15-05-2019, 07:27
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
|
|
Atatürk'ün belgelerinde "Amerika" diye bir kelime geçmiyor!!!
Arkadaşlar, "Atatürk'ün Bütün Eserleri", Atatürk'ün not defterlerinin, imzalı yazılarının, mektuplarının, telgraflarının, kaydedilmiş demeç ve nutuklarının, doğrulukları uzmanlar ve araştırmacılarca denetlenerek tarih sırasına göre bir araya getirilmesiyle oluşturulan ve Kaynak Yayınları tarafından basılan kitap dizisidir ve bugüne kadar 30 cilt yayımlanmıştır.
Alev Çoşkun'un makalesini gördükten sonra ve ilk mesajımı yazmadan önce Atatürk'ün İzmir'in İşgali ile ilgili bir hatıratı var mı diye bir araştırma yaptım ve karşıma şu sonuç çıktı:
Atatürk'ün Bütün Eserleri, Cilt: 2 (1915-1919)
Harbiye Nezareti'ne (6 Mayıs 1919) S. 301
Harbiye Nezareti'ne (6 Mayıs 1919) S. 302
3. Kolordu Kumandanlığı'na (9 Mayıs 1919) S. 303
Sivas Vilayeti'ne, Sivas'ta 3. Kolordu Kumandanlığı'na,
Canik Bağımsız Mutasarrıflığı'na (11 Mayıs 1919) S. 304
Harbiye Nezareti'ne ( 13 Mayıs 1919) S. 305
Samsun'da 3. Kolordu Kumandanlığı'na (14 Mayıs 1919) S. 306
Sinoplulara Teşekkür (18 Mayıs 1919) S. 307
Samsun'a Çıktığı Gün Çekilen Telgraf ( 19 Mayıs 1919) S. 308
Samsun'a Çıktığı Gün Görev Bölgesine Telgraf ( 19 Mayıs 1919) S. 309
Sadaret Makamına Telgraf (20 Mayıs 1919) S. 310
Erzurum Vilayeti'ne (20 Mayıs 1919) S. 311
15. Kolordu Kumandanlığı'na (20 Mayıs 1919) S. 312
Samsun'dan Harbiye Nezareti'ne Telgraf (20 Mayıs 1919) S. 313
Erkanıharbiye-i Umumiye Riyaseti'ne (21 Mayıs 1919) S. 314
15. Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir'e Telgraf (21 Mayıs 1919) S. 317
Samsun'dan Sadaret'e Telgraf (22 Mayıs 1919) S. 318
Samsun'dan Sadaret'e Telgraf (22 Mayıs 1919) S. 319
Erkanı Harbiye-i Umumiye Riyaseti'ne (22 Mayıs 1919) S. 321
Sadaret'e Telgraf (23 Mayıs 1919) S. 323
15. Kolordu Kumandanı Kazım Karabekir'e (23 Mayıs 1919) S. 324
Erkanı Harbiye-i Umumiye Riyaseti'ne (24 Mayıs 1919) S. 325
Erkanı Harbiye-i Umumiye Riyaseti'ne (24 Mayıs 1919) S. 326
Harbiye Neziireti'ne (24 Mayıs 1919) S. 327
İngiliz Muhipler Cemiyeti Hakkında (26 Mayıs 1919) S. 328
Havza Kaymakamlığı'na (27 Mayıs 1919) S. 329
Ankara 20. Kolordu Kumandanı Ali Fuat Paşa'ya (27 Mayıs 1919) S. 330
Yıldırım Kıtaları Müfettişliği'ne (27 Mayıs 1919) S. 331
Konya'da Yıldırım Kıtaları Müfettişliği'ne (27 Mayıs 1919) S. 332
Erkanı Harbiye-i Umumiye Reisi Cevat Paşa'ya (28 Mayıs 1919) S. 333
Valilere ve Bağımsız Mutasarrıflara (28 Mayıs 1919) S. 334
Diyarbekir ve Bitlis Eşrafına (28 Mayıs 1919) S. 335
Diyarbekir'de Mebus Kamil Bey'e (28 Mayıs 1919) S. 336
Sivas, Erzurum ve Ankara'daki Kolordu Kumandanlarına Gizli Telgraf (29 Mayıs 1919) S. 337
Erkanı Harbiye-i Umumiye Riyaseti'ne (29 Mayıs 1919) S. 339
Vilayetlere, Bağımsız Mutasarrıflıklara (29 Mayıs 1919) S. 340
15. Kolordu Kumandanlığı'na (30 Mayıs 1919) S. 341
Erkanı Harbiye-i Umumiye Riyaseti'ne (30 Mayıs 1919) S. 343
Harbiye Nazırı Şevket Turgut Paşa'ya (30 Mayıs 1919) S. 344
|
Buraya yalnızca Mayıs 1919'u aldım ve neredeyse günlük olarak alınan bu kayıtlar içinde 15 Mayıs 1919 tarihli herhangi bir belgenin mevcut olmadığını gördüm.
NUTUK mu dediniz, onda da sadece şunlar yazılı:
Samsun'a Çıktığım Gün Genel Durum ve Görünüş
1919 yılı Mayıs'ının 19'uncu günü Samsun'a çıktım. Genel durum ve görünüş: Osmanlı Devleti'nin içinde bulunduğu topluluk, Genel Savaşta (Birinci Dünya Savaşında) yenilmiş, Osmanlı ordusu her yanda zedelenmiş, koşulları ağır bir ateşkes anlaşması (mütarekename) imzalanmış. Büyük Savaşın uzun yılları boyunca, ulus, yorgun ve yoksul bir durumda. Ulusu ve ülkeyi Genel Savaşa sürükleyenler, kendi yaşamlarının kaygısına düşerek, yurttan kaçmışlar. Padişah ve Halife olan (Saltanat ve halifelik katında oturan) Vahdettin, soysuzlaşmış, kendini ve yalnız tahtını koruyabileceğini umduğu alçakça önlemler araştırmakta. Damat Ferit Paşa'nın başkanlığındaki hükümet, güçsüz, onursuz, korkak, yalnız padişahın isteklerine uymuş, onunla birlikte kendilerini koruyabilecek herhangi bir duruma boyun eğmiş.
Ordunun elinden silahları ve cephanesi alınmış ve alınmakta.
