Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Konu-dışı

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #741  
Alt 24-08-2010, 00:19
breymin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
breymin breymin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Jul 2008
Bulunduğu yer: Almanya
Mesajlar: 912
Standart

[QUOTE=ahmetsecer;332127]Kardeşim Yaratılış Atlası tüm dünyayı yerinden sarstı, adeta deprem etkisi yaptı, bu tüm ateistlere, Darwinistlere yeter de artar bile.


Siz yaradilisi tekelinize almak istiyorsunuz ama onu sahiplenen birsürü din var ve bu dinlerin bircogu tarih oldu,yaradilisi kullanip insanlarin üzerinde otorite kurmaya calismak hicde dürüstce deyil,bende yaradilisi savunuyorum ama bu sizin 1400 yil önce o günün sartlarina göre yazilmis kitabinizin yukardaki bir güc tarafindan geldiyine inanmami gerektirmez,ayrica yaradilisi hristiyanlik ve adini su an sayamiyacagim birsürü dinde savunuyor ve bu dinlerin hepside sizinkine 180 derece zit,su yaradilisin arkasina siginip insanlari kandirmayi birakin,hic dürüstce deyil,demin birbaska baslikda ismail nacari seyretdim oda ayni bütün dikkati evrim ve yaradilis üzerine cekmeye calisiyor,yaradilis dogru ama sizlerin savundugu gibi deyil,bunu artik kafanizin icine yerlestirin ve bu dünyada yaradilisi savunan baskalari oldugunuda bilin,diyer dinlere saygi göstermiyorsaniz en azindan deistlere saygi gösterin.

Bir dinin tabii olmasi icin akla,fenne,bilime ve mantiga uygun olmasi lazimdir.
M.K.ATATÜRK
Yalan ne kadar büyükse inanani o kadar cok olur.
adolf hitler
Söylesem tesiri yok,sussam gönül razi deyil.Fuzuli
Alıntı ile Cevapla
  #742  
Alt 24-08-2010, 00:43
necip12 necip12 isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Oct 2009
Mesajlar: 100
Standart

ahmetsecer´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Evrimciler 1994 yılında buldukları fosili heyecanla insanlara ara geçiş diye yutturmaya çalışıyorlar, yeni bulunmuş gibi gösteriyorlar, ama artık kimse yutmaz bu masalları.

Yakında canlıların nasıl hiç değişmediğini gösteren fosil örnekleri de vereceğim.
Buna hiç gerek yok ahmet secer sen bize avustralyada ki canlı çeşitliliğini açıkla kafidir.(avustralya asyadan koptu ve avustralyada ki canlıların hiç biri asyada kilere benzemez)
Alıntı ile Cevapla
  #743  
Alt 31-08-2010, 13:21
ahmetsecer ahmetsecer isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2009
Mesajlar: 155
Exclamation Barnabas İncili’nin aslı nerede ve kimlerin elinde saklanıyor?

Son zamanlarda Barnabas İncili’nin orijinal nüshalarının bulunduğu fakat saklandığı yönünde basında haberler çıkıyor. Gözlerden kaçmış olabileceğini düşünerek bu konuyu gündeme getirmek istiyorum.

Araştırmacı-yazar Aydoğan Vatandaş yeni kitabı "Apokrifal"da Hıristiyan dünyasınca, tarih boyunca sürekli imha edilen ve bugün aslı araştırılan "Barnabas İncili"nin kayıp nüshalarının, yakın zamanda bulunduğu ifade ediliyordu.

Yazarın, bu olayın merkezinde bulunan Aramice uzmanı, bilim adamı Dr. Hamza Bektaş(Hocagil)la yaptığı konuşma ve "İncil'in bulunma hikayesi" aşağıda verilmiştir:

Soru: Barnabas İncil'i ile ilgili serüven nasıl başladı?

