Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #681  
Alt 31-01-2016, 01:03
zavalli zavalli isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 28 Mar 2015
Mesajlar: 441
Standart

Yıldıztozu´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
şu ayet ne biçimmiş yahu ''...üvey kızlarınız, eğer anneleri ile zifafa girmemişseniz onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur''

porno endüstrisi Kuran'dan bol bol senaryo malzemesi çıkarabilir aslında.

korku filmi yapımcıları şiddet ayetlerine, porno filmi yapımcıları seks ayetlerine bakabilirler.


eh....

ERKEK üvey OĞLUNUN yani erkek evlatlığının karısını beğenir ve GÖZ KOYARSAN.....boşatıp evlenebiliyorsan......

sonra da o evlatlığın sana - sen de onun yüzüne bakabiliyorsanız !!!

üvey kızını neden yatağa atamayasın ?? !!!
Alıntı ile Cevapla
  #682  
Alt 11-10-2017, 12:47
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart Çocukla cinsel ilişki evlilikte olsa bile tecavüz sayılacak.

Hindistan Anayasa Mahkemesi yasal eş bile olsa 15-18 yaş arasındaki kız çocuklarıyla cinsel ilişkiyi ceza kanununda tecavüz olarak kabul etme kararı aldı.

Hindistan Anayasa Mahkemesi Dünya Kız Çocukları Günü'nde yaptığı açıklamada Merkez hükümete ve eyalet hükümetlerine ülke genelindeki çocuk evliliklerini engellemek için önleyici tedbirler alma çağrısı yaptı.
Sivil toplum kuruluşu Independent Thought (Bağımsız Düşünce) tarafından dilekçeye açılan tartışmalı yasada bu karardan önce bir erkek 15-18 yaşlarındaki eşiyle birlikte olduğunda bu tecavüz sayılmıyordu fakat bu istisna yasal rıza yaşının 18 olmasıyla çelişkili bir durumdu.
Dünyada en fazla çocuk gelin Hindistan'da. Hindistan'da kız çocuklarının yüzde 47'si 18. Doğumgünlerinden önce evleniyor. Eyaletten eyalete çocuk gelin oranları yüzde 69'dan yüzde 65'e değişen Hindistan'da 15'inden önce evlenen kız çocuklarının sayısı azalsa da 15-18 yaşları arasındaki kızların evlenme oranlarında artış yaşanıyor.

Haber

Hint toplumunda da tıpkı Orta Çağ Arap kültüründe olduğu gibi çocuk yaşta kızlarla evlenmek gelenek hâline gelmiş. Haberde % 65'e varan oranlar veriliyor. Bu durumda, o toplumun yarıdan fazlasını "pedofili" ilân etmek mümkün müdür; ayrı bir problem. Öte yandan, İslam Peygamberi Aişe ile olan evliliğini şimdi yapmış olsa "Tecâvüz"den suçlu olacaktı.

Ahlâkın ilkesel yaptırımları vardır.
Bunlar, zaman ve mekâna göre anlam kayması ve değer kaybına uğramazlar.
Yalancılık, suçsuz yere veya nefs-i müdâfaa hâricinde adam öldürme, hırsızlık, zinâ vs...

Tuhaf olan şu ki 1400 küsûr sene önce, "Allah'ın Resûlü"nün yaptığı ve meşrû saydığı bir uygulama, bugün "yüz kızartıcı suç" addediliyorsa ahlâk anlayışımızda bir problem var demektir. Merhum Yaşar Nuri Hoca Aişe'nin evlilik yaşını 17 olarak veriyordu. Fakat; görünen o ki Hindistanda yürürlükte olan yeni yasaya göre, yine kurtaramıyor.
Alıntı ile Cevapla
  #683  
Alt 28-05-2019, 02:42
kendosertadam kendosertadam isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 21 May 2018
Mesajlar: 215
Standart

"Ama kim bana iman eden bu küçüklerden birini günaha düşürürse ,boynuna kocaman bir değirmen taşı asıp denizin dibine atılması kendisi için daha iyi olur.insanı günaha düşüren tuzaklardan dolayı vay dünyanın haline ! Böyle tuzakların ,olması kaçınılmazdır.ama bu TUZAKlara ,ARACILIK eden KİŞİNİN vay haline !" Matta 18 /6,7

Tuzak :

"Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır " Enfal 30

Allah tuzak kuruyorsa,Muhammed 'de "aracı" KİŞİ oluyor.
İsa "kişilerin" dememiş,"KİŞİ"nin vay haline demiş...bize kişiler değil kişi gerekiyor...o kişi Muhammed'dir.
Kuran' da çoçuk evliliklerine izin verilir.Muhammed' de Ayşe ile bunun öncülüğünü yapar...yani "ARACI" olur.
İsa' nın öğüdüne ve uyarısına "peygamberim" diyen biri tarafından bundan daha iyi muhalefet edilemezdi .çocuk yaşta cariyelerden bahsetmiyorum bile...