İtilâf devletleri, ateşkes anlaşması hükümlerine uymayı gerekli görmüyorlar. Birer uydurma nedenle, İtilâf donanmaları ve askerleri İstanbul'da. Adana ili Fransızlar; Urfa, Maraş, Antep İngilizlerce işgal edilmiş. Antalya ile Konya'da İtalyan birlikleri, Merzifon'la Samsun'da İngiliz askerleri bulunuyor. Her yanda yabancı devletlerin subay ve görevlileri ve özel adamları çalışmakta. Daha sonra, sözümüze başlangıç olarak aldığımız tarihten dört gün önce, 15 Mayıs 1919'da İtilâf Devletleri'nin uygun bulmasıyla Yunan ordusu İzmir'e çıkarılıyor.
Bundan başka, yurdun dört bir bucağında Hıristiyan azınlıklar, gizli, açık, özel istek ve amaçlarının elde edilmesine, devletin bir an önce çökmesine çaba harcıyorlar.
Sonradan elde edilen güvenilir bilgi ve belgeler, İstanbul Rum Patrikliğinde kurulan Mavri Mira Kurulu'nun (belge: l) illerde çeteler kurmak ve yönetmekle, gösteri toplantıları ve propagandalar yaptırmakla uğraştığını doğruladı. Yunan Kızılhaçı, Resmi Göçmenler Komisyonu, Mavri Mira Kurulu'nun çalışmalarını kolaylaştırmaya yardım ediyor. Mavri Mira Kurulu'nca yönetilen Rum okullarının izci örgütleri, yirmi yaşını aşmış gençleri de içine alarak her yerde geliştiriliyor.
Ermeni Patriği Zaven Efendi de, Mavri Mira Kurulu ile düşünce birliği içinde çalışıyor. Ermeni hazırlığı da tam olarak Rum hazırlığı gibi ilerliyor.
Trabzon, Samsun ve bütün Karadeniz kıyılarında kurulan ve İstanbul'daki merkeze bağlı Pontus Cemiyeti kolaylıkla ve başarıyla çalışıyor. (belge: 2)
Düşünülen Kurtuluş Yolları
Durumun korkunçluğu ve ağırlığı karşısında, her yerde, her bölgede birtakım kişilerce kurtuluş yolları düşünülmeye başlanmıştı. Bu düşünceyle girişilen çalışmalar, birtakım örgütler doğurdu. Örneğin: Edirne ve çevresinde Trakya-Paşaeli adlı bir dernek vardı. Doğuda (belge: 3), Erzurum'da ve Elazığ'da (belge: 4), genel merkezi İstanbul'da olmak üzere Vilâyatı Şarkiye Müdafaai Hukuku Milliye Cemiyeti (Doğu İlleri Ulusal Hakları Savunma Derneği) kurulmuştu. Trabzon'da Muhafazai Hukuk (Hakları Koruma) adlı bir dernek bulunduğu gibi İstanbul'da da, Trabzon ve Havalisi Ademi Merkeziyet Cemiyeti (Trabzon ve Çevresini Bağımsızlaştırma Derneği) vardı. Bu dernek merkezinin gönderdiği delegeler, Of ilçesi ve Lazistan livasında şubeler açmışlardı. (belge: 5, 6)
Yunanlıların İzmir'e gireceğinin açık belirtilerini Mayısın on üçünden beri gören, İzmir'de birtakım genç yurtseverler, ayın 14/15'inci gecesi, bu acıklı durumu aralarında görüşmüşler; bir olupbittiye geldiği kuşku götürmeyen bu girişin, katma (ilhak) ile sonuçlanmasını önlemek düşüncesinde birleşmişler ve Reddi İlhak (Katmayı önleme) ilkesini ortaya atmışlardır. Bu ilkenin yayılması için aynı gece İzmir'de Yahudi Maşatlığı'na toplanabilen halkça bir gösteri toplantısı (miting) yapılmışsa da ertesi gün sabahleyin Yunan askerlerinin rıhtımda görülmesiyle bu toplantıdan umulduğu ölçüde sonuç alınamamıştır.
|
Hani Amerika? Bu keşfi yapan olursa ellerinden öperiz. Ama böyle bir belge yok!
AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması
7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.
8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.
9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."
10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.
11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.
|
15-05-2019, 07:50
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
|
|
1919'un Şifresi!!!
Kitabı okuyabilmek için resmin üzerine tıklayınız!
Yazar: Hulki Cevizoğlu
ISBN: 978-975-6613-23-8
Sayfa: 200 Sayfa
Baskı: 1. Baskı
Yayınevi: Ceviz Kabuğu Yayınları, 2007
Fiyatı: 17,00 TL
Hulki Cevizoğlu’nun Kısa Sürede 100.000 Adet Satan “İşgal ve Direniş” Adlı Eserinden Sonra, Dev Bir Çalışması Daha!..
1919’da başlayan Kurtuluş Savaşı’ndan bugüne kadar bilinmeyenler ne?..
Cevizoğlu, araştırdı, buldu, belgeledi…
Fotoğraflarıyla “1919’un Şifresi” olay yaratacak.
Olay Yaratacak Araştırma!..
“1919’un Şifresi”ni Hulki Cevizoğlu yazdı!...
- 1919’da Türkiye’yi kim işgal etti?... ABD’nin “1919’daki PKK’sı” Yunanistan!.. ABD’nin Yunan ve Rum’la ortak “İşgal Mitingi”!..
- Mustafa Kemal, Amerikan Generali ile niçin gizli görüşme yaptı?.. ABD Başkanına yazdığı mektupta ne vardı?..
- Mustafa Kemal ABD Mandası’ndan yana mıydı?.. İngilizler’den “Anadolu genel valiliği” mi istedi?... Belgeler konuşuyor..
- Gözlerinize inanamayacağınız fotoğraflarla, Türkiye’deki ABD işgal gemileri, bayrakları ve temsilcileri!.. Samsun’a çıkmaya hazırlanan ABD askerleri !.. Samsun’u bombalayan işgal gemileri...
- ABD Başkanı Wilson: “Türkiye diye birşey yok ki, büyükelçi göndereyim!.. İstanbul, Vatikan gibi tek devlet olacak!..”
- ABD kongresi: “Türkiye birleşik devletleri kuracağız!”
- ABD resmi belgesi: “Kürtler her zaman sorun olmuştur!..”
- ABD: “Ermenilerin soyu suçsuz değildir!..”
- İngiltere: "Kürtleri kullanalım!..”
- Atatürk nevruz’u nasıl kutladı?..
- Atatürk’ün Musul-Kerkük ve Süleymaniye’yi istemesinin belgeleri..
