Turan Dursun Sitesi Forumları
Geri git   Turan Dursun Sitesi Forumları > Genel Forumlar > Politika

Cevapla
 
Başlık Düzenleme Araçları Stil
  #11  
Alt 07-07-2017, 14:58
Nero Nero isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 24 May 2017
Mesajlar: 1.869
Standart

Teorik komünizmde özgürlük çoktur, pratik komünizmde özgürlük yoktur!

Teorik komünizm Marks'ın kitaplarındaki komünizmdir ve bilimsel görünümlü bir ütopyadan söz eder. Pek ayrıntılandırılmamıştır, çünkü Marks bir bilim kurgu yazarı değil, bilim adamıdır. Ancak var olanı analiz eder, çözümler. Bu nedenle geleceğin komünist toplumu hakkında ayrıntılı önermeler olmaması doğaldır.

Pratik komünizm ise geçmişteki reel sosyalist rejimlerdir ve öngörülmemiş pratik sorunlarla cebelleşip, komünizan ideallerle pek bağdaşmayan çözümler bularak, ideal değerlerden çok uzaklaşmak durumunda kalmıştır.

Bu çözümleri ikna edici kılmak için bulunan marksist tezler ise ilgisizdir. Mesela Marks'ın proleterya diktatörlüğü kavramı ile halkın en temel söz söyleme ve örgütlenme özgürlüğünün tek parti rejimi altında boğulmasının hiç bir ilgisi bulunmamaktadır.

Tabii daha traji-komik örnekler de var. Kamboçya'da Kızıl Kmerler iktidarı döneminde milyonlarca insanın çalışma kamplarında ve sürgünlerde öldürülmesinin de Marks'ın öngördüğü komünizmle bir ilgisi yoktur.
Alıntı ile Cevapla
  #12  
Alt 07-07-2017, 15:33
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.673

Onur Üyeliği 

Standart

Nero´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu çözümleri ikna edici kılmak için bulunan marksist tezler ise ilgisizdir. Mesela Marks'ın proleterya diktatörlüğü kavramı ile halkın en temel söz söyleme ve örgütlenme özgürlüğünün tek parti rejimi altında boğulmasının hiç bir ilgisi bulunmamaktadır.
Doğru, zaten bahsi geçende merkezileşmiş, derilmiş, çatılmış, ordu görevini yerine getiren demir disiplinli bir parti yönetimi değildi-sosyalizmde böyle değil. Bu noktaya sapılması bence ideolojik olmaktan çok tarihseldi.

Şöyle tarihseldi, örneğin Paris Komünü kısa sürede kan ve şiddetle bastırılmıştı, yine benzer çıkışlar bir kaç günden daha fazla dayanamamıştı. Tamda o dönem Rusya'da devrim gerçekleşmiş, ama gerçekleşir gerçekleşmez, içeride eskiye olan direnç, iç savaşa dönüşürken bu iç savaş kapitalizmin, sosyalizme savaşı halini kısa sürede almış ve 14 Kapitalist devletin dolaylı, dolaysız Rusya işgali meydana gelmiş. 1917-1922 -> 5 Yıl

ABD, İngiltere, Fransa, Polonya ve Japonya'nın dolaylı, dolaysız desteklediği, lojistik sağladığı, bizzat askeri müdahalede bulunduğu süreçte, iç savaşın önderliği Rus kapitalistlerini ve/veya çarı temsilen beyaz Ordu'da idi ve savaş stratejisi ise Beyaz Terör olarak ifade edilir.

Kısaca Paris Komünü gibi kısa sürede bastırılabilirdi, lakin sosyalizmde öngörülmediği halde pratikten kaynaklı düzenli ordular kurulmuş, belirli bir erimde oluşacak gevşek örgütlenmeler yerine disiplinli parti örgütleri yönetimine dönüşmüş vs...

Lakin Sovyetler Birliğinde yaşam Batının yalan propagandaları gibi değildi. Elbette uzun dönem eski sırtı sağlam aileler, çar taraftarları, ağalar, kapitalistler, orta zenginler süreğen kol çıakrtacaktı, çünkü bu kesimlerin sistemi, bu kesimlerin arzularının sistemi kapitalizmdi...

Bugün Küba hakkında kapitalist medya örneğin sürekli yalan yazar, seçim dönemleri der ki, seçimlere tek parti KP girdi! Oysa Küba'da Komünist Parti seçimlere katılmaz! parti kongreleri parti içi kongrelerdir, ülkenin, sınıfın ve toplumun, toplum örgütlerinin merkezi kongresi değil.

