Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika > Tarih

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #271  
Alt 11-10-2012, 21:25
DEMAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
DEMAN DEMAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 14 Aug 2011
Bulunduğu yer: Almanya
Mesajlar: 354
Standart

fthgzl79´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Mevzuyu derli toplu izah ettiği için,başka da birşey demeye gerek yok diyorum..Atatürk ve silah arkadaşlarını savunmak adına,tabi ki Sinan Meydan'a filan ihtiyacımız yok ama bu tarihçinin gerçekleri tüm çıplaklığıyla anlattığı da bir gerçek..
Mevzu ne biliyormusununuz..Mevzu sizsiniz..Önce sizler samimi olarak gerçeği öğrenmek isteyeceksiniz..Samimi olmazsanız yanılmaya devam edersiniz..Size birileri gerçeği gösterse de ısrarla ''o yalan,bu gerçek'' demeye devam edersiniz..Tıpkı müslümanların yaptığı gibi..!

Cumhuriyet köprü yapmış,alçaklar o köprüleri yıkmış..
Cumhuriyet tekrar köprü yapmış,alçaklar tekrar köprüleri yıkmış..
Ben köprü yapanların,insanlığın,barışın yanındayım..
Siz hangi taraftasınız?

Bu arada Turan Dursun'un Atatürk'ün/insanlığın/barışın yanında olduğunu hatırlatıyım size..
Hem Turan Dursun formunda yönetici olupta,hem de Atatürk'ün karşısında olmanız CİDDİ BİR PARADOKS..!
Effendi, effendi konusmak, yazmak varken, ALCAKLIK yapmanizin lüzumu yok !
FTHGZL79 dan ALINTI: "Cumhuriyet köprü yapmış,alçaklar o köprüleri yıkmış.."

YIKANLAR DOGRU OLANI YAPMISLAR; BEN OLSAYDIM; HANEYE TECAVÜZDEN; KÖPRÜYÜ YAPANLARI VE YAPTIRANLARIN HEPSiNi O KÖPRÜYLE BiRLiKTE HAVAYA UCURURDUM !!!


Bak su begenmedigin islamci, müslüman su kisi, sana ve senin zihniyetinde olanlara ne güzel iNSANLIK DERSi VERMiS...

Biz dogrularin, gerceklerin ve mazlumlarin yanindayiz, tarafindayiz! Gercek ve dogru olan o ki, Desim'de onbinlerce masum insanimiz, sizin ataputunuz tarafindan hunharca katledildi !!!


Ahmet Hakan'dan, Yılmaz Özdil'e Dersim Yanıtı



Hürriyet Gazetesi Yazarı Yılmaz Özdil'e Dersim konusunda yine aynı gazetenin yazarı Ahmet Hakan yanıt verdi. Dersim konusu siyasette ve toplumda olduğu gibi yazarlarda da birbirinden yüzde yüz tezat algıları günyüzüne çıkardı.


Hürriyet gazetesi yazarı Ahmet Hakan'ın köşe yazısının bir bölümü...

- Biz "Dersim'de binlerce günahsız insan öldürüldü" diyoruz...

- Adamlar kalkıp "İyi ama Seyit Rıza da büyük bir haindi" diyorlar.

- Biz "Çoluk çocuk dinlemediler, hamile kadınları bile süngülediler, aloo" diyoruz.

Ama Karakola Baskın Yapılmıştı

- Adamlar kalkıp "Ama Dersim'de de iki karakola baskın yapılmıştı" diyorlar.

- Biz "Dersim halkını mağaralarda fareler gibi zehirlediler" diyoruz.

- Adamlar kalkıp "feodalite ah feodalite" falan diyorlar.

- Biz "Dersim derelerinde günlerce kan aktı" diyoruz.

- Adamlar kalkıp "İngiliz parmağı" diyorlar.

- Biz "Okuma yazma bildiği bile şüpheli 80'lik pir ü fani Seyit Rıza'ya yapılan cinayettir" diyoruz. - Adamlar kalkıp Seyit Rıza'nın "Ekselansları" diye İngilizlere mektup yazdığından söz ediyorlar.

İngiliz'e Mektubun Bedeli 15 Bin Kişinin Katledilmesi midir?

- Biz "İngiliz'e mektup yazılmış olsa dahi bunun bedeli 15 bin kişinin katledilmesi midir?" diye soruyoruz.

- Adamlar kalkıp "Biraz tatsız şeyler de olmuş canım, abartmayalım" diyorlar.

- Biz "Ortada bir isyan yoktu ya... Hadi diyelim ki vardı... Peki çoluk çocuk niye öldürüldü?" diye soruyoruz.

- Adamlar kalkıp "Açma o defterleri, açma o defterleri" diye cevap veriyorlar.

