Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Konu-dışı

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 22-08-2013, 14:57
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart "Diye düşünüyorum"

Bir çok insanın bilerek ya da bilmeyerek günlük konuşma dilinde sıkça tekraraladığı sözdür bu iki kelime. Âdetâ 'moda' olmuştur. "68 kuşağı" etkisiyle, toplumun lümpen cenâhında mâkes bulan "solculuk", askeri darbeler sonrasında gündem oluşturan "Atatürkçü'lük/lâiklik" ve günümüzde şâhit olunan biçimiyle "Mütedeyyin müslümanlık" ile "Örtünme/türban"ın moda oluşu gibi...

Bir muhabbet kuşu'nun ya da mahâretli bir papağan'ın anlamını bilmeden bazı sözcükleri tekrar etmesi ile; kimi ideoljilerin, inanç sistemlerinin, farklı kültürlerce empoze edilmiş davranışların ve nihâyet bâzı kelime ve kavramların bilinçsizce tekrar edilip durması arasında mentâl anlamda hiç bir fark yoktur.

Futbol maçı sonrası yenilen takımın teknik direktörü maçı şöyle özetler.

"Sonuç bizim için iyi değil ama; maçın tamâmını dikkate alarak baktığımda, yenilgiyi hak edecek kadar kötü oynamadığımızı düşünüyorum".

Gâlip takımın teknik direktörü biraz farklı konuşur.
Fakat; o da cümlesini "düşünüyorum" diye bitirir.

"Bu gün çok iyi oynadığımızı ve gâlibiyeti hak ettiğimizi düşünüyorum."

Ne kadar tuhaf değil mi ?
Yeneni ve yenileni ile düşünmektan maadâ bir şeyle iştigâl olunmayan bir toplumda, bütünüyle Türklerden müteşekkil Mili takım, UEFA sıralamasında 59. sırada.
Tam bir ironi.
İnsanımız bunu "Güleriz, ağlanacak hâlimize" diye özetler.

Bir başka örnek;

Toplumumuzun genel kültür yapısı ve algı kapasitesinden faydalanarak, kanal kanal gezip milyon liraları "cukka" eden, suratında yarım ton makyaj, üzerinde örtünmekten çok vücut hatlarını daha alımlı göstermeye yarayan bir cilbab; hem kırıta kırıta, hem de kıvıra kıvıra kıvıra "icrâ-yı sanat"(!) eyleyen, muhtemelen; dağarcığındaki 250-300 kelimeden oluşan eşsiz birikimiyle kurabildiiği kısa cümleleri "diye düşünüyorum"u ekleyerek bitiren herkesin mâkûmu sanatçı müsveddeleridir.

Fiziğine güvenen, açılıp- saçılarak kadın-erkek kitleleri tv başına çekmeyi başaran hâtun(lar) programlarına konu mankeni almazlar. Tâbir-i câiz ise, konukları dışında programı sürükleyecek yardımcı eleman kullanmaz; 'tek tabanca' devam ederler. Her gün, sanki bir öncekinden daha farklıymış algısı oluşturacak "Bu gün muhteşem konuklarım var" geyiği ile programı açar, 'ekranları başındaki değerli izleyicilerimin, bu gün çok eğleneceklerini düşünüyorum" diye 'ara gazı' verirler.

Tabi; bunları düşünme yetisi kalça ve göbek bölgesinde zuhur ettiğinden nâşi, bolca çalkalama ve kıvırma ritüelleri, yapılan "program"ın temel nüvesini oluşturur.

"Düşünüyorum" fiilinin her cümle içinde yerli yersiz kullanımı; dünyanın en zengin adamının bütün servetini önemsiz bir "boncuk" için harcamış olmasından daha da ironiktir. Çünki insanın üç mühim serveti vardır.