Cevap: Hikmet Yayınevi'nde çalıştığım dönemdi. 80'lerin başıydı. Bir gün dönemin Malatya Milletvekili İsmail Hakkı Şengüler'in ricasıyla bana, Süryanice papirüsle yazılmış iki sayfa geldi.Bu sayfalar, bana gelene kadar birçok papaza götürülmüş ancak papazlar, metnin ne olduğunu anlamamışlar. Yaptığım tercüme sonucunda, metnin, Arami dilinde ve Süryani alfabesinde olduğunu ve bunun, Barnabas İncili'nin nüshaları olduğunu tespit ettim.

Soru: Kitap nasıl başlıyordu?

Cevap: Kitabın giriş kısmında; "Alemlerin Rabbi olan Allah tarafından, Mesih'e vahyedileni, ondan duyduğum gibi 48 yıl sonra, aynen duyduğum gibi, Demir Nüsha olarak yazıyorum. Ben Kıbrıslı Barnabas'ım" ifadeleri vardı.

Soru: Peki, nasıl bulunmuş bu İncil, anlatır mısınız?

Cevap: İncil, 1981 kışında, köylülerin avdan döndükleri bir sırada, şimdi Şırnak sınırları içinde kalan, o vakitler Hakkari sınırları içinde olan Uludere yakınlarında bir mağaraya girmeleriyle bulunuyor. Köpekleri mağarada kayboluyor. Ancak sesinin çok derinden duyulması üzerine, köpeği kurtarmak için ertesi gün uzun urgan sarkıtarak 150 metre aşağıya iniyorlar. Burada taştan yontma bir oda içerisinde, bir lahit ve bazı eşyalarla karşılaşıyorlar.

Önce Hz. İsa Aleyhisselam'a ait bir madalyonu çıkarıyorlar. Bu madalyonun, Paris'te bir müzede saklandığını öğrendim sonra. Lahitin kapağının açılmasının ardından, cesedin üzerinde İncil bulunuyor. İncil, köylülerin üzerinden, o sırada Babat Aşireti Lideri Korucu başı Hazım Babat'ın Babası Ferhan Babat'ın eline geçiyor önce.

Ferhan Babat'ın, İncil'in tarihi değerini anlaması uzun sürmüyor ve İncil'i satmak için girişimlerde bulunuyor. Babat'ın İncil için istediği rakam, 280 bin dolardı. Bu parayı dönemin Malatya milletvekili İsmail Hakkı Şengüler Bey, ödemeyi kabul etmişti. Ferhan Babat'la anlaşmaya varılmıştı. Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan'ın babası Mehmet Ali Arslan ile birlikte, İncil'i teslim almaya gittik. Ancak o sırada beklenmedik bir şey oldu. İncil bize teslim edilemeden Jandarmanın eline geçti. 2 yıl boyunca Jandarma karargahında saklı tutuldu. Ardından o sırada Kemal Başer Paşa'dan alınarak Genelkurmay Özel Harp Dairesi'nin eline geçti.

Soru: Peki, bu İncil'in tercümesi çalışmasına dahil olmanız nasıl haşladı?

Cevap: Ben Malatyalıyım. Turgut Özal, 1983 yılında Başbakan olunca kendisine ulaştım. Özal ile tanışırdık. 1986 yılında konuyu kendisine anlattıktan sonra, beni Özel Harpçi Orgeneral Sami Karamısır Paşa'ya gönderdi. Önce beni epey sorguladılar. Amacımın ne olduğunu anlamak istiyorlardı. Ben, kitabın sadece tercüme boyutuyla ilgilendiğimi söyledim. Ardından İstanbul Balmumcu'da bulunan Özel Harp Karargahı'nda, Sami Karamısır Paşa ve MİT Müsteşarlığı da yapmış olan ve halen hayatta olan Hayri Ündül Paşa'nın görevlendirmesiyle, tercüme çalışmasına başladım.

Soru: Eser size ilk önce nerede gösterildi?

