...Kur'an'da yer alan ayetler, Arap zihniyetine, Arap geleneklerine, Arabın gereksinimlerine ve Arap karakterine göre ayarlanmış gibidir.
Hani sanki Tanrı, sadece Arapların yaşantılarını, Arabın düşünce tarzını göz önünde tutarak iş görmüş ve bu doğrultuda indirdiği hükümlerle sadece Arap sorunlarına çözüm bulmak istemiştir.
(not: Kur'an'ı Muhammed yazdığı için, doğal olarak böyle. - Barlas)
Nice örnekten bir ikisiyle yetinelim. Kur'an'da Bakara Suresi'nde şöyle yazılıdır:
"Kadınlarına yaklaşmamaya yemin edenler dört ay beklerler. Eğer (bu müddet içinde) kadınlarına dönerlerse, şüphesiz Allah çokça bağışlayan ve esirgeyendir. Eğer (müddeti içinde dönmeyip kadınlarını) boşamaya karar verirlerse (ayrılırlar)..."
-Bakara Suresi, ayet 226-227.
|
Bu ayetin konmasına neden şudur: Eskiden (yani "cahiliyede") Araplar, karılarına kızdıkları zaman onlarla cinsi münasebette bulunmamaya ant içerler ve bunu yapmakla karılarına eziyet ederlermiş.
Ve işte ayet bu haksızlığı gidermek için konmuş oluyor. Aslında ayetin haksızlığı gideren ya da kadını koruyan bir yönü yok. Zira, erkeği dilediği gibi, yani keyfi şekilde karısını boşama olasılığından yoksun kılmış değil. Aksine, haksız olduğu kabul edilen bir geleneği farklı bir şekil altında sürdürmektedir. Fakat her ne olursa olsun, ayet Arap gelenekleriyle ilgilidir.
Prof. Dr. İlhan ARSEL - Kur'an'ın Eleştirisi/1.