- Biz "katledilen bebeklerden, kadınlardan, ihtiyarlardan" söz ediyoruz.

- Adamlar kalkıp "Halk feodal derebeylerinden kurtarılmıştır" diyorlar.

- Biz "sürgünlerden, kayıp kızlardan, cinayetlerden, mezarsız ölülerden" söz ediyoruz.

- Adamlar kalkıp "Dersim'e medeniyet getirildi" diyorlar.

Ne Demişti Seyit Rıza

Dersim katliamını mazur göstermeye çalışanlar ne diyorlar? Diyorlar ki: - Olaylarda İngiliz parmağı vardı...

- Bir kalkışma vardı.

- Eşkıyalık yapıyorlardı.

- Vergi vermiyorlardı. Falan filan...

En iyisi ben susayım da bütün bunlara Seyit Rıza yanıt versin. Ne demişti Seyit Rıza? "Ben sizin yalanlarınızla baş edemedim, bu bana dert olsun. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun" demişti.

YILMAZ ÖZDİL'İN DÜNKÜ YAZISI

Seyit Rıza'nın İngiltere ve Suriye'ye mektup yazdığını da kaydeden Özdil, Seyit Rıza'yı isyanın elebaşı olarak gösteriyor.

İşte Özdil'in 'Dersim'e ne Dersin?' Başlıklı o Yazısı

Dersim'i bombalayan...

Devlet değil, CHP.
PKK'yla masaya oturan...
AKP değil, devlet.

İyi di mi?

Başbakan Tunceli'ye Gelip Köprü Açılışı Yapacaktı

Sene 1937... Mustafa Kemal, başbakan Celal Bayar'la birlikte Tunceli'ye gelip, Murat Nehri üzerindeki Singeç Köprüsü'nün açılışını yapacaktı. Köprünün ucunda karakol vardı. Basıldı. 33 asker şehit edildi. Peşinden... Telefon hatları kesildi, pusular kuruldu, Mazgirt Köprüsü havaya uçuruldu, jandarma taburu vuruldu, 56 asker daha şehit oldu.
Film koptu.

Elebaşı Seyit Rıza'ydı...
Başbakanımızın "hikâyesi yürek burkucudur" dediği Seyit Rıza.

Kukla'ydı...
Kendisini oynatanların ipleri bıraktığını hissedince, paniğe kapıldı, İngiltere Dışişleri Bakanı'na mektup yazdı, Suriye'deki İngiliz Elçiliği'ne gönderdi.

Anadolu Çorak Toprak Kürdistan Bereketli

Yalvaran mektubunda, Anadolu için "çorak toprak" derken, "Kürdistan bereketli toprak diyordu... "Sayın ekselansları" diye başlıyor, "Türk Hükümeti yaptığı anlaşmalar sayesinde dış baskılardan kurtuldu, Dersim'e girmeye kalkıştı, Türk ordusunu başarısızlığa uğrattık, direnişimiz karşısında Türk uçakları bombalamaya başladı" diye vaziyeti anlatıyor, "sayın ekselanslarına sesleniyorum, hükümetinizin yüksek manevi etkisinden Kürt halkını yararlandırmanızı istirham ediyorum, en derin saygılarımın kabulünü rica ediyorum" diye bitiriyor, "Seyid Rıza" diye imzalıyordu.

Seyit Rıza'yı Masum Göstermeye Çalışıyorlar

Hal böyleyken... Seyit Rıza'yı "masum" göstermeye çalışan arkadaşlar, böyle bir mektubun asla varolmadığını iddia ediyor. Altında kabak gibi "Seyid Rıza" imzası bulunmasına rağmen, Seyit Rıza yazmadı, Nuri Dersimi yazdı diyorlar. Üstelik, sanki Fransa babamızın oğluymuş gibi, "o mektup Fransa'ya yazıldı, Fransa Devlet Arşivleri'nden doğrulamak mümkün" diyorlar.

Gel gör ki...

Londra'da The National Archives diye bi yer var. İngiltere devlet arşivi... Kayıt ofisine gidiyorsun, "FO 371/20864/E5529" numaralı belgeyi rica edebilir miyim kardeş diyorsun, hay hay deyip, yukardaki mektubu veriyorlar. 50 pens filan, fotokopisini alabiliyorsun.

Cumhurbaşkanı Frak Giymişken o Mektubu Alabilir

Demem o ki.
Taa 1937'ye gitmek zor ama...
Buckhingham Sarayı'yla The National Archives'in arası metroyla üç dakka.

