Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Dünya Dinleri, Mitoloji & Antik Uygarlıklar > Dünya Dinleri

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 16-01-2011, 02:05
hur-kus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
hur-kus hur-kus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 24 Oct 2009
Mesajlar: 432
Smile Yaratıcıya İman Etmek Mümkün mü?

“BİR Yaratıcının var olma olasılığını düşündüğüm zaman çok kızıyorum; çünkü onu, insanların çektiği acıyı önleyecek güce sahip olduğu halde bu gücünü kullanmayan biri olarak hayal ediyorum!”

Ailesini Yahudi soykırımında kaybeden eski bir ateist böyle söylüyor. Fakat bu duygulara sahip olan tek kişi o değil.

Birçok insan yaşanan iğrenç olaylar karşısında Tanrı’ya inanmakta zorlanıyor ya da O’nun olmadığı düşüncesine sığınarak rahatlıyor.

Bazılarının Tanrı’ya inanmamasının başlıca sebepleri nelerdir?

Bazı kişilerin düşündüğü gibi Tanrı ya da din olmasaydı insanlık daha mı iyi durumda olurdu?
Bir ateistin sevgi dolu bir Yaratıcıya inanması mümkün mü?

Dinin
Başarısızlığı

Ateizme yol açan etkenlerden birinin din olması tuhaf bir çelişkidir. Tarihçi Alister McGrath bu konuda şöyle diyor:

“Kurumlaşmış dinin aşırılıkları ve başarısızlıkları karşısında duydukları tiksinti, insanları ateizme yönelten etkenlerin başında gelir.”
Din çoğu kez savaşların ve şiddetin arkasındaki etken olarak görülüyor.

Ateist bir felsefeci olan Michel Onfray, aynı din kitabının iki farklı insan grubuna nasıl ilham kaynağı olabildiği üzerinde düşündü. Bunlardan biri “azizler kadar iyi olmaya çalışanlar” diğeri ise, “insanlık dışı bir gaddarlık sergileyen” teröristlerdi.

Birçok insan dinle ilgili acı anılara sahiptir.
Bertil adlı genç bir İsveçli, askerlik hizmeti sırasında, ordu papazının şiddeti haklı çıkarmak için İsa’nın “Kılıç tutanların hepsi kılıçla yok olacak” uyarısına değindiğini duydu. Papaz, kılıcı kullanacak birilerinin gerektiğini, dolayısıyla askerlerin Tanrı’ya hizmet ettiğini ileri sürdü! (Matta 26:52).

Babası İkinci Dünya Savaşı sırasında Fransa’da ölen Bernadette, üç yaşındaki yeğeninin cenazesinde papazın şu sözleri üzerine nasıl öfkelendiğini hatırlıyor:

“Tanrı bu çocuğu melek olması için çağırdı.” Bernadette daha sonra sakat bir çocuk doğurdu ve yine kiliseden hiçbir teselli bulamadı.

Kuzey İrlanda’da şiddetin hâkim olduğu bir dönemde büyüyen Ciarán cehennem öğretisini itici buluyordu. Bu kadar büyük bir kötülükten sorumlu olan bir yaratıcıdan nefret ettiğini belirtiyordu ve eğer varsa beni yok etsin diye Tanrı’ya meydan okuyordu. Bu gibi acımasız kilise öğretilerinden tiksinen tek kişi Ciarán değil.
Aslında evrim kuramına zemin hazırlanmasında kilise öğretilerinin de katkısı olmuş olmalı. Alister McGrath’e göre Darwin’in zihninde Tanrı’nın varlığı ile ilgili kuşkular doğuran asıl etken onun evrime inanışı değil cehennem öğretisi karşısında duyduğu derin tiksintiydi. McGrath Darwin’in “kızının ölümünden ötürü büyük bir keder” duyduğunu da belirtiyor.

