25-04-2007, 18:56
|
|
Re: Isınan Kurbağanın Rehaveti
Denizli Valisi Hasan Canpolat , valiliğin düzenlediği ve Ulusal Egemenlik Haftası kutlamaları kapsamında gerçekleştirilen Milli Egemenlik Yürüyüşü'ne katılmak yerine, Kutlu Doğum Haftası kapsamında düzenlenen Kutlu Doğum Aşı'nda bulunmayı tercih etti.
Denizli'de düzenlenen Milli Egemenlik Yürüyüşü büyük bir katılımla gerçekleştirildi. Canpolat aynı saatlerde Çaybaşı Camisi avlusunda düzenlenen Kutlu Doğum Aşı ikramı organizasyonuna katıldı. Protokol içinde Vali Canpolat'a vekâleten yürüyüşe katılan Vali Yardımcısı Mustafa Güney , Kutlu Doğum Haftası etkinlikleri sırasında yaptığı konuşmada, "Dünya, Hazreti Muhammet gibi bir lider istiyor" açıklamasıyla gündeme gelmişti.
|
26-04-2007, 00:45
|
|
Re: Isınan Kurbağanın Rehaveti
Hicri takvime göre, 11 Rebiülevvel günü doğan (miladi 571) ve doğumu her yıl 10 gün geriye doğru işleyerek Mevlit Kandili'nde kutlanan Peygamber için, miladi takvime göre ayrı bir Kutlu Doğum Haftası düzenlenmesi kafaları karıştırıyor. Haftanın her yıl özellikle 23 Nisan kutlamaları ile aynı döneme denk getirilmesi dikkat çekiyor. Eski Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz , kutlamanın Mevlit Kandili'ni de içine alan bir hafta şeklinde yapılması gerektiğini söyledi.
Hz. Muhammet 'in doğum günü, bu yıl hicri takvime göre 11 Rebiülevvel 1428 tarihine (30 Mart 2007) denk geliyor. Kandil günü, hicri takvime göre her yıl 10 gün geriye doğru gidiyor. Bu çerçevede geçen yıl 10 Nisan'da kutlanan Mevlit Kandili, bu yıl 30 Mart'a rastladı.
Ancak bu tarihin dışında ayrıca bir Kutlu Doğum Haftası kutlaması, yurttaşların kafalarını karıştırıyor. Miladi takvime çevrilmesiyle birlikte ortaya 20 Nisan 571 tarihi çıkıyor. Diyanet de, Peygamber'in doğumunu bir hafta halinde geleneksel bir şekilde ve miladi takvime göre kutlamak amacıyla 20 Nisan'ı da içine alan bir hafta düzenliyor. İlki 1989'da düzenlenen Kutlu Doğum Haftası, aradan geçen süre içerisinde genelde 20-27 Nisan tarihleri arasında kutlandı. Tarih bazı yıllarda değişikliğe uğradı. Kutlamalar bu yıl da 16-22 Nisan arasında gerçekleştirildi.
-------------------------------
Eskiden böyle kutlamalar 23 Nisan'a denk getirilip yapılmazdı, hiç duyulmazdı. Şimdi nedir değişen? İlla 23 Nisan'a denk getirmek hevesi nereden çıktı? İşine gelince hicir takvim, sonra da miladi takvim. Kurbağaların suyunu yavaş ısıtmanın parçası mı bu?
|
26-04-2007, 03:10
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 15 Mar 2006
Bulunduğu yer: Toronto
Mesajlar: 8.615
|
|
Re: Isınan Kurbağanın Rehaveti
Bizim buradan yaptigimiz, kurbaganin kazanina soguk su ilave etmege benziyor. Gonul ister ki 29 nisan mitingi kazanin dolmasini saglasin ve kurbaga vrak diye bagirarak kurtarsin kendini corba olmadan....
Iman, ask gibidir,gozleri koreltir,beyni muhurler.
|
26-04-2007, 03:45
|
|
Re: Isınan Kurbağanın Rehaveti
Sevgili Vartor keşke yaptığımız soğuk su eklemek olabilseydi. O zaman biraz işe yarardı. Elimde öyle tarikat bilgileri geldi ki insan şaşıyor. Bu kadar olmaz diye kuşku duyuyor. Fethullah Gülen ve Işık evleri bilgileri de korkunç. Ama aslında bular piyon. Arkadan iteleyen Amerika. *
Maliye bakanı evlere şenlik. Feci vaziyette. Başka hükümet olsa çoktan çözülüp bakan istifa etmezse başbakan istifa ederdi. İçişleri bakanı Refah partisi hükümetinden beri bakan ve hiç bir işe yaramazın teki. İçgüvenlik diye birşey kalmadı. Ama istifa etmez. Başbakan da bir şey yapmaz. Neden tarikat ilişkilerinde yatar. O bazda kim kime emreder belli değil. Gül'ün cumhurbaşkanlığı durumu da ayrıca bu açıdan fecidir.