Ayşe isminin anlamı : yaşayan,rahat yaşayan.
Ayşe gerçekten "yaşamış" tı...rivayetlere göre 80 küsür yaşında ölmüş.
Ayşe Muhammed'in göz bebeğiydi.Muhammed'in en sevdiği eşinden başka kim daha rahat olabilir ?
Muhammed'in ilk eşinin anlamına bakalım :
Hatice : erken doğan kız çocuğu
Hatice Muhammed'den yaşça büyüktü.yani "erken doğan kız çocuğu"ydu.
İsimler,olaylara,kişiye göre çok iyi seçilmiş...bu,karakterler yaşamış olsa bile,isimlerin uydurma olabileceğini akla getiriyor. Veya karakterlerde isimlerde uydurma.
Birde Muhammed'in ailesini katlettiği "Safiye" var...
Safiye : katıksız,katışıksız.saf.
Safiye yahudiydi.
Yahudiler Tevrat' a göre kendi içlerinde evlenir,evlendirilirler.(yanlışım varsa düzeltin)
Evet,Safiye gerçekten "katışıksız" dı.saf "yahudi" ydi.
İsimler bundan daha uygun seçilemezdi herhalde.

Matta 18 /6 ve 7.ayetlerdi başta verdiğim İncil ayeti.
Ayşe 'nin evlilik yaşıda "6"ydı...sonra "18"e çıkartanlar oldu...18/6...tesadüf deyip geçelim.
Alıntı ile Cevapla
  #684  
Alt 16-06-2019, 20:36
Alibey - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Alibey Alibey isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 19 Sep 2014
Mesajlar: 846
Standart

Ayşenin 9 yaş evlilik belgesi kuran diye başlıyor yazı. Fakat büyük bölümü okudum ben bulamadım. Yardımcı olabilirmisiniz. Teşekkür.

Aklı başında hiçbir insan kendi özgür aklını bir dine ya da ideolojiye teslim etmez
Alıntı ile Cevapla
  #685  
Alt 04-06-2020, 02:57
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.575
Standart

t24.com.tr

Araştırma sonucu: Dindarlar da çocukların erken evlendirilmesine karşı



Kendilerini Müslüman feminist olarak adlandıran Havle Kadın Derneği'nin yaptığı araştırmaya göre kamuoyunda yaratılmaya çalışılan algının aksine muhafazakarlar erken yaşta evliliğe sıcak bakmıyor. Araştırmaya göre toplumun büyük bölümü ideal evlilik yaşını kadınlar için 24, erkekler için 26 olarak görürken ‘Bir kızınız olsa ya da varsa kızınızı 18 yaşından önce evlendirir misiniz?' sorusuna yüzde 91,8 ‘Hayır' derken yüzde 7,1 de ‘emin değilim' diyor.

Kısa Dalga'dan Müjgan Halis'in çocukların erken yaşta evlendirilmesi ile ilgili yürütülen yasa değişikliği ile ilgili hazırladığı podcastte konuşan Havle'nin kurucularından Rümeysa Çamdereli, Türkiye örneklemini yansıtan 2 bin 700 kişiyle yaptıkları anketin sonuçlarını şöyle anlattı:

‘Bir insanın evi çekip çevirebileceği yaş kaçtır' diye sorduğumuzda kadınlar için bu yaşın 24, erkekler için de 26 olduğunu söylüyorlar. Yani Türkiye toplumu 24 yaşından önce kimsenin evi çekip çevirebileceğine inanmıyor. Ya da ‘kızlar için ideal evlilik yaşı nedir?' diye sorduk, 23 dediler. Erkek için 25 dediler. Peki ‘Bir kız kaç yaşına kadar çocuktur?' dedik, 20 dediler, erkeklere de 19 dediler. Bir de ‘İslami olarak sizce kaç yaşından itibaren evlilik caizdir?' dediğimizde yine ağırlıklı ortalama kızlar için 18, erkekler için de 19 olarak çıktı. Burada 18 yaşın altında diyenlerin oranı oldukça düşük çıktı. Mesela Hz. Ayşe'nin yaşı olarak da söylenen 9 yaşı belirterek de bunu savunan bazı sapkın fikirler var –ki Hz. Ayşe'nin 9 yaşında evlenmediği konusunda da birçok delil var- bunu ankette 9 yaş olarak cevaplayanların oranı sadece yüzde 1. Hatta bu yuvarlanmış bir rakamdı, gerçek oran 0,7. Yani aslında çok marjinal bir grubunu oluşturuyor. Katılımcıların yüzde 46'sı 21-24 yaş arasında yaş değerleri paylaşıyor. Bunu değer olarak 25 yaş, yüzde 32'lik bir yüzde ile karşılıyor. Sonrasında yüzde 26'lık bir yüzde 20 yaş izliyor. Gerçekten de çok yüksek değerler. ‘Bir kızınız olsa ya da varsa kızınızı 18 yaşından önce evlendirir misiniz' diye sormuştuk. Orada yüzde 91,8 evlendirmeyeceğini söylüyor, yüzde 7,1 de ‘emin değilim' diyor."

Rakamlar bunları söylerken, kamuoyunda sanki bütün Müslümanların bunu savunuyormuş gibi gösterilmesine dair ise, Rümeysa Çamdereli "Bunun bir İslamcılık belası olduğunu düşünüyoruz. Hep bu yüzde 50'lerle temsil edilen iktidarın kendisini konumlandırdığı İslami söylemde yüzde 50'nin birbiriyle aynı şeye inanıyormuş gibi davrandığını düşündük. Ama aslında öyle değil. Araştırmamız da bunu gösteriyor. İnsanların oy verdikleri ya da destekledikleri şeyle gündelik hayatta pratik yaptıkları şey arasında mesafe var" dedi.

