Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika > Tarih

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 01-09-2008, 16:38
dilaver - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
dilaver dilaver isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Sep 2006
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 12.080

Onur Üyeliği Başarı Ödülü Başarı Ödülü 

Standart 1 Eylül Dünya Barış Günü

Sadako Sasaki 1945 yılında Hioşoma’ya atom bombası atıldığında iki yaşındaydı. Sasaki, bombadan yara almadan kurtulduAma yayılan radyasyon yüzünden lösemiye yakalandı. Sasaki, uzun yaşam dileği gerçek olsun diye kâğıttan turnalar yapmaya başladı. Çünkü Japon efsanesi, bin tane turna yapanın dileğinin gerçekleşeceğini söylüyordu.

Sasaki, 12 yaşında öldüğünde başucunda 646 tane turna vardı. Sadoka Sasaki’nin Hiroşima Barış Parkı’ndaki heykeli ve mezarına öldüğü günden beri turnalar gönderiliyor. (Güncel Hukuk Eylül 2008/9–57)
Sasaki, Hiroşima Barış Parkında yaşıyor…

Birleşmiş Milletler (BM) Sasaki’ler, çocuklar, insanlar ölmesin diye kuruldu. Dünya üzerinde savaş çıkmasın diye devletleri örgütledi. Artık savaşları önleyemiyor…

BM Genel Kurulu 12 Kasım 1984 tarihli 39/41sayılı kararıyla “Halkların Barış Hakkına Dair Bildiri”yi onayladı.

Halkların Barış Hakkına Dair Bildiri’de Birleşmiş Milletler asıl amacının uluslararası barış ve güvenliği sürdürmek olduğunu yeniden ilan etti.
Birleşmiş Milletler Şartı’nda belirtilen temel hukuk prensiplerini akılda tutarak;

“Savaşın insanoğlunun yaşamından silinmesi ve her şeyden önce dünya çapında bir nükleer maceranın önlenmesi konusunda bütün hakların iradesini ve bilincini ifade ederek,

Savaşsız bir dünyanın, ülkelerin maddi anlamda ilerlemeleri ve gelişmeleri ile Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilen insan haklarının ve temel özgürlüklerin uygulanması için öncelikli uluslararası önkoşul olduğuna kanaat getirerek,

Nükleer çağda, insan uygarlığının korunması ve insanlığın idame ettirilmesi için öncelikli şartın dünyada devamlı bir barışın kurulması olduğunun farkında bulunarak,

Halkların barışçıl bir yaşam sürdürmelerini sağlamanın her Devletin kutsal bir görevi olduğunu kabul ederek,
  • Gezegenimizde yaşayan halkların kutsal barış hakları bulunduğunu ilan eder;
  • Halkların barış hakkını korumanın ve bu hakkın uygulamasını sağlamanın her Devlet için temel bir yükümlülük oluşturduğunu beyan eder;
  • Halkların barış haklarını kullanmalarını sağlamanın, Devletlerin politikalarını her türlü savaş tehdidinin, özellikle nükleer savaş tehdidinin tasfiye edilmesine uluslararası ilişkilerde zor kullanmaktan kaçınmaya ve uluslararası anlaşmazlıkları Birleşmiş Milletler Şartı’na dayanarak barışçıl vasıtalarla çözmeye doğru yöneltmelerini gerektirdiğini vurgular;
  • Bütün Devletleri ve uluslararası örgütleri, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde gerekli tedbirleri alarak, halkların barış haklarını uygulamaya yardım etmek için ellerinden geleni yapmaya çağırır.” (Osman Doğru. İnsan Hakları Uluslararası Mevzuatı. Beta Yayınları. İstanbul 1998)
II. Dünya Savaşını sona erdiren tarihlerden biri olan 6 Ağustos 1945 günü Hiroşima’ya atom bombasının atılmasından iki gün sonra 8 Ağustos 1945’te Avrupa’da Büyük Savaş Suçlularının Kovuşturulması ve Cezalandırılması Anlaşması’ndaki (Londra Anlaşması) imzalanıyor ve bu anlaşmada Nuremberg Kuralları sayılıyordu.