Bazıları için dini uygulamalar mantıksızlık ve fanatizmle eş anlamlıdır. Boş dini vaazlardan ve tekrarlanan dualardan bıkan İrina şöyle söylüyor:
“Dindar kişiler bana kafaları çalışmıyormuş gibi geliyordu.” Dinsel fanatiklerin barbarca işlerinden tiksinen Lois daha radikal bir duruş aldı:
“Din yıllarca bana sıkıcı yüzünü gösterdi, şimdi de çirkin yüzüyle karşımdaydı. Bütün dinlere şiddetle karşıydım.”
Tanrı
Olmasaydı İnsanlık Daha İyi Durumda Olurdu?

Birçok insanın, dini, insanlığın ilerlemesinin ve barışın önünde bir engel olarak görmesine şaşmamak gerek. Hatta bazıları kendilerine,
‘Tanrı olmasaydı insanlık daha mı iyi durumda olurdu?’ diye soruyor.
Ancak dinsel düşünüşün tamamen reddedilmesi beraberinde başka sorunlar da getirmez mi?

18. yüzyıl felsefecisi Voltaire, kendi dönemindeki yozlaşmış kilisenin yetkisini kötüye kullanmasına karşı çıktı. O yine de, üstün birinin varlığının ahlak duygumuzun temeli olduğunu düşünüyordu.
Daha sonra yaşayan Alman felsefeci Friedrich Nietzche’nin Tanrı’nın öldüğünü ilan eden sözleri çok meşhurdur; fakat o aynı zamanda ateist düşüncenin yol açabileceği zararlardan ve ahlaksal boşluktan da korkmuştu. Bu tür korkular duymakta haklı mıydı?
Yazar Keith Ward, insanlığın modern çağa girmesinden sonra barbarlığın azalacağı yerde “daha önce hayal edilemeyecek bir boyuta ulaştığını” söyler.
Üstelik, ateizmin insanlığı yolsuzluk ve hoşgörüsüzlük gibi temel kusurlarından kurtardığına dair de bir örnek yok. Bazı ateistler de dahil birçok düşünen insan, bu gerçekler karşısında Tanrı’ya inanmanın ahlaksal açıdan insana yarar getirdiğini kabul etti.
Keith Ward Tanrı’ya inanmanın yararlı etkisini şöyle vurguladı:
“İnanç beraberinde ahlaklı olma ve Tanrı’nın yarattığı dünyayla ilgilenme sorumluluğunu da getiriyor.”
Yeni yapılan araştırmaların sonuçlarına göre dindar kişilerin yaptığı hayır işleri artıyor ve böyle işler, yapan kişiye de bir ölçüde doyum sağlıyor. Bu sonuçlar, İsa’nın koyduğu şu ilkenin önemini vurguluyor:
“Vermek almaktan daha büyük mutluluktur” (Elçiler 20:35).

Bir zamanlar ateist olan bir sosyal hizmet görevlisi Kutsal Kitabın insanların hayatını nasıl değiştirebildiğini görüp etkilendi. O şöyle diyor:
“Yıllarca insanların kendilerine ve başkalarına zarar veren davranışlarından vazgeçmelerine yardım etmeye çalıştım ve çok az başarı elde ettim. Şimdi ise bazı kişilerin Kutsal Kitap sayesinde ne kadar değiştiklerini görmek benim için olağanüstü. Üstelik bu değişikliklerin kalıcı olduğunu gördüm.”

Yine de bazı ateistler Tanrı’ya inancın, iyilik ve hayır işlerinden çok katliam ve kargaşa yarattığını düşünüyor.
Onlar inançlı olmanın bazı kişileri iyi yönde etkilediğini kabul etseler de kuşkucu tutumlarını sürdürüyorlar.

Neden?
Tanrı’ya
İnanmamanın Başka Nedenleri

Birçoklarına evrim kanıtlanmış bir gerçek olarak öğretildi.
Örneğin, ateist görüşün benimsendiği Arnavutluk’ta eğitim gören Anila şöyle diyor: “Okulda bize, Tanrı’ya inanmanın saflık ve geri kafalılık olduğu öğretildi. Bitkiler ve organik yaşamla ilgili harika şeyler öğreniyordum, fakat bunların hepsinin evrimle oluştuğunu düşünüyordum. Çünkü bize bunun bilimsel düşünüşle uyum içinde olduğu benimsetildi.”
O bugün “geçmişte kanıt diye gösterilen şeyleri körü körüne kabul etmek zorunda kaldığını” itiraf ediyor.

