Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Bilim > Fizik > Elektromagnetizm

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #21  
Alt 23-06-2016, 15:11
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.651

Onur Üyeliği 

Standart

mükerrer

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku, dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu

Konu spartacus tarafından (23-06-2016 Saat 17:06 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #22  
Alt 23-06-2016, 15:12
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.651

Onur Üyeliği 

Standart

Karar vermek demek illa bir problem veya matematik çözümü yapmak demek değil Dialectics. Cidden kendini indirgeme yanlışına, yalıtma yanlışına aşırı kaptirmışsın...

İfadelerimi tamamiyle çarpıtmışsın.
Birincisi bu

bir mağazaya gittiğinde de seçim yaparsın.

hangi kavramın sözlük anlamını değiştiriyormuşum?hem sözlük anlamı kimin umurunda? keşke sözlük ifadesi kullanan sen dönüp bir baksaydın.

Birincisi çarpıtmalarını düzeltelim;
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96zg%C3%BCrl%C3%BCk

Özgürlük veya erkinlik, birinin engellenmeden ya da sınırlandırılmadan istediğini seçebilmesi, yapabilmesi ve hareket edebilmesi durumudur.

Şimdi lütfen yazılarıma geri dön, örneğin "HAREKET ZEMİNİ" çerçevesinde size ZEMİNİN ESASINI defalarca açıkladım, o zemini yalıtamazsınız dedim mi, dedim.

O zemine sahipseniz, iradenin özgür olup, olmadığını tartışmak afedersin salaklıktır(bunca defa açıkladım, izah ettim, birisi zemindir diğeri ise o zemin üzerinde hareket edebilme yetisi, serbestisi) HALA ANLAMADIN DEĞİL Mİ, şu kadar basit ifade ettim...

İkincisi;

Etki-tepki, iletişim şu ya da bu ifadelerim ZEMİN ifadesidir, neden ÇARPITMA gereği hissettin, neden bir bütün halinde cümlelerdeki kelimeler, gelişigüzel peşpeşe dizip Harn yahya zekasına erme yolunu seçtin, yakıştı mı? ha benim için sorun değil, ben fikrimi yazarım, alır, almazsın sorun değil.

yazımı tekrar oku ama lütfen anlamaya çalışarak, sonra cevap verebilirsin.

Amacın ne?

iradenin nasıl çalıştığını mı tartışmak?
Nöronalrın ne olup olmadığını mı tartışmak?

Yoksa saçma-sapan "özgür irade yoktur" lafzınızın esası, dayanaklarınızı mı sunmak?

yani sen neyi tartışıyorsun?

Yazımı önyargısız tekrar oku, önce anlamaya çalış, sonra yanıt ver. Lütfen.

Diğer paragrafların ayrı bir konu, ayrı cevap yazayım...

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku, dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #23  
Alt 23-06-2016, 15:27
Dialectics - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dialectics Dialectics isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2014
Mesajlar: 1.765
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Karar vermek demek illa bir problem veya matematik çözümü yapmak demek değil Dialectics. Cidden kendini indirgeme yanlışına, yalıtma yanlışına aşırı kaptirmışsın...

İfadelerimi tamamiyle çarpıtmışsın.
Birincisi bu

bir mağazaya gittiğinde de seçim yaparsın.

hangi kavramın sözlük anlamını değiştiriyormuşum?hem sözlük anlamı kimin umurunda? keşke sözlük ifadesi kullanan sen dönüp bir baksaydın.

Birincisi çarpıtmalarını düzeltelim;
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C3%96zg%C3%BCrl%C3%BCk

Özgürlük veya erkinlik, birinin engellenmeden ya da sınırlandırılmadan istediğini seçebilmesi, yapabilmesi ve hareket edebilmesi durumudur.

Şimdi lütfen yazılarıma geri dön, örneğin "HAREKET ZEMİNİ" çerçevesinde size ZEMİNİN ESASINI defalarca açıkladım, o zemini yalıtamazsınız dedim mi, dedim.

O zemine sahipseniz, iradenin özgür olup, olmadığını tartışmak afedersin salaklıktır(bunca defa açıkladım, izah ettim, birisi zemindir diğeri ise o zemin üzerinde hareket edebilme yetisi, serbestisi) HALA ANLAMADIN DEĞİL Mİ, şu kadar basit ifade ettim...

İkincisi;

Etki-tepki, iletişim şu ya da bu ifadelerim ZEMİN ifadesidir, neden ÇARPITMA gereği hissettin, neden bir bütün halinde cümlelerdeki kelimeler, gelişigüzel peşpeşe dizip Harn yahya zekasına erme yolunu seçtin, yakıştı mı? ha benim için sorun değil, ben fikrimi yazarım, alır, almazsın sorun değil.

yazımı tekrar oku ama lütfen anlamaya çalışarak, sonra cevap verebilirsin.

Amacın ne?

iradenin nasıl çalıştığını mı tartışmak?
Nöronalrın ne olup olmadığını mı tartışmak?

Yoksa saçma-sapan "özgür irade yoktur" lafzınızın esası, dayanaklarınızı mı sunmak?

yani sen neyi tartışıyorsun?

Yazımı önyargısız tekrar oku, önce anlamaya çalış, sonra yanıt ver. Lütfen.

Diğer paragrafların ayrı bir konu, ayrı cevap yazayım...

Ne dediğim gayet ortada. Detaylı bir şekilde defalarca izah ettim. Anlayan anlar, anlamak istemeyen de her seferinde olduğu gibi Harun Yahyalıkla, Ruhçulukla, zemindi, indirgemecelikti, yalıtmaydı lafızlarıyla suçlamaya devam eder.

Salaklık yakıştırmanızı bu bağlamda aynen geri iade ediyor konuyu da kamuoyunun takdirine bırakıyorum.

Bizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden çöpleriyiz.
Alıntı ile Cevapla
  #24  
Alt 23-06-2016, 17:04
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.651

Onur Üyeliği 

Standart

Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Beynin kararı "ben verdim" ifadesi bir yanılsamadır, simülasyondur. Karar veren birtakım mekanizmalar vardır ki Spartacus de işte buna mutabık. Dolayısıyla madem "ben verdim kararı" yargısı bir yanılsama ve madem kararlar bir mekanizmaya tabii olarak veriliyor öyleyse özgür irade yoktur.
Dialectics bu derecede neden karışıtırp, karmaşık hale getiriyorsun ki? Simülasyon nedir? Düşün lütfen.

Karar veren bir takım mekanizmalar vardır -> elbette olacak, o mekanizmalar teolojinin dünyasında değil ki, ORGANİZE OLARAK HER ŞEYİNİZLE BİR BÜTÜNÜN PARÇASI... mekanizmaların varlığı organize hareketi engellemez aksine organize hareket ve karar yetisini kazandırır.
derseniz, maddeden, maddi ilişkilerden, koşuldan, organizasyondan, ilişkilerden, mekanizmalardan bağımsız irade yoktur -> ELBETTE

Spartacus ve Dialectics birlikte bir yola çıktı, bir yol ayrımında, her halükarda 2 yoldan birisini, ikisi de seçecekti. Sonra ikiside yol ayrımının olduğu noktaya geldi. O da ne? İkiside sağdaki yola karar kılacaktı(diyelim ki, istisnasız böyle!)

Birde gördüler ki sağdaki yolun üzerine dağ gibi bir kaya düşüvermiş, YOL KAPANMIŞ...

Şimdi önünüzde 3 seçenek var bayım;

1.) Geri dönmek
2.) Soldaki yoldan ilerlemek
3.) Engeli kaldırmak

Aciz misiniz? Bu 3 maddeden birisini tercih etmenize engel olan ne?

Yok nöronmuş da, sinir hücreleriymiş de? kabul, ama tüm bunların o zeminle alakası ne? Hem ENGELLER mi?

özgürlük böyle bir durumda, yukarıdaki 3 madde ve hiç bir öte baskı-dayatmaya maruz bırakılmadan hareket edebilme zeminidir, o zemin sizin kararlarınızdan öncedir, siz o zemin üzerinde HAREKET edeceksiniz

Kaç adet sinir hücresi var biliyor musun? ORGANİZE OLMUŞ MADDE size ne anlam ifade ediyor?

Bir otomobili inceledin mi? Pistonlar, bujiler-enjektörler, kablolar, sargılar, akü, teker, bilyeler, dişliler, kayışlar, zincirler, direksiyon mekanizması, şanzıman, beyinler.......................................... ........

Şu ana kadar anlattıkalrından anladığım;
  1. otombillerin beyni varmış, karar alıyormuş
    • O halde direksiyon başında olan ben değilim...
  2. Otomobillerde okuyuclar da varmış
    • O halde nereye gideceğime ben değil otomobilin kendisi karar veriyor.
    • Okuyucular şöyle güzelmiş, böyle yüceymiş, beyinler böyle yüceymiş, şöyle olağanüstüymüş.....
Saçmalık, neye göre? Direksiyona geçip, otomobili ben sürmüyorum, o kendisini sürüyor(okuyucusu, beyinleri var-mışşş) deyip bunları öne sürmek... kendi, kendine giden araçların dahi aynı organize işlemleri vardır, çok çeşitli alanlarda parçalarda işlenen veri veya açığa çıakrtılan iş, belirli bir merkezde(BEN!) tümlenir! mesele buradadır ve bunu kavramaktır.

Siz fizikten, kimyadan, maddeden, şartlar-koşullardan bağımsız olamazsınız, özgürlük demek bu değil! Özgürlük ZORUNLULUĞUN bilincidir, ki bunu defalarca açıkladım, seçim yapıyorsanız, zaruriyet olabilir, ama özgürlük zaruriyet de değil, zaruriyetin tercihleri, seçilebilirlikte anlam kazanır
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Gelelim şu "alâka" hususuna... Madem özgür irade yoktur ve söz konusu olan belli kurallara göre işleyen mekanizmalardır öyleyse deneyimlerin farklılığı da söz konusu değildir. Çünkü aynı tip mekanizmalar aynı tip deneyim algılarını yaratır. Dolayısıyla sen de ben de kırmızıyı aynı şekilde deneyimliyoruzdur.
Birincisi özgür irade yoktur bir zırvalık.

BİR DAHA İFADE EDEYİM; LÜTFEN anlatılanın ne olduğuna bakılsın, şu ana kadar anlattıklarım daim yanlış anlaşılmış durumda

Renkleri aynı-farklı görmek, tamamen alakasız bir örnek değil mi?
peki siz bir mağazaya giren 1.000.000 müşterinin hepsininde aynı tişörtü beğenip seçtiğini gördünüz mü? Eğer tüm tişörtler kırmızı olsaydı, tişört alan müşterilerin hangi renkte tişörtü almak gibi bir seçimi olmayacaktı, dolayısıyla hangi rengi seçeceği konusunda İRADE gösterme ŞANSI olmayacaktı. Böylece müşterinin farklı renkleri seçme konusunda bir özgürlüğü olmayacağı için, İRADELERİDE anlam taşımayacaktı. Yine de bir SEÇENEKLERİ DAHA OLACAKTI, o da o tişörtü almamak... Özgür irade yoktur zırvalığının, neden bir zırva olduğunun ifadesi, bu kadar basit.
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İddia şuydu, tek hücreli en ilkel canlılar dahi bir araya geldiğinde karar verme, seçme, ayırma gibi zekâ gerektiren davranışlar sergileyebiliyor. Karar verme eylemi için bilgi süreci demiştik, Spartacus de bilgi süreçlerinin yorumlanması faaliyeti zihindir demişti. Yani buradan ne sonuç çıkar: hücreler organize bir şekilde bir araya geldiklerinde zihinsel faaliyetler gerçekleştirebilmektedirler (örnek: karar verme) Ancak bu noktada Spartacus'ün bana en baştan beri yönelttiği suçlama ne? Hücrelerin zihinsel süreçler gerçekleştirebildiklerini ima ettiğim zaman güya RUH yapıyordur bunu demek istiyormuşum. Kendisi yukarıda da gösterdiğim şekilde zihinsel süreçleri, mekanizma kavramı ile ilişkilendirebiliyorken benim neden aynı yorumu getiremediğimi düşünüyor anlamış değilim... Zihinsel süreçler de kurallara tabi mekanizmaların parçasıdır.
Umarım şu an anlaşılıyorumdur....
Elbette... Hayır, hücrelerin zihinsel süreçler geliştirebildiği ifadene dair hiç bir şey söylemediğim gibi, aksine katılıyorum. Bir daha söylüyorum, en küçük hücre dahi organize maddedir, senin kabullenemediğin şeye, etkiye maruzdur ve yorumlama şansıda vardır, en ilkel-ana zeminde bilinç dediğiniz yorumlanmış etkidir

