Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Dünya Dinleri, Mitoloji & Antik Uygarlıklar > Mitoloji & Esoterisizm

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 05-09-2010, 20:38
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart Mistisizm/Gizemcilik Nedir?

Saygideger arkadaslar;

Son zamanlarda, sitemizde en cok ilgi ceken ve mesaj alan konulari gozlemledigimde, bu konulari bir baslik altinda toplayarak, bir baslik acma gereksinimi duydum.

Mistisizm, gizemcilik, tasavvuf, tarikat v.s.; genelde ne oldugu ortaya evrensel onay olarak konulamiyan, bilim ve bilimselligin konusu olmayan ve felsefenin varlik dali ile ilgilenen metafizigin bir ideolojik inancsal dogrusudur.

Mistisizm, genelde bilinemezlik, algilanamazlik ve bunun paralelinde, korku, endise, caresizlik, psikolojik bozukluk ve teslimiyet ile sonuclanan ve gercek hayatta, yasamdadegilde, zihinde var olarak lanse edilen bir metafizik inancsaldir.

Mesela, idealizm; materyalizmi elestirirken, maddenin zihinde yer alan, mistik bir olgu oldugunu ve gercekte olmadigini savunan bir tasavvuf gorusudur.

Mistisizmin, insanoglu ile olan iliskisi, yine bir insanoglu yaratimi olarak, cok eski tarihlere dayanir ve dunya capinda da, her turlu dini, tanrisal, ilahi v.s. inanista da cok yaygindir.

Mistik temelli uygulamalar, dusunce ve davranislar, mistik temelli varliklar v.s. insanoglunun tarihinden ve zihninden hic cikmamis ve cikmamaktadir. Bunlar uzerine, pitoreskler, tarihi yaratilan karakterler, filmler, kitaplar, dini ve ilahi orgutlenmeler, hatta yasamini buna adayanlar dunya cografi dagiliminda cok yaygindir. Kutsallik, ilahilik, yucelik, dokunulmazlik, belirsizlik, sirlik, gizemlilik v.s. temelini teskil eder.

Yoga, meditasyon v.s. temelli ogreti ve uygulamalar da mistisizmin bir parcasidir.

Basta belirttigim gibi, bu konu ne bilimin konusudur, ne de bilimseldir. Fakat insanoglu, bu konu ile her yonlu cikar, iktidar, guc ve teslimiyet, otorite saglamaktadir. Bu konudaki duygu ve dusunceler, somuru ve istismar olarak, kisilere milyarlar kazandirmaktadir.

Konu mistik olarak lanse edilen varliklarin varligi/yoklugu veya mistisizme inanmak/inanmamak degil; insanoglunun tarihler boyu suren bu insandisi ve yerine gore insanlikdisi sistem, uygulama ve davranislarini,mistisizmi yasam yonlendiricisi haline getirmelerini iyi algilamak, analiz etmek, sorgulamak ve insanoglunun her turlu insani dusunce ve davranisini onlemekle kalmayip, yasamini da elinden alan veya baska bir degere teslim eden bu olgu, bulgu ve kurgunun insanoglu turu ve birine, getirdigi her turlu ufuk darligini, tikanikligini ve psikolojik etkilerini iyi etud etmek gerekir.

Mistisizm, sonucta ya bilerek, ya da bilincinde olmayarak kisiyi insandisi bir guce teslim etme ve bir cesit TANRISINA ULASTIRMA yontemi olarak taraftar bulur. Yalniz buradaki tanrisal zihniyet, kitaplasmis ve rehberi olan bir zihniyetten ziyade, kisinin kendi kendisini, kisisel olarak bagladigi bir tanrisal ulastirimdir.

Ayrica mistisizmin, her turlu ve orgutlu, kitapli sekilli dini uygulama ve inanislarin, her turlu tanrilastirmanin ve bir cesit kisinin kendi algisina gore tanri ile butunlesmesinin, ya datanrisina ulasmasinin da bir yolu olarak algilanir.

Anadolu'muzda da, mistisizm; tarihlerdir varligini kilik ve icerik degistirerek surdurmektedir.

