Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Konu-dışı

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #181  
Alt 05-08-2010, 13:11
fantomas fantomas isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Yasaklandı
 
Üyelik tarihi: 23 Jul 2010
Mesajlar: 129
Standart Hristiyan Teolojisi İle İslam Teolojisinin Doku Uyuşmazlığı

Yahudiliğin de Hristiyanlığın da kaynağı birdir.Tarihi Babil Krallığına kadar uzanan bir yapılanmanın ürünüdür.Hristiyanlık ortaya çıkarıldıktan sonra istenilen amaçlar doğrultusunun aksine bir gelişim sürecine girince aynı yapılanma İslam'ı da üretmiştir.


Çünkü Hristiyanlık artık her anlamda kontrolden çıkmıştı.


Bu başlıkta Hristiyan teolojisinin İslam teolojisi ile olan doku uyuşmazlığ üzerinde duracağım.


Hristiyanlıkla İslam teolojik anlamda birbiri ile uyuşmaz.

Hristiyanlık ta da tek Tanrı inancı olmasına rağmen daha bir "din" dir.

Neden?

İlk insandan günümüze tarihi seyrin de doğrulandığı gibi insanlık Tanrı kavramını bu gün İslam'da ki "her derde deva" bir konuma düşürmemiştir.

Tanrı insanların arzu ve ihtiyaçlarına bakan sıradan her hangi bir "kral" ya da "kraliçe" değildir.İşte bu nedenle insanlık tek Tanrı kavramını yüce tutmuş ancak insanlığın ihtiyaçları için yeni yeni ilahlar üretmiştir.

İnsanların bitmez tükenmez ihtiyaçlarının giderilmesini Tanrı'dan beklemek Tanrı'ya saygısızlık ve haksızlıktır.

Sıradan bir kralın bile yüzlerce yardımcısı varken Tanrıya her işi gördürmek insan aklının sınırlarını zorlar.

İşte Hristiyan teolojisi bu mantığın sonucudur.

Tek Tanrı vardır.Ancak Meryem ve İsa figürleri insanların dinsel ihtiyaçlarını gidermektedir.

Ben sıradan bir kul olarak gidip Tanrıdan rahmetli Marliyn Monroe'yi istesem çok ayıp ederim.Ancak İsa figürü bana daha yakın onunla konuşabilirim ve Tanrıya ulaştırmaya çekindiğim isteğimi ona açarım.

Ya da illa bir çocuk isteyen bir kadın için Meryem figürü ne kadar doğal,insanca ve din anlayışına uygundur.

Oysa İslam'da insanların muhatabı daima Tanrı'dır.

İlk ve günümüzden daha medeni uygarlıklar için bu sadece ve sadece küstahlıktır.

İşte bu nedenle Hristiyanlıkla İslam arasında doku uyuşmazlığı yaşanmaktadır.

Dinler arası diyaloğ masallarının bitirilip İslam ülkerine "buyrun burdan yakın" a dönen başarısız tek din yaratma projelerinin de rafa kaldırılma sebebi budur.

Hristiyanlık ve İslam teolojik anlamda bir birine en uzak dinlerdir.
Alıntı ile Cevapla
  #182  
Alt 29-08-2010, 14:00
Dark_Prince - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dark_Prince Dark_Prince isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 18 Aug 2010
Mesajlar: 2.389
Standart Kur'an'a Göre Putperstlik

Kur'an'a Göre Putperestlik
Ben putperestler putlara tapmıyorlardı,putları Allah'a yaklaştıran aracılar görüyor ve onlardan şefaat umuyorlardı dediğim zaman Müslümanlar benim putperestliği bilmediğimi söylediler.Müslümanların şefaat ummuyorlardı veya aracı olarak görmüyorlardı demeleri çok yanlış.Çünkü durum öyle değil,verceğim kaynakları yalanyacaklardır büyük ihtimal ben de kaynak olarak Kur'an'ı yeterli görüyorum.Sanırım Kur'an'da yazanı inkar etmezler.Şimdi bu konuda bulduğum ayetleri inceleyelim ve putperestliğin ne olduğunu bir de Kur'an'dan duyalım:

Putları Şefaatçi Olarak Görüyorlardı

Rum=13:- Onların, Allah’a koştukları ortaklardan kendileri için şefaatçılar da olmayacaktır. Artık onlar ortak koştukları şeyleri de inkar ederler.

Demekki putları şefaatçi olarak görüyorlardı ki,Allah onların şefaatçi olmayacaklarını söylüyor.

Yunus=18:- Allah’ı bırakıp, kendilerine ne zarar, ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve “İşte bunlar Allah katında bizim şefaatçılarımızdır” diyorlar. De ki: “Siz, Allah’a göklerde ve yerde onun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz!? O, onların ortak koştukları şeylerden uzaktır, yücedir.”

Bu ayet tartışmaya yer bırakmayacak şekilde,putperestlerin putlarından şefaat umdukları gerçeğini ortaya koyuyor.

Yasin=23:- “Onu bırakıp da başka ilahlar mı edineyim? Eğer Rahmân bana bir zarar vermek istese, onların şefaati bana hiçbir fayda sağlamaz ve beni kurtaramazlar.”

Zümer=43:- Yoksa Allah’tan başka şefaatçiler mi edindiler? De ki: “Hiçbir şeye güçleri yetmese ve düşünemiyor olsalar da mı?”

Zuhruf=86:- Onu bırakıp taptıkları şeyler şefaat edemezler. Ancak bilerek hakka şâhitlik edenler şefaat edebilirler.


Bu ayetler yine şfaat umduklarını söylüyor ve bunun yanlış olduğunu dile getiriyor.Demekki putperestler putların şefaatine inanıyorlarki,Allah bunu yanlışlıyor.

Putları Allah'a Yakınlaşmak İçin Aracı Olarak Görüyorlardı

Ahkaf=28:- Allah’ı bırakıp ona yakınlık sağlamaları için edindikleri ilahlar kendilerine yardım etseydi ya!? Aksine onları yüzüstü bırakarak uzaklaşıp kayboldular. Bu onların yalanı ve uydurmakta oldukları şeydir.

Bu ayetde açıkça görebildiğimiz gibi,putperestler Allah'ı bırakıp ona yakınlaşmak için ilahlar(putlar) edinmişler.

Kur'an'a göre putperestliği kısaca tanımladık.Putlara taptıkları gibi onları Tanrı'ya yakınlaşmak için aracı ve şefaatçi olarak görüyorlardı.Bugün aynını Müslümanlarda yapar.

Tanrı'nın Adımlarını İzle Ama Asla Takip Etme!