tekrar, tekrar edeyim mi yoksa kafi mi? Biz bu konuda bunları tartışmıyoruz ki..

Milyarlarca hücre, ORGANİZE(kelime size ne anlam ifadede ediyor), organize bir ağla elde edilen yeti, hiç bir parçada ne temsil edilebilir ama nede indirgenebilir, indirgediğinizde zaten organize yapıyla elde ettiklerinizi yok etmiş olursunuz, o düzeye inip tartışmak ahmaklık değil mi? 3 oksijen atomunu parçala, ama hala ozonu tartıştığını iddia et... safsata.

Bir sinir hücresi, akşam ne yemek yiyeceğini düşünebilir mi? hayır, ama milyarlarca farklı hücre, milyarlarca nöronun, organize bir biçimde tümleşik ilişkisinden böyle bir düşünce yetisi elde edilebilir, o bütünlüğü koruduğunuz sürece böylsine bir karar yetisini tartışabilirsiniz.

İrade dediğimiz de, zihin dediğimizde, karar vermek dediğimizde, milyarlarca parçanın bir tanesinin İNDİRGENMİŞ VE YALITIK eylemiyle değil, TÜMSEL OLARAK BİR BÜTÜNDE AÇIĞA ÇIKAN yetilerin sonucu elde edilmiş olan içindir.

Yoksa nöron, möron diye indirgeme yanlışına devam mı?

PC'yi düşünün, işte elinizin altında, kaç parçadan meydana gelmiş? tek bir parçası bir bütün halinde PC'nin sahip olduğu yetileri sunamaz da, TEMSİL DE EDEMEZ! irademizi de, bilincimizi de herhangi bir hücre ne tek başına temsil edebilir ne de bizim(BÜTÜNÜN, ORGANİZE MADDE BÜTÜNLÜĞÜNÜN) adımıza-yerimize geçirilebilir ne de bir bütün halinde elde ettiklerimiz bunalrın herhangi birisine İNDİRGENEBİLİRdir.

Milyarlarca sinir hücresi bir araya da gelse, tüm diğer madde, kimyasallar ve hücrelerden, duyulardan bağımsız asla sizin aldığınız kararları alamayacak ve asla da sizin gibi zihinsel faaliyetler geliştiremeyeceği gibi sahip olduğunuz türden bir iradeye de sahip olmayacaktır... eeee yani?

Kısaca;

PC'de bir işlemci var, harddiskin kafasında bir okuyucu, bir harddisk okuyucusunu söküp aldığınızda, artık hiç bir işlevi kalmayacaktır... Yine harddisk okuyucusu yok ise işlemci tek başına hiç bir şeyi yorumlayamayacak çünkü kendisine iletilen VERİ olmayacaktır... Anlatabiliyor muyum?

Sinir hücreleri, sinir hatları kendi başlarına, kendilerinin dışındaki her şeyden yalıtıldığında, organize madde namına bir anlam ifade etmeyecekleri gibi, bizim bahsettiğimiz özne, irade, BEN olgusu ancak organize bütünde anlam-hayat kazanandır, umarım anlaşılırdır.

o yüzden defalarca diyorum;
  • Ortam, çevre (salt dış dünya değil, 1 sadece 1 adet NÖRON(SİNİR HÜCRESİ) için diğer NÖRONLAR ÇEVREYİ TEMSİL EDER(idrak edebildiniz mi?) İndirgeme yanlışının nasıl bir körlük oluşturduğunun farkında mısınız?
  • ETKİ-TEPKİ -> YORUM -> ALGI-BİLİNÇ
  • Ortam-çevre bileşenlerinin ORGANİZE İLİŞKİSİ, veri, ileti, şu ya da bu ağı, ilişkisi...
  • Etkiyen, etkilenen böylece süreçleri anlamlı kılan ilişkisel zeminin önceliği ve varlığı...
  • Konumuz gereğide seçeneklerin her biride KARAR MEKANİZMASININ BİRER PARÇASDIRLAR(bu geniş açıyı düşünebiliyor musunuz?), seçtiğim bir tişört benim salt kararım değil, kararımın bir parçasıdır, bir bileşenidir, idrak edebiliyor musunuz?
  • Eğer KARAR MEKANİZMALARINDAN söz ediyorsak bu demektir ki, farklı seçenekler-etkilere rağmen bazılarında karar verebilme yetisinden de söz ediyoruz demektir, bu halde ÖZGÜRLÜK-HAREKET zemini OLMASAYDI, zaten KARAR MEKANİZMASI DA OLMAZDI... bütün mesele irademizin özgür olup olmaması değil, özgürlük ortam-koşulunun olup olmamasıyla düğümlenir.
Peki anlatabiliyor muyum?