Cevap: Önce Ankara'da bulunan o zamanki adıyla Özel Harp Dairesi Başkanlığı'na gittim. Kitabı ilk orada gördüm. Birkaç demir kapıyı aştıktan sonra ulaşılan bir yerdeydi Kitap. Kitap, 1987 yılında Sami Karamısır Paşa ve Hayri Ündül Paşa'nın bilgisi dahilinde, İstanbul Balmumcu'da bulunan Özel Harp Karargahı'nda tercüme etmem için bana verildi. Ben burada her gün tercüme çalışmalarını yapıyordum. Tercüme parası da bana, Harp Akademileri Komutan Nahit Şenoğul Paşa, tarafından veriliyordu. Nahit Paşa daha sonra bana Harp Akademilerinde Koruyucu Envanter dersleri de verdirtti. Bu süre içerisinde, İncil'in 19 sayfasını da tercüme ettim.

Soru: Kitabın bu bölümüne kadar içeriğinden bahsedebilir misiniz?

Cevap: Tevhit'ten başka bir şey yoktu. Zikrullah vardı. İbadet etmenin önemi, Allah'a eş koşmama. Komşulara yardımcı olma. Lut Kavmi ile ilgili bazı uyarıcı bilgiler ve ibret alınmasını öğütleyen bir kıssa vardı. Dikkatimi çeken bir şey daha vardı. Bir peygamber gelecek, ona tabi olanlar, dolgun başaklar gibi olacaklar!" ayeti vardı.

Soru: Sonra ne oldu peki? Neden yarım kaldı tercüme işi?

Cevap: O sırada Zaman Gazetesi'nden gazeteci Ahmet Ersöz Bey konuyla ilgili beni aradı. Bu konuyla ilgili benimle röportaj yapmak istiyordu. Sonra Ahmet Bey, bu İncil'i almak istediklerini söyledi. Ben de Nahit Şenoğul Paşa'ya bunu ilettim. Şenoğul Paşa da, kitabın mikrofilmleri için 60 bin dolar istendiğini bana iletti. Ben de Zaman gazetesine giderek, Ahmet Ersöz'e konu ile ilgili tüm bilgileri verdim.

Yanılmıyorsam 1992 ya da 1993'tü. Ahmet Bey, paranın sorun olmadığını ancak mikrofilmlerin nereden çıktığının da belgeli olmasını istedi. Ben de bunu Nahit Paşa'ya ilettim. Bu olayın ardından askerler bir daha beni aramadı. Ben de bir süre sonra Nahit Şenoğul Paşa'ya giderek İncil'in son sayfalarını istedim. Burası son derece önemli. Zira Aziz Barnabas, bu İncil'i 4. nüsha olarak yazmıştı.

Ve İncil'in son sayfalarında, diğer 3 nüshanın nerede olduğunu da ayrıntılı olarak göstermişti. Bu vesileyle İncil'in son bölümlerini de tercüme ettim. Bu bölümleri adeta Fatiha gibi ezberlemiştim. Bu bölümde Hz. İsa'nın, Zaho taraflarında bir Hıristiyan köyüne geldiği de anlatılıyordu.

Soru: Peki, İncil'e Karbon testi yapıldı mı?

Cevap: İncil'in hem kapağına hem de sayfalardaki mürekkebe Karbon testi, İsmail Hakkı Şengüler beyin girişimleriyle, Zürich'te özel bir kurumda yaptırıldı. Test sonucunda, malzemenin 2000 yılın üzerinde olduğu ortaya çıktı. Malzemenin yapımında; nişasta ve pamuk hamuru kullanıldığı da tespit edildi. İncil'in son sayfalarında da diğer nüshaların nerede olduğu açıkça yazıyordu.

Soru: Bu İnciller neredeydi peki?

Cevap: Biri Davut Aleyhisselam'ın sarayında, Golan Tepeleri'nin batısında, Taberiyye Gölü'nün doğu yamacında bulundu. Bu İncil de Arami dilinde ve İbrani alfabesiyle yazılmıştı.

Soru: Nasıl bulundu bu İncil?

Cevap: Bu İncil, 2002 senesinde bizzat benim girişimlerimle bulundu. Bir Alman firmasının sponsorluğunda yaptık kazı çalışmalarını. Bu çalışmaya İsrail eski Cumhurbaşkanı İzhak Rabin'in torunu Viktoria Rabin'in çok büyük katkısı oldu. Viktoria Hanım, o sırada Boğaziçi Üniversitesi'nde Arkeometri Bölümü'ndeydi. Kedisiyle oradan tanışıyorduk. Dedesinin forsuyla, İncil'i rahat bir şekilde çıkardık. Orada en az bu İncil kadar başka değerli şeyler de bulduk.

