Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Bilim > Fizik > Büyük Patlama Teorisi

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #81  
Alt 02-02-2020, 12:03
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Maddenin plazma hali hidrojene dönüşür.
..
Bu cümle yanlış.

Güneşi örnek verirsek oradaki kütle çekim ve basınçtan kaynaklanan durum( füzyon) hidrojenin iyonize olmasına ve serbest hale gelen parçacıkların durumu plazmayı olusturuyor.

Yani

Hidrojen plazmadan dönüşmüyor. Plazma hidrojenin basınctan ve kütle çekiminden sebep parçacıklarının serbest hale gelmiş durumu - formu oluyor.

Burada ortaya çıkan ısı ve ışıkta maddenin hidrojen şeklinden ısı ışık haline dönüşmesininde einstein in meşhur formulünün dogru oldugunu gösteriyor.

Hidrojen helyuma dönüşüyor ve ardında ısı ışık ve corba misali plazma.


Hidrojenin oluşumu ile alakalı kisiyi ikna edecek bir tek bilgi yok.
Sadece teoriler var.
Alıntı ile Cevapla
  #82  
Alt 02-02-2020, 19:44
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.668

Onur Üyeliği 

Standart

ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu cümle yanlış.

Güneşi örnek verirsek oradaki kütle çekim ve basınçtan kaynaklanan durum( füzyon) hidrojenin iyonize olmasına ve serbest hale gelen parçacıkların durumu plazmayı olusturuyor.

Yani

Hidrojen plazmadan dönüşmüyor. Plazma hidrojenin basınctan ve kütle çekiminden sebep parçacıklarının serbest hale gelmiş durumu - formu oluyor.

Burada ortaya çıkan ısı ve ışıkta maddenin hidrojen şeklinden ısı ışık haline dönüşmesininde einstein in meşhur formulünün dogru oldugunu gösteriyor.

Hidrojen helyuma dönüşüyor ve ardında ısı ışık ve corba misali plazma.


Hidrojenin oluşumu ile alakalı kisiyi ikna edecek bir tek bilgi yok.
Sadece teoriler var.
İşte öznellik bu oluyor ilahimasal.
Sen burada insan iradesini devreye sokup, seçici davranmış oluyorsun. yazımda paradokstan söz etmiştim, neresinden bakarsanız, orasını esas alıyorsunuz.

Sen insanın, mevcut elementleri, plazma haline dönüştürme yöntemini esas alıyorsun, yani devinimi, dönüşümü bir yönde esas almak. Peki şimdi, sana göre şu anda, evrende hidrojen dönüşmüyor, oluşmuyor mu?

Bunlar Big Bang esaslı, başlangıç esaslı teoriler için öznel olarak öne sürülen şartnameler. İşine gelen yerden bakmak.

PLAZMA maddenin hallerinden birisi, hidrojen ise element... uzamda, saf bir biçimden zaten söz etmiyoruz, etmekte anlamsız, aramakta gereksiz. Plazma derken bu mutlak ve saf biçimde, izole, ayrık, proton, elektron deryası demek değildir. Ortamda proton, elektron varsa, serbest biçimde olsalar dahi, an itibariyle bağlı biçimde olmaları da koşula göre değişken oranları barındırır. Serbest bir elektron, proton tarafından bağlanırsa bu hidrojen oluyor, bir elementin elektronları serbest olarak dağılır, ayrılırsa bu da plazma oluyor. Bu protonlar, elektronlar, tekrar bir araya gelemez, hidrojen oluşmaz diye bir kaide mi var? Siz neresinden bakarsanız orasını görüyorsunuz, ama hangisi daha bir bileşik hangisi daha ayrışık,ayrşırsa tekrar neye dönüşür bu baz alınır, alınmalı. yani birisi üst zemin bir form, diğeri daha alt zemin bir form...

Burada yanlış veya anormal görülecek bir durum yok.

başlangıç düşünceleriyle yapılan deneyler ve gözlemler, bu düşünceleri olumlamadı. protonun, elektronun öngörülen ömründen söz etmiştim, örneğin elektronun ömrü, -öngörüdür- big bang evreninden 5 milyar yıl kat daha uzun ömürlü, proton ise bunu ikiye katlıyor. Hidrojen proton, elektron bağı ise, o proton, elektron da daha alt bir form-yapı oluyor. Yani hidrojen bir form-yapı biçimi olarak maddeye değil, elemetler için temel konumunda.

An olarak evren dinamik, mutlak bir biçim, homejen bir yapı dayatımı geçerli bir yaklaşım değil.

Oturup böylesi bir konuyu, hidrojen esaslı düşünmek yanlış, ben plazma derken plazmayı, hidrojenle kıyas emiyorum, edilmez de, çünkü bunların zemini farklıdır.

Hidrojen maddesiz düşüneyiz, maddeyi hidrojensiz düşünebiliriz, farklı zeminler.

Milyar yıllarla değil, kentilyon yıllarla düşünmeye başlamak gerekir.

Hidrojen değil, MADDE olarak düşünmeli, o zaman yanlış ile doğru yaklaşım açısından taşlar daha bir yerine oturur.

Elementlerin oluşumu ve kaynağının yıldızlar olduğu konusu, 1950 lerde konuşuluyordu.

Dinamik, devinim, döngüsel...

Sabit ve bir yöne giden 1 ok gibi değil, 360 derecede dairesel ve homojen olmayan bir biçimde düşünmeli.

benim gördüğüm illa bir BAŞLANGIÇ sorunsalı yaşıyor olman ve bunuda lokalize ederek yapıyor olman.

Hidrojen bir yapıdır, formdur, plazmanın formu denemez çünkü plazma, daha alt bir yapıyı temsil ediyor. Kum ve çimento gibi, element ise harç gibi... Aralarında çin seddi yoktur ama bunalr aynı şeyler de değildir, bileşip, ayrışmalar, haliyle çok çeşitli farklı biçimlere dönüşür.

Evreni biçimlere göre düşünmek, artık mantıklı bir yol değil.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #83  
Alt 02-02-2020, 20:53
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İşte öznellik bu oluyor ilahimasal.
Sen burada insan iradesini devreye sokup, seçici davranmış oluyorsun. yazımda paradokstan söz etmiştim, neresinden bakarsanız, orasını esas alıyorsunuz.

Sen insanın, mevcut elementleri, plazma haline dönüştürme yöntemini esas alıyorsun, yani devinimi, dönüşümü bir yönde esas almak. Peki şimdi, sana göre şu anda, evrende hidrojen dönüşmüyor, oluşmuyor mu?
.
Hidrojenin neyden dönüştüğünü merak etmek öznel degil. Ben buna yargı koyarsam öznel olur spartaküs. Hic yargı koymadım hep merak ettim.

