Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam > Önerdiğimiz Başlıklar

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 12-10-2009, 21:08
ulpian - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ulpian ulpian isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Jul 2009
Mesajlar: 4.880

Başarı Ödülü 

Standart ''Allah varlığını kesin olarak bildirseydi imtihanın anlamı kalmazdı'' Argümanı

Genel olarak bir Tanrının/Yaratıcının veya özel olarak Kuran'daki Allah'ın varlığı/yokluğu üzerine yürütülen tartışmalarda, müslüman arkadaşlarımız bu iddiayı -hem de bir argüman olarak- sıkça kullanmaktalar:

''Allah, insanlara varlığı hakkında açık seçik deliller vermiş olsaydı, herkes varlığını kabul ederdi ve imtihanın bir anlamı kalmazdı''. (kısaca: ''imtihan argümanı'')

Bu iddia hakkındaki eleştirilerimi sunmak ve tartışmaya açmak istiyorum.

(1) İmtihan argümanı ile diğer bazı iddialar arasındaki çelişki
(2) İmtihan argümanı ile Kuran arasındaki çelişki
(3) İmtihan argümanı ve hür irade
(4) İmtihan argümanı ve adil imtihan




(1) İmtihan argümanı ile diğer bazı iddialar arasındaki çelişki


İlk göze çarpan tuhaflık, bu argümanı kullananların büyük çoğunluğunun başka bağlamlarda (hatta bazen aynı başlık altında) aynı zamanda ''Allah'ın varlığı açık-seçik ortadadır. Akleden herkes kabul eder.'' gibi iddialarda bulunması. Aslında tartışma genelde, müslüman tarafın bu oldukça iddialı teziyle başlıyor ve fakat argümanların zannedildiği kadar da güçlü/geçerli olmadığı tek tek gösterilince yavaş yavaş, bahsi geçen ''açık seçik'' delillerin bilimsel/felsefi anlamda objektif ve zorunlu deliller olmadığı, daha çok sübjektif, mistik veya şahsi tecrübeye bağlı olduğu noktasına geliniyor. Son ''tahlil''de ise, iman'ın ilahi bir lütuf ve nasip meselesi olduğuna karar kılınıyor. (Bütün bu farklı iddia dereceleri için, Kuran ayetlerinin bulunabilmesi ise ayrı bir rahatlığı beraberinde getiriyor.)

Oysa tartışmaya çok iddialı başlanılmıştı: ''Allah'ın varlığı açık-seçik ortadır. Salt akıl yoluyla kabul edilmelidir.'' Bunun böyle olmadığını kabul etmek zorunda kalan dindar taraf, bu sefer de neden bunun böyle olmadığını açıklamak zorunda kalıyor. İşte burada devreye imtihan argümanı giriyor: ''Eğer Allah varlığını açık seçik belli etseydi, o zaman zaten herkes inanırdı. İmtihan olmazdı.'' Bu argümanla, tartışmaya ilk başlanıldığında savunulan o iddialı tezin arasındaki çelişki daha açık olamaz oysa.



(2) İmtihan argümanı ile Kuran arasındaki çelişki

İmtihan Argümanı şöyle diyor: ''Allah, insanlara varlığı hakkında açık seçik deliller vermiş olsaydı, herkes varlığını kabul ederdi ve imtihanın bir anlamı kalmazdı''.

Fakat bizzat Kuran'ın kendisi bunun tam tersini söylüyor. Kuran'a göre Allah'ın varlığını veya Muhamed'in peygamber olduğunu kesin olarak bilenler bile, iman etmeyebiliyor.