Soru: Diğerleri nerede bulundu?

Cevap: Diğer İnciller'den biri, Suudi Arabistan'ın kuzeyinde, Tur Mağarası'nda bulundu. Bu İncil'i de Almanya'da çalışırken bir istihkam Binbaşısı olarak tanıdığım, şimdilerde emekli olmuş bir general olan Cemal El Ammari buldu. Bundan bir süre önce de bana iki sayfasını getirdi. Bu İncil de, Barnabas'ın yazdığı İncil'di. Arami dilinde, Rumi alfabeyle yazılmıştı.

Soru: Ya diğeri?

Cevap: O daha bulunmadı. Süleymaniye, Zaho taraflarında bir yerde.

Soru: Peki Otantik Barnabas İncil'i, hala Özel Harp Dairesinin elinde mi?

Cevap: 2000 yılına kadar orada olduğunu biliyorum. Eşref Bitlis Paşa'nın oğlu Selahaddin, liseden sınıf arkadaşımdı. Bu vasıtayla Eşref Paşa'ya da ulaşmıştım. Daha sonra Hayri Ündül Paşa ve HBB'den bir kameramanın da olduğu bir sırada, hep beraber mağarada incelemelerde bulunmuştuk. Tanıdığım generallerden edindiğim bilgilere göre; İncil, 2000 tarihine kadar hala Özel Harp Dairesi'ndeydi. Nahit Şenoğul Paşa, Harp Akademileri Komutanı olduğu sırada, 1997-1998 yıllarında, bana İncil'in son sayfalarını da verdi. O sayfalarda:

"O ağzını açtı konuştu. Bir daha aranızda bulunmayacağım. Sen altını biriktirme. Onlar savaşta ölen şehitlerin; yetimlerinin ve dullarının malıdır. Sen, herkes için gönderilmiş bir peygambersin." ayeti vardı.

Orgeneral Nahit Şenoğul Paşa'nın verdiği Barnabas İncili'nin son sayfalarında; bu demir levhaların nasıl yapıldığı ve Davut Aleyhisselam'ın kendi eliyle yazdığı Aramice Zebur ve Harun Aleyhisselam'ın bakır levhalara yazdığı, On Emir'in nerede olduğuna ilişkin bilgiler de vardı.

Bu son sayfalarda bulunan bölümlerde, Barnabas'ın, 4. nüshayı Davut Aleyhisselam'ın sarayında yazdığını anladım. İsrail eski Cumhurbaşkanı İzhak Rabin'in torunu Viktoria Hanım ile birlikte; Davut Aleyhisselam'ın sarayında, bir Alman şirketinin sponsorluğunda kazı yaptık.

Bu kazı sırasında hem II. İncil'i hem de On Emir'i bulduk. Bu İncil de, Arami dilinde yazılmıştı. Victoria Hanım, Etiyopya'dan getirilen bir Yahudi tarafından öldürüldü. Bu olayda İsrail Gizli Servisi'nin etkisi oldu. Victoria Hanım öldürüldüğünde, 27 yaşındaydı. Yaptığım tercümeyi okuduktan sonra, Müslüman olmuştu.

Soru: Peki siz tehdit edildiniz mi bu olayla ilgili olarak?

Cevap: 2003 yılında hastanede geçirdiğim kanser ameliyatı sonrasında, İsrail Büyükelçisi tarafından tehdit edildim. Büyükelçi ve yardımcıları tarafından, bana artık hiçbir şekilde bu konuyla uğraşmamam gerektiği söylendi. "İncil'i tercüme etmeyeceksin" dediler. "Aksi takdirde ilkokul diplomamı, Malatya'daki nüfus kaydını, lise kayıt defterini, üniversite kayıtlarını, yani hayatınla ilgili tüm hayati belgelerini sileriz" dediler.