Bu kurallarda hangi eylemlerin suç olduğu gösteriliyor ve bu suçlardan birinin işlenmesi halinde bireysel sorumluluk doğuran suçlar olarak kabul edilerek Nuremberg Mahkemesinin yargılama yetkisi içinde olduğu kabul ediliyordu. Bir gün sonra Nagazaki’ye atılan atom bombasının ardından Japonya’nın kayıtsız şartsız teslim olmasıyla dünya üzerinde savaş sona erdi.

Londra Anlaşmasına göre; Nazileri yargılayan II. Dünya Savaşı galiplerinin mahkemesi olan Nuremberg Mahkemesi “Barışa Karşı Suçlar”, “Savaş Suçları” ve “İnsanlığa Karşı Suçlar”ı yargılama yetkisine sahipti…

“Barışa Karşı Suçlar”; yani bir saldırı savaşını veya uluslararası sözleşmeleri, anlaşmaları veya güvenceleri ihlal eden bir savaşı planlama, hazırlık yapma, başlatma veya sürdürme veya bunları gerçekleştirmek için ortak bir plan veya komploya katılmaktır.

Geçmişteki savaşları ve yarattığı sonuçları düşündükçe; barış için ne kadar uğraş verilse azdır diye düşünüyorum. Çünkü Devletler barışa karşı suç işlemeyi olağan hale dönüştürdü.

Sadako Sasaki'den den çok etkilendigim için bu yazıyı tamamen almaya deger buldum. Bu vesile ile Barışı bir kere daha hatırlamış olalım ve barış için ölenleri anmış olalım

saygılarımla

Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar
her mili bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var
Dostlar, ki bir kere bile selamlaşmadık
aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz...

Nazım Hikmet

www.dilaverkom.blogcu.com
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 01-09-2008, 17:04
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger arkadaslar;

Belki de, hakkini vererek kutlanamayan tek gun, dunya baris gunu.

Insanoglunun, savassiz, silahsiz; bir ani gecmiyor. Kaldiki birgun. Gonul isterki, en azindan, bugun; herhangibir guc; insanoglunu kontrol ederek, bu gunu baris gunu yapabilsin. Tum silahlar sussun. Dunya da, kimse, en azindan bugun; silah ve savas korkusuyla yasamasin.

Ama, nafile, bugun bile silahlar patliyor. Bugun bile savas var. Dunyanin cesitli yerlerinde, silahlar can aliyor.

Aslinda, bir gun silahlarin susabilmesi demek; belkide o gunden sonra bir daha patlamamasi demek.

Bu dunyaya, savasi ve silahi getiren; insanoglu oldu. Sonucta yine, silahtan ve savastan bu dunyayi arindiracak olan, insanoglu olacak. Nasil mi? Herkes sapkasini onune koyup bir dusunsun.

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 01-09-2008, 17:59
ozgur_beyin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ozgur_beyin ozgur_beyin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 07 Sep 2006
Mesajlar: 5.929
Standart

geriye dönük 3500 yılda insan oğlu savaşsız 230 yıl geçirmiş .demekki insan barıştan çok hemcinslerini boğazlamayı seviyor. ve boğazlamaya devam edecek taki kendi soyumuzu
kurutup dünyadan ismimizi silene kadar. ama yinede barış gününün yıllara uzanarakgerçekleşmesini dilemekten başka yapacak birşeyim yok
tabi şunuda biliyorumki benim ve benim gibilerin dileği davulcu yellenmesinden öteye geçmiyecek

sorun cahil olman değil , kendini alim sanman
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 01-09-2008, 18:12
evrensel-insan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
evrensel-insan evrensel-insan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Mar 2008
Bulunduğu yer: Londra
Mesajlar: 22.832
evrensel-insan - MSN üzeri Mesaj gönder
Standart

Saygideger ozgur_beyin;

Insanoglunun savassiz ve silahsiz-ki okta bir silah sayilir-gecirdigi 230 yili, biraz daha acarmisiniz? Ne zaman, nasil ve ne anlamda savassiz-ya da silahsiz, veya her ikisiz-?

