Kudüs Umresi

[Natürelist]

Sen, Kitap verilenlere her türlü delili getirsen, yine de kıblene uymazlar; sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. And olsun ki, eğer sana gelen ilimden sonra onların heveslerine uyarsan, şüphesiz o zaman zulmedenlerden olursun.(Bakara suresi, ayet-145)

Diyanet'in İsrail anlaşmalı Umresi: 265 dolara İsrail'e destek

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın daha önce Mekke ve Medine ile sınırlı olan Umre turuna bu yıl itibarıyla Kudüs de eklendi



Muhammed'in 17 ay boyunca kible olarak kullandigi Kudüs, herhalde bu gidisle bir gün "kible" olarak kullanilmasina baslanirsa sasirmayalim

Kur'anin tanrisi, yahudileri memnun etmek icin, Kudüs'ü ilk basta kible oldugunu ilan ediyor, bir süre sonra yahudilerin bu oyuna gelmeyecegini anladiktan sonra bu girisiminden vazgeciyor. Hesabinda bir degisiklik yaparak kitabina yukarda ki ayetini koyuyor.

Her ne olursa olsun basarisiz bir girisimde bulundugu pek aciktir

Daha da beteri: Kimse hesap sormasin diye kendi yarattigina beyinsizler! Diyerek önlem aliyor.

İnsanlardan beyinsiz takımı: «Bunları bulundukları kıbleden çeviren nedir?» diyeceklerdir. De ki: «Doğu da batı da Allah'ındır. O, dilediği kimseyi doğru bir caddeye çıkarır. (Bakara suresi, ayet-142)

Haberin devami buradan:

Kaynak:http://haber.sol.org.tr/turkiye/diya...-destek-113752

[Büyük]

Sanki daha önce delil getirmiş gibi esip gürlüyor. Onların bir birinin kıblesine uymamaları, kendisine farklı tutum aramasına da sebep olup cesaret vermiş ki, hizayı değiştirmiş.
Bundan önce Yahudi cemaatine şirin gözükme taktiği içinde, uzak mescide (Mescidi Aksa) yönelmiş. Kudüsde bulunan yahudi cemaatinin ibadet merkezi kabul edilen Süleyman mabetine, mescidine doğru ibadet ediyormuş tu.
Burayı, kutsal gösterme çabasını İSRA suresinin birinci ayetine taşımış.
17/İSRÂ-1: Subhânellezî esrâ bi abdihî leylen minel mescidil harâmi ilel mescidil aksallezî bâreknâ havlehu li nuriyehu min âyâtinâ, innehu huves semîul basîr(basîru).
Âyetlerimizi göstermek için, kulunu geceleyin Mescid-i Haram’dan, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya yürüten Allah, Sübhan’dır (bütün noksanlıklardan münezzehtir). Muhakkak ki O, en iyi işiten, en iyi görendir.