Soru: Ama yine de tercümeyi yaptınız öyle mi?

Cevap: Evet.

Soru: Kimin için yaptınız bu tercümeyi?

Cevap: Bu tercümeyi Almanca ve İngilizce olarak yaptım. Yunanistan'da, Markos Yayıncılık için yaptım.

Soru: Bu İncil, Genelkurmay için tercümesini yaptığınız İncil'le aynı mıydı?

Cevap: Evet. Genelkurmaydaki İncil'in tek farkı, tefsirli oluşuydu. Barnabas, Hakkari'de bulunan İncil'e bazı şerhler düşmüştü.

Soru: Peki Yunanistan'da bulunan Yayınevine bu İncil satıldı mı?

Cevap: Evet. Hem de son derece düşük bir fiyat karşısında. 60 bin dolar kadar. Bana 15 bin dolar tercüme parası verilecekti. Ama paramı vermediler.

Soru: Peki bu İncil, İsrail'de bulunmadı mı?

Cevap: Evet.

Soru: Türkiye'ye nasıl sokuldu peki?

Cevap: Bunu Türkiye'ye sokan emekli bir üst düzey askerdi. Kendisini, Tuğgeneralliği sırasında tanımıştım. Viktoria Hanım kendisinden yardım istedi. Babasıyla Amerika'da beraber okumuşlar bir dönem. Tanışıyorlardı yani. Komutan, eseri, önce İtalya'ya götürdü.

Soru: Vatikan'a mı verilecekti?

Cevap: Evet. 350 bin Avro karşılığında, Vatikan bu İncil'i almak istedi. Ama Viktorya Hanım buna razı olmadı ve bunu engelledi. Bu arada Kardinal Mario'nun şöyle dediğini hatırlıyorum:

"Gökten İsa gelse bile, biz sistemimizi değiştirmeyiz. Biz bu kitabı, kütüphanemize koymak için almak istiyoruz."

Soru: Sonra ne oldu?

Cevap: Kitabı iade ettiler. Sonra bu Kitap, Yunanistan'da bulunan bir yayınevine satıldı. Ben bu İncil'in mikrofilmlerini almayı başardım.

Şimdi Barnabas İncil’inin bulunmasının ardından yaşanan olaylar akla şu soruları getiriyor. İzhak Rabin’in torunu bu İncil nüshalarını okuyunca neden Müslüman oldu? Bu İncil nüshaları Hristiyanlıktan sonra gelecek hak din olan Müslümanlığa mı dikkat çekiyor? Vatikan ve İsrail bu nüshaların gerçek olduğunu bildiği için mi tedbir almaya çalışıyor? Barnabas İncil’inde Hz. İsa Allah’ın oğlu olmadığını ve Allah’ın bir ve tek ilah olduğunu söylediği için mi Vatikan korkuyor? Bu ortaya çıkarsa tüm kilise sisteminin çökmesinden mi çekiniyorlar? Hz. İsa çarmıha gerilmemiş, onun yerine Yahuda İskariyot yani İsa'yı Romalılar'a gammazlayan 13'ncü havari gerildiğini mi açıklıyor? Hepsinden önemlisi Barnabas İncil’i şu anda nerede ve kimlerin elinde saklı tutuluyor?
Alıntı ile Cevapla
  #744  
Alt 31-08-2010, 23:03
insan_olmak - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
insan_olmak insan_olmak isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 27 Mar 2010
Mesajlar: 1.055
Standart

sayın ahmetsecer

kusura bakmayın yazıyı okumadım(artık böyle kanıtsız temelsiz söylemlere bakmak istemiyorum)

elimizdeki en eski barnabas incili 16.yy ait ve latincedir,daha eskisi var mı? yok
ortada nüsha yoksa böyle uzun uzun yazmayada gerek yok

saygılarımla
Alıntı ile Cevapla
  #745  
Alt 01-09-2010, 13:48
Natan Natan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 18 Sep 2006
Bulunduğu yer: usa
Mesajlar: 4.841
Standart

ahmetsecer´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Süryanice papirüsle yazılmış iki sayfa geldi.Bu sayfalar, bana gelene kadar birçok papaza götürülmüş ancak papazlar, metnin ne olduğunu anlamamışlar. Yaptığım tercüme sonucunda, metnin, Arami dilinde ve Süryani alfabesinde olduğunu
Sayın ahmet secer;

Siz bu cümlelerin doğruluğuna inanıyor musunuz ? Süryani Kadim Ortodoks Kilisesi süryanice metinleri okuyabilir / çözebilir.