Saygilarimla;
evrensel-insan

Evrensel-Insan - Yapılandırmacı Epistemoloji/Bilişsel Bilim/Qua Felsefesi/Serbest Düşünce/Devrimci Sorgulama/Zihinsel Devrim - Evrensel-Insan Zihniyeti
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 01-09-2008, 23:47
breymin - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
breymin breymin isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
 
Üyelik tarihi: 01 Jul 2008
Bulunduğu yer: Almanya
Mesajlar: 912
Standart

Dünya Barisini getirebilecek o büyük güc su an cok derin bi uykuda,kafayi kuma gömmüs gercekleri görmek istemiyor,kimse kimsenin umrunda deyil,özgürün dediyi gibi bizim dilekler davulcu yellenmesinden öteye gidemez,bu nesille baris gelmez,belki sonraki nesiller.

Bir dinin tabii olmasi icin akla,fenne,bilime ve mantiga uygun olmasi lazimdir.
M.K.ATATÜRK
Yalan ne kadar büyükse inanani o kadar cok olur.
adolf hitler
Söylesem tesiri yok,sussam gönül razi deyil.Fuzuli
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 02-09-2008, 06:47
KızıL - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
KızıL KızıL isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 29 May 2008
Bulunduğu yer: ADANA!!
Mesajlar: 3.673
Standart

