NikolaTeslis´isimli üyeden Alıntı
Leo, hacıbaba bu Doğu Halkı Batı Halkı ne demek ben bilmiyorum ki.
Sen bu İslamcıların propagandasına gitmişin gibime geliyor. Poligami falan mı vardı bizde ben bilmiyorum?
Suudi Arabistan mı bura, Avrupayı anlayamasın.
Hani bu biraz Doğu halkı Avrupa olamaz diyen aşırı sağcı faşıkların şeysine benzemiş.
Bu ülke emin ol rönesans ötesi Avrupa ötesi insanlarla da dolu.
Abdülazizden beri bu ülke batılılaşma yolunda adımlar atmış, ne yazık ki dedeleri
her dönem selefileri ülke içine "BELEŞ ARSA BELEŞ PARA BELEŞ GÜÇ" tahsis edip
arabilerle her yeri çevrelemişler. Mesela Fatih ilçesi!
Süper eğitimli anamın "d*z*lmeye hazır" diye bi lafı vardır. Aynen Osmanlı bunu kendine yapmış.
Saray her dönem Avrupada dahi olmayan çağdaşlıkta iken hatta ahlaksızlıkta iken halkı sömürmek için her türlü çarpıklığı
enjekte etmiş.
Gayrimüslimlerin, hatta Türkleri kafir diye etiketleyen bir zihniyetin etrafını
içini yıllarca çürütmeyi başarmışlar.
Alevileri, Türkmenleri, Bektaşileri sırf arabi olmadı diye bile katletmekten geri durmayan bir güruh.
Genetik falan mı? Bence Anadolu, Türkiye kendine has babalar gibi kozmopolit, eskinin
ABD'si gibi bir şey. Bu torpaktan her cacık olur. Bizim şanssızlığımız yanı başımız dincilerlen
çevrili içimize sirayet etmiş.
Dediğim gibi bu memleketten her şey olur yeter ki İslamcılar sönsün.
Atanın cinsel eğilimi kısmı da iğrenç bi kısım gerçekten. Yunanistanda, Ermenistanda, Saidçilerde(bu sonradan gelmiş hani sanki çocuk evliliğini islamcılar yapmıyo gibi) böyle bi söylenti var ve acayip inanıyolar. ingiliz dingili arımsıtronkun kaynağı belirsiz bir popülarite çabasıdır kitabına girmiş fesli deli kullanır. Anticiler alıp satıyor. Bi de rıza nurda var.
|
- Elit kesimin "Batılılaşması" bir şey ifade etmez. Daha doğrusu "Zengin kesimin".
İran'da / Sudi Arabistan'da da zengin kesimi öyle çok etkileyen bir durum yok. Senegal'de filan, zengin ve eğitimli kişilerin 7-8 tane karısı var. Ama onlar iyice geri kalmış ülke.
Önemli olanın halk olduğunu en iyi bizim bilmemiz gerekir. Diğer bir örnek de ABD. Belli bir kesime dayanıp dünyanın en ileri ülkesi de olabilirsin. Ama temel gelir düzeyi + Zorunlu birleşik eğitim sitemin yoksa, ülkenin yarısı gene orta çağda kalır.
- Poligami gibi şeyler bence Atatürk sayesinde yok.
Dediğim gibi dinci kesimin asla haysiyet diye bir şeysi yok. Bugün kadınları kullanarak meclisi sosyete pazarına çeviriyorlar. 20 sene sonra "kadınlar vekil olamaz" yasası da çıkartabilirler.
Yani geri dönmek isteyecekler. Poligami maalesef büyük kentlerde eskiden de vardı. İnsan mal olunca yapacak bir şey yok. Ben Gayet iç-Anadolu bölgesinde, iki çocuklu evli adamın sorusuz sualsiz akşam "bu benim ikinci karım olacak" diye eve kadın getirdiği hikayeleri bilirim. Niye kendini sınırlasın ki? - Devlette göz yumuyorsa.
Öyle.
Kartopu
Ben Osmanlı tarihini çok iyi bilmem. Şeyh Bedrettin'in bir yerde ilk komünistlerden biri olarak anlaşılabileceğini okumuştum.
- Ben de bazı açılardan Osmanlı-sever sayılırım.
Konuya dönersek:
Mesela Orta-çağ diye bir şey bazı tarihçilere göre yoktur. Bazıları bunun Aydınlanma dönemi filozoflarının icadı olduğunu ifade ederler.
Yani yalan değil, ama belli oranda çarpıtılmış.
Çünkü Orta-çağ öyle tamamen "karanlık dönem" değilmiş.
Erken - Orta ve geç Orta çağ dönemleri vardır.
Erken orta çağ döneminde Bizans / Arap medeniyeti gibi teknolojinin hızla ilerlediği medeniyetler var.
Orta - Orta çağda çok büyük katedral inşaatları, sanatsal yapıtlar filan var.
Geç Orta çağ döneminde, artık ticaretin gelişimi, Batının zenginleşmeye başlaması ve aydınlanma döneminin habercisi, mimari, sanat / tablo ve felsefi eserleri filan var.
Yani birçok açıdan öyle "karanlık" bir dönem değil. Teokratik bir dönem, Eski Antik-uygarlıklardan farklı bir dönem, ama ilerlemenin olduğu / devam ettiği bir dönem.
Yine de halkın bir şeyi anlaması sorunu var. Laiklik getirmek istiyorsan, Kiliseyi dünyevi işlerden uzaklaştırmak istiyorsan, o zaman mecbursun. Üniversite'de tarih filan okursan işin aslını zaten öğrenirsin. Ama sıradan memur / işçi vs'nin orta çağı "karanlık dönem" olarak anlaması hem tamamen yanlış değil, hem de cumhuriyetin bir dayanağı olması, halkın teokrasinin bittiğini anlaması açısından önemlidir.
Diğer konu da milliyetçilik. Avrupa çok kültürlülüğü / "Çeşitlilikten kuvvet doğar" anlayışını kendi halkına kabul ettirmeye çalışıyor.
Bizde, yaklaşık 1 asır önce, var olan kültürel çeşitliliği bitirmek zorunda kaldık.
Mesela Hatay'a gidin, Arap var, Hıristiyan var, Süryani vs var ve birlikte güzel güzel yaşıyorlar.
Büyük şehre gelin işte bir takım Çizi yazıları "Türk" filan. Tarihsel olarak en yakın olduğumuz etnik gruplara karşı bir çeşit kibir duyguları, felan.
Yani bunlar geyik muhabbetidir. Ama belirli oranda olması da şart.
CUmhuriyet düşüncesi, ulus-devlet düşüncesi ile birlikte gelişiyor. Biraz da karmaşık bir konu.