- Sağlık
- Düşünebilme yetisi.
- Akıl


Bunlardan, özellikle son ikisi olmaz ise, mevcut canlılar içerisinde en aşağılık olanı bizler oluruz. Çünki; diğer tüm canlılar varlıklarıyla ekolojik dengenin bir parçasıdırlar. Biz; ihtiraslarımızı ve şehvetimizi gerçekleştirecek zihinsel faaliyetleri de "düşünme" diye tanımlarız. Aslında tanımda bir yanlış yok. Sonuç ister faydalı olsun ister zararlı; düşünme, düşünmedir. En şeytâni plânlar da düşünme ile yapılır. Fakat; düşünce ile üretilen, sâdece düşünce sahibinin işine yararken kitlelere zarar veriyorsa, buna kurnazlık demek gerekir. Akıl; düşünme yetisiyle üretilen şeyin, hem düşünce sâhibine, hem de - ekolojik denge de dahil - tüm insanlığa faydalı olmasıyla gerçekleşen şeydir.

Zekâyı ise, basitçe bir yarış otomobilinin "tork"una benzetmek yanlış olmayacaktır.

Batılı, düşünce yetisini kullanarak kötüyü de üretmiş, iyiyi de. Tıpkı insanın düşe-kalka yürümeyi öğrenmesi gibi. Atom'u hem kitle imha silahı olarak kullanıyor; hem de, sağlıktan bilime bir çok alanda işe yarayan enerji hammeddesi olarak.

Fakat, bizdeki, durum daha da berbat. Çünki; ister emperyazilizm/sömürü doğrultusunda olsun, ister tüm insanlığın yarârı için olsun, sergilenen zihinsel faaliyetler, gerçekten düşünce üretmeyle husûle gelir. Bizde ise "düşünmek" filinin gerçekteki anlamını ve ne işe yaradığını bilemeyen yığınla insan, iki lâfın birini "diye düşünüyorum" ekleyerek bitirmeyi "mahâret" biliyor

Televizyon kanalında program yapan bir başka bayan 'sanatçı'mız; bir yandan programını sürdürmeye çalışrıken, diğer yandan "yedek akçe" olarak sahnenin bir köşesinde bulundurduğu aşçının yanına gelerek, hazırlanmakta olan yemek hakkında şu "veciz" cümleyi kuruyor.

"Bu yemeğin, piştiğinde çok güzel olacağını düşünüyorum"

Ya Hu; insanlar çevrelerine bakarak gözlem yaparler. Bu gözlemlerin süresiyle ilgili olarak da, kimi tespit ve kanâatler oluşur zihnimizde. Her ne kadar aşçılık mesleği hakkında bir bilgimiz olmasa da, usta bir aşçının yaptıkların takip ederek, kanâat sâhibi olabiliriz.

Şöyle diyebiliriz.

"Bu yemeğin gerçekten güzel olacağını tahmin ediyorum"

Ya da yemek yapımı noktasında - ister mektepli olsun, ister alaylı - temel bir eğitimimiz var ise;

"Bu yemek piştiğinde çok lezzetli olacak."

şeklinde kanâat bildiririz.
Ama yemekle ilgili kurduğumuz her cümleyi "düşünüyorum" kavramı ile makyajlamayız.

Ha, bu garâbeti yapmaya devam ettiğimizde olur ?

Mülti miyarder bir adamın, tüm servetini değersiz bir boncuk için harcamasından daha kabul edilemez olur.
Aradaki tek fark; insanların, parayı gereksiz biçimde harcamanın yanlışlığını kolayca anlayabilirken, "düşünce" denilen bizim için çok mühim bir yetinin, gereksiz kullanımının sonuçlarını idrâk edemeyişidir.

"Diye düşünüyorum"

Konu Vefik Sami tarafından (22-08-2013 Saat 15:12 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #2  
Alt 22-08-2013, 16:22
vartor - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
vartor vartor isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Mar 2006
Bulunduğu yer: Toronto
Mesajlar: 8.615

Onur Üyeliği 

Standart

Ben sizin yetenekli bir yazar oldugunuzu dusunuyorum.

Iman, ask gibidir,gozleri koreltir,beyni muhurler.
Alıntı ile Cevapla
  #3  
Alt 22-08-2013, 16:54
ALKA - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ALKA ALKA isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 12 Feb 2010
Bulunduğu yer: Berlin
Mesajlar: 5.990

Başarı Ödülü 

Standart

Aynen, ben de Vartor'a olduğu gibi katılıyorum.