Hazır, frak giyerek yakasına şövalye nişanını takan Cumhurbaşkanımız ordayken... Yemekte Windsor kuzusu ikram eden Kraliçe'ye "tarihimizle yüzleşelim" dese fena olmaz yani.

http://www.haber365.com/Haber/Ahmet_...Dersim_Yaniti/

"Ben senin yalanlarınla ve hilelerinle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama bende senin önünde diz çökmedim, bu da sana dert olsun"...Pir Sêy Rıza

4 MAYIS: DÉSIM JENOSİDİNİ ANMA GÜNÜ

https://www.facebook.com/Alevism

https://www.facebook.com/BirAlevininKimlikMucadelesi
Alıntı ile Cevapla
  #272  
Alt 11-10-2012, 21:33
frodo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
frodo frodo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Aug 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 5.877

Onur Üyeliği 

Standart

Eğer tartışma adabımız karşılıklı hakaretlerle sürecekse forum yönetimi olarak kim daha okkalı hakaret edecek diye beklemeyeceğimizin bilinmesinde fayda var.

Dostlar lütfen dikkat.

İnsani olan her şey kabûlüm.
Alıntı ile Cevapla
  #273  
Alt 11-10-2012, 21:46
barristor - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
barristor barristor isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 25 Jul 2011
Bulunduğu yer: cehennemin dibi
Mesajlar: 831
Standart

Mesanınıza dört kısım olarak yanıt vericem.
Neden 4 ? Menemen olayini pas mi gececeksin?Kafana takma sen gormezden anlamazdan gelsende ben sana tek tek cevap verecegim.


1-Bence o birinci sıradaki benzetmeyi heryerde yapmayın büyük laf yersiniz... Birisi iftira iken birisi açık bir tarihi olaydır ki iki durumu aynı kefeye koymak ise saçmalamaktan öte bir durum değildir....
Benzetmeleri yapan guc odaklari ayni oldugu icin bize laf sokmez.Yuregi yeten lafini soyler,karsi lafida yureginin musait oldugu yere kadar alir.

Ben iki olayida ayni kefeye koysaydim ,yillarimi yobazlarla savasarak gecirmezdim.Cunku ,Ataturkun zevk icin katliyam yaptigini soyleyen ve onu fasist Turkculukle suclayan boluculerle, mum sondu palavrasini ortaya atanlar ayni zihiyetin mahsulleridir.
Birde isine geldigi zaman golge oyununu her ortamda oynayanlar vardir ama onlar simdilik konumuza dahil degil.Hacivatligi bakirda ortaya cikarlarsa o konuyuda doke doyum tartisiriz.

2-Cem evleride o resimlerin bulunmasının belli başlı sebebleri vardır ben size en önemlim olanın söyliyim korkudur.
Kimden korku?75 yil once olen Ataturkten mi?Siz Cem evlerine saygi ,sevgi duydugunuz insanlarin resimlerini mi koyuyorsunuz,yoksa korktuklarinizin mi?

Korku konusunda seninle hemfikirim,Alevilerin bu ulkede korkarak sindiklerini cok iyi biliyorum.Eger biz dinsiz,allahsiz kafirler Aleviler gibi 20 milyon civari bir guce sahip olsaydik,bu ulkeni butun civilerini yerinden sokerdik.

3-Belgeleri vb'lerini bıraksam bile hala o dönemi yaşayıp görmüş tanıklar mevcuttur ki şu an hayatını kaybetmiş olan pek çoğunun da kamera kayıtları vb mevcuttur eğer üşenmeyipte üstte eklediğim linklere bakarsanız orada belgeseller mevuttur ki birisi NTV'ye aittir.
O linkleri bir kismini seyrettim ama senin liklerde verdigin ornekleri ben birebir yasamis insanlarlada gorustum.
Bunlardan biri benim Dersim olaylarina katilan dedemdir.Gozleri dolu dolu anlattigi olaylar, seni bu verdigin linklerden cok daha gercekciydi.Kucuk yasta cocuklarinda olduruldugu olaylari eksiksiz anlatti.

Hatta sunguyle oldurulmek uzere,cukura doldurulan 10-12 kisi arasinda 3-4 yaslarida bir cocugunda oldugunu,olaylardan hicbir sekilde haberi olmadigi icin,oturdugu yeden arkadasinin kafasia keci boku atacak kadarda masum oldugunu bana goz yaslari ile anlatti.

Fakat bu vahim olaylardan Ataturkun kesinlikle haberi olmadigini,Ataturkun Dersimde sadece asi bir asiret reisine karsi ,oranin halkini korumak amacinda oldugunu soyledi.Cunku Ataturk ulkedeki asiret reislerinin halki nasil somurduklerini,nasil kole gibi kullandiklarini cok iyi biliyordu.

4-Öncelikle söylemek gerekir ise bu ülke hiç bir zaman laik filan olmamıştır. Genel olarak ülkenin kuruluşundaki felsefe daha çok tekci düşüncenin bir ürünüdür. Buna göre bu ülkede yaşıyan herkes Türk'tür, dili Türkçe'dir ve dini de Müslüman'dır. İlk iddam dönemin anayasasında direk olarak kendini göstermektedir.
Bak kardesim,Ataturk'un bu ulkenin kurtulusu sirasinda ,600 yildir uyuyan bir toplumu harekete gecirmek icin 2 secenegi vardi.