"İslamın indiği dönemin gelenekleri din hükmü gibi sunuluyor"
28 Şubat döneminde üniversiteden tasfiye edilen akademisyenlerden biri olan Berrin Sönmez de Ortodoksi din yorumlarına açık olan bazı grupların erken evliliği teşvik ettiğini belirterek "AKP dediğimiz yapı, öyle o kadar da homojen bir yapı değil. Ortodoksi din yorumlarını, dinin ta kendisi sayan ve tüm toplumu bu yorumlara uymaya, bu yorumlar doğrultusunda yaşamaya zorlamak isteyen bir grup olduğu görülüyor. İslam o gün indiği toplumun evlilik konusundaki adetlerini serbest bırakırken, sadece bazı sınırlamalar getirmiştir. O sınırlamalar da akil ve baliğ olma şartıdır. Ortodoksi din yorumları dediğimiz, dinin evlilik ile ilgili usullerini değil dinin indiği çağın şartları içerisinde Arap yarımadasında yaşanmakta olan evlilik geleneklerini, sanki din hükmüymüş gibi sunarlar topluma, biz buna itiraz ediyoruz" dedi.

Kısa Dalga'dan Müjgan Halis'in hazırladığı 'Erken yaşta evlilik' podcast dizisinde ‘erken evlilik' yapan kadınlara, Müslüman Feministlere, kadın hakları savunucularına ve kadın siyasetçiler konuşuyor.

'Podcast dizisinin bu bölümünde çocukken cinsel istismara uğrayan ve kendisini bu istismara maruz bırakan erkekle evlendirilen genç kadın, "Çocukluğumu istiyorum, uykularımı istiyorum" diyor.

Çocuğun cinsel istismarı ya da ‘erken evlilik' yasası olarak bilinen düzenleme, yeniden gündemde. İktidar partisi tarafından son yıllarda sık sık dillendirilen en son 2016'da kadınların muhalefeti sonucu geri çekilen teklif bu kez nasıl sonuçlanacak? Yasalaşacak mı, yoksa iktidar geri adım mı atacak?

Kuran-ı Kerim, erken evliliği mi emrediyor? Bu yasa kadınların hayatında ne değiştirecek? Serinin ilk bölümünde 16 yaşında kendisine tecavüz eden kişiyle evlenmek zorunda kalan genç kadının yanı sıra Havle Kadın Derneği kurucularından Rümeysa Çamdereli ile kendisini Müslüman feminist olarak tanımlayan akademisyen Berrin Sönmez anlattı.

Ses kaydını haber linkinden veya buradaki linkten dinleyiniz.

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #686  
Alt 20-09-2020, 21:28
ilahimasal ilahimasal isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Oct 2017
Mesajlar: 3.462
Standart

Yaşıt iki arkadaştan birisi neden diğer arkadaşının kızına atlarki?

Aranızda çok samimi olupta arkadaşınızın kızına atlayan var mı?

Esasında bu olay sünnet sayılır.
Niye yapmıyorsunuz?

Bana etik gelmiyor bu olay , arkadaşımın kızına atlamam.


Akcay bir hikaye yazmış ve altna "yüze bakmaktan" bahsetmiş


Yargiç "Mümkün degil," demiş; "daha 3 ay var; 3 ay sonra bas vuracaksin."
Baba: "Aman hakim bey! Kiz gebedir. Esin dostun yüzüne bakamiyoruz. Izin verin evlensin."
Yargiç: Yaz kizim! Durusmanin 3 ay sonraya ertelenmesine


Ee Akçay kızın varmı yokmu bilmiyorum ama yaşıtın arkadaşların vardır. Kızın yaşı senin dedigin yaşta bile olsa arkadaşın senin kıza hallense sende olur desen milletin suratına nasıl bakarsınız merak ettim?


Ahzap 50 deydi sanırım halanın teyzenin .... diyip neredeyse ana bacı hariç herkesi diyen ayette arkadaşının kızıda sana helaldir diyormuydu ?
Alıntı ile Cevapla
  #687  
Alt 28-10-2020, 19:52
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.492
Standart

Hz. Aişe radıyallahu anha anlatıyor: "Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında bebeklerle oynardım. Arkadaşlarım (da oynamak için) yanıma gelirlerdi. Resûlullah aleyhissalatu vesselam (eve gelince, utanarak) saklanırlardı. Ama Aleyhissalatu vesselam onları tekrar bana gönderirdi. Beraber oynamaya devam ederdik."

Kaynak: Buhari, Edeb 81; Müslim, Fedailu's-Sahabe 81, (2440); Ebu Davud, Edeb 62, (4931, 4932).
Alıntı ile Cevapla
  #688  
Alt 31-08-2021, 04:06
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

https://tr.wikipedia.org/wiki/Ai%C5%9Fe

Muhammed ile evliliği
Hadislerde Aişe'nin 6 yaşındayken 50 yaşındaki Muhammed ile nişanlandığı ancak 9 yaşında evlendiği aktarılmaktadır.