Ne diyor, Mescidi Haramdan geceleyin uzak mescide (Mescidi Aksa) yürüten ,Allah sübhandır. Aksa uzak demek, yani Kudüs demiyor. Orası Kudüste oturan Yahudiler için yakındır ve Süleymanın Mabeti olarak bilinir.
İsra suresinin 1.ayetinden sonra Müslümanlarca bilinen, olaylar kuranda geçmez. Namazın 50 Ayetle başlayıp Musanın ikazlarıyla Allahla yapılan sıkı pazarlıklar sonucu 5 rekata inmesi hikayeleri kuranda geçmez. Bu hikayelere Müslümanlar safca duygularla inanılır. Hiç düşünmezler, Allahın huzuruna geçip onunla al takke ver külah Allahın emirlerini pazarlık konusu yapmak olurmu zannedersin Mahallenin Muhtarınla konuşuyor. Hikayeye göre Musanın ısrarı üzerine süliyetini dağa aksettiriyor dağ parçalanıyor musa bayılıyor.Bu hikayelerde bilinenleridir ve inanırlar da.
Bu hikayelerin varsa gerçek yönü anlatılmaz. Hakbuki ne kadar önemlidir, muhammedin bir gecede yürümeyle gidilemeyecek uzaklıktaki Kudüse gitmesi mucizesi ve oradan göğe yönelip yörüngeden çıkıp eksi 150 dereceden geçip atmosfer basıncının olmadığı yerden geçmesi (atmosfer basıncının olmadığı yerde su ve dolayısıyla kan 30 derecede kaynar)
Yani bunlar ne kadar önemli konularken, hiç lüzumu olmamasına rağmen İSRA 2’de Musanın hikayesine geçer, musaya kitap verdik diye başlar.
Halbuki bu Musa hikayelerini daha önce Necm 36 da Musanın haberi sana geldi mi diye başlayıp sonrasında da, ARAF 103’den başlayıp ARAF 149’a kadar musayı ve yaptıklarını anlatır. FURKAN 35 , 36 da kısa anlatır. MERYEM 51 , 53 de kısa alıntılar yapmış.
TAHA Suresinin 9. ve 99. Ayetlerine yine Musanın sana haberi geldimi diye başlayıp eski olayları ,değneğini atıp yılana çevirme numaralarını uzun uzun anlatıyor.
Daha sonra ŞUARA 10,68. Ayetlerde Musaya zalimlerin kavmine gitmesi için nida ettik diye tekrar Musanın hikayesi anlatılıyor.
Daha sonra NEML Suresini 7,14. Ayetlerin Musa hikayesi tekrar anlatılıyor, ben ateş gördüm gidip alayım ve değneğin yılana çevirme numarası hikayesi.
Daha sonra KASSAS Suresinin 3,44.Ayetlerinde aynı hikayeler,firavunla didişmesi değneği atıp yılan yapması Mısırda adama yumruk atıp öldürmesi falan filan.
Kassas dan sonra yazılan İSRA suresidir. VE daha 2. Surede Musa’ya kitap verdik diye Musa’yı anar.
Anlatmak istediğim, Namazın farz olunmasının hikayesi ve gerçekleri çok daha önemliyken, daha öncesinden defalarca tekrar, tekrar Musa’yı anlatmanın ne gereği var.
Kaldı ki Musa’nın kavmi dengesiz insanlarla dolu, denizden mucize sonu geçerek firavundan kurtuluyorlar, sonra bu olayı hiç yaşamamışlar gibi puta tapan bir kavimle karşılaştıktan sonra, Samiri denen manyağın lafıyla elindeki altınları eritip buza heykeli yapıp, tapmaya devam ediyorlar.
Ey Allahım, bu manyakları defalarca anlatmanın ne gereği var, çok mu lazım bu dengesizlerin yaşantıları da, defalarca aynı hikayelerini bize anlatıyorsun.
Halbu ki muhammedin miracı, mucizesinde yaşananlar ne kadar daha önemli.
Kuranı iniş sırasına göre okunsun muhammedin Kureşlileri nasıl çıldıttıklarını görecekler.
Hiçbir zaman Muhammedin anlattıklarına inanmamışlar, taki Medine ye göç ettikten sonra eli kılıcı kapana kadar.
Bu yazdıklarım, İniş sırasına göre, YUSUF suresine kadar olanlar. Daha kitabın yarısı.
Bu sureye kadar , Muhammed’e kendi özgür iradeleriyle inanmamışlar.Delili kuranın kendisi. Hadi onları da aktarayım.
ALAK:9,13 - KALEM: 2.ve 51. Ayet – MÜZZEMMİL:10,11 – MÜDDESİR: 12 ve 25.ayetler arası ayrıca 53 – TEKVİR: 22,25,26 – NECM: 57,58,59,60 – HUMEZE: 1 KAF: 2,3,5,20,26,27,28,29,30,39 – KAMER: 4,5 – SAD: 4,16,17,86 – ARAF: 2 YASİN: 69,76 – FURKAN: 4,5,6,7,8,41,42,60,- FATIR: 25 –VAKİA:45,46,47,48,49 ŞUARA: 3,5,6, - NEML: 80 – İSRA : 41,46,47,48,60,85,89,90,9192,93,94,95, YUNUS: 20,31,38
Bunlar Yusuf suresine kadar olanlar daha kitabın yarısı. Hani diyorlar ya madem Muhammed inandırıcı olamamış, mucizelerini görmemişler, neden o kadar insan inanmışlar o zaman. İkra (oku) bakalım inanmışlar mı yoksa kılıç zoruyla mecbur mu kalmışlar.