1- Ya toplumun buyuk kisminin Turk oldugunu goz onunde bulundurarak Milliyetcilik duygularini kasiyacakti.Yada

2-Toplumun buyuk cogunlugunun musluman olmasindan dolayi, dini duygularini kasiyacakti.

Bu iki secenegin disinda hic bir guc yoktur ki,okuma /yazma orani %2 olan bir toplumu ayaga kaldirsin,pesinden suruklesin.

Ataturk,dini duygulari kasidigi zaman bu ulkenin ne hale gelecegini cok iyi biliyordu.Ve onun icin Turk milliyetciligini kasimak zorunda kaldi.Sizler suan Kurt irkinin mensuplari oldugunuz icin bunun rahatsizligini yasiyorsunuz ve haklisiniz.Peki sizin gibi hem Kurt ,hemde Alevi olanlarin var oldugu bir ulkede Ataturk, dini on plana cikaran bir yol izleseydi ne yapacaktiniz?

Suan Turkiyede tahsil bakimindan ve aydin goruslu insanlar bakimindan en ust seviyede olan Tunceli, nasil bir sehir olacakti?

Bana sorarsan ,gercek ve ileri goruslu Alevilerin Cem evlerine onun resmini asma sebeplerinin en basinda bu gelir.Ataturk kendisine en yakin ve bu ulkenin sigortasi olarak gordugu insanlari katletmeyecek kadar akillidir.
Sizleri peygamber soyundan gelen Şeyh anlamındaki Seyit'lerden kurtardiysa ona minnet duymaniz lazim.

Diyanetin şu ana kadar yaptığı işlere bakarsak laiklik sadece laftadır ki bana göre bu ülke hiç bir zaman laik filan olmamıştır.
Ya acik acik konussana,sanki kuruldugu zamanki amaci ile simdiki ayniymis gibi Diyaneti Ataturk kurmustur diyerek ,diyanet karsiti dinsizleride etkilesene.

Ataturk diyaneti kurdugunda görevi sadece din adamlarının dilencilik yaparak bağış toplamalarını engellemek ve camilerde devlete ve halka zararlı vaazlar verilmesine mani olmaktı.
Atatürk'ün emriyle kurulan bu Diyanet'e din eğitimi verme ve/veya dini yayınlar yapma, yani misyonerlik hakkı asla ve asla verilmedi.İster seçmeli, ister seçmesiz olsun, bütün okullardaki her türlü din dersleri Atatürk tarafından, fiilen yasaklandı.Kapatılanların yerine din eğitimi veren hiçbir kuruluş açılmadı.


Son olarakta sizinle aynı şeyleri düşünmedikleri için insanlara "Yalanlariyla insanlarin gozunde Ataturkun itibarini dusurmeye calisan ne imam kilikli yobazlar ,ne bolucu Kurt fasitleri asla basarili olamayacaktir." diye yaftalamamanızı öneririm. Ben atatük'ün o olaylarla ilgili yaptıklarını belgeli bir şekilde sizin önünüze seriyor iken sizin yaptıklarınız sadece kişisel yorumlarınız. Eğer ki 120-130 yaşında değilseniz veyada tarihci değilseniz ki tarihci olsaydınız daha çok belgeli bir şekilde gelirdiniz başkalarının söyledikleri üzererinden değil(ki söylediğiniz kişilerinde sizden çok farkı yoktur)... Şimdi kişisel yorumlarınızı bir kenara bırakın ve tarihsel belgelerinizi öne çıkarın bi zahmet(tabi varsalar)....


Bolucu Kurt fasistleri yeri geldigi zaman dinsiz olacaklar,yeri geldigi zaman ortamina gore ellerinde Kuran mitig alanlarinda din satacaklar ama yaftalayan ben olacam ha?
Hangi belgeyi koydun onume? Desimdeki olaylari bir benzeriin Meemende yasandigini bile bile,o devrin sartlarini bugunle mi karsilastiracaz?

Sen ne belgesi istiyorsun benden ? Ataturkun katliyam yaptirmadiginin belgesini mi?Yoksa Fransiz ,ingiliz isbirlikcisi Seylerin,Dervislerin,asiret reisleriin onlara yazdigi mektuplari mi?Okuyabiliyorsan buyur sana belge.



