Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Felsefe > Dil, Mantık & Zihin Felsefesi

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 07-03-2021, 21:19
FayHattı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
FayHattı FayHattı isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2018
Bulunduğu yer: İzmit
Mesajlar: 27
Standart Kendine kendine oluşum ve Tanrı ilişkisi

Herkese merhaba. Daha önce yazdığım bir yazımı burada paylaşmak istiyorum. Üzerine konuşulacak veya eleştirilecek noktaları merak etmekteyim.

Bir şeyin kendi kendine oluşma durumu yada tesadüfen oluşma meselesi genelde din felsefesinde ortaya çıkan tartışma konularından biri.
Kendi kendinelik ne demek? Bir şeyin kendi kendine oluşup oluşamaması ne demek? Bir şeyin kendi kendine oluştuğunu yada oluşmadığını belirleyecek bir metod var mı?

Kendi kendine kavramı, oluşmuş ve oluşan bazı şeylerin arkasında bunu bilinçli ve amaçsal olarak tasarlayan bir şeyin olmadığı anlamına gelir. Yani bir şeyin kendi kendine oluştuğunu söylemek, o şeyin bir bilinç tarafından etkilenmediğini/meydana getirilmediğini söylemekle aynı şey. Bazen bu kavramın, olguların doğa yasalarına tâbi olmayan gibi yanlış bir anlamda kullanıldığı da olur. Mesela bir bulut kendi kendine oluşur dediğimizde; oluşumunun belli etkenlerden etkilenmediği, nedenselliğe tabi olmadığı yada sebepsizce oluşuverdiği gibi bir anlamda değil, onu oluşturan şeyin bilinçli bir şey tarafından meydana getirilmediğini kastederiz.
Kısaca bu kavram, oluşan şeylerin arkasında bunu bilinçli ve amaçsal olarak tasarlayan, etki eden bir şeyin olmadığı anlamına gelir.

Bir şeyin kendi kendine yada tesadüfen oluşup oluşmadığını nasıl bilebiliriz? Duvara saplanmış bir mermi gördüğümüzde, merminin duvara kendi kendine saplandığını düşünmeyiz çünkü mermi bir rüzgarın yada bir sineğin hareket ettirebileceği bir şey değil. Yada bir ev, araba, robot, uçan bir uçurtma gördüğümüzde bunların kendi kendine, bilinçli bir şey tarafından yapılmadığını düşünmeyiz. Bunların arkasında bunları bilinçli bir şekilde planlayan, uygulayan ve düzenleyen bir şeyin olduğunu düşünmek gayet normal. Fakat burada daha ateş edeni yada merminin duvara nasıl saplandığını görmeden, bir arabanın ve evin meydana gelişini, uçurtmanın uçmasına sebep olan şeyi o 'an'da görmeden/deneyimlemeden neden bunun kendi kendine oluşamayacağını düşünürüz? Çünkü yaşantımızda bir bilinç ile,
irade ile ateş edildiğini gördüğümüz, arabaların ve evlerin insanların bir çabasının sonucu olduğunu deneyimlediğimiz ve bunun haricinde bir deneyimle karşılaşmadığımız için bunun tesadüfen, kendi kendine olamayacağını düşünürüz. Çünkü hayatta hiçbir zaman bir sineğin yada bir sandalyenin silahın ağzına mermiyi verip tetiğe çektiğini deneyimlememişizdir, belli bir arı grubunun araba topladığını yada bir rüzgarın robot tasarladığını deneyimlememişizdir. Ve bu dile getirim doğuştan gelen bir bilgi değil, deneyimle elde edilen bir durumdur. Eğer doğduğumuzdan beri böyle bir hareketin bir karınca tarafından yapıldığını birçok kez deneyimleseydik, ineklerin toplaşıp kendilerine bir fabrika kurduğunu, kuzeyden esen bir rüzgarın gökdelen inşaa ettiğini deneyimleseydik, bunları gayet normal
karşılardık, aynı şuanda bunların oluşumlarını normal karşıladığımız gibi.

