Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #81  
Alt 21-02-2022, 18:01
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.066
Standart

ilahimasal´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
"Vicdanlar yaralandıktan sonra " alsalar ne olucak
Sürekli onların istedigi gibi oluyor.
Çarklarının kırılması lazım.


Bak bu nasil anlatılir bilmiyorum ama naçizane şöyle bir şey yazayım.
Beslenmeden yaşayamayız , bir insan beslenmek için ürettiğini , tekrardan gidip satın alıyor.
Kimden satın alıyor ?
Üreteni çalıştırandan.
Bu yazdığım garip gelebilir ancak hal durum bu

Su , enerji , barınak , giysi , beslenmek , haberleşme bunlara sahip olabilmek için , ücret karşılığı çalıştırılıp o ücretide tekrardan onlara vermekde bana garip geliyor.
Onların hepsi zaten insanların , onlar için neden ücretli çalıştırılıyor? Ve birde buna değer belirleniyor ? O deger üzerindende şükür çektiriliyor?

Sevgili içtenlik
Bunların tamamını yaşadın yada yaşıyorsun ve sorunu siyasetin çözecegi kanısındasın ! Bu mümkün deil çünkü siyaset kapitalistin araçlarından birisidir.
Bana görede o piramit ve sistemin tüm araçlarının elinden alınması gerekiyor.

Evet ütopik duygusal gibi görünsede çare budur.

Benim sana karşı durdugum yer senin çareyi kapitalzmin aracı olan siyasette görmen
Halkda böyle duşünüyor. Bu siyasiler giderse sözde tercih ettikleri gelirse düzeleceğini saniyorlar.
O migros işcisi bile böyle düşünuyor.
O migros işcisinin cocuklarıda , torunlarıda aynı akibeti yasayacak böyle oldugu sürece
Sevgili ilahimasal

Hayır dediğim bu değim değil. Spesifik (belirli özel) bir eylemdi. Tek bir depo. Orada o eylemin ve hak talebinin olma nedeni kurumsal yapı, yapının Özilhan gibi bir işevrene bağlı oluşu ve sosyal çatışma durumunda halkı körükleyebilme (Özilhan ın üstüen salabilme) güveni gibi bir refleks ve işvereni caydırma yıldırma reflkeksi. Sendika tamamen bunun farkında ve bilincinde.Açık olalım. Bu bir hak talebi değil

Yaklaşık 12 yıl iş yaşantım oldu ve tam işverenle işçi arasındaydım diyelim.

Sonuç olarak Haluk Levent gibi arabulucu/uzlaşmacı, toplum önünde Özilhan ın Migrosun itibarı ve boykot gibi söylemler nedeniyle tekrar görüşme ve uzlaşma sağlanabildi. En azından işçiler işe iade edildi

Çözümü siyasette görmüyorum. Dediğim o değil.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #82  
Alt 11-04-2022, 22:09
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.066
Standart

Rusya'nın büyüklüğü (karasal/fiziksel anlamda)

Dünya karaları 149 milyon km2
Rusya 16,4 milyon km2
Dünya karalarının %11'i
Rusya nüfusu 147 milyon
Dünya nüfusu 7,94 milyar
Dünya nüfusunun %1,85 i (yaklaşık %2)

Gübre fiyatları bundan artıyor
Enerji fiyatları bundan artacak
Yakında gıda fiyatları bundan denetlenemeyecek

---------

Günün anekdotları

Fındık bahçesine gübre attık.
Gübrenin tonu (burada Alman gübresi deniyor) geçen yıl 3-4 bin TL. Bu yıl 10 binin üzerinde ve 10 bine alabilen (şanslı hissediyor) almış. Daha da artmış. En son fiyatı ben de bilmiyorum..

Bildim bileli yem olarak bizim burada ineklere buğday kepeği alınır/yedirilir. Bir kaç yıl önce bir ineğin 1 günlük sütü (yaklaşık 10 litre) 50 kg lık bir çuval buğday kepeği alıyor üste para artıyormuş. Şu an 5kg lık bir bidon, bir sağımlık süt 30 TL ve ve kepek sanırım 200 TL yi geçmiş.. Samanın tonu 1.000 TL den 2.500 TL ye fırlamış. Diğer bir çok temel yem de sanırım oldukça artmış

Gübre Üretimi

Bunu çok hızlıca bir araştırdım ve fosfat kayası, potas tuzu gibi ana hammaddeler buldum

Türkiye de Mardin de fosfat yatağı varmış.
https://www.emo.org.tr/ekler/02b905d...&turu=X&sube=0

Anladığım kadarıyla işleye sulaya gübreleye toprağı da yıkayıp bitiriyoruz, mineral kaybediyor ve Fukuyoka tarımına dönmeliyiz...

