Tesadüf etmek vardır
Tesadüf dendiğinde dar açıya inmeli, neye, kime göre alanına, öznele, özneye, herhangi bir çerçeveye... Bu bahisle tesadüf anlam kazanır.
Doğa, geniş açıda ise nasılsa öyledir, neyse odur, herhangi bir niteliğin, olayın şu ya da bunun herhangi bir ayrıcalığı yok, haliyle kaçınılmaz.
Zamanı 3 Milyar yıl geriye almaya gerek yok, ortada olan neyse o, 3 milyar yıl filan geride değil, 3 milyar yıl önce dediğimiz de zaten şimdi ortada olanın, değişken hali, devinim... insan ortaya çıkmış, tabi süreçle... 3 Milyar yıl geriye almak demek, zaten ortada olanın 3 milyar yıl evvelini hesaba katmak-düşünmek demektir, ee sonuç olarak insan ortada... farklı bir evren, farklı gezegenler, farklı ortamlar demek gerekir ki anlamı olsun. Bunun zamanla ilgisi yok...
Tesadüf, denk gelmişlik, bu halde ayıraç, kimin, neyin, kime, neye denk gelmesi açısıdır ki, bu açı özneldir, tesadüf bu çerçevede anlam kazanır. evren açısında ise kime, neye görelik anlam taşımaz...
Dünyanın, güneşe uzaklığı seçilmiş midir? hayır. O halde nedir? Neye göre sordun? İlk soru bu olmalı, neye göre, kime göre, ne için? Efendim hayat için ideal ortam oluşması namına, neden Dünya bu mesafede, ama Mars o mesafede? Tesadüf->denk gelmiş. neye, kime göre tesadüf, e-göre, a-göre, e-dair tesadüf -> öznel açı. Özneyi dışarıda tutalım, kimin umrunda, ne tesadüfü, her nasılsa öyle orta yerde(ayrıcalıksız) işte-başka türlü olsa bu seferde başka türlü olmaklığının edebiyatı yapılırdı
Kısaca özel bir nedenden söz edilemezse, tesadüf o zeminde anlam taşımaz, Dünyanın, Güneşe mesafesi farklı olsa ne olurdu ki? sadece mesafesi farklı olmuş olurdu, neyse o ve deviniyor(oda değişecek), milyarlarca yıldız, gezegenlerin güneşlerine olan mesafesi kadar doğal...