"Tarih bize öğretir ki, bütün dinler, milletlerinin cehaletinden faydalanarak, utanmaksızın Tanrı tarafından gönderildiklerini söyleyen adamlar tarafından tesis olunmuştur.", M.K. ATATÜRK
Alıntı ile Cevapla
  #274  
Alt 11-10-2012, 21:55
KızıL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
KızıL KızıL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 29 May 2008
Bulunduğu yer: ADANA!!
Mesajlar: 3.673
Standart

cem evlerinde neyin korkusu yaşanmaktaymış? kimden neden korkuluyor?
bu korkunun giderilmesi için resimlere mi sığınılıyor?
korkutulmak istendikleri asimile edilmeye çalışıldıkları ciddi bi şekilde sindirme politikalarının kurbanı oldukları bi gerçek ancak korkularından bi yerlere bi şeyler asmıyorlar lütfen ithamlarınızda tutarlı olun...

diyanet amacından sapmıştır ve tabi ki sapacaktır, diyanet bu konularda devletin kontrolünü sağlamak için kurulmuştu asıl amaç buydu dergahları tekkeleri şeyh leri cemaatleri daha kontrollü bi şekilde yönetebilmekti... yıllar öncesinde denenmiş bi fikir..
şuanda diyanetin yaptıkları çok başkadır, iktidar başkadır, amaç başkadır..

ÖRGÜTLENİN!!!
Alıntı ile Cevapla
  #275  
Alt 11-10-2012, 22:26
ALKA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ALKA ALKA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 12 Feb 2010
Bulunduğu yer: Berlin
Mesajlar: 5.990

Başarı Ödülü 

Standart

Arkadaşlar Dersim katliamını tetikleyen tecavüz olayı hakkında bilgisi olan var mı acaba?

Bir Türk komutanı mıydı, subayı mıydı tam hatırlayamıyorum davet edildiği ya da ziyaret ettiği bir Dersim evinde adamın karısına tecavüz ediyordu. (Bu adam sanırım bir ağa ya da muhtar gibi bir kişiydi) Bu olaydan sonra Dersimliler ayaklanıyordu.

Çok uzun süre önce okumuştum ve kaynağını bulamıyorum. Bilen biri varsa bir link ekleyebilir mi acaba? Teşekkürler..
Alıntı ile Cevapla
  #276  
Alt 11-10-2012, 22:29
frodo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
frodo frodo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Aug 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 5.877

Onur Üyeliği 

Standart

ALKA´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Arkadaşlar Dersim katliamını tetikleyen tecavüz olayı hakkında bilgisi olan var mı acaba?

Bir Türk komutanı mıydı, subayı mıydı tam hatırlayamıyorum davet edildiği ya da ziyaret ettiği bir Dersim evinde adamın karısına tecavüz ediyordu. (Bu adam sanırım bir ağa ya da muhtar gibi bir kişiydi) Bu olaydan sonra Dersimliler ayaklanıyordu.

Çok uzun süre önce okumuştum ve kaynağını bulamıyorum. Bilen biri varsa bir link ekleyebilir mi acaba? Teşekkürler..
Tuhaf bir iddia sevgili Alka. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın cumhuriyetin bu trajik ve acı dolu dönemini fazlasıyla magazinleştiriyor.

İnsani olan her şey kabûlüm.
Alıntı ile Cevapla
  #277  
Alt 11-10-2012, 22:33
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.493
Standart

ALKA´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Arkadaşlar Dersim katliamını tetikleyen tecavüz olayı hakkında bilgisi olan var mı acaba?

Bir Türk komutanı mıydı, subayı mıydı tam hatırlayamıyorum davet edildiği ya da ziyaret ettiği bir Dersim evinde adamın karısına tecavüz ediyordu. (Bu adam sanırım bir ağa ya da muhtar gibi bir kişiydi) Bu olaydan sonra Dersimliler ayaklanıyordu.

Çok uzun süre önce okumuştum ve kaynağını bulamıyorum. Bilen biri varsa bir link ekleyebilir mi acaba? Teşekkürler..
Dersim'liler''bir Türk subayı gelip birimize tecavüz etse de, bizde ayaklansak'' demişler öyle mi?
Siz gerçekten buna inanıyormusunuz
Alıntı ile Cevapla
  #278  
Alt 11-10-2012, 22:56
FECHAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
FECHAN FECHAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2007
Mesajlar: 102
Standart

DERSİM-de GENÇ devrimci Cumhuriyet haklıdır.
O dönemde Komünistler,SSCB,Stalin,TKP Genç Cumhuriyeti desteklediler.
Gerici feodal kalkışmalar ve emperyalizmi güçlendiren kalkışmalar desteklenmez.
Akistler,Fetullahiler,Kılıçdaroğlu,H.Aygün gibi soroscular ve fetullahilerin Dersimci kesilmeleri onların Amerilkancı ve Soroscu nitelikleriyle ilgilidir.
Aşiret,tarikat liderlerine sözde saygı,özünde fetullahcı nitelikle ilgilidir.

