en büyük aşklar nefretle başlar

[durmuş]

ilk bakışta aşık olursan sonradan gördüyün hep hayal kırıklığı olur. önce sana ters gelen yönlerini görüp seversen aranıza şeytan bile giremez.

[GÖK.BÖRÜ]

Doğru bir tespit.

[Düşüngen]

durmuş´isimli üyeden Alıntı

önce sana ters gelen yönlerini görüp seversen aranıza şeytan bile giremez.

Kaç kişide var acaba bu yürek?
Çirkini sevecek büyüklükte bir yürek...

[durmuş]

Düşüngen´isimli üyeden Alıntı

Kaç kişide var acaba bu yürek?
Çirkini sevecek büyüklükte bir yürek...

insan önce sevmeyi öyrenmesi gerekiyor severek bakmaya başlayınca büyümeyede başlar büyüdükçe görüş alanı genişler başkalarının kabukla uğraştıklarını görür o ise içindeki meyveyle ilgilenir.yeterli oldumu sence. saygılar

[Laqrma]

Biraz sert olabilir ama bende düşüncelerimi söyleyeyim buna dair..

İnsanın sevdiği ya da aşık olduğu insanın başından sonuna değerlendirmesi şöyledir..

Herhangi bir insanı tanırsınız ve ona kendinizce süsler takmaya başlarsınız, kendinizce o kişiyi anlamlandırır, anlamlandırdığınız halini sevmeye başlarsınız yani bunu sağlayan sizsinizdir..

Bir odun parçası düşünün, buna renkli kağıtlar, parıltılarla dolu baloncuklar, kendinizin hoşuna gittiği bir şekilde süslerseniz bu odun parçası birden noel ağacına döner.. Size güzel görünür ve bunu seversiniz.. Ama sonra bütün süslerini çıkarırsanız geriye ne kalır, sadece odun parçası ve artık sevmezsiniz çünkü odun parçasının sevilecek hoşa gidilecek bir yani yoktur.. Basit bir odun parçasıdır o kadar..

Sevgi ve sevgiye bağlı aşk duyguları da aynen böyle işler.. Sevdiğimiz ya da aşık olduğumuz kişiye anlamları biz yükleriz.. Anlamlarımızı çektiğimizde geriye sadece herhangi bir insan kalır o kadar..

Sevgi öğrenilmez.. Çünkü bu basitçe hormonlarımızın bir oyunudur bize..

[Düşüngen]

Hatta ekleyelim, aşk kişinin kendisine yabancılaşması ve bu yabancılaşdığı duyguları karşı cinse ya da başka bir nesneye yansıtmasıdır. Daha sonrada, yabancılaşarak yansıttığı kendi duygularını, putlaştırdığı nesneden yalvarma suretiyle birazcık geri istemesi dilenmesidir.
Halbuki kişi karşısındaki ile alakalı değildir. Sadece kendisi ile alakalıdır.

Bunun kanıtınıda belirtmeye çalışayım.
Kişi sevdiğinden ayrıldığı zaman kendisini boşlukta hissetmesinin sebebi, kendi elleriyle putlaştırdığı güçlü kişinin artık kendisine yardım edemeyecek olmasıdır.

[Nova]

durmuş´isimli üyeden Alıntı

ilk bakışta aşık olursan sonradan gördüyün hep hayal kırıklığı olur. önce sana ters gelen yönlerini görüp seversen aranıza şeytan bile giremez.

Ben katılmıyorum ne yalan söyleyeyim.

2. satırdaki "önce sana ters gelen yönlerini görüp seversen" cümlesi, neden bana ters olan yönlerini seveyimki benim doğrularım ve prensiplerim var. Bu yazı başka bir yere kayabilir. Şeytan bana ters, ee ben onun ters yönlerini görüp seversem....arama şeytan giremez, bu durumda araya giren şeytan (iblis) dışında HERŞEY OLABİLİR.

[durmuş]

Laqrma´isimli üyeden Alıntı

Biraz sert olabilir ama bende düşüncelerimi söyleyeyim buna dair..

İnsanın sevdiği ya da aşık olduğu insanın başından sonuna değerlendirmesi şöyledir..

Herhangi bir insanı tanırsınız ve ona kendinizce süsler takmaya başlarsınız, kendinizce o kişiyi anlamlandırır, anlamlandırdığınız halini sevmeye başlarsınız yani bunu sağlayan sizsinizdir..

Bir odun parçası düşünün, buna renkli kağıtlar, parıltılarla dolu baloncuklar, kendinizin hoşuna gittiği bir şekilde süslerseniz bu odun parçası birden noel ağacına döner.. Size güzel görünür ve bunu seversiniz.. Ama sonra bütün süslerini çıkarırsanız geriye ne kalır, sadece odun parçası ve artık sevmezsiniz çünkü odun parçasının sevilecek hoşa gidilecek bir yani yoktur.. Basit bir odun parçasıdır o kadar..

Sevgi ve sevgiye bağlı aşk duyguları da aynen böyle işler.. Sevdiğimiz ya da aşık olduğumuz kişiye anlamları biz yükleriz.. Anlamlarımızı çektiğimizde geriye sadece herhangi bir insan kalır o kadar..

Sevgi öğrenilmez.. Çünkü bu basitçe hormonlarımızın bir oyunudur bize..

anlamını saptırmaya çalışıyon hiç alakası yok eyer çirkinse ben neden süsleme ihtiyacı duyayım süslüsü varken.

[durmuş]

nova´isimli üyeden Alıntı

Ben katılmıyorum ne yalan söyleyeyim.

2. satırdaki "önce sana ters gelen yönlerini görüp seversen" cümlesi, neden bana ters olan yönlerini seveyimki benim doğrularım ve prensiplerim var. Bu yazı başka bir yere kayabilir. Şeytan bana ters, ee ben onun ters yönlerini görüp seversem....arama şeytan giremez, bu durumda araya giren şeytan (iblis) dışında HERŞEY OLABİLİR.

bizi korkutan her şeye şeytan ismini takmışlar ismini ben koymadım. ŞEYTANLA yatağa girerim eyer birşey öyreneceksem .

[durmuş]

Düşüngen´isimli üyeden Alıntı

Hatta ekleyelim, aşk kişinin kendisine yabancılaşması ve bu yabancılaşdığı duyguları karşı cinse ya da başka bir nesneye yansıtmasıdır. Daha sonrada, yabancılaşarak yansıttığı kendi duygularını, putlaştırdığı nesneden yalvarma suretiyle birazcık geri istemesi dilenmesidir.
Halbuki kişi karşısındaki ile alakalı değildir. Sadece kendisi ile alakalıdır.

Bunun kanıtınıda belirtmeye çalışayım.
Kişi sevdiğinden ayrıldığı zaman kendisini boşlukta hissetmesinin sebebi, kendi elleriyle putlaştırdığı güçlü kişinin artık kendisine yardım edemeyecek olmasıdır.

yanlış yöne doğru çekmeye çalışıyorsunuz konuyu okadar dattınızki kaç kere okumam gerekti bence siz siyaset yapın onlara bu konuda uzmanlar gerekiyor bu aralar.sadece benim yazdığım başlıkla devam etmeye çalışın cevap bekliyorsanız. çirkini neden putlaştırma ihtiyacı duyayım ben tükürdüyümü yalamam sözümdende asla vazgeçmem verdiyimi geri istemem borç deyilse. saygılar.