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #83  
Alt 10-08-2022, 15:09
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.066
Standart

-Fındık Hasadı-

Fındıkla ilgili ilginç bir bilgi vereyim.. Bu anlatılan gerçektir.

Karadeniz de fındık hasadı başladı yani biz iki gündür topluyoruz. Topluyoruz ancak bunlar çuvallarda ve toprağa (harmana, harman yerine) henüz sermiyoruz. Neden?
Devlet baba kızar diye! Devletten fındık saklıyoruz.

Devlet her sene bir fındık toplama tarihi açıklar. Bu sahil kesimi, orta yüksek kesimler diye üç ayrı tarih vs olabilir, tam emin değilim ama bizim bura için açıklanan tarihe üç gün var ve sözde devletten fındık/mal saklıyoruz.

Çocuktum ve bir sene duyduk ki Jandarma kapı kapı gezip fındığı erken toplayanların fındığını alıyor, işlem yapıyor vs. Nasıl olabilir diyebilirsiniz? Yani yasal dayanağı var mı? Bilmiyorum.. Yani pırasanı, mısırını, patatesini, meyveni erken toplasan devlet ne karışır? Devlete ne? Değil mi? Olgunlaştığını görür toplarsın. Yani mal senindir ne zaman istersen o zaman toplarsın.
Hiç toplama devlet karışamıyor! Al, dereye dök yak devlet karışamıyor ama erken topladın devlet karışıyor. Fındığa başlama tarihine evet karışıyor ya da eskiden bir ara karıştı ve o algı hala hüküm sürüyor.

Niye karışıyor? ya da niye karışıyor olabilir..
Bu nasıl iş?

Fındık neredeyse tamamı dışa satılıyor. Bu 2,5 milyar dolarlık döviz anlamına geliyor ve eğer fındık erken toplanırsa içini tam doldurmadan toplanırsa içi tam dolmamış olabiliyor. Kabuk iç oranında randıman kaybın oluyor. Hepsi bu. Yani sözde devlet ya üreticiyi koruyor ya da kendi dövizine malına, ulusal/kamusal mala sahip çıkıyor.

İçi tam dolmamış olursa ne olur mal benim değil mi diyebilirsiniz? Hani hangi hükümet hangi akıl ve etkiyle yaptı bilmiyoruz. Yani bu ziraat odalarının işi mi? Bu fındığa çöken kurnazların diktesi mi? Fındık alan kooperatifin işi mi ?Eskiden devlette biraz müdahildi. Nedir bilmiyoruz ama fındığa gelince mal kamunun oldu ve devletçi olduk hatta neredeyse mal ortak ya da devletinde yarı sosyalist olduk ,fındık devletin malı oldu: Fındıkta devletçiyiz.

Fındık hasadı eskiden başlanır bir ay sürerdi. Şimdi insanlar çoğu kente göç etti ya da toplama zahmetli, dökülüyor, ota karışıyor, fare böcek domuz yiyor ,bekledikçe toplamazsan taneleniyor vs diye bir an da bir kaç günde işçi alıp vs toplayıp bitirmek istiyor. Fındığa normalde erken başlansa bile çiftçi olgun ürünü bilir dökülen erken olgunlaşan vs yerleri erken toplar ki erken başlasan bile üç gün olmamış fındık toplarsın o bir yandan olur vs de hepsini geçtim çiftçi mal sahibi malını bilmiyor mu yaa!.
Muhtemelen şu yapılanın -1930-ların Türkiyesinde değilsek hiçbir yasal kamusal dayanağı açıklaması da yok..

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #84  
Alt 01-09-2022, 21:56
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.066
Standart Fındık; Fındık ve Tarım İşçiliği; Kürt İşçiliği -1

Eskiz, notlar...

Bu çok uzun şeyler yazmak istediğim daha ziyade tarihsel bazı şeyleri bir yere kayıtlı bırakmak istediğim bir konu ama çok uzun bir kurgu olacağı için her aklıma geldiğinde yazmadığım bir konu. Sonra hiç yazmamaktan ve öyle kalmasındansa bir yerlere bir şeyler karalayayım dedim.