Hidrojenin maddenin GAZ hali oldugu
Maddenin Gaz halinden elektronlarının serbest kalacak ısıya ulaştıgı iyonlşmış hali ise plazma olduğu nesneldir. ( burada benim hiç bir dahlim yok) bilim bunu tespit etmiş.

Evet ben hidrojenin yani maddenin GAZ HALI olan hidrojenin neyden dönüştüğünü merak ediyorum. Bu demek oluyor ki hidrojen dönüşüp olusan ve dönüştüğü formdan başka bir hale degişip dönüşendir. (helyum vs.)

Sevgili spartaküs seninle ne atışıyorum nede tartışıyorum. Hatta merakımı sana soruyorum. Hidrojenle plazmayı kıyas etmiyorum. Olanı söylüyorum. Çünkü maddenin katı-sıvı- gaz ve plazma hali bu şekilde davranıyor. Nesnel

Ama sen yanlış bir cümle kuruncada huyum kurumasın işaret ediyorum.

Plazma gazın iyonlaşmış durumu ise hidrojende bir GAZ ise plazma kendisine hangi tabandan yol bulup plazma haline geçicek sevgili spartaküs


Bunların peşinde degilim. O hidrojenin peşindeyim. Bulursam bulurum. Belkide hiç cevabı YOK.

Dedigin gibi bir çember misali devinip dönüşüp başladıgı yere geliyor. Bir ilk (başlangıç -irade tanrı cart curt yok) Çokta peşine düşmemek gerekiyor gibi görünsede merak işte !

Madde ile alakalı hiç bir şüphem zaten yok. Hidrojen elementinide maddenin yerine koymadım. Yine soruyorum. Hidrojen elementinin neyden dònüştügüne dair bir bilgiye ulaşırsan bizimle paylaş.
Alıntı ile Cevapla
  #84  
Alt 03-02-2020, 00:31
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.668

Onur Üyeliği 

Standart

ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Hidrojenin neyden dönüştüğünü merak etmek öznel degil. Ben buna yargı koyarsam öznel olur spartaküs. Hic yargı koymadım hep merak ettim.
Sevgli İlahimasal
Plazmanın, hidrojenden dönüştüğü -tek yönlü- düşüncesi, öznel olan bu.
ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Hidrojenin maddenin GAZ hali oldugu
Maddenin Gaz halinden elektronlarının serbest kalacak ısıya ulaştıgı iyonlşmış hali ise plazma olduğu nesneldir. ( burada benim hiç bir dahlim yok) bilim bunu tespit etmiş.
Ah... Dönüşüm ifadesinden ne anlaşılıyor? En az 2 yönlü! İşte genel ifade de bir yönünü mutlak alırsak bu öznel oluyor. Bu elementin, plazmaya dönüşüyle ilgili kısım, bir de plazmanın elemente dönüşümü var! Burada seçiclik yapmak öznel oluyor. İnsan hali hazırda elementleri kullanıyor, dönüştürerek iş elde ediyor, elinde olan hidrojen ise, ihtiyaç duyduğu plazma ise tabi ki, elde olanı kullanacak!

Şöyle izah edeyim;

1 milyar A, 1 milyar da B olan bir ortam düşünelim. A'nın, B yi bağlama yetisi olsun. Birisine "+" diğerine "-" diyelim.

A ve B bunlar da birer ALT form, yapılar. Bu iki form bağlanırsa, bu da C oluyor olsun. İşte o C, hidrojen oluyor.

İnsan da plazma elde etmek isterse, C deki protondan, elektronu ayırmayı başarırsa elde etmiş oluyor. Sırf böyle yapıyoruz diye, sen böyle düşünüyorsun. Anlamadığın şu, proton ve elektron, ayrı, ayrı yapılardır. Hidrojen ise, bu yapıların BİLEŞİMİNDEN oluşuyor.

Şimdi neden plazmayı daha temel aldığım burada açık değil mi?

Birisi "su" ise, diğeri çimento, hidrojen ise harç formunda. Sen harçtan tekrar su ve çimentoyu ayrıştırmanın yolunu buldun diye, su ve çimentonun kaynağı harç olmuş olmuyor.

Evrendeki hidrojen oranı ifadesi, POTANSİYELDİR. %99 plazmadır, ama plazma potansiyel hidrojendir, o %99 içinde de bileşik hallerde bulunması zaten olağandır. Proton, eltronu bağlar... yani oradaki hidrojen potansiyeldir, çünkü maddenin etkleşim ve tepkimeleri, FORM-YAPILARI açığa çıkartıyor, bu kaçınılmaz, hem açığa çıkartıyor, yapım hem de tekrar çözündürüyor söküm! YAPI-SÖKÜM. Fakat bu doğrusal bir yolda ileremek gibi değil, anlık olarak iç-içe bir süreç. Verili an'da hem yapım hem de söküm birlikte.

tepkime konusuna geleyim, örnekle;

Şimdi, 1 milyar A, 1 milyar B bir ortamda bulunuyor olsun. Ayrıklar, ama bileşik de yapıyorlar.

Bu ortamda, sadece 1 A, 1 B ile birleşse dahi, ortam tepkimesi değişiyor. Çünkü ayrı, ayrı A ve B'lerin ilişkisi ile, bileşik A ve B yapısının yani C'nin, tüm diğerleriyle ilişkisi ve tepkimesi değişiyor.

Bu durumda ortamın evvel, iş yükü, 10 ise, bu aniden onlarca kat yükselebiliyor. Şöyle ki;

C(A+B), diğer A ve B'ler in ilişkisi yanına bir C ilişkisi daha, olağan-süregiden- durumdan, bu etki farkı, olağandışı, ZİNCİRLEME REAKSİYON bir duruma taşıyor. yani olağan biçimde atıyorum 1 günde 1 A+B bileşiği oluyorsa, 1 tane eklendiğinde, bu 1 gün, yarıma, yarım, çeyreğe düşüyor, C sayısı arttıkça, katlanarak, zincirleme rekasiyon ve değişim miktarı da artıyor.

1 C(A+B), erafına küresel bir etki bırakıyor, böylece etraftaki A ve B lerin, C ye dönüşümü, olaganüstü biçimde tetikleniyor. Katlanarak bir değişim söz konusu olur. 1 C, 10 A+B tetiklemesi, 10 tetiklenme, 100, 10.000, 100.000.000, 1.000.000.000.000.000.000 ............