Bu konuda hayli İDEALİST ŞARLATAN okumuştum, bütün işleri güçleri, ORTAÇAĞ PAPAZLARININ işini yapmaktı, ÖZGÜRLÜK ZATEN YOK, İRADEMİZ ZATEN ÖZGÜR OLAMAZ, EEE KADER, şükret, boyun bük zırvalığı ama özünde YÖNTEM-taktikleri İNDİRGEME arızasıydı(ahmaklık)... özü bundan ibaretti, eni sonu dönüp, dolaşıp gittikleri kürkçü dükkanı, teolojik veya idealist ilizyonlardı, sahtekarlıktı. Tümüde mevcut egemen sistemlerin, efendi-köle sistemlerinin birer papazı rolünü üstlenmişti... Kimi kandırıyorlar? Köleleri...

özgür irade yoksa, seçimlerimizi BİZ DEĞİL BAŞKASI(?) YAPIYOR zırvalıkları. Kim o başkaları? Ruhlar, cinler, periler vb?

OYSA SEÇİMLERİMİZİ BAŞKASI YAPMIYOR BİZ YAPIYORUZ! Yeter ki zeminimiz olsun(özgürlüğün koşulu), ben bir bütünüm, sinirdi, akciğerdi, böbrek, dalak, deriydi, şu ya da bu hücreleriydi, bunların hiç birisi tek başına BEN'i temsil edemez, oluşturmaz, BEN kavramı tüm bunların ancak birlikte, organize ilişkileri ve bu ilişkisel ağın bütünlüğüyle hayat kazanıyor. İşte bu sizi, o örnek verdiğiniz en ilkel canlı-parçadan farklı kılıyor, ben, irade deme lüksünüzü böyle kazanıyorsunuz.

Aldığım her karardan sorumluyum, ben, sinir hücreleri, dalağı, midesi, ciğeri böbreği, hücreleri, milyarlarca bakterisi, kan hüresi şu ya da bunuyla, tümünün bütünlüğü->ben... dolayısıyla aldığım en ufak bir karardaki sorumluluğum bir bütün ise de, ilişkisel ağı kopartılmaksızın bir bağırsak hücrem dahi o sorumluluğun bir parçasıdır, çünkü ben, tümünden meydana geliyorum ve TÜMÜNÜ TEMSİL EDİYORUM ama o parçacıkların hiç birisi tek başına NE BENİ NE DE TÜMÜ TEMSİL EDEMEZ, ETMİYOR o nedenl bu tr ORGANİZE BÜTÜNLÜĞÜN KONULARI, herhangi bir parçaya İNDİRGENEREK ELE ALINAMAZ, alınabilir olan o parçanın işleviyle sınırlı kalır, o sınırda bütünü temsil edemez.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku, dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #25  
Alt 23-06-2016, 17:37
Yıldıztozu - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Yıldıztozu Yıldıztozu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 22 Sep 2014
Mesajlar: 4.233
Standart

Özgür iradeyle ilgili Sartre'dan alıntılar sunmak istiyorum.

Sartre’a göre özgür olmamız her zaman bilincinde olduğumuz temel bir gerçektir. Varoluşçuluk akımının en önemli filozofu olan Sartre’ın görüşlerini, onun çok ünlü iki sözünü vererek özetlemeye çalışalım:“Varoluş özden önce gelir: İyi, ama ne demektir bu? Şu demektir: İlkin insan vardır, yani insan önce dünyaya gelir, var olur, ondan sonra tanımlanıp belirlenir, özünü ortaya çıkarır...Varoluşçuya göre insan ancak sonradan bir şey olacaktır ve kendini nasıl yaparsa öyle olacaktır...İnsan, nasıl olmayı tasarladıysa öyle olacaktır...Gelgelelim, gerçekten de varoluş özden önce geliyorsa, insan ne olduğundan sorumludur.” “ İnsan özgür olmaya mahkumdur: Mahkumdur, çünkü yaratılmamıştır. Özgürdür, çünkü yeryüzüne geldi mi, dünyaya atıldı mı bir kez, artık bütün yaptıklarından sorumludur.” (24)

Sartre’ın bu görüşlerini açıklayan iki alıntı daha yapmak istiyorum:

“Sartre’a göre, hayatımızda ne yapmamız gerektiğini bize anlatan ve bir yaratıcı tarafından konmuş hiçbir ilahî fikir yoktur. Hiçbir nesnel norm ya da talimat olmadığından özgürüz demektir. Bu görüşü açıklamak için şu benzetmeyi yapabiliriz: Bizler bir gösterinin tam ortasında kendisini ansızın sahnede bulan aktörler gibiyiz, elimizde bir senaryo yok, oyunun adını ya da hangi rolde oynadığımızı bilmiyoruz, hatta oyunun bir yazarı olup olmadığını dahi bilmiyoruz. Kişisel olarak bir tercih yapmalıyız, hangi rolü oynayacağımıza karar vermeliyiz ya da derhal çıkıp gitmeliyiz, ancak bu da bir rol seçmek olacaktır.”

“Varoluşsal seçimler zor ve acı vericidir. Onlarla yüzleşmemek için dayanılmaz bir istek duyarız. Bu kaçış, başka insanların seçimlerini kabul etmek demektir. Diğer insanların sizden beklediği yaşamı sürdürebilirsiniz, seçme özgürlüğünüz yokmuş gibi davranabilirsiniz. Varoluşsal seçimler yapmaktan bu şekilde kaçmak, yaşamı dolu dolu yaşamakta başarısız olmak demektir. Özgür bir insan olmanın gerçekte ne olduğuna dair bir körleşmedir bu. Varoluşçu filozoflar bu kaçışı mahkum ederler.” (26)

Ancak Sartre’ın düğümü gerçek anlamında çözdüğünü söylemek mümkün değildir. Sartre, deterministik bir dünyada özgür iradenin nasıl mümkün olabileceğini göstermeye çalışmamıştır. Ona göre özgür irade için determinizmin ortadan kaldıramayacağı sarsılmaz kanıtlar mevcuttur. Varoluşçular, özgür olduğumuz duygusunun eşlik ettiği kişisel deneyimleri kanıt olarak gösterirler.

Alıntı bu kadardı..

Öte yandan Sam Harris ve Hawking gibi kişiler de özgür iradenin bir yanılsama olduğunu savunan taraftalar.

