Ohanna-99-873-12
Bigün peygamber bir gemide uyuyordu, gemi suyla dolmuş, battı batacak, fırtınalar kopuyor, tsunami dalgaları adeta gökdelen boyunda... Peygamberin arkadaşları ona baktılar ki ne görsünler, adam dönmüş kıçını ossura ossura uyuyo. Hemde yarısına kadar suya batmış vaziyette... Neyse elemanlar düşünüp taşınıp peygamberi dürtmek suretiyle uyandırmaya karar verirler. Peygamber biraz aksi adam, sinirli şekilde kalkıp "size doğrusunu söyleyeyim, ne var la, bi rahat uyku uyuyamayacakmıyız, size doğrusunu söyleyeyim" diyerek azarlar. Arkadaşları ona fırtına çıktığını ve dev dalgaların gemiyi batırmak üzere olduğunu söyler... Peygamber güverteye çıkıp birkaç söz fısıldar ve bi anda güneş açar, fırtına sona erer. Arkadaşları merakla ona ne fısıldadığını sorar... Peygamber şöle cevap verir: "size doğrusunu söyleyeyim, dedim ki, yahu altı üstü Ankara lunaparkının 150 metrekare göletinde deniz bisikletiyle dolaşıyoruz, bu fırtına da neyin nesi kardeşim. Mahmut emmiiiii, abi şu fıskiyeleri kapat gözünü seveyim, deniz bisikleti suyla doldu bilader, size doğrusunu söyliyeyim dedim" der. Bunun üzerine arkadaşları onun tanrının oğlu olduğuna bir defa daha şahit olmuş vaziyette huzurla sırıtarak ağızlarından salya akıtırlar. Deniz bisikletinin yarım saatlik kiralama süresinin dolmasıyla birlikte hep beraber (sanki başka alternatifleri varmış gibi) kıyıya yanaşırlar...
|