Blog Facebook
Alıntı ile Cevapla
  #183  
Alt 05-10-2010, 11:19
axzel - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
axzel axzel isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 21 Jun 2010
Mesajlar: 441
Cool Biz herşeyi belli bir ölçüye göre yarattık. KAMER 49



YOUTUBE izlemek için : http://www.turandursun.com/forumlar/showthread.php?p=344015#post344015


Saygılar......


Not: sayın moderator ve admin, youtube embed edilince küçük oluyor width olayını biraz artırırsak daha iyi olur kanısındayım...
Alıntı ile Cevapla
  #184  
Alt 17-10-2010, 20:21
Keep Away - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Keep Away Keep Away isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2010
Mesajlar: 126
Standart Vahyin kaynağı Fars ve Rum adetleri mi yoksa Allah mı?

Ruh halim el vermediğinden kendi yorumumu katmaksızın Arif Tekin'in yazdığı önemli bir yazıyı direkt olarak buraya alıntılayacağım, özür dilerim.

Muhammed bir ara çocuk emziren kadınla münasebette bulunmayı yasaklıyor ve bu işin günah olduğunu söylüyor. Daha önce de Arap toplumunda böyle bir inanç zaten vardı. Bu tür bir ilişkinin tıbben doğru olup olmadığına girmiyoruz; itirazımız, Muhammed'in bu konuda ifade değiştirirken, öne sürdüğü gerekçeye yöneliktir.[1]

Muhammed, zaman içinde, az önceki olayla ilgili fikir değiştiriyor; hem de çok ilginç bir gerekçeyle! Şöyle diyor: "Aslında çocuk emziren kadınla cinsi ilişkide bulunmayı yasaklamak isterdim; fakat bakıyorum ki, İranlılarla Rumlar bu işi yapıyorlar ve hiçbir şey de olmuyor. Dolayısıyla, ben de bu yasaktan vazgeçiyorum."

Bu hadis üzerinde fazla yorum yapma gereği duymuyoruz. Çünkü, her şey çok açık ve nettir. Bu olayı aktarmamızın sebebi, şu kısa soru ile ifade edilebilir; Acaba Muhammed'in ilham kaynağı Allah mı, yoksa İran'la Rum gelenekleri ve eski kültürler mi?[2]

Muhammed, acaba neden böyle bir ifade değişikliğine başvurdu? Bu sorunun yanıtı da olayın kendisi kadar ilginç! Aslında, ne zaman ifade değiştirdiği kesin olarak bilinmiyor. Ancak, az sonra anlatacağımız olayla birlikte mütalaa edilir ve Muhammed'in kadına bakışı da göz önüne alınırsa, yapılan değişikliğin sebebi büyük bir olasılıkla ortaya çıkar. Hadise şudur: Muhammed "Ümmü Seleme" ile evlenirken, kadının eski kocasından emzirdiği bir kız çocuğu vardı. Gerdeğe girmek için sık sık kadının yanına varıyor; fakat onun kucağında çocuk görünce tekrar geri gidiyordu. Bu durum epey sürüyor. Bir gün Ammar b. Yaser bunu seziyor ve gidip kadından o çocuğu alıp kendi evine götürüyor. Muhammed bunu anlayınca seviniyor ve gidip kadınla ilişkiye giriyor. İşte, çocuk emziren kadınla ilgili çelişkili beyanatının nedenini, bu olayla ilişkilendirmek mümkündür. Başka bir deyişle, fetva niteliğindeki bu sözü, bu kadınla yatabilmek için söylemiş olabilir diyoruz.[3]

Kaynakça:
[1]
-Ebu Davud, Tıp, 16, No: 3881
-İbn-i Mace, Nikah, 61, No: 2012
-Ahmet b. Hanbel, Müsned, 6/453
-Kütüb-i Sitte, İ. Canan terc., 7/541-16/72
[2]
-Ebu Davud, Tıp, No: 3882
-Müslim, Nikah, No: 1448
-Kütüb-i Sitte, İ. Canan terc., 11/392-16/42
-Tirmizi, Tıp, No: 2072
-Ahmet b. Hanbel, Müsned, 6/361-434
-Nesai, Nikah, 54
-Askalani, İsabe, No: 10969
-İmam Malik, Muvatta-Buyu'-2/211
[3]
-Askalani, el-İsabe, No: 11645
-İbni Esir, Üsd-ül Gabe, No: 7464
-Kütüb-i Sitte, İ. Canan terc., 15/492
-İbni Sad, Tabakat, No: 4118-8/289
-Ahmet b. Hanbel, Müsned, 6/295
-Hindi, Kenz'ül Ummal, No: 37790
-Hayat-i Sahabe, Ahmet Meylani terc., 3/296
Alıntı ile Cevapla
  #185  
Alt 19-10-2010, 04:49
Lynx Lynx isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 12 Aug 2010
Mesajlar: 1.423
Standart Mecaz mi Yoksa Dogrudan mi ?

Arkadaslar bakiyoruz ! Müslümanlar kabullenemedigi ayetlere mecaz anlam yada baska sekil anlasilmalidir diye savunmakdalardir !

Simdi acik ve net bir soru sormak istiyorum !

Hirsizlik yapanin ellerini kesin diyen ayeti dogrudan anliyorlarda ( Evet dogrudan anlamasalar seriatta böyle bir olay olmaz ! )

Zina yapani kirbaclayin , taslayarak öldürün denen ayeti dogrudan anliyorlarda !

Lut kavminde escinsellik yasaklanmasini ( aslina böyle birsey yokda ) o ayeti evirip cevirip GAYLERE mahal etmekle kendi dogasina göre yasaklayabiliyorlarda !

Cenette gitmeyi , tomurcuklasmis hurileri , sonsuz hayati , yemeyi icmeyi dogrudan anliyorlarda

Kafirleri linc edenler ayetleri RESMEN DOGRUDAN anliyorlarda !

Cennete gitmek icin her haltida yiyorlar

Domuz icki yasak denildiginde dogrudan anlayipda BUNLARI agizlarini sürmüyorlar


AMA


Muhammedin Ahzabina gelince bu mecaz anlasilmalidir diyorlar !

Fatihaya gelince orda gizli deki vardir diyorlar !

Metametik hatasina gelince yanlis hesapladin diyorlar

Diyorlar da diyorlar

SiMDI KARAR VERIN MECAZ MI YOKSA DOGRUDAN MI ?

Bu toprakta bir kalp çarpar hakkın bilimin aşkına
Bir kalp çarpar her bedende Cumhuriyet uğruna
Bir çarpar ki hep ileri Mustafa Kemal adına
Öyle çarpar ki ritmine cümle alemler aşina
Alıntı ile Cevapla
  #186  
Alt 03-11-2010, 04:40
Dark_Prince - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dark_Prince Dark_Prince isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 18 Aug 2010
Mesajlar: 2.389
Standart İslam Öncesi Bilim

Diğer konuya birleştirildi.

