İslam ve bilim neden çelişsin ki?

[aldostu]

Sevgili Liopleurodon Dostumuz,

Aşağıdaki satırların sadeliği, doğruluğu ve nezaketi dolayısı ile sizi yürekten kutluyorum.

İtiraf etmeliyim ki, bilimsel bir şeyleri açıklama gayreti ile,
çok hırçınlaşıp sert ifadeler kullandığınızda sizi *izlemeyi pek sevmiyorum.

Ama bilimsellikteki ifade gerçekliğini,kanaate dayalı konularda da böyle, acı ama gerçeği ifade eden cümleleri hırçın olmadan açıklayınca,
bence çok sevimli oluyorsunuz.

İnanç sisteminize iştirak etmiyorum,ama bilimsel konulardaki açıklamalarınızı, hele de yumuşak , kırıcı olmadan verince sizi severek izliyorum.Lafı kime söylediğiniz,muhatabınız önemli değil bu cümlelerinizde, ben bunu genelleme olarak alıyorum

"İşte dindarın neden bilim yapamayacağının bir cümlelik özeti.
Siz, elinizdeki verileri kendi doğmalarınıza göre anlamak için zorluyorsunuz.
Bilim ise, verilerin hangi gerçeği gösterdiğini bulmaya çalışan bir disiplin. Siz, herşeyden kendi anlayışınıza uymasını bekliyorsunuz.

Eğer, bilim yapmak istiyorsan, neyi analaman gerektiğini bilmiyor olacaksın. İşte şunlar elimizdeki gözlemler. Bunlardan çıkan veriler bunlar. Demekki bu şudur diyerek gerçeği arayacaksın."

Sayın üye Gandalf,

İslami ülkelerin bir çok konuda, özellikle insan hakları,medeniyet ve ekonomik konulardaki geriliklerini, perişanlıklarını çok güzel ortaya koymuşsunuz,bütün Müslüman ülke ekonomilerini toplasanız,yarım Almanya etmeyeceği doğru.

Ama bu size İslami inanç içerisinde olan insanların ibadet şekli hakkında aşağıdaki terbiye dışı ifadeleri kullanma ve terbiyesizlik yapma hakkı vermez.

“..günde beş kez poposunu komik bir şekilde
havaya dikip varsaydığı tanrısına gösteren müslümanın bu ibatet şekli…” *(ibadet)

Kimse siz tanrının ve yaradılışın yokluğu hakkında hayaller kurarken ve savlar yaratırken,
nerenizi nereye doğru kaldırdığınız hakkında yorumda bulunmuyor.

Dinleri tenkid edelim,ben de dini inanç içerisinde olan bir insan değilim,
ama hiçbir Müslümanın namaz kılmasını,
Hristiyanın haç çıkarmasını veya
Yahudinin ağlama duvarı önünde lüle saçlarını öne arkaya savurarak vücudunun üst kısmını öne arkaya biteviye sallanmasını *hor görmem.

Namazı,sizin anladığınız seviyesizlikde, bir şekli ibadet olarak görmüyorum.
Bu sitede, kurallara uyan hiç kimse de böyle tarif etmez.

Aldostu

sayın al dostu
belki satırlarım biraz acı,biraz maksadını aşmış olabilir,belki siz daha islamı terketme evresindeyken ben bunları yazdım,ama sizin şu yahudiler için yazdıklarınız,yahudileri biraz hafiften alaya almak değilmidir

sizin yazdıklarınız
Yahudinin ağlama duvarı önünde lüle saçlarını öne arkaya savurarak vücudunun üst kısmını öne arkaya biteviye sallanmasını *hor görmem.
saygılarımla

[soro]

efendim bana tevcih edilen su cumle *
"soylenenleri daha iyi anlayabilirsin."
uzerine ben de,
"ben neyi anlamam gerektiğini biliyorum.merak etmeyin siz lütfen"

dedim.

bu bir cevapti ve 'ben dogmaciyim.on fikirliyim' demek degildi.

sadece soylenenleri degil tum ciplak gercegi anlamam gerektigini ifade etmek istemistim.

yanlis anlama olmasin.

[aldostu]

"sayın al dostu
belki satırlarım biraz acı,biraz maksadını aşmış olabilir,belki siz daha islamı terketme evresindeyken ben bunları yazdım,ama sizin şu yahudiler için yazdıklarınız,yahudileri biraz hafiften alaya almak değilmidir "

Gandalf,
benden sana baba tavsiyesi,
bulunduğun yeri kavramadan,
kimin ne olduğunu bilmeden ahkam kesme,
çok çabuk açığa düşersin,göbeğin yıldız görür.