Yani evrende sabit, mutlak bir yapı durumu söz konus değil, böylesine iç, içe geçmiş, daim bir çatışma, etkileşim durumu geçerli, dinamik. Anlık olarak dahi, maddi yapılar açısından, hiç bir biçimde sabit bir değere, şu ya da bunun sabit bir rakamına sahip değil.

Yani şu an evrendeki hidrojen sayısı anlık olarak değişiyor.

Biz bu etkimenin değişimlere yol açma durumuna diyoruz, bunun potansiyeline de enerji. Muazzam bir enerji açığa çıkıyor ve bu doğrusal değil. Enerji, verili enerji potansiyelinin de katlanmasına, katlanan enerji de, yine katlanmasına yol açıyor. Etkime ve tepkimeler, katlanarak... iç-içe...

Eğer A ve B lerin ortamı, yani aralarındaki mesafe uzak ise, düşük yoğunluklu oluyor. Manyetik etkisiyle yoğunlaşırsa, yüksek yoğunluklu hal alıyor. Yoğunluk arttıkça, birim ortama düşen madde miktarı da arttığı için, hem muazzam bir çekim ve etkleşim gücü hem de muazzam bir zincirleme reaksiyon, çatışma oluşuyor. Yoğunluk ne kadar fazla ise açığa çıkan iş, etki, enerji de, çekim gücü de o düzeyde fazla oluyor ve denge eşiği aşıldığında, ya da yoğunluk merkezi olagan etkişeimden fazla etkiye maruz kaldığında çöküyor, saçılım gerçekleşiyor. parçacıkalr açısından, hapislik, serbestlik farklı biçimler de rol oynuyor.

Bu A+B ler C yi meydana getirince, C lerin A ve B lerle ve diğer C lerle etkileşimi de, A+C+B, C+C, C+B gibi yapıların oluşumuna imkan veriyor. Her bir form-yapı değişimi, yeni ve değişken etkimelerin açığa çıkmasına yol açıyor, bu zincirleme olarak oluyor.

Yoğunluk merkezlerindeki reaksiyon ve muzzam etki, saçılımda, A ve B leri ve tüm diğer C leri ve diğerlerinin saçılımına dönüşüyor, saçılım düşük yoğunluklu ortamda, daha zayıf ilişkilere ve dönüşümlere yol açarak, oluşan formların korunumu, kalıcılığı durumu değişiyor. İlişkisel oran ve tepkimeler de ve tepkimelerin yayılımı, iletim alanı da değişiyor.

Ne zaman merkez ve çevre yoğunluğundaki tepkimeler, olaganüstü biçimde zincirleme reaksiyonlara dönüşür, oradan da açığa saçılım çıkar, bu saçılım, diğer taraftanda, merkez yoğunluğu dengelerken, madde kaybına da dönüşür. burada diyalektik bir ilişki vardır. salınım ilgili yapının, bir yandan ömrünü uzatırken, diğer yandan da tüketiyor, bu hem madden ama hemde çevre yoğunluğun etkisinin artımı bakımından. Çevre yoğunluk, atımlarla o kadar artar ki, merkez yoğunluğu, saçılım derecesinde negatif etken, duvar etkisi oluşturmaya da başlar, bu etki başlangıçta hesaba katılamayacak denli küçük olabilir, ancak süreçle durum değişir.

Salınım yapılamadığı anda güçlü saçılım gerçekleşirse, hem merkez yopunluktaki, hem de o çevrede ki C, C+C, C+B'ler tekrar dağılarak A ve B deryasına dönüşür. Bu ortam saf olarak ne salt A ne salt B ne de salt C değildir elbette, çünkü dinamik bir ilişki var, ancak genel, belirleyici ortam A ve B lerin hakimiyetine döner. Yine A ve B ler bağlaşmaya, yine yoğunluk merkezlerinin oluşmasına vs dönüşür. Devinimdir.

Bu devinim evrene içkindir. Bu devinimlerde her yerde aynı anda ve aynı biçimde, aynı yoğunlukta ve aynı yoğunluk, element oran-biçimlerinde değildir, yani evrene 1 saniye bile baktığında, o evren, 1 saniye önceki değildir, burada biz uzaysal düşünüyoruz ve evren ifademiz de, şahsa münhasır değil uzamsaldır.
Burada ne anlatığımı ifade ediyorum, şu ya da budur demiyorum, bu benim anladığımı ifade edebilmem için bir yol.
ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Evet ben hidrojenin yani maddenin GAZ HALI olan hidrojenin neyden dönüştüğünü merak ediyorum. Bu demek oluyor ki hidrojen dönüşüp olusan ve dönüştüğü formdan başka bir hale degişip dönüşendir. (helyum vs.)
Maddenin mutlak bir hali yoktur, hidrojen gaz halinde ise, bu gaz hali maddenin halidir, hidrojene özgü değildir. Hal ile, şu ya da bunun şahsındaki form-yapı çok farklı şeyler. Maddenin gaz, sıvı, katı, plazma halleri, form-yapılardan açığa çıkan daha üst zemindeki geniş form-yapılarla ilgilidir. Biz buna moleküler yapı diyelim.

Moleküler bir yapının davranışı ile, 1 ama sadece 1 elementin halini karıştırmamalı. Doğada gaz halinde, şurada sıvı halinde bulunur vb gibi ifadeler, içinde bulundukları ortam ve sahip oldukları(elbette çevre ve yoğunluk etkisi de önemli) etkleşimlere göre değişir.

Moleküler yoğunluk, yapı bunlar önemli etmenler.
Örneğin su sıvıdır, ama moleküler yapı düşük etkileşimde(örneğin elektron etkileşimi etkisinin değişimi), katı olarak yansır. Öyleyse su ne salt katı ne de salt sıvıdır denemez.
ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ama sen yanlış bir cümle kuruncada huyum kurumasın işaret ediyorum.

Plazma gazın iyonlaşmış durumu ise hidrojende bir GAZ ise plazma kendisine hangi tabandan yol bulup plazma haline geçicek sevgili spartaküs
Plazma şu ya da bu element değil. 1 Hidorjenden, 1 elektron ayrılırsa, o hidrojen olmaktan çıkar, eğer o ayrışan protonlar, elektronlar serbest dolaşım ortamına dahil olursa, o ortama plazma denir. 1 Elementten elektronlar, anlaşmalı gibi, tek tek ya da hep birden ayrıcalak diye bir kaimiz de yok.
ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bunların peşinde degilim. O hidrojenin peşindeyim. Bulursam bulurum. Belkide hiç cevabı YOK.
var, proton ve elektron ayrı yapılardır. Birlikte iken hidrojen oluşur, ayrışırlarsa hidrojen dağılır. Bu kadar basit.