Nereden başlanır bilmiyorum. Ordu'nun gelinlik genç kızları arasında fındıklıya varmamak artık fındık toplamamak diye bir deyim bile var. Zor, elleri parçalayan, bel bırakmayan her gün terden ve çürüklük ayı denende yağıştan nemden küf/maya tuttuğun/attığın bir iş. (Abartısı yok). Bugün komşum dedi ki adamlar terlemiyor, adamlarda bir damla ter yok. Kürtler için. (Eminim terliyorlardır, belki daha az ve düşük ve tempolu çalışmada temposunu 360 gün çalışabileceği ya da o terin kuruyabileceği bir ayara almıştır vs). Biz bu hava koşullarında yürüsek terliyoruz ama fındık zamanı fındıklının canhıraş kendini parçalayan biçimde çalıştığını söylemekte yanlış olmazdı. Başka işi bilmem . Fındıkçıyı ortadan kaldırsalar bu bahçeleri bu işi bilmeyen birilerine verseler sanırım onu toplayamaz, çocukluktan edinilen bir kültür ve zorluk kanıksama içiçe. İnsanın yapacağı iş değil. Gelecek nesillerin yapacağını sanmıyoruz, bu arazi yapısında geleneksel biçimde üretim yapan son fındıkçılar olabiliriz ..

Kabuklu fındığa TMO 3 dolara yakın bir fiyat verdi, serbest piyasa değişiyor. İç fındığın 7-8 dolara geldiğini hayal edin, yiyemezsiniz, kimse alıp yiyemez. Etini satan kendi yemeyen köylü/çiftçi gibi bu yerli bunu yiyemiyor. Bunu Avrupa denen kıtaya/yöreye yollar. Karadeniz kara ve deniz salyangozunu tereyağıyla soslayıp pişirip Avrupa denen ülkeye yollanan yer..

Köylü kendine evine 20-30 kilo fındık ayırıyor. Kışlık yemeye çerezlik ya da her çocuğuna 10 kg lık (bir teneke denir) bir miktar. Sonra makarna ve diğer şeyleri alıp beslenir.

Kürt işçiliği hakkında geniş bir şeyler yazmayı düşünüyordum ama bunu sonraya bırakarak ilk bakışta aklıma gelenler. 15-20 önce onlar sene yoktu. Bir gün geldiler. Çadırlarıyla. Yersiz yurtsuz yarı göçebe insanlar. Sırtlarında çocuklarıyla. Dere yataklarında Ordu da iki kez sele gittiler. İnsanlar onları bahçeye sokmak istemedi ama başka çözümleri yoktu. Eskiden yüksek rakımdan yatılı işçi, alınırdı ,oralarda fındık daha geç olurdu ve ek gelir için gençler aileler işe giderdi. Bu bitti (Tam bitmesede eskiye göre %1). Sonra kentlerden köylerden ekipler toplanırdı, bunlar azaldı ama hala biraz var. Buna yerli amele deniyor. Burada yerli amele ve Kürt amelesi denir. Bu yıl fındıktan önce çevreden duyduk ki Kürt amelesi için 215 TL yerli amele için 275 TL bir yevmiye/gündelik açıklanmış ama herkes değişik fiyatlarla anlaşıyormuş vs .Örneğin birini söylediler 245 e anlaşmış felan. Fındık başladı yerli işçi 300 felan dendi sonra. Bu yıl işçi kıtlığı olduğu söyleniyor. Bunu şöyle yorumluyorum. Artık herkes fındığı tam olgunlaşmadan daldan kopararak ve dalları eğip çekerek toplatmıyor ve fındık toplama sezonu fındığın tam olgunlaşıp döküldüğü bir kaç haftaya sıkışıyor çünkü bu işçilik giderini azaltır. Özellikle Kürt işçiye daldan fındık toplatmak istemiyor çünkü bu konuda tecrübeli değil ve gerçekten zor ve bir yerli gibi bu işi yapmasını bekleyemezsin. Diğer taraftan gerçekten işçi sıkıntısı olabilir. Her neyse bu yıl amele kıtlığı olduğu söylencesinin diğer yüzü şu. Çoğu Kürt ekip sonra 280 TL gibi rakamlara anlaştı ve en son 300 e kadar çıktılar. Bu arada gerçekten yerli işçiyle Kürt işçi arasındaki fiyat farkı yerli işçinin daha fazla fındık toplayabilmesiyle ilgili bir ayrım. Yani beni ele alalım. Ola ki yevmiyeyle birine fındık toplasam Kürt işçiye 300 verecek olsa neredeyse en az 1,5 katını istemeliydim ya da beklemeliydim çünkü gerçekten iyi çalışan bir Kürt ekibin ortalamasına göre daldan yerden farketmez en az bu kadar fazla toplayacağım. Yani bu ücreti hiçbir zaman önermeyecektir.. Bu yorumu şundan genişlettim. Yerli işçi iyice bitti ve bitecektir. Yani yerli işçi ciddi ihtiyaç dışında ya da dostluktan yardım anlayışıyla eşe dosta gitme dışında gerçekten fındık işine o koşulda gitmek istemeyecektir.