  • Şimdi, bunların size inanacaklarını mı umuyorsunuz? Oysa içlerinden birtakımı, Allah’ın kelamını dinler, iyice anladıktan sonra, onu bile bile tahrif ederlerdi. => Bakara/75
Elmalılı Tefsiri (Bakara/75) => tıkla

Ey iman ehli! Artık bu katı kalblilerin sizin iyilik dolu temennilerinizden dolayı toptan imana geleceklerini ve ahir zaman Peygamberini ve onun getirdiği kitabı tasdik eyliyeceklerini ümit mi ediyorsunuz? Halbuki bunlardan bir grup vardı ki; Allah'ın kelâmını, yani Tevrat'ı işitirler, bellerlerdi de sonra yine onu tahrif ederlerdi, mânâsını değiştirecek bir surette kelimelerin ve harflerin yerlerini, mânâlarını değiştirirlerdi. Hem bunu anlayamadıklarından, akıl ve idrak noksanlığından dolayı değil, akılları erdikten, ne mânâsında, ne de Allah kelâmı olduğunda asla şüpheleri kalmadıktan sonra bile bile ve kasden yaparlardı. Artık böylelerinden iman ve hayır umulur mu?
  • Kendilerine kitap verdiklerimiz onu (Peygamberi) oğullarını tanıdıkları gibi tanırlar. Böyle iken içlerinden birtakımı bile bile gerçeği gizlerler. => Bakara/146
Elmalılı Tefsiri (Bakara/146) => tıkla

Tevrat'ta, Hz. Musa'ya benzer bir peygamber, diye vasıfları anlatılmış bulunduğu için öteden beri kitap ehli tarafından Hatemü'l-Enbiya (Peygamberlerin sonuncusu), ahd ifade eden "lâm" ile "en-Nebiy" Yani "O peygamber" diye anılırdı, böyle tanınırdı. "O" dedikleri zaman bunu anlarlardı. Ancak onun Hz. Muhammed olduğunu gösterecek bir belgeye, kesin bir delile ihtiyaç vardı. Hz. Muhammed'in getirdiği açıklayıcı âyetler ve apaçık mucizelerle bu da hakkıyle temin edilmişti. Bunların karşısında özellikle o zamanki Kitap ehlinin âlimlerinin hiçbir şekilde şüphe ve tereddüdü kalmamıştı. Bunu, çocuklarını bildikleri gibi kesin bir şekilde biliyorlardı.

(...)

Bu âyet, özellikle şunu da isbat ediyor ki, sadece bilmek, sırf kalbe ait olan ilim ve marifet, iman için yeterli değildir. Şer'î iman için itaat ve boyun eğmek, bundan başka gerçeği gizlemeyip açıktan ikrar ve itiraf etmek de lazımdır.

İmanın kökü, kalbe ait bir nitelik olmakla beraber onun geçerli bir iman olması, o kökün, zorunlu bir engel bulunmadıkça açıktan ortaya çıkıp yayılmasına bağlıdır. Kitap ehlinin âlimleri O peygamberi, kalben pek iyi tanıdıkları halde mümin olamamışlar, aksine bile bile gerçeği gizlediklerinden halktan daha fazla yerilen ve ayıplanan inatçı kâfirlerden olmuşlardır.
=> Demek ki, Kuran'ın kendi iddiasına göre, insan kesin olarak, açık seçik bildiği halde yine de boyun eğmeyebiliyor, iman etmeyebiliyor. Yani Allah, varlığını açık delillerle herkesin bileceği şekilde gösterseydi bile, yine de İMTİHAN gayesi ortadan kalkmış olmazdı. Çünkü ''bilmek'' -Kuran'ın iddiasına göre- iman için zaten yeterli değil.