ANTHEMİUS



D.: ?

Ö.:MS 534



Tralleis'li (Aydın) Anthemius olarak tanınır. Konik kesitlerin iple çizimini gösterdi. İstanbul'daki Ayasofya (Hagia Sophia) nın yapılışında katkısı oldu.



APOLLONİUS



D.:MÖ 262 Pamphylien (Perge)

Ö.:MÖ 190 Bergama



Yunan geometricisi

İskenderiye'de yetişti. Konika isimli sekiz ciltlik yapıtı ile analitik geometri fikrini verdi. Bu suretle koninin çeşitli düzlemlerle arakesitinde oluşan daire, elips, parabol ve hiperbolun matematik ifadelerini buldu. Gezegenlerin Dünya etrafında dönmesi düşüncesinden bazı gezegenlerin görünen halkalı hareketleri için episikloid teorisini ileri sürdü.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /40


ARİSTARH



D.:MÖ 310 Sisam (Samos)

Ö.:MÖ 230 İskenderiye



Yunan astronomu

Dünya'nın Güneş etrafında döndüğünü ve kendi ekseni etrafında dönüşünü 24 saatte tamamladığını, Ay çapının Dünya'nın 0.36 sı olduğunu ve Güneş çapının 6.75 Dünya çapı olduğunu iddia etmiştir. İlginç bir yöntemle Güneş'in uzaklığını hesaplamıştır. Ay'ın tam yarım daire biçiminde göründüğü an Dünya, Ay ve Güneş'ten oluşan üçgenin Ay'daki açısının dik olması gerektiğini, Dünya'dan Ay ve Güneş arasındaki açının ölçümü ve Dünya-Ay uzaklığının bilinmesi ile bu üçgenden Dünya-Güneş uzaklığını hesaplamıştır. Açı ölçümünde 2 dereceden az bir hata yaptığından Dünya-Güneş arasındaki uzaklığı Dünya-Ay arasındaki uzaklığın 19 katı (doğrusu 389 katı) bulmuştur.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /35



ARİSTOTELES



D.:MÖ 384 Stagira

Ö.:MÖ 322 ChalkişEuböa adası



Yunan filozofu

17 yaşında Atina'ya gitti, PLATON (Eflatun)un öğrencisi oldu. Eflatun ölünce akademinin müdürü oldu. BÜYÜK İSKENDER'e hocalık yaptı. Atina'da ve İskenderiye'de kitaplık kurdu. Yapıtları 150 ciltlik bir ansiklopedi oluşturdu. Mantık isimli yapıtında sistematik mantıkla ilk uğraşan ve isbata adım adım yaklaşmayı gösteren kişidir. Matematik mantığın temellerini attı. Dünya'yı yuvarlak kabul etti. Ekvatorla yörünge düzlemi arasındaki eğim açıyı ilk hesaplayandır. Kuzeye doğru seyahatlarda yeni yıldızların göründüğünü ve güneydekilerin kaybolduğunu söyledi. Dünya düz olsaydı bütün yıldızlar aynı anda Dünya'nın her tarafından görülebileceğini söyledi. Ölümünden sonra eserleri yayınlanmadığı için Eflatun kadar ün kazanamadı. Avrupa'da eserleri 12. ve 13. yüzyılda Arapçadan Latinceye çevrildi. "Analitik" isimli yapıtı ünlüdür. Atina'da Lise isimli okul kurmuştur.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /29


ARŞİMED



D.:MÖ 287 Sirakuza/Sicilya

Ö.:MÖ 212 Sirakuza



Yunan matematikçi ve mühendisi

Sonsuz vida, dişli çark, palanga, hareketli makarayı icat etti. Kaldıracı bularak bununla Dünya'yı yerinden oynatabileceğini iddia etti. Harp tekniğindeki silahlardan taş atan mancınıklar, Romalı gemileri yakan aynası vardı. Kendi adı ile anılan yasada suyun kaldırma kuvvetini buldu ve bununla Sirakuza kralının tacındaki altın miktarını hesapladı. π için çevrenin çapa bölümü olduğunu söyleyerek 22/7 aldı. Daire alanı için çevre ile yarıçapın yarısının çarpımı olduğunu söyledi. Parabol sektörü alanı, sonsuz küçükler, Arşimed spirali, Arşimed aksiyomu uğraşı alanlarıdır. Çapı yüksekliğine eşit bir silindir içine çizilen küre ve koni hacımları arasında 3:2:1 oranı olduğunu söyledi. Yaklaşık karekök hesabı yaptı.
Kaynak: Asimov:Biographische Enzyklopaedia//37;Gellert ve diğerl. Grosses Handb. D. Math.; Möbius,P.J.: Über die Anlage zur Mathematik. Leipzig 1900, s. 173; Smith,D.E.: History of Mathematik vol. I, s.112

ARYABHATTA



D.:MS 476 Patha

Ö.:MS 550



Hint bilim adamı

Sanskrit dilinde manzum olarak "Aryastasaba" adlı bir kitabı 499 da yazdı. Bu yapıtta geometri, basit cebir, trigonometri ve astronomi konuları geçmektedir. π için 628320/20000 = 3.1416 almıştır. Küre hacmi için yaklaşık bir formül kullanmıştır. Gök cisimlerinin dönüyormuş gibi görünmesinin, yerin kendi ekseni çevresindeki dönüşüyle açıklanacağını öne sürmüştür.



CASSİODORUS, Flavius Magnus Aurelius



D.:480 Scylletiun

Ö.:575 Scylletiun



Romalı devlet adamı ve yazar

BOETİS'un öğrencisi olup 562 yılında "Paskalya hesabının ilkeleri" kitabını yazdı. Zengin bir kitaplık kurdu. Eski yunan yapıtlarını Latinceye çevirdi. Sarayın tarih yazarlığına atandı.



CATO, Marcus Porcius



D.:MÖ 234 Tusculum

Ö.:MÖ 149



Romalı politikacı ve yazar

Asıl adı Marcus Porcius Licinianus Cato dur. Aynı isimdeki diğerlerinden ayırdetmek için yaşlı lakabı vardır. Ayrıca "Censorius" lakabı vardır. Siyaset adamlığı yanı sıra Roma tarihi üzerine "Origines" (Kökenler) adlı bir tarih kitabı ve "De agri Cultura" (Tarım üstüne) kitabını yazdı.




DİKAEARCHUS



D.:MÖ 350

Ö.:MÖ 290



Yunan haritacısı

Messina'lı olup ARİSTOTELES'in öğrencisidir. Dioptra aletini kullanarak Rodos adasının enlemini belirledi. Yaptığı Dünya haritasında ekvator ve orta meridyeni birbirini dik kesen iki eksen olarak gösterdi. Batı-doğu yönünde yönelme doğrusunu çizdi. BÜYÜK İSKENDER'in zaptettiği ülkelerin bir haritasını yaptı.