Harika bir yazı.

Kelime kullanımı, anlatım yeteneği, sözcük zenginliği , hatasız Türkçe kullanımı...

Resmen dört dörtlük bir makale.

Elinize sağlık.
Alıntı ile Cevapla
  #4  
Alt 22-08-2013, 17:20
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.492
Standart

Düşünen insan belli olur..Her düşünüyorum diyeni,düşünüyor sanmamalıyız..Bu nüansı iyi açıklamışsınız..
Alıntı ile Cevapla
  #5  
Alt 22-08-2013, 18:11
Şüpheci Dinsiz - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Şüpheci Dinsiz Şüpheci Dinsiz isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 28 Dec 2010
Bulunduğu yer: Istanbul
Mesajlar: 7.575
Standart

Sevgili Vefik Sami,

Anlamsal yaklaşımla çıkardığınız sonuç için haklısınız elbette. Güzel makale için teşekkürler.

--/--

Ben, "diye düşünüyorum" tümcesine farklı bir yaklaşımda bulunacağım.

Kendimi bildim bileli olur olmaz kişilerin "bu böyledir, şu şöyledir" şeklide kesinlik bildiren dayatmalarına şahit oldum. Öyle ki, bu kişiler sözlerini tamamladığında karşısında hazırola geçip topuk vurarak selam durulmasını beklediler, söylenen sözün üzerine tartışma kabul etmedikleri gibi, hakaretlerine de katlanmak zorunda olduğumuzu düşündüler.

Bir zamanlar belirli bir yaşa gelmiş olmak, belirli bir eğitim kurumunu bitirmiş olmak, belirli bir makamda görev yapıyor olmak, belirli bir aileye mensup olmak insanlara "bu böyledir, şu şöyledir" deme hakkını veriyordu. Genelde bunların sesi çıkar, diğerleri susardı.

Sonra bir şey oldu.

Özellikle Özal döneminden sonra okumuş cahil kavramı ortaya çıktı. Bu kişiler "bu böyledir, bu şöyledir" diyenlere altı boş savlarla karşı çıktıkları gibi kendileri de "bu böyledir, bu şöyledir" demeye başladılar. Böylece susan kalmadı, doğru konuşan zaten azdı, herkes yerli yersiz koşmaya başladığından artık doğru konuşanların da sesi duyulmaz oldu.

Artık herkes "bu böyledir, şu şöyledir" şeklide kesinlik bildiren dayatmalarda bulunuyordu ve topuklu selam bekliyordu.

"Diye düşünüyorum" tümcesi mecburiyetten çıktı.
1- "Bu şöyledir, bu böyledir" diyen lapacılar sağlam adama denk geldiklerinde rezil olmaktan kaçınmak için kullandılar. Böylece "doğrusunu ben de biliyorum ama ben böyle düşünüyorum" diyerek kıvırma alanı oluşturuyorlardı.
2- Ultra lapacılar "herkes kullanıyor" + kısmen 1. maddedeki sebeplerden kullandılar.
3- Aydınlar ise "bu şöyledir, bu böyledir" diyerek düşüncelerini dayatmak için konuşmadıklarını vurgulamak için kullandılar.

--/--

"Diye düşünüyorum" tümcesi halk diline bu denli yerleşmiş ise o toplumda ortak doğruların, uzlaşımların az olduğunu veya olmadığını söyleyebiliriz.

Herkes bir şeyleri düşünebilir ve düşünmelidir de. Ne var ki düşünmek için seçilen konu hakkında asgari alt yapıya sahip olarak düşünmelidir. Aksi takdirde bu alt yapıya sahip olunmadan verilen beyanlar üzerine uzlaşma sağlamak pek mümkün olmaz. Ki, ülkemiz bu duruma mükemmel bir örnek oluşturur.

Bu güne kadar katıldığım, seyrettiğim tartışmalarda bırakınız rakip görüşleri savunanları, aynı konuyu savunanların bile uzlaştığına şahit olmadım maalesef. Hep bir "ama" veya "diye düşünüyorum" şerhleri düşülmüştür.