Ama hali, hazır, Dünya ortamındaki maddelerin olası moleküler yapılarını esas-mutlak alırsan, sonra hali hazır hidrojenin, helyumun şu ya da bunun çeşitli işlemlerle plazmaya dönüştürülmesini esas alırsan, tabi ki öznelleşmiş olursun. O plazma, sonrasında ne oluyor?

Zaten hali hazır dönüşmüş bir form-yapıyı geri dönüşüme tabi tutmuş oluyorsun.

Plazmayı neden baz alıyoruz? açık, çünkü hidrojen, 1 proton+1 elektron, ama plazma ise ayrı, ayrı proton ve elektron deryası. İkisi form-yapı olarak farklı zeminler, plazma halindeki madde, herhangi bir element olarak münhasırlaşmıyor.
Şu ya da bu elementin mutlak ve izole bir miladından söz edilemez, ama herhangi bir formun, kendi şahsına münhasır miladından söz edilebilir. Çok daha komplike yapılar için belki söz edilebilir, ancak onlarda lokaldir, yani uzam-uzay açısından mutlak bir miladdan söz edilemez, edilse bile -oldu da edildi-, başka hiç bir yerde gerçekleşemeyeği, tek ve benzersiz olacağı düşünülemez..

Sonsuz uzam, sonsuz hareket, sonsuz etkleşim, anlaşılır halde, sonsuz zamanda, olasılıklar...
ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Hidrojen elementinin neyden dònüştügüne dair bir bilgiye ulaşırsan bizimle paylaş.
Zaten defalardır bunu anlattım, yine anlattım. P(roton)+E(lektron) = hidrojen.
Biz burada hidrojeni değil artık elektronun, protonun yapıtaşlarını(FORM-YAPI OLARAK!) düşünme noktasındayız. Ama bu evren açısından, başlangıç gibi özel mefhumları, genele dayamak gibi hatalarla ilgili, kimya ile ilgili bir konu! Plazma hidrojene göre daha geniş bir ifade evren ise çok daha geniş bir ifade...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #85  
Alt 03-02-2020, 14:28
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

İnsan da plazma elde etmek isterse, C deki protondan, elektronu ayırmayı başarırsa elde etmiş oluyor. Sırf böyle yapıyoruz diye, sen böyle düşünüyorsun. Anlamadığın şu, proton ve elektron, ayrı, ayrı yapılardır. Hidrojen ise, bu yapıların BİLEŞİMİNDEN oluşuyor.
Sevgili spartaküs bunda anlaşılmayacak bir şey yok ki , aksine herkes atomu ve atomun yapısında olan proton -nötron- elektronları ve son olarakta kuarkları biliyor.

Varsayıma--- >(big bang) göre ,
enerjiden--> quark ve sonra tek
elektron oluştu
bunun karşıtı protn oluşarak denge sağlandıgı
oluşan elektron ve ters elektronların birlesmesi ile atomların oluştugu varsayılıyor.

Varlık temelinde elektron ve ters elektron=proton olduğu ve sonra oluşan nötronlarla, atomların
geliştiği ve moleküllerle varlıkların oluştuğunu ----- > big bang varsayımına göre söylüyorlar.

Hadi big bang varsayımını bir kenara koyalım. Maddenin bilinen en küçük parcacıklarının ve kuarkların en basit element olan hidrojeni bu şekilde oluştuğunuda bir kenara atalım .

Bu kuarklar ortada bilinen başka bir materyal yokken hidrojen atomunu nasıl oluşturdu? Plazma hali ile mi ? E zaten plazma olması için maddenin gaz hali lazım.

Hidrojenin ardından olanlar zaten biliniyor. Bunları konuşmaya hiç gerek yok.


Maddenin.

Katı
Sıvı
Gaz halleri ve en nihayetinde gaz tabanı olustuktan sonra plazma haline geçmesi plazmadan sonra kuarkları ve elektron proton dengesini sağlayıp TEKRARDAN Elementlerimi oluşturuyor?

Bilinen evrenin büyük bölümü plazma ve güneste plazma günese bakıp her şeyi güneş ve benzerleri mi olusturuyor diyelim!!
Alıntı ile Cevapla
  #86  
Alt 03-02-2020, 20:30
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.668

Onur Üyeliği 

Standart

ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu kuarklar ortada bilinen başka bir materyal yokken hidrojen atomunu nasıl oluşturdu? Plazma hali ile mi ? E zaten plazma olması için maddenin gaz hali lazım.
İlahimasal, hal davranışa göre verilen bir isim. Tümü de maddenin(daha doğrusu büyük yapıların, örn:moleküler yapı) davranışına göre tanımlanıyor.

Bilinen başka bir materyal diyorsun, materyal ile yapıyı karıştıryorsun. Materyal, maddedir.
Hidrojen bir form-yapıdır, daha alt yapılardan oluşur.

Plazma ise sıvı olarak ifade edilir, çünkü organize, güçlü manyetik akıma(akış) sahiptir. Akıcı özellik, dolayısıyla davranış kazandırır, bu davranış yapı bütünlüğü özelliği gösteriyorsa, sıvı olarak ifade edilir. Moleküler yapı olarak, organize-bütün hareketten uzak bir biçimde hareketli ise, o zaman ilgili yapı gaz olarak ifade edilir. Yoğunluk vb ise zaten yapıyla ilgili ifadelerdir.

Duran insan, koşan insan, yürüyen insan ... Buradaki, durmak, koşmak, yürümek, o formun, verili koşuldaki davranışına(fiil, eylem) dair haldir.

Ben plazma derken, HAL olarak söz etmiyorum, o haldeki alt-yapıların(proton, elektron vb) serbest durumunu dile getirebilmek için söz ediyorum. Zaten hal dediğimizi beliryen de, özünde muhtevanın durumu, yapısı..

Koşan insan söylemindeki hal neye bağlıdır? İnsanın hareketine. Plazma, küçük yapılar deryası. Bir hidrojen, bir helyum ise, daha üst seviyede formdurlar. Tuğla, çimento ile bir bina arasındaki fark gibi. Plazma dersem, sen SERBEST DOLAŞIMLI proton, elektron deryası, yani hidrojenin de alt-yapısı anlamalısın. Orada verdiğim örnek gibi.