DİOPHANTUS



D.:MS 210

Ö.:MS 290



Yunan matematikçisi

Kendi adı ile anılan ve çözümleri tam sayı olan denklemlerle uğraştı. Çalışmaları Araplar sayesinde günümüze ulaştı ve 16. yüzyılda Latinceye çevrildi. Matematik isimli bir kitabı vardır. Bu kitabında 1. ve 2. derece denklemlerine dönüşen soyut problemler bulunmaktadır.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /47


ERATOSTHENES



D.:MÖ 276 Kyrene (Libya)

Ö.:MÖ 195 İskenderiye



Yunan bilim adamı

İskenderiye kitaplığında görevli, şair, filozof ve geometricidir. Atina'da ün sahibi oldu. Asal sayılarla ilgili kendi ismi ile anılan "Eratosten kalburu" vardır. Çizdiği Dünya haritasında Avrupa, Afrika ve Asya'nın bir kısmını göstermiştir. MÖ 240 yılında Syene (şimdiki Assuan) ve İskenderiye arasındaki yerin merkez açısını, Güneş ışınlarının bu yerlere geliş açıları farkından 7.2 derece olarak ölçmüş ve bu iki kentin arasını 5000 stadya (830 km) tahmin ederek Dünya çevresini 250 000 stadya (41 500 km) olarak bulmuştur.
Kaynak: VT:1975/423, AVN:1975/1: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /39




EUDOKSUS



D.:MÖ 408 KnidoşTürkiye

Ö.:MÖ 347 Knidos



Yunan matematikçisi coğrafyacı ve astronomu

PLATON (Eflatun)'un öğrencisi idi. Güç koşullarda Atina Akademisinde okudu. Öğreniminden sonra Mısır'a gitti. Daha sonra Atina'ya dönerek uzun süre hocalık yaptı. Eflatun'un gezegenler konusundaki düşüncelerine katıldı. Direkt olarak hesaplanamayan bazı alan ve büyüklüklerin iterasyonla hesabını yaptı. Alan hesabı ile uğraştı. Gök ve Dünya haritaları yaptı. Yılın 365 günden 6 saat fazla olduğunu ilk farkeden yunanlıdır..
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /28


EUKLID



D.:MÖ 320

Ö.:MÖ 275



Yunan Geometricisi

İskenderiye'de yaşadı. Geometri bilimini geliştirdi. 13 ciltlik elementler isimli kitabında daire, paralel doğrular, üçgenler, uzay geometrisi, asal sayılar, maksimum ve minimum problemleri yer almaktadır. Okullarda hala Öklid geometrisi öğretilmektedir. Elementler kitabı 8. yüzyılda Arapçaya, 11. yüzyılda Latinceye ve 18. yüzyılda İngilizceye çevrildi. Asal sayılarının sonsuz olduğunu söyledi.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /34



EUPALİNOS



Yunan mimarı

MÖ 530 yılında yaşadığı ****ra'da su kanalları yapmakla ün kazanmıştı. Daha sonra Samos (Sisam) adasında bir su kanalı yapmakla görevlendirildi. Bu kanalın 1 km lik bir kısmı yer altından geçmektedir. Tünel iki taraftan delinerek ortada bir kaç metrelik hata ile birleştirildi.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /20


FRONTİNUS, Sextus Julius



D.:MS 30

Ö.:MS 104



Romalı haritacı

Ülke ölçmeleri isimli bir kitabı var ancak kayıp. Roma'nın su gereksiniminin temini için çalıştı. Bu konudaki kitabı günümüze kadar geldi.


HEKATEUS



D.:MÖ 550 Milet

Ö.:MÖ 480



Yunan tarih ve coğrafyacısı

MÖ 510 yıllarında ANAKSİMANDER'in haritasında yeni düzenlemeler yaptı. Dünyayı iki kısımda gösterdi. Yarı daire şeklinde Avrupa ve Asya'yı okyanuslar çevirmekte, Kafkaslar ve Akdeniz ile bölünmektedir. Tarih yazarlarının babası sayılır. HEREDOT bundan etkilenmiştir.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /21


HERAKLEİDES



D.:MÖ 388 Herakleia (Kdz Ereğlisi)

Ö.:MÖ 315 Atina



Yunan astronomu ve filozofu

Genç yaşında Atina'ya gitti. PLATON (Eflatun)'un akademisinde öğrenim gördü. Astronomi ve geometri konularında çalıştı. Dünya'nın kendi ekseni etrafında batıdan doğuya doğru, Merih ve Venüs gezegenleri gibi Güneş etrafında döndüğünü ilk söyleyen kişidir.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /28



HEREDOT




D.:MÖ 500

Ö.:MÖ 424



Yunanlı tarihçi

Yunanlılar ve Mısırlılara ait bilgilerin çoğu onun sayesinde günümüze kadar gelmiştir. Mısırlıların Nil vadisi dışında daha geniş bir çevreyi tanıdıklarını doğrulamaktadır.
Kaynak: Döğen,Ş.: Müslüman ilim öncüleri ansiklopedisi/233


HERON



D.:MS 20

Ö.: ?



Yunan fizik ve matematikçisi

İskenderiye'de yaşadı. 3 ciltlik ölçme bilgisi kitabı vardır. 1.cilt: Düz ve eğri yüzeylerin ölçümüne ait ilkeler; 2.cilt:Cisimlerin ölçülmesi ve hesabı; 3.cilt:Alan ve cisimlerin bölünmesidir. Bu yapıtı XI.yüzyılda İstanbul'da bulundu. Kendi ismi ile anılan üç kenarı bilinen üçgenin alanını veren formülü 62 de buldu. Işıkla ilgili "Katoprikos" isimli bir yayını vardır. Bu yayında optikle ilgili içbükey, dışbükey ve düzlem aynalarda ışığın kırılmasını gösterdi. Dioptra isimli eserinde teodolitin atası olan ve açı ölçmek için düşünülen bir aletin tanıtımı ve kullanma alanları açıklandı. MS 62 de olan Ay tutulmasını anlatmaktadır.
Kaynak:Peters,K.: Die Dioptra des Heron. Fluchstab 1960/21; Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /44


HİPPARCHUS



D.:MÖ 190 Nicaea (İznik)

Ö.:MÖ 120 İskenderiye



Yunan astronomu ve matematikçisi

Dünya ekseninin yönünün değiştiğini farketti ve 26 000 yılda bir tur yaptığını (prezession) hesapladı. Ortografik projeksiyonu ilk ortaya atan kişidir. Gök haritaları için kürenin stereografik projeksiyonunu yaptı. Ay paralaksı yardımı ile Ay uzaklığının yeryuvarı yarıçapının 60 katı olduğunu hesapladı. Yaptığı 1080 yıldızlık kataloğu EUDOKSUS ve ERATOSTHENES'inkinden doğrudur. Enlem ve boylamın mucidi olduğu söylenir. Ekvatoru 60 yerine 360 a bölmeyi önerdi. Hastalık derecesinde cimri idi.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /40


HİPPOKRATES




D.: ?