- ABD planı: “Yabancı sermayeyi korumak için asker getiririz!..”
- AB’yi Amerika mı kurdurdu?.. İşte belgesi...
Not. Bu kitabı yıllar önce satın almış ve bir tarih öğretmeni arkadaşıma göstermiştim. Kitabı şöyle bir evirip çevirdi, o kadar. Ama bu kitap İzmir'in İşgali'nde ders kitaplarında anlatılmayan bilgileri veriyordu ve bir şeyler söylemesini bekliyordum. Yani ABD işgali kanıksanmış durumda!
AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması
7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.
8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.
9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."
10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.
11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.
Konu upuaut tarafından (15-05-2019 Saat 08:43 ) değiştirilmiştir.
|
15-05-2019, 08:32
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.667
|
|
Sanırım ısrarla Venezuela karşıtlığına karşı yazdığımız yazılar biraz olsun anlaşılmaya başlanacak(sanırım ve tabi yanılabilirim de, zira artık hayretle, sürprizlere açığız)...
Komünistler daima gerçeği ve hak ve hakkaniyeti esas aldılar... Sözde anti-emperyalist olmayanlarda, emperyalist ülkenin vatandaşı dahi olsalar gerçeği bildiler ve haykırmaktan ve savunmaktan geri durmadılar...
Aynı dakikalarda Yunanistan'da da silah sesleri yankılanmaktadır. Komünistler sadece ordu içinde değil, Yunanistan'da sokaklarda da imza toplayıp, eylem yapıp savaşı durdurmak için uğraş vermektedir çünkü. İnciraltı'ndaki kurşun Atina'da da duyulur da nasıl aynı sloganlar yükselmez… "Savaşa hayır, kahrolsun emperyalizm" diyen 117 Yunan yurtseveri, Atina'da kurşuna dizilirler.
|
ABD ise emperyalist savaşa, yağmaya, kolonyalizme, işgale hayır, halkların kaderi diyenleri ya suikastlerle öldürdü ya da resmi olarak gaz odasında zehirledi yada çok ağır isnatlarla, karalamalarla, itibarsızlaştırma kampanyaları ile(ne de olsa medya sömğrgenlerin elinde) bitirdi, avlanacak " cadı"ya çevirdi.
örneğin, Çin Japonya ve İngiltere tarafından işgal edilmişti, panama, Nikaragua gibi ülkeler sürekli vuruldu, Latin Amerika tam bir kuralsız kölelik, zembereğindne boşanmış bir talan alanına(arka bahçe) ve uyuşturucu cennetine çevrildi, Endonezyanın bağımsızlık mücadelesini bastırmak için, 3.000.000 komünist, sosyal demokrat, solcu CIA organizasyonuyla, cadı avı şeklinde, siyasal soykırımla yok edildi, ırak ve İran birbiirne düşürüldü, Saddam'ın Kuveyti işgalinin zemini hazırlandı, Saddam bunların petrol yağmasına ses çıkartmazken, "cici" idi, petrolü kamuşlatırdığı ve petrol Irak halkının malıdır dediğinde, birden diktatör ilan edildi ve bombalanarak, harabeve çevrildi(milyonlarca insan öldü ve sakat kaldı), Libya bitirildi, Suriye paravan örgütler eliyle işgal edildi, Sudan gibi vb petrol ülkelerde darbeler yapılıp, neo-liberal kuklalar-diktatörlükler kuruldu, tarım ve sınai üretimi yok edilip, tüketim toplumarı ve pazar sömürsüü örgütlendi, petrol, silah, uyuşturucu, sanayi ve teknoloji devleri-tekelleri vd. paraya boğuldu, ama aç gözleri doymadı, toplumların bilinçlenmemesi uğruna bir çok proje ve toplum mühendisliği üretilip-denendi-uygulandı, tplumalr bağımsızlığı ve demokrasiyi, bilimi kavrayamadığı gibi içselleştirme şansı da bulamadı, yeterince bilinci ve hak, hukuk ve gerçek bağımsızlık, demokrasiyi, sömürgeciliği ve sömürüyü yeteri kadar ve oranda bilselerdi, tüm bu modern çağın kolonyalistleri, yağmacıları başarılı olamayacaktı...
Kısaca emperyalizmin işgal tarihi, neredeyse tüm sömürge ülkelerde benzer işgal, talan yağma hegomanya yollarından geçti... Daha başında kaybede ülkeler hiç bir zaman(istisna göstermelikler hariç) normal bir ülke olamadılar, cehpede kazananlar ise, burjuva, ağa, emir vb egemenliğe geçmekle, başta kendi ayrıcalıklı sermayedarlarının, komprador yoldan zengin olması, üretmeyen, pazarlamacı-aracı işbirliği vb etkinlikleri -hükümet olacak denli sermaye gücü, nüfuz etkisi-, aracılığıyla, binbir yolla, tröstlerin, büyük petrol, silah devlerinin, sermaye gücünün de etkisiyle, şantaj, rüşvetler, sözde teşvik, hibe, kredi vb oyunaları da dahil bir çok yöntemle masada kaybetti... işbirlikçiler, azınlık bir kesim yağma, talan ekonomisi boyunca hep kazandı, soydu, semirdiler, halk-lar ise, salt emeği ve hakkını değil, bilincini de, sosyal birlikteliği, sosyal bağlarını da kaybetti.
Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White ------ Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------ Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
|
15-05-2019, 09:29
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 30 Jul 2016
Mesajlar: 1.734
|
|
spartacus´isimli üyeden Alıntı
Sanırım ısrarla Venezuela karşıtlığına karşı yazdığımız yazılar biraz olsun anlaşılmaya başlanacak(sanırım ve tabi yanılabilirim de, zira artık hayretle, sürprizlere açığız)...
Komünistler daima gerçeği ve hak ve hakkaniyeti esas aldılar... Sözde anti-emperyalist olmayanlarda, emperyalist ülkenin vatandaşı dahi olsalar gerçeği bildiler ve haykırmaktan ve savunmaktan geri durmadılar...
ABD ise emperyalist savaşa, yağmaya, kolonyalizme, işgale hayır, halkların kaderi diyenleri ya suikastlerle öldürdü ya da resmi olarak gaz odasında zehirledi yada çok ağır isnatlarla, karalamalarla, itibarsızlaştırma kampanyaları ile(ne de olsa medya sömğrgenlerin elinde) bitirdi, avlanacak "cadı"ya çevirdi.