Gürcistan'daki çatışmaların ardından, Batı ile Rusya arasındaki ilişkilerin giderek gerginleştiği ortamda, "durumdan vazife çıkaran" Türkiye hükümeti, kendisine "barışı sağlama" misyonu biçmişti. Bölgenin en militarist yapılanmalarından biri olan ve yıllardır iç savaş koşullarında yaşayan bir ülkenin böyle bir misyon üstlenmesinin gerçekçiliği bir yana, kapitalizmin sürekli savaş ürettiği bir coğrafyada, sık sık "barış"tan dem vurulmasının herhangi bir anlam taşıdığı da çok tartışmalı. Nitekim, AKP'nin kısa sürede suya düşen "Kafkas Paktı" hayali, emperyalizmle işbirliği yapıldıkça barış olmayacağı gerçeğinin son ve küçük bir örneği.
Gürcistan'da yaşananlar üzerine, Batılı hükümetler, Rusya'ya sert tepki gösterdiler. Birçok analizci, kaygılarını, "Soğuk Savaş dönemi yeniden mi başlıyor" sözleriyle dile getirdi. Oysa, dünyanın Soğuk Savaş'a dönme olasılığı üzerinde durulmasına gelene kadar, yaşanan somutluğa bakıldığında, Soğuk Savaş'tan çıkılmasından bu yana, cereyan eden savaşların sayıca katlanarak arttığı görülüyor. "Yeni düzen"in jandarmalarınca tesis edilen "tek kutupluluk", dünyada barışı sağlamak şöyle dursun, savaşı günlük hayatın bir parçası haline getirdi.
Emperyalizm dünyayı silaha boğuyor
Bugün dünyada askeri harcamaların toplamı, yılda 1200 milyar dolar. Bu harcamanın yarısına yakını, tek başına ABD'nin payına düşüyor (583 milyar). NATO ülkelerinin toplam harcamadaki payı yüzde 70. Ülke bazında, ABD'yi Fransa ve İngiltere izliyor.
Askeri harcamaların Gayri Safi Yurt İçi Harcama'lara (GSYİH) oranına göre yapılan sıralamada ise, ilk 10 ülkenin tamamı, bizim bölgemizde, yani Ortadoğu, Balkanlar ya da Kafkaslar'da bulunuyor. Türkiye, bu sıralamada 5.30'la 17. sırada yer alırken bazı "yoksul" ülkelerin küçük bütçelerinde silahlanmaya büyük pay ayırmaları nedeniyle ilk sıraları aldığını hatırlamak gerekiyor.
Stokholm Uluslararası Barış Araştırma Enstitüsü'nün (SIPRI) verilerine bakıldığında, dünyada yapılan askeri harcamaların toplam dünya GSYİH'sine oranı, 1998'den bu yana yüzde 45 artmış durumda. Yine SIPRI verilerine göre, dünyadaki en büyük 100 silah üreticisi şirketin cirosu, 2006'da 315 milyar dolar. Bu rakam, önceki yıla göre yüzde 8 artışa denk geliyor. İlk 100'deki bu şirketlerin ezici çoğunluğu ABD şirketleri. Bunların arkasından Batı Avrupa şirketleri geliyor. Konvansiyonel silah ticaretinin yüzde 80'i, ABD, Rusya, Fransa, Almanya ve İngiltere eliyle yapılıyor.
Son iki yıldır, dünyadaki toplam askeri harcama, "iki süper gücün" silahlanma yarışında olduğu 1988 yılı rakamını geçmiş durumda. 1988-2007 yılları arasında Ortadoğu'da askeri harcamalar iki katına çıkmış durumda. 1998-2007 döneminde ise en yüksek artış oranı, yüzde 168'lik artışla Doğu Avrupa'da.
Emperyalizm, savaş ve parçalanma demektir
Bölgemizde 1990'dan beri yaşanan savaşların bir listesini hazırlarken, sıcak savaşa dönüşen çatışmaları esas aldık. Ama, bölgemizde daha önceden başlayan birçok çatışmanın, yoğunluğu değişerek süreklilik gösterdiği de bir başka gerçek. Örneğin, Kürt coğrafyasındaki çatışmalar, ya da İsrail-Filistin çatışmaları. Ayrıca, savaşa dönüşmese de, ülkemizin Yunanistan'la yaşadığı gerilimden ya da Kıbrıs'tan bildiğimiz gibi, tarafları sürekli diken üstünde tutarak militaristleşmeye zorlayan etmenler de göz ardı edilmemeli.
Ağustos 1990: Körfez Savaşı
Irak'ın Kuveyt'i işgali üzerine başlayan savaş, ABD ve koalisyon güçlerinin Irak'ı vurmasıyla son bulmuştu. Bu savaşta Türkiye de koalisyon güçlerinin yanında yerini almış, Özal "1 koyup 3 almaya" çalışırken, tam tersi gerçekleşmişti. Ayrıca, bu savaş, CNN sayesinde ilk kez canlı savaş görüntülerinin ekranlarda yansımasıyla belleklerde yer etti.
1991: Hırvatistan Savaşı
Sovyetler Birliği'nin çökmesinden sonra halkların birbirine düşman edilmesi taktiğinin belki de en acımasızca yaşandığı yer olan Yugoslavya'daki büyük çatışmaların ilk ayağı. Savaş Hırvatlarla Sırplar arasında geçti, 1995'te Hırvatistan'ın Yugoslavya'dan ayrılmasıyla sonuçlandı.
1991: Kuzey Osetya-İnguş Gerilimi
Sosyalizmin çözülüşü sonrası iplerinden boşalan gericiliğin ilk ve tipik örneklerinden. Oset paramiliter güçleri, İnguşlara karşı saldırı başlatmış, gerilim yaklaşık 600 İnguş öldükten sonra, 60 bin İnguş'un bölgeden sürülmesiyle son bulmuştu.
1991: Güney Osetya Savaşı
Yaklaşık bir yıl sürmüş ve bir sonuç alınamadan, bölgede otoritenin bölünmesiyle bitmişti.
1991: Slovenya Savaşı