"Bilgimiz kadar merak ederiz."
Alıntı ile Cevapla
  #279  
Alt 11-10-2012, 23:18
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

Soyle bir arastirma da yapilmisti. Oyle adi sani olan bir tarihci(!) degil, universite ogrencisi. Cok da tarafli bir yazi oldugunu dusunmuyorum, ordu uzerinden inceleme yapmis.

Hos Fransiz kaynaklarina da guvenilecek diye bir kural yok, ancak ulastigi belgelerin dogruluk payi kendisine mail yollanarak sorulabilir sanirim.


Fransa kara kuvvetleri arşivlerinde Dersim olayları
Evrim Karakaş*
Not:
28.11.2010 tarihinde Radikal 2’de yayınlanan ve yer sıkıntısı nedeniyle birazını kesmek zorunda kaldığımyazının tamamıdır. Tekrar gözden geçirilmiş ve bazı küçük düzeltmeler yapılmıştır.


Dersim olayları, Kürt sorununun İki Dünya Savaşı arasında silahlı olarak gerçekleşen son olaydır. Bu olayla beraber, Kürtler 1938 – 1978 yılları arasında politik alanda kendilerini ifade imkânı aradılar.

Her ne kadar kamuoyunda Dersim olayından sonra Kürt meselesinin şiddetle çözüme ulaştırıldığı kanısı uyandırılsa da, gerek M. Şerif Fırat’ın yazmış olduğu Doğu illeri ve Varto tarihi(1945), gerek merhum Ecevit’in arşivinden çıkan gizli Kürt raporları, gerekse de adi geçen rapora uygun olarak Albay Nazmi Sevgen tarafından yazılan“Kürtler” adli uzun bir tefrika, aslında bu sorunun 1938’den sonra hiç de göründüğü gibi çözüme ulaştırılamadığının, en azından devlet katında bilindiğini çok açık bir şekilde göstermektedir.

1936-1938 arasında devlet tarafından her turlu imkânın seferber edilerek Dersim gibi bir bölgede yapılan askeri operasyonlar, İkinci Dünya Savaşı’nın arifesinde her ülkenin bir diğerinin her türlü askeri gelişmelerini dikkatle gözlediği bir ortamda, Fransa tarafından dikkatli bir şekilde izlenmiştir. Bunu, askerî arşivlerde var olan raporların sayısı göstermektedir.

Bu makalede Fransız Kara Kuvvetleri Arşivi’nde yaptığım araştırmalar sonucu ulaştığım raporları ele alacağım. Not: Dışişleri bakanlığı arşivlerinde bu konuyla ilgili herhangi bir belgeye ulaşamadım.

Hava Kuvvetleri’nin arşivlerine geçici bir sure için ulaşılamamakta. O nedenle bu makaleyi Kara Kuvvetleri Arşivi ile sınırlı tutmak zorunda kaldım. Raporlardaki Türkçe Terim ve isimleri mümkün olduğunca raporlarda geçtiği şekilde aktarmaya çalıştım ve raporlardaki orijinal dili olabildiğince muhafaza etmeye çalıştım.


Enerjik ve acımasız
Dersim ile bağlantılı ilk olay 1935 Ağustosu’nun aylık gizli istihbarat raporunda geçiyor.Raporun iç durum başlığı altında “yakın zamanda yapılan Umumî Müfettişlik atamalarının yönetim, halk eğitimi, tarım, sağlık ve bayındırlık alanlarında geniş boşluklar yarattığı”vurgulanıyor.

Rapor şöyle devam ediyor: “18 Ağustos’ta Florya’da istisnai olarak toplanan bakanlar kurulunda, Türk Devleti, ilgili birimler tarafından hazırlanacak 5 yıllık kalkınma planı çerçevesinde doğu illerinde iyileştirmeler yapma kararı aldı.

İlk önlem olarak Erzurum’da açılan ve Ağrı Dağı**, Kars, Artvin, Erzurum Trabzon, Gümüşhane ve Erzincan illerini kapsayan yeni umumî müfettişliği not etmek uygun olur. Umumî müfettişliğin başına Erzurum milletvekili ve önceki Van, İzmir, Erzurum ve Suriye valisi Tahsin Uzer getirildi.”Pek çok valinin yerlerinin değiştirildiği, Valilerin yetkilerinin genişletildiği ve demiryolu yapımının hızlandırıldığının belirtildiği raporda, Dersim’in geleceğini belirleyecek olan Korgeneral Abdullah Alpdoğan için şöyle deniliyor: “Enerjik ve acımasız bir komutan olan Abdullah Alpdoğan, 9. Ordu Kumandanlığı’na atandı”