Ordu'nun bazı bölgelerinde okka usulü (toplanan ürün ağırlığına göre) ödeme ve yevmiye var ancak bu yaygın değil ve fındık pamuk vs gibi değil. Başlangıçta yeşil ve ağır olur sonra kuru yere dökülür. Daldan ve yerden toplama farklıdır. Farklı arazi yapıları ve farklı fındık cinsleri var. Sonuçta fındıkta barışık yevmiye en geçerli çözüm gibi. bunun dışında ne olur bilmiyorum. Diyelim ağırlığa göre toplandı. Bu yıl hasat sezonu 13 ünde açıldı ve bu tarihte daldan fındık koparmalısın. İyi çalışan biri yaklaşık 40-60 kg kabuklu tane fındığa denk gelen 100-150 kg yaş fındık toplar. 15 gün sonra fındık dökülür ve iyi çalışan biri yaklaşık 100 kg fındığa denk gelen 240 kg yaş fındık toplayabilir. Değişebiliyor ve bulunduğum bölge insanı için uç rakamları yazdım. Örneğin bir okkacı -çocukluktan öyle alışan ki motor beceri- yazdığımdan fazla toplar burada toplanamıyor. Yani neden o zaman insanlar başlangıçta çalışsın?


Çözülemeyen fındık fiyatı sorunu

Bu Türkiye de dünya fındığının büyük bölümü üretildiği halde fındık fiyatının dış piyasada bir kaç alıcı tarafından belirlenmesiyle ilgili. Çözülebilir duruyor oysa hiç bir zaman hiç bir yolla çözülemedi.

Devletin fındık alımından çekilememesi

Fındık 8-10 milyon insanı ya doğrudan ya dolaylı ilgilendirir. Bunlar oy'dur ya da fındık dışsatış kalemidir ve bu cari açıkla ilgilidir.

TMO nun fındık alımları


Sanırım ilk kez bu yıl TMO ya fındık vereceğiz çünkü bulunduğumuz bölge fındığı için 52 TL fiyat verildi ve serbest piyasada henüz 43 TL. Devlet politik olarak fındık alıyor. (Destekleme alımı ya da fiyat koruma -oy için ya da cari açık için çünkü fiyat desteklenmezse üretim azalır) Yani fındığın tamamını alıp dış piyasaya satayım fiyatı belirleyip üreticiyi koruyayım felan değil. Bu yıl şu oldu. TMO ve serbest piyasa arasındaki fark açık. Geçen yıllarda serbest piyasa da TMO nun bir kaç lira altında olurdu ve şu an TMO ya akınla fındık gidiyor. 2 ay sonraya randevu alınabiliyor. Bunun sonuçlarını kestiremiyorum ve bekleyip göreceğiz ama muhtemelen serbest piyasa fiyatı bir noktadan sonra yakınlaşacaktır. Diğer durumda büyük hengame olurdu

TMO sabit fiyat açıklıyor. Atıyorum 50 TL. Bu bir dışsatış ürünü ve serbest piyasada Ocak ayında 70 TL bile olabilir.

