Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > İbrahimi Dinler > İslam

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 28-12-2006, 12:37
hiramusta hiramusta isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 11 May 2006
Mesajlar: 1.919
Standart İlahi hitabın serüveni

Alıntıdır..

Yaratıcının kullarıyla irtibatının serüveni ve Kuran’ın bize kadar, ulaştırılması.


Kur’an bize nasıl ulaştırılmış? Yada yaratıcının kullarıyla olan irtibatının serüveni/tabiatı nedir?


Allah’ın insanlığa halifelik 2/30 verdiğinden bu güne kadar, sürekli mesaj olarak gönderdiği, *her kavmin/medeniyetin kendi kullandığı dilde, (kelimeler farklı söylense bile) mana itibarıyla aynı şeyi ifade etmekte olan dinin adı, İslam dır.


İlk inen vahiyden bu güne kadar, Allah’ın emriyle hep aynı melek ( vahiy meleği cebrail ) aynı kitaptan, ( levhi mahfuz ) *dan, resullere Allah’ın *mesajını bir birinden *farksız olarak, her kavme/topluma kapasitesi ölçüsünde ihtiyacı kadarını *getirmiştir.


İnsanlık tarihini incelediğimizde, çeşitli devirlerin geçtiğini bilmekteyiz. Tarih öncesi devir ve tarihi devir olarak isimlendirilmektedir.




Tarih öncesi devir; Taş devri (yontma ve cilalı taş devri), *Maden devri (bakır, tunç ve demir devri) *

Tarihi devir: (İlk çağ MÖ 3.200 MS sora 375 e kadar. *Orta çağ MS 375 MS 1453 e kadar. *Yeni çağ MS 1453 MS 1789 a kadar. Yakın çağ MS 1789 ve bu gün.


Toplumlar geliştikçe, medeniyetlerin birbirlerine toplu akıl halinde bıraka geldiği, bilgi, bilim, *buluşlar, keşifler ve teknolojinin gelişmesi, geçmişten geleceğe doğru, insanlığın tekamülüne/gelişmesine yol açmış ve bu ölçüde son gelen resule kadar vahiy’de insanlığın konumunu göz önünde bulundurarak, o ölçüde hitabını *geliştirerek inmiştir.





“Hiç kuşkusuz, o Zikir'i/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz.” *Küllişeyinalim olan Allah, ilk nazil olan vahiyde bu ilkeyi koyar, bir daha resul göndermesine gerek olmazdı, fakat vahiye muhatap olacak insanlığın, kapasitesi buna hazır değildi. (Şimdi şöyle diyenler olabilir; Allah dileseydi ilk insandan bu güne kadar gönderdiği mesajı korurdu, gibi yada buna benzer sorular sorula bilir, bunlara cevabımız öncelikle Allah dilediğini dilediği zaman yapar kimseye sormaz, hiç kimseye de kendi taktirini/dileğini değiştirme yetkisi vermemiştir, hani bazı tarikat müntesipleri olmadık şeylerini ileri sürerken “ya kardeşim Allah dilese olmazmı?” evet Allah dilerse olu ama Allah sanamı verdi takdir yetkisini demezlermi? Bizlere düşen Allahın takdir/dilek kürsüsünde oturmak değil Allahın takdirinin/dileğinin ne olduğunu bulmak anlamaktır. Birde Allah kullarına onların malzemesi, algılayışları ve kaldıra bildikleri neyse onunla hitap etmiştir. Vahyin geliş süreci de bu yöntemi takip etmiştir.) Acizane insanlığın neden hazır olmadığıyla ilgili birkaç madde sıralamaya çalışacağım.




1-Yazının keşfedilmemiş olması *

2- Yazdıkları metinleri, *kayıt altına alacakları imkanlarının olmayışı *

3- İnsanlığın bir birinden kopuk olarak yaşıyor *olmaları

4- Edebiyat ve kültür yönünden gelişmemiş olmaları *

5-Her hangi bir hadiseyi kayıt altına alarak veya telaffuz yoluyla tevatüren aktaracak sayıya ulaşmamış olmaları *

6- Dünya uluslarının bir birleriyle olan iletişimi henüz *istenilen seviyeye ulaşmamış olması vb.. sebepler ve bu sebepleri çoğalta biliriz.