Bu temelde siteden dusuncelerinden tanidigim ozgur_beyin lakapli yazarin, hem kisisel tecrubeleri oldugunu, hem de bu konuda derin bir bilgiye sahip oldugunu dile getirdigi, mesajlarinda gozlemledim. Monizm, haniflik, varolus, Budha, ve Anadolu tarihinden gelen kulturdeki gunumuzun ve gecmis mistik orgutlenme, tarihi karakter ve isimlendirmeleri de oldukca yogundur.

Cinlerin, perilerin, buyunun, melegin, seytanin, inegin ekmegin kutsalliginin v.s. olarak ta bunyesine alan mistisizm, kisaca BILINEMEZLIK/GIZEM/SIR genis bir konudur.

Bilhassa bu konuda, konuya disaridan bakabilecek ve notr algi temelinde bu konuyu, icinde yer almadan olumlu/olumsuz bir degerlendirmeye tabi tutmadan, sadece ne oldugunu, ne algiladigini, ya da yasadigi deneyimi, bildiklerini dile getirecek ve bu konuyu bir bilgi, birikim, gozlem v.s. alis-verisine tasiyabilecek dusunceleri olan site yazar arkadaslarin, gorus, dusunceve yorumlariyla, konuyu detaya tasimaya ve masaya yatirmaya cagiriyorum.

Sonucta tek bir konu uzerinde, yapilan tartisma yerine, konuyu genel olarak tek ve belirliyen basliginda toplamak, bu konu ile yakindan ilgilenen, konuyu onemseyen yazar arkadaslar adina da bir rehber basligi olacaktir.

Buyrun, soz siz okurlarin.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 26-09-2010, 09:35
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

Ilginc bir konu, umarim katilim olur.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 26-09-2010, 20:07
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger neva;

Gozlemledigim kadariyla; bilhassa ozgur_beyin lakapli sitenin "eski" yazarlarindan biri olan arkadasimizin, hem yasam deneyimi, hem de tasavvuf ve tarikat konusundaki, bilgi, birikim ve deneyimi ile; paslicivi arkadasimizin "adi var, kendi yok" meditasyon uzerine olan birikimi, bilgisi ve deneyimi bu basliga eklenirse, konuya acilim, detay ve derinlik kazandiracaktir.

Ayrica tek tek lakabini hatirlamadigim, fakat mesajlarindan gozlemledigim bir cok ve her konuda mistisizmin cesitli dallarinda, bilgi, birikim ve deneyimi olan arkadaslar, sitemizde yazar olarak mevcuttur.

Umarim, bu bilgi, birikim ve deneyimlerini, biz site yazarlariyla paylasmaktan "cekinmezler."

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 17-10-2010, 08:48
zeonx zeonx isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 14 Sep 2007
Mesajlar: 24
Standart

Vay anasını ilk defa duydum!
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 07-02-2020, 18:20
Enketum Enketum isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Nov 2018
Bulunduğu yer: Büyük suyun öte tarafı
Mesajlar: 122
Standart Mistik dusunce kalipli bir beyin ogrenme ile bu kalibin disina cikabilir mi?

evrensel-insan´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Saygideger arkadaslar;

Son zamanlarda, sitemizde en cok ilgi ceken ve mesaj alan konulari gozlemledigimde, bu konulari bir baslik altinda toplayarak, bir baslik acma gereksinimi duydum.

Mistisizm, gizemcilik, tasavvuf, tarikat v.s.; genelde ne oldugu ortaya evrensel onay olarak konulamiyan, bilim ve bilimselligin konusu olmayan ve felsefenin varlik dali ile ilgilenen metafizigin bir ideolojik inancsal dogrusudur.

Mistisizm, genelde bilinemezlik, algilanamazlik ve bunun paralelinde, korku, endise, caresizlik, psikolojik bozukluk ve teslimiyet ile sonuclanan ve gercek hayatta, yasamdadegilde, zihinde var olarak lanse edilen bir metafizik inancsaldir.

Mesela, idealizm; materyalizmi elestirirken, maddenin zihinde yer alan, mistik bir olgu oldugunu ve gercekte olmadigini savunan bir tasavvuf gorusudur.