-devam edecek-

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #85  
Alt 01-09-2022, 22:29
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.066
Standart Fındık; Fındık ve Tarım İşçiliği; Kürt İşçiliği -2

-Üsteki yazının devamıdır.-

Kapıda kamyon sırtında yaklaşık 100 bin liralık mal var. TMO ya yolcu. Sabah 05:00 te gidecek. Gece 12 de gidilecekti vazgeçildi vs. Bu gece nöbet tutacağız çifteyle. Yani ben. Bir sorun olacağından değil yani ama böyle.. Ne olur ne olmaz diye kasko gibi bir şey. İnsan ne tuhaf canlı...

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #86  
Alt 02-09-2022, 19:01
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.066
Standart Fındık; Fındık ve Tarım İşçiliği; Kürt İşçiliği -3

"ictenlik"´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Eskiz, notlar...

Zor, elleri parçalayan, bel bırakmayan her gün terden ve çürüklük ayı denende yağıştan nemden küf/maya tuttuğun/attığın bir iş. (Abartısı yok). Bugün komşum dedi ki adamlar terlemiyor, adamlarda bir damla ter yok. Kürtler için.

-devam edecek-
Antep'ten bir grup işçi demiş ki; "Antep çok sıcak kaçıp buraya geliyoruz." Bu yıl nemden sanırım her yer sıcak gibiydi ve hepimiz terledik. Gerçekten de aşırı terliyoruz. Bugün bahçede kalmış dökülen fındıkları toplamak için ikindi yakını bahçeye gittim ve iki kez kıyafet değiştirdim. Yürümeye başladığın 10. dakikada sırılsıklamsın. Kardeşlerimden bir tanesinin Karadeniz orta İç Anadolu aralığında bir kentte sıcaktan yakındığını duydum ve aklıma şunlar geldi. Twitter da bir video paylaşılmıştı ve 60 lardaki ABD li liseli gençler paylaşılmıştı. Hiçbirinde bir gram yağ yoktu ve videodaki ekleme ABD insanının son 50 yılsa %20-25 yağlandığını söylüyordu. Evlerde yaşıyoruz ve güneş görmüyoruz %20 daha yağlıyız ve bir Kürt işçi neredeyse tüm yaşamını sıcakta güneşin alnında/altında çalışarak geçiriyor. O kişilerden daha çok terlememiz normal değil mi? Sanırım seneye ağırlığımın %10-15 i kadar kilo vererek gireceğim ve her ne kadar (üstsüz oldukça) güneşlensem de bu süreyi daha da artırmayı hedefliyorum.

Bir anekdot

İlkokulda aşırı değilse de bir kaç fazla kilosu olan iki çocuktan biriydim ve bize şişko derlerdi. Bu şişko dedikleri miktar bugün artık çok hafif belirsiz bir fazla kilo ve çoğu çocuk öyle. O gün herkes Bruce Lee gibiydi. Benim çocukluğumda insanların vücudunda fazla yağ olmazdı. Benim boyum 1.78 ve gençken 82-84 kiloyu sorun ederdim ilk gençlikte hiçbir zaman 86 nın üzerine çıkmadım ve bu kiloyla bana şişko denirdi. Bu kilolardan düşebilmek için diyet yapardım.

Terlememe deneyimi yaşamımda bir kaç kez yaşadım o da çok katı çok çok düşük karbonhidrat diyetleri (sıfıra çok yakın minimum carb) ya da aralıklı açlıklarda oluştu. Gerçekten de terlemiyordum ya da bugün terleyeceğim koşullarda çok çok daha geç ve çok daha az ter.

Son olarak terlemekten yakınan komşum 65 yaş üzeri ve fazla kilosu yok gibi. Yani kurunun bir tık üstü aslında. Kilo vereyim dese ondan en fazla 3 hadi bilemedin 5 kilo çıkar. Bundan sonra kupkuru olur.

EK

Artan yağ oranını diğer yüzü de azalan kas oranı. Bugün yağsız bir çocuk görsek ona hemen sıska, zayıf, çelimsiz derdik. Aslında muhtemelen çelimli olanlarında yağları sıyırsak o kadar kası vardır. Şimdi yağsız bir çocuğu gördüğünde ebeveyn çevre hemen ona yedirmek istiyor, zayıf olduğu algısı. Aslında bu hareketsizlikten kas azlığı.