Muhammed el-Buhari'nin Sahih-i Buhari'de de aktardığı üzere Aişe şunları der:[10]

" Peygamber benimle altı (yaşında) bir kızken nişanlandı. Medine'ye gittik ve Beni-el-Haris bin Hazrec'in evinde kaldık. Sonra hastalandım ve saçlarım döküldü. Daha sonra saçlarım büyüdü ve annem, Ümmü Rûmân, salıncakta kız arkadaşlarımla oynarken yanıma geldi. Beni çağırdı, yanına gittim, bana ne yapacağını bilmiyordum. Elimden yakaladı ve beni kapıda bekletti. Soluğum kesilmişti, nefesim yerine geldiğinde biraz su aldı ve yüzümle başımı bu su ile ovdu. Daha sonra beni eve aldı. Evde Ensâr'dan birtakım kadınlar hazır bulunuyordu. Bunlar bana: "Hayır ve bereket üzere geldin, hayırlı kısmet getirdin!" dediler. Annem beni bu kadınlara teslim etti. Bunlar da benim kılığımı, kıyafetimi düzlediler ve Resûlullah'a teslim ettiler. Ensâr kadınları beni Resûlullah'a takdim ettiklerinde ben dokuz yaşında bir kızdım.


Uckur Duskunu Hz. Muhammed`i aklamak gerekirse,
Ayse nasil boyle bir gaf icine dusebilir?
Kendisini neden buyuk gostermemis?
Hic dusunmemismi daha sonra kendisine kucuk yasta tecavuz eden birinin tecavuzcu PEDOFILI biri olarak gorulecegi, veya cinsi sapik olarak gorulecegini dusunmemis olabilirmi?
Ama kendisini cani gonulden kutlarim, Zehirliyerek 3 gun yerde cesedini kokuttu, cenazesine sadece 17 kisi katilmasini sagladi ya, Kucuk Cop, Buyuk Copten Boyle Ocunu Almis Oldu...

Sonuc olarak Peygamberlerini aklamaya calisanlar en azinda 17 yasinda olabilecegini de savunuyorsa, En yakin arkadasinin Kizi, Cocugu yasindaki bir kizi yatagina almasi basli basina Asagilik bir yapilanmadir...

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #689  
Alt 05-10-2021, 17:53
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

Saygideger Forum Katilimcilari,

Aise 6 yasinda, 9 yasinda, 11 yasinda veya Turkiye`deki yobaz Dincilerin idda ettikleri 17 yasinda olabilir, Turkiye disinda bir baska Musluman ulkenin 17 yasinda olabilecegini sanmiyorum, 18 yasini doldurmamis biri halen cocuk sayilmasina ragmen, Muhammed`i aklamak onun sahip oldugu bozuk kisiligini temize cikarmaya calisma cabalari ters tepmesine ve tarihi inceledigimizde Kuran ve tarihi kaynaklar Aise`nin 6 yasinda iken Muhammed ile nisanlandigini ve (Adet Oldugu) sozde ergenlik yani tecavuz edilebilir konuma geldigi kabullenerek, Cocuk yastaki Aise`ye 53 yasindaki Muhammed tarafindan TECAVUZ EDILMISTIR.
Aise gonullu olarak Babasi, hatta Dedesi yasindaki bir adam ile cinsel iliskiye girmek istermi? Istmesinin mumkunu yok, O halde BUNUN ADI TECAVUZDUR.

Aise`nin Dogumu resmi tarihi kaynaklara gore 614dur, Muhammed`in dogum tarihi resmi kaynaklara gore 570 dir. 9 yasindaki bir cocuk kendisinden 44 yas buyuk olan birinden hoslanabilirmi? veya O yastaki cocuk Cinsel iliskiye meyilli olabilirmi? olursa bile kendi yasitinda olan cocukluk aski denilen bir olgu ile bakilacaksa, Bu kisi SAVFAN olamazmi? Kolye olayi bunu kanitlamiyormu?

Yeri geldiginde Peygamber Efendimizin Evlilikleri Yatagina Atip Onlara Tecavuz Etmek Degildir, Onlari Himayesi Altina Almistir!!!
Demesini biliyorlar,
Mesela resmi rakamlara gore 39 hatundan hangisini himayesi altina almistir?

Aise`nin Babasi ve Annesi hayatta degilmiydi? (Ebu Bekir`in Kizi)
Hafsa`nin Babasi ve Annesi hayatta degilmiydi? (Omer`in Kizi)
Zeynep`in Babasi ve Annesi hayatta degilmiydi? (Ogullugu Zeyd`in Esi, yani kendi kizi)
Ümmü Habîbe`nin Babasi ve Annesi hayatta degilmiydi? (Ebu Sufyan`nin kizi, Muaviye`nin Bacisi)

Yakin arkadaslarinin kizlarina goz diken, yakin arkadaslarinin kucuk yastaki kizlarina tecavuz eden kisi ve kisilere ne AD VERILIR?
isgal ettigi ve yagmaladigi yerlesimlerden aldigi kucuk yastaki kiz cocuklarina TECAVUZ ETMESI VE BUNUN BIR ALISKANLIK HALINE GELMIS OLABILECEGINI KABUL EDERSEK.....

"Pedofili ya da sübyancılık, yetişkin bir kimsenin ergenlik öncesi çocukları veya ergenliğe yeni girmişleri cinsel açıdan çekici bulması ve cinsel eğiliminin çocuklara yönelik olmasına neden olan psikoseksüel rahatsızlık. Bu rahatsızlığa sahip kişilere pedofili ya da sübyancı denir."