Peki bir şeyin oluşumunu daha önce hiç deneyimlememiş isek, bu şeyin kendi kendine oluşup oluşmadığına nasıl karar verebiliyoruz? Bu zamana kadar bir telefonun nasıl oluştuğunu görmemiş ve deneyimlememiş isek, bir telefonun kendi kendine oluşamayacağına/bir bilinç tarafından meydana getirilmiş olduğuna nasıl ulaşıyoruz?
Cep telefonunu ilk kez deneyimlediğimizde, üretildiği/ortaya çıktığı anı deneyimlemeden de bunun içerdiği parçalardan, tuşların dizilişinden ve tasarımından tut, çevrenin(insanların,reklamların,medyanın) etkisiyle yola çıkarak ve bunun haricinde oluşabilecek bir şey duymadığımız/karşılaşmadığımız için(telefonların maden ocaklarından çıkartıldığı, bazı ağaç türlerinde yetiştiği gibi) bunun insan yapımı olduğuna zaten büyük bir ön güvenç verebiliriz. Ve bunu deneyimleme olanağına da sahibiz, gerçekten eyleme geçecek kadar şüphe duyduğumuzda üretim fabrikasını ziyaret edebiliriz. Sadece telefon için geçerli değildir bu; bir fön makinesi, bir kalem bile olabilir. Ayrıca bu sebeplerle karara varmamız ile, evren hakkında aynı karara varmamızın arasında ki farklardan biri de, bu oluşumların arkasında bilinçli bir irade görüp görmemek potansiyeline sahip olup olamamızdır. Bir şeyin kendi kendine yada tesadüfen oluşup oluşmadığını, o şeyin arkasında bunu bilinçli ve amaçsal olarak tasarlayan şeyi geçmişteki veya şuandaki deneyim yoluyla ulaşabiliriz. İlk önce oluşun ardındaki sebebi, sonrada bu olguyu ifade edecek bir dile sahibim. İradenin ve bilincin muhattabı da, yapısında bilinç, irade yada canlı olan her şeydir.

Dolayısıyla bir oluşun arkasında, bu oluşun bilinçli bir şey tarafından yapıldığını deneyimlememişsek, bu oluşum kendi kendine oluşmuş demektir. Peki evrenden, samanyolundan tutunda bir karıncanın yada karmakarışık bir organizmanın oluşumuna kadar, her şey kendi kendine mi oluştu? Evet. Çünkü biz evrenin, samanyolunun veya diğerlerinin arkasında bunları planlayan bilinçli bir şey deneyimleyemediğimiz için, bu deneyimlenmemiş şeyde dilde var olamaz, çünkü dilim dünyayı temsil eder ve dolayısıyla bunların hepsi de kendi kendine oluşmuş olur.

Fakat teizmde evrenin yada bir şeylerin kendi kendine oluşamayacağı düşüncesi deneyimin değil, tanrı inancının ortaya çıkardığı bir tezdir. Çünkü tanrıya inanıyorsam, zaten olan şeylerin arkasında ben tanrıyı deneyimlemesem bile onu tasarlayan bir tanrıdan söz edebildiğim için, muhattabım bilinçli ve tasarımcı bir tanrıdır. Dolayısıyla burada artık kendi kendinelik gözlemden ve deneyimden koparak salt inanç halini alır.