--/--

"Diye düşünmek" yanlış değildir. Ama her konuda gerek konunun temelinde, gerekse içeriğinde, altı-içeriği boş, bilgiye dayanmayan, iyi düşünülmemiş bir görüş öne sürüp "diye düşünmek" yanlıştır. Bari asgari müştereklerde uzlaşıyı sağlayabilmek gerekir. Konu toplumu ilgilendiriyorsa, örneğin konu demokrasi ise demokratik hakların arttırılması, özgürlüklerin genişletilmesi için "diye düşünmek" faydalıdır ve gereklidir, ama demokrasi olsun mu olmasın mı "diye düşünmek" alt yapı eksikliği, cehalet veya kötü niyettir.

Bireyin "diye düşünmek" için gerekli alt yapısı ise eğitimle ve eğitim dışı kendini geliştirmesiyle mümkün olur. Buradan, -"diye düşünenlerin" çok olduğu bir toplumda iyi eğitim verilmiyordur- sonucuna varabiliriz.

Sevgiler

* Bir ben vardır bende, benden içeri. (Yunus Emre)
* Gören bizi sanır deli, usludan yeğdir delimiz. (Muhy-i)
* Kadınlar insan, biz insanoğlu. (Neşet Ertaş)
* Bu otobüs de benim Maserati'm, halkımla birlikte kullanıyoruz. (Tuncel Kurtiz)
* Rahat yaşamak uğruna gerçeği mezara mı götüreyim; halka gerçeği anlatmak uğruna ölümü mü göze alayım? (Turan Dursun)
* Beneath this mask there is more than flesh, beneath this mask there is an idea Mr Creedy, and ideas are bullet-proof. (V for vendetta)
* O iyi insanlar, o güzel atlara binip çekip gittiler. Demirin tuncuna, insanın piçine kaldık. (Yaşar Kemal)
* Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa. (Nazım Hikmet Ran)
* Çin'den İspanya'ya, Ümit Burnu'ndan Alaska'ya kadar her milli bahride her kilometrede dostum ve düşmanım var. Dostlar ki; bir kere bile selamlaşmadık, aynı ekmek, aynı hürriyet, aynı hasret için ölebiliriz..
(Nazım Hikmet Ran)
Alıntı ile Cevapla
  #6  
Alt 22-08-2013, 18:52
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart

Sn: Deist_tr;

İşâret etmeye çalıştığım mevzûya, farklı bir boyuttan yaklaşarak katkıda bulunmuş olmanızdan dolayı, size teşekkür ederim. Sizinle hemfikir olduğum hususlar da var, farklı yaklaşımlarım da.

Benim nazarımda aydın "Diye düşünüyorum" geyiğini diline pelesenk etmez/edemez. Çünki; gerek yazıp-çizdikleriyle ve gerekse eylem ve davranışlarıyla kapasitesini ortaya koyar. Sonuç tümcesi için, "kanâatındeyim, tahmin ediyorum" gibi vurgular kullanır. "düşünüyorum"a vurgu ihtiyâcı duymaz. İnsanlar onu okuduklarında veya dinlediklerinde ürettiklerinin düşünce ürünü olduğunu zâten görür ya da anlarlar.

*

Timur, Nasreddin Hocayı hamama dâvet eder. Maksadı, önceden hazırlardığı bir plân dâiresinde, zekâsını kıskandığı Hoca'yı sıkıştırmaktır. Göbek taşı üzerinde terleme faslı sürerken Timur lafa girip;

- Hocam; sana bir sorum var. Ben dünya parasıyla kaç akçe ederim ?

Nasreddin Hoca Timur'a bir müddet dikkatli dikkatli baktıktan sonra;

- 50 akçe edersiniz sultanım, der.

Timur hiddetinden kıpkırmızı kesilip;

- Bre densiz; şu üzerimdeki peştemal elli akçe eder , deyince

Hoca taşı gediğine koyar.

- Devletlû sultânım; ben de zâten peştemal'a fiyat biçtim.