Ö.: ?



Yunan bilgini

MÖ 400 yıllarında Chios'da yaşadı. Bir dik üçgende çizilen çemberlerle oluşan Ay şeklindeki alanların toplamının üçgen alanına denk olduğunu söyleyerek ilk defa çember ile sınırlanmış alanları hesaplamıştır. (Hekimlerin piri ile aynı ismi taşımaktadır).
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /26


İMHOTEP



D.: MÖ 30 yüzyıl



Mısırlı mimar

MÖ 2700 yıllarında yaşamış olup bilinen ilk bilim adamıdır. Memfis civarındaki basamaklı piramidin mimarlığını yaptı. Eski papirüslarda Farao Diyozer'e danışmanlık yaptı.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklopaedie der Naturw. u. Techn. /17


MARİNUS



D.: ?

Ö.: ?



Romalı kartograf

Yaşadığı doğu Akdeniz'de (Lübnan) bir liman kenti olan Tyros'tan dolayı "Tyroslu Marinos" olarak ta tanınır. MS 100 dolaylarında düz kareli, ara uzaklıkları koruyan dik açılı (dikdörtgen ağlı) silindirik projeksiyonlu bir Dünya haritası yaparak boylam başlangıcını Kanarya adalarına aldı. Tyros (Lübnan) ile Lançov (Çin) arasını 6100 km yerine 12 000 km tahmin etmiştir.




MENELAOS



Yunan matematikçisi



MS 1. yüzyıl sonlarında İskenderiye'de yaşadı. "Sferika" (Küre üstüne) isimli incelemesinde küresel trigonometrinin temellerini inceledi. Bu kitabın Tabit (Sabit) bin Kurra tarafından Arapçaya çevirisi yapıldı. Kendi adı ile anılan üçgenlerin kesenleri ile ilgili teoremi vardır. Yarım derecelik adımlarla eskiden sinüs cetvelleri yerine geçerli kiriş cetveli hazırladı.


METON



D.:MÖ 460 Atina

Ö.: ?



Yunan astronomu

MÖ 432 yılında zaman hesabında kendi adı ile anılan Meton siklusunu buldu. Buna göre 235 Ay ayı=19 tropik yıla denk geliyordu. Bu bilgi daha önce Babiller tarafından bilinmekteydi. Bu bilgi takvim yapımında önemlidir. Yunan takvimi bu bilgilerle MÖ 46 da Jül Sezar'ın yaptırdığı takvime kadar yürürlükte kaldı. Dini yönden Meton peryodu yahudiler tarafından hala kullanılmaktadır. Hiristiyanlar paskalyalarını buna göre hesaplarlar.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /26



PLİNİUS



D.:MS 23 Como

Ö.:MS 24.08.79 Vezüv



Romalı kumandan

Germania'da coğrafik gözlemlerde bulundu. MS 52 de Como'ya döndü. Hukuk öğrendi ve yazar olarak yaşamını sürdürdü. 37 ciltlik yazdığı doğa tarihinde tüm antik zamanın bilimi verilmektedir. Vezüv yanardağının külleri arasında öldü.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /45; Döğen,Ş.: Müslüman ilim öncüleri ansiklopedisi/2336


POSEİDONİUS,



D.:MÖ 134 Apamea/Suriye

Ö.:MÖ 50 Rodos



Yunan filozof, tarihçi ve doğa araştırmacısı

MÖ 85 de Canopus yıldızının Rodos'ta tam ufukta göründüğü an İskenderiye'de 7.5 derece yükseklikte görünmesinden esinlenerek yeryuvarı çevresini hesaplamağa kalkmıştır. Bu iki kentin arasını tam bilemediğinden çevrenin 180 000-240 000 Stadya (l stadya = 185 m) arasında olduğunu söylemiştir. Ayrıca gökyüzü görünümleri, okyanuslardaki gel-git olayları, Güneş'in büyüklüğü konusunda da çalışmaları vardır. Astrolojiyi popularize etmiştir.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /42

PTOLEMİUS , Claudius (BATLAMYUS)



D.:MS 87

Ö.:MS 151



Yunan astronom ve coğrafyacısı

İskenderiye'de çalıştı. Dünya'nın Güneş sisteminin merkezinde olduğunu, gezegenlerle Güneş'in Dünya etrafında döndüğünü söyledi. Bu kanı Kopernik'e kadar devam etti. 13 ciltlik Almagest (Al-Majisti) ölümünden sonra da çok uzun süre astronomlara el kitabı oldu. 827 de Arapçaya, 12. yüzyılda Latinceye çevrildi. Eski çağ dünyasının ilk haritasını yaptı. MS 130 da coğrafya atlaslarının yapımına yarayan projeksiyon sistemleri hakkında çalışmalar yaptı. Coğrafya kitabında harita yapım tekniği, Kent ve ülkelerin listesi veriliyordu. Bu alışkanlık 15. yüzyıla kadar sürdü. π için 377/120 değerini kullandı. Optik ile ilgili eseri vardır.

Kaynak: Verm. Ing. 1987/198, 1993/82; Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /46; Döğen,Ş.: Müslüman ilim öncüleri ansiklopedisi/41



PYTAGORAS (Pisagor)



D.:MÖ 570 Samos (Sisam) ad.