Neutrino'nun tavsiyelerini dinle,kilitlediği başlığındaki.

Koyu olarak belirttiğim yargıların için şunu söyliyeyim,
ihtimalki benim dinin çemberini kıdığım 40 yıl önce
sen henüz dünyada yoktun sanırım.

Benim "İslamı terketme evremi"
nasılda üç gün içerisinde kavrayıverdin hemen...(Kayıt tarihin 9 Eylül)

Hatan gösterildiği zaman bunu kabul edersen,sen kazançlı çıkarsın,
yoksa birisi benim için öyle demiş veya bmyle demiş,
benim pek umurumda olmaz.
Eskice olan dostlarımız bunu bilir.
Bu uyarıları sana faydası olur ümidi ile yapıyorum.
Belki bir düzgün dostumuzu daha bu siteye kazanmış oluruz ümidi ile.

Bir de,
bir konuda kırıldığın veya bozulduğun zaman 1950 sene evvel söylenmiş şu güzel sözü hatırla:

Senin bardağını kırdıkları vakit de komşunun bardağı kırıldığı zamanki kadar sakin olmalısın.
* * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * * Epiktetos

Seni kırmak için yazmadım,buna inan.
Benimle ilgili bir yargıya varmak istersen,yazdıklarımın çoğunu oku,1-2 satırla karar verme,sağlıksız olur.

Başarılar ve sağlıklar dilerim.

Aldostu.

Sevgilerimle
------------------------------------------------------------------
Nefret etme, İntikam alma, Kızma, Korkma
İnsan *inançla, barışla, gerçekle, ve sabırla kazanır.

sayın al dostu
uyarınız çok ağır olduğu için tekrar yazma gereği duydum.
benim siteye üyeliğim yeni, site kuralların yada hangi ölçüde eleştirileri
yayınladığını bilemem, öncelikle ''sayın üye gandalf'' şeklindeki hitabınız
'' lan üye gandalf haddini bil atarım seni'' tadında,sayın gandalf *diye
başlık atmanız yeterli olurdu, fazla özen göstermeden yazdığım cümledeki
bir kelimeyi yanlış yazıldığı için sitede teşhir etmeniz,seviye dersi veren biri için düşündürücü. bakın ekşi sözlük yada benzeri sitelere ne ölçüde yorum yapılmış,sizin site yöneticisi olmanız,insanlara seviyesiz terbiyesiz
gibi ithamlarda bulunma yetkisi vermez,eğer bir gün bu sitede günlük 2000-3000 bin kişi tarafından ziyaret edilsin istiyorsanız üyeleri lütfen
ile başlayan kelimelerle uyarınız,yok uyarınız işe yaramazsa siteye almazsınız olur biter,benim konu hakkında fikirlerim beni bağlar,''acaba
siz nerenizi kaldırıyorsunuz'' demek,ben ne kadar hakaret etmişsem sizde aynı ölçüde bana hakaret etmiş olmuyormusunuz.

Daha önce de iki başlığınız tarafımızdan kaldırıldı. Bu mesajınızı da siliyorum. Sizi kurallarımızı okumaya ve uymaya davet ediyorum. Ezkamo.

[soro]

sayin liop,
"Eğer, sistematiği değil, tek tek detayları düşünürsen, bu işin içinden çıkamazsın"

hemen pes etmeme gerek yok,niye isin icinden cikamayim ki.
liop bey bakin siz bazi seyleri veri kabul etmissiniz.mesela varligin nedenini hesaba katmadan sadece evrim kismini *ele aliyorsunuz.e varlik nerden nasil geldi,niye geldi.dunya hayat vs.bunlari tek bir organizma gibi dusunmeden sadece evrim kismina odaklanmissiniz.