[İlahimasal]

Natürelist´isimli üyeden Alıntı

Sen, Kitap verilenlere her türlü delili getirsen, yine de kıblene uymazlar; sen de onların kıblesine uyacak değilsin. Onlar birbirlerinin kıblesine de uymazlar. And olsun ki, eğer sana gelen ilimden sonra onların heveslerine uyarsan, şüphesiz o zaman zulmedenlerden olursun.(Bakara suresi, ayet-145)

Diyanet'in İsrail anlaşmalı Umresi: 265 dolara İsrail'e destek

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın daha önce Mekke ve Medine ile sınırlı olan Umre turuna bu yıl itibarıyla Kudüs de eklendi



Muhammed'in 17 ay boyunca kible olarak kullandigi Kudüs, herhalde bu gidisle bir gün "kible" olarak kullanilmasina baslanirsa sasirmayalim

Kur'anin tanrisi, yahudileri memnun etmek icin, Kudüs'ü ilk basta kible oldugunu ilan ediyor, bir süre sonra yahudilerin bu oyuna gelmeyecegini anladiktan sonra bu girisiminden vazgeciyor. Hesabinda bir degisiklik yaparak kitabina yukarda ki ayetini koyuyor.

Her ne olursa olsun basarisiz bir girisimde bulundugu pek aciktir

Daha da beteri: Kimse hesap sormasin diye kendi yarattigina beyinsizler! Diyerek önlem aliyor.

İnsanlardan beyinsiz takımı: «Bunları bulundukları kıbleden çeviren nedir?» diyeceklerdir. De ki: «Doğu da batı da Allah'ındır. O, dilediği kimseyi doğru bir caddeye çıkarır. (Bakara suresi, ayet-142)

Haberin devami buradan:

Kaynak:http://haber.sol.org.tr/turkiye/diya...-destek-113752

hayy hayyy allahcım doğuda ,batıda seninse bulunduğun yer itibarı ile(angara) ,döndümm batıma aaaaaaaa abovvv anıtkabir ,,tamam buldum kıbleyiii,,heheheh artık oraya doğru ibadet edeceğim sana.

huri, gılman elinde ne varsa artık hazır et geliyorum cennetine..yaş 43

[Neva]

Natürelist´isimli üyeden Alıntı

Muhammed'in 17 ay boyunca kible olarak kullandigi Kudüs, herhalde bu gidisle bir gün "kible" olarak kullanilmasina baslanirsa sasirmayalim

Dogru soze ne denir sevgili Naturelist, pazar buyuk neticede.

[Vefik Sami]

Bu işin arkasında "ince" bir siyâsi zekâ var gibi. Bu gün İsrail Filistin ile baş etmekte zorlanıyor. Eğer dünya müslümanlarının ilgisi Mescid-i Haram'a olduğu şekliyle yoğunlaştırılabilirse, "Din ve vicdan özgürlüğü maskesi arkasından İsrail köşeye sıkıştırabilir.

Yahudi zeki olur diye biliirdim.
Neden böyle bir uygulamaya müsaade ettiler; anlamadım.
Paraya mı ihtiyaçları var ?
Dünya ekonomosi onların kontrolünde değil mi ?

[Felâsife]

Vefik Sami´isimli üyeden Alıntı

Yahudi zeki olur diye biliirdim.
Neden böyle bir uygulamaya müsaade ettiler; anlamadım.
Paraya mı ihtiyaçları var ?
Dünya ekonomosi onların kontrolünde değil mi ?

Ekonomik yönünü bilmem ama dünyaya daha "ılımlı" bir imaj vermek istiyor olabilirler, buda bunun zemini için büyük bir imkan olsa gerektir.

[Vefik Sami]

Felâsife´isimli üyeden Alıntı

Ekonomik yönünü bilmem ama dünyaya daha "ılımlı" bir imaj vermek istiyor olabilirler, buda bunun zemini için büyük bir imkan olsa gerektir.

Yahudilerin bu tip "ılımlı" bir mesaja ihtiyaçları olduğunu sanmıyorum.
Ayrıca; Müslümana karşı nasıl göründüğümüz o kadar mühim değil.
Müslümanın "kefere"yi nasıl gördüğüne dikkat etmek gerek.

Mekke ve Medine dönemleri arasındaki strateji farkını önemle hatırlatırım !...