Ö.:MÖ 480 Kroton



Yunan bilgini

Cisimlerin en idealinin küre olmasından esinlenerek yerin biçiminin de küre olması gerektiğini ileri sürdü. Ömrünün büyük bir kısmını Babil'de tutsak olarak geçirdi. Mısır'da İzis ve Bel tapınaklarında öğrencilik yaparak ihtiyar halinde Yunanistan'a döndü. Kroton'da ünlü ilim ve felsefe ekolünü kurarak o zaman için gizli bir din sayılan pozitif ilmi üyelerine telkine başladı. Görüşleri çağın inançlarına ters düştüğünden çalışmalarını gizli yürütüyorlardı. Matematik ile müzik arasındaki bağıntıyı ilk keşfedenlerden olup müziği sayılarla ifade etti. Dünya'nın ortada duran bir merkezi ateş (Güneş) etrafında döndüğünü ve bu dönüşün çıkardığı seslerin akorduna kulağın alışık olduğundan duyulmadığını söyledi. Bu yüzden dini kutlamalarda müzik başta gelirdi. Mistik sayı oyunlarına önem verirdi. İlk dört sayının toplamı 10 olduğundan ve Dünya, Ay, Güneş, beş gezegen ve gök küresinin toplamı 10 olması için Dünya'nın bir karşı dünyası olması gerektiğini savundu. Ölen kişilerin ruhlarının hayvanlara geçtiğine inandıklarından et, fasulyeyi de insanı aptallaştırdığını zannederek yemezlerdi. EFLATUN ve ARİSTO'yu felsefik düşüncelerinde etkilemişti. Kendi adı ile anılan kuralı ortaya attı. Gerçi bu kuralı MÖ 1100 yıllarında Çinliler ve 2000 yıllarında 3-4-5 üçgeni ile Mısırlılar biliyorlardı Ancak Pisagor bu kuralı kuramsal olarak gösterip ispatlamıştır. Aristokrat-tutucu politik görüşleri yüzünden çok düşmanları vardı. Bir ayin esnasında öğrencileri ile birlikte yakıldı. MS 275 yılında filozofi tarihi yazarları, Pisagor'un ünlü kuralından duyduğu sevinç yüzünden tanrılara 100 manda kurban ettiğini, bu yüzden o tarihten beri tüm büyük baş hayvanların bir gerçeğin keşfi söz konusu olduğu zaman titrediklerini yazmıştır. Pisagorcuların sembolu beş köşeli düzgün bir yıldızdır.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /19; Kracke,H.: Aus eins mach zehn und zehn ist keins. Rr6680-6682, s. 53



SEZAR, Julius



D.:MÖ 100

Ö.:MÖ 15.03. 44

Romalı devlet adamı

Kendi adını verdiği (Jülyen=rumi) takvimini Sossigeanes adında İskenderiyeli bir astronoma yaptırdı. Temmuz ayı için kendi adı July dendi.





STRABON



D.:MÖ 63 Amasya

Ö.:MS 20 Roma



Yunan coğrafyacısı

Pontus krallığına bağlı Amasya'lı olarak Karadeniz kıyılarını çok iyi bilmektedir. Ancak daha kuzeye çıkıldığında soğuk bir iklimle karşılaşıldığını, daha da kuzeyde denizlerin donduğunu, yani kuzeye doğru gidildiğinde "Dünya'nın sonuna" çabuk varıldığını halbuki ipek yoluna giden tüccarlardan doğuya doğru böyle bir durumla karşılaşmadıklarını öğrenince Dünya'nın eninin boyundan dar olduğunu söyledi. Bu görüş daha önce tarihçi HEREDOT tarafından da iddia edilmişti. Enlem ve boylamların bu tanımlamadan doğduğu da söylenmektedir. 17 ciltlik bir coğrafya kitabı vardır. Bu kitaplarda dünyanın yaşanan kısımlarını tanıttı. Bunun için ERATOSTHENES'in haritasını kullandı.





THALES



D.:MÖ 624 Milet

Ö.:MÖ 546 Milet



Yunan bilim adamı

Miletli bir tüccar olup orantılarla ilgili kurallar geliştirdi. Dik üçgenlerde bazı kurallar ortaya koydu. MÖ 6. yüzyılda Mısır'a yaptığı gezide Mısırlılarla bilgi alış verişinde bulundu. Onlara piramid yüksekliklerinin gölge uzunluklarından yararlanarak nasıl hesaplanabileceğini öğretti. Ayrıca su miktarları oranlarından Güneş'in açısal çapını buldu. Bunun için bir kaba düzgün akan bir musluktan 24 saat boyunca su akıttı. Bir başka kaba da Güneş'in doğarken üst kenarının göründüğü andan alt kenarının tam çıkması süresince su akıtarak bunların ağırlıklarının birbirlerine oranınının 700 olduğunu bularak buradan basit bir orantıyla Güneş'in açısal çapı için 360x60/700=31' (gerçekte 31'5-32'5) buldu. Dünya'yı geniş bir su yüzeyi üzerinde yüzen gemiye benzetti. Depremlerin bu suyun hareketinden kaynaklandığını söyledi. MÖ 585 yılında (28 Mayıs) güneş tutulmasını önceden haber verdi.

Kaynak: VR 1932/33; Meydan Larousse; Asimov: Biograph. Enzyklop.; Kracke,H.: Aus eins mach zehn und zehn ist keins. Roro 6680-6682, s. 46





VİTRUVİUS, Marcus



D.:MÖ 88

Ö.:MÖ 26



Romalı mimar ve mühendis

10 ciltlik mimarlık üstüne adlı bir inceleme eser yazdı. Bu kitapta yapı bilgisi, hidrolik, güneş saati çizimi, su çarkı, mekanik ve mekaniğin sivil mimari ve istihkam uygulaması üstünde durdu.
Kaynak: Asimov: Biograph. Enzyklop. der Naturwiss. und der Technik /43


Özellikle İslam öncesi bilim adamlarını yazdım,ki müslümanlar tarih kuranla başladı iddialarından vazgeçerler belki diye.Bi Kur'an'da mucize denilenlere bakın,bir de eski bilim adamlarının ne keşifler yaptıklarına.Dediğim gibi araştırmadan ve düşünmeden yoksun müslümanlar Kur'an'dan önce hiçbir bilgi bilinmiyor sanıyorlar.Fakat tarih tam tersini söylüyor.Umarım bunları gördükten sonra artık,iddialarından ve Kur'an'a bilimsel demekten vazgeçerler.

ANA
KAYNAK:http://www.angelfire.com/rnb/haritat...yografiler.htm

Bir de şu siteye bir gözatın:

http://www.sonboyut.net/kronoloji/koronoloj585-1630.htm

Farklı Kaynaklar:

http://derman.science.ankara.edu.tr/kitap/16.html
http://www.metu.edu.tr/~sahin/spaceindex/1.htm
http://zamandayolculuk.com/cetinbal/...nomiTarihi.htm

Tanrı'nın Adımlarını İzle Ama Asla Takip Etme!

Blog Facebook

Konu Dark_Prince tarafından (03-11-2010 Saat 04:50 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #187  
Alt 09-11-2010, 02:19
flipper flipper isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 29 Aug 2009
Mesajlar: 378
Standart ruhlar

evet şuan televizyon karşıında olan varsa kanaltürk kanalını açsın..adamın biri ruhların resmini çizdiğini anlatıyor..Ayrıca iki müslüman her zamanki gibi anı konuda hem fikir olamıyorlar.. İyi seyirler..
Alıntı ile Cevapla
  #188  
Alt 12-12-2010, 04:29
ahmetsln - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
ahmetsln ahmetsln isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 09 Dec 2010
Bulunduğu yer: evren
Mesajlar: 929
Standart İslam'ın Hoşgörüsü ve Barışı (!)