Bu noktada 2 önemli sorun ortaya çıkıyor; birincisi tanrı, bir 'şey' olmadığı için böyle bir potansiyele de dahil olamaz ve dolayısıyla bilince de sahip olamayacağı, ikincisi de bu salt bir inancın, deneyimden üstün tutulması.
Kendi kendine oluşmamış denilen şeyde, bilincin muhattabına bakarak, dolayısıyla deneyimleyerek, dolayısıyla bir bilince sahip ve bu potansiyeli taşıyan şeyin deneyiminde anlayabiliriz. Ama tanrı bir şey(maddeye indirgenebilen) değil, dolayısıyla bir bilince de sahip değil, dolayısıyla böyle bir potansiyeli bile taşımıyor. Aksine tanrı bilinçlidir, iradelidir demek, tanrının bilinci ortaya çıkaran şeylere(olgulara) sahip olduğu anlamına gelir. Hem bilinçli, hem merhametli, hem şu,
hem bu deyip tuzu biberi ekledikten sonra, tanrı bir şey değildir demek, onu hiçbir maddeye karşılık getirmemek kavramların oyununa gelmektir, kavramların mantığını çiğnemektir. Dolayısıyla evrenin, bizlerin kendi kendine oluşmadığını söylemek, tanrının da bir bilince(bilinci ortaya çıkaran olgulara) da sahip olduğunu-aynı zamanda bir şeylere de sahip olmadığını- ve bunu deneyimlediğimizi önkabul görür.
Ayrıca bu salt inanca dayanarak, kendi kendine oluşamaz diyebileceğiniz şeylerin arkasında deneyimleyemediğimiz bir bilinç yoksa ve buna rağmen hala aynı şeyi savunuyorsak bu, deneyime karşı inancın daha baskın olma halidir. Yani sağ avucumuzda var olmayan şeyi, sol avucumuzdaki var olan şeye tercih etmek gibi mantıksızdır.

Peki evrenin yada kendisine muazzam bir görkem, ihtişam duygusu hissettiren bir oluşumun kendi kendine oluşamayacağı düşüncesine sahip birinin, bunların kendi kendine oluşma düşüncesine ilk anda nasıl bir tavır sergileyebileceğini ve bu düşüncenin kendisinde nasıl bir saçmalık, mantıksızlık hissettireceğini tahmin edebilir misiniz? İnanılmaz derecede çevreden etkilenebilen bir canlıyız; düşüncelerimiz, hissettiğimiz duygular gerçeklik algımızla ilişkili. Belli bir zamandır hissettiğimiz şeyler, bu hissi ortaya çıkaran durumların ortadan kalktığı gibi ortadan öylece kalkmazlar, aynı bir futbolcunun futbolu bıraktığında yeteneklerini de anında kaybetmediği
gibi, bizde o hisleri ve duyguları içimizde barındırmaya devam ederiz. Bunun sonucunda da bu gibi düşüncelere hissiyatımız doğrultusunda karar vermemiz, bu düşüncenin de bizim sağduyumuza uygun gelmeyişi de o derece olası.

"Kuzey Anadolu Fay Hattı'nı buldum ama derdimi anlayacak bir politikacı bulamadım."
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 07-03-2021, 22:20
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.236
Standart

Kendi kendine oluşan bir şey yok zaten. Şeylerin diğer şeyleri oluşturması var.
Ağaçtaki yaprak rüzgarla hareket ettiğinde kendi kendine hareket etmiş olmuyor, rüzgar sebebiyle hareket etmiş oluyor.

Ateist, yaprağın hareketi rüzgardan diyendir.
Teist, yaprağın hareketi tanrıdan diyen.

FayHattı´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Kendi kendine kavramı, oluşmuş ve oluşan bazı şeylerin arkasında bunu bilinçli ve amaçsal olarak tasarlayan bir şeyin olmadığı anlamına gelir.
kendi kendine'yi bu şekilde tanımlamışsın ok.

bu tanımın tanrıyla sıkıntısı şu, bazı olayların sebebini bilinç-iradeyle bazılarını doğal nedenselliklerle açıklarsan tanrının her şeyin sebebi olması durumuyla çelişir.
tanrı her şeyi yaratandır, eğer yaprak hareketini yaratan rüzgarsa her şeyin yaratıcısı olan tanrı imkansız hale gelir.
bu durumda tanrının tanımını değiştirip bazı şeyleri yaratır bazılarını yaratmaz mı diyeceksiniz.
yoksa ilk başlatan(ilk neden) tanrıdır geri kalanlar doğaldır mı diyeceksiniz.
bakın tanrının tanımını bile biz yapıyoruz insan olarak.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 31-10-2021, 00:42
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.064
Standart

FayHattı´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

Bir şeyin kendi kendine oluşma durumu yada tesadüfen oluşma meselesi genelde din felsefesinde ortaya çıkan tartışma konularından biri.
Kendi kendinelik ne demek? Bir şeyin kendi kendine oluşup oluşamaması ne demek? Bir şeyin kendi kendine oluştuğunu yada oluşmadığını belirleyecek bir metod var mı?
Yazıyı okumayı burada bıraktım

FayHattı´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Herkese merhaba. Daha önce yazdığım bir yazımı burada paylaşmak istiyorum. Üzerine konuşulacak veya eleştirilecek noktaları merak etmekteyim.
Merhaba

Orada bıraktım çünkü sanırım oluşmama olasılığını ele almıyor.