Muhammed, her farklı olaya karşı farklı stratejiler geliştirmiş, karşılaştığı her hâdise için de farklı sözler söylemiştir.
Bu nedenle İslâm, karşılaşılan her duruma "uygun" görünür.
İslâm'ın bu yüzü, müslümanların "edilgen" olduğu dönemler için zararsız görünse de
Güç ellerine geçtiğinde "Uygun" olan başka şartlar çıkar karşımıza.

[Felâsife]

Vefik Sami´isimli üyeden Alıntı

Yahudilerin bu tip "ılımlı" bir mesaja ihtiyaçları olduğunu sanmıyorum.
Ayrıca; Müslümana karşı nasıl göründüğümüz o kadar mühim değil.

Hır gür, savaş olan bir yere bence kimse gitmez, gidende koca bir risk alarak gider ki bu açıdan bakınca bu umre olayının Müslümanlardan ziyade, diğer dünya devletleri için barış ve sukunet içinde olduğu anlamınada gelir ki buda turizm pastasından daha çok pay almak ve aynı zamanda kendi tanıtımları içinde mükemmel bir fırsat olur.
Neticede köklü bir tarihe sahip topraklarda yaşıyorlar.

Tabi bu benim basit görüşümdür, daha fazla detayını bilemem, sadece görünene göre yorumladım.

[Vefik Sami]

Felâsife´isimli üyeden Alıntı

Hır gür, savaş olan bir yere bence kimse gitmez, gidende koca bir risk alarak gider ki bu açıdan bakınca bu umre olayının Müslümanlardan ziyade, diğer dünya devletleri için barış ve sukunet içinde olduğu anlamınada gelir ki buda turizm pastasından daha çok pay almak ve aynı zamanda kendi tanıtımları içinde mükemmel bir fırsat olur.
Neticede köklü bir tarihe sahip topraklarda yaşıyorlar.

Tabi bu benim basit görüşümdür, daha fazla detayını bilemem, sadece görünene göre yorumladım.

Estağfurullah efendim.
Samimiyetle yazılan her yazı önemli ve değerlidir.
Aslâ "basit" değildir.

Ben sâdece bu husûsa İsrail tarafından bakmanın bir fayda sağlamayacağı kanâatindeyim. Önceleri "mazlum"u oynayıp, güç'ü elde ettikten sonra ne denli canavarlaşanları gördüğümden, gelenkesel İslâm'ın yaşanmışlığı da elimizde en kuvvetli veri iken, bu konuyu bir "inanç turizmi" gibi görmenin, mes'eleyi esas mecrâsından çıkarabileceği endişesini taşımaktayım.

Sizin görüşünüz "basit" ise,
Benim yazdıklarım da en az o kadar basittir.

[Felâsife]

Vefik Sami´isimli üyeden Alıntı

Estağfurullah efendim.
Samimiyetle yazılan her yazı önemli ve değerlidir.
Aslâ "basit" değildir..

Bi-mukabele aynı hisler benim içinde geçerlidir, teşekkür ederim.

Aslında ben turizm işlerinden pek hoşlanmıyorum, bu doğa için büyük bir problem ama gidişata bakınca, özelliklede Araplar bu konuda acayip işler yapmaya başladılar, en büyük binalardan, en büyük otellere tabi lüks olmak kaydıyla, resmen çölleri teknoloji destekli olarak yeniden ihya etmeye başladılar ki bu konuda çok belgesel izledim, gerek yaptıkları binalardan gerek yaşamlarına, hele son zamanlarda Dubai havayolu Emirates ile seri bir kaç belgeselde yayınladılar Nat Geo da, bir zamanlar kup kuru çöl olan yerleri adamlar dünyaya meydan okuyan bir üs haline getirmişler, devasa A380 filolarından, gümrüksüz ticarete filan derken, adamların gayesi oraları cazibe merkezleri haline getirmekmiş ki getirmişlerde zaten ve gayeleri daha daha ileriye gitmek, bunun için çalışıyorlada.

Hani adamları sevmem mevmem ama böyle şeyleri görüncede, kayıtsız kalamıyor insan. İsrail deyince top tüfek savaş ile anılıyor olması imajını (bence) kırması gerek, yoksa Araplar zaten taktik değiştirmiş durumdalar.

Özetle İsrail için bu durum iyi olur, yoksa diğer türlü zaten Araplar öne çoktan geçmişler benim gördüğüm.
Galiba dünya tuhaf bir yöne gidiyor, kim bilir bu belki herkes için en iyisidir.

Sevgiler.