Altın oran uyumun en mükemmel halidir. Sayısal olarak 1,61.. gibi bir değere karşılık gelir.
İnsan gözüne en güzel (uygun) gelen oran bu orana en yakın olan cisimlerdir. Örneğin düşünün insanın boyunda "bel" noktası tam ortada değildir. Eğer tam ortada olursa bacaklar gözümüze kısa gelir, eğer çok yukarda olursa bacaklar çok uzun ve belden üst kısa gelir. Gözümüze en güzel gelecek olan "tam boy" / "belden alt boyu" değerinin bu değere yaklaşmış halidir. Şimdi diyeceksiniz ki güzellik görecelidir, ve asla matematiksel olarak ölçülemez. Bu sadece bir görüştür. "Altın Oran" ın gerçektende matematiksel uyumu ve güzelliği belirttiği ispatlanmıştır.
Bende bir tecrübe yaşadım ;
Üniversite'de elekrik mühendisliği bölümü okuyordum, yaz stajımı Bursa Oyak Renault fabrikasında yaptım. Zaman zaman konferans salonunda personel müdürlüğü tarafından organize edilmiş çeşitli eğitimlere de katılıyorduk. Yine bir gün ; öğleden sonra, burada toplandık. 200 civarı öğrenci var. Tam sayıyı bilmiyorum. İki ders ve birincisi "CV nasıl yazılır" hakkında idi. Bu ders bitti, arkasından ara verecektik, hocamız bize dedi ki;
"aradan sonra size farklı bir konu anlatacağım, ancak geri dönüşü yok, o yüzden karar verin, ona göre kalın, hayata bakışınız değişebilir.." (matriks vari bir cümle)
Aradan sonra esasen kalmamayı seçen oldumu bilemiyorum, ancak kalabalık miktarında gözle görünür bir değişim olmamıştı.
Hocamız başladı konuşmaya. Anladığımı, aklımdan kalanı yazıyorum, sözleri benim anlattıklarımdan daha akıcı güzel idi;
"Arkadaşlar şimdi sizinle bir yolculuğa çıkacağız, bu yolculukda bana 2 arkadaşınız yardımcı olabilir mi ?"
Hemen önlerden 2 eleman seçiliyor.
"Bu iki arkadaşınızda benim hostes lerim."
Arkadaşlara ikisine de baya bir miktar post-it veriyor hocamız.
"Bunlar biletleriniz.. Şİmdi hosteslerimiz size dağıtacak.." diyor ve 2 arkadaş herkese birer adet post-it veriyor. Bende dahil.
Bu işlemden sonra, hoca bir hikaye mizansen etti ;
"Yolculuğa çıkmadan evvel bir arkadaşınıza bir kutu tatlı veya çikolata almak üzere de pastaneye gittiniz. Görevli tezgahtar size hangi kutuya paket yapayım diye sordu."
Ve o esnada projeksiyon cihazı ile duvara 10 adet şekil yansıttı. 1den 10a kadar numaralı 10 şekil. Bunlar arasında üçgen, dikdörtgen, kare, bir kenarı baya kısa olan uzun dikdörtgen, yamuk, paralelkenar, eşkenar dörtgen, daire.. vs gibi şekiller vardı. Ve bizden hangi kutu şeklini şeçiyor isek onun numarasını post-it kağıtlara yazmamızı istedi. Herkes hemen yazdıktan sonra, şimdi de tahtaya 1 den 10 a kadar rakamı yan yana tazdı..;
1 2 3 4 ..... 10 gibi..
Sonra ise herkesin yavaş yavaş önden itibaren kalkıp post-it kağıdını seçtiği numaranın altına alt alta yapıştırmasını istedi. Bunu da yaptık.
Herkes kendi kişisel tercihini yapmış ve bir rakam seçip, onun altına yapıştırmıştık. Artık karşımızda bir görsel grafik oluştu. Kimi rakamın altın 2-3 tane post-it, kimisinde daha fazla bir seçim tercih grafiği oluştu.
1 - 2 - 3 - 4 - ...
X X X X
X X X
X X
X
X
Ve şimdi hoca bunları saymaya başladı, önce toplam sayımızı buldu, sonra örneğin 3 nolu şekili kaç kişi seçmiş onu buldu ve altına hem kişi sayısını hem de yüzde olarak seçilme değerini not yazdı..