İslam'ın Hoşgörü ve Savaş Karşıtlığı Hakkında.

İslam'ın beklide en güçlü silahlarından biridir.Sürekli söylerler Müslümanlar hoşgörülü, ahlaklı ve savaş karşıtı yani barışçıdır diye.Onlara Kuran'dan ayetler verildiğinde ise çok garip karşı çıkma prensipleri vardır.Ben bazen bunlara gerçekten gülerim.Çünkü kendi ayetleri hakkında hiçbir fikri olmayan insanlarla tartışıyorsunuz ve sizin verdiğiniz ayetleri reddediyorlar.Aslında bunun temel sebebi İslam hakkında bilgisizlikleri ve ayetlerin doğruluğundaki kuşkularıdır.Çünkü bir ayetin yorumlanması cemaatlere göre dahi değişiyor.Hatta ülkelere göre dahi değişiyorken Müslümanların da bu kuşkularını hoş görmek lazım.Bir çok ateist aslında bu ayetlerin Arap İslam bilginlerinin çevirilerine veya yorumlamalarına göre konuşur.Bundan dolayı ateistlerin sunduğu bir çok ayet doğrudur.Bunu da zaten göreceksiniz.Çünkü kaynaklar hep Arap Bilgin'lerinden ve direk Kuran'ı gerçekten bilen insanların çevirilerindendir.Ve Türk Müslümanlar bilmiyorlar ki bir çok Arap İslam'ı hoşgörü dini olarak asla görmüyor.

Şimdi öncelikle Kuran'dan birkaç ayet verelim.Daha sonra bu ayetleri açıklayıp sosyal hayatta İslamın hoşgörüsünü eleştirelim.


Altta vereceğim ayetler İslam'da gerçekten hoşgörü dini olduğunu söylemektedir.Ancak bundan sonrası da vardır.

"Sizin dininiz size,benim dinim bana" (Kafirun Suresi,6.ayet)
"Öğüt ver,çünkü sen,yalnızca bir öğütçüsün;onların üzerinde bir zorba değilsin." (Gaşiye Suresi,22-23.ayetler)
"Dinde zorlama yoktur." (Bakara Suresi,256.ayet)


Görüldüğü gibi gerçekten İslam hoşgörü ve barış diniymiş gibi geliyor.Ancak gerçekleri birazdan göreceğiz.Aslında burada bile çelişki var.Allah kendi sözleriyle çelişen çok şey söylemiş.Gerçekten bu kadar kudretli biri hata yapar mı? "Hatasız Kul Olmaz" derler ama Allah kul mudur? –Ama Muhammed kuldur- anladınız.

Evet yukarıda gördüğünüz ayetler aslında "mensuh" yani "hükmü yürürlükten kaldırılmış" ayetlerdirBunlar,Kılıç Ayeti(Ayetü'l-Kıtal) diye adlandırılan ayetle(Tevbe Suresi,29.ayet) ve cihad ayetleriyle yürürlükten kaldırılmış sayılmışlardır.

· Kılıç Ayeti ile mensuh olan ayet sayısı : 114
· Öldürüşme (kıtal) Ayeti ile mensuh olan ayet sayısı: 8'dir.

Aslında buradan sonra sosyal hayatı eleştirip size asıl ayetleri vermem gerekiyor ama bunu en son yapacağım için bu ayetlerin değişmesi ve değişmiş şeklinde kullanılmasını İslam ülkelerinin sosyal yaşantısına bakarak anlayabiliyoruz.Çünkü İslam'ın yönetim biçimi olan "şeriat"'da bunu rahatça görebiliyoruz.Birazdan vereceğim ayetler ise yukarıda verilen ayetlerin tam tersi olarak çok gaddar ve katıdır.Yani hoşgörünün yerine yeller eser.İslam propagandacıları işlerine geldiği zaman mensuh olan ve geçerliliği bulunmayan ayetleri kullanırken, kendi yönetimlerinde ise gerçek ayetlerin yani hükmü geçen ayetleri gaddarca ve hiç taviz vermeden kullanmaktadır.

· "Hürmetli aylar çıkınca, puta tapanları, bulduğunuz yerde öldürün.Onları yakalayıp hapsedin.Her gözetleme yerinde onları bekleyin.Eğer tövbe eder,namaz kılar ve zekat verirlerse peşlerini bırakın. (Tevbe Suresi,5.ayet)
· Onlar, kendileri gibi inkâr etmenizi (kâfir olmanızı) ve böylece onlarla bir (aynı seviyede) olmanızı istediler. Artık Allah'ın yolunda hicret edinceye kadar onlardan dost edinmeyin. Bundan sonra eğer yüz çevirirlerse o taktir de onları nerede bulursanız yakalayın ve onları öldürün. Ve onlardan dost ve yardımcı edinmeyin. (Nisa Suresi,89.ayet)
· "(...)Onları nerede bulursanız yakalayın ve öldürün. Ve işte size, onların üzerine (saldırmanız için) apaçık yetki verdik." (Nisa Suresi,91.ayet)
· "Ey peygamber! Kafirlerle ve münafıklarla savaş.Ve onlara sert davran! Varacakları yer, cehennemdir.Orası ne kötü bir varış yeridir." (Tevbe Suresi,73.ayet)
· Artık kâfirlere itaat etme ve O'nunla (Bu Kur'ân ile), onlarla büyük cihadla savaş! (Furkan Suresi,52.ayet)

Bu ayetler dışında daha bir çok ayet var bu tarzda ve cihadla ilgili… (Bir kesimi için bkz.Maide Suresi,35.ayet;Tevbe Suresi,41.ayet;Hacc Suresi,78.ayet)

· "Kitap verilenlerden Allah'a, ahiret gününe inanmayan,Allah'ın ve Peygamberinin haram kıldığını haram saymayan,Hak dinini din edinmeyenlerle,boyunlarını büküp kendi elleriyle cizye verene kadar savaşın!" (Tevbe Suresi,29.ayet)
· "Ey Peygamber! İnanırları, öldürüşmeye (savaşa) kışkırt."(Enfal suresi,65.ayet)


İslam'da geçerli olan bir şey var: Mümaşat anlamı "Birlikte yürüme". İslam, güçleninceye kadar barış içinde yürümeyi ilke edinmiştir.Biraz hoşgörü yansıtan ayetler mümaşat dönemi ürünüdür."Mümaşat" ilkesi Muhammed'in "savaş hiledir" sözünden kaynağını alır.
İslam, tüm insanlar Müslüman olana dek, yeryüzünü bir savaş alanı sayar.Barış ve hoşgörü gerekiyorsa o savaş gereği hile içindir.