Allah'ın varlığını açık seçik bilenlerin bile -Kuran'ın iddiasına göre- inkar edebileceğine diğer bir örnek:

  • Kim inkâr ederse, onun inkârı seni üzmesin. Onların dönüşleri ancak bizedir. Biz de onlara yaptıklarını haber veririz. Allah, göğüslerin içindekini (kalplerde olanı) hakkıyla bilendir. => Lokman/23
  • Biz, onları (dünyada) biraz yararlandırırız. Sonra da onları ağır bir azaba sürükleriz. => Lokman/24
  • Andolsun, eğer onlara, “Gökleri ve yeri kim yarattı?” diye sorsan, mutlaka “Allah” derler. De ki: “Hamd, Allah’a mahsustur.” Fakat onların çoğu bilmezler. => Lokman/25

Allah'ın varlığını açık seçik bilenlerin bile -Kuran'ın iddiasına göre- şirke ''düşebileceği''ne bir örnek:
  • O’nu bırakıp taptıkları şeyler şefaat edemezler. Ancak bilerek hakka şâhitlik edenler şefaat edebilirler. => Zuhruf/86
  • Andolsun, onlara kendilerini kimin yarattığını sorsan elbette, “Allah” derler. Öyleyken nasıl döndürülüyorlar? => Zuhruf/87


=> Sonuç olarak bizzat Kuran'ın kendisine göre, Allah varlığını açık seçik delillerle ortaya koysaydı bile, yine de bazı insanlar boyun eğmeyerek imandan uzak duracak, inkar edecek veya da şirke düşecekler. Dikkat ediniz: Yukardaki ayetlerde (Elmalılı'nın tefsirinde de vurgulandığı gibi) insanların ''şüheye düştükleri'' için DEĞİL, hiçbir şüphe olmadan kesin olarak bildikleri halde iman etmedikleri anlatılıyor!

Kaldı ki, İslam'a göre tek ''ayrıştırıcı'' kriter iman-küfür de değil. Bir insan Allah'ın varlığını, Muhammed'in peygamberliğini, Kuran'ın Allah sözü olduğunu kesin olarak bilse bile, (İslam'a göre) yine de zaman zaman nefsine yenik düşüp günahlar işleyebilir. Yani herşey ayan beyan ortada olsaydı bile, bu açıdan da hayatın (iddia edilen) ''imtihan'' özelliği ortadan kalkmış olmazdı.


(3) İmtihan argümanı ve hür irade

Kısaca bu noktaya da değinmek istiyorum. Bazı müslümanlar, ''Allah varlığını açık-seçik ortaya koysaydı, hür irade kalmaz, herkes mecburen kabul ederdi.'' şeklinde bir iddia atıyorlar ortaya. Oysa konunun hür irade ile bir ilgisi yok. Dünya'nın yuvarlak olduğunu kesin ve zorunlu delillere binaen kabul etmemiz, hür irademizle kabul etmediğimiz anlamına gelmez (eğer ''hür irade'' diye birşey genel olarak varsa tabii). Burada kanıtların kesin/zorunlu olması ile irade'nin hür olup olmaması gibi iki farklı kategori birbirine karıştırılmakta. Hür irade örneğin bazı kimyasal maddelerin etkisi altında bazı şeyleri ''yapmaya'' fiziken mecbur bırakıldığımız zaman yoktur (ki aslında bu durumda biz birşey yapmıyoruzdur.). Aklen/mantıken zorunlu olan şeyleri kabul ederken, (hep ''hür irade'' diye birşeyin genel olarak olduğu varsayımından hareketle) irademiz hürdür.


(4) İmtihan argümanı ve adil imtihan

İmtihan argümanını işleyen müslüman yazarlar, genelde şöyle bir örnekleme getirirler: ''Allah'ın varlığını açık-seçik, herkesin akıl yoluyla kabul edebileceği bir şekilde ortaya koyması, ÖSS'den önce öğrencilere cevapları vermek gibi olurdu. İmtihan adil olmazdı''.

Oysa durum, bundan çok farklı. ÖSS örneğinde kalmak gerekirse, durum şöyle: Bırakın cevapları ve hatta muhtemel soruları, imtihanın olup olmayacağına dair kesin ve net bir duyuru/bildiri yok ortada. Bazı dinler şöyle bir sınav olacağını iddia ediyor, bazı dinler böyle bir sınav olacağını, kimi dinlerde hiçbir sınav yok. Kimse neye çalışacağını, hangi kriterlere göre imtihan edileceğine dair net ve kesin bir bilgiye sahip değil.

