24-05-2013, 19:14
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 10 Nov 2012
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 472
|
|
Dinlerin Şeytan Komplosu Olma İhtimali
Evrenin Süper Gücü ve Ezeli Ateist olan Şeytan aslında kozmik bir şakacıydı. Ancak ne var ki espri anlayışı kötü.
Şeytan insanları ateist olarak dünyaya getirmesine rağmen birçoğuna dini dikte ettirmek için sinsi bir plan yaptı. İnsanoğlunun imajinasyon, rüya ve halüsinasyon gibi beyinsel aksiyonlarını ve yaşamı anlamlandırma içgüdüsünü sömürerek onları cadılara, cinlere ve ruhlara inandırdı. İnsanoğluna mütevazi olması gerektiğini öğütlemesine rağmen "Her şeyin insan için yaratıldığı" şeklindeki antroposantrik sanrıya inanmamızı istedi. Irkçılığı lanetleyen sözler söylemesine rağmen müminleri üstün, kafirleri aşağı görmemizi istedi. İnsanlığı yüzyıllarca Musa, İsa ve Muhammed gibi efsanevi karakterlerle aldattı. Dolayısıyla dinsel kurumlar ironiler, paradokslar ve aykırılıklar ile harmanlanmış birer Şeytan organizasyonuydu. Fakat O bu açığı "Hikmet-i İlahiye, Koşulsuz Teslimiyet, İmtihan Sırrı ve İlahî Sırlar" edebiyatıyla ustalıkla kamufle etmiştir. Dolayısıyla onun doktrini şüpheci olmayan insanları kafeslemek için ideal bir düzenektir.
Şeytan kanıtlanamaz iddialarda bulunduğu için sınav argümanını kullandı. İnsanların sınavda olduğunu bu yüzden iddialarını kesin olarak kanıtlamasının caiz olmayacağını söyledi. Bilimsel gelişmelerin temeli olan şüpheciliği ise "Şeytan Vesvesesi" olarak etiketledi. Böylece kendisine tabi olanların aklını zincirledi. Bu durum kölelikten daha kötü. Zira köleler boyunlarındaki zincirlerin farkındadır. Ancak ruhunu Şeytan'a (yani Allah'a, Yahve'ye, İsa'ya vs.) satanlar bunun farkında olamazlar ve kendilerini inançları nedeniyle diğerlerinden üstün görürler. Kendinden olmayanlara, bilhassa özgür düşünürlere kurtarılması gereken zavallılar olarak bakarlar. Şeytan "Kuran" ismini verdiği kitabında içkiyi yasaklamıştır ama onun yerine insanlığa içmeden sarhoş olmanın etkili bir yolunu armağan etmiştir.
Şeytan kurduğu sistemde bir yandan insanlara aklını kullanmasını tavsiye ederken diğer yandan öne sürdüğü kanıtsız iddialara körlemesine inanılmasını bekliyordu. Aksi takdirde insanları cehennemde ızgara köfte yapmakla tehdit ediyordu. Ergenlik sonrası dönemde insanların kolay kolay dine inanmayacaklarını bildiği için dindarlara körpe beyinlerin ırzına geçmelerini telkin etti. Gönderdiği öğretiler dinî ironilerin ve çelişkilerin güçlü bir karışımı idi. Apaçık/net anlamlar içerdiğine özellikle vurgu yapmasına rağmen kitabını her okuyan inanırın farklı yorumlayabileceği bir dille yazdı. Hadis denilen dedikodu külliyatını da dine ekleyerek işi daha da karmaşıklaştırdı. Böylece en basit konularda bile anlaşamayan dinî gruplar türedi. Sonuçta din pekçok insanın hayatının mahvolmasına neden olan bir terör aygıtına dönüştü.
Nasıl fantezi ama?