Hesaplamalar bitince en fazla seçilen şekilin oranına baktık, %61 gibi bir şey idi. Ve hemen ardından hocamız daha önceki stajyer grubunun sonuçlarını duvara yansıttı.
Aynı şekil ve aynı oran !
Bir önceki grubunkinide gösterdi, aynı !!, ve bir önceki ve bir önceki ve bir önceki hep aynı şekil ve aynı oranda idi..
Esasen bir bit yeniği var diye düşünmedim değil. Acaba dedim,,, ama olanlar bu işte.
Sonra anlatmaya başladı hoca, bu oran dedi altın orandır. Şeçtiğimiz şekil ise kibrit kutusunun üzerini düşünün onun gibi bir dikdörtgen idi. Bu şekil insan gözüne en uyumlu gelen şekildir. Çünkü altın orana sahip. Kısa kenar ve uzun kenar oranlaması yani.
Ve sonra bu altın oran'ın nerelerde olduğunu bir slayt gösterisi ile anlattı, hem insanların yaptığı bazı çizimlerde, tasarımlarda hem de doğanın ürettiği canlı, bitki, hayvanlarda mevcuttu.
Ve ekledi ; biz Renault olarakda bu oranı üretimlerimizde kullanıyoruz. Araçların insan gözüne daha güzel görülmesi için, ve tercih oluşturması bakımından bu oranı araçlarımızın bazı noktalarında kullanmaktayız dedi. Ve yine bir miktar CAD çizimi gösteri ile bunlardan örnek verdi.
Bu deneyi (yani biz stajyerlere yapılan bu deneyi) bize altın oranı anlattıktan sonra yapsa belki de düzgün sonuç çıkmazdı, çünkü kimisi bunu reddetmek adına kimisi de buna uysun diye tercihini bu etki altında yapabilirdi. Güzel olanı bunu bilmeksizin yapmamız oldu.
Hani şöyle bakıyoruz artık, şu dünyada ağaçlardan çıkan yaprakların bile fibonacci serisine uygun bir oranda çıktığı vs gibi bir çok yerde bunu görüyoruz. Ki göremediğimiz yerler eminim gördüklerimizden fazla.
En küçüğünden en büyüğüne bir çok yerde rastladığımız bir oran.
Hep düşünmüşümdür, önceleri.. Kabe neden arabistanda, neden çöl bir yerde.. Çöl iklim, sıcak, zor yaşanılır bir yer.. Kendimce bir ara dedim ki herhalde güzel bir yerde olsaydı, örneğin Karadeniz gibi yeşillik bir yerde o zaman oranın güzellikleri bizi kabeyi ziyaretten alıkor idi.. Mi acaba ? Bu kadar basit mi idi, bunun cevabı ? Hiç de değilmiş...
Kabe dünya üzerinde öyle bir noktada ki, o nokta dünyanın Altın Oran noktası. Birileri hesaplamış, kabenin kutuplara olan uzaklıkları oranı ve doğu batı arası uzaklıklar (gün dömünü çizgisine göre), her ikisi de 1,61 yani altın oranı vermekte. Dedimya birileri hesaplamış,, ee bizimde elimiz kalem kitap bilgisayar tutuyor.. Google Earth programı ile mesafe ölçüm yapıp kendim ölçtüm, ve evet aynı oran bende de çıktı...
Dünyanın Altın noktası kesinlikle Kabe.
Bu gerçeklik inkar edilemez, değiştirilemez, peki ama biz bu bilgiden ne anlamamız gerekiyor ?
Bu bir tesadüf diyelim ve üzerinde durmayalım. Yine bir "tesadüf" kelimesi ile en kolaycılığı yapalım..
Yada ney ?
Bilimsel olarak dünyanın altın oran noktası nın ne gibi özelliği olabilir ? Bunlar birer bulmaca..
Kimileri bunun dünyanın enerji noktası olması ve manyetik alanı ile ilgili olduğunu, kabeden dışarı doğru yüksek bir manyetik alanın çıktığını söylemekteler.
Bu konudaki çalışmalar elde edilen veriler de her zaman sağlıklı olamıyor, çünkü bu işin peşini bırakmayan şeytan yada islam düşmanları var.