*

Öyle bir cevap ki; "sen peştemal kadar para etmezsin" anlamına geldiği gibi, "Size değer biçmek ne mümkün ?" anlamına da gelir.

Aydın insan sıkştığında kelimelere dans ettirir; kişiliğine değil.

Saygıyla.

Konu Vefik Sami tarafından (22-08-2013 Saat 19:02 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #7  
Alt 22-08-2013, 20:08
Erdem Alaca - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Erdem Alaca Erdem Alaca isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 29 Jun 2013
Bulunduğu yer: Anadolu
Mesajlar: 1.496
Standart

Elinize sağlık sn. Vefik Sami.

1930'lar: Uçak ihraç ediyoruz, 2010'lar: Saman ithal ediyoruz...
Alıntı ile Cevapla
  #8  
Alt 23-08-2013, 01:14
Ahlaksız - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Ahlaksız Ahlaksız isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jul 2012
Mesajlar: 8.492
Standart

...diye düşünüyorum..
Tamam da zaten düşündüklerini ifade ediyorsun,ayrıca ''diye düşünüyorum'' demene ne gerek var?

Bence...
Tamam da zaten sen konuşuyorsun,''bence'' demene ne gerek var?
Alıntı ile Cevapla
  #9  
Alt 24-08-2013, 12:07
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart

NOLAN´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
...diye düşünüyorum..
Tamam da zaten düşündüklerini ifade ediyorsun,ayrıca ''diye düşünüyorum'' demene ne gerek var?
Zannederim ya ben anlatamadım; ya da mevzû doğru algılanmadı.
"Diye düşünüyorum" sözcüklerine bir itirazım yok.
Yerli-yersiz kullanımına dikkat çekmeye çalıştım.

Misâl;

"Güneş ısı ve ışık kaynağıdır" tesbiti yapıldığında, cümlenin sonuna "diye düşünüyorum" eklemenin bir anlamı yoktur. Çünki; bu tesbit herkes tarafından kolayca algılanan/bilinen bir durumdur. Yâni, güneşle ilgili bu sonuca varmak için düşünmeye gerek yoktur. Basit bir gözlem ve algı yeterlidir.

Bizim toplumun kahır ekseriyeti, Cennet karşılığı dürüst ve ahlâklı olmayı "Ulvi" bir davranış, Cehennem korkusuyla oluşan boyun eğiş ve şartlanmayı da "iman" zanneder. Ahlak kavramı ile içine doğulan kültürün yaptırımlarına kayıtsız şartısz itaat emreden müeyyideler birbirine karışmıştır.

Aidiyet duygusuna ihtiyaç duyan, dışlanmaktan korkan, şahsi menfaatlerini İlâh, inandığını iddia ettiği Allah'ı da dünyevi ve uhrevi çıkarlarına ulaştıracak "şefaatçi put" yapan yığınla insan var. Bizler bir şeyin peşine takılıp gittiğimizde, o "şey" ile ilgili samimi bir düşünme/sorgulama içine girmeliyiz. Fakat çoğumuz; ya bunu yapmaya ihtiyaç duymuyor, ya da yapılanlar net biçimdebiliniyor da işimize öyle geliyor.


İtirâzım; 'düşünmek' kavramının anlam ve önemine gerektiği gibi dikkat etmemiş, değer ver(e)memiş insanların yerli-yersiz iki lâfın birini "diye düşünüyorum" şeklinde bitirmelerinedir.

Gerçekten düşünen insanın "düşünüyorum" demesinde abesle iştigâl bir durum yok.
Bu insanlar; zâten her kelime ya da kavramı cümle içinde doğru kullanmayı başarmış insanlardır.

Konu Neva tarafından (24-08-2013 Saat 14:07 ) değiştirilmiştir. Sebep: uye istegi uzerine duzenleme.
Alıntı ile Cevapla
  #10  
Alt 24-08-2013, 13:06
Vefik Sami Vefik Sami isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 15 Aug 2013
Mesajlar: 2.836
Standart

Mesaj düzenlemede "15 dakika" kısıtlaması, bu mesajı asmama yol açtı.
Kusurumuz affola.

Evvelâ bir düzeltme yapayım.
Bir cümleyi sehven şu şekilde yazmışım.