Hangi papazlar olduğu belirtilmediği gibi, hangi mezhepten olduğu da söylenmiyor. "Papazlar" ifadesinden ben APOSTOLİK kilise olduğunu anlıyorum. Eğer Apostolik kilise ise ,bu kilisenin önderleri elyazmalarını çok iyi analiz edebilme potansiyelindeki insanlar.
  • Patrikler
  • Başpiskoposlar
  • Metropolitler
  • Piskoposlar
  • Papazlar
Bu önderlerin Arami,süryani yada Yunan dilleri üzerine birer uzman olduklarını sanırım siz de biliyorsunuzdur. Dolayısıyla "papazlar okuyamadı ben okudum" gibi bir iddaya ben İNANMIYORUM !!!

ahmetsecer´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Önce Hz. İsa Aleyhisselam'a ait bir madalyonu çıkarıyorlar. Bu madalyonun, Paris'te bir müzede saklandığını öğrendim sonra
Bu madalyondan kimsenin haberi yok. Neden saklanıyor acaba ?

Üzerinde arapça "Allah" mı yazıyor yoksa

Hem müze ismi de verilmemiş. Yani ortada sadece idda var, KANIT YOK !


ahmetsecer´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Tevhit'ten başka bir şey yoktu. Zikrullah vardı. İbadet etmenin önemi, Allah'a eş koşmama. Komşulara yardımcı olma. Lut Kavmi ile ilgili bazı uyarıcı bilgiler ve ibret alınmasını öğütleyen bir kıssa vardı. Dikkatimi çeken bir şey daha vardı. Bir peygamber gelecek, ona tabi olanlar, dolgun başaklar gibi olacaklar!" ayeti vardı.
Anklaşıldı, tercüme edildiği söylenen İncil ,M.S. 15. yüzyıla ait olduğu kanıtlanan Barnaba İncili'dir. Fakat dikkat edin bu incili kaleme alan da 15. YÜZYILDA YAŞAMIŞ ,Hristiyanlıktan müslümanlığa geçmiş Fra Mario adlı bir keşiştir.

Bu keşiş İslamiyete geçtikten sonra İslamın hak dini olduğunu kabul ettirmek için bu incili UYDURMUŞTUR.

Sahte bir belge olduğu da ortadadır. Konu buraya gelecekse onu da tartışırız.

ahmetsecer´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Cevap: O sırada Zaman Gazetesi'nden gazeteci Ahmet Ersöz Bey konuyla ilgili beni aradı. Bu konuyla ilgili benimle röportaj yapmak istiyordu. Sonra Ahmet Bey, bu İncil'i almak istediklerini söyledi. Ben de Nahit Şenoğul Paşa'ya bunu ilettim. Şenoğul Paşa da, kitabın mikrofilmleri için 60 bin dolar istendiğini bana iletti. Ben de Zaman gazetesine giderek, Ahmet Ersöz'e konu ile ilgili tüm bilgileri verdim.
Bir an kendimi Ergenekon tutanaklarını okur gibi hissettim.

ahmetsecer´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İncil'in hem kapağına hem de sayfalardaki mürekkebe Karbon testi, İsmail Hakkı Şengüler beyin girişimleriyle, Zürich'te özel bir kurumda yaptırıldı. Test sonucunda, malzemenin 2000 yılın üzerinde olduğu ortaya çıktı.
.
Vallahi bravo. Muhteşem bir buluş bu ! Yahu nasıl inanırsınız bu argumana ! İsa zaten bundan 2.000 yıl önce yaşamış. M.s. 2 de doğduğu düşünülürse ( sıfır yılı yok ) yazarın açıkça SALLADIĞI ortaya çıkıyor.