Yugoslavya'da aynı yıl içinde patlak veren ikinci büyük savaş. 10 gün sonunda Slovenya'nın ayrılmasıyla sonuçlandı.
1992: Transnistria Savaşı
Transnistria bölgesiyle Moldova hükümet güçleri arasında çıkan savaş sonunda Transnistria'da fiili bir hükümet kuruldu.
1992: Abhazya Savaşı
Abhazya'nın bağımsızlık talebiyle Gürcistan'la girdiği savaşta onbinlerce insan öldü, Abhazya'da fiili bir hükümet kuruldu.
1992: Afganistan İç Savaşı
ABD tarafından desteklenen Taliban'ın Afgan Demokratik Halk Partisi hükümetine karşı sürdürdüğü savaş 1996'da Kabil'in düşmesiyle sona erdi.
1992: Tacikistan İç Savaşı
On binlerce insanın ölümüne yol açan iç savaş, 1997'de sona erdi.
1992: Bosna-Hersek
Yugoslavya'da 1995'e kadar süren bu savaşla, bölgeye yoğun ve açıktan NATO müdahalesi de başladı.
1994: Yemen İç Savaşı
Yemen Sosyalist Partisi'nin yenilgisi üzerine, Yemen hükümeti, Güney Yemen'i ilhak etti.
1994: Çeçenistan Savaşı
İki yıl süren bu ilk Çeçenistan savaşının ardından bölgede fiili bir hükümet kuruldu.
1995: Haniş Adaları Savaşı
Yemen ve Eritre güçleri arasında ada üzerinde iktidar mücadelesi nedeniyle çıkan savaş sonunda, Eritre adalara egemen oldu.
1996: İkinci Afgan İç Savaşı
Taliban'a karşı Kuzey İttifakı'nın yürüttüğü bu savaşta, Rusya, İran ve Hindistan'ın dışında Türkiye de Kuzey İttifakı'nı destekledi.
1996: Kosova Savaşı
Sırplarla Arnavutlar arasındaki savaş, bir kez daha NATO'nun bölgede korkunç bir yıkıma yol açmasıyla sonuçlandı. NATO Yugoslavya'yı yense de, ülkenin sınırları değişmemişti. Ama, bölgede gerilim de bitmedi.
1997: Arnavutluk Ayaklanması
Kapitalizme geçişin sancılarını çeken ülkede bir grup ayaklandı, çatışmalar sırasında 2 bin kişi hayatını kaybetti.
1998: Abhazya Savaşı
Abhazlarla Gürcüler arasında çıkan ve altı gün süren çatışmalar sonucu, bir tampon bölge oluştu.
1998: ABD'nin Afganistan ve Sudan bombalamaları
ABD, "teröristlere karşılık vermek" bahanesiyle bölge ülkelerini bombardımana tuttu.
1998: ABD'nin Irak'ı bombalaması
Clinton'ın kararıyla, ABD ve İngiliz hava güçleri, Irak'ın tüm önemli tesislerini vurdu.
1999: Kargil Savaşı
Keşmir'in Kargil bölgesinde Hint ve Pakistan güçleri arasında yaşanan savaş. Bölgedeki çatışmalar hâlâ sürüyor.
1999: Dağıstan Savaşı
Çeçen dinci militanlarının, Dağıstan'daki ayrılıkçı-dincilere destek için Dağıstan'ı işgaliyle başlayan savaşa Rusya müdahale etti, bu, ikinci Çeçenistan savaşını tetikledi.
1999: İkinci Çeçenistan Savaşı
Dağıstan Savaşı'ndan yedi gün sonra başlayan savaşın sonunda, Rus ordusu, Çeçenistan'ın büyük kısmına hakim oldu.
2000: Presevo Vadisi Savaşı
Sırplarla Arnavutlar arasındaki çatışmalar bir kez daha savaşa dönüştü
2000: İkinci İntifada
Ariel Şaron'un bin İsrail askeriyle Mescid-i Aksa'yı ziyaretiyle patlak veren, El Aksa İntifadası olarak da bilinen savaşta, Batı Şeria ve Gazze'de 3 bin Filistinli öldü.
2001: Makedonya Savaşı
Yugoslavya'da sular durulmadı, savaş bir kez daha Bat'ının müdahalesine yol açtı.
2001: Kodori Savaşı
Gürcistan, Abhazya'ya bağlı olan Kodori bölgesini işgal etti, son savaşta Abhazlar buraya operasyon düzenleyerek bölgeyi geri aldılar.
2001: Afganistan İşgali
ABD ve İngiltere'nin başlattığı savaş, NATO tarafından da desteklendi. Yedi yıldır süren Afganistan'daki işgal, sayısız ölüme ve acıya sebep oldu.
2003: Irak İşgali
20 Mart günü ABD Irak'ı işgale başladı. AKP hükümeti tezkereyi geçiremeyip asker gönderemedi, sonra da her fırsatta "kaçan fırsat"a hayıflandı. İşgal halen sürüyor.
2004: Pakistan-Taliban Savaşı
Taliban'a bağlı güçlerin kuzey Pakistan'da ABD'yle işbirliği yapan Pakistan devletine karşı başlattıkları savaş halen devam ediyor, son günlerde çok can kaybı yaşanıyor.
2004: Yemen Sadah Ayaklanması
Yemen'de hükümete karşı ayaklanan Sadah'ın önderliğindeki grubun mücadelesi sürüyor.
2006: Lübnan İşgali
İsrail 33 gün boyunca Lübnan'ı işgal etti, başta Hizbullah olmak üzere ülkedeki birçok örgüt İsrail'e karşı direndi. İsrail ordusu geri çekildi.
2006: El Fetih-Hamas çatışması
El Fetih'le Hamas arasındaki gerilim, çatışmaya dönüştü, birçok Filistinli öldü. Bu çatışmadan beri Gazze Şeridi'nde fiili bir Hamas iktidarı söz konusu, ve gerilim zaman zaman tırmanıyor.
2007 Lübnan Krizi
İslamcı militanlarla Lübnan ordusu arasında çatışmalar yaşandı. Bu, 1975-90 arasında süren iç savaştan beri en şiddetli çatışmaydı.
2008 Lübnan Krizi
Hükümetle Hizbullah arasında çatışmalar yaşandı.
2008 Güney Osetya Savaşı
Altı gün süren savaş sonunda, Rusya, Gürcistan'ı yendi, Abhazya ve Güney Osetya'nın bağımsızlığını tanıdı.