Adil bir imtihan, en azından imtihan'ın kendisinin gerçekleşeceği konusunda net ve kesin bir bilgi gerektirirdi. İnsanlığın büyük çoğunluğu müslüman değil ve müslümanların iddia ettikleri gibi bir imtihana inanmıyor. Müslümanların da ezici çoğunluğu -diğer bütün dinlerin mensupları gibi- araştırarak sonradan müslüman olmuş değil, inancını içine doğduğu toplumun sosyal gerçekliği olarak devralmış durumda. Buna rağmen, Kuran'ın müslüman olmayan herkesin ebedi cehennemde kalacağını söylemesi (bkz. Allah neden bu kadar acımasız olsun?) ve müslümanların da buna inanması, ya kendilerinin çok zeki, müslüman olmayan herkesin de oldukça aptal olduğuna, ya da Allah'ın sebepsiz bir şekilde milyarlarca insana sunmadığı bir lütufu kendilerine sunarak aslında büyük bir adaletsizlik içinde olmasına inanmaları demektir.


saygılarımla
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 13-10-2009, 23:04
Şaman Türksoy Şaman Türksoy isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Oct 2009
Mesajlar: 73
Standart

Evren ya da (eski deyimle) kainat...
Öyle muhteşem bir yapı ki tahayyül etmek bile insan usunu çok zorluyor.
Başka bir yaklaşım:Evren'in yarı çapı 14,5 milyar ışık yılıdır. Yaklaşık olarak tam çap 29 milyar ışık yılı...Kuramsal olarak Evren'i baştan başa katetmek için ışık hızına sahip bir uzay aracı ile yirmi dokuz milyar ışık yılı seyehat etmek gerekiyor...Ayrıca Evren genişlemeye devam ediyor.

Bu kadar değil, tanımlamaya çalışılan muazzam yapı içinde bütün denizlerdeki ve çöllerdeki kum taneleri sayısınca irili ufaklı milyarlarca yıldız yer almakta.Gezegen,meteor vs gibi nispeten küçük gök cisimlerini hesaba katmıyoruz.

Evren'deki toplam madde miktarı göz önüne alındığında on metreküplük uzay hacmine isabet eden madde miktarı sadece bir elektron kadardır.
Bu akıl almaz yapıda insan ise yok sayılabilecek bir varlık.

Şimdi bir soru:Çok basit ve sade olarak tanımlamaya çalıştığımız akıllara zarar bu yapıyı yaratan tanrı, tüm yapı içinde bir elektron kadar hükmü olmayan aciz insanı kendisine elçi yapar da Dünya'ya gönderir mi?

Allah'ın elçileri ve Kur'an ile öteki ilahi kitaplar (!) sonuçturlar.Biz öncelikle sonucu değil, sebebi tartışmalıyız.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 14-10-2009, 22:34
Titan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Titan Titan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 05 Oct 2007
Bulunduğu yer: Bilgisayarımın Karşısı
Mesajlar: 1.610
Standart

Niçin imtihana gerek duyuluyor? İmtihan sonunda bir kısım cennete, diğer bir kısımda cehenneme gidecek, insanları yaratıp sonra kategorilere ayırarak onları sınava çekmenin ne anlamı var? Bu sınavın bir argümanı olması lazım, durup-dururken böyle bir şeye neden ihtiyaç duyulmuştur? Bizden başka canlılar da böyle bir sınava tabi tutulmuşlar mı? Sınav sonunda insanların bir kısmı sonsuza kadar yanarken, diğer bir kısmı da sonsuza kadar yaşayacak, sonsuza kadar yaşayacak olanları nasıl bir hayat bekliyor? Her günleri aynı mı olacak? Canları sıkılacak mı? Yaratıcıyla diyalogları nasıl olacak?

Evet, bunlar da benim zamanında "sınav" hakkında aklımda kalan sorulardı, gerçekten şu soruyu merak ediyorum; bir yaratıcı neden böyle bir sınava gereksinim duyar?