"2000 YILIN ÜZERİNDE BİR TARİH" nasıl oluyor ,bir anlatır mısınız ???

İsa doğmadan çok yıllar öncesinden mi yazıldı yani İncil ?

Dünya yanlış mı biliyor ? İsa 3000 ,5000 yıl önce mi doğdu ?

Gerisi zaten hikaye ..

saygılarımla


Natan
Alıntı ile Cevapla
  #746  
Alt 01-09-2010, 13:56
ahmetsecer ahmetsecer isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2009
Mesajlar: 155
Exclamation Osman Ünlü Müslümanları Hz. Mehdi’nin çıkış tarihi konusunda yanıltmasın

Belki televizyonda yaptığı izahlarda görmüşsünüzdür, Osman Ünlü İmam Rabbani’nin Mektubat-ı Rabbani’de Hz. Mehdi’nin zuhur vakti ile ilgili sözünü son derece yanlış yorumluyor. Osman Ünlü Hz. Mehdi’nin peygamberimizin vefatından sonraki 1000 yılda değil, İmam Rabbani’den sonraki 1000 yılda çıkacağını söylüyor. Bu da ona göre Hz. Mehdi’nin 3.bin yılda çıkacağı anlamına geliyor. Oysa hem peygamberimiz hem de İmam Rabbani Hz. Mehdi’nin ve Hz. İsa’nın peygamberimizin vefatından sonraki bin yılda çıkacağını çok net bir şekilde söylemişlerdir.

İmam Rabbani, Mektubat-ı Rabbani adlı eserinde Hz. İsa’nın ve Hz. Mehdi’nin çıkış tarihlerini şöyle bildirmiştir:

261. Mektub
“BU ÜMMETİN SONU, İKİNCİ BİNDE başlar. Yani PEYGAMBERİMİZİN “SALLALLAHU ALEYHİ VE SELLEM” VEFATINDAN BİN (SENE) SONRA. …”
209. MEKTUP

(RESULALLAH) SALLALLAHU ALEYHİ VESSELLEMİN VEFATINDAN BİN SENE GEÇTİKTEN SONRA, ÜMMETİNDEN ZUHUR EDEN EVLİYA AZ İSE DE BU ŞERİATİ KUVVETLENDİRMELERİ İÇİN, ÇOK YÜKSEK OLACAKLARDIR. BUNUN İÇİNDİR Kİ, (RESULALLAH) ELÇİLERİN SONUNCUSU ALEYHİ VE ALEYHİMİSSALATİ VES SELAMIN MÜBAREK GİDİŞİNDEN BİN SENE GEÇTİKTEN SONRA MÜJDELEDİĞİ HZ. MEHDİNİN GELİŞİDİR. BÖYLECE İSA ALEYHİSSALATİ VESSELAM DA BİN SENE SONRA İNER.

Resulullah (sav)'in ümmeti arasından çıkanlar pek kamildirler. Yani Resulullah (sav)'in irtihali (vefatı) üzerinden bin sene geçtikten sonra isterse az olsunlar. ARADAN BİN SENE GEÇTİKTEN SONRA, MEHDİ (A.S.)’NİN GELİŞİ DE BUNUN İÇİNDİR. Onun mübarek kudümünü (gelişini), Hatem'ür-rüsül Resulullah (sav) müjdelemiştir. HZ. İSA (AS) DAHİ ARADAN BİN SENE GEÇTİKTEN SONRA NÜZUL EDECEKTİR (İNECEKTİR). (Mektubat-ı Rabbani, c.1, s. 440)

