Big bang savunusu - ki elbette yapılacak- nedense teoriyle değil, ya genelleme ya da karşıt özel niyete indirginmiş biçimde savunuluyor, bu savunu tarzı dahi bilimle bağdaşmıyor...
Bilimin din referanslı olduğunu iddia eden birinin hristiyan teolojisini buldozer gibi tarumar eden evrim teorisinin günümüzde nasıl genel geçer hâle geldiğini açıklaması gerekir. Ya da Hristiyan coğrafyasında bilimin, dini nasıl olup da reforma zorladığını açıklaması gerekir.
Bu söz bir teorinin bilimsel metod ve bilimle
savunulamamasının yetmez birde yarattığı MECBUR KABUL EDECEKSİN, MECBURSUN, ETMEZSEN ya materyalistsin(HY ayarlı yaklaşım) ya da niyetin bozuk, İNKAR EDEMEZSİN yaklaşımının da altında bilim dışında etken ve faktörlerin yattığını görmezden gelen, ama işide BİLİM'İN DİNE endekslenmesi düzeyine ya genelleyen ya da çarpıtan bir ifade... Daha doğrusu bilimin ne olduğunu henüz çözememiş bir duruş. herhangi bir teorinin kendisine değil, ama neredeyse TAMAMEN YANLIŞLANMIŞ olmasına rağmen SAVUNULMASININ, paradigma ekseninde, stotüko ekseninde ve bunun olası nedenlerine yönelik analizleri, bilimi dine endekslemek lafzıyla savunmak pek iç açıcı olmasa gerek. Daha neyin eleştirildiğini dahi anlayamamış, neredeyse tümüyle yanlışlanmış bir varsayımın, ısrarla sürdürülmesidir eleştiri konusu olan! Yoksa yanlışlanmış ama pratikde de tüm sınamalarda sınıfta kalmışlık sorunsalı, yeni ve alternatif teorilere kapı açar, tabi stotükoda, inançta, kabulde ısrar da bir süre direnmeyi, yani kapıları açtırmamayı seçer. Yanılgı kabul etmeyen resmi ideoloji veya hakim ideolojinin(teoloji de içinde) getirdiği mirasla, yanılgıyı kabullenmemek noktasında diretirler, bu bilim olmadığı gibi bilimsel bir tutumda değildir... Kısaca eleştirilen Big bang değil, o zaten bilimsel zeminde pratikle sınandı ve doğrulanamadığıgibi dayanakalrıda yanlışlandı, eleştirilen TUTUMDUR, TUTUMDAKİ ISRARDIR! 100 kere söylendi, bu 100 kere böyle izah edildi, işinize geldiği için çarpıtmayın, neyin eleştirildiği açık dendi, eleştiri konusu olan tutum-unuz.
Kısaca, bir tutumun(stotüko) eleştirisi, analizi ile bir teorinin eleştirisi, analizini dahi
ayırt edememek ciddi bi sorun. mevcut tüm dayanakalrı çürümüş, yanlışlanmış bir teoride, işte karadelikler ispatlanırsa -ki nedir bu batmakta ve boğulmakta olana can simidi mi- o zaman göreceksin yönlü yaklaşım dahi, bilim dışıdır,
mevcut, elde olan verilerle, dayandığın tüm iddialarının dayanakları çökmüş ise, bina temelden yıkılmış ise, yıkıntının üzerine süslü baca konduracağım demenin bilimsel zeminde ne anlamı var? Eleştirilen bilimle bağdaşmaz
tutumundur...
‘BİLİM KUŞKU DUYMA KÜLTÜRÜDÜR’
‘Şimdi bilimin üçünce değerine değinelim. Bu deneme, biraz dolaylı olacak, ama çok değil! Bilim insanının, bilgisizlik, kuşku ve emin olmama durumlarına ilişkin derin deneyimleri vardır. Bu deneyim çok önemlidir. Bilim insanı bir sorunun yanıtını bilmiyorsa, o konuda bilgisizdir. Sonuca ilişkin bir kuşkusu varsa, emin değil demektir. Ve sonucun nereye ulaşacağından son derece emin olsa bile hala belli kuşkuları vardır.