"Aç insanların karnını doyurduğum zaman bana kahraman diyorlar. Bunların neden aç olduğunu sorduğum zaman ise; bana komünist diyorlar"

Ernesto Che Guevera
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 14-10-2009, 23:48
ozgur_ - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ozgur_ ozgur_ isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Jun 2009
Mesajlar: 524
Standart

ulpian´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Fakat bizzat Kuran'ın kendisi bunun tam tersini söylüyor. Kuran'a göre Allah'ın varlığını veya Muhamed'in peygamber olduğunu kesin olarak bilenler bile, iman etmeyebiliyor.
Bu soru hep kafama takılırdı. Örneğin bizlerde imtahan ediliyoruz peygamberlerde, bizlerde imtahan ediliyoruz isanın, musanın vs. mücizlerini görenlerde. Bu durumun olması, imtahanda haksız bir durum olmuyor mu ?
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 15-10-2009, 00:01
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger arkadaslar;

Imtihanlar iyidir. Burada cogu isyerlerinde akredite imtihanlari yapilir, her sene. Bu imtihanlarin amaci; calisan elemenlarin;is yerlerindeki teknolojinin gelismislik duzeyine ayak uydurmasinin bir sinanmasidir.

o yuzden herkesin; gelisen dunyaya heryonuyle uyum saglayip, saglamadigini gorebilmek icin; bir akredite imtihanindan gecmesi iyi olur. Boylece Turkiye de, kendini aydin goren cogu kisi, 18. ve 19. yuzyilin dusunce tarzini, yanasimini, tabularini ve ideolojik/inancsal dogrularini kullanacagina ve savunacagina; en azindan 21. yuzyilin dunyasinin dusunce icerik ve duzeyini yakalama firsati bulur. O yuzden; imtihan iyidir. Kisilerin bilgi duzeyini ve bilinc duzeyini yukseltir.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 15-10-2009, 00:42
ozgur_beyin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ozgur_beyin ozgur_beyin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
Standart

yahu allah hiçbir şeyi bedavaya gitmesin diye böyle bir sistem kurmuş.
deli dumrul susuz dereye köprü kurmuş, misali ,köprüden geçenden bi akça geçmeyenden iki akçe allahta böyle bir sistem deniyor.maksat imtihan olsun

sorun cahil olman değil , kendini alim sanman
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 15-10-2009, 01:00
siparisci siparisci isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 30 Aug 2009
Mesajlar: 258
Standart

Demek ki, Kuran'ın kendi iddiasına göre, insan kesin olarak, açık seçik bildiği halde yine de boyun eğmeyebiliyor, iman etmeyebiliyor. Yani Allah, varlığını açık delillerle herkesin bileceği şekilde gösterseydi bile, yine de İMTİHAN gayesi ortadan kalkmış olmazdı. Çünkü ''bilmek'' -Kuran'ın iddiasına göre- iman için zaten yeterli değil.
Elbette. Öyle kibirli insanlar vardır ki her şey gün gibi yüz üstüne çıksa bile reddeder. Bunlar sanki günümüzde yokmuş gibi konuşuyorsunuz Sayın Ulpian.