örneğin, Çin Japonya ve İngiltere tarafından işgal edilmişti, panama, Nikaragua gibi ülkeler sürekli vuruldu, Latin Amerika tam bir kuralsız kölelik, zembereğindne boşanmış bir talan alanına(arka bahçe) ve uyuşturucu cennetine çevrildi, Endonezyanın bağımsızlık mücadelesini bastırmak için, 3.000.000 komünist, sosyal demokrat, solcu CIA organizasyonuyla, cadı avı şeklinde, siyasal soykırımla yok edildi, ırak ve İran birbiirne düşürüldü, Saddam'ın Kuveyti işgalinin zemini hazırlandı, Saddam bunların petrol yağmasına ses çıkartmazken, "cici" idi, petrolü kamuşlatırdığı ve petrol Irak halkının malıdır dediğinde, birden diktatör ilan edildi ve bombalanarak, harabeve çevrildi(milyonlarca insan öldü ve sakat kaldı), Libya bitirildi, Suriye paravan örgütler eliyle işgal edildi, Sudan gibi vb petrol ülkelerde darbeler yapılıp, neo-liberal kuklalar-diktatörlükler kuruldu, tarım ve sınai üretimi yok edilip, tüketim toplumarı ve pazar sömürsüü örgütlendi, petrol, silah, uyuşturucu, sanayi ve teknoloji devleri-tekelleri vd. paraya boğuldu, ama aç gözleri doymadı, toplumların bilinçlenmemesi uğruna bir çok proje ve toplum mühendisliği üretilip-denendi-uygulandı, tplumalr bağımsızlığı ve demokrasiyi, bilimi kavrayamadığı gibi içselleştirme şansı da bulamadı, yeterince bilinci ve hak, hukuk ve gerçek bağımsızlık, demokrasiyi, sömürgeciliği ve sömürüyü yeteri kadar ve oranda bilselerdi, tüm bu modern çağın kolonyalistleri, yağmacıları başarılı olamayacaktı...
Kısaca emperyalizmin işgal tarihi, neredeyse tüm sömürge ülkelerde benzer işgal, talan yağma hegomanya yollarından geçti... Daha başında kaybede ülkeler hiç bir zaman(istisna göstermelikler hariç) normal bir ülke olamadılar, cehpede kazananlar ise, burjuva, ağa, emir vb egemenliğe geçmekle, başta kendi ayrıcalıklı sermayedarlarının, komprador yoldan zengin olması, üretmeyen, pazarlamacı-aracı işbirliği vb etkinlikleri -hükümet olacak denli sermaye gücü, nüfuz etkisi-, aracılığıyla, binbir yolla, tröstlerin, büyük petrol, silah devlerinin, sermaye gücünün de etkisiyle, şantaj, rüşvetler, sözde teşvik, hibe, kredi vb oyunaları da dahil bir çok yöntemle masada kaybetti... işbirlikçiler, azınlık bir kesim yağma, talan ekonomisi boyunca hep kazandı, soydu, semirdiler, halk-lar ise, salt emeği ve hakkını değil, bilincini de, sosyal birlikteliği, sosyal bağlarını da kaybetti.
|
Bugüne kadar okuduğum en güzel yazın belki de budur, emperyalizmin işgal tarihini kısa ve çok net anlatmışsın
|
15-05-2019, 09:46
|
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 30 Jul 2016
Mesajlar: 1.734
|
|
upuaut´isimli üyeden Alıntı
Ama bu kitap İzmir'in İşgali'nde ders kitaplarında anlatılmayan bilgileri veriyordu ve bir şeyler söylemesini bekliyordum. Yani ABD işgali kanıksanmış durumda!
|
Aynı şeyi ben de görüyorum, işgaller sadece kanıksanmamış aynı zamanda benimsenir duruma gelmiş.
Bugün bu ülke fiili işgale ugrasa ve tayyip de bu işgali onaylasa inan ki, ona oy verenlerin tamamı da onaylar duruma gelmiş.
Bunun altında yatan nedenlerden biri de, bu ülkede yürütülen vatan, milliyetçilik ve islam şuuru işgalcileri onaylama ve hatta sempati duyma şeklinde gelişti. Bu ülke laik olacağına ABD, Yunanistan tarafından işgal edilme seçeneğine dönüştürüldü, milli duygular asimile edildi, artık vatan yok, islam ve emperyalist çıkarları koruma duyusu var.
Hatta bu durum öyle bir hal almış ki, bir işçiye şunu sordum, "kapitalistlere karşı savaş mı istersin yoksa uzlaşma mı istersin" dedim "uzlaşma isterim" dedi ve bunu diyen üstelik akpli değil.
|
15-05-2019, 10:38
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
|
|
bilgivehis´isimli üyeden Alıntı
Aynı şeyi ben de görüyorum, işgaller sadece kanıksanmamış aynı zamanda benimsenir duruma gelmiş.
Bugün bu ülke fiili işgale ugrasa ve tayyip de bu işgali onaylasa inan ki, ona oy verenlerin tamamı da onaylar duruma gelmiş.
Bunun altında yatan nedenlerden biri de, bu ülkede yürütülen vatan, milliyetçilik ve islam şuuru işgalcileri onaylama ve hatta sempati duyma şeklinde gelişti. Bu ülke laik olacağına ABD, Yunanistan tarafından işgal edilme seçeneğine dönüştürüldü, milli duygular asimile edildi, artık vatan yok, islam ve emperyalist çıkarları koruma duyusu var.
Hatta bu durum öyle bir hal almış ki, bir işçiye şunu sordum, "kapitalistlere karşı savaş mı istersin yoksa uzlaşma mı istersin" dedim "uzlaşma isterim" dedi ve bunu diyen üstelik akpli değil.
|
O kitabı çıkar çıkmaz (2007) almış ve heyecanla kitaptaki yeni gelişme hakkında (ABD'nin işgalci olmasını) o tarihçi arkadaşa ne düşündüğünü sormuştum!
AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması
7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.
8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.
9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."
10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.
11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.
|
15-05-2019, 11:04
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
|
|
"O gizli el" hala ABD'nin işgalci olduğunu saklıyor!!!
Arkadaşlar, #11. mesajımda 30 ciltlik "Atatürk'ün Bütün Eserleri"nde 15 Mayıs 1919 tarihli herhangi bir belgenin mevcut olmadığını dile getirmiştim. Fakat #12. mesajımdaki Hulki Cevizoğlu'nun kitabını bir kez daha dikkatli okuyunca daha fenasıyla karşılaştım!!!