İkincisi günümüzde sağlık kavramı hemen hemen yemeye, ağızdan alınan gıdaya odaklandı. Sağlıklı çocuk yetiştirme onu iyi besleme sürekli yedirmeye eşdeğer. Türk anneleri elinde çatal çocuk kovalayan tek anne cinsi.

günümüzde sağlık kavramı hemen hemen yemeye, ağızdan alınan gıdaya odaklandı.
Sağlık arayışının diğer yüzü de böyle. Sağlık kaybeden biri hemen ağızdan alacağı tek gıda ya da ilaç ya da şifalı ot ve bitkiyi arar oldu. Kompleks kronik sorunlar dışında kompleks psikiyatrik sorunlara bile tek kaynaklı reçete aranıyor. Yaşamımın bir bölümünü psikiyatri ve psikiyatrik ilaç mağdurlarının 0yazıştığı bir grupta geçirdim. Özellikle ilaçlar ya da onları ani kesmeye bağlı mani psikoz ve akatazi gibi durumlar .Kişiler bunlara bile tek gıda ile ya da başka tek çözümde şifa arıyor. Bunları sadece zaman iyileştiriyor. 3-5 belki 10 sene ve bu iletişimin konusu bile yapılamazdı.

İnsan denen şu ana tamamen kayıp ya da yitik ve bağsız boşlukta sallanan kurban gibi bir şey oluverdi.

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
  #87  
Alt 04-09-2022, 11:24
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.238
Standart

Uyurken neler kazanabiliyoruz?
Bir ekonomik sistem sorgulanırken sorulması gereken önemli soru bu.
Çalışırken kazandırması önemli değil, uyurken kazandırıyor mu?

Uyurken kazandırmayan sistemler ilkel kalırdı ve insan zekasına hakaret olurdu.
Uyurken kazanmanın iki yolu var, ya diğer insanlardan hizmet alınacak(mevcut sistem) ya da yazılımlardan robotlardan hizmet alınacak(hedeflenmesi gereken sistem).
Alıntı ile Cevapla
  #88  
Alt 04-09-2022, 13:59
dine mine ne - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dine mine ne dine mine ne isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 May 2015
Mesajlar: 1.529
Standart

Hizmetler çalınıyor, alınmıyor. Öte yandan robotlar, emeğin insana yabancılaşması anlamına geldiği için kaçınılmaz olan bir sistemin göstergesidir.

Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler
Alıntı ile Cevapla
  #89  
Alt 04-09-2022, 15:03
dine mine ne - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dine mine ne dine mine ne isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 May 2015
Mesajlar: 1.529
Standart

Nasıl ki kitaplar olmasaydı Tanrı olmazdı ya da kitaplar varsa Tanrı olmalı sonucuna varılabiliyorsa, hukuk devletinin size bu fırsatı sunması da hırsızlık yapmadığınız anlamına gelmez. Hırsızlık haksızlıktır.

Eğer emek gerektiren sistemde siz uyuyarak hizmet alabiliyorsanız bu Haksızlıktır. Haksızlığı umursamadığınız için çaldığınızı almaya yorumluya biliyorsunuz. Eğer kişi uykudayken kendi bedeni dışındaki şeyler üzerinde kontrol sahibi değilse, başka bedenlerin hizmetlerini talep etmesine de müsaade edilmemelidir.

Buna izin veriliyor diye yapabiliyorsunuz ama en azından almak yerine çaldığınızın farkında olun. Lütfen yazdıklarımı da kişisel bir saldırı veja hakaret olarak algılamayın.Ben sadece sistemin bizleri hırsızlığa nasıl teşvik ettiğini göstermek istiyorum, sizinle alakası yok.

Bazı insanlar hiç değişmez. kendilerini deyistirmemek icin sadece daha iyi yalan atmayi öğrenirler
Alıntı ile Cevapla
  #90  
Alt 04-09-2022, 19:40
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.238
Standart

dine mine ne´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Eğer emek gerektiren sistemde siz uyuyarak hizmet alabiliyorsanız bu Haksızlıktır.
Argümantatif yaklaşalım.
A: İnsanların ilerleyebilmesi için emek denilen ilkel hareketi azaltıp uyurken kazanabilme moduna geçmeleri gerekir.
B: 7 milyar insana bu imkanı sağlamak mevcut şartlarda imkansızdır, buna gerek de yoktur. Çünkü insanların çoğunun ilerlemek gibi bir derdi yok.
Sonuç: A ve B argümanından çıkan doğal sonuca göre 100 milyon insanın ilerleyebilmesi için geri kalanlardan fazla hizmet alınması bir zorunluluktur.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler


Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 21:12 .