Muhammed`i Aklama veya Temize Cikarma Cabalarina Bakalim.


Hz. ÂİŞE (r.a.)

Allah Resulü Hz. Muhammed (s.a.s.)'e ilk iman eden
onun en sadık arkadaşı Hz. Ebu Bekr es-Sıddîk'ın
kızı ve Hz. Peygamber'in zevcesi. Hicret'ten dokuz veya on sene
önce Mekke-i Mükerreme'de doğdu. Annesi Ümmi Rûmân binti Âmir
İbn Umeyr'dir. Hz. Âişe çok küçük yaşta müslüman
olmuştur.

6 YASINDA NISANLANDIGINA VE 9 YASINDA TECAVUZ EDILDIGINE GORE KUCUK YASTA MUSLUMAN OLDUGUNU SAVUNMAK ZORUNDASINIZ....

Resulullah, ilk zevcesi Hatîcetü'lKübrâ hayatta
iken başka bir kadınla evlenmemişti. Onun vefatından
sonra bir süre daha evlenmedi. Resulullah, Hatice (r.a.)'ın
ölümüne çok üzüldü. Osman İbn Maz'un'un hanımı Havle
binti Hakim, Resulullah'a gelerek Ebu Bekr es-Sıddîk'ın
kızı Âişe ile evlenmesini teklif etti. Sonra da Resulullah
adına Ebu Bekr'e giderek kızı Âişe'yi istedi.

HATICE YASADIGI SURE ICINDE BASKA BIR BAYANLA EVLENMESININ MUMKUNU VARMIYDI, MAL VE MULK SAHIBI OLAN HATICE IDI, HATICE ARAP YARIM ADASININ EN BUYUK KERVAN SAHIBIYDI (ZENGINDI)
HATICE OLUR OLMEZ SEVDA ILE EVLENDI, BUNUN SEBEBI ISE, "PEDOFILI HASTALIGINDAN DOLAYI EN YAKIN ARKADASININ KUCUK KIZINA MUSALLAT OLMASINDAN YAPMIS OLDUGU KURNAZCA BIR EYLEM SEKLIDIR.

Hz. Âişe'nin Resulullah'a nikâhlanması
Hicret'ten iki veya üç sene önce oldu. Kaynaklar, bu nikâhlanma sırasında
Hz. Âişe'nin yaşının küçük olduğunu
kaydetmektedir. Nikâhın kıyılmasından iki yıl
kadar zaman geçtikten sonra zifâf vukû bulmuştur. Hz. Âişe'nin
o zaman dokuz veya on bir yaşında olduğu rivayet
edilmektedir. Bu rivayetleri bazı tarihçiler cerhetmekte ve Âişe
validemizin evlendikleri zaman daha büyük olduğunu ileri sürmektedirler.
Âişe validemizden rivayet edilen bir hadiste, Hz. Cebrâil Âişe'nin
resmini ipek bir hırka içinde Resulullah'a getirmiş ve "Bu,
senin dünya ve ahirette zevcendir." demişti. Hz. Peygamber (s.a.s.)'in
bâkire olarak nikâhladıkları tek zevcesi vâlidemiz Hz. Âişe'dir.
Resulullah onu çok severdi. Ona 'Hümeyra' lâkabını
vermiş ve: "Dininizin yarısını bu Hümeyra'dan alınız"
buyurmuşlardır.

PEKKI GANIMET OLARAK ALDIGI 4 ILE 10 YAS ARASINDAKI ESIR KIZ COCUKLARINA TECAVUZLERINE NE DIYECEKSINIZ!!! ONLAR BAKIRE DEGILMIYDI?

Hazret-i Âişe, Medine'de Peygamberimizin
muharebelerine katıldı ve diğer sahâbe hanımları
gibi harpte yaralıların tedavisiyle bizzat meşgul oldu.
Uhud gazâsında sırtında su ve yiyecek
taşıyıp yardım için Peygamber Efendimizin hep yanında
kalmıştı. Hatta, peygamberimizin Uhud'da müşriklerin
taşlarıyla yaralanan mübarek yüzlerine, hasır yakıp,
külünü basarak kanlarının durmasını
sağlamıştı. Hz. Âişe bir ara Uhud'da
kılıçla cepheye gitmek istemişse de, Resulullah buna müsaade
etmemiştir.

ETMEMISTIR CUNKU TECAVUZE UGRIYAN ZAVALLI COCUGU BIRDE SAVASA MI GOTURECEKTI!!

Âişe 14-15 yaşlarında iken Benu
Mustalık (Müreysi') gazâsına Resulullah'la beraber
katıldı. Gazâ dönüşü tuvalet için geride kalması
yüzünden iftiraya uğradı; savaşa ganimet için katılan
münafıklar Hz. Âişe'nin, gecikmesi sebebiyle, kâfilenin ardından
yanında Ashabtan Safvan ile birlikte geldiğini görünce bunu
kötü sözlerle ve çirkin bir şekilde yorumladılar. Yolda bu
dedikodulara bazı müslümanlar da karışınca Hz. Âişe
çok üzüldü; Medine'ye gelince hastalandı. İftira, dedikodu
etrafa yayılmıştı. Ateşi yükselerek yatağa
düştü. Bu arada kendisini fazla aramayan Rasûlullah'tan izin
isteyerek babası Ebû Bekir'in evine gitti. Orada bir müddet kaldı;
sabırla bekledi. Bu arada Rasûlullah diğer
hanımlarına ve sahâbeden en yakınlarına Âişe'nin
durumunun ne olabileceğini sordu. Hepsi de Hz. Âişe'nin temiz
ve suçsuz olduğunu söylediler; "Peygamberini fenalıklardan
koruyan Cenâb-ı Hak, size böyle bir şeyi revâ görmez,
sabreyleyin" dediler.