Şimdi inançlılara soruyorum: Eğer somut veriler yerine metafizik iddialara göre akıl yürüteceksek böyle bir senaryo neden gerçek olmasın? Şeytan insanlara kötü bir şaka yapmak için değişik çağlarda değişik dinleri insanlara kakalıyor ve sonra da bacak bacak üstüne atıp eserini seyrediyor olamaz mı? Belki de şimdi bize kıskıs gülüyordur dinleri tanrısal sanıp ciddiye aldığımız için.
İslam'a dönmüş eski bir ateist
|
24-05-2013, 20:52
|
Üyeliğini Sonlandırmış
|
|
Üyelik tarihi: 02 Dec 2012
Mesajlar: 183
|
|
Ateistforumda böyle bir başlık vardı sizin konunuzdu sanırsam.
|
24-05-2013, 21:29
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 10 Nov 2012
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 472
|
|
Evet dostum, bana ait.
İslam'a dönmüş eski bir ateist
|
24-05-2013, 23:13
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 12 Feb 2010
Bulunduğu yer: Berlin
Mesajlar: 5.990
|
|
Suçu üstüne atabilecek bir şeytan veya Tanrı olsaydı.. ama yoklar.. ne çıkıyorsa yine insanların kafasından çıkıyor.. Ah ne yapmalı şu beyni
|
24-05-2013, 23:32
|
Yasaklandı
|
|
Üyelik tarihi: 05 Sep 2012
Mesajlar: 327
|
|
Dinler insan zihninin ürünüdür.
Şeytan, cin, melek, allah, zeus, ahura mazda, amon-ra, yahova, vb.. varlıklar da hayalidir ve insan zihninin ürünüdür.
|
25-05-2013, 01:03
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 10 Nov 2012
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 472
|
|
Elbette insan ürünüdür. Bu yazıdaki amaç dinî retoriklerde geçen sanal varlıkları kullanarak farklı mental akrobasiler yapmanın mümkün olduğunu anlatmak. Yani sonuçta hepsi kanıttan yoksun fantastik kurgulardan ibaret.
İslam'a dönmüş eski bir ateist
|
25-05-2013, 12:50
|
|
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 28 Mar 2009
Mesajlar: 1.840
|
|
Farklı bir fantazi öne süreyim bende.
şeytan, yehova (allah), azazel, astaroth, baal, cebrail, mikai ve diğerleri... Bunların hepsi aslında bir ırk. Maddeye daha az bağımlı, enerjisel yaşam formları olsun diyelim. Nasıl bizim ırkımızın ismi "İnsan" ise, bu varlıkların ki de "Dingir (tengri, tanrı)" olsun.
Bunların içinden Yehova(allah) isimli bir Dingir, kendisinin tek tanrı olduğunu iddia edip diğerlerine karşı bir taraf-cephe-kutup oluşturmuş olsun diyelim. Bir takım evren-yaşam üzerine felsefi görüşleri sunup, çevresinde ki diğer dingirleri (cebrail, mikail, israfil, azrail) kendi etrafında topladığını ve kendini lider ilan ettiğini varsayalım. Allah'ın liderliğini yaptığı bu cephenin, sömürü ve korsanlık üzerine kurulu olduğunu, kendilerinden daha alt seviyedeki ırkları, mesela insanlık, (dinler ve kutsal kitaplar ile) zihinsel olarak geride tutup cahil bırakarak onların vücut enerjilerini sömürdüğünü ve enerjisel formda güçlendiklerini düşünelim.
Tüm bu yaşananlar karşısında Say-tan (şeytan) isimli bir dingirin-tanrının tersi düşüncede olduğunu, ister insan ister dingir olsun her varlığını bireylsel olarak yükselmesi gerektiğini savunduğunu, bilimden, aydınlanmadan, ilerlemeden, hazdan ve zevkten yana olduğunu düşünelim. Say-tan'ın da kendi gibi düşünen benzer anlayıştaki dingileri (Azazel, Astaroth, Baal, Andromalius, Leviathan, Belial) kendi etrafında topladığını ve karşıt bir cephe oluşturduğunu varsayalım.
