Tanrı yerine koyun kendinizi...
Evet yanlış duymadınız. Tanrısınız herşeyi biliyorsunuz, hesaplayabiliyorsunuz.. Güçlüsünüz, zenginsiniz.. Ama sahip olmadığınız bir şey var, sizin onları sevebileceğiniz ve onların da sizi sevebileceği birileri, bir "sevgi" ortamı. Dostlarınızı sevmek, onlar tarafından sevilmek istiyorsunuz, ve bu yalan bir sevgi de olmamalı. Sizin gücünüzden korkup sevmemeliler, yada sizin zenginliğinize bakıp.. Dostlarınıza vermek ve bu büyük gücünüzü onların hizmetine vermek istiyorsunuz. Ne isterlerse onlara vereceksiniz, tek bir şey karşılığında. Sevgi. Yalansız, iddaasız, yalın bir sevgi. Bu birileri kendi duygu ve düşünceleri olarak sizi sevmeli. Siz onları zorlamamalısınız. Bir robot gibi değil bir kişiliği olan birileri olmalı ve kendi özgür iradeleri olmalı.
Yaratma gücünüz var. İnsanoğlunu yaratmaya karar verdiniz ve onları cennet diyeceğiniz çok rahat, sanki hani 7 yıldızlı bir süper ikamet yerinde de ikamet ettireceksiniz..
Yarattığınız insan çok yönlü, siz Tanrı olarak yaratmış olsanız da O nu yani insanı çok yönlü yarattınız. İsteseniz o nu yönsüz ve tekdüze yaratabilirdiniz, kararları sabit istekleri sabit ama o zaman insan yönlendirilmiş olacaktı. Siz onu özgür bıraktınız. Her insan kendi beyninin, dnasının, ve programlanma çeşitliliğinin içinde kendi kararlarını analiz edip sonuçlar çıkarma ve kendine ait bir kişilik geliştirme yeteneğine sahip.
Hiç bir insan hiç bir insana benzemeyecek derecede çeşitlilik..
Ama içlerinde kötü olanlar var, bu onların kendi öz kişiliklerinden kaynaklanıyor, kötü, tatminsiz, sevgi bir şekilde yerleşmemiş,
Şimdi kumu elekten geçirmek gibi bunları elemek gerekir, çünkü onlara bilgi yi vermeden evvel, cenneti vermeden evvel elemelisiniz. Çünkü yarattığınız o yerin kirlenmesini istemiyorsunuz, istiyorsunuz ki hem oradaki insanların kendi aralarında, hem de onlarla sizin aranızda sevgiye dayalı çıkarcılık oluşturmayacak güzel bir bağ olsun.
Ama diyelim ki orada biri veya birileri kıskançlık yapar, kötü sözler söyler, iktidar/yönetme gibi heva peşine düşer, kavgalar çıkarır... vs. gibi kötü işler yaparsa o takdirde o çok güzel yarattığınız mekan yaşanmaz bir hal alır.
O yüzden yarattığınız her insan çeşitli olması ile beraber "kötü" de olabilir, "kötü" olmaması için tek düzelik kullanmak da "iyi" bir şey değil, kendiliğinden seçimsel iyi olmalı.
Peki nasıl bir elek kullanmalıydınız..
Bir eğitim, bir ortaya çıkarma olmalı bu.
Verilen nimetler karşısında gerçek kişilikleri ortaya çıkarıcı olmalı.
Örneğin bir Tanrı bir İlah olarak kendi büyük bilgi ve gücünüzü, zenginliğinizi, ihtişamınızı gösterip bu zenginlikle göz büyüleyip yada bu güçle korkutup insanların fikirlerini ikna edip onlara evet mi evet öylemi öyle dedirtebilirsiniz.
Sevgilinizin, sevdiğinizin sizi gerçekten sevdiğini anlamanız ancak o özgür iken yaptığı kararla belli olabilir.
Onu ne zenginliğiniz ne de gücünüz etkilememeli...
Bir klasik Türk filminde geçen cümle gibi:
"Beni sevenler hep zengin olduğum için seviyor.." dememelisiniz..
O bakımdan yapacağınız "eleme" sisteminde insanların size olan sevgilerini zorlayıcılık olmadan özgürce ifade edebilecekleri bir ortam geliştirmek en mantıklı olanı.
Sen kendi varlığını bir şekilde bildireceksin ama öyle zorlayıcı çizgisine geçmemek gerekir.
Yani bir insan seni severken hiç bir zorlayıcılık duygusu altında kalmaksızın tamamen özgür iradesi ile ve yalansız sevmeli ki gerçek dostluk, sevgi ortamı oluşsun.
Kısa, çok kısa bir hayat yaratmaya karar verdin. Ve insanları bu kısa hayatta anlamak ve onların kişiliklerini de bilsen bile, bir şekillendirme yapmak isteğinde olarak "dünya" dediğin bir gezegen oluşturdun.
İnsanlar bir Tanrı nın olduğunu duyacak, bunu anlayacak akla da sahip olacak ama, mecburen inanmak gibi bir duruma da düşmeyecekler. İnsan isterse sana en kötü sözleri de söyleyebilir ve senin gücün onları durdurmaya yettiği halde bu kısa hayatta hiç bir müdahalede bulunmayacaksın. Kısa hayat boyu kararını değiştiren olabilir, bu onların "eleme" süresince ki düşünme zamanlarıdır.
Kolaylıkla gücünü gösterip onları korkutma ile ikna etmek,
Kolaylıkla zenginliğini gösterip onları zenginlikle büyüleyip ikna etmek,
kesinlikle tercih etmediğin, edilmemesi gereken bir tarz senin için.
İnsan kendi tercihini hiç bir etki altında kalmadan tamamen o "kalbi" "hissi" yönleri ile karar verecek.
Bir çok insan "eleme" den kalacak ve cennet dediğin ikamet yerine geçemeyecekler.
Çünkü yarattığın cennette bir tane bile fitne çıkarıcı biri istemiyorsun.
Bu "eleme" hayatı, kısa hayatta, insanlara sahip olduklarının bir önemi yok, zenginliklerin, güçlerin, ve hatta acıların bile bir değeri yok.
Çünkü hepsi kısa bir süre için, sonsuz bir hayat yanında sıfır hükmünde..
|