Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 26-07-2017, 01:36
Felâsife - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Felâsife Felâsife isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2014
Bulunduğu yer: Hayret!
Mesajlar: 4.039
Standart

Pyrrhon´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Gerçi söylediğiniz gibi tasavvufçular «Hakikat-i Muhammediye» kavramını kabul ediyorlar , sahiden de al İlah'ın işine akıl sır ermiyor...
Al-İlah neysede ben insanların işine akıl sır erdiremedim hiç.
Neyi yaparsa yapsın, bir üstünlük, bir imtiyazı kendine "otomatikman" çıkartıyor ki o çok ilginç.
İki kitap okumadan peygamber birden bire en üstün insan olup çıkıyor, nereden biliyorsun?
Sende mi "en üstün" oldun ki, bunu ölçüyorsun, savunuyorsun.
Oysa sıradan bir iman sahibisin, iman sahibi en'leri nereden bilir?
Bilmiyorsun, anca tahmin ediyorsun, bu da bir şans, kumardır.
Tutsa bile bildiği için değil anca şansına tutar ki kumar zaten yasaktır din açısından, hemde "her türlüsü"

İşte ben bunu hiç anlayamıyorum. Karambole konuşmaktır bu.

Üstünlük zaten Sufizm 'in kafadan hedefindedir, kendini aşağılarda göreceksin, hemde en aşağıda, kim olursa olsun bu böyledir, sarhoştanda, dilencidende, fahişedende, en cahildende, hepsinden.
Ya bu kabul edilecek, ya da Sufi olunmayacak, bu kadar net aslında.
Bunlardan kendini aşağıda göremeyen, nefsini aşağılayamaz, yalandan da aşağılamak bir işe yaramaz. Zira bu süreklide denenir, hayat neyi sevmiyorsan onu karşına çıkartır çünkü.

Ama dinde bu böyle değil, daha doğrusu böyle bir öğretileri yok, namaz kıldın mıydı, kuran okudun muydu, Allah dedin miydi olayları bitiyor, her şeyide biliyorlar. Kendi gibi olamayanı sevimyorya o hemen kafir oluyor, aşağılıyor, ve kendini de o derece yükseklerde görüyor.

Ne üstünlük ama! sefil bir hayat birden bire kutsanıveriyor, oysa bu bile "nefsin kutsanmasıdır!" Nefs daha dimdik ayaktadır, Din bile Nefsi coşturan bir şeydir.
Sufiler bunu biliyorlar, hemde çok iyi biliyorlar, o yüzden "terkleri de terk!" diye ilerisi öğretileri bile vardır.

Hakikat-i Muhammediyeye gelince aslında bunu herkes kendince bilir, hakikat=bir işin doğrusu, gerçeği demek, öyle ahım şahım bir şey değil, bir Sufide bunu kendince bilir elbet.
Dindar kafa Sufinin bildiğini kendi bildiği gibi zannettiği için, (onlar her şeyi bilir!) cevapları her zaman vardır.

Sevgiler

Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 26-07-2017, 10:36
pianola - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
pianola pianola isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Super Moderator
 
Üyelik tarihi: 22 Oct 2014
Bulunduğu yer: Platon'un Mağarası
Mesajlar: 1.906
Standart

Felâsife´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
(...)
Hakikat-i Muhammediyeye gelince aslında bunu herkes kendince bilir, hakikat=bir işin doğrusu, gerçeği demek, öyle ahım şahım bir şey değil, bir Sufide bunu kendince bilir elbet.
Dindar kafa Sufinin bildiğini kendi bildiği gibi zannettiği için, (onlar her şeyi bilir!) cevapları her zaman vardır.

Sevgiler
Anlatımın için sağol Felâsife, benim esasen anlamaya çalıştığım, Sufiler islam peygamberi Muhammed'in İlah'tan vahiy aldığına ya da kainatın onun yüzü-suyu hürmetine yaratıldığına falan sahiden inanıyorlar mı? yani hakikat-i Muhammediye onlar için tam olarak nedir? veya şöyle sorayım, sadece ulaştıklarını düşündükleri bir hakikate Muhammed ismini mi veriyorlar, yoksa tarihsel Muhammed onlar için bu hakikatin kendisi mi?


Ben de içgözlemin kurbanıyım.
Sylvia Plath

Her bir sözcük, sessizlik ve hiçbirşeyliğin içinde gereksiz bir leke gibi...
Samuel Beckett

Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece...
Aşık Veysel

Tekrar ede ede bitirilemeyen keşif, tekrar ede ede bitirememenin keşfine dönüşür.
Maurice Blanchot

İletişim, bir iletişimsizlik düzeneğidir.
Lacan

Sonuçta hepsi kendini kandırmaktan ibaret, öyle değil mi..?
Marilyn Monroe

ex nihilo nihil fit
il n'y a pas de hors-texte
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 26-07-2017, 18:31
Felâsife - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Felâsife Felâsife isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2014
Bulunduğu yer: Hayret!
Mesajlar: 4.039
Standart