Sanırım bu konuda agnostik olmaya mahkumuz gibi. Yatkın olduğumuz bir taraf olabilir, ama kanıtlamak mümkün değil gibi. Çünkü özgür irademizin var olup olmadığını sorgulamak bile irademizin var olduğu varsayımına dayanarak yapılıyor. Yani irademizin varlığıyla ilgili bir karara ulaşsak bile bu kararın kendisine irademizle ulaşıp ulaşmadığımızı yine bilemeyeceğiz.
Alıntı ile Cevapla
  #26  
Alt 23-06-2016, 19:19
Dialectics - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dialectics Dialectics isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2014
Mesajlar: 1.765
Standart

Spartacus, her bir nöronun düşünme yetisinde olduğunu iddia ettiğimi nereden çıkardin? Bir araya gelen hücreler topluluğundan, senin dedigin gibi organize olmus hücre birimlerinin ortaya koyduğu bir etki olarak zihinsel faaliyet dediğimiz yetisinden bahsetmedim mi?

Yok efendim otomobil düsünüp hareket ediyormus. Ne alakasi var? Bunu mu iddia ediyorum ben? Nasil ki tek tek kendilerinde o özellik direk gözlenemedigi halde atomlar bir araya gelip cesitli baglar olusturup farkli özelliklere yol veriyorsa, hücrelerin belli bir duzen ve yapiyla bir araya gelmesi de zihinsel faaliyete yol aciyordur diyorum.

Israrla sanki gaipten karar veren bir özne varsayiyormusum gibi aciklamalar yapiyorsun. YOK diyorum öyle bir özne. Aynı tözün iliskilerinden, hareketlerinden oluşan, belli bir takım yasalar, kurallar ve mekanizmalara tabii ciktilar var diyorum.

ÖZNE yoksa o zaman diyorum ve bir iddia ortaya atiyorum, Öznelik hissi bir yanilsama olabilir diyorum.

Lütfen bana "ben" nedir aciklayabilir misin ? Muhtemelen diyeceksin ki "ben" bir nesneye göre tanimlanabilen bir öznedir. Ancak o nesne de o özneye göre özne olabilir. Öznelik, nesnelik tamamen birbirine göredir. Yani her sey birbirine göre özne ya da nesnedir, yalitik bir öznelik söz konusu degildir. Degil mi? E tamam.. Bence de böyle. E peki o zaman bu "benlik algısı " da neyin nesidir? Iste bu noktada diyorum ki nesnelerin ortaya koydugu bir yanilsamadir, bir simülasyondur.

Dolayisiyla her sey nesnel zemindeki iliskilerden ibaret olduguna göre mevcut olasiliklar arasinda secim yapan kendimden kaim bir ruh, bir bagimsiz zihin vb. yoktur. O zaman o seceneklerden birini sectiren faktör nedir? Elbette ki yine bir mekanizmayla ya da iliskiler agiyla aciklanabilecek bir süreçtir. Kendinden kaim bir özne, ruh, zihin olmadığına göre, karar verme faaliyeti de aynı tözün bir takım organize hücreler toplulugunun hareketlerinin ve de bazi diger cevresel iliski ve kosullarin ciktisi olduguna göre "özgür irade" yoktur.

Senin etki altinda kalmadan secme hakki dedigin sey pratikte mümkün degildir, cünkü hersey birbirinin etkisine tabiidir. Sürekli bunu söylemiyor musun? Dolayisiyla nasil etki altinda kalmadan secim hakkindan bahsedebiliyorsun?

Özgür irade secme hakkidir diyorsun. Peki o seceneklerden birini secmeni saglayan mekanizma, sürec nedir? Eger tüm etki-tepki iliskilerini bilebilmis olsak bir bir kisinin neyi sececegini yüzde 100 dogrulukla bilebilir miyiz bilemez miyiz? Bu sekilde bir kesinlikle bunu bilmek mumkünse özgürlük nerede?

Bizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden çöpleriyiz.
Alıntı ile Cevapla
  #27  
Alt 23-06-2016, 21:40
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

Burada daha önce de defalarca değindik, ben Libet'çiyim. Yani "özgür irade" konusunda Benjamin Libet'in deneylerinin ima ettiği sonuçların doğru olabileceğini düşünüyorum. Nedir o? Beyin, "bu kararı veren benim" ya da "bu seçimi ben yaptım" hissini simüle ediyor. Karar ya da seçim başka bir mekanizma tarafından, bilinçaltı örneğin, belirleniyor ve beyin bunu ben yapmışım hissi yaratıyor. Ki bilirsiniz beyin böyle simülasyonları çok yapar, gözlerimizdeki kör noktayı gizlemek, farklı gözlerimizi aynada yakalamaya çalıştığımızda bir zaman simülasyonu yapmak, algıda seçicilik vb.... Geçenlerde bu görüşümü destekleyen mikrobiyal zeka ile ilgili de bir başlık açmıştım.
Sevgili Dialectics;

Libet'i orneklemissin guzel, ama neyi, nasil deneyledigini de gozardi etmemelisin, sadece somatik sinir sisteminden ibaret bir yapi degiliz su organize olmus halimizde. Sen ve beynin, birbirinden bagimsiz ayri yapilar misiniz ki?

Kisi bunu olcumleme babinda deney olarak yapmis, deneylerine dikkat cekersen, daima deney oncesi verili kosullar mevcuttur ortamda.Yani baska bir deyisle hicbir gonullu denegi, basina ne gelecegi veya ne yapilacagi belli olmayan, amaci belli olmayan bir deneye alamazsin. Bu baglamda, genel sinir sisteminden, sadece somatik kismi alip, oradan ozgur irade bahsine baglayip islemende ozel bir gerekcen var mi, bu kisim anlasilmiyor?

Zira Libet deneylerini insan uzerinde yapmisti.

