Alt 13-08-2008, 02:58
Bora4p - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Bora4p Bora4p isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Mar 2008
Bulunduğu yer: Cennetten
Mesajlar: 79
Standart

Benim anlamadigim olay burada karadelik olusacak deniyor ve arkasindan kimisi zararsiz, kücük ne yapabilir kimiside buharlaşacak, büzülecek ve ortadan kalkacaktır diyor.
Benim bildigidim karadelik (affedersiniz gara delüg ) asiri fazla maddenin kücük bir hacme yogunlasmasidir. Yani günesin tüm kütlesiyle asagi yukari 30km capinda bir merkeze yogunlasmasindan olusur. Zaten bizim günesin kütlesi de karadelik olusmak icin yetmiyormus. En kücük karadelik olan Hawkins'in "primordial" karadeligi icin bile Ay'in kütlesi kadar kütle gerekiyormus. O zaman o deneyde kardelik olusacak madde nereden gelecek?
Diyelim karadelik olustu.
30km capinda bir karadeligin gezegenleri ve yildizlari hatta isigi dahi yuttuguna göre CERN'de olusan bilmem kac 0,00000 nm boyundaki karadeligin bir sorun yaratmayacagi düsüncesi nereden geliyor?
Bence paradoks bir düsünce.


Edit:
Kücük karadelikler olusabiliyormus. (Bilgisizligimin sonu bu )
Burada bilgi var:
http://en.wikipedia.org/wiki/Micro_black_hole
Burada da deneyle ilgili bilgi var: (ingilizce veya almanca bölümünde daha fazla bilgi var)
http://tr.wikipedia.org/wiki/B%C3%BC...c%C4%B1s%C4%B1

Yaşar ya yaşar ya yaşamaz ama Yaşar yaşadığına sansa da yaşamanın yaşamak olmadığına Yaşar yasasada yaşının sonuna kadar anlamaz.

Konu Bora4p tarafından (13-08-2008 Saat 03:38 ) değiştirilmiştir. Sebep: Mikro karadelikler olusabiliyormus:
Alıntı ile Cevapla
  #28  
Alt 13-08-2008, 03:31
dilaver - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dilaver dilaver isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart

Bora

Şimdi sorun şurada. Öncelikle tam rakamı hatırlamamakla beraber oluşabilecek en ufak karadeligin çapının ve kütlesinin güneşten çok fazla olması lazım. En az 2-3 misli olabilir. Böyle bir kütleyi barındırmalı ki kendi içine çökebilsin.

30 km den az bir çpa sahip olabilir ama burada önemli olan bu çap altında milyarlarca ton kütle ihtiva etmesi. Zten karadeligi karadelik yapan da bu kütle çekim kuvveti ve aşırı bir yogunlaşma. Kara deliklerin en ideal gösterimi ise teoriye göre büyük patlama.

Şimdi cern denyi dahilinde oluşabilecek karadelikler çok az kütle çekim kuvveti taşıyacaklarından, daha dogrusu barındırdıkları kütle çok az olacagından saniyenin çok az bir biriminde yaşama şansı var. Yok olacaklar. Karadeligin özelligi maddenin kendi üzerine çökmesi. Bir demet protonun bir demet protonla çarpışması sonucu bne ortaya böyle bir madde çıkabiliyor ne de böyle bir maddenin olmadıgı yerde bu tarz bir kütle çekim kuvveti oluşabiliyor.

saygılarımla

Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...

Nazım Hikmet

www.dilaverkom.blogcu.com
Alıntı ile Cevapla
  #29  
Alt 13-08-2008, 03:51
Bora4p - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Bora4p Bora4p isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Mar 2008
Bulunduğu yer: Cennetten
Mesajlar: 79
Standart

dilaver´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
.....
30 km den az bir çpa sahip olabilir ama burada önemli olan bu çap altında milyarlarca ton kütle ihtiva etmesi. Zten karadeligi karadelik yapan da bu kütle çekim kuvveti ve aşırı bir yogunlaşma. ....
Bende bu düsünerek yazmistim. Ama sonra ögrendigime göre seninde en son paragrafta yazdigin gibi olusabiliyormus. Sonradan Edit yapip ekledim.
Zaten bu CERN de yapilan deneylerle ilgili yazilari ve o fizik daliyla (nano fizikmi diyorlar) ilgili yazilari okuyunca insan cok sasiriyor. Kafanin almasi zor. 90 yillarin ortasinda yapilan anti-madde (anti-materi?) deneyide cok yanki yapmisti. Adamlar evrende olmasi mümkün olmayan maddeyi yaratmisti.

Yaşar ya yaşar ya yaşamaz ama Yaşar yaşadığına sansa da yaşamanın yaşamak olmadığına Yaşar yasasada yaşının sonuna kadar anlamaz.
Alıntı ile Cevapla
  #30  
Alt 13-08-2008, 04:01
dilaver - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dilaver dilaver isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart

Adamlar evrende olmasi mümkün olmayan maddeyi yaratmisti.

yok o öyle degil. Evrende olması gerektigini matematik hesaplar yolu ile buluyorlar, ancak Allah daha henüz böyle bir anti madde yaratmamış. Yani henüz tanrıya ait bir anti madde yok. Bunu labaratuvar ortamında oluşturmayı düşünüyorlar.

Ve diyorlar ki bu anti madde evrenin ilk aşamalarında yok olmuş olmalı. Madde ile anti madde birbirini yok etmiş olmalı. O zaman da o enerji durumuna geçmek lazım diye düşünüyorlar. Çünkü o enerji düzeyinde var olan kararlı maddeler de bozunabiliyor. Ve bu sayede evrenin başlangıcına yakın koşullara dogru yürüyorlar. Anti madde böyle ortaya çıkıyor.

Cern in de amacı bu. Varsayılan enerji 20 trilyon GEV, ama yanlış hatırlamıyorsam 14 trilyon GEV ile protonlar çarpıştırılacak ve bu düzeyde parçacıkların durumu gözlenebilecek.

saygılarımla

Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...

Nazım Hikmet

www.dilaverkom.blogcu.com
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 13:05 .