Mistisizmin, insanoglu ile olan iliskisi, yine bir insanoglu yaratimi olarak, cok eski tarihlere dayanir ve dunya capinda da, her turlu dini, tanrisal, ilahi v.s. inanista da cok yaygindir.

Mistik temelli uygulamalar, dusunce ve davranislar, mistik temelli varliklar v.s. insanoglunun tarihinden ve zihninden hic cikmamis ve cikmamaktadir. Bunlar uzerine, pitoreskler, tarihi yaratilan karakterler, filmler, kitaplar, dini ve ilahi orgutlenmeler, hatta yasamini buna adayanlar dunya cografi dagiliminda cok yaygindir. Kutsallik, ilahilik, yucelik, dokunulmazlik, belirsizlik, sirlik, gizemlilik v.s. temelini teskil eder.

Yoga, meditasyon v.s. temelli ogreti ve uygulamalar da mistisizmin bir parcasidir.

Basta belirttigim gibi, bu konu ne bilimin konusudur, ne de bilimseldir. Fakat insanoglu, bu konu ile her yonlu cikar, iktidar, guc ve teslimiyet, otorite saglamaktadir. Bu konudaki duygu ve dusunceler, somuru ve istismar olarak, kisilere milyarlar kazandirmaktadir.

Konu mistik olarak lanse edilen varliklarin varligi/yoklugu veya mistisizme inanmak/inanmamak degil; insanoglunun tarihler boyu suren bu insandisi ve yerine gore insanlikdisi sistem, uygulama ve davranislarini,mistisizmi yasam yonlendiricisi haline getirmelerini iyi algilamak, analiz etmek, sorgulamak ve insanoglunun her turlu insani dusunce ve davranisini onlemekle kalmayip, yasamini da elinden alan veya baska bir degere teslim eden bu olgu, bulgu ve kurgunun insanoglu turu ve birine, getirdigi her turlu ufuk darligini, tikanikligini ve psikolojik etkilerini iyi etud etmek gerekir.

Mistisizm, sonucta ya bilerek, ya da bilincinde olmayarak kisiyi insandisi bir guce teslim etme ve bir cesit TANRISINA ULASTIRMA yontemi olarak taraftar bulur. Yalniz buradaki tanrisal zihniyet, kitaplasmis ve rehberi olan bir zihniyetten ziyade, kisinin kendi kendisini, kisisel olarak bagladigi bir tanrisal ulastirimdir.

Ayrica mistisizmin, her turlu ve orgutlu, kitapli sekilli dini uygulama ve inanislarin, her turlu tanrilastirmanin ve bir cesit kisinin kendi algisina gore tanri ile butunlesmesinin, ya datanrisina ulasmasinin da bir yolu olarak algilanir.

Anadolu'muzda da, mistisizm; tarihlerdir varligini kilik ve icerik degistirerek surdurmektedir.

Bu temelde siteden dusuncelerinden tanidigim ozgur_beyin lakapli yazarin, hem kisisel tecrubeleri oldugunu, hem de bu konuda derin bir bilgiye sahip oldugunu dile getirdigi, mesajlarinda gozlemledim. Monizm, haniflik, varolus, Budha, ve Anadolu tarihinden gelen kulturdeki gunumuzun ve gecmis mistik orgutlenme, tarihi karakter ve isimlendirmeleri de oldukca yogundur.

Cinlerin, perilerin, buyunun, melegin, seytanin, inegin ekmegin kutsalliginin v.s. olarak ta bunyesine alan mistisizm, kisaca BILINEMEZLIK/GIZEM/SIR genis bir konudur.

Bilhassa bu konuda, konuya disaridan bakabilecek ve notr algi temelinde bu konuyu, icinde yer almadan olumlu/olumsuz bir degerlendirmeye tabi tutmadan, sadece ne oldugunu, ne algiladigini, ya da yasadigi deneyimi, bildiklerini dile getirecek ve bu konuyu bir bilgi, birikim, gozlem v.s. alis-verisine tasiyabilecek dusunceleri olan site yazar arkadaslarin, gorus, dusunceve yorumlariyla, konuyu detaya tasimaya ve masaya yatirmaya cagiriyorum.