Ulusal çıkar diye bir şey kalmadı. Tüsiad falan hep istikrar deyip bunlara boyun eğiyor. Araplarla Avrupa'lılarla ortak şirket kurup Türkiye'yi sömürüyorlar. Bizim gençliğimizde - anımsarsan - böylelerine komprador derdik. Şimdi bunlar demokrasi havarileri, Türkiyenin yüzakı. AB'ye giremeyeceklerini biliyor ama AB'cilik yapıyorlar.Türk Dışişleri en sünepe, en rezil zamanını yaşıyor. Gül diyor ki "Başbakan Hamasla görüşmedi". Ertesi gün başbakan kendi bakanını yalanlıyor, "Görüştüm" diyor. Gül sus pus. Şimdi bu şamar oğlanı Cumhurbaşkanı olacak. Düşünebiliyor musun? Kime söz geçirecek? Milli görüş ne isterse yapacak. Şimdi bazıları da diyor ki, sen daha biliçli olsaydın, çalışsaydın da bunlar seçileceğine sen seçilseydin. Bu neyi örtüyor? "Sus otur bir şey yapma" teslimiyetçiliği ile nereye varırız? Yani bu gördüklerimize hayır deyip, anlatmayalım mı? Adam suçlu, fezlekesi TBMM'de duruyor, cumhurbaşkanı olacak. Bu ne yüzsüzlüktür...
|
26-04-2007, 16:43
|
|
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 16 Feb 2006
Bulunduğu yer: ANKARA
Mesajlar: 341
|
|
Re: Isınan Kurbağanın Rehaveti
Burlap";p="´isimli üyeden Alıntı
her yıl 10 gün geriye doğru işleyerek Mevlit Kandili'nde kutlanan Peygamber için,
|
Küçük bir düzeltme :Hicri takvim bir seneyi 354 gün kabul ettiğinden 10 gün değil 11
gün geriye doğru işler Burlap abi.
|
26-04-2007, 19:44
|
|
Re: Isınan Kurbağanın Rehaveti
Sevgili vacsmt,
Senin rakamlarla bu kadar hassas olduğunu bilmiyordum. Ama önemli değil, içerikte beraberiz.
Kurbağanın suyuna soğuk su kaymak istersen her öğlen 12:15'de yakanda kırmızı beyaz kurdelenle Kızılay Gima önünde, her akşam üstü 18:00de Gökçek'in elinden kurtulan Kuğulu parkta müzik şölenine elinde bayrak ve Atatürk posteri, gelebilirsin. Ben iki gün yokum ama 3. gün akşam yerimdeyim.
|
26-04-2007, 20:46
|
Üyeliğini Sonlandırmış
|
|
Üyelik tarihi: 10 May 2006
Mesajlar: 1.416
|
|
Re: Isınan Kurbağanın Rehaveti
"şeriat ilacını yavaş yavaş damardan şırınga ile vereceğiz, fark etmeyecekler bile"
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Necmettin Erbakan
|
26-04-2007, 22:06
|
|
Re: Isınan Kurbağanın Rehaveti
Kurbağa nasıl ısınıyor:
Hükümetin Rıza Türmen 'in yerine AİHM yargıçlığı için önerdiği Prof. Dr. Mustafa Erdoğan 'ın, Anayasa Mahkemesi'ne hakaretten mahkûm olduğu ortaya çıktı.
Geçmişte Anayasa Mahkemesi'ni "ideoloji bekçiliği" yapmakla suçlayan Erdoğan'ın, "Sol cenah iktidar olduğunda Anayasa Mahkemesi hiç çalışmaz. Anayasa Mahkemesi bugün tıpkı TSK gibi ideolojik bekçilik yapıyor. Üyelerin vasıfları itibarıyla bakarsanız çok yetersizdirler" sözleri nedeniyle davalık olduğu öğrenildi. Erdoğan'ın, Anayasa Mahkemesi'nin 12 üyesinin hakkında açtığı davada, 200 gün hapis cezası karşılığı 5 bin YTL para cezası ve 60 bin YTL'lik tazminata mahkûm olduğu ortaya çıktı. Prof. Dr. Erdoğan'ın bu mahkûmiyetin ardından TBMM'nin geçen yıl ilk kez verdiği "Milli Egemenlik Onur Ödülü'' için aday gösterildiği öğrenildi. Erdoğan'ın, "demokrasi ve insan hakları alanında yaptığı çalışmalar'' nedeniyle Kütahya Milletvekili Soner Aksoy tarafından ödüle aday gösterildiği saptandı.
Erdoğan "Türkiye İçin Bir Demokratikleşme ve Sivilleşme Perspektifi" başlıklı
makalesinde, anayasanın "başlangıç" bölümünün tümüyle metinden
çıkarılmasını, "Cumhuriyetin nitelikleri" ni belirleyen 2. maddesinin de
yeniden formüle edilerek Atatürk milliyetçiliğine yapılan vurgunun
ayıklanmasını önermişti. Türkiye'de laikliğin resmi ideolojinin bir parçası
olduğunu, bu nedenle de "ilkel ve dayatmacı" nitelik taşıdığını savunan
Erdoğan, özel din okullarının ve din eğitimi ağırlıklı özel okulların
kurulmasının da serbest bırakılmasını istemişti.