Konu Neva tarafından (23-06-2016 Saat 22:57 ) değiştirilmiştir.
Alıntı ile Cevapla
  #28  
Alt 23-06-2016, 21:41
Neva - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Neva Neva isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 03 Aug 2010
Mesajlar: 14.706

Başarı Ödülü 

Standart

Mukerrer.
Alıntı ile Cevapla
  #29  
Alt 23-06-2016, 23:53
Dialectics - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Dialectics Dialectics isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 15 Jul 2014
Mesajlar: 1.765
Standart

Neva´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Sevgili Dialectics;

Libet'i orneklemissin guzel, ama neyi, nasil deneyledigini de gozardi etmemelisin, sadece somatik sinir sisteminden ibaret bir yapi degiliz su organize olmus halimizde. Sen ve beynin, birbirinden bagimsiz ayri yapilar misiniz ki?

Kisi bunu olcumleme babinda deney olarak yapmis, deneylerine dikkat cekersen, daima deney oncesi verili kosullar mevcuttur ortamda.Yani baska bir deyisle hicbir gonullu denegi, basina ne gelecegi veya ne yapilacagi belli olmayan, amaci belli olmayan bir deneye alamazsin. Bu baglamda, genel sinir sisteminden, sadece somatik kismi alip, oradan ozgur irade bahsine baglayip islemende ozel bir gerekcen var mi, bu kisim anlasilmiyor?

Zira Libet deneylerini insan uzerinde yapmisti.
Sn. Neva,

Elbette Libet'in deneyinden çıkarsanan savın tartışma altında olduğunu biliyorum. Bahsettiğiniz gibi deneyin yapılış biçiminden, şeklinden vb. den dolayı iddia edilen savın yanlış bir çıkarsama olduğuna dair tartışmalar öne sürenler de var.

Ancak öte yandan Libet'in deneylerinin başkaları tarafından da tekrarlandığı ve bu deneylerin özgür irade kavramına bakış açısı anlamında bir çığır açtığı da malum.
Bakın bu konuyla ilgili yeni bir alan bile doğmuş durumda, adı da Neuroscience of free will (özgür iradenin nörobilimi)

https://en.wikipedia.org/wiki/Neuroscience_of_free_will


Öte yandan iddia ettiğim tezi savunmak için ille de Libet'in deneyine tek sığınak olarak bel bağlamak zorunda da değiliz. Mesela ne güzel bir şey demişsiniz:

Neva Diyor ki
Sen ve beynin, birbirinden bagimsiz ayri yapilar misiniz ki?
Değiliz elbette. Gayet iyi farkındayım ki mesela aldığım alkol düşüncelerim üzerinde bir etkiye sahip. Belli bir promilden sonra yaratıcı zekamın arttığına defalarca şahit oldum, daha mutlu, daha duygusal, daha efkarlı. Alkolü sık almaya başladığım dönemlerde ise mesela, içtikten sonraki günler kendimin daha depresif olduğunu, daha nihilistik düşüncelere kaydığımı keşfettim. Bir takım kimyasalların ne tür düşünceler ürettiğime doğrudan etki yaptığını bizzat tecrübe ettim. Yani elbetteki ben, vücudum ve beynim birbirinden bağımsız değiliz ve emareler gösteriyor ki sadece somatik sistemimin değil aynı zamanda beynimin ürettiği düşünceler de vücudumun geri kalanında ne olup bittiğiyle çok ilintili.

Bertrand Russell örneğin, Mutlu Olma Sanatı adlı kitabında insanlara mutlu olması için basit işlerle uğraşmalarını tavsiye eder. Ben de tavsiye ederim. Oturup hüsnü kuruntuyla kendinizi yiyeceğinize gidin bulaşık yıkayın mesela. Ya da alın elinize çapayı, çıkın bahçedeki yabani otları temizleyin. Emin olun bu aktiviteler esnasında daha pozitif düşünmeye başlayacaksınız.

Yani ürettiğiniz düşünceler dahi bu kadar bağımlıyken vücudunuzdaki sıvı miktarına, farklı tipteki kimyasal oranına, ne kadar hareket ettiğine, "özgür irade"den şüphelenmek için bir nedenimiz daha var demektir: şayet "özgür irade"yi şartlardan ve koşullardan bağımsız düşünce üretebilme ve karar verebilme yetisi olarak tanımlarsak...

Yok eğer şartlardan ve koşullardan bağımsızlık mümkün değildir diyorsanız, iradi seçimler de bu şart ve koşulların bir çıktısı olmak zorundadır diyorsanız zaten o zaman burada sayfalardır tartıştığımız tek şey özgür iradenin tanımıdır. Şu tanıma göre özgür irade vardır ama bu tanıma göre özgür irade yoktur meselesidir.

Ancak bu noktada yine, şu ana kadar yazdıklarımla çelişmek pahasına da olsa, yeni bir yaklaşım getirmek isterim. Eğer karar verme mekanizmasını, iradi seçim mekanizmasını, etrafındaki ilintili her şeyle olan ilişkisini kapsayacak şekilde bir matematik denklemi olarak ifade etseydik, muhtemelen bu denklem çok köklü polinom bir denklem olurdu. Neticede seçebileceğiniz pek çok olasılık var, ve belki de her olasılığı temellendirebileceğiniz bir yaklaşım da mevcut. Örneğin bir seçenek limbik sisteminize hitap ediyor, size haz verecek ve istiyorsunuz ancak öte yandan neokorteksiniz o seçeneği mantıklı bulmuyor. Mantık mı arzu mu? Hadi diyelim ki mantıklı olanı tercih etmek istediniz. Ancak seçeneklerden biri daha pahalı ama daha güzel görünüyor. Diğeriyse ucuz, işinizi görecek ama diğerine göre daha çirkin... Velhasıl karmaşık polinom, çok köklü bir denklem...