Aradan bir ay gibi uzun bir zaman geçinceye kadar danışmalarını
sabırla sürdüren Resulullah, sonunda Hz. Ebû Bekir'in evine uğradı.
Hz. Âişe'yi, anne, babası ve sahâbeden bir hanımla
ağlar buldu: "Ya Âişe, senin için bana şöyle şöyle
söylediler. Eğer sen, dedikleri gibi değilsen; Allah'u Teâlâ
yakında senin doğruluğunu tasdik eder. Eğer bir günah
işlediysen, tövbe ve istiğfar eyle! Allah'u Teâlâ, günahına
tövbe edenlerin tövbesini kabul eder. " buyurdular. Resulullah'ın
mübarek sesini işitince ağlamayı kesen Hz. Âişe
babasına bakıp cevap vermesini istedi. Hz. Ebû Bekir ve Âişe'nin
annesi böyle söylentilere ve dedi-kodu yapanlara sadece
şaşırdıklarını söylediler. Hz. Âişe
ise: "Allah'u Teâlâ'ya yemin ederim ki kulağınıza
gelen lâfların hepsi yalandır, iftiradır, Allah biliyor ki
benim bir şeyden haberim yoktur. Yapmadığım bir
şeye evet dediğimde kendime iftira etmiş olurum. Sabretmek
iyidir. Onların söylediği şey için Allah'u Teâlâ'dan
yardım bekliyorum." dedi. Günahsız olduğundan,
kalbinin temizliği ile ve kendinden emin olarak bekledi .

Bu sırada Hz. Peygamber (s.a.s.)'in yüzünde
vahiy alâmetleri belirdi. Hz. Ebû Bekir, Resulullah'ın
başının altına bir yastık koyup üzerine çarşaf
örterek beklediler. Vahiy tamamlanınca Resulullah terlemiş yüzünü
örtünün altından kaldırarak: "Müjdeler olsun sana ey
Âişe! Allah'u Teâlâ seni temize çıkardı. Senin pak
olduğuna şahit oldu." deyip Kur'an'daki Nûr Suresinden, o
an nazil olunan 10 ayeti okudu. Hz. Ebû Bekir hemen kalkıp
kızı Âişe'yi başından öptü, "Kalk,
Resulullah'a teşekkür et." dedi. Kendisi için ayet ineceğini
aklından geçirmeyen Âişe şaşkınlık içinde:
"Hayır kalkmam baba vallahi kalkmam. Allah'u Teâlâ'dan başkasına
şükretmem. Çünkü Rabbim beni Ayet-i Kerîme ile methetti."
dedi. Ama, çok sevindi. iftirada bulunanlar zamanla hakîr ve zelîl
oldular.

NE GUZEL BIR HIKAYE DEGILMI? BUNU YAZAN GERI ZEKALI HIC DUSUNMEDIMI TARIHCILER VEYA TARIHI INCELIYENLER BU UYDURMA YALANLARIMA GULER VE BEN VE BENIM GIBI ISLAM SAHTEKARLARININ YALANINI ORTAYA CIKARIRSA GERCEKLERDE ORTAYA CIKMIS OLUR, SUBYANCI MUHAMMED`IN GERCEK YUZU BEN VE BENIM GIBILER YUZUNDE ORTAYA CIKMIS OLUR..

AISE VE SAFVAN COLDE CIRILCIPLAK SEVISIRKEN, AISE`YI BULMAK ICIN GERIYE GIDEN BIRLIGIN BIRI TARAFINDAN GORULMUSTUR. KUCUK YASTAKI AISE VE EN YAKIN ARKADASININDA KIZI OLMASINDAN DOLAYI, KENDISI GIBI SAHTEKAR OLAN (OLMIYAN) SOZDE ALLAH`IN GONDERDIGI VAHI ILE AKLAMISTIR...

Peygamberimiz (s.a.s.) 632 senesinde hastalanınca
son gününü Hz. Âişe validemizin evinde geçirdi. Rebiü'levvel ayının
onikinci pazartesi günü öğleden önce mübarek başı, Hz.
Âişe validemizin göğsüne yaslanmış olduğu
halde vefat etti. Resulullah'ın vefatından sonra Ashâb-ı
Kirâm, Hz. Aişe validemize müminlerin annesi adını
vererek, ona büyük hürmet göstermişlerdir. Hz. Âişe de, sahâbe
içinde, kırk yıla yakın bir müddet daha yaşamış
ve pek çok hadis rivayet etmiştir.