Komünist Parti üyeside işyeri, çifçi birlikleri, ne bileyim bağlı olduğu alan, birimin doğal bileşenidir ve seçimlere bağlı olduğu birimin bir parçası olarak girer, KP adına değil... KP'nin görevi yönetim sorunlarından ziyade ideolojiktir, fiili olarak yönetmez, çünkü sosyalizmde yöneten işçi-emekçi sınıflarıdır, öyleyse bunalrın yerelliklerdeki doğal örgütlerinden, merkeze kadar merkezi bir örgütlülükle yönetmesi gerekir ki, işte bu süreçte bu toplumsal örgütlerin her bir yerelin kendi iç meselelerini, ülke, dünya meselelerini kendi içinde tartışıp, kararlar alıp, yine bir üst organa delege göndere, göndere merkezileşir(kongreler 3-5 ay sürüyor ve ortala 7-8.000.000 insanın fikr beyan ettiği ve değerlendirildiği ifade ediliyor).

Neyse SSCB'de aslında tek sorun lüks idi, olacaktı, zaten kapitalizm en çok lüks sorunu üzerinden saldırdı. Örneğin bir kaç yıl önceki son anketlerde eskiden, kapitalizmden daha iyi yaşadığını düşünen insan sayısı toplumun %60 civarıydı. Bizim Mc Donalds'ımız yoktu diyor, batı medyası sanki gözümüze sokuyordu Mc Donalds vb bir kaç lüks ürünü, lüks aracı... O zaman lüks yoktu, şimdi her yerde lüks otolar, lüks yatlar, lüks evler, lüks......... gırla satılıyor ama biz alamıyoruz, yani sonuçta toplum o lükse zaten sahip olamıyor(hanginiz sahipsiniz, kaşınız villada oturup, yatlarda gezebiliyor, sağlık sorunalrınızda en ala paralar saçıp, oh mis gibi birde lüks araçlarınız, yanınızda şoförünüzle seyahat ediyorsunuz?)! Kısaca kapitalizmin en önemli silahı, boyasıdır, iyi göz boyar...

EKONOMİ üzerine kapitalist yalanlara bakın, birde aşağıdaki yazıdaki tablolara!

http://www.abstraktdergi.net/sscb-mitler-ve-gercekler/



ABD, SSCB KIYAS


kişi başına doktor sayısı


Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #13  
Alt 07-07-2017, 15:46
Nero Nero isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üyeliğini Sonlandırmış
 
Üyelik tarihi: 24 May 2017
Mesajlar: 1.869
Standart

spartacus´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Doğru, zaten bahsi geçende merkezileşmiş, derilmiş, çatılmış, ordu görevini yerine getiren demir disiplinli bir parti yönetimi değildi-sosyalizmde böyle değil. Bu noktaya sapılması bence ideolojik olmaktan çok tarihseldi.

Şöyle tarihseldi, örneğin Paris Komünü kısa sürede kan ve şiddetle bastırılmıştı, yine benzer çıkışlar bir kaç günden daha fazla dayanamamıştı. Tamda o dönem Rusya'da devrim gerçekleşmiş, ama gerçekleşir gerçekleşmez, içeride eskiye olan direnç, iç savaşa dönüşürken bu iç savaş kapitalizmin, sosyalizme savaşı halini kısa sürede almış ve 14 Kapitalist devletin dolaylı, dolaysız Rusya işgali meydana gelmiş. 1917-1922 -> 5 Yıl

ABD, İngiltere, Fransa, Polonya ve Japonya'nın dolaylı, dolaysız desteklediği, lojistik sağladığı, bizzat askeri müdahalede bulunduğu süreçte, iç savaşın önderliği Rus kapitalistlerini ve/veya çarı temsilen beyaz Ordu'da idi ve savaş stratejisi ise Beyaz Terör olarak ifade edilir.

Kısaca Paris Komünü gibi kısa sürede bastırılabilirdi, lakin sosyalizmde öngörülmediği halde pratikten kaynaklı düzenli ordular kurulmuş, belirli bir erimde oluşacak gevşek örgütlenmeler yerine disiplinli parti örgütleri yönetimine dönüşmüş vs...
Evet, SSCB Paris Komünü'nden bir gün daha fazla yaşayınca Lenin'in sevinçten takla attığı söylenir! Çünkü dediğin gibi, etrafı sarılmış ve iç savaş da var. Onca zorluğa rağmen yaşamayı başardı.