Adı üstünde bu tip denklemlerin birden fazla kökü vardır: 2, 3, 4, 8... Bu denklemin hangi kökünü seçeceğinize (ya da kuantum diliyle çöktüreceğinize) hangi etken sebep oluyordur? İşte buna "irade" derseniz, o zaman durup düşünürüm, özgür irade var mı diye... Özgür irade meselesi, söz konusu denklemin polinom mu yoksa tek reel köklü bir denklem mi olduğuna bağlı bir mesele olabilir mi:




Not: Bu arada bu konuyla ilgili olabilecek yeni bir kitap çıktı, Incognito'nun yazarı nörolog David Eagleman'dan "Beyin: Senin Hikayen". Kitaplığımda ama henüz okumadım. İlgilenenlere duyurulur.

Kitabın içeriği de şöyle:

1. Ben Kimim?
2. Gerçeklik nedir?
3. Kontrol kimde?
4. Nasıl karar veririm?
5. Size ihtiyacım var mı?
6. Kime dönüşeceğiz?

http://www.idefix.com/Kitap/Beyin-Se...=0000000693729

Bizler dünyanın şarkı söyleyip dans eden çöpleriyiz.
Alıntı ile Cevapla
  #30  
Alt 24-06-2016, 02:01
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.651

Onur Üyeliği 

Standart

Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Spartacus, her bir nöronun düşünme yetisinde olduğunu iddia ettiğimi nereden çıkardin? Bir araya gelen hücreler topluluğundan, senin dedigin gibi organize olmus hücre birimlerinin ortaya koyduğu bir etki olarak zihinsel faaliyet dediğimiz yetisinden bahsetmedim mi?
Tamam sevgili Dialectics, işte İRADE dediğimizde böyle, tamdas onca atomun, hücrenin vb bütünlüğüyle peyda oluyor, onalrdan ayrı, bağımsız ifade edilemez ki, böyle bir şeyi farazi-hayali kıstas alalım, ama alıyorsunuz, almayın çünkü saçmalamak olur. Anlatmak istediğim bu, eğer bu nokta kavrandı ise, ve sende bu ifadelerde bulundu isen, hemfikiriz demektir. Nöron vb konularını dahil ettiğin için kafamız karışıyor, tam da yukarıdaki ifadeni zedelemiş oluyorsun(tabiki indirgenmiş durumlarla)...
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
ÖZNE yoksa o zaman diyorum ve bir iddia ortaya atiyorum, Öznelik hissi bir yanilsama olabilir diyorum.
yanılsamalar da olacak elbette ama bu bir bütün halinde öznelik hissi yanılsamadır deme şansımız olduğu anlamına gelir mi? yanılsamayı verili koşulda elde olan-olmayan imkanlar ölçeğiyle, hiç bir parçanın veya mekanizmanın keyfiyetiyle olmuyor ki...

örneğin işte renk sorunu, oysa farklı imajlar olarak işlenmesinin sebebi, bir yanılsama yaratmak için değil, ışık demetleri arasındaki farklı şiddet, etki vb'nin, sembolize edilebilmesi için, FARKLI YORUMLANMASI esasından geliyor... maksat yanılsama değil, maksat her seferinde farklı şiddetle, frekans, dalga boyuyla alınan etkinin, farklılığın sembolize edilerek tecrübe edilebilmesi esasıdır. renkler ve zevkler meselesi ise istisnalardır...

Nasıl ifade edeyim verdiğin kaynaklar bizlerin siyasetde de çok sık kullandığımız bir şeyi yapıyor, SEÇKİNCİLİK. kişiler bir vargıya varmadan önce, önsel olarak sonuçları belirliyorsa, emin ol o tür yazarları okumaya vaktimi heba etmiyorum. Çünkü kişi ulaşmak istediği sonuca, önden bazı katakülle(kendisine yapıyor) ile varıyor.

Örneğin olumsuz bir sonuca varacaksa;
100 olumlu örneğe rağmen, diğer taraftan 10 olumsuz örneği seçip üzerinden gidiyor. Bu konuda böyle değil mi?

Elimizde olanlar ve olmayanlar, yeterli olabildiğimiz ya da olamadığımız, yanıldıkalrımız veya yanılmadıklarımız, olacak, kaçarı yok olacak ama bu herhangi birisini tüm diğerlerinden yalıtık, saltıklaştırabileceğimiz anlamına gelmez.....

Mesela aynı kafa karıştıranlar süreğen biçimde %100 bilemeyiz, o halde hiç bir şeyi gerçekten bilemeyiz diye zırvalarlar. SEÇKİNCİLİK yaparlar, %100 bilmemeyi, hiç bilmemekle eşdeğer yaparlarken zırvaladıklarının farkına varamazlar. tamam %30 bilbildiğim de olur, %50, %60, %90, %100, %1, %0.1, hatta hiç bilmediğimde olabilir, neye göresi önemli. Sonuç nereye vardık şimdi, efendim %100 de bilemeyiz demekle, hiç bilemeyiz gibi abuk subuk bir vargı, yargıya ulaşmak safsata değil mi?

Dışarıda hava açık ve ben yıldızları görüyorum, şimdi, şu an, havanın açık olduğunu biliyorum işte, bunun %100 desi vs de ne?

15 olumlu olay var, 10 tane olumsuz olay
Bu lazafanların yöntemi 10 olumsuz olayı alıp, her şey olumsuzdur sonucuna varmaktır, vakitlerinizi neden böyle abuk, subuk ve MUĞLAK yöntemleri kullananların safsatalarıyla heba edesiniz?
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Lütfen bana "ben" nedir aciklayabilir misin ? Muhtemelen diyeceksin ki "ben" bir nesneye göre tanimlanabilen bir öznedir. Ancak o nesne de o özneye göre özne olabilir. Öznelik, nesnelik tamamen birbirine göredir. Yani her sey birbirine göre özne ya da nesnedir, yalitik bir öznelik söz konusu degildir. Degil mi? E tamam.. Bence de böyle. E peki o zaman bu "benlik algısı " da neyin nesidir? Iste bu noktada diyorum ki nesnelerin ortaya koydugu bir yanilsamadir, bir simülasyondur.
Benlik, bir canlının, konu itibariyle bireyin, toplam ilişkiler ve çeşitlilik arzeden ortam, çevre dahilinde, öteki ve böylece kendisinin farkındalığıdır, her ben, benini diğerine borçludur, her diğeride bir diğerlerine. özü budur. Bu konudaki detayları daha başka başlıklarda ifade etmiştim(elbette kendi adıma), şimdi buarada tekrar edersem paragrafı uzayacak, "ben" kendinin değil önce ötekinin farkındalığıdır, bu sayede anlam kazanır, önce o zemin var olur, sonra kendi farkındalığı

Bu husuta, yanılsama vb bu tür ifadelerin hiç bir anlamı, belirleyiciliği yok.