EBU BEKIR VE OMER`IN PLANLARI ILE KENDI KIZLARI TARAFINDAN VERILEN ZEHIR ILE HAK ETTIGI YERE GONDERILEN GERCEKLERI NEDEN SAKLIYORSUNUZ?
GOGSUNE YASLANMIS HALDEMI!!!! MEMESINI EMEREKMI VEFAAT ETTI!!!
SAHTEKARLIGIN BOYLESI OLURMU?
KONUSMASIN DIYE KAFASINI DIZINDEN KALDIRMADI, BIR KAC KEZ KAFASINI KALDIRMAK ISTESEDE ELI ILE SERT BIR SEKILDE DIZININ UZERINDEN AYRILMAMASI ICIN, SON NEFESINI VERENE KADAR MUDAHALE ETMISTIR,

Hz. Âişe'nin bu son kırk yıllık
hayatındaki en önemli olay; Cemel Vak'ası'dır. Hz.
Osman'ın karışıklık çıkaran entrikacı
asiler tarafından şehid edilmesinden sonra halîfe olan Hz. Ali,
katilleri bulmak ve kısas yapmak hususunda günün şartları
gereği olarak sabırla hareket etmeyi uygun bulmuştu. Bu
yumuşak davranıştan yüz bulan asiler taşkınlıklarını
artırarak fenalıklarına devam ettiler.

Durum böyle endişe verici bir hâl alınca
Ashâb-ı Kiram'ın büyüklerinden bir kısmı (Talha, Zübeyr...)
Mekke'ye giderek o sırada hac için orada bulunan Hz. Âişe'yi
ziyaret edip, olaylara el koymasını ve kendilerine
yardımcı olmasını istediler. Hz. Âişe de; acele
etmemelerini, sabırla bir köşeye çekilip Hz. Ali'ye yardımcı
olmalarını tavsiye etti. Ashâb-ı Kirâm'ın büyükleri
de Hz. Âişe'nin tavsiyesine uyarak, askerleriyle Irak ve Basra'ya
gitmeyi uygun gördüler. Hz. Âişe'ye de: "Ortalık düzelinceye
ve halifeye kavuşuncaya kadar bizimle beraber bulun, bize destek ol,
çünkü sen müslümanların annesi ve Resulullah'ın muhterem
zevcesisin, herkes seni sayar dediler. Hz. Âişe de, müslümanların
rahat etmesi ve Ashâb-ı Kirâm'ın korunması için onlarla
birlikte Basra'ya hareket etti.

Bu gidişi asiler, Hz. Ali'ye başka türlü
anlattılar. Bu arada Hz. Ali'yi de zorlayarak Basra'ya gitmesini
sağladılar. Hz. Ali de Basra'ya gelince Hz. Âişe'ye bir
haberci yollayarak, olaylar ve yolculuğu hakkındaki düşüncelerini
sordu. Hz. Âişe, fitneyi önlemek ve sulhu sağlamak için
Basra'ya geldiğini; öncelikle katillerin yakalanmasını
istediklerini halife Hz. Ali'ye bildirdi. Bu görüşü Hz. Ali de
uygun bularak sevindi. Memnun olan her iki taraf üç gün sonra birleşmeyi
kararlaştırdılar.

Bu barış haberini ve memnunluğu
işiten münafıklar birleşmeye engel olmak için, gece
karanlık basınca, her iki tarafa da ayrı ayrı
askerlerle saldırdılar. Taraflara da: "Bakın,
karşınızdakiler sözünde durmadı" deyip bu gece
baskını ile ortalığı
karıştırdılar. Karanlıkta neye
uğradıklarını bilemeyen müslümanlar harb etmeye başladılar.
Her iki taraf da karşısındakini suçluyordu. İşte
bu iki müslüman grup arasında meydana gelen çatışmaya
Cemel vak'ası denir.

Bu vak'ada Hz. Aişe'nin ictihadı Hz. Ali'nin
ictihadına uymamıştı. Buna rağmen galib olan Hz.
Ali, müminlere anneliği Kur'an-ı Kerim ayeti ile sabit olan Hz.
Aişe'ye ikram ve izzette bulundu. "Ali'yi sevmek imandandır."
hadisini haber veren Hz. Âişe de Hz. Ali'yi çok severdi. Daha sonra
Hz. Ali'nin şehâdetine üzüldü ve çok ağladı. Çünkü,
sahâbiler birbirlerini çok severlerdi.

Hayatının son devrelerini müctehid olarak
bilhassa kadınlara mahsus hallere dair fıkhî hükümlerde
fetvalar vererek geçirdi. 676 yılında Medine-i Münevvere'de
vefat etti. Cenazesini Ashâbtan Ebû Hureyre (r.a.) kıldırdı.
Vasiyyeti üzerine Medine'de el-Bakî' kabristanına defnedildi.

Küçük yaşlarda iken Âişe'nin eğitim
ve öğretimiyle bizzat babası Hz. Ebû Bekir (r.a.) ilgilenmiştir.
Bütün müminlerin annesi olan Âişe validemiz daha küçük yaşlarda
iken okuma yazma öğrenmiş, zekâsı ve kabiliyeti ile
etrafının dikkatini çekmiştir. Öğrendiklerini
unutmaz, ezbere tekrar ederdi. Hafızası çok kuvvetli idi. Akıllı,
zeki, âlime, edibe, iffet sahibi bir hanım idi. Pek çok konuları
şiirle anlatan sanatkârca bir ifadeye sahipti.