Açıkça görüldüğü gibi İmam Rabbani Hz. Mehdi’nin ve Hz. İsa’nın peygamberimizin vefatından 1000 sene geçtikten sonra çıkacaklardır. Peygamberimiz Miladi 632 yılında vefat etmiştir. Yani Peygamberimiz miladi takvime göre 1. binyıl içinde doğmuş ve ardından yine aynı birinci 1000 yıl içinde vefat etmiştir. Peygamberimiz’in Miladi 632 yılındaki irtihalinden 368 yıl sonra da söz konusu bu birinci bin yıl bitmiş ve Rabbani Hazretleri’nin ifade ettiği 2. binyılbaşlamıştır. İşte bu 2. binyıl hem Hz. Mehdi’niın zuhur edeceği hem Hz. İsa’nın yeryüzüne tekrar geleceği bin yıldır. Herşey bu bin yıl içinde olup bitecektir. Söz konusu bu 2. binyıl içinde hem Rabbani Hazretleri yaşamış ve vefat etmiştir (1563-1624) hem de kendisinden yaklaşık 400 yıl sonra yani Hicri 1400’de Hz. Mehdi çıkmıştır. Osman Ünlü Müslümanları yanlış yönlendirmemeli, İmam Rabbani’nin Hz. Mehdi ve Hz. İsa’nın çıkışı ile ilgili tarihlerini doğru aktarmalıdır.
Alıntı ile Cevapla
  #747  
Alt 01-09-2010, 14:30
AerA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
AerA AerA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 17 Nov 2009
Bulunduğu yer: Galactic Sector ZZ9 Plural Z Alpha
Mesajlar: 3.036
Standart

Vay be ne dolaplar dönüyormuş... Meğerse Barnabas diğer peygamberi müjdeliyormuş...

İyi ama mükemmelliğinden dem vurulmayan Tanrının sözlerini tekrar dile getirmesi için bir diğer peygambere ne ihtiyacı olur be hey insanoğlu? İsa'nın başarısızlığını ve kavminin vahyini tahrif edeceğini biliyordu da, Tanrı neden en baştan İsa'yı gönderme ihtiyacı hissetti? Daha iyi donatsa idi ya öz evladını? Tahrif olsunda Muhammet'i göndereyim diye mi?

Mantığı hiçe sayar tutumundan ötürü başta Tanrıyı, sonra sırasıyla İsa, Muhammet ve Barnabas'ı, son olarakta bu postuma sebep veren ahmetsecer'i yanaklarından öpüyorum.

Rahmetim üzerinizde olsun.

Teoloji gece yarısı, karanlık bir mahsende, orada olmayan kara kediyi aramaktır. Robert A. Heinlein
Alıntı ile Cevapla
  #748  
Alt 01-09-2010, 14:36
AerA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
AerA AerA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 17 Nov 2009
Bulunduğu yer: Galactic Sector ZZ9 Plural Z Alpha
Mesajlar: 3.036
Standart

Dinler Hz. Mehdi isimli bir şahısın çıkacağı ile insanlığı kandırmasın.

Bence bu şekilde konu başlığı daha şık olurdu.

Teoloji gece yarısı, karanlık bir mahsende, orada olmayan kara kediyi aramaktır. Robert A. Heinlein
Alıntı ile Cevapla
  #749  
Alt 01-09-2010, 19:54
Natan Natan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 18 Sep 2006
Bulunduğu yer: usa
Mesajlar: 4.841
Standart

Bahsedilen İncil'i Barnaba kaleme al-ma-mış-tır. Bu hristiyanlıktan müslümanlığa gecen bir dönek papaz tarafından yazılmıştır. Ortaçağa ait bir belgedir. İçindeki tarihsel, coğrafik ,teolojik yanlışlar ve celişkiler de cabası.

Fakat Müslümanlar pek severler bu İncil'i.

Araştırmaları dileğiyle.

saygılarımla

Natan
Alıntı ile Cevapla
  #750  
Alt 01-09-2010, 20:30
troyya - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
troyya troyya isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 19 Aug 2008
Mesajlar: 1.186
Standart

çıkıp gelemedi canına yandımını mehdisi
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Renaultferrari Diyor ki : RENAULTFERRARİ Konu-dışı 782 08-06-2013 22:54
Shakespeare Diyor ki! Titan Edebiyat 2 22-08-2009 22:58
Allah (c.c.) Diyor ki; pante İslam 24 14-05-2009 12:04
Ya Bu Ne Diyor ? InVitatio Konu-dışı 4 22-07-2007 11:48

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 09:15 .