"Varlık, hiçbir zaman var olmamıştır ve hiçbir zaman var olmayacaktır. " (DK. B 8).

İlkçağ Felsefe Tarihi 1, Ahmet Arslan

https://1000kitap.com/gonderi/142113738
"Daha önce varolmayan bir şeyin varlığa geldiğini veya herhangi bir şeyin yok olabileceği ve tamamen ortadan kalkabileceğini düşünenler, delidirler çünkü varolmayan şeyden herhangi bir şeyin doğ*ması kesinlikle mümkün değildir

Parmenides

İlkçağ Felsefe Tarihi 1, Ahmet Arslan

https://1000kitap.com/gonderi/124586081
Parmenides'in Varlıkla İlgili iddiaları Tamamen Yerindedir

Empedokles, Parmenides'in varlıkla ilgili iddialarını tümüyle kabul et*mektedir. Yani o Parmenides gibi varlığın ezeli-ebedi, değişmez, sürek*li vb. olduğunu söylemektedir. Hatta Parmeni*des'in adını anmamakla birlikte, onun varlığın meydana gelemeyeceği ve ortadan kalkamayacağı, çünkü varolan bir şeyin yokluğa gitmesinin veya yokluktan bir şeyin meydana gelmesinin imkansız olduğu görüş*lerini ondan daha kesin ve daha açık bir dille tasdik etmektedir:

Filozof Mazikeen

https://1000kitap.com/gonderi/124586081

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 31-10-2021, 04:42
Pasteur Pasteur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 06 Jul 2021
Mesajlar: 601
Standart

Gayet güzel yazmışsın. Ellerine sağlık...
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 01-11-2021, 22:20
FayHattı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
FayHattı FayHattı isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2018
Bulunduğu yer: İzmit
Mesajlar: 27
Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ağaçtaki yaprak rüzgarla hareket ettiğinde kendi kendine hareket etmiş olmuyor, rüzgar sebebiyle hareket etmiş oluyor.
kendi kendinelik kavramını böyle bir anlamda kullanmıyorum dostum. kullandığım anlamda, yaprağın düşmesine sebep olan şey ister rüzgar olsun ister başka bir şey. bunun arkasında bilinçli/iradi bir şey yoksa kendi kendine düşmüş olur.


Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
bu durumda tanrının tanımını değiştirip bazı şeyleri yaratır bazılarını yaratmaz mı diyeceksiniz.
bazı şeyleri yaratıp bazı şeyleri yaratamayan bir tanrı; her şeye sebep olan, sonsuz mükemmel, merhametli olan, hem şu hem bu olup ama aynı zamanda herhangi bir olguya dahil olmayan bir tanrıdan daha mantıklı geliyor bana göre.
ki sizde diyorsunuz,
Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
bakın tanrının tanımını bile biz yapıyoruz insan olarak.
diye. tanrıya atfettiğimiz kavram aynı bizim gibi eksik. şahsi fikrim, insan aklının ortaya sunduğu mutlak bir tanrı yerine, dinlerin sunduğu tanrı kavramlarına bakmalıyız, ki bu da ayrı bir konu.

"Kuzey Anadolu Fay Hattı'nı buldum ama derdimi anlayacak bir politikacı bulamadım."
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 01-11-2021, 22:27
FayHattı - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
FayHattı FayHattı isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2018
Bulunduğu yer: İzmit
Mesajlar: 27
Standart

merhaba,
oluşmama olasılığını ele almayışımın konu üzerindeki etkisi nedir?