Anayasa Mahkemesi'nin 45. kuruluş yıldönümü dolayısıyla düzenlenen "Evrensel Barış ve Medeniyetler Buluşmasında Anayasa Mahkemelerinin Rolü'' konulu uluslararası sempozyuma katılmak üzere Türkiye'ye gelen Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Başkanı Jean Paul Costa, görev süresi yıl sonunda dolacak Türk yargıç Rıza Türmen'in yeniden aday gösterilmemesine ilişkin soruları da yanıtladı. Costa, Türmen'in görev süresinin uzatılmamasını değerlendirirken "Gerçek sebebini bilemiyorum. Türmen, mahkemedeki en iyi hâkimlerden birisidir. Çok cesur, bağımsız bir hâkimimizdir. Ümit ediyorum ki, kalmaya devam eder. Kalmazsa da onu arayacağız" dedi. Türmen'in yeniden aday gösterilmemesinin, AİHM'deki türban davalarındaki kararlarıyla ilişkili olup olamayacağı sorusu üzerine ise Costa, "Belki öyle. Tabii Türkiye'deki siyasi tercihlerin nasıl yapıldığını bilemiyorum. Ama bunun böyle olduğundan kuşkularım var. Bu böyleyse hem mahkeme hem de Türkiye için çok yazık" yanıtını verdi.
|
04-05-2007, 10:52
|
|
Re: Isınan Kurbağanın Rehaveti
Hükümetin ve Akape'nin şaşkınlığına rağmen düzenek işliyor. Kurbağa ısınmaya devam ediyor. Şeriatçılar, çok düşünmüşler ve laik demokratik cumhuriyet düzeninin uzun sürede çökertilebileceği taktiğini uygulamaya karar vermişler. Buna başlamaları da epey önce oldu. Halkın bilincini değiştirme yönteminde çocuklardan başlama en önemli noktaları. İşte size son örneklerden: (03.05.2007 Radikal)
KONYA - "Cemaat propagandası artık ilköğretim okullarında bile açıktan yapılmaya başladı. Bir tarikat şeyhinin açıkça internet sitesine konulması Cumhuriyet'e bir meydan okumadır." Eğitim-İş Sendikası Konya Şube Başkanı Veli Demir'in böylesine sert bir açıklama yapmasına Ilgın ilçesindeki İnönü İlköğretim Okulu'nun internet ssayfasında Said-i Nursi ve talebeleriyle ilgili övgü dolu sözlerin yer aldığı bir söyleşinin yayımlanması neden oldu.
İlköğretimde Said-i Nursi propagandası haberi dün saat 13.00'te internet sitelerinde yer aldıktan sadece iki saat sonra, saat 15.00'te söyleşi yayından çekildi. Sitede, yazının neden geri çekildiğine dair açıklama yayımlanmadı. 350 öğrencili okula ait 'www.ilgininonu.k12.tr'dki söyleşiyi kimin yaptığına dair bilgi yoktu. Okul yönetimi de söyleşiyle ilgili hiçbir açıklama yapmadı.
'Uzun Bir Ayrılıktan Sonra' başlıklı söyleşide Nur cemaatinin lideri Said-i Nursi'yle ilgili olarak 'harikulade fıtri bir zekâ, kılıç elinde, dimdik ayakta düşmana saldıran bir kahraman, millet ve memleket için canını vermekten zerre çekinmeyen bir fedai, 80 küsur sene yüzünde bir buruşuk yapamamış, yalnız saçlarını ağartmıştır, heyecana geldiği zaman bir arslan tavrı alır, iki dizinin üstüne doğrulur, şahenşah gibi konuşur' deniliyor. Sayıları 1 milyonu bulan talebelerininse memleketin en faziletli evlatları olduğu, üniversitenin muhtelif fakültelerinde müsbet ilimler tahsil eden şakirtlerinin bulunduğu belirtiliyor.
'Asıl tehlike içeride'
Yazıda Said-i Nursi'nin şu sözleri aktarılıyordu: "Bana ıstırap veren yalnız İslam'ın maruz kaldığı tehlikelerdir. Eskiden tehlikeler hariçten gelirdi, onun için mukavemet kolaydı. Şimdi tehlike içeriden geliyor. Kurt, gövdenin içinde. Şimdi, mukavemet güçleşti. Korkarım ki, cemiyetin bünyesi buna dayanamaz. Cemiyetin basiret gözü böyle körleşirse, iman kalesi tehlikededir."
|
04-05-2007, 10:55
|
Kıdemli Üye
|
|
Üyelik tarihi: 23 Dec 2005
Bulunduğu yer: sonsuzluktan
Mesajlar: 3.328
|
|
Re: Isınan Kurbağanın Rehaveti
Sn. Burlap,
"Bir tarikat şeyhinin açıkça internet sitesine konulması"
Biraz açabilir misiniz?
Hatalarımızı, cehaletimize bağışlayın
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 09:32 .
|