P, E deryası, plazma. P+E bileşim=C. C+E, C+C, C+C+C, C+E+N+P+E başka yapılar. (helyum, azot vs)

Buradan sonrası genel.
--------------------------------------------------------------------------------
Plazma deryası dediğimiz, küçük yapıların, daha büyük(örneğin hidrojen) yapılar oluşturmadığı ya da büyük yapıların hakim-bütünü belirleyici role henüz sahip olmadığı ortamdır.

Plazma yoğunlaşmasında, madde yoğunlaşması, birikimi, sonsuzdur. Tabi buradaki "sonsuz" ifadesi, davranış olarak. süreğen çekim, itim... böylece eşikler de söz konusu. sıkışma eşiğine geldiğinde, bir yandan madde birikirken, diğer yandan da merkez basınçla saçılır. O merkez basınç altında şu ya da bu elementin oluşabileceği ortam yok iken, saçılımın düşük yoğunluğu, buna uygun ortamı doğrurur. İşte orada parçacıkların bağlanarak, daha büyük yapılar oluşturması = iş olarak sonuçlanır, çünkü etkileşim ve etkiyebilme ortamı değişmiştir.

Hidrojen dönüşümü mantıken daha fazla olacaktır, çünkü o basit elementtir. Zaten merkez çekirdekten salınan parçacıkalr, bir aralıktaiken, hala basınç altındadır ve 1P+1E yi mümkün kılacak sınırlar içerir. İstinalar ise henüz belirleyicilik arzetmez. Daha az yoğunluk, basınç, bağ yapılarında çeşitlenmesi ortamı doğar. yani burada koşul ifadesi anlam kazanır, sbepleri de görüldüğü gibi yine yapı ve tepkimelerle ilgili.

Zincirlenmiş ama birbirine koşarak sarılmak isteyen 3 insanı düşün. Bir de serbest haldeki. İşte o element oluşumlarının da, yoğunluk etmeniyle de ilgili ortam-koşulları var.

Bir plazma çekirdeğinin yakıtını tükettiğinde patladığı ifade edilir. Bu ifade izah içindir ve aslında yanlıştır. Süreç ise, çekirdeğin artık dengeyi sağlayacak kadar salınım yapamadığı anda yaşanan çökmedir. Salınım(enerji, potansiyel iş salınımı) olmazsa, dengelenebilir basınç bir eşiğe varır. Burada da diyalektik birilişki söz konusu. merkez bir yandan çekerken, diğer yandan da basınç yüküyle salınım-itme- yapar. Çeker, iter, itilenler, salınıma kabuk oluşturdukça, basınç artar, basınç artınca daha güçlü salınım olur, daha güçlü salınım, çevre de daha fazla madde miktarı olur, daha fazla miktarı merkezde daha fazla madde miktarına karşı çekim, basınç (doğrusu tepkime, izajı çekirdek tepkimesi) birikime yol açar, salınım daha güçlü olur. Bu böyle diyalektik ve katlanan bir süreç. Ne zaman ki, salınım yapamaz, salınımlar da böylece daha üst form yapılara dönüşemez hale gelir, çökme yaşanır, ve, bom, big bang... Form-yapılar nezdinde ve tabi ki evrene dair yaratım kurguları olmadan...

Sonra derler ki, evren birgün bu yakıtını tüketecek... O iş öyle değil işte. Evren sıcak, soğuk hallerde de evren.

Kurguda, yok olmuş(!), tamamen tükenmiş dense dahi bu tükenme olmuyor. Madde dinamiktir. Milyarlarca yıl sıcak ->soğuyan, miyarlarca yıl da soğuk ->ısınan... Her iki durum da da evren.

yani evren yok olmuyor, bunlar ancak evreler olarak görülebilir... Ney'in evreleri? Evrenin. Kısaca yine evrene içkin, dair evreler. lakin bu evreler aynı anda birliktedirler de(bütünün diyalektiği)

O halde evreler, evereni dışlamaz, aksine evrence içerilir. O halde bir şeyin evreleri, o şeyi belirlemez, aksine evreler, o şey tarafından belirlenir. Evren mutlak sıcak evren, mutlak soğuk evren evresi içermez, daha bütünlüklü bir yaklaşımla, ikisini de aynı anda, şu ya da bu noktalarda sıcak-soğuyan, şu ya da bu nokta da soğuk->ısınan olarak birlikte barındırır.

Milyarlarca yıl, soğuk, katı görünen bir madde, milyarlarca yılda ısınıyordur. Bizim sıcak, soğuk dediğimiz, yapıyla ilgili açığa çıkan etkileşimler. (elektron etkimesi, tekimeleri buradan hareketli bir ilişki diyebiliriz)

Soğuk bir evren dendiğinde, madde hareketsiz değildir, yine çekim, yoğunlaşma süregider. Burada değerler, virgülden sonra onlarca sıfır olabilir. Öreğin, 0,00000000000000000000000002 brim olabilir, bu değer uzam da muazzam ve katlanarak fark oluşturur. Bu sıcak dense de, soğuk dense de böyledir.

Gözlemlerimizle de, evrenin homojen olmadığını görüyoruz. Yani ne tam soğuk, ne tam sıcak ne de sırf şu biçimde, evrede denemez! İşte önemli nokta burasıdır. Demek ki, bu evreler de, lokalize olarak, uzayda, rastantısal olarak, olasılık olarak bulunabilir.

Bir nokta soğuk evreden, milyarlarca yıllık birikimle, sıcak evreye, bir nokta da milyarlarca yıllık sıcak evreden soğuk evreye geçiyordur.

İnsan öznelciliği, herhangi bir şeyi baz, referans aldığı için, süreçleri lineerleştirir.
örneğin bir dağın bir yüzü yaz, diğer yüzü kış yaşıyorsa, insan ancak bulunduğu tarafıyla karar kılmak durumunda kalır, çünkü nerede bulunuyorsa, insan için oradaki ortam bağlayıcı olur.

İnsan gecedeiken o an dünayı karanlık olarak kavrar, ama öte tarafı aydınlıktır. İnsan öznelcilikten çıkıp, açısını genişletirse, dünya aynı anda hem karanlık, hem de aydınlıktır, diyalektik mantık budur ve formel mantıktan çok daha geniş bir açıyı ve üst bir düzeyi temsil eder.

Bu bakışa, bu kavrayışasahip olmayan kişi, bilim insanı da olsa, içinde olduğu ortama ve kendi durumuna göre yargı oluşturduğunda elbette bazı sonuçlara varacaktır. Bu sonuçalr bilimsel olduğu gibi bilimsel olarak ispatlıda olacaktır. Buraya kadar sorun yok, sorun, kendi referansları ve ortamını baz alıp bunu genellediğinde yaşanır.

