Ayet içeriği: Zülkarneyin’in güneşin batışı ve güneşin doğuş yerlerini gezdikten sonra yaptığı erimiş bakırdan sed)
El kıtri:Sebe Suresi (34:12) : Erimiş bakır
Ayet içeriği: Süleyman’ın emrin verilen ve sabahakşam esen rüzgar, erimiş bakırdan bir pınar.)
Yukarıdaki “erimiş maden (kıtren)” kelimesi ile aynı kökten gelen diğer kelime:
Katiranin : İbrahim Suresi (14:50) : Katran
Ayetin içeriği: Gömlekleri katran, yüzleri ateş.
Normalde bu ayet cehennemdekilerin durumunu anlatıyor ve “katran” – “kıtren” kelimelerinin kök benzerliği dışında yukarıdaki Süleyman ve Zülkarneyn’den bahseden ayetlerle bir bağlantısı yok.
Fakat bu ayetin bir öncesindeki ayete bakacak olursak aslında bir bağlantının olduğunu görürüz. Bir önceki ayet olan İbrahim Suresi’nin 49. ayeti şöyle:
1. ve tere : ve sen görürsün 2.el mucrimîne : mücrimler, suçlular 3. yevme izin : izin günü 4. mukarrenîne : birbirine bağlanmış olanlar 5. fî : içinde
6. el asfâdi : zincir
Bu ayette geçen “mukarrenine” kelimesi “zülkarneyn” kelimesi ile aynı kökten geliyor. Yine ayette geçen “asfadi” kelimesi ise Kuran’da bir ayette daha geçiyor. Bu ayet Sad Suresi’nin 38. ayeti. Bu ayet ve öncesinde bu sefer izin günü değil de Süleyman’ın emrindeki rüzgardan ve birbirine zincirle bağlı şeytanlardan bahsediliyor.
Soru: “katran” kelimesinin “kıtren” kelimesi ile aynı kökten olduğunu anladık, peki bu kelimenin öncesindeki ayetteki kelimelerin “kıtren” kelimesinin geçtiği ayetlerle olan benzerliği (mukarrenine-asfadi) neden, bu sadece bir tesadüf mü?
Cevap (idda): Bu ayetlerin özünde aynı şeylerden bahsediliyor ancak sonradan kelime köklerine yapılan ilavelerle farklı kelimelerle birbirinden farklıymış gibi ayetler oluşturulmuş. Bir başka deyişle “kıtren” kelimesinin geçtiği Süleyman ve Zülkarneyn ayetleri ile “katran” kelimesinin geçtiği ayetleraslında özündeaynıİslam öncesi paganist inançtan bahseden ayetlerdir.
“Bakır” Venüs’ün sembolüdür, simyacılar tarafından Venüs’ün aynası olarak adlandırılır.
Zühre (Venüs): Bu uydu beyaz renkte olup, 3. felek göğündendir, günü ise Cuma’ dır. Maden yönünden Bakır madenine intisap eder. (Muyiddin Arabi - Astroloji)
“Erimiş bakır”dan bahseden ayetlerde Süleymanın sabah gidip akşam dönen rüzgarı, Zülkarneynin güneşin doğuş ve batış yerlerini ziyareti tüm bu anlatımlar sabah ve akşam, güneş doğmadan önce ve battıktan sonra gökyüzünde beliren Venüs’e işaret eden anlatımlardır.
"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL
Ayet içeriği: Zülkarneyin'in güneşin batışı ve güneşin doğuş yerlerini gezdikten sonra yaptığı erimiş bakırdan sed)
El kıtri:Sebe Suresi (34:12) : Erimiş bakır
Ayet içeriği: Süleyman'ın emrin verilen ve sabahakşam esen rüzgar, erimiş bakırdan bir pınar.)
Yukarıdaki "erimiş maden (kıtren)" kelimesi ile aynı kökten gelen diğer kelime:
Katiranin : İbrahim Suresi (14:50) : Katran
Ayetin içeriği: Gömlekleri katran, yüzleri ateş.
Normalde bu ayet cehennemdekilerin durumunu anlatıyor ve "katran" – "kıtren" kelimelerinin kök benzerliği dışında yukarıdaki Süleyman ve Zülkarneyn'den bahseden ayetlerle bir bağlantısı yok.
Fakat bu ayetin bir öncesindeki ayete bakacak olursak aslında bir bağlantının olduğunu görürüz. Bir önceki ayet olan İbrahim Suresi'nin 49. ayeti şöyle:
1. ve tere : ve sen görürsün 2.el mucrimîne : mücrimler, suçlular 3. yevme izin : izin günü 4. mukarrenîne : birbirine bağlanmış olanlar 5. fî : içinde
6. el asfâdi : zincir
Bu ayette geçen "mukarrenine" kelimesi "zülkarneyn" kelimesi ile aynı kökten geliyor. Yine ayette geçen "asfadi" kelimesi ise Kuran'da bir ayette daha geçiyor. Bu ayet Sad Suresi'nin 38. ayeti. Bu ayet ve öncesinde bu sefer izin günü değil de Süleyman'ın emrindeki rüzgardan ve birbirine zincirle bağlı şeytanlardan bahsediliyor.