Kısaca bu noktaya da değinmek istiyorum. Bazı müslümanlar, ''Allah varlığını açık-seçik ortaya koysaydı, hür irade kalmaz, herkes mecburen kabul ederdi.'' şeklinde bir iddia atıyorlar ortaya. Oysa konunun hür irade ile bir ilgisi yok. Dünya'nın yuvarlak olduğunu kesin ve zorunlu delillere binaen kabul etmemiz, hür irademizle kabul etmediğimiz anlamına gelmez (eğer ''hür irade'' diye birşey genel olarak varsa tabii). Burada kanıtların kesin/zorunlu olması ile irade'nin hür olup olmaması gibi iki farklı kategori birbirine karıştırılmakta. Hür irade örneğin bazı kimyasal maddelerin etkisi altında bazı şeyleri ''yapmaya'' fiziken mecbur bırakıldığımız zaman yoktur (ki aslında bu durumda biz birşey yapmıyoruzdur.). Aklen/mantıken zorunlu olan şeyleri kabul ederken, (hep ''hür irade'' diye birşeyin genel olarak olduğu varsayımından hareketle) irademiz hürdür.
Sen inançla bilimi birbirine karıştırmışsın Sayın Ulpian. Bilimde kanıtlanan teorilere inkâr edebilirsin. Sen dünya dönmüyor diyebilirsin yine de dünya dönmektedir. Ama dediğim gibi bunu inkâr edemez miyiz ? Elbette ederiz. Bu sefer de bilime ters düşmüş oluruz. Tıpkı sizin İslam'a ve Allah'â ters düştüğünüz gibi.

Adil bir imtihan, en azından imtihan'ın kendisinin gerçekleşeceği konusunda net ve kesin bir bilgi gerektirirdi. İnsanlığın büyük çoğunluğu müslüman değil ve müslümanların iddia ettikleri gibi bir imtihana inanmıyor. Müslümanların da ezici çoğunluğu -diğer bütün dinlerin mensupları gibi- araştırarak sonradan müslüman olmuş değil, inancını içine doğduğu toplumun sosyal gerçekliği olarak devralmış durumda. Buna rağmen, Kuran'ın müslüman olmayan herkesin ebedi cehennemde kalacağını söylemesi (bkz. Allah neden bu kadar acımasız olsun?) ve müslümanların da buna inanması, ya kendilerinin çok zeki, müslüman olmayan herkesin de oldukça aptal olduğuna, ya da Allah'ın sebepsiz bir şekilde milyarlarca insana sunmadığı bir lütufu kendilerine sunarak aslında büyük bir adaletsizlik içinde olmasına inanmaları demektir.
Sen sınavı sadece sıralar ve kalemlerden ibaret sanmışsın. Sınav her dakikadır, her andır. Bunun adına sınav demeyebiliriz zaten. Ne dersen de sonuç aynı kapıya çıkacaktır. SINANIYORUZ.

Bizden olanlar akıllı diğerlerinin ise aptal olduğu gibi bir düşünümü nasıl oluyor da bir ateist yapabiliyor ? Asıl pervasızca hareket eden ve sürekli eleştirilerini alayla sürdüren ateistler değil midir ? Diğerlerinden üstün olduğuna inanan yalnızca yahudilerdir. Biz kimseyi kendimizden küçük görmeyiz. Müslüman olmak alçakgönüllü olmayı gerektirir.

Sonuç olarak yaptıkların sadece kelime oyunlarından başka bir şey değildir. Çalı çırpıyı toplayarak kıvılcım yaratarak ateş elde etmek isteyen bir izciden ileri gidemezsin. Hep ara kelimelerin üzerinde durulması, asıl temel noktayı almama, anlamama, konudan tamamen uzakta konumlanma vesayre. Sizden daha güzel şeyler bekliyoruz Sayın Ulpian.
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 15-10-2009, 01:05
siparisci siparisci isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 30 Aug 2009
Mesajlar: 258
Standart

Titan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Niçin imtihana gerek duyuluyor? İmtihan sonunda bir kısım cennete, diğer bir kısımda cehenneme gidecek, insanları yaratıp sonra kategorilere ayırarak onları sınava çekmenin ne anlamı var? Bu sınavın bir argümanı olması lazım, durup-dururken böyle bir şeye neden ihtiyaç duyulmuştur? Bizden başka canlılar da böyle bir sınava tabi tutulmuşlar mı? Sınav sonunda insanların bir kısmı sonsuza kadar yanarken, diğer bir kısmı da sonsuza kadar yaşayacak, sonsuza kadar yaşayacak olanları nasıl bir hayat bekliyor? Her günleri aynı mı olacak? Canları sıkılacak mı? Yaratıcıyla diyalogları nasıl olacak?