"ictenlik"´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
"Varlık, hiçbir zaman var olmamıştır ve hiçbir zaman var olmayacaktır. " (DK. B 8).
ben burada okumayı bırakmak yerine, varlıktan ve cümleden ne kastedildiğini anlamak istiyorum. varlık denilen şey hiçbir zaman var olmamış ve var olmayacaktır derken, varlığın hep var olduğunu, dolayısıyla onun başlayacak veya son bulacak bir şey olmadığı mı kastedilmiş?

ayrıca diğer alıntıların, konuyla nasıl bir ilgisi olabileceğini de merak etmekteyim.

"Kuzey Anadolu Fay Hattı'nı buldum ama derdimi anlayacak bir politikacı bulamadım."
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 02-11-2021, 16:39
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.064
Standart

FayHattı´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
merhaba,

ben burada okumayı bırakmak yerine, varlıktan ve cümleden ne kastedildiğini anlamak istiyorum. varlık denilen şey hiçbir zaman var olmamış ve var olmayacaktır derken, varlığın hep var olduğunu, dolayısıyla onun başlayacak veya son bulacak bir şey olmadığı mı kastedilmiş?

ayrıca diğer alıntıların, konuyla nasıl bir ilgisi olabileceğini de merak etmekteyim.
Merhaba ;

Evet,
varlığın hep var olduğunu, dolayısıyla onun başlayacak veya son bulacak bir şey olmadığı kastedilmiş.

Tam olarak böyle..

FayHattı´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
merhaba,

ayrıca diğer alıntıların, konuyla nasıl bir ilgisi olabileceğini de merak etmekteyim.
Ontolojiye varoluşa bu tarafından bakarsak onun dışında bütün açıklamalar zaman kaybı

İkincisi de;

FayHattı´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Herkese merhaba. Daha önce yazdığım bir yazımı burada paylaşmak istiyorum. Üzerine konuşulacak veya eleştirilecek noktaları merak etmekteyim.
demeniz üzerine yanıtım, doğal yanıtım

FayHattı´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
merhaba,
oluşmama olasılığını ele almayışımın konu üzerindeki etkisi nedir?
FayHattı´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
"Bir şeyin kendi kendine oluşma durumu yada tesadüfen oluşma meselesi
Şimdi nasıl anlatmalıyım bilmiyorum.
Olmayan bir problematik ve bu bizi yoruyor.
Yukarıdakini okumak okuyucu olarak beni yoruyor-üzüyor ve tıpkı sizin imzanız gibi;
Ontolojik bir (çatışkı/çelişki) problemin cevabını/çözümünü buldum ama derdimi anlatacak insan bulamadım..

Yukarıdaki yanlış bir bölme; olmayan şık, c şıkkı yok, seçenek sınırlı ve seçenekler yanlış ve dayatılan bu...

Olmayan seçenek (seçenek olmayan seçeneksizlik) biz insan varlığın dayatıldı.

FayHattı´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
merhaba,

ayrıca diğer alıntıların, konuyla nasıl bir ilgisi olabileceğini de merak etmekteyim.
Çok basit

Tanrı tanrıya ihtiyaç duyar (Tanrının da tanrısı)
Başlama başlangıca ihtiyaç (başlamadan önceki başlama ya da başlayanın başlaması onu başlatanın başlaması)
Oluşma oluşmaya yani ilk oluşmaya, onu önceleyen oluşmaya ihtiyaç duyar ve ilk oluşma ondan önceki daha ilk ve ön oluşmaya

Sonuç olarak;
Bu ilk ,ön (önceleyen -önceleyenin önceleyin gibi) neden arayışlarına bir son/ket vurmalıyız

Bir gün bir yer gelecek ve oluştu demek zırvalık olacak ve oluştu diye zırdeli olacak

"Oluşmasız değildi ki oluşsun"

Oluşmadan yoksun değildi ki içinde oluşma doğsun

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 02-11-2021, 17:11
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.064
Standart

FayHattı´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Herkese merhaba. Daha önce yazdığım bir yazımı burada paylaşmak istiyorum. Üzerine konuşulacak veya eleştirilecek noktaları merak etmekteyim.
Merak edip etmediğinize karar verin derim

FayHattı´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

Bir şeyin kendi kendine oluşma durumu yada tesadüfen oluşma meselesi .
Böyle bir mesele yok bu meseleye bir X (çarpı) attık (de siz hala kullanacaksanız kullanın o meseleyi)

Mesele bu değil olmak ya da olmamak
oluşmak ya da oluşmamak
Baştan veri var ya da baştan beri yok, Eski Yunandan ve fi'den beri bu tartışma yapılır.