Suriye sorunu ve İnönü’nün Gezisi
26 Eylül 1935 tarihli
Suriye sınırına karşı yapılacak bir Türk saldırısı etüdü’
nde de Kürt bölgelerinin belirli belirsiz bir isyan içinde olduğu ve bu durumun Türkiye’nin yapacağı saldırı karşısında zayıf noktasını oluşturduğu ve bu durumun saldırı olması durumunda şüphesiz saldırının yararına olacağı belirtiliyor. Ayrıca bu durumun ordunun mevcut kuvvetinide etkileyeceğinin üzerinde duruluyor.30 Ekim 1935 Tarihli gizli aylık raporda da iç durumla ilgili olarak Dersim’e değiniliyor.“Hükümet başkanının yaptığı geziden sonra, doğuda yapılan reformlar çerçevesinde merkeziElaziz olmak üzere yeni bir umumî müfettişlik oluşturmaya karar verdi. Bu durumla ilgiliolarak mecliste bir yasa tasarısı Ekim ayı içerisinde meclise sevk edildi. Munzur adı verilen bu bölgenin umumî müfettişine çok geniş yönetim yetkileri sağlanacak ve bu müfettiş bölgenin askeri yönetimini de yüklenecek. Etrafında sadece askerler bulunacak olan bukişinin bir general olması (su anda 9. kolordu kumandanı Abdullah’ın adi geçiyor)düşünülüyor. 2 yıl içinde bu umumî müfettişlik bölgesinde askerlik durumunun tespiti vemedeni durumun (evlilikler, doğum tarihleri v.b.) kayıt altına alınmasını içeren – ve hemenoylanacak olan - bir af kanunu çıkarılacak.”20 Ocak 1937 tarihli gizli 1936 yıllık raporunda ise, “İç durumda herhangi bir karışıklık olmamasına rağmen, olağan bir şekilde, önemli miktarda askerin bulunduğu doğu bölgelerinde (Dersim, Bitlis, Sason) belli belirsiz karışıklıklar sürüyor. Genelkurmay başkanıve hükümet başkanı 1936 yılı içerisinde reformların sürdüğü bu bölgelerde teftişlerde bulundular” deniliyor.

Ordular Elaziz yolunda
10 Mayıs 1937 tarihli, “Askerlerin Elaziz yönüne Kürt bölgesinde bir Kürt hareketini bastırmak amaçlı hareketi” başlıklı raporda ise Fransa ile geçen Nisan ayı içinde yaşanan sınır anlaşmazlıklarının yatışma yolunda olduğu rapor ediliyor. 28 Nisan’da Fransa’ya verilen bir notla dışişleri bakanının belirttiğine göre, askeri hareketliliğin Fransa ile yaşanananlaşmazlıklarla bir ilgisi olmadığı ve bu askeri hareketliliğin, Türkiye’nin Güneydoğusundayaşanan asayişsizliği kontrol altına almayı amaçladığı belirtiliyor. Raporda devamla kaygılı bir şekilde şöyle deniliyor: “Açık ki Türkiye Elaziz bölgesine askerleri sevk ediyor. Bu bölgede Kürtler yaşıyor ve bölge şu anda kaynıyor olmalı. Her yıl, bahar mevsiminde bu bölgedeki Kürtler Türkiye’ye zorluk çıkarıyorlar. 4 ve 5 Mayıs günü Cumhuriyet Alayı yolaçıktı. Fevzi Paşa da General Asım ve Jandarma Genel Komutanı ile birlikte Kayseri’ye geldi.Bütün bunlar, önemli bir askeri sevkiyatın yapıldığını gösteriyor. Ankara’da Genelkurmay başkanı, Kürt hareketini son şiddetle bastırmaya karar vermiş. Fakat bu durum gizli tutuluyor ve sadece yöneticilerle askerler bu durumdan haberdar.”
Alınan önlemler Kürtlerin öfkesini artırmaktan başka bir ise yaramadı
20 Mayıs 1937 tarihli “Yeni Kürt başkaldırısı” başlıklı raporda ise şöyle deniliyor: “Kürtlerleilgili şiddetli önlemlerin alınmasına rağmen bu enerjik topluluk bölgelerinin Türkler tarafından yönetilmesine hala karşı koyuyorlar. Belli başlı Kürtlerin sürgün edilmesi,topraklara el konulması ve aşiretler arası ittifakları bozma çabaları Kürtlerin Türklere karşıKürtlerin kinlerini artırmaktan başka bir ise yaramadı. 1936 yılında Elaziz merkezindekurulan ve bu bölgelerin yönetiminden sorumlu 4. umumî müfettişlik, paranın ve tehditlerin parçalayamadığı aşiretleri kontrol altına alamadı.” Raporda Abdullah Alpdoğan’ın bu arızalı bölgede askerî garnizonlar, yollar ve köprüler yaparak bölgeyi kontrol altına alabileceğinidüşündüğü fakat yapılan harcamaya rağmen alınan sonuçların beklenenden daha az tatminkâr olduğu belirtiliyor.