Örneğin Türkiye de birisi saat 02:00 da güneşin görünmediğini ispatlayabilir, bu bilimseldir, gökte güneş yoktur, böylece karanlık olduğunu da söyleyebilir, bu da doğrudur, ama bu kişi, tüm dünyanın, evrenin o saatte karanlık olduğunu baz alıp teoriler üretirse, bu safsata halini alır.

Günümüzde dinlerin etkisiyle de bu yöntem AYET gibi kullanılmakta ve insanlarımız da kendi ortamı ve baz aldığı lokal, iğne ucu dar açısında referanslar edindiği için, aksi bir durumu görememekte, düşünememekte ve balıklama atlamaktadır.

Web ortamı böylesi kirlerle doludur, o kadar bariz ahmaklıklar yapılıyor ki, bunu yapanların prof, fizikçi olduklarını görmek daha büyük bir garabet oluşturuyor. Garabet mantığını o düzeye çekebiliyorlar ki, lokal ilişkileri genelleyip, evreni bile gerçeklik, varlık dışı ilan ediyor, masabaşında yarım mantığıyla kurgulayıp yukarıda örnek verdiğim özel durumlardan, genel sonuç safsatalarıyla yargılar oluşturup, buna da bilim diyorlar. Yetmiyor ahmakça ürettikleri yargılardan, paradoks üretip, bir de herhangi bir gazete habercisi edası-diliyle, ince edebiyalarla, bunun, neden böyle olduğunu bilmiyoruz diyorlar, oysa ürettiği yargı bir garabet, bilgi ile ölçülebilir mahiyeti veya yanlış sorulara sağlıklı biçimde verilebilecek bir cevap yok.

Bir de, bazı bilim politikaları, popüler bilim kurbanları, sırf kitleler bilimi sevsin veya bazı kurumların, sırf müşteri kazanmak(televole) için, bilimi eğip, bükme girişimleri(ki bilimdışı bir tutum, ama sistem kapitalizm. kimine ödenek, kimine de milyarların cehaletini sömürmek, para lazım), görememekten dolayı da, garabet, kir üretiliyor.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (03-02-2020 Saat 21:17 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #87  
Alt 03-02-2020, 22:55
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

Spartaküs

Benim şu alttaki söylediğimden

Bu kuarklar ortada bilinen başka bir materyal yokken hidrojen atomunu nasıl oluşturdu? Plazma hali ile mi ? E zaten plazma olması için maddenin gaz hali lazım.

Sen şu alttaki yazdıgını nasıl çıkartın ?


Bilinen başka bir materyal diyorsun, materyal ile yapıyı karıştıryorsun. Materyal, maddedir.
Hidrojen bir form-yapıdır, daha alt yapılardan oluşur.



Soru açık ve net

kuarklardan daha alt yapıda bilinen bir materyal( madde) parcacık var mı ?
Varsa VAR yoksa YOK denir.



Ben bu soruyu neden sordum?

Sen demiştin ki ;

Maddenin plazma hali hidrojene dönüşür.

Bende bu cümle YANLIŞ dedim
Çünkü elektronu ve protonundan ayrışan dağılan , plazma halinde elementten söz edilemez dedim

Bundan daha öncesinde de VERI yok demiştin.


Daha sonrada diyorsun ki ;

Plazma şu ya da bu element değil. 1 Hidorjenden, 1 elektron ayrılırsa, o hidrojen olmaktan çıkar


Karar ver spartaküs

-Maddenin plazma hali hidrojene dönüşür. Mü
-Maddenin plazma halinde hidrojen olmaktan çıkar MI



Ben tekrar soruma dönüyorum
Kuarktan daha küçük-alt bilinen madde ( materyal) parcacıgı var mı?

Hatta bu kuarklar insan eli ile tokuşturulup bildigin mudahale ile ÜRETILIRKEN bunlara parçacık diyebilirmiyiz?

Kuarklar , proton paketlerinin ışık hızına yakın bir hızda hızlandırılıp , diger protonlarlarla carpıştırılıp dogal olmayan bir yolla bildigin üretilip saptanıyor.

Maddenin plazma halinde
Atom ,elektron ve protonlarına kadar ayrışırken , elektron alış verişi yaparken protonlarıda parcalanıp kuarklar oluşuyor mu ?

Standart modele gerimi dönücez!!! Enerji --------> kuark ----> atom-----element ve bilinen her sey ?!??!!!

Hidrojenin element olduğunu herkes biliyor spartaküs


Ben kuark deneni sordum

Bu altta dediğinden hiç ama hiç bahsetmedim LUTFEN.

SPARTAKUS DIYOR KI ;
Bilinen başka bir materyal diyorsun, materyal ile yapıyı karıştıryorsun. Materyal, maddedir.
Hidrojen bir form-yapıdır, daha alt yapılardan oluşur
Alıntı ile Cevapla
  #88  
Alt 04-02-2020, 03:08
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.668

Onur Üyeliği 

Standart

ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Spartaküs

Benim şu alttaki söylediğimden

Bu kuarklar ortada bilinen başka bir materyal yokken hidrojen atomunu nasıl oluşturdu? Plazma hali ile mi ? E zaten plazma olması için maddenin gaz hali lazım.
Lazım değil! Bu ifaden tamamen yanlış.Bak cevap verdiğin yazıda zaten dile getirdim, davranıştan söz ediyorsun, soruların ise MEMBA esaslı. Bir apartmanı düşün, kuark temeldeki, atom bodrumdaki, plazma 1. katdaki, hidrojen ise 2. katdaki -zemindeki- konu.. Anlamamak için direnç gösterirken, daha nasıl izah edeceğim bilmiyorum.

Yapılar, yapı-söküm tekniğiyle daha kolay kavranır. 2 oksijen atomu birleşirse, ozon oluşur, oksijen ile ozon farklı özellikler yansıtır.
Kömürde karbon bileşimidir, elmas da, ama aynı dizlimlere sahip değildir.
benzin de, yağ'da karbon bileşikleridir, ama aynı özellikte değillerdir.

Tuğla ile bir gökdelen de yaparsın, bir müstakil ev de...

İkincisi bu kuarklar, hidrojen atomonu nasıl oluşturdu sorusu da, kuark konu edilince yine doğru olmuyor, üzerinden atlama, zıplama gibi çok üst formlara geçilmiş oluyor.

