Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika > Tarih

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #1  
Alt 16-06-2021, 15:27
LEVH - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
LEVH LEVH isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 20 Jul 2011
Bulunduğu yer: Ying Evreninin Tek Yang Bilgini
Mesajlar: 659
Standart Alternatif Tarih, Of Savaşı: Rusyayı Çökerten savaş

Aslında konu "Of ve Sultan Murat Yaylası Savaşları: Rusyayı Çökerten savaş" olacaktı ama çok uzun olduğu için böyle kısalttım.


Bu konuyu bir çok kaynaktan araştırdım.


Kaynaklarım Trabzon Valiliği, Of İlçesi Yarlıköyü web sayfası, Rus Trabzon Askeri Gazetesi (1916,1917 işgal yılları), bu konudaki çeşitli araştırmalar. Kaynakça şeklinde eklemedim, eğer itiraz gelirse ekleyebilirim.


Rusların Karadeniz İşgali

Kısa Özet:


Ekim 1914'de Alman Savaş gemileri Goeben ve Breslea'nın Ruslara ait Sivastopol limanını bombalamasının ardından Osmanlı Devleti savaşa girmiş sayıldı ve Ruslarla doğu cephesinde savaşlar başlamıştır. Rus işgali Aralık 1914'de Artvin'den başlamış ve tüm karadeniz boyunca devam ederek 1917 yılında Bolşevik ihtilalinden sonra fiilen, Erzincan mütarekesiyle resmen sona ermiştir.


Konu

Ruslar 1916 yılına kadar Karadeniz'de karşılaştıkları ordularla yaptıkları savaşları genelde kazanmışlar, almayı istedikleri her şehir ve kasabayı ele geçirmişlerdir. Ruslar iki yerde tam kontrolü sağlayamadı:


1- Of İlçesi
2- Trabzon'un yaylaları. Burada bir meydan savaşının yapıldığı Sultan Murat yaylası savaşlarından söz edilecektir.



Of Savaşı 1916 Şubat- Mart aylarında gerçekleşmiştir. Sultan Murat Yaylası Meydan Savaşı 1916 Haziran ayında olmuştur.


Karadan her yeri ele geçirmeyi başaran Rus ordusu Of'da ciddi bir direnişle karşılaştı. Sözü gelmişken bu direnişin temellerine inmek istiyorum.


9. Osmanlı Padişahı olan Yavuz Sultan Selim, Doğu Karadeniz'deki köktendinci Ortodox Rumları savaşla kolayca ele geçiremeyeceğini anlamış, buraya Anadolu'nun en sofu halklarını misyonerlik faaliyeti göreviyle göndermiştir. Gelenler Konya'dan, Karamen bölgesinden göç etmiştir. Bu aslında mütediyyen insanlara Yavuz Sultan Selim silah vermiş, ve islam dinini tebliğle görevlendirmiştir. Neticede bu insanlar iyi savaşçıdır ve gerektiğinde kafa da kesmiştir ama ilkesel anlamda temel görevleri halkı islamlaştırmak olmuştur. Bunun neticesinde köktendinci ve iyi savaşçı olan Karadeniz Rumları pek de ciddi bir savaş olmadan yavaş yavaş Osmanlı tarafından işgal edildiler. Savaştan sonra bu misyoner ve savaşçı Osmanlı halkları burada kaldı.


İşte tam da bu halkların en yoğun bulunduğu yer, Trabzon, Of, Sürmene, ve ardındaki köylerin olduğu yerlerdir. Şimdi de mafya liderleri bu bölgeden çıkar. Çünkü buranın insanı hem dindardır, hem içlerinde psikopatlar vardır hem de iyi savaşırlar. Rusların bu durumu bilmeleri elbette mümkün değildi. Bu nedenle Of'ta direnişle karşılaşınca neye uğradıklarını şaşırdılar. Şehirler daha kolay alınmakta ama bu ilçe bir aydan uzun süre direnmekteydi.


Şubat ayında ilçeyi ele geçiremeyen Ruslar Sivastopol'dan donanmayı getirdiler ve bir ay boyunca gece gündüz demeden Of'u bombaladılar. Of direnişçileri iki ay kadar süren savaş ve yoğun deniz bombardumanı neticesinde geri çekilerek dağlardaki diğer savaşçı Türklere katıldılar. Aynı anda yaylalarda aynı cihadcı grubun diğer savaşçıları tarafından Ruslara karşı başlatılan savaşlar devam etmekteydi. Ancak Ruslar bu savaşlarda da istedikleri sonucu alamadılar. Rusların Kafkas Tatar ordusu büyük kahramanlıklar yapıyor, ölümüne savaşıyor ancak bir türlü yaylalara hakim olamıyordu. Of'dan gelen mücahitlerin de katılımıyla yaylalarda savaşlar şiddetlendi. Öyle ki Rus Duması yeni bir kararnameyle gençleri ve genç işçileri de askere alarak Kafkas cephesine gönderdi.