FayHattı´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
merhaba,
oluşmama olasılığını ele almayışımın konu üzerindeki etkisi nedir?
Herkes için zaman kaybı ve bilgiyi ıskalayan boşluğu ve karanlığı taşlama

FayHattı´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
ayrıca diğer alıntıların, konuyla nasıl bir ilgisi olabileceğini de merak etmekteyim.
Destek; bana destek oluyor, onu almasam şunu yazmalıyım

Varlık'ın / Bir şeyin

Bir şeyin; oluşması için oluşmamış yani oluşuksuz olarak ön-varolması gerekir

Varlık'ın; oluşmaya hazır oluşuk (çekirdek) (ya da oluşuksuz oluşacak nüve) olarak var olması gerekir

Neden, varlık oluşmaya hazır ön oluşuk olarak vardı demektesiniz derim

Yukarıdaki biçimde (mesele)

"Oluşmamış oluşuksuz olarak var"ın, "oluşuklu ve oluşmuş var"a dönüşmesinden sözedersiniz

Yok var değilse yok olması gerekir

Zaten vardı ise neden oluştu? Nasıl oluştu? Niye oluştu? Baştan beri vardıysa niye oluşuk değildi?
Oluşuksuz varolabiliyorsa neden oluşuk varolamıyor;?

Yani varlığı oluşturacak şeyler vardı ama varlık yoktu (düzenli kurulu değildi) demektesiniz

Oluşmayı oluşturacak şey vardı ama varlık oluşmuş hazır ve oluşuk değildi demektesiniz

Eğer eleştiri istediyseniz verildi ve eğer merak buyruldu ise paylaşıldı.

Yok değildiyse yazmadım sayın

Anlaşmasızlık bunaltıcı

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 02-11-2021, 17:20
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.064
Standart

Varlık'ın varolması için yokolması (olmaması) ve oluşması içinse oluşmamış (oluşmasız) olması gerekir.
Oluşmamamış (oluşmasız) ve oluşuksuz (anti/na) olduğunu nereden/kim çıkardı?nız?

Var yok' a (antiye); oluşma oluşmamaya (oluşuksuz durum olarak antiye) temellenemez ,aynı şey
Zıtlar /dualite. Kavramlar birlikte var. Var'ı tanımlamadan (tanımada)n yok'u tanımlayamam ve tanıyamam. Var olandan yok diye sözedebilirim.

Eğer oluşmamış şeyler vardı (ve oluşmayı bekliyordu) dersem bunu nereden ortaya koyduğumu ortaya koymalıyım-hipotez

Açık olan (asıl olan gözlemlenen) var olduğumuz ,oluşuk var

Yok olduğunu, oluşmasız olarak varolup varolmadığını, tek maddede sıkışıp sıkışmadığını, felan bilmiyoruz. Bu meseleleri kim dürtüyor? Niye?

_

Anlaşılmadıysa;

Oluşmak ya da oluşmamak işte mesele . işte bütün mesele bu

ve oluşmuş oluşuklar olarak varolduğumuza göre hiç bir zaman oluşmamak. işte bütün gerçek bu

Sonsuz (öncesiz sonrasız) sürekli yapılıp bozulan oluşuklarız

Sonsuz (öncesiz sonrasız) sürekli yapılıp bozulan (ilk oluş ve oluşmadan yoksun) oluşuklarız

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 02-11-2021, 22:32
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.064
Standart

FayHattı´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Herkese merhaba. Daha önce yazdığım bir yazımı burada paylaşmak istiyorum. Üzerine konuşulacak veya eleştirilecek noktaları merak etmekteyim.
İmzanız bu

"Kuzey Anadolu Fay Hattı'nı buldum ama derdimi anlayacak bir politikacı bulamadım."
Nickimin ontolojihattı ve imzamın; "ontoloji buhranının çıkışlarını buldum ama kişisel buluntumu paylaşacak/tartışacak bir avuçtan fazla gerçek insan bulamadım" gibi bir şey olacağını varsayalım.