İçlerindeki öfke duygusu bazılarının Tanrı’ya inanmasına engel olabilir. Yehova’nın Şahitleri, evden eve hizmetinde Kutsal Kitabın ümidini insanlara sunarken bu tutumdaki kişilerle sık sık karşılaşır.
Daha önce sözü edilen Bertil, genç bir Şahit tarafından ziyaret edildi. Bertil içinden şöyle geçirdiğini hatırlıyor:
“Zavallı fanatik. Buraya boşuna geldin!” O şöyle anlatıyor:
“Kapıdaki Şahidi içeri davet ettim sonra da Tanrı, Kutsal Kitap ve din hakkındaki tüm öfkemi boşalttım.”

İskoçyalı Gus adaletsizlikten çok rahatsızdı. Başta Yehova’nın Şahitleriyle konuşurken, tartışıyor ve karşı koyuyordu. Sorduğu sorular eski İbrani peygamber Habakkuk’un Tanrı’ya söylediği şu sözleri anımsatıyordu:
“Bana neden acı şeyler gösteriyorsun, Kendin de kötü davranışları seyrediyorsun?” (Habakkuk 1:3).

Tanrı’nın kötülüğe aldırmıyormuş gibi gözükmesi, insanları eskiden beri rahatsız ediyor (Mezmur 73:2, 3).
Fransız yazar Simone de Beauvoir bir keresinde şöyle söylemişti:
“Dünyadaki bütün çelişkilerin sorumlusu olan bir yaratıcı yerine, yaratıcısı olmayan bir dünyayı kabul etmek benim için daha kolaydı.”

Ancak, çok sayıda dinin bu çelişkiyi açıklayamaması bir açıklamanın olmadığı anlamına mı gelir?
Gus sonunda, “Her şeye gücü yeten Yaratıcının insanların acı çekmesine bir süre için neden izin vermesi gerektiğine dair tatmin edici bir açıklama buldum ve bu benim için önemli bir adımdı” dedi.

Her şeye rağmen, ateist olduğunu söyleyen bazı kişiler aslında evrimle ilgili kuşkular duyabiliyor, manevi ihtiyaçları olduğunu fark edebiliyor hatta dua bile edebiliyorlar. Şimdi, bazı ateist ve agnostiklerin bu konuda daha derin düşünmelerine ve sonunda Yaratıcıyla yakın bir ilişki geliştirmelerine neyin sebep olduğunu görelim.
Yaratıcıya
İman Etmelerine Ne Yardım Etti?

Bertil’i ziyaret eden genç Şahit, ona gerçek Hıristiyanlıkla sadece ismen Hıristiyan olan dinler arasındaki muazzam farklılıkları göstererek meseleye sağduyulu bir şekilde yaklaşmasını sağladı.
Bertil bir Yaratıcının varlığı yönündeki kanıtların yanı sıra, bu gencin davranışından da nasıl etkilendiğini anlatıyor:
“Benim inatçılığım karşısındaki sabrına hayran kaldım. . . Çok sakindi ve her zaman yanında bana uygun yayınlarla, iyi hazırlanmış bir şekilde geldi.”

Svetlana evrimin ve Komünizmin etkisiyle, en uygun olanın hayatta kalacağı fikrine ikna olmuştu. O her şeye rağmen yaşamın acımasızlığından rahatsızdı. Tıp öğrenimi sırasında öğrendikleri aklını iyice karıştırdı. Şöyle diyor:
“Ateizm dersleri sırasında en uygun olanın hayatta kaldığını öğrendik. Oysa tıp derslerinde bize, zayıf olanlara yardım etmemiz gerektiği öğretilmişti.”
O aynı zamanda, maymundan evrimleşerek geldiği düşünülen insanlar duygusal sorunlar yaşarken, maymunların neden böyle duygular yaşamadığını merak etti.
Tüm bu çelişkilerin açıklaması hiç beklenmeyen bir kaynaktan geldi.
Svetlana, “Anneannem olumsuz duyguların sebebinin kusurlu yapımız olduğunu bana Kutsal Kitaptan anlattı” diyor.
O, dürüst insanların neden acı çektiği gibi sorulara Kutsal Kitabın verdiği cevabı öğrenince de büyük heyecan duydu.