Hulki Cevizoğlu'nun " 1919 Şifresi" kitabının 97. sayfasında (ki bu, PDF'de 85'tir) Mustafa Kemal ABD Başkanı'na şu muhtırayı vermiştir:
"Reis Cenaplarına! (Sayın Başkan!)
Şifre Erzurum Kişiye özeldir 1 Ağustos 1919
600 yıllık bir imparatorluğa ve 1500 yıllık geçmişe sahip olan Türk milleti, varlıkları tarihe karışmış olan milletimizin uygularınız sayesinde yeniden diriltildiği bir sırada, yok olmaktan başka bir anlamı olmayan kararlarınıza boyun eğmeyecektir... Artık tarafınızdan yok edilişimizin kaçınılmaz olduğunu anlıyoruz. Son kararı vermek bize düşüyor. Ve bu son karar ise onurlu ve namuslu ölmek, atalarımızın yiğitlik kanıyla yoğrulmuş olan bu topraklar üzerindeki egemenliği bizim ve evlatlarımızın kanıyla savunarak, dünyaya yeni bir özveri ve kahramanlık örneği göstererek terk etmektir.
Mustafa Kemal"
Çok ilginçtir, "Atatürk'ün Bütün Eserleri"nin 3. cildinde bunun yerine şu mesaj yer alır:
"BEKİR SAMİ BEYEFENDİ'YE (*)
(1 AĞUSTOS 1919)
Şifre Erzurum Kişiye özeldir 1 Ağustos 1919
Amasya'da 5. Fırka Kumandanlığı'na
Bu telgrafın hemen Bekir Sami Beyefendi'ye ulaştırılması ve cevabının acele olarak alınması rica olunur:
Bekir Sami Beyefendi'yedir.
C: 30.7.1919. (1) Amerikan mandaterliği hakkındaki son açıklamanızı öğrendik. Bu şartlara göre esas itibariyle korkulacak bir şey olmamak lazım gelir. Bununla beraber daha bir nokta hakkındaki görüşlerinizi de almak istiyoruz. Lehimizde bu kadar şartların ileri sürülmesine müsait bulunacak olan Amerika Hükümeti bu şekildeki mandaterliği kabul etmesine, yani buna katlanmasına karşılık Amerika adına ne gibi faydalar ve menfaatler temin etmiş olacaktır? Bununla kendi hesaplarına olacak gaye nedir? Bu konudaki yüksek kanaat ve görüşlerinizle de süratle aydınlatmanızı bekleriz Efendim.
Mustafa Kemal"
(*) Kemal Atatürk. Nutuk C. 1, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü, İstanbul, 1961, s.94.
(1) Nutuk'un çeşitli baskılarında 3.7.1919 olarak yazılmıştır. Ancak. telgraf Bekir Sami'nin 30 Temmuz 1919'da verdiği cevabın karşılığı olarak yazılmıştır. Bkz. Kemal Atatürk. Nutuk C. l, Türk Devrim Tarihi
Enstitüsü, İstanbul 1961 S. 93-94. (Y.N.)
Yani Mustafa Kemal'in ABD Başkanı'na gönderdiği yukarıdaki muhtıra "Atatürk'ün Bütün Eserleri"nde yer almaz. Bulana benden şöyle güzel bir ziyafetin verileceği yemek!!!
AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması
7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.
8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.
9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."
10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.
11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.
|
15-05-2019, 16:05
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 21 Jan 2010
Bulunduğu yer: Ancient Egypt
Mesajlar: 3.976
|
|
15 Mayıs 1919 İzmir’in işgali!!!
15 Mayıs 1919 İzmir’in işgali
Yunan işgal güçleri İzmir’i işgal ederlerken yalnız değillerdi.. Limanda İngiliz, Fransız, İtalyan ve Amerikan savaş gemileri...
15 Mayıs 2019 Çarşamba, 09:30. Alev Çoşkun.
GİRİŞ
19 Mayıs 2019, Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100. yıldönümü.
Türk halkının Ulusal Bağımsızlık Savaşı ve Milli Mücadele’nin 100. yıldönümü.
Bu tarihi günün dönüm noktasında destansı günleri kapsayacak ve beş gün sürecek olan bir diziye başlıyoruz. 15 Mayıs 1919’da Yunan işgal güçleri İzmir Limanı’ndan karaya çıktılar. 100 yıl sonra 15 Mayıs 2019’da o günün tarihini ana hatlarıyla yazacağız.
Dizimizin ikinci günü Milli Mücadele ne zaman başladı sorusuna yanıt arayacağız. Genel olarak Milli Mücadele Atatürk’ün Samsun’a çıktığı gün ile başlatılır. Ancak Milli Mücadele’yi Kuvayı Milliye kongreleri ile başlatanlar olduğu gibi, Filistin Savaşı sırasında Atatürk’ün çizdiği hattın Misakımilli sınırı olarak kabul edilmesi nedeniyle o tarihten başlatanlar da vardır. Bu konu üzerinde belgelere dayalı olarak durulacaktır.
Atatürk, İstanbul’a gelmeden önce yedi gün kadar Yıldırım Orduları Komutanlığı yaptı. Bu dönemde Mondros Ateşkes Antlaşması’na karşı çıktı. İskenderun’a asker çıkarmak isteyen İngiliz birliklerine ateş emri verdi. Bu tavır, aslında Mondros Ateşkes Antlaşması’na fiilen ilk karşı çıkıştı. Pek bilinmeyen bu konu üzerinde durulacaktır.
Atatürk Samsun’a gitmeden önce İstanbul’da 6 ay kaldı. Bu sürede neler yaptı, kimlerle temas kurdu? Atatürk’e verilen yetkiler nasıl oluştu? Kimileri bu yetkileri Padişah Vahdettin verdi derler, ama bu yazı dizimizle bu yetki kararnamesini Atatürk’ün kendisinin yazdığını belgelere dayanarak ortaya koyacağız.
Ve 19 Mayıs 1919’da Atatürk’ün Samsun’a çıkışı.
100 yıl önceki bu destansı günlerin öyküsüne geçebiliriz.
İZMİR'DE YUNAN VAHŞETİ!.... İşgalin ilk günü yaşanan vahşet ve şiddeti tasvir eden ve Avrupa gazetelerinde yayınlanan temsili bir resim. (The Graphic, 21 Haziran 1919, s.83-Atilla Oral, Kazım Özalp)
ADIM ADIM 19 MAYIS
30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan tam 6.5 ay sonra,15 Mayıs 1919’da Yunan askerlerini taşıyan gemiler İzmir Limanı’na girdiler, askeri birlikler işgal için karaya çıktılar.