Sonucta tek bir konu uzerinde, yapilan tartisma yerine, konuyu genel olarak tek ve belirliyen basliginda toplamak, bu konu ile yakindan ilgilenen, konuyu onemseyen yazar arkadaslar adina da bir rehber basligi olacaktir.

Buyrun, soz siz okurlarin.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Yeni bir konu acmak yerine buradan devam etmek istedim. evrensel-insan'i da anmis olalim bir defa daha. Yoneticiler arzu ederse yeni bir basliga tasiyabilirler.

Sorum: Mistik dusunce kalipli bir beyin ogrenme ile bu kalibin disina tamamen cikmayi basarabilir mi?

Dogustan gelen, genlerimizin belirledigi bedensel ozelliklerimizin dusunme sureclerimize de yansidigini kabul ederim. Beynin noronal yapisi, sayisi ve sinapslari, bunlara destek olan cevrelerindeki dokunun vasiflari hareket ve duyu ile lgili sistemleri etkiledigi gibi, bilissel fonksiyonlari da direkt olarak etkileyecektir. Dogumda noron sayimiz bellidir, yaslandikca azalir. Sinaps (noronlar arasi olan kastedilmektedir) sayilari ve yeni olusumlari ihtiyaca gore degiskenlik gosterebilir.

Iki cesit insan vardir: iyi olanlar ve kotuler. Bu siniflamada oldugu ben de insanlari iki sinifa ayiririm: mistik olanlar ve olmayanlar. Bastaki sorum ile bagintili olarak alt sorularim sunlar:

a- Mistik dusunce yapisi dogumsal midir?
b- Sonradan degisebilir mi cevresel etkilere maruz kalarak?

Simdilik bu sorularla baslamak yeterli olacak kanisindayim. Umuyorum ilgi ceker ve katki saglayacak olanlar cikar hem bilgi, hem de deneyimleriyle, her ne kadar buradaki ana konu sagir kalmis gorunse de.

Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle. -RİNDLERİN AKŞAMI, Yahya Kemal BEYATLI
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 08-02-2020, 20:37
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.575
Standart

Sevgili Enketum,
Enketum´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sorum: Mistik dusunce kalipli bir beyin ogrenme ile bu kalibin disina tamamen cikmayi basarabilir mi?

Dogustan gelen, genlerimizin belirledigi bedensel ozelliklerimizin dusunme sureclerimize de yansidigini kabul ederim. Beynin noronal yapisi, sayisi ve sinapslari, bunlara destek olan cevrelerindeki dokunun vasiflari hareket ve duyu ile lgili sistemleri etkiledigi gibi, bilissel fonksiyonlari da direkt olarak etkileyecektir. Dogumda noron sayimiz bellidir, yaslandikca azalir. Sinaps (noronlar arasi olan kastedilmektedir) sayilari ve yeni olusumlari ihtiyaca gore degiskenlik gosterebilir.

Iki cesit insan vardir: iyi olanlar ve kotuler. Bu siniflamada oldugu ben de insanlari iki sinifa ayiririm: mistik olanlar ve olmayanlar. Bastaki sorum ile bagintili olarak alt sorularim sunlar:

a- Mistik dusunce yapisi dogumsal midir?
b- Sonradan degisebilir mi cevresel etkilere maruz kalarak?
İnsan olarak doğduğumuz andan ergenliğe kadar geçen süreçte bakıma muhtaç yaşamak zorunda olan bir türüz. Her ne kadar düşünsel özelliklerimiz diğer türlerden açıkça üstün olsa da, bakıma muhtaç olarak geçirilen süre içinde alienin-toplumun-devletin bizim düşünce sistemimize müdahale ederek şekillendirmesinden kaçınma şansımız olmuyor. Çoğumuz bu şekillendirmeyi kıramıyor, onların istediği gibi-onların çıkarına uygun olduğu gibi yaşıyor, haracını veriyor, ölüp gidiyor. Çok azımız perdeyi biraz aralayabiliyor, gördüklerini diğerlerine anlatmaya çalışıyor, ama sistemin efendileri kölelerini çoktan çatlak seslere karşı şerbetlemiş, böyleleri hemen terörist ilan ediliyor, vurun kahpeye diye şu veya bu şekilde sesi kesiliyor.