Böylece ortada sürekli savaş ve mücadele içinde olan, insanlık üzerinde sürekli hakimiyet kurmaya çalışan, biri insanlığı sömürmeye çalışırken diğeri onu içinde olduğu karanlıktan kurtarıp aydınlatmaya ve ilerletmeye çalışan 2 ayrı cephe-kutup oluşmuş olur.
Zamanında kimi uygarlıklar şeytanın tarafıyla iletişim kurmuş iken (sümerler, babiller, hindular, mayalar, inkalar, aztekler, eski mısırlılar), kimileri ise yehovanın tarafıyla iletişim kurmuş olsun (araplar, yahudiler).
neyse çok kafa karıştırmadan burada keseyim.
sonuç olarak başımıza ne geliyorsa hep bu dingiler yüzünden geliyor ahahahaha = D = P
|
25-05-2013, 13:34
|
|
Super Moderator
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
|
|
Üyelik tarihi: 15 May 2007
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 1.224
|
|
VraeL´isimli üyeden Alıntı
Farklı bir fantazi öne süreyim bende.
şeytan, yehova (allah), azazel, astaroth, baal, cebrail, mikai ve diğerleri... Bunların hepsi aslında bir ırk. Maddeye daha az bağımlı, enerjisel yaşam formları olsun diyelim. Nasıl bizim ırkımızın ismi "İnsan" ise, bu varlıkların ki de "Dingir (tengri, tanrı)" olsun.
Bunların içinden Yehova(allah) isimli bir Dingir, kendisinin tek tanrı olduğunu iddia edip diğerlerine karşı bir taraf-cephe-kutup oluşturmuş olsun diyelim. Bir takım evren-yaşam üzerine felsefi görüşleri sunup, çevresinde ki diğer dingirleri (cebrail, mikail, israfil, azrail) kendi etrafında topladığını ve kendini lider ilan ettiğini varsayalım. Allah'ın liderliğini yaptığı bu cephenin, sömürü ve korsanlık üzerine kurulu olduğunu, kendilerinden daha alt seviyedeki ırkları, mesela insanlık, (dinler ve kutsal kitaplar ile) zihinsel olarak geride tutup cahil bırakarak onların vücut enerjilerini sömürdüğünü ve enerjisel formda güçlendiklerini düşünelim.
Tüm bu yaşananlar karşısında Say-tan (şeytan) isimli bir dingirin-tanrının tersi düşüncede olduğunu, ister insan ister dingir olsun her varlığını bireylsel olarak yükselmesi gerektiğini savunduğunu, bilimden, aydınlanmadan, ilerlemeden, hazdan ve zevkten yana olduğunu düşünelim. Say-tan'ın da kendi gibi düşünen benzer anlayıştaki dingileri (Azazel, Astaroth, Baal, Andromalius, Leviathan, Belial) kendi etrafında topladığını ve karşıt bir cephe oluşturduğunu varsayalım.
Böylece ortada sürekli savaş ve mücadele içinde olan, insanlık üzerinde sürekli hakimiyet kurmaya çalışan, biri insanlığı sömürmeye çalışırken diğeri onu içinde olduğu karanlıktan kurtarıp aydınlatmaya ve ilerletmeye çalışan 2 ayrı cephe-kutup oluşmuş olur.
Zamanında kimi uygarlıklar şeytanın tarafıyla iletişim kurmuş iken (sümerler, babiller, hindular, mayalar, inkalar, aztekler, eski mısırlılar), kimileri ise yehovanın tarafıyla iletişim kurmuş olsun (araplar, yahudiler).
neyse çok kafa karıştırmadan burada keseyim.
sonuç olarak başımıza ne geliyorsa hep bu dingiler yüzünden geliyor ahahahaha = D = P
|
Sonra iki sevimli insanımız olsun. Birinin adı sam olsun, diğerinin dean olsun. Bir de meleğimiz olsun castiel adında. Şuraya da mutlu bir kaç ağaç çizdik mi tamamdır
Yarattığımız her etki bize bir düşman kazandırır, çoğunluğun kabul ettiği bir insan olmak için sıradan biri olmak gerekir.