Oluşma kavramını irdelemek ve öyle mi oluştu böyle mi oluştu demek!
Oluşmayı (başlangıcı ya da ilk hareketi ve ilk şeyi) ortadan kaldırmamak demek

ya oluşmadıysa? diyorum

Kendi kendine bile oluşmadıysa diyorum.

Bakın şimdi örnekleyeceğim

Kim yarattı? (Dindar, iyi de tanrı yaratmadıysa kim yarattı?)
Dindarların aklı karışınca size soracağı ilk sorulardan biridir. Yaratma kavramından çıkamıyor. Aynısını düşünün. Yaratma yerine oluşma koyun.

Kim oluşturdu?
Kim oluşturmasıysa ne oluşturdu?
Nasıl yaratıldı
Nasıl oluştu
Yaratılmadı ve kendi kendini de yaratmadı
Oluşturulmadı ve kendi kendini de oluşturmadı

İki alıntı daha sunayım.

"Zaman, dama oynayan bir çocuktur; hükümdarlık gücü, bir çocuğun gücüdür"

Nietzsche'nin büyük hayranlığını kazanan bu cümle, Herakleitos'un evrenin temelinde bulunan bu logos'u veya aklı, oyun oynayan bir çocuğa benzettiğini göstermektedir. Yalnız o kendi kendisiyle oyun oynayan bir çocuktur. Nietzsche'nin ünlü benzetmesiyle deniz kıyısında kendine kumdan şatolar yapan, sonra onları bir tekmede yıkan bir çocuktur. Nasıl ki bu çocuk, sadece oyun oynamak için, oyalanmak için, eğlence olsun diye bütün bu işleri yaparsa, aynı şekilde Tanrı veya logos veya ateş herhangi bir başka ereği olmaksızın muayyen zamanlarda evreni meydana getirir ve yine muayyen zamanlarda onu ortadan kaldırır.

İlkçağ Felsefe Tarihi 1, Ahmet Arslan
Şu durmadan kurulup dağılan evrende

Hayyam
Gerçekten eleştiri istenci içtense verilen eleştiri o.
Bizim için oluşma demek yukarıdakini yani durmadan öncesiz ve sonsuz bir kurulup dağılmayı işaretliyor.

Bir şey/evren/varlık oluşamaz.
Oluşması için öncesinde oluşmamış, anti/na formda olmalıdır.
Yani kendi kendine oluşma için bile kendi sabit ve önceden oluşmamış bir kendi olmalıdır

Bu varlık değişti demektir. Bu varlık gelişti demektir. bu varlık/oluş ilk kez hareket etti sonradan zamanla cereyan etti gelişti demektir.
Tüm bu saptamalar hatalıdır.

Hareket sonsuzdur. İlk devinim yoktur bulamazsınız. Bunlar tanrı kadar çelişik.
Oluşan kendini önceleyen kendi cinsinden oluşturucusuna (ya da özüne) gebedir.
Tohum ağacı oluşturmuştur ama tohum bir ağaçtan dökülmüştür. İlk ağaç bir ormanda, bir orman geniş bir fauna/flora içeren bir gezegen ve gerçeklikte ve o bir iç evrendedir.

Ancak bir evrenden bir evren ve ancak kurulu bir varoluştan yine bir varoluş oluşabilir. Bu antievren antivaroluş formundaydı dersek zamanı hareketi ve oluşu başlatırız

Bu, bunlar iyiniyetle verilmiş/yazılmış dürüst bir eleştiri ve katkıdır, iyiniyetle katkı için verilmiştir.

Yazan bir şeyin karşıtı, irdelemecisi şu bu değil

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
kendikendine

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:38 .