Evren neyin içinde genişliyor?

["ictenlik"]

Turdur´isimli üyeden Alıntı

Evren sürekli genişleme halinde, peki bu genişlemeyi nereye yapıyor ?
Sonsuz olan evren nasıl genişliyor zaten sonu yok ?

diyalektik;-sentezik türetmeler- ya da deneyiş-ler çıkını;

diyalektik;hiçbir yere ya da her yere
herbiryere ya da oraya ve olmadı buraya -diğer ise bir diğer yere ve diğer bir yere

yer olmayan yere ya da bir anti-evrene/paradoksa

evren (evren olmayan) olmayan yere değil (ya da yer olmayan yere değil) de kendine genişliyor
evren kendi içine genişliyor -içine büyüyor/artıyor -yoğunlaşma (ya da biçim değişimi) kuramı/görecelik
hareketin göreceliği ve alan artımının görece oluşu sentezi
alanı artıyor /görece

-evreni ölçen cins evren mi?

yer kuramı içinde;
genişlediği alan yer dışarısıdır (dışıdır evren dışı artık evren olmayan yer ya da tersi) ama kendi içinde büyüyorsa ve dışatı bir boşluk bilinmeyen anti alansa bu lanı içine katıp ya da bu alana eklemleşip/ genişleyip duruyordur

sadece büyüyor diyebiliriz kendi içiden büyüyor
dışarıyı bir dış boşluk anti-alan alansızlık ya da içi olarak değerlendirmeliyiz

evren genişlemiyor-evren artıyor

evren genişlediği gibi daralacak mıdır?
aynı anda hem genişleyip hem daralıyor mudur? sadece yayılıyor mu?

nere? sorusu ne ile biçimlenmiş
oraya ya da buraya derken zaten evrenin kendi olduğu yeri ve dış alanını ya da evrenin kendi genişliğini ve yerini işaretliyor

yer ve mekan/alan vb. işaretlemesi kendi içinde çözülmesi-çözümlenmesi ve ilişik kavramlarında yapılanamsı gerekir.

-Belirtmeler-Türetmeler-

Alan bir anti alan kuramına bağımlıdır/değildir- sentez x

Evrenin genişleme alanı sınırlıdır-a
Evrenin genişleme alanı sınırsızdır-b
Evrenin bir genişleme alanı vardır-tanıt

Evren dışatı sonsuz alan/evren vb. vardır yoktur

Evren sınırlı değlildir- evren sınırlıdır
evre bir dış alansa kuşatılmıştr
evren bir dış lanca kusşatıllamıştır
evren kendi cinsinden evrenlerle geçişmektedir-çakışmakadır -tersi/hiçi
evren kendi cinsinden alanlar evrenler çakışma ve geçişmemektedir
Evrenin evren cinsinden gözleyebileceği anti evrenler ya da başka evrenler vardır yoktur
Evrenin evren -olmayan- cinsinden gözlenebilceği anti evrenler ya da (evren olmayanlar-gözlemciler/evren gözlemciler) başka evrenler vardır yoktur

Evren evren cinsinden alanların olduğu bir alan ya da anti alandadır tersi değildir

Alan sınırlıdır/değildir- alan kavramı

sonuç olarak; bilmiyorum-bir şey bilmiyorum
evrenin büyümesi gözlem ya da algı (algılayıcıya görelik) ya da görece hareketin niteliğini ,hareketin gözlemini vb. ifade ediyor olmalı

[pianola]

modern kozmolojiyi temel alırsak, evren "biryere" genişlemiyor, "evren" adını verdiğimiz olgu, zaten "mekan" kavramına imkan tanıyan genişleme olmaktan ibaret..

[spartacus]

spartacus´isimli üyeden Alıntı

Evren genişlemiyor. Önce evren, Dünya merkezli Güneş sisteminden ibaretti. Gözlem ufku biraz daha genişledi, Samanyolu oldu. Daha genişledi, galaksiler oldu... Dünya merkezli ve merkezli evren algısı, evrene bir sınır, don giydirme anlayışı insanın öznelliğinin çıkmazına dönüştü. Böyle olunca da evrenden ziyade, genişleyen insan ufku oldu, tersin geri evrene yamadı.

https://bilimvegelecek.com.tr/index....liyor-dedi-mi/

Ufkumuz genişliyor, uzayımız değil!
Eğer gözlenebilir çevrenimiz içindeki tüm gökcisimleri aynı doğrusal bağıntıya uyarsa, bu sonucun evrenin genişlediğine işaret ettiği yorumunu yapabiliriz. Sarmal kollu gökadalar o dönemde bilinen toplam türler içinde % 25 oranındadır. Hubble, Realm of the Nebulae adlı eşsiz kitabında ilgili okuyucuyu bir konuda sürekli uyarıyor: "Gözlemler, kırmızıya kaymanın gerçekten de devinimi temsil edip etmediğini iyice ortaya çıkarmadan önce herhangi bir kozmolojik yargıya varılmamalıdır… Bu arada, kırmızıya kaymalar, uygunluk açısından hız ölçekleriyle anlatılabilir. Kırmızıya kaymanın davranış biçimi hız kaymalarınkine benzemektedir. Dikkatli bir biçimde kurduğumuz tümcelerimizde ‘görünürdeki hız' kavramını kullanmalı ve genel kullanımı içinde ‘görünürdeki' sıfatını dikkate almasak da varlığını daima anımsamalıyız… Tanım gereği gözlenebilir evrenin tam ortasındayız. Yakın komşuluğumuzu oldukça iyi tanıyoruz. Uzaklıkların artmasıyla birlikte bilgimiz azalıyor, üstelik hızla azalıyor. En sonunda teleskoplarımızın sınırına erişiyoruz. O sınırda artık gölgeleri ölçmeye başlıyoruz. Burada ölçüm yanılgılarımızın yanı sıra bize ipucu olabilecek görüntüleri de araştırmaya başlıyoruz. Araştırmalarımız sürecek. Deneysel-gözlemsel kaynaklarımız tamamen tükenmedikçe düşsel spekülasyon alanına kaymamıza gerek yok."