'Boş ver kuyruğun nasıl evrimle ortaya çıktığını. Sen, kuyruğun her nesilde birazcık daha kısa olanları, birazcık daha uzun olanları var, bunlar nesiller boyunca doğal seleksiyonla ayıklanır. Kuyruk yerine herhangi bir şey (göz, kulak, mide vs.) konulabilir.. Bunu anlamaya çalış.. "


iyi de hic kuyruk olmayan bir dunyada ilk kuyruk niye (ilk goz,ilk kulak) ciksin ki.kulaklik malzemeyi *ve kulagin ne ise yarayacagini bilmeden kulak nasil olsun.cunku kulak arizaliyken duymaz.daha olgunlasmadan yarimken hicbir sey duymayacagina gore ,bu uzun kulaklasma evriminde evrimin bu iste is yok bu gittigimiz yon yanlis diye geri donup kulak meselesi kapatilmali idi.dusun bir milyon yil gitmissin ve kulak olmayan bir yapi hala gidiyor kulagi netice vermek icin,dana 500bininci yilda bu is gereksiz ve faydasiz diye kulaklasma geri donmeli idi.hadi o donmedi gozlesme de mi donmedi.ve surec suresince bunlar aktif ve faydali degil,elimine edilmelilerdi.hepsi geri donmeli idi gittikleri yonden.
fayda ve netice en son elde edildigi icin surec bu uzun zaman fasillarinda ilerlememeli ve durrup geri donmeli idi.

[liopleurodon]

Öncelikle:

iyi de hic kuyruk olmayan bir dunyada ilk kuyruk niye (ilk goz,ilk kulak) ciksin ki.kulaklik malzemeyi *ve kulagin ne ise yarayacagini bilmeden kulak nasil olsun.cunku kulak arizaliyken duymaz.

İşte böyle kulak duymaz vs diye indirgemeciliğe gidersen, anlayamazsın. Bunu kaçıncı keredir söylüyorum, hatırlamıyorum şimdi..

Kuyruğu hiç olmayan canlıda kuyruk çıkmadı zaten. Kolay anlayabilmen için bir balık resmi koyalım. İlk canlılar bunlara benzerler, o sebepten:



Eee şimdi ne var yani dersen, bu resimde işaretler var, anlatması daha kolay. Ve unutma ilkel omurgalılar balıklara benzer, nasıl benzer? Yüzgeçler ve kuyruk yoktur. Ortada kılçık uzanır gider. Hala böyle pek çok ilkel balık denizlerde yüzer (yılan balığı, müren vs. vs.) Bakarsan, arka yüzgeçler (radial cartilage) nerde oluşuyor? İşte bu bölge, ayakların oluştuğu yerdir diğer canlılarda. Geriye kalan omurlar, kuyruk olarak evrimini sürdürür.

Omurgalıların hiçbiri, kuyruklarını olduğu gibi kaybetmiş değildir. İnsanlarda örneğin, kuyruk omurları kısalmış güdükleşmiştir. Hala bunu yapan geni kanımızda taşıyoruz ve arada sırada kuyruklu çocuklar doğar. Kısaca, kuyruk, kuyruğu olmayan hayvanda sonradan gelişmiş bir şey değil. Sanırım anlamışsındır.

Kulak? Timsahların kulakları nerdedir? Balıkların kulakları nerdedir? Bunları bir öğren, sonra biraz akustik çalışalım beraberce..

Kulak, titreşim algılama elemanıdır. Kulak kepçeleri aslen duymaktan ziyade, kanı serinletmek işine yararlar. Detaylara girmek için, biraz zahmet edip, balık ve timsahların kulaklarını bir öğreniver..

liop bey bakin siz bazi seyleri veri kabul etmissiniz.mesela varligin nedenini hesaba katmadan sadece evrim kismini *ele aliyorsunuz.e varlik nerden nasil geldi,niye geldi.

Doğada "neden, niye" diye, amaç ifade eden sorular yoktur sorogren. Bu snein insan olarak uydurduğun bir kavram. Yıldırım "neden" düşer sorusunun cevabı "Yıldırım, bulutlardaki statik yüklerin dengelenmesidir" şeklinde sebeplere döner. Gidip "Adamı öldürmek için... Canlıları korkutmak içiiin.. Gece ışık olsun diye..." gibi faaliyet amaçları doğada yoktur. O yüzden, böyle bunun gayesi ne, hayatın anlamı ne gibi sorular abes ve lüzumsuzdur. Bunlar, bilim öncesi felsefe aleminin sorularıdır. Ama felsefe insan için vardır. İnsan dışındaki varlıklar için böyle felesefi açıklamaların anlam ve önemi yoktur..

Ama işin kötüsü, böyle anlam vs. arıyorum derken, yanlışa kapılmaktan kendinizi alıkoyamayacağınızdır. Dua edin, budist/zerdüşt akımlar ile tanışmamışsınız. yoksa, sizden sıkı bir budist olurdu. Ama sizin şu anki halinizde soru şu: Acaba, yoksa, sen kekleniyor musun? Yoksa, maddenin vs. varoluş gayesi aslında budist mevzular mı? yoksa, yoksa, başka bir şey mi?