İskandinav kökenli olan Leif, sıkı bir evrim taraftarıydı ve Kutsal Kitabın bir masal kitabı olduğunu düşünüyordu.
Ancak bir gün bir dostu onun inancını şu sözlerle sorguladı: “Kutsal Kitap hakkında tek bir şey bile bilmeden başkalarının sözlerini tekrarlayıp durduğunun farkında mısın?” Leif bu sözlerin kendisini nasıl etkilediğini şöyle anlatıyor:
“Evrimi hiç sorgulamadan, olduğu gibi kabul ettiğimi fark ettim. . . Bence birçok şeyin yanı sıra Kutsal Kitapta geleceğe dair bildirilenleri ve onların nasıl gerçekleştiğini görmek de bir ateistin düşünmeye başlamasına yardım edebilir” (İşaya 42:5, 9).

Önceden bahsettiğimiz Ciarán yıllarca siyasetle uğraşmanın getirdiği bir hayal kırıklığı yaşamıştı. Hayatla ilgili düşünürken aklından şöyle bir fikir de geçti:
“Yalnızca güçlü ve sevgi dolu bir Tanrı dünyanın yüz yüze olduğu problemleri çözebilir ve bana da içinde bulunduğum durumdan çıkış yolunu gösterebilir.” O, ‘Böyle bir Tanrı’yı bulabilmeyi ne kadar çok isterdim!’ diye içinden geçirdi. Aşırı sıkıntılı bir durumdayken şöyle dua etti:
“Oradaysan ve beni duyuyorsan bana kendini bir şekilde göster; hem kendi sıkıntımdan hem de insanlığın çektiği bütün acılardan kurtulmanın yolunu göster.” Birkaç gün sonra, bir Yehova’nın Şahidi kapısını çaldı. Şahit, insan hükümetlerini etkileyen kötü güçlerle ilgili Kutsal Kitabın ne öğrettiğini anlattı (Efesoslular 6:12). Bu açıklama Ciarán’ın kişisel gözlemlerine uyuyordu ve onda merak uyandırdı. Kutsal Kitabı inceledikçe, sevgi dolu bir Yaratıcıya karşı güçlü bir iman geliştirmeye başladı.

İnsanoğlunun
Yaratıcısı ve Siz

Dinsel ikiyüzlülük, evrim gibi ateist öğretiler ve kötülüğün hep baskın olması, birçoklarının Yaratıcının varlığından kuşku duymasına, hatta O’nu inkar etmesine sebep oluyor. Ancak siz fırsat verirseniz Kutsal Kitap sorularınıza tatmin edici cevaplar sağlayabilir. O aynı zamanda Tanrı’nın düşüncelerini de bildirir.
Tanrı şöyle der:
“Size umut vermeyi ve iyi bir gelecek sağlamayı düşünüyorum; felaket değil esenlik getirmeyi amaçlıyorum” (Yeremya 29:11).

Çocuğu sakat doğan ve Yaratıcının varlığına dair kuşku duyan Bernadette için bu ümit yarasına merhem oldu.
Kutsal Kitabın, Tanrı’nın çekilen acılara izin vermesinin nedeniyle ilgili açıklaması bir zamanlar ateist olan birçok kişinin zihnini ve yüreğini etkiledi.

Kutsal Kitabın bu tür önemli sorulara verdiği cevabı öğrenmek için vakit ayırarak siz de Tanrı’nın varlığına ve O’nun “hiçbirimizden uzak” olmadığına ikna olabilirsiniz (Elçiler 17:27).