Ashâb, karakter ve hâfızasına güvendikleri
ayet-i kerime ile övüldüğünü bildikleri için birçok meseleyi
ondan sorar ve öğrenirlerdi.

Hz. Âişe vâlidemiz babası Hz. Ebû Bekir ve
Hz. Ömer, Hz. Osman'ın hilâfetleri zamanında Hz. Peygamber'den
işittiklerini müslümanlara anlattı. Devamlı oruç tutar
ve daima gece namazı kılardı.

Hz. Âişe fıkıh ve ictihadda keskin,
kuvvetli görüşe sahiptir. Fıkıh ilminin
kurucularından sayılır. Devrinin üstün âlimlerinden ve
Fukahâ-i Seb'a*dandır.

Hz. Âişe, güzel ahlâklı, merhamet dolu, cömert
ve ibadete düşkün, çok zeki bir sahâbiydi. Hepsinin başında
en mümtaz vasfı ise İslâm'a ve ilme olan büyük hizmeti idi.
Müslüman bilginler arasında yaygın bir rivayete göre fıkıh
ve dinî ilimlerin dörtte birini Hz. Âişe nakletmiştir.

Ebû Mûsa el-Eş'ârî: "Bizler, müşkül
bir mesele ile karşılaştığımızda gider
Hz. Âişe'ye sorardık." demiştir.

Abdurrahman b. Avf'ın oğlu Ebû Seleme:
Resulullah'ın sünnetini Hz. Âişe'den daha iyi bilen; dinde
derinleşmiş, Ayet-i Kerîme'lere bu derece vâkıf ve
sebeb-i nüzulleri bilen, ferâiz ilminde mâhir bir kimseyi
görmedim." demiştir.

Hakkında İmam Zührî: "Eğer
zamanının bütün âlimlerinin ve peygamberimizin diğer
zevcelerinin ilmi bir araya toplansa, Hz. Âişe'nin ilmi yine daha
ağır basardı" derdi.

Atâ b. Ebî Rebâh; "Hz. Âişe, ashâb
içinde en çok fıkıh bilen, isabetli rey bakımından
en ileri gelen bir kimse idi." demiştir.

Tabiinden Mesruk; "Allah'a yemin ederim ki, Ashâb-ı
Kirâm'ın ileri gelenlerden bir çoğu gelir Hz. Âişe'den
Ferâiz'e ait sorular sorar ve öğrenirlerdi." demiştir.

Hz. Âişe Peygamberimizden ikibinikiyüzon hadîs
rivayet etmiştir. Kendisinden de Ashâb ve Tabiin'den bir çok kimse
hadîs nakletmişlerdir. Sahih hadis kitapları Hz. Âişe'nin
fetvaları ile doludur. Ahmet b. Hanbel Müsned adlı eserinde de
Âişe'nin rivayet ettiği hadislerinden uzun uzun bahseder .

Hz. Âişe'nin naklettiği hadislerden
bazıları:

"Ey Âişe, Allah, kullarına lutf ile
muamele edicidir. Her işte yumuşak davranılmasını
sever."

"Her gün yirmi kere ölümü düşünen
kimse, şehidlerin derecesini bulur"

"Resul-i Ekrem (s.a.s.) 'in en ziyade
hoşlandığı ibadet, devamlı olanı idi, az
olsa bile."

"Sekir (sarhoşluk) veren her içki haramdır.
"

-Hazret-i Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
"Cebrâil hiç durmaz komşu hakkına hürmet olunmasını
bana tavsiye ederdi. Hatta ben yakında komşuyu mirasçı
kılacak sandım. "

Yunus Emre ÖZULU"

Hangi Kiliga Girerseniz Girin, Hangi Yalanlara ve Sahtekarliklara Bas Vurursaniz Vurun, PEYGAMBER OLARAK GORDUGUNUZ VE INANDIGINIZ BU SAHSIYETI AKLIYAMAZSINIZ VEYA TEMIZE CIKARAMAZSINIZ...
CUNKU TARIHI BELGELER ORTADA.....

Baskoylu.

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
  #690  
Alt 10-01-2022, 06:12
Baskoylu Baskoylu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 23 Sep 2012
Mesajlar: 1.151
Standart

Age of 3rd wife Aisha


From the 20th century onwards, a common point of contention has been Muhammad's marriage to Aisha, who was said in traditional Islamic sources to have been six when betrothed to Muhammad, and nine when she went to live with Muhammad and the marriage was consummated, although according to some scholars it is assumed that the marriage was consummated upon her reaching puberty.

Critics such as Baptist pastor Jerry Vines and the Dutch Party for Freedom leader Geert Wilders have cited the age of Aisha to denounce Muhammad for having had sex with a nine-year-old, referring to Muhammad as a pedophile. An early 20th-century adherent of the Arya Samaj Hindu reform movement noted in Rangila Rasul that Aisha was young enough to be Muhammad's granddaughter.

https://en.wikipedia.org/wiki/Criticism_of_Muhammad

Istiyen varsa Turkce Tercumesini yapabilirim

MILLIYETCILIK COCUKLUK HASTALIGIDIR. INSANLIGIN DA KIZAMIGIDIR. EINSTEIN.
ADOLF HITLER VE MUSSOLINI GIBI IRKCILARIN USTASI, ATATURK`TUR
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:55 .