Sigmund Freud
|
25-05-2013, 19:33
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 25 Oct 2012
Mesajlar: 326
|
|
Cosmic Perspective´isimli üyeden Alıntı
Evrenin Süper Gücü ve Ezeli Ateist olan Şeytan aslında kozmik bir şakacıydı. Ancak ne var ki espri anlayışı kötü.
Şeytan insanları ateist olarak dünyaya getirmesine rağmen birçoğuna dini dikte ettirmek için sinsi bir plan yaptı. İnsanoğlunun imajinasyon, rüya ve halüsinasyon gibi beyinsel aksiyonlarını ve yaşamı anlamlandırma içgüdüsünü sömürerek onları cadılara, cinlere ve ruhlara inandırdı. İnsanoğluna mütevazi olması gerektiğini öğütlemesine rağmen "Her şeyin insan için yaratıldığı" şeklindeki antroposantrik sanrıya inanmamızı istedi. Irkçılığı lanetleyen sözler söylemesine rağmen müminleri üstün, kafirleri aşağı görmemizi istedi. İnsanlığı yüzyıllarca Musa, İsa ve Muhammed gibi efsanevi karakterlerle aldattı. Dolayısıyla dinsel kurumlar ironiler, paradokslar ve aykırılıklar ile harmanlanmış birer Şeytan organizasyonuydu. Fakat O bu açığı "Hikmet-i İlahiye, Koşulsuz Teslimiyet, İmtihan Sırrı ve İlahî Sırlar" edebiyatıyla ustalıkla kamufle etmiştir. Dolayısıyla onun doktrini şüpheci olmayan insanları kafeslemek için ideal bir düzenektir.
Şeytan kanıtlanamaz iddialarda bulunduğu için sınav argümanını kullandı. İnsanların sınavda olduğunu bu yüzden iddialarını kesin olarak kanıtlamasının caiz olmayacağını söyledi. Bilimsel gelişmelerin temeli olan şüpheciliği ise "Şeytan Vesvesesi" olarak etiketledi. Böylece kendisine tabi olanların aklını zincirledi. Bu durum kölelikten daha kötü. Zira köleler boyunlarındaki zincirlerin farkındadır. Ancak ruhunu Şeytan'a (yani Allah'a, Yahve'ye, İsa'ya vs.) satanlar bunun farkında olamazlar ve kendilerini inançları nedeniyle diğerlerinden üstün görürler. Kendinden olmayanlara, bilhassa özgür düşünürlere kurtarılması gereken zavallılar olarak bakarlar. Şeytan "Kuran" ismini verdiği kitabında içkiyi yasaklamıştır ama onun yerine insanlığa içmeden sarhoş olmanın etkili bir yolunu armağan etmiştir.
Şeytan kurduğu sistemde bir yandan insanlara aklını kullanmasını tavsiye ederken diğer yandan öne sürdüğü kanıtsız iddialara körlemesine inanılmasını bekliyordu. Aksi takdirde insanları cehennemde ızgara köfte yapmakla tehdit ediyordu. Ergenlik sonrası dönemde insanların kolay kolay dine inanmayacaklarını bildiği için dindarlara körpe beyinlerin ırzına geçmelerini telkin etti. Gönderdiği öğretiler dinî ironilerin ve çelişkilerin güçlü bir karışımı idi. Apaçık/net anlamlar içerdiğine özellikle vurgu yapmasına rağmen kitabını her okuyan inanırın farklı yorumlayabileceği bir dille yazdı. Hadis denilen dedikodu külliyatını da dine ekleyerek işi daha da karmaşıklaştırdı. Böylece en basit konularda bile anlaşamayan dinî gruplar türedi. Sonuçta din pekçok insanın hayatının mahvolmasına neden olan bir terör aygıtına dönüştü.
