RollingStones´isimli üyeden Alıntı
ben nasıl yorumlamışım
2.yasa, Entropi, Evrenin bir başlangıcı olduğunu, yani sonsuz evren olamayacağını söyler
Ben hata göremiyorum.
|
Hata evrene dair yaptığın tanım ve çizdiğin sınır da.
Evrenin sonlu ya da sonsuzluğuyla ilgili değil, size göre düzen-düzensizlik çıkarımı-esasıyla ilgilidir. Anladığınız nedir?
İfadem açık, evren kavramını böyle kavanozlara hapsederek bir noktaya varmazsın, ya da varırsın da kendini kandırırsın, bu mutlu mu ediyor, belkide.
Yani biz evren tanımında düzenli, düzensiz diye bir ayrım mı koyduk? Neye göre düzenli, neye göre düzensiz...
Bunu geçtim, Termodinaiğin 2. yasası diyorsun, peki bu yasanın, izole ortam, sistemlerle ilgili olduğunu da biliyor olmalısın(daha önce bu konularu tartışmıtık, kısa geçeyim).
Diğer taraftan enerjinin korunumu yasası dien çıkar, şu bu diyen çıkar, ama defalarca dile getiriyorum, indirgemecelik ciddi bir hata, safsatadır. Sap ile samanı karıştırmamalı... Bu tür yasaların bşr e-göresi yani neye göresi, nereye göresi, hangi koşulda, neye dairliği vardır, bu tür kavramları veya kıstasları alıp, lahsına mğnhasırlık addedilmemiş olan uzay-evren kavramına genelleyemezsiniz. özelden-genele safsatası.
Evren katıdır, sıvıdır, gazdır, düzenlidir vb diyemeyiz, tüm bu haller, biçimleri kapsar, harici değil, dahili ifadelerdir ve bu ifadeler ancak lokal de, bir e-görelikle, yani kıyasa, neye görelikle soyutlanır. Yani nedir, bu kavramlar geneli belirlemez, lokaldir.
Örneğin yaratılışçılar ısrarla evrende düzen olduğunu iddia ederler değil mi? Göz göre, göre, kütüklüğün, ahmak tarafgrliğinin bu kadarı bile, bir kütüğe fazladır.
Evren'i mutlak bir biçim olarak görüyorsun, verili biçimi değişirse, evren olmaktan çıkıyor sana göre. Oysa evren
dinamik. Evren derken evren dediğimiz, parmağınla işaret edebileceğin bir şey, şahsa münhasır bir nesne değil ki, sabit, stabil bir biçime mutlaklaştırabilelim, kaldı ki şahsına münhasır olan herhangi nesne dahi sabit, stabil alınamaz... Şahsa münhasırlık, yapı-formla ilgili bir kavram - bunu es geçmeyelim.
Felsefik alanda ise, entropi, kısaca stotükoyla ilgilidir. Bu anormal bir durum değil, maddeler içinde öyle, çünkü, hareket hali, etkleşim halidir, etkileşim anı'da bir nevi sürtünme, çatışma, karşılıklı ilişki halidir. Form-yapılar, diğerlerine rağmen ayrı-farklı bütünler oldukları için, ister sosyal olarak insan, isterse doğal olarak madde-form-yapı olsun, eylemsilizkten yanadır. İnsanın ki, yansıma olarak iradi olsa da temeli yine nesneldir, çünkü etkiye, tepki verme durumu söz konusu olur... Tepkili hal, etkili haldir ve satabilite zedelenir ve etki-tepki bir biçimde belirli ve geçici dengeler oluşturabilir.
Neyse...
Madde dediğimizde, tanrı masaldır(o da maddenin dönüşümüyle oluşmuş bir şey ise, yanımlar metafizik olamaz, ozaman da tanrı denemez), masallar için, nesnel kanıtlar aramak nafile değilse nedir?
Evrenin sonu diyorsun, bunu derken kastın biçimle ilgili(biçim ve ilişkiler değişirse), bu ne maddenin başlangıcı ne de bitişi, ne de zamanın başlangıcı bitişi. O biçimler, maddedin etkileşimlerine dair, evren dediğimizde maddi evrendir,
biçimi ne olursa olsun.
Geriye bir de hayal alemi yani insanın çeşitli arzuları, bilinçliszliği, korkularıyla masal olarak kurguladığı alem vardır ki, bunun kanıtı, maddi evren üzerinden aramak da nafiledir.
Kısaca 2 evren sözkonusu, birisi maddi evren(yapıları biçimi nasıl olursa olsun), diğeri de masal alemi, masal tanrıları, ecişleri, bücüşleri, cinleri, perileri, pinokyoları vb binlerce kahramanıyla, insan hayallerinde türettiği metafizik kurgular...
Evrenin sonu, evrendeki toplam enerji vb.... Evren açısından be uzamda ne de formasyon olarak bir sınıra sahip değiliz ki. Evren bir torba dolusu elma değil ki...
Maddi evren diyoruz, madden evren diyoruz, neden, hayal alemi olmadığı için...