Allah (c.c) Kur’an’ın indirilme zamanını insanlığın belli bir konuma ulaşmasıyla aynı orantıda/paralelde takdir buyuruyor. 5/Maide3..” Bugün sizin için dininizi kemale erdirdim, üzerinizdeki nimetimi tamamladım ve sizin için din olarak İslam'ı seçtim”... Hatta kur’an ilk indiği dönemden bu güne kadar, her geçen gün biraz daha iyi ve kapsamlı anlaşılmaktadır.




Kur’an muhkemiyle, müteşabihiyle *aynı fakat insanlık gelişmeye devam etmektedir, gelişip tekamül ettikçe Allah’ın kelamını kendilerinden önceki toplumlardan daha iyi anlıyor ve gelmiş geçmiş dinler ve ideolojilerin tarihin çöplüğüne nasıl gittiğine şahit oluyorlar.




İnsanlık tarih süresi boyunca ne kadar çok hadiseye şahit olursa, Kuran’ın o kadar çok kapsamlı meselelere değindiğinin farkına varıyor, buda insanoğluna Kuran’ın anlam yelpazesinin daha kapsamlı ve geniş olduğu gerçeğini fark ettiriyor.

Allah (c.c) nasıl ki vahyi, insanlığın anlayabileceği seviyeden onlara hitap ediyorsa, yine insanlığın durum ve koşullarına göre, mesajı onlara indirmiş yine onların üzerinden koruması altına almış ve tevatür yoluyla bize kadar ulaşmasını sağlamıştır.




15/Hicr 9 Hiç kuşkusuz, o Zikir'i/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz.

17/İsra85..88 Sana ruhtan (vahiyden) sorarlar. De ki: "Vahiy Rabbimden gelir. Size verilen bilgi ise pek azdır." Dilesek sana vahyettiğimizi geri alırız ve bize karşı her hangi bir koruyucu da bulamazsın. Ancak Rabbinin rahmeti var... O'nun sana olan nimeti büyüktür. De ki: "Tüm insanlar ve cinler bu Kuran'ın bir benzerini oluşturmak amacıyla toplansalar ve bu konuda birbirlerine destek olsalar bile onun bir benzerini oluşturamazlar."




Kur’an indirilmeye başladığından bu güne kadar, büyük bir titizlikle ve dikkatle hep kayıt altına alınmıştır. Vahyin ilk indirilmeye başladığından, vahyin kesilmesine kadarki zaman dilimi (23 yıl) boyunca, sahabelerin büyük bir bölümünün oluşturduğu, vahiy kâtipleri yazmış ve ezberlemişlerdir.




Resulullah (a.s) surelerin sıralamasını, ayetlerin yerlerini, tertip etmiş ve son inen ayete kadar 5/Maide 3…Bugün, size dininizi bütünledim, üzerinize olan nimetimi tamamladım,din olarak sizin için İslamiyet'i seçtim.




Mushaf halinde ümmete teslim etmiştir. Zaten kendiside sahabelerine dönüp, veda hutbesinde “tebliğ ettimmi?” sahabeler hep bir ağızdan “ettin ya Resulullah” diyince, “resulde şahit ol yârab” diyerek artık görevinin bittiğinin farkına varmıştı.


Kuran’ın toplanmasıyla ilgili Fereç HÜDÜR ün çalışmasından bir bölümü sizinle paylaşmak istiyorum.


Fereç HÜDÜR

KURAN’IN PEYGAMBERDEN SONRA TOPLANMIŞ OLDUĞUNU İDDİA ETMELERİ:

15- ............ Zeyd İbn Sabit el-Ensâri ye atfen yaptıkları rivayette: Ebu Bekir ve Ömer’in görevlendirmesiyle Zeyd diyor ki, “Ben kalktım, Kuran’ın ardına düşüp gereği gibi araştırdım ve onu yazılı bulunduğu deri parçalarından, kürek kemiklerinden, hurma dallarından ve hâfızların ezberlerinden bir yerde topladım. Ve et-Tevbe Sûresinden iki ayeti, Ebû Huzeyme el-Ensâri’nin yanında buldum. O iki âyeti ondan başka kimsenin yanında bulmadım.
Neticede içlerinde Kur’an toplanılan bu sahibeler, Allah kendisini vefât ettirinceye kadar Ebû Bekr’in yanında kaldı ..........................(Buhari, Kitabu’l-Tefsir 199 Cilt 9 s. 4423-4424 Ötüken 1987)