İlerleyebilmemiz için bilgisizliğimizin ayırdında olmanın ve kuşkuya yer bırakmanın son derece önemli olduğuna inanıyoruz. Bilimsel bilgi, değişik derecelerde kesinliğe sahip -bazıları kesin olmayan, bazıları hemen hemen kesin ama hiçbiri mutlak kesinlik göstermeyen- önermeler yumağıdır.
“Biz bilim insanları bu durumlara alışığız. ‘Emin olmamak’ bizim için son derece doğaldır. Bazı şeyleri yaşıyor olmamıza karşın onlara ilişkin bilgisiz kalmak bizim için üzücü değildir. Ancak durumun böyle olduğunun herkes ayırdında mı emin değilim. KUŞKU DUYMA ÖZGÜRLÜĞÜMÜZ BİLİMİN ERKEN DÖNEMLERİNDE OTORİTEYE KARŞI VERDİĞİMİZ SAVAŞIMDAN DOĞDU. Bu oldukça derin ve çetin bir savaşımdı: Soru sormamıza, kuşku duymamıza, emin değilim dememize izin verin. Bu savaşımı unutmamamız, kazandıklarımızı yitirmememiz gerek. Topluma olan sorumluluğumuz burada yatıyor. “insanlığın devasa gizilgücünü bilip, bugüne dek yapabildiklerinin azlığı karşısında üzüntüye kapılıyoruz. Insanlar her çağda hep, ‘Daha iyisini yapabilirdik’ diye düşünüyor. Evrensel bir eğitim anlayışıyla herkesi Voltaire yapabilir miydik
Feynman
|
Evet DOĞRU, idealistler ile materyalistlerin bilim anlayışı hiç bir zaman bağdaşmadı, buluşmadı, tarihteki bilimsel ilerlemeler ise idelalizmin kilise çatısı altında ürettiği,
dayattığı anti bilimsel kabuller veya paradigmaları yıkarak ilerleyebildi. Yine öyle olacak ve Siz kendinizce haklı olarak Feynman'a katımıyorsunuz, zira çözümünüz çok basit, niyeti bozuk...
Anlaşılan o ki, günümüz ya
niyet okuyup, ya da işi HY ayarında materyalistlerrrr, darwinistlerrrr ayarına bağlayan ve bu tutumuda aşamayanlar, Bilimin bindiği dalı kestiklerinin farkında değiller. Sırf işlerine geldiği için KALABALIK, koro halinde Big bang'i idealistler, teologlar da canhıraş savunuyorsa, suç bizim mi, sorumlusu biz miyiz ki, böylelikle onlardan ayrılığımızın adının materyalist olarak mimlenmesi kullanılabiliyor(materyalist olmasaydık, bilimin kendi öngörülerini ve kuram anlayışını,doğrulama-yanlışlama, bilismel metodları ve yolu hiçe mi saymalıydık)? Belki yakın bir gelecekte, Big bang modeli(!) bilim tarihinde bilimi ve bilimsel sınamayı hiçe sayan, bilimin kendi varlık ve hareket koşul, zeminini ortadan kaldıracak düzeye varmış bir
çılgınlık olarak anılacak.
Tek bir geçerli argümanınız yoksa, size kalan niyet yüklemek veya isnatlarda bulunmaktır, bu bile bu teorinin arka planında yatan şartlanmayı, bilim karşıtlığını, bilimi anlamamış olmayı gözler önüne sermeye yeterli...
Diyelim ki
10 iddiam var ve 3 dayanağım olsun. dayanaklarımdan 2 tanesi GEÇERSİZ, 1 taneside FARAZİ olursa, buradan bilimsel teori öngörmek mümkün mü? ne güzel, spagetti canavarını dahi ispatlamak istesem demek ki bilimde bu mümkünmüş, dayanağın yoksaolduğunu farzet!. Çünkü, evet idealizmin bilim anlayışında mümkün,
ne düşünürsen onu yaşarsın, neyi modellersen gerçek o olur!