Nasıl fantezi ama?
Şimdi inançlılara soruyorum: Eğer somut veriler yerine metafizik iddialara göre akıl yürüteceksek böyle bir senaryo neden gerçek olmasın? Şeytan insanlara kötü bir şaka yapmak için değişik çağlarda değişik dinleri insanlara kakalıyor ve sonra da bacak bacak üstüne atıp eserini seyrediyor olamaz mı? Belki de şimdi bize kıskıs gülüyordur dinleri tanrısal sanıp ciddiye aldığımız için.
|
bence temelleri sağlam olmayan bir fantazi.
bahsettiğiniz konu şeytanın tanrılaştırılmış hali.
oysa şeytan kötülük sembolü.neden mütevaziliği istesin ki,tanrı olsa bile.
yani,insanlarla dalga geçen bir tanrı imajıyla şeytan neden mütevaziliği istesin.
hem bu tür düşünen bir tanrının kötü şakaları sonucu dünyada ve kainatta düzen kalmazdı ki...
|
25-05-2013, 21:13
|
Üye
|
|
Üyelik tarihi: 10 Nov 2012
Bulunduğu yer: İstanbul
Mesajlar: 472
|
|
Bence fantezide mantıksızlık yok. Mütevaziliğin bir erdem sayıldığı insan aleminde direkt büyüklenmeyi ve küstahlığı emretmek tepki çeker ve plan kısa sürede akamete uğrardı. Ama bunu sinsice yaparsa kimse narsisist bireyler olduklarının farkına varmadan yaşayıp gider. Tevazu; egosu normal işleyen olgun insanlarda bulunan bir haslettir. Dinî önderler ise genelde aşırı tevazu gösterirler ki bu da onların gizli kibrine işarettir. Bu yüzden alçakgönüllülük bu tür müesseselerde büyüklenme arzusundaki insanların bir tarzı haline gelmiştir. Muhammed'i soracak olursan onda da tevazudan eser yoktu. Din; erdem ve ahlak adına ne varsa insan doğasından hırsızlayarak kendine mal eder. İnsanmerkezcilliği, dinsel üstünlüğü ve ebedi yaşam vaadini onlara aşılayarak aslında narsisistik bir düzen kurar. İnsan zaten kendisinde görmek istediği üstün vasıfları tanrıya yüklemiştir. Yani tanrı fikri bir anlamda insanın güçlenme arzusunun bir dışavurumudur. Tanrısallaşamayacağına inanan insanlar Tanrı'nın el üstünde tuttuğu bir kişi olarak Onun iktidarına iştirak etmek ister. Bu yüzden sürekli ona kölelik etmesi gerektiğine inanır. Tevazu da bu aşamanın adımlarından biri sadece.
İnsan başlangıçta Onu somut şeylerde aradı. Ancak maddenin içyüzünü öğrendikçe onu soyutladı. Şeytan'ın sistemine katılanlar kendilerini ayrıcalıklı hissederler. Hayvanlarla aynı kategoride yer almayı içlerine sindiremedikleri halde çamur soylu olmaya ve Ademoğullarının ensestle türediklerine inanıverdiler. Tanrıyı her gün anıp yüceltirler ama Onu kadının saç teliyle, bacak arasıyla uğraşacak ve peygamberinin nikah memurluğunu yapacak kadar basitleştirirler. Burada ince ve gizli bir alay seziyorum. Daha önce de dediğim gibi sistem çelişkiler ve ironiler üzerine bina edilmiştir. Zaten birçok din bugüne kadar geldiğine göre Şeytan oldukça kurnaz hareket etmiş. Ne dersin?
İslam'a dönmüş eski bir ateist
Konu Kozmik Perspektif tarafından (25-05-2013 Saat 21:20 ) değiştirilmiştir.
|
Başlık Düzenleme Araçları |
|
Stil |
Normal
|
Yetkileriniz
|
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.
HTML-KodlarıKapalı
|
|
|
Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 19:09 .
|