özgürlük -> geneldir, konu itibariyle kavramın kendisinin değilde, bir konu içinde kullanımı söz konusu ise tek başına bir anlam taşımaz, muğlaktır. hangi konuda özgür değiliz? Soru budur ama bir konuda özgür olmamakla topyekün hiç özgür olmamak farklı sonuçlar.

yanılsama -> hangi konularda yanılsama hangilerinde değil? yanılsama neye göre?

Dışarıda yağmur yağdığını sandım -> yanılgı, Dışarıda yağmur yağıyor->deneyimledim, gözledim -> yanılsama değil...

Özne ise, bir eylemin-fiilin, eyleyeni yani failine deniyor... Ben ve özne konusu biraz farklı kulvarlar, herhangi bir kaya dahi bir cümlede özneleşebilir... Bu biraz farklı.
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Dolayisiyla her sey nesnel zemindeki iliskilerden ibaret olduguna göre mevcut olasiliklar arasinda secim yapan kendimden kaim bir ruh, bir bagimsiz zihin vb. yoktur. O zaman o seceneklerden birini sectiren faktör nedir? Elbette ki yine bir mekanizmayla ya da iliskiler agiyla aciklanabilecek bir süreçtir. Kendinden kaim bir özne, ruh, zihin olmadığına göre, karar verme faaliyeti de aynı tözün bir takım organize hücreler toplulugunun hareketlerinin ve de bazi diger cevresel iliski ve kosullarin ciktisi olduguna göre "özgür irade" yoktur.
Özgürlükten anladığınız HOKUS-POKUS ise, özgürlük o değil, daha ne diyeyim, kavram yanlış belkide yersiz kullanılıyor.

Herşeyden, maddeden, maddi ilişkilerden, fizikten, kimyadan ayrı-bağımsız irade yok demelisin, cümleni okuduğunda doğrusu bu değil mi? ve özgürlük konusu bu mekanizmalardan, fiziki bağ, ilişkilerden ayrı, yalıtık bir kavram değil, o da o bütünün bir parçası olarak anlam kazanıyor... hamurundan bağımsız ekmek nasıl ki olmaz, özgürlükte öyle, irade de öyle, ama bu köle değil aksine özgür de kılıyor ...

O zaman o seceneklerden birini sectiren faktör nedir?

her şeyden önce SEÇENEĞİN KENDİSİ Uçurumdan atlama seçeneğine de sahipsin, neden yapmadın? madem özgür iradeniz yok ve madem iradenizin karar mekanizması bir çok faktöre bağlı, bu sizin bir kararı-seçeneğinizi tercih edip, etmemenizden alıkoyuyor mu? ya da özgür iradem olsaydı gider uçurumdan atlardım demek ki buna mani olan şeyler var vb temelininde ne kadar gerzek ve anlamsız olduğu açık değil mi? Bu seferde özgür iradem olsaydı, uçurumdan atlamama seçeneğini seçmeliydi derlerdi, bu konular bu şekilde işaretsiz, neye göresiz, muğlak, gaydırı-gubbak tartışalamaz, anlamsız-sonuçsuz vakit kayıpları
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Senin etki altinda kalmadan secme hakki dedigin sey pratikte mümkün degildir, cünkü hersey birbirinin etkisine tabiidir. Sürekli bunu söylemiyor musun? Dolayisiyla nasil etki altinda kalmadan secim hakkindan bahsedebiliyorsun?
ben etmiyorum, özgür irade yoktur diyerek sen iddia etmiş oluyorsun iradeden söz edebildiğiniz zaman -> özgür irade yoktur deme şansınız olmaz, irade olmaz çünkü, önü, sonu irade seçimdir zaten .

Bu konuyu çok boyutlu düşünmeli, bir yanıyla yaşatan diğer yanıyla öldürüyorda olabilir ama bu ne tek başına öldüren ne de tek başına yaşatan olarak yargı haline getirilemez. Bizi kısıtlayan aynı zaman da aksine hareket şansıda verendir, bu hareket zeminide, özgürlüğü anlamlı kılar. kapının hem dışa açılması hemde içe kapanması gibi...
Dialectics´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Özgür irade secme hakkidir diyorsun. Peki o seceneklerden birini secmeni saglayan mekanizma, sürec nedir?
Seçme hakkımın olup, olmamasıyla, hangi mekanizmalar eliyle seçim yaptığım farklı şeyler değil mi? Sonuçta seçimden söz ediyorsak, hangi mekanizmalar eliyle seçtiğimizin bağlayıcılığı yok, eni sonu o seçimi yapmışız değil mi? Seçimin varlığı ayrıdır, seçmek ayrı... özgürlüğün zemini irade'de değil öncelikle seçeneğin varlık zeminiyle anlam kazanır ama neden şu ya da bunu seçtim konusu daha farklı bir kulvardır...İkincisi irade konusunu EYLEM esasıyla düşünmek gerekiyor, iradenin asli yükü, yorumlamak değil, yorumlanmış olanı gerçekleştirmek, harekete geçmek kısmıyla yani aslında seçimin ->eylemiyle ilgili.

Seçimler konusunda, zihinsel süreçler, ortam, çevre ve edinilmiş tecrübeler bir bütün olarak rol oynar. Bilmiyorum ifade edebiliyor muyum?

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku, dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Etiket
farklılık, görmek, göz, renk, renkler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 11:42 .