Saygılarımla

"İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın."
Jesus Christ


Matta 7:12

www.jw.org
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 16-01-2011, 11:31
AerA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
AerA AerA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 17 Nov 2009
Bulunduğu yer: Galactic Sector ZZ9 Plural Z Alpha
Mesajlar: 3.036
Standart

Değrli hur-kus ;

Konu başlığınız üzerinden gideceğim.

"Yaratıcıya İman Etmek Mümkün mü?"

Elbette mümkün... Kaldı ki iman etmiyormusunuz? Ama bu hususdaki en önemli ayrıntıyı, aslında "aslan payını", neden görmezden geliyorsunuz?

  • Hangi yartıcıya iman etmeliyiz?
  • İman ettiğimiz yaratıcı, gerçek yaratıcı mı?
  • Yoksa yaratıcıların en başarılısı olan "insan" tarafından mı yaratıldı bu yaratıcı?
  • Sahi, gerçekten var mı bu yaratıcı?
Şahitliğini yaptığınız yaratıcının, "tek ve gerçek yaratıcı" olduğuna dair bir inanca sahipsiniz. Lakin bu Dünya tarih boyunca ne şahitler gördü... Kimi Zeus'a, kimi Quatzelquatl'a, kimi Krishna'ya, kimi Mithra'ya..... Bildiğim tüm yaratıcıların isimlerini buraya yazacak olsam, sitenin veritabanı şişer. Hal böyle iken, "Okyanusda bir damla" bile değilsiniz.

Yine de samimiyetle ifade etmeliyim ; Misyonunuzda başarılar. Ama ardından eklemeliyim; lütfen bir bardak soğuk içiniz . Sadece ama sadece hayatı yaşayınız, mümkünse başkalarını rahatsız etmeden. Tanrınızın ulaşamadığı kapılara, kapı kapı gezerek, siz nasıl ulaşabilirsiniz ki?

Teoloji gece yarısı, karanlık bir mahsende, orada olmayan kara kediyi aramaktır. Robert A. Heinlein
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 16-01-2011, 18:32
hur-kus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
hur-kus hur-kus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 24 Oct 2009
Mesajlar: 432
Smile

AerA´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Değrli hur-kus ;

Yine de samimiyetle ifade etmeliyim ; Misyonunuzda başarılar. Ama ardından eklemeliyim; lütfen bir bardak soğuk içiniz . Sadece ama sadece hayatı yaşayınız, mümkünse başkalarını rahatsız etmeden. Tanrınızın ulaşamadığı kapılara, kapı kapı gezerek, siz nasıl ulaşabilirsiniz ki?
Sayın AerA,

İnsanların ayağına kadar gidip onların hayatını ilgilendiren bir mesaj sunmak asla onları rahatsız etmek değildir.

Evi yanmakta olan ve hayatı tehlikede olan komşunuzun kapısını çalıp haber vermek de rahatsız etmek anlamına mı gelmektedir ?

Dünyayının karşılaşacağı Tanrı'nın hüküm gününe inanmamanız veya kabul etmemeniz gelecekteki olayları değiştirmeyecek.

Biz cesaretle, Tanrı'ya ve insanlara olan sevgimizden dolayı gidip insanlara bu mesajı bildirmeye devam ediyoruz. Alçakgönüllülükle Tanrı'yı arayan insanlar kulap verip ne demek istediğimizi anlıyor ve isterlerse hayatlarına yeni bir yön veriyorlar.

Bu mesaj gururlu ve kibirli olanların anlayamayacağı bir mesajdır.

Kutsal kitap, 1.Petrus 5:5 de şöyle demektedir:

" 5 .Çünkü Tanrı kibirlilere karşıdır, fakat alçakgönüllülere lütuf gösterir."

Ayrıca, gelmekte olan bu dünya değişikliğinin anlaşılamaması ve fark edilememesi için yoğun çaba harcayan biri var:

2.Korintoslular 4:4 onun kimliği hakkında şöyle der:

" 4 Çünkü, Tanrı’nın yansıması olan Mesih hakkındaki muhteşem iyi haberin ışığı onlara erişmesin diye, bu ortamın tanrısı (Şeytan) iman etmeyenlerin zihinlerini köreltmiştir."