ÖRGÜTLENİN!!!
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 10-10-2019, 15:37
"ictenlik" - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
"ictenlik" "ictenlik" isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 22 Aug 2017
Mesajlar: 3.063
Standart

Evraka! ve Buldum!

Barış için Yeryüzünde Barışın Formülü


Dünyalar barışı her ne kadar bir ütopyadan ibaret görünse de, "klavyeden kahramanlar" ya da bir "kağıt kalemden kahramanlar" var oldu, o halde bu işe geçmişte kafa yoranlardan biri olarak söyleyebilirim ki; barış şu yollardan geçiyor.

İbrahim'in dinlerin ve Babil'in tanrısının ifşası, varsa bu dinlerin geçmişte dünyayı ziyaret etmiş bir dünyadışının işi ve etkisi olup olmadığı ve şu an da kimi devletlere teknoloji transferi-kontrolü adında gizli açık yardım yapıp yağmadığı, genetiğimizle oynayıp oynamadığı ve buna dayalı kan ve genetik bilimi (soy incelemesi), uzaydan teknolojik kontrol yürütüp yürütmediği , arkeolojik tarihsel mitolojik tüm yazılı ve materyalik buluntular ve kayıtların gözden geçirilmesi ve yeniden yorumlanması ve göksel bir saklı tiran ve bunun örtük düzeni varsa bunun el birliğiyle ifşası, bunların komplo değil açık tarihsel gerçek ya da olasılık olduğu kabulü..
Barışın tek koridoru budur. Sanıldığı kadar zor değil, hç te zor değil! En azından benim gibiler için artık bir ütopya değil barış ve realite ancak tabi denilen daha derin bir savaşı da getirebilir insanlığın birleşmesi adında..
En azından klavyeden barış ya da benim için bizler gibi düşünenler için klavyeden barışın formülü..

İçtenlik yazıları ve yazarlığı açık/özgür kaynak kodlu yazılım mantığının ve duygusunun tam aynını paylaşarak, mülkiyetsiz, anonim, yazarca sahiplenilmeyen, isteyenin istediği gibi izinsiz alıp dağıtıp çoğaltabileceği ve isterse kendi geliştirebileceği, katabileceği imzasız yazımlar olma felsefesi taşır. Özel olarak kaynak kişi alıntı kaynağı belirti tutulmamışsa yayımsız basımsızdır. İnternette yazılmıştır. Dileyen kullanır.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 08:53 .