Güzel matematik yapmışsın da daha hiç hesaba girişmeden dünyanın altın oran noktası "kabe"dir iddiasının hatasını farkedebiliyorsun. Örneğin kâbe'den geçen, ekvator gibi bir hayali "paralel" varsayarsan dünyanın çevresi boyunca bu parelel üzerindeki her nokta da "altın oran" noktası olur. Keza sen ölçümü (Güney kutbuna uzaklık / kuzey kutbuna uzaklık) olarak yapmışsın. Halbuki işin bir de (kuzey kutbuna uzaklık / güney kutbuna uzaklık) tarafı var ki orada da sonsuz sayıda altın oran noktası söz konusudur.
Bir de bu verdiğin uzaklıkların tam olarak altın oran'ı vermediğine dair iddialar da var.
Dialectics dikeyde evet yatayda hayır demişsin. Yataydaki cevap gün dönümü çizgisi oluyor. Ayrıca şu görüntüye göre diyorum ;
Dikeydeki durum tek başına bir tesadüf mü diyorsun ? Yatayı kabul etmeden..
Peki dünyanın haritası neden batıdan hep amerikanın alaskasının hemen dışından başlıyor ? Türkiyeden başlasaya, yada ingiltere ? Buradaki hesap genel kabul durumuna göre..
O zaman ;
1. bu genel yatay haritalandırma başlangıcını değiştir. coğrafya bilimi neden böyle yapmış açıkla ?
2. Gün dönümü çizgisine göre durum neden böyle ?
Şu haritaya bakarak çözebilirsin ;
BUrada 0 derece boylam dünya haritasında ortaya getirilerek bir harita yapılmış, artık tüm dünyada bu böyle, bu işin ilmi bu ? Haa sen kafana göre yeni bir coğrafyik std belirlersin dünyada bunu kabul görür tamam derim.
Şimdi bu iş böyle iken yani 0 ıncı boylam bu iken yapılan hesaba göre dünyada bir tek ve tek bir yalnızca bir altın oran noktası var, o da Kabe..
Tabii bu dünya coğrafya standartlarına göre, Dialectics stdlarına göre değil.
"Bilim insanı Allah'a götürür." Louis Pasteur
... Domuz eti sağlıklı diyenler domuz etinden çiğ köfte yesinler, konuşmasınlar..
Ben "yatay" için yorum yapmamıştım. Sadece dikey için konuşmuştum çünkü verdiğin "google earth" görüntülerinde sadece dikey noktalar arası mesafeleri göstermişsin.
Bir diğer husus ise hem dikey hem yataya göre hesaplarsak da kâbe yine tek altın oran noktası değildir. Verdiğin dikdörtgen görüntüde kâbe dünya haritasının sağ üst kısmında görünüyor. Ancak bu haritanın sol üst, sol alt ve sağ alt köşelerinde de altın orana uyan noktalar bulabilirsin.
Ve üstte verdiğim linklerdeki hesaplamalarda en iyi ihtimalle kâbenin "altın oranın"ın 20 km uzağından geçtiğinden bahsediyor.
Bizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden çöpleriyiz.
Biraz daha gayret edersen bir "Ömer Çelakıl" olabilirsin sanki.
Sana az önce de cevap verdik, tekrarlayalım: açtığın konu başlığına sadece dikey mesafeleri yazıp koymuşsun, biz ona göre cevap verdik dedik. Yataydan bahsetmedik dedik, ancak buna rağmen hala gelip de oradan cımbızla birkaç kelimeyi alıntılayıp ahkâma kalkışmak sadece zekilikle atfedilemez, karakterine dair de birkaç sıfat tanımı yapmak icap eder.
İkinci gerçek, o dikey verdiğin rakamları böl birbirine. Yatayları vermemişsin onları da çalış bul, sonra yine böl. Sonra wikipedia'ya gir, altın oran sayısı kaçmış bir yere not et. Sonra o bulduğun rakamlar ile "altın oran" rakamını karşılaştır. Bunu da 3ncü kez bana tekrar ettirdin ya, hakkaten zeka fışkırıyor olmalı...
Üçüncüsü de tam kara üzerine denk gelmeyince dünya üzerinde sayılmıyor mu diğer 3 nokta?
Dördüncüsü de zamanında senin gibi ben de başlıklar açmıştım, onları da bir incele: ama ben rakamlardan hareketle başka şeyleri ispatlamıştım, hem senin hesaptaki gibi yaklaşık sonuçlar da içermiyorlardı:
Bunun için Google Earth falan kullaniyorsunuz.Acaba Google Earth in ölçümleri ne kadar doğrudur?Dunyanin sekli tam yuvarlak değil,ayrica engebelikler vs hesaba kattigimizda boyle bir mucize cikarimi zordur.