Onlara limanda demirli olan İngiliz, Fransız ve Amerikan savaş gemileri destek veriyorlardı.
Arka plan
Şimdi işgalin arka planına bakalım.
İzmir’in işgaline 12 Mayıs 1919 Pazartesi günü, Paris’te karar verildi. İzmir’e çıkacak Yunan Birinci Tümeni Selanik Limanı’nda gemilere bindirildi. İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe da Yunan işgalini arkadan desteklemek üzere “Iron Duke” adlı amiral gemisiyle İzmir’e hareket etti.
13 Mayıs 1919 Salı
İstanbul’dan gelen Amiral Calthorpe, öğleden sonra İzmir Limanı’na girdi. Aynı gün öğleden sonra amiral gemisi Iron Duke’de, İzmir’in işgaliyle ilgili olarak hazırlanmış plan üzerinde bir durum değerlendirmesi toplantısı yapıldı.
Bu toplantıya İngiliz Komodor Fitzmurice, Fransız Tümamiral Duvauroux ve İtalyan Albay Maglino, Amerikan US Arizona gemisinin komutanı Albay J.H Dayton, Yunan Averof gemisi komutanı Albay Mavroudis katıldı. Toplantıda işgal öncesi ve sonrası yapılacak işler görüşüldü. Bu önemli toplantıda aşağıdaki kararlar alındı:
1. Fransızlar Foça’daki bataryaları,
2. İtalyanlar Karaburun’u,
3. İngilizler Kösten Adası’nı (Uzun Ada),
4. Yunanlar Sancakkale’yi, askeri birliklerle ve ivedi olarak 14 Mayıs günü) işgal edeceklerdi.
Bunun anlamı İngiliz, Fransız, İtalyan birlikleri Yunan işgalini kolaylaştıran destekleri veriyorlardı.
Konu Yunan birliklerinin İzmir’e çıkıp kenti işgal etmesine ilişkin planların incelenmesine gelince Amiral Calthorpe’un başkanlığında durum değerlendirmesi yapan komutanlar arasında ilginç öneriler ortaya atıldı.
Amerikalı Albay’ın önerisi
Amerikan “ US-Arizona” gemisi komutanı Deniz Albay Dayton, daha da ileri giderek İzmir’in Amerikan, İngiliz, Fransız ve İtalyan kıtalarının ortak hareketiyle 14 Mayıs 1919 günü işgal edilmesini ve 15 Mayıs günü Yunan birliklerine teslim edilmesini önerdi. Bu öneri ciddiyetle tartışıldı, kabul edilmedi ama Yunan işgaline kolaylık sağlamak amacıyla işgal devletleri donanmalarına bağlı birçok gemi İzmir Limanı’na çağrıldı.
13 Mayıs Salı günü gemilere bindirilmiş Yunan Birinci Tümeni 18 gemiyle Selanik’ten hareket etmiş, İzmir’e doğru yol alıyordu. Gemilere, 13 bin er, 4 bin hayvan ve 750 adet tekerlekli top yüklenmişti. Tümen Komutanı Albay Zafiriu, “Esaret altında yaşayan kardeşlerimizi kurtarmaya gidiyoruz” diye başlayan bir emirname yayımlamıştı.
İzmir’de yaşayan Rumlar İzmir’in Yunan birlikleri tarafından işgal edileceği haberini öğrenmişlerdi. Aya Fotini Kilisesi’nde düzenlenen bir toplantıda Yunan konsolosluğunda görevli Mavredi, Venizelos’un bir mesajını okudu. Venizelos mesajında, “Yunanistan İzmir’i işgal etmek üzere Paris Barış Konferansı tarafından memur edildi. Asırlarca beklenen emelimiz gerçekleşmiştir” diyordu.
14 Mayıs 1919 Çarşamba
İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Calthorpe’un emriyle İngiltere’nin İzmir Başkonsolosu James Morgan sabah saat 9.00’da Vali İzzet Bey’e, Yarbay Smith ise Kolordu Komutanı Ali Nadir Paşa’ya bir gün önce alınan kararları bir nota ile resmen bildirdi. Buna göre Foça, Karaburun, Urla ve Sancakkale istihkâmları İngiliz, Fransız ve Yunan birlikleri tarafından Mondros Ateşkes Antlaşması’nın 7. maddesine dayanılarak işgal edilecekti.
İzmir’deki Kolordu Komutanı Ali Nadir Paşa, durumu hemen bir telgrafla Harbiye Nazırı (Savaş Bakanı) Şakir Paşa’ya bildirerek ne yapması gerektiğini sordu. Bakan'ın Nadir Paşa’ya verdiği cevap, aymazlığın anıtlaşmış örneği olarak tarihe geçmiştir. Savaş Bakanı, aynen şu cevabı veriyordu:
“Babıâli’nin işgal hakkında bilgisi yoktur. Amiral'in notasının mütareke gereği sayılıp karşı gelinmemesi lazımdır. Halk arasındaki söylentilere önem vermeyiniz.”
Tam bir Osmanlı paşası olan İzmir’deki kolordu komutanı işbirlikçi Ali Nadir Paşa, birliklere yayımladığı emirde, “Bugün istihkâmları işgal edecek işgal kuvvetlerine karşı konulmamasını, gereken kolaylığın gösterilmesini” emrediyordu.
Emperyalizmin koruması altında
Öğleden sonra 16.00’da Üsteğmen Perraud komutasında bir Amerikan silahlı birliği Arizona zırhlısından karaya çıktı.
Böylece, ertesi gün gerçekleşecek olan Yunan çıkartması güvence altına alınıyordu. Gece saat 20.00 civarında, Amiral Calthorpe, Kolordu Komutanı Ali Nadir Paşa’ya ikinci notasını gönderdi. Bu notada, ertesi gün (15 Mayıs 1919) saat sabah 07.00’de, İzmir’in Yunanlar tarafından işgal edilmesine karar verildiği, üzücü olaylara neden olunmaması için Türk askerlerinin kışlalarından dışarıya çıkmamaları isteniyordu. Notada ayrıca, telgrafhanenin bir İngiliz piyade birliği tarafından işgal edileceği de belirtiliyordu.