Evet, bunlar da benim zamanında "sınav" hakkında aklımda kalan sorulardı, gerçekten şu soruyu merak ediyorum; bir yaratıcı neden böyle bir sınava gereksinim duyar?
Sayın Titan, sınavın nedenini de sınavı yapana bırakmak lazım. Elbette Yüce Allah'ın nedenleri vardır. Şüphesiz Allah sonsuz ilim sahibidir. Sen daha kısıtlı beyninin bile %3ünü bile kullanamazken bunu nasıl anlamaya çalışıyorsun Yoksa elle tutamadığım benim değildir mi diyorsun.

Diğer sorularına, ilerde cevap bulursun Sayın Titan.
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 15-10-2009, 01:12
vartor - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
vartor vartor isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Mar 2006
Bulunduğu yer: Toronto
Mesajlar: 8.615

Onur Üyeliği 

Standart

allah ne ogretiyor ki, imtihanini yapsin? Bir iki akilli cikip, birilerini peygamber ilan ediyor, sonra ayikla pirincin tasini. Isa'yi, Musa'yi, Muhemmedi ve daha 124 bin peygamberi ogretmen olarak yolayan bir tanrinin basarisiz olmasi, ne yaptigini bilmeyen bir basogretmen durumuna dusurmez mi?
Yalniz seytan degil, insan karsisinda da tanrinin dustugu acze imanlilar nasil sasirmiyor ben hayret ediyorum. Ucsuz bucaksiz evrenin hesabini kitabini yapanin, basit hesaplar pesinde, muhammedin ve ummetinin, cinsel hayatini dusunmesini ve bir kitabi 22,5 senede indirdirmesini normal kabul etmek icin yalniz imanli degil, biraz da saf olmasi gerekir kisinin.

Iman, ask gibidir,gozleri koreltir,beyni muhurler.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 15-10-2009, 01:31
siparisci siparisci isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 30 Aug 2009
Mesajlar: 258
Standart

vartor´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
allah ne ogretiyor ki, imtihanini yapsin? Bir iki akilli cikip, birilerini peygamber ilan ediyor, sonra ayikla pirincin tasini. Isa'yi, Musa'yi, Muhemmedi ve daha 124 bin peygamberi ogretmen olarak yolayan bir tanrinin basarisiz olmasi, ne yaptigini bilmeyen bir basogretmen durumuna dusurmez mi?
Yalniz seytan degil, insan karsisinda da tanrinin dustugu acze imanlilar nasil sasirmiyor ben hayret ediyorum. Ucsuz bucaksiz evrenin hesabini kitabini yapanin, basit hesaplar pesinde, muhammedin ve ummetinin, cinsel hayatini dusunmesini ve bir kitabi 22,5 senede indirdirmesini normal kabul etmek icin yalniz imanli degil, biraz da saf olmasi gerekir kisinin.
Allah'ı başarısız görebilecek kadar şu dünyada neler yaptınız/yapabildiniz Sayın Vartor ? Sizin düşüncelerinizdeki "Allah" kavramı nasıl bir şey acep ?

Sen şuan bilinçli bilinçsiz konuşabiliyorsan bu Allah'ın en basit bir başarısıdır. Sen yanlış yoldasın diye bunu Allah'a mı lanse ediyorsun yoksa
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Ceza Olarak Ateste Yanmak, Ödül Olarak da Sex Vaad Eden Tanrı randallflagg İslam 492 18-06-2019 19:21
İnançlı veya İnançsız olarak insan olarak düşünceye saygı onur İslam 7 07-02-2017 12:26
kalp krizi kesin ölüm mü AYATA Biyoloji 8 06-08-2015 14:45
ÖSYM soruları, kesin cıkacak walla Konu-dışı 0 13-06-2009 00:22
İncil Argümanı Tercüme Çalışmalarımız 40 30-05-2008 04:05

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 06:10 .