Bu tür toplumsal şartlandırmalarda din-ırk-milliyet-devlet-ahlak patternleri çok işe yarıyor. Bilgiye dayanan mantıksal dayanaklar, yerini toplumda geçerli kılınan hamasi-hayali dayanaklara bırakıyor. Böylece gerçekte saçma sapan olan gelenekler, ahlak kuralları bile yüzyıllarca toplumdaki yerini koruyabiliyor.

Bu şartlandırmalarla büyüyen bir insan türünün beyni, gerek bilgiyi depoladığı nöron gerekse bilgiler arasındaki ilişkiyi kurduğu sinaps üretiminde olumsuz etkileniyor. Kişinin karar mekanizmasında etkili olan dayanaklar bilgiye göre değil geleneklere göre oluştuğu için kararlarını geleneklere uygun olacak şekilde, yani ona öğretildiği şekilde veriyor.

Bu tam da iktidarı elinde tutan güç merkezlerinin istediği bir şey, öyle değil mi?

Kişinin bu şartlandırmayı üzerinden atması gerçekten çok zor. Çünkü onun doğru-yanlış kavramlarının dayanakları bilerek-isteyerek taammüden yanlış oluşturulmuş. Bu da yetmemiş, geriye ket vurma da var, aksini söyleyenin düşman-vatan haini-kafir-din düşmanı-ırz düşmanı-Israil dölü olduğu belletilmiş.

--/--

Peki bu şartlandırmaları kıranlar tüm şartlandırmalardan kendilerini sıyırabilir mi?
Sıyıramayabilir. Ancak herhangi bir ahlak-etik-hukuk-gelenek maddesi üzerinde yeterince düşünürse bunun şartlandırma olup olmadığını anlayabilir.

Sevgiler

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)

Konu Şüpheci Dinsiz tarafından (08-02-2020 Saat 22:28 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 08-02-2020, 22:58
Enketum Enketum isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Nov 2018
Bulunduğu yer: Büyük suyun öte tarafı
Mesajlar: 122
Standart

Şüpheci Dinsiz´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili Enketum,


İnsan olarak doğduğumuz andan ergenliğe kadar geçen süreçte bakıma muhtaç yaşamak zorunda olan bir türüz. Her ne kadar düşünsel özelliklerimiz diğer türlerden açıkça üstün olsa da, bakıma muhtaç olarak geçirilen süre içinde alienin-toplumun-devletin bizim düşünce sistemimize müdahale ederek şekillendirmesinden kaçınma şansımız olmuyor. Çoğumuz bu şekillendirmeyi kıramıyor, onların istediği gibi-onların çıkarına uygun olduğu gibi yaşıyor, haracını veriyor, ölüp gidiyor. Çok azımız perdeyi biraz aralayabiliyor, gördüklerini diğerlerine anlatmaya çalışıyor, ama sistemin efendileri kölelerini çoktan çatlak seslere karşı şerbetlemiş, böyleleri hemen terörist ilan ediliyor, vurun kahpeye diye şu veya bu şekilde sesi kesiliyor.

Bu tür toplumsal şartlandırmalarda din-ırk-milliyet-devlet-ahlak patternleri çok işe yarıyor. Bilgiye dayanan mantıksal dayanaklar, yerini toplumda geçerli kılınan hamasi-hayali dayanaklara bırakıyor. Böylece gerçekte saçma sapan olan gelenekler, ahlak kuralları bile yüzyıllarca toplumdaki yerini koruyabiliyor.

Bu şartlandırmalarla büyüyen bir insan türünün beyni, gerek bilgiyi depoladığı nöron gerekse bilgiler arasındaki ilişkiyi kurduğu sinaps üretiminde etkili oluyor. Kişinin karar mekanizmasında etkili olan dayanaklar bilgiye göre değil geleneklere göre oluştuğu için kararlarını geleneklere uygun olacak şekilde, yani ona öğretildiği şekilde veriyor.