Aynı gün Rum Metropoliti Hristosmos, Rum cemaati ileri gelenlerini, saat 16.00’da Aya Fotini Kilisesi’nde toplantıya davet etti ve gelenlere Venizolos’un bildirisini okudu. İzmir’de olup bitenler yıldırım hızıyla halk arasında duyuldu. Vali Konağı’nın etrafında toplanan gençler, valiye nota veren İngiliz yetkililerin gidiş gelişlerini gözlemliyordu. Günlerdir tedirgin olan halkta gerilim ve öfke son kerteye varmıştı.
Kuvayı Milliyeciler toplanıyor
Konak Meydanı ne yapacağını bilemeden sağa sola koşuşan insanlarla doluydu. Bu sırada, genç bir öğretmen olan Mustafa Necati’nin çağrısı üzerine gençler Sultani Mektebi’nde (lise) toplanmaya başladılar. Kentin tanınmış kişileri, aydınlar, Müdafaa-i Hukuku Osmaniye Cemiyeti ile Türk Ocağı üyeleri son bir çare olarak toplantıya koşmuşlardı. İlk konuşmayı yapan Mustafa Necati Bey, Yunanlara karşı koymak için bir direnme örgütü kurulması gerektiğini ileriye sürdü. Toplantıda bulunanlar kendi içlerinden seçtikleri bir heyeti Vali İzzet Bey’e gönderdiler. Bir “Reddi İlhak Heyeti Milliyesi” komitesi oluşturdular.
Komitenin hazırladığı bildiri halka dağıtıldı. Tarihsel değeri olan bildiri şöyledir:
“Ey Bedbaht Türk!
Wilson İlkeleri adı altında hakkın zorla elinden alınıyor ve namusun parçalanıyor. Buralarda Rumların çok olduğu ve Türklerin Yunan katılmasını memnuniyetle kabul edeceği söylendi. Bunun sonucunda güzel memleketin Yunan’a verildi.
Şimdi sana soruyoruz:
Rum senden daha mı çoktur?
Yunan egemenliğini kabul ediyor musun?
Artık kendini göster. Tüm kardeşlerin Maşatlıkladır. Oraya yüzbinlerle toplan ve ezici çoğunluğunu bütün dünyaya orada göster. Burada zengin, fakir, âlim, cahil yok:
Yunan egemenliğini istemeyen ezici bir kitle vardır. Bu sana düşen en büyük görevdir. Geri kalma, düşyıkımı ve kötü kaderine yanmak yarar getirmez. Binlerle, yüz binlerle Maşatlık’a koş ve milli heyetin enirine uy.
Reddi İlhak
Heyeti Milliyesi”
|
Maşatlık’taki miting
Halk Maşatlık adıyla anılan yerde toplandı.
Miting çok heyecanlı geçti. Genç, yaşlı, her kesimden binlerce İzmirli miting meydanına koşmuştu. Sabaha kadar ateşler yakılarak limandaki işgal güçlerine Yunan işgalinin protesto edildiği gösteriliyordu.
Amiral Calthorpe ise olan bitenleri gemisinden izliyordu. O gece Maşatlık’ta protesto mitingi sürerken başka bir yerde, Amalthia Matbaası’nda ise Yunan işgal ordusu komutanı Zafiriu’nun ertesi sabah işgal sırasında dağıtılacak bildirisi basılıyordu.
İzmir’deki yerli Rumlar, ertesi sabah başlayacak olan tarihin dönüm noktasının gerçekleşmesini bekliyorlardı. Yunan çıkartmasını karşılamak amacıyla evlerde temizlik yapılıyor, balkonlar beyaz-mavi Yunan bayraklarıyla süsleniyordu.
Herhangi bir önlem almak için kendisini sorumlu görmeyen İzmir Valisi İzzet Bey, olaylara karışmamaya çalışıyor, temel görevini, işgal kuvvetlerine yardım etmek olarak algılıyordu.
İzmir telgrafçıları sabaha kadar çalışarak İzmir’in işgal edileceği haberini tüm Anadolu’ya duyurmayı başardılar. Gece yarısı Türk Ocağı’nda hazırlanan telgraf çok sade ve anlamlıydı:
“İzmir Yunanlara veriliyor. Bütün ümitlerimiz sizdedir. Vatan ordusuna katılmaya hazırlanınız.”
Bu haber "kudurmuş bir alev" gibi bir anda tüm Anadolu’ya yayıldı. Kurulan “Reddi İlhak Komitesi”, yapılan miting, halka dağıtılan bildiri ve çekilen telgraflar emperyalistlerin işgal hareketlerine karşı Kuvayı Milliye ruh ve heyecanının doğmasında ilk kıvılcımı oluşturmuştur. Mustafa Kemal, Nutuk’ta İzmirli genç yurtseverlerin bu hareketini “reddi ilhak” ilkesinin ilk kez ortaya atılışı olarak değerlendirir.
15 Mayıs 1919 Perşembe
15 Mayıs sabah, saat 7.30’dan itibaren 1. Yunan Kolordusu’na bağlı 1. Tümen (Larissa Tümeni) İzmir’e çıkmaya başladı. Emperyalist devletlerin savaş gemileri de işgale bekçilik yapmak üzere İzmir Limanı’nda topların ağızlarını kente çevirmiş olarak bekliyorlardı.
Değerlendirme
Görüldüğü gibi, Yunan işgal güçleri İzmir’i işgal ederlerken yalnız değillerdi.
İzmir Limanı İngiliz, Fransız ve İtalyan savaş gemileriyle dolmuştu ve işgale destek veriyorlardı. Bunların başında da İngiliz Amiralı Calthorpe vardı.
Çok az bilinen bir gerçeği bu yazıda belirttiğimiz gibi, Amerikan US Arizona savaş gemisi de İzmir Limanı’nda işgale destek veriyordu. Gemi komutanı Albay Dayton, İzmir’in önce İngiliz, Fransız, İtalyan ve Amerikan askerleri tarafından işgal edilmesini, güvenlik sağlandıktan sonra Yunan askerlerinin karaya çıkmasını isteyecek kadar ileriye gitmişti.
İzmir Valisi İzzet Bey ve Kolordu Komutanı Nadi Paşa acizdi ve işgalcilere yardım ediyordu.
Bugünkü yazıda belirtilen olayları belgeleriyle izlemek için yeni yayımlanan Kuvayi Milliye’nin Kuruluşu kitabımıza bakınız.
