Evelki Gecenin Bana Düşündürttükleri
Üç yaşlarındaki çocuğumu evelki gece yarısı tuvalete kaldırdım. Genellikle altına yapmasa da geceleri bazen kaçırıyor. Bu nedenle eğer o bizi uyandırmazsa "tuvalete gidicem" diye, be uyandırıyorum onu. Evelki gece de böyle oldu. Ancak kalkmak istemedi, "çişim yok" dedi. Uyumadan evvel onun çok su içtiğini bildiğim için mutlaka gelmiştir diye düşündüm ve yatağından kucakladım ve tuvaletin önünde kucağımdan bıraktım. Zırlıyordu, sıcak ve rahat yatağından kalkmak hoşuna gitmemişti. Bir yandan işerken bir yandan da hala "çişim yok" diyordu. Hatta eliyle vuruyordu bile bana. Gerçekler beni haklı çıkartıyordu göz önünde ama o bunu kabul etmek istemiyordu çünkü rahatı bozulmuştu. Sıcak ve rahat yatağından kalkmıştı.
Bu konu nerden açıldı, ne alaka diyeceksiniz. Çocuğumu yatağına geri yatırırken, dinlilerle biz dinsizler arasındaki ilişkide de önemli benzerlikler olduğunu düşündüm. Dinlerin yalanı bu kadar açıkça ortada iken nasıl oluyor da gerçekleri kabul etmemek için bu kadar direniyorlar? Çünkü dinler genellikle insanlara huzur veriyor. Ölümsüz bir öteki dünya vaad ediyor. Biz ise adeta bu güzel rüyayı bozan veya bozmaya çalışan insanlar olarak tepki topluyoruz. Aynı yavrumun gece yarısı bana gösterdiği tepki gibi. İçimizde derinlerde ölümsüzlük arzusu varken bunu terkedip Kuranın çelişkilerini görmek, Muhammedin ahlak dışı yaşamını kabullenmek kolay mı? Gerçekleri kabullenmek uğruna cennet bahçelerinden vaz geçmek zordur hem de çok zor.
|