Bir yapıcık, diğer yapıcıkla birleşirse başka yapıcık açığa çıkıyor, bu başka yapıcık da, diğer yapıcıklarla birleşirse başka........ A bir yapıcık, B başka bir yapıcık, A yapıcık gitti, 2 B yapıcığı ile bağ kurdu, oldu ABB... ama heyhat, bir diğer B yapıcığı da gitti, 1 adet A, 1 adet B yapıcığıyla bağ kurdu, o da oldu BAB, sonra ABB yapıcığı, AB yapıcığıylailişki kurunca, ABB+AB yapıcığı hasıl oldu, heyhat o kadarla kalmadı, ortada bir dolu AB, ABB, ABA, ABB+AB, BAB+A, AAB, AAB+B, bir dolu kombinasyon gerçekleşti....

Hidrojen oluşabilir mi? Bunu sordun, nasıl sorusunun cevabı basit, verildi, ama anlamamakta ısrar ediyorsun, ki nereden geldik kuarklara?
ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Soru açık ve net

kuarklardan daha alt yapıda bilinen bir materyal( madde) parcacık var mı ?
Varsa VAR yoksa YOK denir.
VAR, VEYA yok, konu açısından zerre bağlayıcı değil. Evrenden söz açılmış. Ve sen kuark değil, hidrojen diye soruyordun ve kimya üzerine.
ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben bu soruyu neden sordum?

Sen demiştin ki ;

Maddenin plazma hali hidrojene dönüşür.

Bende bu cümle YANLIŞ dedim
Çünkü elektronu ve protonundan ayrışan dağılan ,
plazma halinde elementten söz edilemez dedim
Daha o yazılarımda, Plazmaya şu ve bu element gözüyle bakma-mamız gerektiğinden söz ediyorum. Bu ifaden de yanlış, yanlış ifadene dayanıp, yanlış diyorsun. Sebep olarak da yine yanlış ifadeni kaynak gösteriyorsun. plazmaya element denmemesi ayrı bir şeydir, ki demek yanlış, plazmanın, hidrojen için(plazmaya göre daha bir münhasır, minik ama üst-yapı) potansiyeldir denmesi ayrı. plazma element değil, elementlerin yapı taşları(proton, elektron, nötron) açısından bir çorba.

Hidrojenin oluşması için daha alt bir element olmak gibi bir zaruriyet yok, yanlış olan bu değil, senin böyle birzaruriyet gerektiğini sanman.
Önceki 2 yazımdaki ifadelerimi doğru anlamıyorsun.
ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bundan daha öncesinde de VERI yok demiştin. [/COLOR]
Ne için veri yok dedim? Konu hidrojen olursa, proton, elektrondan ve membadan(plazma)daha alt bir zemine gerek yok.
ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Plazma şu ya da bu element değil. 1 Hidorjenden, 1 elektron ayrılırsa, o hidrojen olmaktan çıkar
İlahimasal, doğru demişim. Bu da dönüşümün diğer yönü, 1 poroton 1 elektron bağlaşık yaparsa hidrojen yapısı, ayrışırsa o yapı, element kalmaz-haydan geldi, haya gitti. Yapı-kurum, yapı-söküm. gayet basit izah etmişim. Proton ve elektronun serbest dolaşımlı halde bulunduğu çorbaya da(element değil, çorba!), plazma deniyor.
ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

Karar ver spartaküs
-Maddenin plazma hali hidrojene dönüşür. Mü
-Maddenin plazma halinde hidrojen olmaktan çıkar MI
Dönüşen hal değil, element baz alınınca, oradaki plazma ifadesi, proton, elektron çorbası, memba olarak kullanılıyor. Hidrojen için ise proton+elektron bağlı yapısı gerekir... proton, elektronun serbest dolaşımlı olduğu biçim mümkün mü peki? Evet, işte o çorbaya plazma diyoruz. Bu mümkünse demek ki hidrojenden daha temel zeminler var.
ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben tekrar soruma dönüyorum
Kuarktan daha küçük-alt bilinen madde ( materyal) parcacıgı var mı?
Bunu ne zaman sormuştun? Hidrojeni bitirdik, tamam mıyız? Yoksa hala, plazma için, gaz olmalı gibi memba konusuna, davranış hallerimi dayatacaksın?

Diyelim ki bilinmiyor, ama olmalı, durum bunu gösteriyor-, nereye varacaksın? Sorun şu, bu sorularının hiçbirisi, konuştuğumuz konu ve nokta açısından bağlayıcı değil. Kimya açısından dersen evet, önceki yazılarımda zaten belirttim, kimya konuşalım. Ama buradan yine, özelden, genele safsatası çıkacaksa, boşa yorulmayalım.

Şunu dedin, bunu dedin bunlar aşılmalı, BENDEN ALINTI YAP, onu yorumla, ben de neyi nasıl anladığını veya yanlış isem nerede yanlış yaptığımı göreyim, ama mümkünse kelimeleri, cümle anlamından yalıtmadan.
ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Hatta bu kuarklar insan eli ile tokuşturulup bildigin mudahale ile ÜRETILIRKEN bunlara parçacık diyebilirmiyiz?
Diyebilirsin, nasıl ki 1 Tuğla, kendi özgülünde yapı olarak baz alındığında, bileşimindeki her bir toprak parçası, parçacık, bir bina esas alındığında, o her bir tuğla da parçacık oluryorsa. 1 kum tanesi esas alındığında, o kum tanesindeki her bir element parçacık, o her bir element baz alındığında, her bir proton parçacık, her bir proton baz alıdnığında her bir kuark parçacıktır.

ÜRETMEK mi? Neyse...
Bir çok konuda dile getirdim, MADDEYİ tanımladığını sandığın an yanılırsın. Bu konuda da açıkladım, tanımlar FORM-YAPIYA nazardır.

madde açısından,
Antik çağdaki mantık->doğru
Modern çağdaki mantık-> yanlış.
Modern çağdaki yaklaşım, maddeyi, illa bir kalıba sokma eğilimiyle, zaten baştan yanlış yapmış oldu.
Madde atomu olması gereken bir yapı değildir, bunlar mantık hataları, bunlar Ortaçağ idealizmi etkisi, o kilise merkezli kütüphanecilikle, her bir şeyi bir kalıpla kategorilendirme hastalığından kalan bir miras.
Element yapısı= madde yapıldı, sonra bunun yanlışlığı ortaya çıktı bu seferde tam bir ahmaklıkla, kütlesi olma şartı koydu. halbuki, kütle demek madde miktarı demek, madde nedir="madde miktarı olan şeylerdir" gibi totolojik, saçma-sapan sonuçlara varıldı..