Ama sonrası da var. Aynı SSCB, etrafındaki kuşatılmışlık kırıldığında ve iç savaş bastırıldığında da aynı rejimini sürdürdü. 2. Dünya savaşı sonrasında bir sosyalist sistem kurulup iyice sağlamlaştırdığında da bunu sürdürdü. Tek parti, tek adam, tek ses, tek tek devam etti.

İşgaller yaşandı mesela; Çekoslavakya ve Macaristan. Stalin ve Churchill arasında Malta'daki anlaşmaya sadık kalındı. Bu nedene Yunanistan Batı'ya bırakıldı, öbür taraf da SSCB'ye.

Bu rejim 1990'ların başına kadar böyle geldi. Yıkılışı da ciddi sorunlardan dolayı olmadı. Batı'yla yarışıp onu geçme politikası yıktı rejimi. Sosyalist görünümlü, çift dinli insanlar üretti rejim. Sonunda tek kurşun atılmadan yıkıldı.

Ne preoleterya sahip çıktı ona, ne "komünistler"...
Alıntı ile Cevapla
  #14  
Alt 07-07-2017, 20:05
spartacus - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
spartacus spartacus isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Kıdemli Üye
Dinlerden Özgürlük Grubu Üyesi
 
Üyelik tarihi: 06 Apr 2006
Mesajlar: 12.673

Onur Üyeliği 

Standart

Nero´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
İşgaller yaşandı mesela; Çekoslavakya ve Macaristan. Stalin ve Churchill arasında Malta'daki anlaşmaya sadık kalındı. Bu nedene Yunanistan Batı'ya bırakıldı, öbür taraf da SSCB'ye.
Değinecektim de uzamasın diye geçtim. O savaş taktiği öyle bir psikolojidir, etrafın olabildiğince sarılması gerekir, bu bir tarafın stratejisi, diğer tarafta etrafın olabildiğince sarılamaması, uydu noktalar olmaması için, etrafı olabildiğince genişletme eğilimindedir...
Nero´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
Ne preoleterya sahip çıktı ona, ne "komünistler"...
Çıkabilen çıktı da, kapitalist yalanlar, medya gücü o düzeyde etkili oldu ki, artık neyin gerçek, neyin yalan olduğunun dahi ayrımı kalmadı...

Örneğin Ukrayna üzerine br dolu efsane anlattılar, oysa o Hitler stratejisiydi, yani bir bölgeyi kamusal anlamda yıpratıp-istikrrsızlaştırıp sonra ele geçirmek... Almanya'nın ilk hedefi Ukrayna idi, ırkçı, faşist hareketlerin en güçlü olduğu ülkelerden birisi de Ukrayna o dönemler... Neyse...

Kapitalistler SSCB'nin insanlarını açlığa terk edip-oysa aksine en çok üstesinden gelmeye çalıştıkları yaşam standartlarını yükseltmek, zira kalıcılığı zaten bu garanti edecekti-, kıtlıklarla kıydığını iddia ettiler, aynı taktik Çin içinde kullanıldı, ama ilgili kıtlıkların daha önceki moanrşi, İngiliz işgalleri ve 1. Dünya savaşı dönemleriyle ilgili olduğu defalarca ispatlandı, bu kadar yalanın hakim olduğu anlayışlar ciddiye alınmadı, alınamadı ama meydan onlarındı hem hakimdilerde.

Örneğin bu gün yandaş medyayı düşünün, %99,9 yalan ve kara propaganda üzerine, ne yapabiliyoruz?

Kitlesini düşünün bu yandaş medyanın, Dünyanın en geri, cahil hatta mallaşmış başka bir topluluğu var mıdır, en azından bu kadar etkili, kitlesel bilmiyorum... Onlar ne demişse artık doğru kabul ediliyor üstelik resmen topluma, ardına takılan sürülere de zarar, ziyan beyanatlar, tam bir bel altı, adi safsatalar olmasına rağmen...

Misal AKP kitlesininin tümü şimdi hem fikir, Kılıçdaroğlu Fetö için yürüyor çünkü 15 Temmuz'a denk geldi! Bu ahmaklığı üreten ve kanıksatan ne, kimler? Hep bu türden kandırılmış milyonların olduğu bir toplumda, gerçek ve doğruların erimsiz, kolayca yer edinebileceği beklenmemeli. Artık mevcut hırsız-çete iktidarının her türlü yolsuzluk, haksızlık, hukuksuzluk, çağdışılığına dair en ufak bir eleştiriniz olsa, ya şahsınıza ad-hominemden ya da alakasızca safsatalar, boş çarpıtma, nutuklar, hedef göstermelerden öte gitmeyecekler, hakimlerde...