Doğru bir anlayışa sahip olabilmek için mutlaka ama mutlaka Şeytan'dan daha güçlü birinin desteğine ihtiyaç var, yani Tanrı'ya......

Alçak gönüllü bir şekilde onu ararsanız bulabilirsiniz..

O zaman geleceğin neler getireceğini siz de daha net görebilirsiniz...

Başka sözlerle en büyük doktora (Yaratıcıya) gidip, doğru gözlüğü edinip takmak gerekiyor...

Bu arada zaman da, her şeyi açığa çıkartacaktır. Tabi bazıları için geç olacak.

Saygılarımla





"İnsanların size nasıl davranmasını istiyorsanız, siz de onlara öyle davranın."
Jesus Christ


Matta 7:12

www.jw.org
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 16-01-2011, 18:56
AerA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
AerA AerA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 17 Nov 2009
Bulunduğu yer: Galactic Sector ZZ9 Plural Z Alpha
Mesajlar: 3.036
Standart

hur-kus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayın AerA,

İnsanların ayağına kadar gidip onların hayatını ilgilendiren bir mesaj sunmak asla onları rahatsız etmek değildir.
Değerli dostum hur-kus ;

Dağıtımını yaptığınız mesajın insanların hayatını ilgilendirdiği sizin düşünceniz. Kaldı ki milyonlarca mesaj içerisinden "tek gerçek mesajın" sizin ki olduğuda öyle. Peki bu mesajın hayatlarını ilgilendirdiğinde kaç kişi hem fikir?

hur-kus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Evi yanmakta olan ve hayatı tehlikede olan komşunuzun kapısını çalıp haber vermek de rahatsız etmek anlamına mı gelmektedir ?
Yapmayın lütfen bu size yakışmamış. Aynı şeye örnek değil. Hatta, çocuğu bir trafik kazasında ağır yaralanmış olan komşunuzun, aynı kan grubundan olmanızdan ötürü, evladının yaşamı için size yalvarırken onu kibarca reddetmeniz de bu hususda örnek olmaz... O yüzden böyle bir örnek vermiyorum...

hur-kus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Başka sözlerle en büyük doktora (Yaratıcıya) gidip, doğru gözlüğü edinip takmak gerekiyor...
Samimiyetimle söylüyorum, şu büyük doktor keşke benide gözlüklü yaratsaydı. Suç onun, benim değil...

Esen Kalınız.

Teoloji gece yarısı, karanlık bir mahsende, orada olmayan kara kediyi aramaktır. Robert A. Heinlein
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 16-01-2011, 19:14
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger hur-kus;

Ben bir yaraticiya, iman etmek degil; kendim bir yaratici olarak, kendi adima ve turum adina, onlari bir arada yasatabilecek ne varsa; ve bu birlikteligi bozan ne varsa, onu ortaya koymaya calisiyorum.

Bence bizlerde bu turun birer temsilcileri olarak, iman etmek yerine, yaraticiligimizi en azindan kendi turumuz ve birimize ters dusmeyen sekilde ortaya koymamiz gerekiyor.

Zaten turumuzle, birer birler olarak gecinebilmeyi ve bir arada yasayabilmeyi basarirsak; o zaman algiladigimiz diger herseyi de zarar vermeden degerlendirmis oluruz.

Oyuzden biz yaraticilar, iman degil; dusuncemizi hem kendi turumuz ve kendi birimiz hem de algiladigimiz herseye yonelik dusundurmek istiyoruz.

Bunu da yaparken,imanli degil; ozgur ve bizi kisitlayan ve yine bizim ortaya koydugumuz her turlu sinirlardan, tabulardan v.s. arinmamiz gerekiyor.

Oyuzden de yaraticiya iman degil; yaraticiya dusunduren dusunce saglayan bir beyin lazim.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 17-01-2011, 02:29
Natan Natan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 18 Sep 2006
Bulunduğu yer: usa
Mesajlar: 4.841
Standart

Bizi Tevrat'ın ve İncil'in tanrısına iman etmeye mi çağırıyorsunuz ?

