Adam kızının odasının önünden geçerken hayretle bakakaldı. Yatağı güzelce toplanmıştı ve odası hiç olmadığı kadar derli toplu görünüyordu. Odanın kapısını yavaşça kapattı, sonra yastığın üzerine bırakılmış mektup zarfını farketti. Üzerinde -Babama- yazıyordu. Aklından geçen bin bir kötü düşünceyle mektup zarfını açtı ve titreyen elleriyle mektubu okudu:
Sevgili Baba;
Sana bu satırları derin bir pişmanlık ve üzüntü içinde yazıyorum. Erkek arkadaşımla kaçmak zorundaydım çünkü seni ve annemi yaşanacak rezaletten uzak tutmak istedim. Evet baba, bir rezalet... Bana göre değil ama size göre tam bir rezalet olacaktı bu. Sevgili babacığım, gerçek tutku ve aşkı ben Sedat’la buldum ve o öyle tatlı, öyle canayakın ve öyle sevimli ki anlatamam...
Şunu biliyordum, siz onun vücudunun her yerine taktığı küpeleri, dinlediği müzik tarzını, derisine işlettiği dövmeleri, kendine has o çılgın giyim tarzını asla ama asla onaylamayacaktınız. Babacığım, şunu da söylemeliyim ki, Sedat’ın benden çok büyük olmasını da sorun edeceğinizi biliyordum. Evet baba, Sedat 47 yaşında bir adam. Ancak onun çocuk ruhu... Nasıl anlatsam... Sedat içindeki çocuğu hiç öldürmemiş baba. Bir şey daha var! Ve bunu söylemekten asla utanmıyorum, aksine gurur bile duyuyorum bundan. Baba ben hamileyim! Sedat’ın dediğine göre çok mutlu olacağız. Ormanda kendine ait bir karavanı ve tüm kış yetecek kadar da yakacağı var. Bir sürü çocuğa sahip olma düşüncesi rüyalarımızı süslüyor.
Sedat benim gözlerimi esrar gerçeğine açtı ve artık biliyorum ki esrar kimseye zarar vermez. Esrar yetiştirecek ve insanlara pazarlayacağız ve yine bu sayede ihtiyacımız olan kokoin ve ekstaziye ulaşacağız.
Artık tam anlamıyla bilime yalvarıyoruz, dualar ediyoruz şu AIDS’in çaresi bulunsun ve Sedat sağlığına kavuşsun diye... O kesinlikle iyileşmeyi hakediyor. Endişelenmeyi bırak baba, ben 15 yaşındayım ve kendi başımın çaresine bakabilirim. Eminim birgün geri döneceğiz ve sen kendi torunlarını tanıyacak, seveceksin.
Kızın Bengü
NOT: Baba yazdığım mektubun tek kelimesi bile doğru değil. Ben Şermin’lerdeyim. Sadece sana; masamın üzerinde seni bekleyen karneden daha kötü şeylerin olduğunu hatırlatmak istedim.
http//dolfen.blogcu.com/
Son söylediğim her zaman doğrudur, bir sonraki onu yalanlasa da...!