İşte tam bu esnada Rusya'da işçi eksikliği nedeniyle gıda sıkıntısı baş göstermeye başladı ama henüz o kadar etkili değildi. Onbinlerce Rus genci Trabzon'un Sultan Murat yaylasına savaşa gönderildi. Bu gönderilen genç ve deneyimsiz askerler Haziran 1916'da deneyimli mücahit Türkler tarafından bozguna uğratıldılar, ağır kayıplar verdiler. Sultan Murat yaylasındaki savaşın ardından kalan Ru birlikleri Yurt yaylasında süngüden geçirildi. Trabzon'un ve Karadeniz'in kurtuluşunu başlatan savaşlar bunlardır. Bunun ardından Doğu Karadenizde ciddi savaşlar rapor edilmemiştir. Rus Askeri gazetesi de sansür yasalarından dolayı bu savaşlardan söz etmez. Daha sonra tarihi yazan Türk tarihçiler de -bazı nedenlerden dolayı- olayları tam olarak anlatmazlar.


Haziran ayında Türklere yenilen Ruslar'da iç karışıklıklar başlar. Genç işçiler de askere alındığından dolayı Moskova'da açlık ve kıtlık başlar. Şubat 1917'den itibaren olaylar başlar. Bu süreci çoğu kişi bilir, ara dönemler olur, Çarın gücü biraz gider, biraz geri gelir derken Ekim 1917'de devrim olur ve bolşevikler gelir.


Bolşeviklerin ilk işi tüm cephelerden alel acele çekilerek kalan askerleri iş kollarına dağıtmak olmuştur. Yalnız, Çar döneminin komutanlarının bir kısmı idam edilebilecekleri endişesiyle geri dönmemiştir. Rusların artık savaştan bir beklentisi kalmamıştır, bu nedenle "silahlarınızı bırakıp acilen Moskova'ya dönün" emri tüm birliklere gider. Silahlar bırakılır. karadeniz'de ele geçirilen silahların açık cephelere taşınması gerekmiştir. Bu sırada, Karadeniz'de görevli Rus komutanlar Moskova'ya dönmeyi reddederler. Aslında burada bazı Rus askerleri savaş ve yağma da yapmıştır. Bu komutanlar burada kalarak yargılanan askerlerle ilgili de ifade vermiştir. Daha sonra Batıya giden ağır silahlarla beraber bu komutanlar da batı cephesine giderek Atatürk'ün yanında savaşlara katılmışlar, Türk askerine Ruslardan gelen silahların eğitimini vermişlerdir.


Yani anlatıldığı gibi Moskova Türklere hediye olsun diye trenle silah göndermemiştir. Bu silahlar Doğu cephesinin ganimetidir. Her neyse.


İşte bu komutanlar, Bolşevikler tarafından Moskova'ya davet edilen ve gitmeyen komutanlardır. Hangi komutanlardır bunlar,işte o Taksim anıtında Atatürk'ün yanındaki komutanlar. Hayrına gelmemişlerdir, idam edilmesinler diye himmet umarak Atatürk'ün yanına gelmişlerdir. Savaştan sonra bunlara ne oldu araştırmadım.





Bu konunun Ruslar tarafından neden kayıtlara geçirilmediğini yukarıda anlattım. Çarlığın yayınladığı sansür yasası cepheden asker kaybının haberleştirilmesini yasaklamıştı. Türkiye'nin resmi tarihi ise Batı Anadolu'da oluşturulmuş, Batıdaki kanlı savaşlar yazılmış, Doğunun ve Karadeniz'in hassasiyetleri göz ardı edilmiştir. Belki başka sebepler de vardır, tam bilmiyorum.


Ancak şurasını her mantıklı insan anlayabilir ki dönemin süper güçleri olan İngiltere ve Fransa'ya karşı olan savaşlara ait tüm detaylar ortada dururken dönemin yine bir başka süper gücü Rusya'nın sihirli bir şekilde savaştan çekilmeyeceği, bunun sadece ihtilalle, kıtlıkla açıklanamayacağı aşikardır. Rus askeri arasında baş gösteren kıtlıkla beraber Ruslar yağmaya başlamış ama bu yağmacılar da bir kaç ay içinde temizlenmiştir.



Konu budur, burada bilgi olarak dursun. Herkes bizlerden, sizlerden, onlardan saklanan tarihi gerçekleri öğrensin.

Ayık kafayla da forumda yazılmaz ki.

Yasal Uyarı: İçki zararlıdır.

Günde beş sefer hakarete uğruyorum, hiç kimseye hakaret davası açmıyorum.

Hay yaa len salak,
Hay yaa len veled.

Susuyorsak adamlığımızdan.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 10:12 .