İşte mesele aslında budur. Alsı olmayan, hayal ürünü, felsefede, insan düşüncesinde yer bulan mefhumlar bunlar. Aslen hepsi asılsız olduğu için, hepsini istediğiniz yere çekersiniz, güya akla vs. uygun edersiniz. Superman'a bakın. Uçar, nefesi dondurur, gözleri duvarın arkasını görür vs. vs. Fizik, kimya vs kuralları onun için farklı işler. Eee, mesele değildir.. Çünkü, superman zaten hayal ürünüdür. Hayali bir şeyinde her türlü hayali kudrete, özelliğe sahip olmasında bir zorluk olamaz zaten. Tek sorun, hayali olmasıdır.. *Başak bir sorun yoktur..

İşte aynen böyle.. Varlığın nedeni vs. hayali konularda, ben size, çok çok oturaklı, asla safsata edemeyeceğiniz tutarlıkta tonla şey iddia edebilirim. Ama mesele, tamamen hayal olması olur, gerçek olmayışı olur.. Sebebi, "varlığın nedeni" dediğiniz şeyin bir sanal, hayali mefhum olmasıdır. Varlığın, kastettiğiniz anlamda bir nedeni asla yoktur..

[soro]

efendim ben bir kuyruklu veya gözlü mahlukun nasıl ve niye gözlü kuyrulu veya kılçıklı olarak var olduğunu merak edemezmiyim.
bunları es geçip de 3. basamaktan olaya nasıl bakıyım.niye bakıyım.

bilimselmiş değilmiş beni ilgilendirmez.

niye ilk göz,göz olarak var.

ilk olduğuna göre evvelinde yok.olmayan bir göz görme işi için nerden geldi.

bunu merak etmek suçmu.cevabını alana dek merak edecem.eğer sizi baydı isem,müsaade edebilirim size.başka biri günün birinde cevap verir bana.

[liopleurodon]

Soröğren, ilk gözün nasıl olduğunu söylemek müneccimlik olur. Çünkü gözler fosilleşmez. Ancak, ilk gözün nasıl "olabileceğine" dair bir şeyler söyleyebiliriz. Peki nasıl söyleriz? Zembili karıştırır, bir şeyler bulup buluşturup sallarmıyız?

Hayır, benim "ilk gözün nasıl olduğunu söylemek müneccimliktir" sözüm, bilimsel etiğin bir hususudur. Sen ilk gözü gördün mü? Ondan sana kalmış bir şey var mı? O halde nasıl çıkıpta, "ahanda bu, çok kompleks, onu biri tasarladı vs." diyebiliyorsun ki?

Peki ben sana nasıl bir cevap veririm? 400 Milyon yıl öncesinden bize kalmış fosiller var. Bu fosillerdeki türlerden bazılarının hemen hiç değişmeden günümüze kadar geldiklerini biliyoruz. Bunların bazılarında, son derece ilkel gözlere raslıyoruz. Demekki, o kadar kusur milyon yıl önce bu canlılar bu gözlerle yaşamışlar. İlk gözler böyleymiş diyebiliyoruz. Nasıl?

Birincisi, çukur gözlerdir. Işığa duyarlı hücreler, bir çukura toplanır, böylece ışığın geldiği yönü bulma imkanı doğar. İkincisi, tek delikli gözlerdir. Bunlarda sadece iris mevcuttur. Mercek, kornea vs. bulunmaz. Bu gözler, cisimleri ayırt edebilir. İşte, ilk gözler bu şekilde, çok ilkel halden, kartalın gözü gibi son derece gelişmiş versiyonlara kadar ulaşır. Elbette. Doğada bu tür ilkel göz versiyonlarının olduğunu bilmiyorsan, bu sana anlamsız gelir.

Ama senin asıl farketmediğin yanlışın, sanki ilk gözü görmüş gibi "Ahanda bu nasıl oldu" diyebilmen.. Bilmiyoruz, elimizde bir kanıt yok, ilk gözler nasıldı söylemek üzere. Ama, elimizde gözlerin aşama aşama gelişebileceğini gösteren bolca örnek mevcut.

İşte, sizin bilimden uzak olmanızın, bilimle çelişmenizin bir diğer sebebi. Sanki, bir zaman makinesi ile, gidip, ilk gözlerden birine sahip bir canlıyı almış getirmişsiniz, "bu, aha bu bu, nasıl olurda..." diyebiliyorsunuz. İşte bu mantık, size bilimsel düşünmenin kapılarını kapatıyor soröğren..