Soru: "katran" kelimesinin "kıtren" kelimesi ile aynı kökten olduğunu anladık, peki bu kelimenin öncesindeki ayetteki kelimelerin "kıtren" kelimesinin geçtiği ayetlerle olan benzerliği (mukarrenine-asfadi) neden, bu sadece bir tesadüf mü?
Cevap (idda): Bu ayetlerin özünde aynı şeylerden bahsediliyor ancak sonradan kelime köklerine yapılan ilavelerle farklı kelimelerle birbirinden farklıymış gibi ayetler oluşturulmuş. Bir başka deyişle "kıtren" kelimesinin geçtiği Süleyman ve Zülkarneyn ayetleri ile "katran" kelimesinin geçtiği ayetleraslında özündeaynıİslam öncesi paganist inançtan bahseden ayetlerdir.
"Bakır" Venüs'ün sembolüdür, simyacılar tarafından Venüs'ün aynası olarak adlandırılır.
Zühre (Venüs): Bu uydu beyaz renkte olup, 3. felek göğündendir, günü ise Cuma' dır. Maden yönünden Bakır madenine intisap eder. (Muyiddin Arabi - Astroloji)
"Erimiş bakır"dan bahseden ayetlerde Süleymanın sabah gidip akşam dönen rüzgarı, Zülkarneynin güneşin doğuş ve batış yerlerini ziyareti tüm bu anlatımlar sabah ve akşam, güneş doğmadan önce ve battıktan sonra gökyüzünde beliren Venüs'e işaret eden anlatımlardır.
üstad paylaşımlarını çalışmalarını ara sıra takip ediyorum devam et güzel şeyler bunlar..ama daha önce de yazmıştım bu forumda sana;şu kurandaki LUKMAN-LOKMAN hristiyanların aziz lukası mı,saint lucas mı diye var mı bununla ilgili bilgin veya çalışman?
Bu ayetlerin özünde aynı şeylerden bahsediliyor ancak sonradan kelime köklerine yapılan ilavelerle farklı kelimelerle birbirinden farklıymış gibi ayetler oluşturulmuş. Bir başka deyişle “kıtren” kelimesinin geçtiği Süleyman ve Zülkarneyn ayetleri ile “katran” kelimesinin geçtiği ayetleraslında özündeaynıİslam öncesi paganist inançtan bahseden ayetlerdir.
Hevesinizi kırmış gibi olmayayım ama kelime köklerine ilave olayını neden yadırgadınız.Türkçemizde de çokça var.
Hem arapça da aynı kökten gelenler aynı manaya mı gelmeli demek istiyorsunuz
geçmişe giderseniz kelimeler değil adeta harflerin birer kelime gibi anlamlar taşıdığını görürsünüz. Kuran'ın özü bu kadar eski tarihli bir yazıma sahiptir.
ben de sizin hevesinizi kırmış olmayayım ama demek istediğim şu; senin taptığın Allah mesela bir ayet indirecek ve onda bir kelime kullanacak, ne hikmetse o kelime kendisi ile aynı kökten olan başka kelimelerin geçtiği konularla irtibatlı oluyor.
mesela atıyorum -erimiş bakırı- bilmem hangi tarihte inen ayetlerden birinde Süleyman'la ilgili anlatıyor, sonra bir başka tarihte inen diğer ayette Zülkarneyn'le ilgili bahsediyor. Daha sonra yine başka bir tarihte bu sefer -erimiş bakırı- değil de onunla aynı kökten gelen -katran- kelimesini kullanmak isterken hoooopppp aklına birden şu geliyor ;
"ben bu kelime ile aynı kökten gelen kelimeleri daha önce Zülkarneyn ve Süleyman'la ilgili kullanmıştım, o zaman bu katran kelimesinin geçtiği ayetlerde farklı bir konuya değinsem de Zülkarneyn ile aynı kökten gelen bir kelime ve Süleyman'la ilgili bir başka kelimeyi de kullanayım"
kendi ağzınla söylüyorsun, aynı kökten gelen kelimeler farklı anlamlara gelebiliyorsa senin Allah niye farklı konular ve kelimeler arasında bağlantı kuruyor,,,, madem -erimiş bakırdan- değil de farklı anlamdaki -katran-dan farklı bir konuda topu topu bir kez bahsedecek, neden Zülkarneyn ile eş köklü bir kelimeyi ve Süleyman'la ilgili bir başka kelimeyi bir arada kullanma gereği duyuyor?..
cevabı benim açımdan basit, Allah'ın böyle garip bağlantılar kurma gibi bir derdi yok çünkü bu ayetler gökten inmedi, işin özünde aynı olan veya aynı şeyle ilgili olan tek bir hikaye var, ama Arabın elinde bu aynı hikaye farklı kelimelerle farklı konularmış gibi işlenmiş, tabi bu değişme, evrimleşme süreci Arapça adlı bir dilin olgunlaşmasıyla paralel belki de yüzlerce yılı bulmuş olabilir.
"İslamı yanlış yaşıyorlar" değil, doğrusu "İslam yanlış, yaşanılmıyor." CENKVAROL
sn. balyapan;
kendi ağzınla söylüyorsun, aynı kökten gelen kelimeler farklı anlamlara gelebiliyorsa senin Allah niye farklı konular ve kelimeler arasında bağlantı kuruyor,
Bağlantı kurmak tuhaf bir şey herhalde
İyi sen de sakın bağlantı kurma bundan sonra,yoksa karşında beni bulursun