Uzlaşmacı tavırdan sert tavra geçiş

Aynı raporda 1937 yılında hükümetin bölgeye uzlaşmacı ve yumuşak bir tavırla yaklaştığı,fakat bölgede yaşayan gururlu Kürtlerin geçmiş yıllardaki bastırma harekâtlarını unutmadığı, bunun üzerine Alpdoğan’ın bu durumdan sonra sert bir politika uyguladığı anlatılıyor.Raporda olayın başlangıcına ilişkin ilginç ayrıntılar yer alıyor. Abdullah Alpdoğan’ın 1937 Nisan ayında Dersim’in beyleri ve ağalarını Nazimiye’de reform programını anlatmak içindavet ettiğini, güvensiz bir şekilde davete icap eden ağaları toplu bir şekilde tutukladığını belirtiyor. Devamla, bu durumu haber alan Dersimlilerin silahlanarak generalin konvoyunutakip edip Elaziz yolu üzerinde Hanzan*** yakınlarında saldırdıklarını ve konvoyun bir kısmını imha ettiklerini anlatıyor. Türklerin buna karşı hemen 2 tümen orduyu Dersim’e sevk ettiklerini, fakat ordunun geleceğini bilen Dersimlilerin köylerini boşaltarak dağlara veormanlara sığındıkları ve gerilla savaşı yaptıkları belirtiliyor. Rapor şöyle devam ediyor:“Abdullah Alpdoğan ordunun başına geçip Kuruçay ve Nazimiye’de operasyon yürütürken,isyancılar ani baskınlar yaparak orduya hissedilir kayıplar verdiriyorlar. Bazı komutanlar bu baskınlar sırasında öldürüldü ve doğrulanmayan bir habere göre de Abdullah Alpdoğan dayaralandı. Bu darbelerle Kürtler 18 mitralyöz, kurşun ve önemli ganimetler ele geçirdiler.İsyancıların sığındığı ormanlara yapılan uçak bombardımanları da yeteri kadar etkili değil.Hükümet bölgeyi izole ederek olayların bütün Kürdistan’a yayılmasını önlemeye çalışıyor.Olayların boyutu halktan özenle saklanıyor.”

devami;

http://www.academia.edu/815828/Frans...ersim_olaylari

* EHESS – ParisTarih bölümü Master öğrencisi

evrimkarakas@gmail.com


Evrim'in ilginc bir calismasi daha var, onun da okunmasini tavsiye ederim konuya iliskin . Olen insanlari bize geri getirmeyecegi aciktir, ancak tarihe iliskin dusundurebilir.

En azindan bu olaylarda, hangi liderin baskin rol oynadigi konusunda dusunmeye sevkedebilir.

İnönü-Atatürk çekişmesi

http://www.academia.edu/815846/Inonu-Ataturk_cekismesi

Konu Neva tarafından (11-10-2012 Saat 23:24 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #280  
Alt 11-10-2012, 23:22
ALKA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ALKA ALKA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 12 Feb 2010
Bulunduğu yer: Berlin
Mesajlar: 5.990

Başarı Ödülü 

Standart

frodo´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Tuhaf bir iddia sevgili Alka. Hangi açıdan bakılırsa bakılsın cumhuriyetin bu trajik ve acı dolu dönemini fazlasıyla magazinleştiriyor.
Bu şekilde basit de değil tabi.. Bu olay sonrası yörede Türk askerine olan güven kırılıyor. Tüm bir Dersim olayı bir tecavüz olayı yüzünden başlamadı tabi.. Bunun bir öncesi ve sonrası var. Bu olayda bir kırılma noktası yaşanıyordu.. Bu yüzden Dersim olaylarında bu önemli noktalardan biri olarak değerlendiriliyordu. Hatırladığım kadarıyla böyle anlatılmıştı. Bu olay köprünün bombalamasından önce oluyordu. Yani ilk saldırıyı Dersimliler yaptı tezini bir nevi yalanlıyordu.

FECHAN´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
O dönemde Komünistler,SSCB,Stalin,TKP Genç Cumhuriyeti desteklediler.
Stalin de desteklemişse tamamdır zaten. Büyük bir olasılıkla bizimkiler de Stalin'in sivillere olan katliamlarını desteklemiştir. İdeolojiler ve kafa yapısı nasıl olsa çok benzer.

Konu murted tarafından (12-10-2012 Saat 01:56 ) değiştirilmiştir. Sebep: Arka arkaya girilen kısa iletiler birleştirildi.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
6-7 Eylül olayları ozgur_ Tarih 45 07-09-2023 08:40
Dersim İsyanı'nda Unutulanlar ! theatre Politika 1 19-11-2009 16:29

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:17 .