Maddyi tanımladığımızı sandığımız an, o maddenin tanımı değildir. Madde, ancak yapı-taşı temelinde ifade edilebilir, ama münhasır olarak tanımlanamaz... Çünkü her tanım, bir form-yapı, biçim gerektirir, her tanım bir sınır gerektirir, bunlara da ancak form-yapılar uygun düşer. Madde ise yapıların, biçimlerin kendisi değil, malzemesi, yapı-taşı olarak kullanılan bir ifadedir ve yapılar açısından, hangi yapıya nazaran değerlendiryorsanız, ona göre malzeme denebilir, burada bir beis yok. parçalamak, spesifik detayda, en dar alanda olan biteni, saltıklaştırıp, genele dair genellemek, yargı oluşturmak, indirgemek anlayışı, yargı bağlamında safsatadır, ama spesifik detayları öğrenme, diğer yapılarla ve ayrıca bütünle olan ilişkisini açığa çıkartmak çalışması, kimya ise bilimdir.
ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Hidrojenin element olduğunu herkes biliyor spartaküs
Kim element değildir dedi ki?

Yazılarımın seninle ilgili olan kısımlarını bir kez daha, ama anlamak için oku.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #89  
Alt 04-02-2020, 04:40
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

Evrenin bir başlangıcı olmasaydı, evrendeki hidrojenin tümüyle yanarak helyuma dönüşmüş olması gerekirdi


Neva bu cümleden kast ettikleri senin dedigingibi kütle çekim ve basınç dengesindenmi bahsediyorlar bilmiyorum

Benim bu cümleden anladıgım değişim- dönüsüm. Gayette tutarlı bir cümle.

Evet hidrojen hep olsaydı tükenmiş olurdu.
Maddenin bu özelligi maddenin kendi varlıgının hep var oldugu durumuna karşı bir söz degil.
Bilinen ise hidroJEN nin diger madde şekillerini doğuran olması.
Bu dogurgandan oluşan doğurganların neler doğurdugu biliniyor ama hidrojeni neyin dogurdugu bilinmeyince

Hikayeler masallar üfürmeler -----> big bang tanrı vs başlıyor.

Renkli kısımdaki sözü söyleyenlerin kütle cekim ve basınç dengesinin statik yada değişip değişmeyecegini bilmediklerini sanmam. Çokda iyi bilyorlardır.
Bilip bilmediklerini acikcasi bilemem. Sana tutarli gelmesini anlayabilirim ancak.

Ama kisisel gorusum tutarli degil. Cunku alintiladigin cumle kabaca sunu soylemekte.

Evrenin bir baslangici olmasaydi, evrendeki tum ametaller yanar ve agir gazlar topuna donerdi.(topu dedim cunku gunesle iliskilendirip sordun.) Ametaller hep olsaydi, tukenmis olurdu. Yazan arkadas parantez icinde belirtmis matematik ustunden, gorunuse gore kendi oznel yorumu.

Cunku bahsettiginin biri ametal yani hafif element digeri ise asal gaz!?

Ilaveten bahsedile denge, saykila iliskindir. Yani bir statiklik degil soz konusu olan.Ismi oyle sadece. Aksine dinamik.

Neden tutarli degil yazayim.

-Ametallerin evrende tukenecegi nasil saptandi?
-Genel olarak evrendeki unsurlara iliskin, herbirinde icerik oranlari sabit degildir? Bu sabite nasil ulasildi?

Big bang'i savunan insanlar icin tutarli olabilir ayri konu.



Einstein demissin ancak onun evreni izotropiktir. Fiziksel acidan evrenin tamami maddedir yani. Dolayisiyla yonsuzdur ve bu yuzden bir baslangic soz konusu olmaz.
Alıntı ile Cevapla
  #90  
Alt 04-02-2020, 09:31
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

Spartaküs

Sürekli "yanlıs anlıyorsun " beni anlamıyorsun" " yanlış ifade ediyorsun diyorsun"

Bence sen yanlış şeyler söylüyorsun ve fark edincede düzeltmek için başka bir yol seciyorsun.

Bu kadar basit bir konuda ANLAŞILMAYACAK bir şey YOK. çokda basit . Bu kadarda büyütme bence

Altı atom üstü element bileşikler vs



Sana hidrojenle alakalı soru sorduğumda
VERI YOK DEDIN.

daha sonra "
Maddenin plazma hali hidrojene dönüşür"
Dedin ... ne sebepten dedin?

Daha sonra
" Plazma deryası dediğimiz, küçük yapıların, daha büyük(örneğin hidrojen) yapılar oluşturmadığı ya da büyük yapıların hakim-bütünü belirleyici role henüz sahip olmadığı ortamdır."
Dedin ... ne sebepten sormuyorum ama dedin.


Daha ilk sözlerinde öznellikten sebep en az 2 yönlü dediğin yeri hatırla
Senin bu yaptıgın öznellik değilde ne ?




Bunu diyip
Maddenin plazma hali hidrojene dönüşür"

Sonrada bunu diyorsun!!!!

" Dönüşen hal değil , element baz alınınca, oradaki plazma ifadesi, proton, elektron çorbası"

Dogada Evrende hidrojen bolca var ve yanıyor ( madde YOK OLUYOR demiyorum)
Dönüşüyor. Elektronunu protununu serbest kalıyor - çorba oluyor oluyorda oluyor.

Bu hidrojen maddenin gaz halindeki proton ve elektron sayısı belli olan GAZ yana yana miktarıda belli ( sonsuz diyen delilinide ortaya koyar) oldugu için biticek (madde yok oluyor demiyorum) atıyorum 10000000 milyar yıl sonra biticek.

Ha bitmeyecek dönüşüm tekrardan hidrojen oluşturacak ise nasıl?
Evrende HIDROJEN OLUŞUMUNA DAIR bilinen var mı ?

Hidrojenin SONRASINDA olanla degil. Hidrojenin oluşması için gerekli olan taban ne onu soruyorum.

Sen
" veri yok" dedin
" maddenin plazma hali hidrojene dönüşür"dedin
" Plazma deryası dediğimiz, küçük yapıların, daha büyük(örneğin hidrojen) yapılar oluşturmadığı" dedin

Halada " beni anlamıyorsun , yanlış ifadene dayanıp yanlıs konuşuyorsun" diyorsun.

Şu sana ait 3 cümleyi anlayan varsa !!
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
big bang, evren’in başlangıcı, hiç yoktan bir evren, hiçlik, kozmoloji

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 20:49 .