16-............ Ebû İshak şöyle dedi: Ben el-Berâ ( R )’ dan işittim, şöyle diyordu: “ Mü’minlerden oturanlarla, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşanlar müsâvi olmaz... “ Ayeti indiği zaman, Resûlullah (S) Zeyd’i çağırdı. Zeyd bir kürek kemiği ile geldi ve o ayeti yazdı..... (Buhari, Kitabu’l-Cihâd ve’s-siyer 47 cilt 6, s.2674. Ötüken 1987 )

HADİSİN TENKİDİ: Kuran’ın, Peygamber zamanında kitap halinde mevcut olmadığı, sonradan rast gele bir araştırmayla, hurma dallarından, deri parçalarından, taş levhalardan, kürek kemiklerinden, hafızların ezberlerinden toplanmış bir kitap olduğu hususunda müteaddit rivayetler uydurmuşlardır. Öyle ki, Kur’an bu dedikleri şeylere yazılı bir Kitab olmuş olsaydı, bir ambarı doldurması gerekirdi, bu iddiaları Kur’an’a bir iftira ve saygısızlığın ifadesidir. Allah, Kur’an’da Kitab indirmiş olduğunu ayetlerle bildirmiştir. Kur’an Kitab halinde Peygamber zamanında mevcut değil idiyse insanlar Kitab mevcut olmadığı halde, ayetlerde niçin Kur’an’dan Kitab olarak bahsediliyor diye sorarlardı. Peygamber zamanında Kur’an Kitab olarak mevcut idi, ve iddia ettikleri gibi, taş parçalarına , hurma dallarına v.s. yazılmıyordu. İnce ceylan derileri üzerine yazılan bir Kitab halindeydi. Bu hususta Kur’an’dan mealen:

- Andolsun Tûr’a (52/1)
- Satır satır yazılmış Kitab’a (52/2)
- Yayılmış ince deri üzerine (52/3)

İfadeleri Kuran’ın nasıl yazılmış bir Kitab olduğunu belirtir. Ayetler peygambere inmişti, eğer Kur’an ince deri üzerine yazılıp tespit edilmemiş olsaydı bu ayetleri duyanlar, siz hangi ince deri üzerine yazılmış kitaptan bahsediyorsunuz diye sormaz mıydılar! Kuran’ın peygamber zamanında özenle yazılmış olduğuna dair diğer bir örnek, Kur’an’dan mealen:

- Hayır, o ayetler bir mesajdırlar. (80/11)
- İsteyen onları idrak eder. (80/12)
- Onlar, değerli sayfalardadır. (80/13)
- Yüksek ve temiz sayfalarda. (80/14)

Bu örneklerden anlaşıldığı üzere, Kuran’ın sonradan rast gele, taş parçalarından,ağaç kabuklarından, kürek kemiklerinden toplanmış bir kitab olduğu yolundaki rivayetler Kur’an’a uymamaktadır, ve aslı yoktur.
Rivayetler uydurulurken, daha öncede belirttiğim gibi bazen kasıtlı, bazen de tutarsızlık şeklinde bir çok çelişkilere düşülmüştür. Fert ve kişilere kabul ettirmek ve sıkıştıklarında kendilerini kurtarmak için bazen doğrulara da yer vermişlerdir. Öyle ki bir konu hakkında bir rivayet uydurduklarında, muhakkak ona muhalif bir veya birden fazla rivayet uydurmaya özen göstermişlerdir. Sık sık bu tür çelişkili ifadeleri yan yana yazarak okuyucunun bu hususa dikkatini çekmeye çalışacağım. Zira hadis uydurma sistemlerinin kökü budur. Örneğin, Kur’an’ın sonradan rast gele toplanmış bir kitap olduğunu söylerken başka bir yerde, peygamberin onu Mushaf halinde bıraktığını rivayet etmek onlar için gayet normal bir durumdur. şöyle ki, uydurdukları diğer bir rivayette şöyle diyorlar:

17- ......Abdülaziz İbn Rufey’ şöyle dedi: Ben Şaddat İbn Ma’kıl ile beraber İbn Abbas’ın yanına girdim. Şaddat İbn Ma’kıl, Abbas’a:
-Peygamber (s) bir şey bıraktı mı? diye sordu.
İbn Abbas:
- Mushaf ‘ın iki yanını kuşatan ciltler arasında bulunandan başka bir şey bırakmadı, dedi.
Biz yine beraberce Muhammed İbnu’l -Hanefiyye’ nin yanına girdik ve ona’da aynı suali sorduk. Muhammed İbnu’l Hanefiyye de:
- İki kapak arasında bulunandan başka bir şey bırakmadı, dedi. (Buhari,Kitâbu Fedail’l -Kur’an 39 Cilt 11 sayfa 5112 Ötüken 1988)

Bu hadis evvelki hadislerle çelişkili olduğu gibi, Kur’an’ın Peygamber zamanında kitap halinde mevcut olduğunu ve Peygamberin hiçbir rivayet bırakmadığını itiraf etmişlerdir.

Diğer bir rivayette de şöyle demektedirler:

18-.......Enes İbn Mâlik el -Ensâri den rivayet ettiler ki:........ “Peygamber hücrenin perdesini açtı da, bizlere bakmaya başladı. Kendisi ayakta duruyor ve yüzü de Mushaf yaprağı gibi parlıyordu......”
(Buhari, kitabu’l -Ezân 72 cilt 2 sayfa 707 - 708 Ötüken 1987)

Bu rivayette de peygamberin zamanında Mushaf’ın yani kitap halinde Kur’an’ın, parlak sahifelere yazılı olarak mevcut olduğunu itiraf etmişlerdir. Zira var idi ki peygamberin yüzünü onun sahifelerine benzetmişlerdir.
Ayrıca, görüldüğü gibi 15 ve 16 no lu örneklerde verdiğim rivayetler. 17 ve 18 no.lu örneklerde belirttiğim rivayetlerle çelişki halindedirler. * * * * * * * * * * *


Fereç HÜDÜR


İslam ümmeti, resulden sonra, hiç kesintiye uğratmadan, aynı şekilde sahabelerden, tabiine, onlardan da günümüze kadar, aynı geleneği sürdürmüş, topluluklar halinde ya yazılı Mushaf aktarmış, yâda hafızlar sürekli ezberlemiş, tıpkı bir bayrak yarışındakiler gibi, bir önceki nesiller, sonrakine *aktararak mütevatir olarak bize kadar ulaştırmışlardır. Çünkü Allah (c.c) öyle taktir buyurmuştur.


15/Hicr 9 Hiç kuşkusuz, o Zikir'i/Kur'an'ı biz indirdik, biz; her hal ve şartta onu muhakkak koruyacak olan da biziz.

75/Kıyamet14..19 Hayır; insan, kendi nefsine karşı bir basirettir. * Kendi mazeretlerini ortaya atsa bile. Onu (Kur'an'ı, kavrayıp belletmek için) aceleye kapılıp dilini onunla hareket ettirip-durma. Onu toplamak ve okumak bize düşer. O halde, biz onu okuduğumuzda, sen onun okunuşunu izle. *Sonra onu açıklamak da bizim işimiz olacaktır.




6/Eam 91 "ALLAH hiç bir insana bir şey indirmez," demekle ALLAH'ı gereği gibi değerlendirmediler. De ki: "Halka bir hidayet ve ışık olarak Musa'nın getirdiği kitabı kim indirdi -ki göstermek için onu kağıtlara/parşomenlere yazdığınız halde çoğunu gizliyordunuz. Sizin ve atalarınızın bilmediği şeyleri onun yoluyla öğrendiniz-?" "ALLAH" de ve onları daldıkları sapıklıkta bırak, oynayadursunlar.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 28-12-2006, 12:57
bedirxanbeg bedirxanbeg isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Dec 2006
Mesajlar: 15
Standart Re: İlahi hitabın serüveni

Toplumlar geliştikçe, medeniyetlerin birbirlerine toplu akıl halinde bıraka geldiği, bilgi, bilim, *buluşlar, keşifler ve teknolojinin gelişmesi, geçmişten geleceğe doğru, insanlığın tekamülüne/gelişmesine yol açmış ve bu ölçüde son gelen resule kadar vahiy’de insanlığın konumunu göz önünde bulundurarak, o ölçüde hitabını *geliştirerek inmiştir.


