Bu soruları ilk ortaya atan siz değilsiniz,son da olmayacaksınız...
Yine de kafa yoruyor olmanız tekamulde bir ilerleme arzusu içinde olduğunuzun göstergesi.
Bununla birlikte olaylara "Nötr" yaklaşma yeteniğinden yoksun oluşunuz,size dünyaya bu gelişinizde çok büyük başarılar kazandırmayacaktır.
Belkide bu dünyaya 7.ci ve son gelişiniz...kimbilir?
Olayları sorgularken taraf olmamayı deneyiniz...
Ben Stoacı bir insan olarak Epikurusün de ortaya attığı bu sorulara "QUA bakış açısı ve yanaşım" ile bazı cevaplar verebilirim....Allah dilerse.
“Tanrılar kötülükleri yeryüzünden kaldırabilir mi veya kaldıracak mı veya istese de kaldırabilir mi; yoksa bunu yapamaz mı, yoksa yapmayacak mı, veya nihayette Tanrılar hem yapabilir ve hem de yapmak istiyorlar mı?..
Eğer Tanrılar yeryüzünden kötülükleri kaldırmak istiyorlar da kaldıramıyorlarsa o zaman onlar her şeye gücü yeten değillerdir. Eğer yapabilirler de, yapmak istemiyorlarsa o zaman onlar iyiliksever değillerdir. Eğer onların kötülüğü kaldırmaya ne güçleri ne de istekleri varsa o zaman onlar ne her şeye gücü yeten, ne de iyilikseverlerdir. Ve son olarak eğer Tanrı’lar kötülüğü kaldırma gücüne sahipseler ve kaldırmayı istiyorlarsa o zaman kötülük nasıl ortaya çıkmıştır?”
Epikür için bakınız
"KÖTÜLÜK problemi" diye adlandırılan bu konu binlerce yıldır tartışıla gelen bir meseledir.
Daha önce ki yazılarımı takip eden dostlar bilirler,çarpıcı bir örnek olarak Dünyada Diyet ürünlerine harcanan paranın,tüm açları doyuracak miktara eşit ve daha fazla olduğunu belirtmiştim.
Düşünün ki insanlar obez egoları nedeni ile (irade dışı,hastalık nedeniyle kilo alanları tenzih ederim) aşırı kilolanıyor ve bunlardan kurtulmak için milyarlarca dolar harcama yapıyorlar.
Öte yandan Etiyopyada,Pakistanda yasa dünyanın herhangi bir köşesinde insanlar kuru ekmeğe muhtaç.
Kime sorsanız "BEN ne yapabilirm ki" diyor.Çabucak unutmayı tercih ediyoruz.
Dünyada ki Silahlanma rakamları ve harcanan bütçeleri hiç hesaba dahi katmayacağım...
Peki SUÇLU KİM? Tanrı mı:? Allah mı:? yoksa İNSAN mı...
Hani şu Akıl ve Vicdan sahibi İnsanoğlu?
Sevgili imanlı ve imansız kardeşlerim,
İnsanın SİNDİRİM sisteminden yola çıkarak bir örnek vermek istiyorum...
Vereceğim örnekde ki hatalar konusunda geribildirimleriniz olursa zevkle okurum.
Onun dışında ayrıntılı tartışmalara girmeyeceğim.
Özellikle tahrik ve sataşma amaçlı olanlardan uzak duracağım.
Bilindiği gibi moder aram oldukca asitik bu aralar
İnsanoğlunun sindirim sistemi bir dizi karmaşık kimyasal işlem sonucu yediklerimizi sindirir ve enerjiye çevirir.
Bunda,Akıl sahibleri/Ululelbab için alınacak dersler var;
Sindirim ağızda ki mukoza ile başlar yemek borusu ve Mide ile devam ede...
Kalın ve İnce bağırsağın yanı sıra Karaciğer ve safra keseside bu işlemlere destek verir.
Konunun İYİLİK ve KÖTÜLÜK ile ilgisini şuradan kuruyorum;
Kötülükle mücadele edebilmesi için HER TÜRLÜ İMKANA SAHİB insanoğlu,
Allah varsa gelsin ve problemleri çözsün demektedir.
Yani kendisinin bir Sindirim Sistemi olmasına rağmen,Enerjiyi doğrudan İSTEME hatasına düşmektedir.
Bu yapısal olarak insanda var...İnsan beyni ŞEKERİ çok sever...
Ama pankreas bundan pek hoşlanmaz...İnsülin de istikrarı tutturamaz.
İnsanın özü Sudur....İnsan ve Su arasında birçok benzetme yapabiliriz...
Su en kolay yoldan akmayı tercih eder...İnsanda öyle...
Suçu Tanrıya atmak insan için en kolay olandır...
Açlıktan ölenler...Ağlayan bebekler...ve Zalimlerin zulmü altında inliyenleri gören insanoğlu,birşeyler yapmak yerine Tanrıyı suçlar...Sonra yüzçevirir...
Çok kolay unutur insan.