Görüldüğü gibi savaş karşıtlığı, barış taraftarlığı ve hoşgörü olayı tamamen bitmiştir.Yani bunu görmek içinde aslında biraz İslam daha çok Araplara bakmak gerekir.Zaten onların sosyal hayatını ve aslında yaptıkları zulümleri gördükçe insan bu ayetlere çok hak veriyor.Neyse size birazda İslami terör örgütlerinden bahsetmek gerekiyor.Bunlarında bir eli Kuran bir elinde silahla cihad için savaşırlar.

Şu bağlantıda terör ve din terörü yer almaktadır.Ben sizi direk İslami terör örgütlerine yönlendirdim.İsterseniz diğerlerini de bakabilirsiniz…

İslam terörünün halka ne kadar zulüm çektirdiğini görmemek aptallık olur.Şimdi bu yazıyı okuyan bir çok insan özellikle Müslümanlar siz ABD'nin veya İsrail'in terörünü destekliyorsunuz veya görmezden geliyorsunuz diyeceksiniz.İleri ki zamanlarda o konulara da gireceğim.Ve kesinlikle terörün, savaşın karşısındayım şahsım olarak.

İslamiyetin Araplardaki günlük hayatına baktığımız ve aslında kendi ülkemize baktığımızda malasef dini hoşgörüyü asla göremeyiz.

Bunu şöyle açıklamak isterim.Öncelikle okullarda okutulan zorunlu din derslerinin, bir çok İslam dini eleştirici insanın suikaste kurban gitmesi.Oruç tutmayanları, Cuma namazına gitmeyenleri, iş yerlerinde zorla camiye gönderilenleri vb. çoğalatabiliriz.Bunları inkar etmek sadece kendimizi kandırmış oluruz.
İslam o kadar da hoşgörü veya barış dini değildir.Aslında hiçbir din öyle değildir.Dinler insanın içindeki var olan sevgi ve hoşgörüyü kendi dinlerine göre uyarlayıp onları kullanmaktadır..

İyi Geceler.

Orijinal yazı

Bu şahısta önündeki eski öss yeni ygs/lys sınavına girmek için çalışıyor. Çok çalışması gerektiği için pek nette olabilir.
Herkese saygılar sevgiler, mutlu vakitler.
Alıntı ile Cevapla
  #189  
Alt 12-12-2010, 22:20
Dark_Prince - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dark_Prince Dark_Prince isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 18 Aug 2010
Mesajlar: 2.389
Standart Kur'an'ın Kaynağının Masallar Olduğuna Kanıt

Ad Kavmini Başkasından Öğreniyor

Ebu Vail, Rebi'a kabilesinden el-Haris İbnu Yezid el-Bekri adında bir adamdan naklen anlatıyor:

"Medine'ye gelmiştim, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanına gittim. Mescid, cemaatle dolu idi. Orada dalgalanan siyah bayraklar vardı. Hz. Bilal radıyallahu anh kılıcını kuşanmış, Resûlullah aleyhissalatu vesselam'ın yanında duruyordu. Ben: "Bu insanların derdi ne, (ne oluyor)? diye sordum.

"Resûlullah aleyhissalatu vesselam Amr İbnu'l-As'ı, Rebi'a'ya doğru göndermek istiyor, (onun hazırlığı var)!" dediler. Ben:

"Ad elçisi gibi olmaktan Allah'a sığınırım" dedim. Aleyhissalatu vesselam: "Ad elçisi de nedir?" buyurdular. Ben:

"Bunu çok iyi bilen kimseye düştünüz.
Ad (kavmi) kıtlığa uğrayınca Kayl'ı kendileri için su aramaya gönderdi. Kayl da, Bekr İbnu Muaviye'ye uğradı. O, buna şarap içirdi ve Mekke'de o sıralarda seslerinin ve tegannisinin güzelliğiyle meşhur Cerade isminde iki cariye de şarkılar söyledi. (Bu suretle bir ay kadar kaldıktan) sonra, Mühre (İbnu Haydan Kabilesi'nin) dağına müteveccihen oradan ayrıldı. Dedi ki:

"Ey Allahım! Ben sana ne tedavi edeceğim bir hasta, ne de fiyesini ödeyeceğim bir esir için gelmedim. Sen kulunu, sulayıcı olduğun müddetçe sula. Onunla birlikte Bekr İbnu Muaviye'yi de sula. -Böylece kendisine içirdiği şarap için ona teşekkür eder.-

Bunun üzerine onun için üç parça bulut yükseltildi. Biri kızıl, biri beyaz, biri de siyah. Ona: "bunlardan birini seç!" denildi. O, bunlardan siyah olanını seçti. Ona:

"Ad kavminden tek kişiyi bırakmayıp helak edecek bu bulutu toz duman olarak al!" denildi."

Bunu söyleyince Aleyhissalatu vesselam:

"(Onlara) sadece şu -yüzük halkası- miktarında rüzgar gönderildi" buyurdular ve arkasından şu mealdeki ayet-i kerimeyi tilavet ettiler: "Ad (kavminin helak edilmesinde) de (ibret vardır). hani onların üzerine o kısır rüzgarı göndermiştik. Öyle bir rüzgar ki, her uğradığı şeyi (yerinde) bırakmıyor, mutlaka onu kül gibi savuruyordu" (Zariyat 41-42).

Tirmizi, Tefsir, Zariyat, (3269, 3270).

Yine Muhammed’in Kur’an’a çeşitli kimselerden alıntı yaptığına kanıt.Adam Ad kavmini anlatıyor yani Muhammed Ad kavmini Allah’tan değil adamdan öğreniyor ve ona göre ayet iniyor.

KAYNAK:http://dinsizdeist.blogspot.com/2010...eliskiler.html

Tanrı'nın Adımlarını İzle Ama Asla Takip Etme!

Blog Facebook
Alıntı ile Cevapla
  #190  
Alt 30-12-2010, 16:33
huzurcan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
huzurcan huzurcan isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 07 Jun 2008
Mesajlar: 84
Standart Hz. İSA HACCA GİTMEDİ Mİ ?

Kurana göre , tüm peygamberler İslamı bildirmiştir.
Tüm peygamberlerin esaslı birer müslüman oldukları kuşkusuzdur.
Ancak Kabeyi ilk inşa eden Hz.İbrahimi saymazsak diğer peygamberlerin Kabeyi ziyaret ettikleri yönünde bir bilgiye ben rastlamadım.
Söz gelimi Hz. İsa hac farizasını ne zaman yerine getirmiştir ?
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
allah, cinsellik, düşük, evrim, gematria, hata, kandil geceleri, kuranda çelişki, muhammed, neml 88 ayeti

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Cevaplar Son Mesaj
Evrensel Fikirler evrensel-insan Konu-dışı 115 09-10-2013 22:57

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 03:31 .