" Fakat çoğumuz, ya bunu yapmaya ya ihtiyaç duymuyor; ya da yapılanlar net biçimde biliyor da işimize öyle geliyor."

Doğrusu şöyle olmalıydı

"Fakat çoğumuz; ya bunu yapmaya ihtiyaç duymuyor, ya da yapılanlar net biçimde biliniyor da işimize öyle geliyor"

15.dk süresi geçtiği için müdâhele edemedim.
İlk mesajımda da aynı sebepten müdâhale edemediğim basit bir-iki imlâ hatâsı için durumu Modertatöre rapor ettim lâkin; bakan-ilgilenen olmadı.

TDK da "Düşünmek" kavramının anlamı şu şekilde verilmiş.

(-i) 1. Aklından geçirmek, göz önüne getirmek: “Ezberi düşünmekten, söylediklerimizin anlamını düşünmezdik.” -Ç. Altan.

2. (-de) Bir sonuca varmak amacıyla bilgileri incelemek, karşılaştırmak ve aradaki ilgilerden yararlanarak düşünce üretmek, zihinsel yetiler oluşturmak, muhakeme etmek: “Türlü şiir anlayışları üzerinde düşünmüş, zaman zaman türlü şairleri sevmiştir.” -O. V. Kanık. 3. (nsz) Zihniyle arayıp bulmak: Bu iş için ben bir çare düşündüm. 4. Bir şeye karşı ilgili ve titiz davranmak: Durmadan geziyorsun, biraz da derslerini düşün. 5. Akıl etmek, ne olabileceğini önceden kestirmek: “Benim kayısılara müşteri çıkmam ihtimalini düşünmüştü.” -R. N. Güntekin. 6. Tasarlamak: Yola çıkmayı düşünüyorum. 7. (nsz) Tasalanmak, kaygılanmak: Bu kadar düşünme, elbette bir çare bulunur.

Düşünmek kavramını ben daha ziyâde 2. maddedeki anlamıyla anlarım. Sonuca ulaşılmış, bilinen bir durum için düşünme faaliyetine gerek yoktur. Bilinen bir durumu akla getirmek, "hatırlama" olarak anlaşılabilir ancak. Üstelik bir sorunu çözme bâbında düşünme faaliyeti içerisine girmişsek, bize "sorun" teşkil eden durumu/konuyu aklımıza getirmemiz şarttır. Ama ilgili sorunu/konuyu akla getimek, düşünmek değildir.

Bilimsel bir konuda yazılmış makalede, daha önce ulaşılan sonuçlar, öğrenilmiş durumlar ve yazarın henüz kesin sonuca ulaşılamamış hususlarda kanâatleri bulunur.

"Tasarlamak", düşünme eyleminin kendisi değil parçasıdır. "Yola çıkmayı düşünüyorum" dediğimizde de henüz kesin karar vermemiş olduğumuz anlaşılır. Burada 'düşünüyorum' yerine "Yola çıkmayı plânlıyorum" demek daha mantıklı geliyor bana.

Ben dilbilimci değilim.
Haddimi aşan sözler sarfetmek istemem.
Fakat görünen o ki; TDK'nın 'ulu'ları düşünmek kavramı ile iilgii yalan-yanlış tüm kullanımları alıp sözlüğe koymuşlar.

Konu Vefik Sami tarafından (24-08-2013 Saat 13:14 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
"Barış", "Kardeşlik", "Karşılıklı Yardım" ve "Sevgi" Sadece Yahudiler İçin ALKA İlhan Arsel & Arif Tekin Makaleleri 0 19-11-2012 04:08
Yahya'nin "gelecek" diye müjdelediği kimdir? Neva Hristiyanlık 21 15-10-2012 18:49
"Kuran' da Mucize Yoktur" diye ANA BAŞLIK OLAMAZ. zocor Öneri, Düşünce & Eleştirileriniz 23 14-11-2009 03:28
Teröristler "devlet yanlısı" diye Kürt köylüyü öldürdü! Hortlak Politika 2 04-11-2009 10:40

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:48 .