Eğer öyleyse kalsın,biz almayalım. Çünkü soykırımcı,acımasız,kana susamış ve sürekli kan isteyen bir "yaratıcıya" ihtiyacımız yok.

Kutsal Kitabınızdan inciler :

Şimdi git Amalek'i vur ,onun herşeyini tamamen YOK ET . Hiç birine ACIMA! Kadını ve erkeği ,

çocuğu ve emzikteki bebeği,

sığırı ve koyunu , deveyi ve eşeği, HEPSİNİ ÖLDÜR!!! (I.Sam.15/3)


Dedim ya kalsın
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 17-01-2011, 04:15
Astur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Astur Astur isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 11 Jun 2009
Bulunduğu yer: Illuminati
Mesajlar: 1.429
Standart

Sevgili hur-kus,

ateistlerin psikolojilerini analiz etmeye çabalayacağına yazının başında insanları ateist olmaya ittiği belirtilen "kötülük sorunu" tarzı itirazlara makul bir yanıt vermeye çalışsan daha iyi olurdu bence. Sen o itirazı tatmin edici bir biçimde cevaplayabilirsen o nedenle ateist olduğunu söylediğin insanlar da bunu tercih etmeyebilirler, değil mi?

A skeptic is one who prefers beliefs and conclusions that are reliable and valid to ones that are comforting or convenient, and therefore rigorously and openly applies the methods of science and reason to all empirical claims, especially their own. A skeptic provisionally proportions acceptance of any claim to valid logic and a fair and thorough assessment of available evidence, and studies the pitfalls of human reason and the mechanisms of deception so as to avoid being deceived by others or themselves. Skepticism values method over any particular conclusion.
–Dr. Steven Novella, The New England Skeptical Society
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 17-01-2011, 12:03
milomanara - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
milomanara milomanara isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 17 May 2008
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 1.807
Standart

Soruya Sam Harris'in cevabı:

Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 17-01-2011, 17:54
vartor - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
vartor vartor isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Mar 2006
Bulunduğu yer: Toronto
Mesajlar: 8.615

Onur Üyeliği 

Standart

ben neden videoyu goremiyorum? Bu ilk degil, bazilari bende bos sayfa olarak gorunuyor.

Iman, ask gibidir,gozleri koreltir,beyni muhurler.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 17-01-2011, 22:18
errata - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
errata errata isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 30 Sep 2007
Mesajlar: 2.207
Standart

Ateizme giden yol din baskısı değildir, "istisnalar olabilir". Özgür ve bağımsız düşünmeyi insan o tip bir yaşayış içerisinde doğup büyüdü ise talep eder. İnsan bilmediği, farkındalığında olmadığı bir şeyi neden istesin?

Temelde kimse inadına, isyan amaçlı ateist olmaz, "istisnalar olabilir". Zira ateizm dediğin "allah var ama ben gıcıklık olsun diye inanmıyorum" durumu değil, "allahın varlığını fiziksel olarak kendine ispatlayamama" durumudur.

Tam tersine inanç denen şey, insanların zorunlu soyut fikirlerinin neticesidir. Ve bu fikirler sürekli olarak başka inançlara doğru hareket halindedir. Kimisi katolik iken ruhaniyet eksikliğinden yakınır budist olur. Kimi radikal islamcılıktan tasavvufa evrilir falan.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Kurana ve Yaratıcıya İnananlar Yoksa Çıkarcı mı ? hackercesur İslam 53 25-07-2010 18:44
Yaratıcıya İnananlar İle Ateistler Arasındaki Çok Büyük Fark HanifTürk Konu-dışı 16 23-02-2010 19:16
Yaratıcıya inanmayan ne uğruna savaşır. mindar İslam 51 22-01-2010 18:04
Yaratıcıya İnanmayan Kardeşlerime Üzülüyorum. HanifTürk Felsefi Tartışmalar 136 07-03-2009 22:27
dinlere inanmayıp şuurlu bir yaratıcıya inananlar..! katre_07 Dünya Dinleri 35 13-01-2009 04:50

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 20:24 .