Bu tam da iktidarı elinde tutan güç merkezlerinin istediği bir şey, öyle değil mi?

Kişinin bu şartlandırmayı üzerinden atması gerçekten çok zor. Çünkü onun doğru-yanlış kavramlarının dayanakları bilerek-isteyerek taammüden yanlış oluşturulmuş. Bu da yetmemiş, geriye ket vurma da var, aksini söyleyenin düşman-vatan haini-kafir-din düşmanı-ırz düşmanı-Israil dölü olduğu belletilmiş.

--/--

Peki bu şartlandırmaları kıranlar tüm şartlandırmalardan kendilerini sıyırabilir mi?
Sıyıramayabilir. Ancak herhangi bir ahlak-etik-hukuk-gelenek maddesi üzerinde yeterince düşünürse bunun şartlandırma olup olmadığını anlayabilir.

Sevgiler
Sevgili Şüpheci Dinsiz,

Teşekkürler yanıtınız için.

Anladığım kadarıyla çevresel etkenlerin yönlendirmesine ağırlık veriyorsunuz. Söylediklerinizde haklısınız, fakat bu benim birinci alt soruma tam bir yanıt vermiyor. Mistik düşünce yapısı doğumsal mıdır? Hadi, yaratıcıya inananlar için farklı bir şekilde de sorayım: insan yaradanı hissetmek üzere mi yaratılmıştır, kodlanmıştır? Bazıları yaradanı tarafından istisna olarak bırakılıp, kalbi ta en baştan mühürlenmiş midir? Bu sorunun yanıtına göre başka sorular sorulabilir ancak. İnanan arkadaşlarımızın da katkılarını bekliyorum inançlarının ışığı altında.
Bahsettiğiniz şartlara doğduk hepimiz, kimimiz yön değiştirdi bir şekilde. Bu yön değişikliği yapanların bu konudaki deneyimleri, düşünerek yönünü değiştirmeyenlerin deneyimlerinden çıkarttığı sonuçlar paylaşılsın isterim sorumun altında. Bilimsel verilere dayanması şart değil paylaşımların.

Sevgiler, saygılar ile...

Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle. -RİNDLERİN AKŞAMI, Yahya Kemal BEYATLI
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 08-02-2020, 23:37
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.492
Standart

Enketum´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
a- Mistik dusunce yapisi dogumsal midir?
b- Sonradan degisebilir mi cevresel etkilere maruz kalarak?
Sn.enketum;mistik düşünceden kastınız sufizm mi?Eğer öyleyse,bunun ve benzeri tüm zırvaların doğumla alakası yoktur..Bizi her anlamda belirleyen,ortaya koyan genlerin içinde böyle mistik veya ateist veya literalist düşüncelere yer yoktur..

Gen tabi ki düşünmemize etki eder ama çevre de çok önemlidir..Doğduğunuz çevre,büyüdüğünüz çevre,mevcut genlerinizin etkin olmasına engel olabilir..
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 08-02-2020, 23:43
Enketum Enketum isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Nov 2018
Bulunduğu yer: Büyük suyun öte tarafı
Mesajlar: 122
Standart

Ahlaksız´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sn.enketum;mistik düşünceden kastınız sufizm mi?Eğer öyleyse,bunun ve benzeri tüm zırvaların doğumla alakası yoktur..Bizi her anlamda belirleyen,ortaya koyan genlerin içinde böyle mistik veya ateist veya literalist düşüncelere yer yoktur..

Gen tabi ki düşünmemize etki eder ama çevre de çok önemlidir..Doğduğunuz çevre,büyüdüğünüz çevre,mevcut genlerinizin etkin olmasına engel olabilir..
Sufizm ile sınırlı tutmuyorum, değil. Genlerde düşünce yok tabii, ama düşünmeyi sağlayan organı da genler şekillendirir.

Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle. -RİNDLERİN AKŞAMI, Yahya Kemal BEYATLI
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 09-02-2020, 08:37
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.575
Standart

Sevgili Enketum,
Enketum´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili Şüpheci Dinsiz,

Teşekkürler yanıtınız için.

Anladığım kadarıyla çevresel etkenlerin yönlendirmesine ağırlık veriyorsunuz. Söylediklerinizde haklısınız, fakat bu benim birinci alt soruma tam bir yanıt vermiyor. Mistik düşünce yapısı doğumsal mıdır? Hadi, yaratıcıya inananlar için farklı bir şekilde de sorayım: insan yaradanı hissetmek üzere mi yaratılmıştır, kodlanmıştır? Bazıları yaradanı tarafından istisna olarak bırakılıp, kalbi ta en baştan mühürlenmiş midir? Bu sorunun yanıtına göre başka sorular sorulabilir ancak. İnanan arkadaşlarımızın da katkılarını bekliyorum inançlarının ışığı altında.
Bahsettiğiniz şartlara doğduk hepimiz, kimimiz yön değiştirdi bir şekilde. Bu yön değişikliği yapanların bu konudaki deneyimleri, düşünerek yönünü değiştirmeyenlerin deneyimlerinden çıkarttığı sonuçlar paylaşılsın isterim sorumun altında. Bilimsel verilere dayanması şart değil paylaşımların.

Sevgiler, saygılar ile...
Yılan korkusunu, karanlık korkusunu, anne memesini bulma güdüsünü genetik olarak nakledilen bilgiye örnek olarak verebiliriz. Ama mistik inançlara yatkınlığın bence başka bir sebebi var: bilme, isimlendirme ihtiyacımız.

Tehlikelerden sakınmaya, böylece hayatta kalmaya eğilimli bir yapıya sahibiz. Tehlikeyi tanımak, kaynağını-karakterini bilmek bizim için çok önemli. Bu sayede önlem alıp sakınabileceğiz. Mecburen, ya araştırıp olayı tanımaya çalışıyoruz, ya uyduruyoruz.

Diyelim ki çok eski tarihte materyalist bir avcı grup olarak ormanda yürüyoruz, o sırada deprem oldu, ayağımızın altındaki toprak şiddetle sallandı, biraz uzağımızda toprak yarıldı, müthiş bir ses oldu, ağaçlar sallandı bazıları kırıldı, devrildi. Çok korktuk kaçtık, tanık olduğumuz şeyi kabilemize nasıl anlatırdık?

Neyin sebep olduğunu görmedik ki bir isim verelim. Dev bir hayvandı, bam bam yürüyordu, bastığı yer çöküyordu, çarptığı ağaçlar yıkılıyordu diyemeyiz, çünkü kendisini de ayak izlerini de görmedik, olsa olsa yer altında yaşayan dev bir hayvan uykusundan uyandı, öbür tarafına döndü, tekrar uyuyakaldı diyebiliriz.

Yürüyen avcı grup havayı-yeri-suyu kontrol eden güçlerin olduğu inancına sahipse, tanık oldukları depremi mutlaka bu güçlerden birine-birkaçına bağlayacaktır. Bir prof. geçtiğimiz hafta olan Elazığ depremi için "çocuk evliliklerine engel olunduğu için deprem oldu" dedi örneğin. Düzce-Gölcük depremleri için de "subaylar içki içtikleri için oldu" demişlerdi.

Beyninde karar merkezlerindeki dayanakları bilgiye dayanan kişiler olaylara doğal açıklamalar getirme eğilimindeyken, dayanakları mistik şartlandırmalara dayanan kişiler elbette metafizik açıklamalar getirme eğiliminde oluyor.

Sevgiler

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Din Nedir? mehmetsalih İslam 10 11-01-2018 20:09
Aşk Nedir? Yergin Etik, Estetik, Sanat, Politika, Bilim & Eğitim 58 28-07-2016 12:32
futbol klübü nedir?,din nedir?,inanç nedir? İslam 3 22-05-2007 14:35
din nedir? commandante Politika 2 13-12-2006 20:56
new age nedir ? gameover Mitoloji & Esoterisizm 2 09-02-2006 10:17

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 07:56 .