Hasan Tahsin
15 Mayıs 1919 günü İzmir’e çıkan Yunan birliklerinin en önünde Yunan bayrağını taşıyan sancaklar ilerliyordu. Olayı gözlemleyen gazeteci Hasan Tahsin, tabancasını ateşleyerek bayrağı taşıyan Yunan Efzon Alayı’nın merasim kıtası önündeki sancaktarı öldürdü. Hasan Tahsin’in bu cesur hareketi İzmir’de İlkkurşun Anıtı ile tarihe geçmiştir. O gün İzmir’de şehit olanların listesini hatıraları önündesaygı ile eğilerek veriyoruz: Gazeteci Hasan Tahsin Bey, Miralay Süleyman Fethi Bey, Kaymakam Dr. Şükrü Bey, Kolağası Hüseyin Necati Bey, Yüzbaşı Nazım Bey, Yüzbaşı Ahmet Bey, Dr. Fehmi Bey, Mülazım Faik Bey, Mümeyyiz Nadir Bey, Mümeyyiz Ahmet Hamdi Bey.
Sen Başla Bitiren Bulunur...
İzmir on beş mayıs bin dokuz yüz ondokuz
İskele önünde durdum,
Ben Hasan Tahsin, namı diğer Nevres,
Yanımdaki zata vakti sordum,
Saat dokuz
Düşünüyordum.
Ne laflar edilmiş hukuku beşer üstüne,
ne laflar etmişim.
Ne laflar etmişim de son sözümü
bu güne bırakmışım.
Hak, özgürlük, kardeşlik,
Bir güce dayanmayan tüm savların
içine tükürmüşüm,
Bir ses var kulaklarımda, tok bir ses
Sen başla, bitiren bulunur.
Ben Hasan Tahsin, namı diğer Nevres,
Hukuku Beşer gazetesi başyazarı.
Benim bugün, burada bu halka
bir özel sözüm var.
Kalabalık, kalabalık, kalabalık...
Bayraklar mavili aklı,
palikarya şamataları, alkışlar, ıslıklar...
dudakları öpücüklü Rum kızları...
Düşünüyordum: Paris’te, Londra’da,
New York’ta
en büyük başkentlerinde dünyanın,
yayıyor şu anda gazeteler
tarihin en iğrenç yalanını,
“Yunanlılar bir kurtarıcı gibi
alkışlar içinde çıktılar İzmir’e.”
İzmir; hey benim gözüyaşlı anam.
Ve o ses: o kulaklarımdaki
“Sen başla, bitiren bulunur.”
....
Sonra bir patlama, sonra o kırık ses.
“Sen başla, bitiren bulunur.”
Orhan Asena
AKHENATON döneminde II. RAMSES'in Anılması
7. Yusuf babası Yakup'u getirip Firavun AKHENATON'un huzuruna çıkardı ve Yakup AKHENATON'u kutsadı.
8. Firavun AKHENATON, Yakup'a, "Kaç yaşındasın?" diye sordu.
9. Yakup, "Gurbet yıllarım 130 yılı buldu" diye yanıtladı, "Ama yıllar çabuk ve zorlu geçti. Atalarımın gurbet yılları kadar uzun sürmedi."
10. Sonra AKHENATON'u kutsayıp huzurundan ayrıldı.
11. Yusuf babasıyla kardeşlerini Mısır'a yerleştirdi; AKHENATON'un buyruğu uyarınca onlara ülkenin en iyi yerinde, Ramses bölgesinde mülk verdi.
|
15-05-2019, 22:04
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
|
|
Yunanlıların İzmire çıkartma yapması ABD ve İngilterenin desteği ile olduğunu kim bilmez ki Yunanistan daki Komünistlerin bu
Çıkartmaya karşı olduğunu da her kes bilir.
Kim neyi kimden gizleyebilir arşivler ortada Hatta Yunanlılara izmirin ötesine gitmemelerini de ABD söylüyor ama onlar dinlemiyor
Kütahya Gediz e kadar geliyor Gedizde güçlü direnişle karşılaşınca bu savaş Yuanan hükümetine ve destekçilerine pahalıya geldiğini
Ve bu yükü taşımak istemeyen Yunan halkı hükümeti devirip kral ı başa getiriyor.
Lojistlik desteği azalan yunan ordusu bozuluyor ve daha fazla dayanamayıp bozguna uğrarcasına geri çekiliyor .
Hatta bazı askerler ordudan kaçıyor. Geri çekilirken de bir çok silahını bırakıyor.
Bunlar biliniyor. Ama bilinmeyen çok şey var. 1919 dan 1921 e kadar bu cephede sıcak savaş içinde kimler var Kimler yunandan
Kilometreler dercesin de uzak. İşte bunlar bilinmiyor. Veya bilinmesi istenmiyor.
|
16-05-2019, 00:03
|
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 27 Nov 2018
Bulunduğu yer: Merkez/Çin
Mesajlar: 1.838
|
|
Yunanistan gladyo tarafından paramparça edilmiş bi ülke böyle şeyler bilinmiyor.
Çipras bile emperyalistlere teslim oldu. Üç kuruş borç para bulmak için tarafını ABD'den yana aldı.
Ki Nazım Hikmet hayranlığıyla bilinir.......di.
Ki bu Çipras gelmeden önce ve geldiğinde "halkların kardeşliği", barış, Türkiyeyle çok yakın iyi ilişkiler, hatta Türkiyeyle birlik olmak, sınırları kaldırmak gibi uç fikirleri olan biriydi.
Çiprasın dönüşümünden kendini dışarı atan ilk sırt çantalı yayan maliye bakanı, Türkiyeyle sınırlarımızın olmadığı bir zaman elbette gelecek demişti.
Kıbrısta full eşitlik fikrini getiren Çiprastır. Peki Çipras hükümeti ne oldu da Almanyadan gelen emirle Kıbrıs masasını dağıttı? Almanyadaki emperyal yalayıcıları ne yapmaya çalıştı?
160 milyar euro + tüm yunan ekonomisini ele geçirip ne yaptılar?
2 millet tek devlet gibi fikirleri olan insanlar şu anda tamamen düşmanca konuma geldiler.
Noldu şimdi?
Beni desteklerseniz ben bu pisliği düzelteceğim halkım.
Nasıl olsa Bade' lenen daha evvel de bade' lenmiş Hatta bazıları '' Nur Çeşmesinden '' içerek ?? nurlanmışlardırlar
|
Başlık Düzenleme Araçları |
|
Stil |
Normal
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 00:21 .
|