Başlık açık ve ne sağda, solda dolaşan bir listedir bu liste ne de bu kafayla düşünülecek bir durumdur, tipik Türkiye algısı gibi, yandaş medya ve olanakları ve o olanaklara sahip olmayanlara biçilen paye. Sürü psikolojisi bir ölçüt olmadığı gibi stotükonun bilinen sebeplerle kendisini dayatımı ve kabul sınrıları da ancak bilimle kırılabilir... Elbette bazı bilim insanları çıkacak, nasıl ki Big bang'in tüm iddialarını yanlışlayan BİLİMSEL sınamalar, doğrulamalar elde edildi ve nasıl ki bu HAKİM bilim camiasınca SÜMENALTI edilmeye çalışıldı ise, bu bile bilimi yeniden ve yeniden varetmenin yegane sebebi oldu, değil kuşku, bilime ziyan çılgınlığında boyutları aşikar...
Madem işi niyete indigediniz o halde yolunuz zaten bilimin yolu değil, o halde siz hangi yoldan gidiyordunuz? Sizin sorununuz, ama biz o yolun ne olduğunu iyi biliyoruz. Bir yanlışı da düzeltelim
materyalistler uzun süre Big bang dedi, çalıştı, lakin zamanla görüldü ki, salt
varsayıma dayalı tüm
iddialar, PRATİKLE YANLIŞLANDI, doğrulanamadı kısaca bilimsel sınamadan geçemedi ve hatta akside görüldü... O saatten sonra mevcut varsayım ve öngörülerini, tekrar gözden geçirmektense, onu kurtarmak adına faraziye, sağlam olmayan iddiayı sağlamlaştırmak adına, bilinmeyen başka iddialar sunmak noktası, kabul edilebilir olma sınırlarını çoktan aştı...
Materyalistler Big Bang derken, idealistler String
teorisi diyordu... Çünkü mevcut koşullarda, Big bang'in savunusu için henüz fizikdışı veya idealist indirgeme metodu ya da bilimsel metodla bağdaşmaz can simidi gerekmiyordu, çünkü elde olan mevcut çalışmalar ve veriler henüz ne tam anlamıyla Big bang'i doğrulayabilme kapasitesine sahipti ne de yanlışlayabilme... Süreç veriyle
aşıldı(şimdi yeni bir çıkış gerekir,paradigma) ve bilimin ve bilimselliğin duruşu(kişiliği), kaynağı belli sebeplerle dumura uğratıldı, bilimsel zemin terkedildi, idealist zemin egemen oldu. Madde yok, aslında hiç bir şey yok, her şey bir yansı-ilizyon, dalga nakaratına dönüştü, içine girip incelediği yapıyı, içinde ürettiği yoklukla dışlayan bir indirgeme çılgınlığı hakim oldu, yani bir sürahi suyu incelemek için içine girip, neredeyse hiç bir şey mevcut değil düzeyine
indirgeyip, parçalayarak bir damlayı alıp, onuda milyon parçaya ayırıp, yokluğa varıp, sürahinin mevcut olmadığını iddia etti.. Bu nakaratların sebebi ise pratiğin olumla-ma-dığı şeyleri
kurtarmak adına, içine düşülen idealist (salt kurguya, insan zihnine dayalı zemin, ölçüt!) çukurdu... şimdi elde kalan KABUL EDECEKSİN YOKSA KAFİRSİN, niyetin bozuk baskısı, yani
bilim karşıtı bir anlayış daha da kötüsü ne düşüneceğinizi de ben belirlerim anlayışı...
Bir zamanlar materyalistlerin önemsediği Big bang ve o zamanlar String vs diye yırtınan idealistler, şimdi Big Bang diyorlar, çünkü,
MADDE YOKTUR, GERÇEK İLİZYON VEYA BİR GÖRÜNTÜDÜR, NE DÜŞÜNÜRSEN ONU YAŞARSIN(BAAAK KUANTUM!), Zihninde neyi MODELLER(yapılandırırsan) GERÇEK O OLUR vs tüm idealist görüşle tutarlı sloganlarını, NEO BIG BANG'de buldular, yeni Big Bang eskinin küllerinden doğmuştu, ama bir farkla, mutant idi ve eskiden geriye tek bir miras, tek bir tuğla bile kalmamıştı...