Teknolojiye ayak mı uyduruyor ? [/quote]
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 28-12-2006, 16:30
frodo - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
frodo frodo isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 26 Aug 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 5.877

Onur Üyeliği 

Standart Re: İlahi hitabın serüveni

Sevgili hiramusta;

Öncelikle foruma astığın ve “alıntıdır” dediğin yazının aslını yazan arkadaşa emeğinin hakkını vermek adına link verelim..(Yalnız hemen uyarayım bu web sitesinde
sanırım bir sorun var iki kez girdim ikisinde de PC kilitlendi)

orijinal yazı
Doğal olarak eğer bu yazıyı tartışacaksak ve “süleyman” nickli arkadaş forumumuzda değilse cevap veremeyeceği için tartışma “havada” kalacak. Yok ben bu yazının altına imzamı atarım diyorsan irdelemeye başlayalım ??

İnsani olan her şey kabûlüm.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 28-12-2006, 19:42
simonuniti simonuniti isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 21 Dec 2006
Mesajlar: 287
Standart Re: İlahi hitabın serüveni

Sevgili hiramusta,sunu yazmissin

Acizane insanlığın neden hazır olmadığıyla ilgili birkaç madde sıralamaya çalışacağım.

1-Yazının keşfedilmemiş olması *

2- Yazdıkları metinleri, *kayıt altına alacakları imkanlarının olmayışı *

3- İnsanlığın bir birinden kopuk olarak yaşıyor *olmaları

4- Edebiyat ve kültür yönünden gelişmemiş olmaları *

5-Her hangi bir hadiseyi kayıt altına alarak veya telaffuz yoluyla tevatüren aktaracak sayıya ulaşmamış olmaları *

6- Dünya uluslarının bir birleriyle olan iletişimi henüz *istenilen seviyeye ulaşmamış olması vb.. sebepler ve bu sebepleri çoğalta biliriz.

Allah (c.c) Kur’an’ın indirilme zamanını insanlığın belli bir konuma ulaşmasıyla aynı orantıda/paralelde takdir buyuruyor.
Peki soruyorum insanlik belli bir konuma ulastiysa neden kuran 23 yilda indi.Allah in kullandigi bu yontem, insanlik belli bir duzeye ulasmadan onceki donemler icin daha uygun degil mi? Yukarda yazdigin maddelere paralel olarak....Aciklarsan sevinirim.
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 29-02-2012, 21:10
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

Zaten henuz inisi tamamlanmamis(23 yil), derlenmemis olana kitap denmesi mantiksizdir.

Pek cok ayetle sabitlenir ki, Kuran ve Muhammed'in yasadigi cag zamanlama olarak birbirinden uzaktir.

Ancak su olabilir, kitap yazili bir kitaptir zaten, bir sekilde bulunur, sonra biri bunu teblig etmeye baslar.

Kuran dikkatle okundugunda, zaten tebligi yapilan(bir zaman once tebligi yapilmis) bir kitap doneminin , sonradan kaleme alip anlatildigi aciktir.
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 01-03-2012, 03:13
vartor - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
vartor vartor isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Mar 2006
Bulunduğu yer: Toronto
Mesajlar: 8.615

Onur Üyeliği 

Standart

Ucsuz bucaksiz kainati ve icindekileri 6-7 gunde yaratan allahin, kuran icin 23 sene ugrastigini hangi akil kabul edebilir? Ustelik de arada bir sasirip, bir oncekiyle celiskili ayetler gondermesi de cabasi.

Iman, ask gibidir,gozleri koreltir,beyni muhurler.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:18 .