Pyrrhon´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Anlatımın için sağol Felâsife, benim esasen anlamaya çalıştığım, Sufiler islam peygamberi Muhammed'in İlah'tan vahiy aldığına ya da kainatın onun yüzü-suyu hürmetine yaratıldığına falan sahiden inanıyorlar mı?
Bu dediğim gibi ahım şahım bir şey değil sevgili Pyrrhon, Mollaların hocaların kürsülerde, mevlütlerde cahiller için söylediği, kraldan çok kralcı görünmek için, sarf ettiği sözlerdir.
O olmasaymış alemler yaratılmazmış filan falanın aslı astarı yok.
Vahy konusu onda sıkıntı yok, ama işin içinde olan için Vahy de bir şey değildir, dağda ki bir çoban da geleni söyler, bu bir fazilet üstünlük değildir tasavvuf açısından, bunların çok daha fazlasını, Sufi seyri sülük denilen hâller içinde zaten yaşar.
Ama bu şeyler aynı zamanda sıkıntılıdır da zira bir şey oldum zanneder insan, Muhammed âmâyı es geçiyor mesela, anında uyarı almış, ne yapıyorsun babında.
Pyrrhon´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

yani hakikat-i Muhammediye onlar için tam olarak nedir? veya şöyle sorayım, sadece ulaştıklarını düşündükleri bir hakikate Muhammed ismini mi veriyorlar, yoksa tarihsel Muhammed onlar için bu hakikatin kendisi mi?
Bu başkalarının yakıştırmasından öte değil, benim fötrlü hoca dediğim kişi mesela namaz mamaz kılmazdı, ama adam hocaydı. Sorana da bitti derdi, yav olur mu öyle şey filan diye başlardı bir vaveylâ, bunu müftülerle, hocalar bile çok tartışmıştır, çoğunada şahit oldum.
Ve bu konuda da oldukça ciddiydi. Bir çok detayı var bu meselenin, onları geçiyorum.
İş sonunda "kos koca Muhammed bırakmamış namazı, sen kim oluyorsun!" a gelirdi.
Muhammed anlamamışsa ben ne yapayım, cahilin biriydi o anca geleni söylemiştir derdi çoğunca.

Hatta bu konuda ayetlerde verirdi ama yok karşısında ki inat ederdi.
Hicr süresi son ayet: Sana yâkîn gelene kadar Rabbine ibadet et.

Şimdi böyle bir ayet var, burada yâkîn kelimesine çokları ölüm diyor. Bunuda ibadet ölene kadar anlıyorlar. Hatta namaz anlıyorlar, ölene kadar namaz kılın diyorlar.
Hocada o ölüm olsa Arapçada ölüm "mevt"tir, niye mevt kullanılmamışta, yâkîn kullanılmış derdi.
Yâkîn şaşmaz kesin bilgi demek, sebebi bu derdi, var mı bu konuda bir bilgin, keşfin, yaşantın dediğinde, cevap veremezlerdi tabi, anca Muhammed bırakmamış onuyu sürerlerdi ortaya, o da o zaman, o cahilse anlamamışsa ben ne yapayım derdi.

Özetle diyeceğim bir Sufinin hakikati Muhammed olsa o cahildi der mi?
Hoca tam Sufide değildi bu arada ama ilminin yanında keşfi yönü vardı, zaten o keşfi yönü olmasa böylede diyemezdi. Düzgün adamdı hoca.
Bir noktadan sonra iş oraya gelir, "hayaller hakikat, hakikatler hayal olur" ama başlarda öyle zannedilir filan ona bir şey demem, fakat bu işin yolun başında ki kişide, bu işin asla otoritesi filan da değildir.

Ayrıca Arabi gibi büyük Sufilerde bu tip şeylerden bahsetmiştir, fakat onların bu işe yaklaşımı kademeli ve siyaseten yaklaşımlardır. Hiç kimseye birden bire bilgi yüklemesi yapılmaz, bilgi yaşayarak (keşfen) elde edilmelidir, bu zaman alır uzun sürer hiç problem değildir. O yüzden Sufilikte bir şey, her şey anlamına gelmez. Birde çok ilavelerde edenler olmuştur, ya da anlamamış ne demek istediğini, yanlış tercümeler edilmiştir.
Daha net söylersem Sufi olmayanın, Sufizmle ilgili şeyler okumasınıda çok tavsiye etmem, zira illaki yanlış anlayacaktır. Her anlatım her kişiye değildir. Bu yüzden Sufilikte usta/çırak ilişkisi de hep bu sebepler yüzünden vardır. Keşf bile yeterli değildir, onun birde ispat'ı vardır, onun da dahası vardır.
Hakikaten çok zorlu ve karışık işleri vardır Sufizmin, acemi olanda bunun altından kalkamaz, mümkün değil.

Sevgiler

Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
amel, evliya, peygamber, takva

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Muhammed ve Mustafa Kelimelerinin Anlamı fantomas İslam 28 08-10-2018 01:58
''Beni seven, Arab'ı da sever'' Muhammed Mustafa Mutezile İslam 22 16-12-2017 20:17
İsa Ve Muhammed Mustafa frodo İslam 49 22-06-2012 23:22
Takva - İhlas ve Müslümanların 'İlim Kaynağı' Mutezile İslam 2 01-03-2006 12:37

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 04:36 .