Hasılı kapitalizmin yoğun ad-hominemi, yalan, dolan, sahte propagandaları da unutulmamalı.

Sersemler akıllıların 7 yılda cevaplandıramayacağı soruları 1 günde sorarlar.
-------
Korku ve menfaat dalkavukluğa yol açar.
-------
İnsan korktuğuna ya da arzuladığına çok kolay inanır. La Fontaine
-------
Öküz tahta çıkarsa padişah olmaz, saray ahır olur. Çerkes Atasözü
-------
Akıllı bizi arayıp sormaz, aptal bacadan akar.
------
Su dağları kemirir, vadileri doldurur.
------
Aslanlar kendi tarihçilerine kavuşuncaya kadar kitaplar avcıyı övecektir.
------
Hürriyet, başkalarına vermedikçe alamayacağımız tek şeydir. William Allen White
------
Belki söylendi herşey,/ belki de gece bekleniyor/ yazılsın diye aynı cümle. Tüm nedenleri yeryüzünün/ bir çakıltaşına takılıp kaldı. Esteban
------
Sıradan insan kendini evrenin merkezi yapmanın yolunu arar; bilge kişinin evreni onun merkezindedir. Lao Tzu
Alıntı ile Cevapla
  #15  
Alt 07-07-2017, 23:47
kartopu kartopu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
Standart

Reel sosyalizm de bazı yanlış, hata hatta beceriksizlikler yapıldı diye bir daha denenmeyecek diye bir şey yok. İşte içinde yaşadığımız kapitalizm de insan bu yaşanmışlıktan da mutlu geleceği konusunda emin değil.

Reel sosyalizm deki Yaşanmış yanlışları da dikkate alarak daha güzeli kurulabilir.
Umudumuzu kaybettiğimizde bu kapitalizm insanlığı yok edecektir. Eğer kendimiz neslimizi kurtarmak istiyorsak umudumuzu kaybetmeyeceğiz.

İnsanlık yinede komünizm le kurtulacaktır.
İşte Stepen Hawking diyorki Bu teknolojik yarış ve teknolojide ki rekabet insanlığı yok edecektir. Bazı kapitalist beyinler bu dünyaya bu kadar (takriben 7 milyar) insan çok 500 milyon yeter gibi sözler söylemekte.

İşte üretimin, ihtiyacın ve nüfusun merkezi şekilde planlanması için dünya boyutunda sosyalizm (komünizmin ilk aşaması) na acilen ihtiyaç vardır.

Dünya çok büyük bir kapitalist kriz yaşıyor çözülmeyen çözülmeyecek gibi görünen kriz .Bu gidişle kapitalistler ya kimyasal bir savaş çıkaracak ya kıtlık ya bilerek isteyerek salgın hastalıklar. Çünkü insan nüfusu onlar için sorun olmakta ve nüfus azalırsa sorunun çözüleceğine inanmaktalar.
Alıntı ile Cevapla
  #16  
Alt 08-07-2017, 00:59
manas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
manas manas isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Feb 2017
Mesajlar: 461
Standart

kartopu demişsin ki;
Dünya çok büyük bir kapitalist kriz yaşıyor çözülmeyen çözülmeyecek gibi görünen kriz .Bu gidişle kapitalistler ya kimyasal bir savaş çıkaracak ya kıtlık ya bilerek isteyerek salgın hastalıklar. Çünkü insan nüfusu onlar için sorun olmakta ve nüfus azalırsa sorunun çözüleceğine inanmaktalar.

değil, nüfusun azalması onların gelirini düşürür çünkü her insan bir müşteridir. evet yönetmek için az nüfus istenebilir ama para kazanmak için nüfus gerekir, global anlamda rekabetin bu kadar çılgın olduğu tüketimin sürekli arttığı bir dünyada nüfusu azaltarak dünya devi firmalar ayaklarına sıkmaz. öyle dediğiniz nüfusla olabilseydi 300 milyon nüfuslu abd'nin baronları dünyaya açılma gereği duymaz sadece kendi ülkelerinde mc donald ı, marlboroyu, microsoftu, ford otomobilleri vs satarlardı.
ha senin dediğin komünizmin işine yarayabilir, zaten komünizmin para ile işi olmadığı için az insan zarar ettirmez tam aksine yönetmek ve eşit paylaşımı kolaylaştırır.

***Tanrı mineral de uyudu, bitki de düş kurdu, hayvanda uyandı, insan da kendini buldu ***
Alıntı ile Cevapla
  #17  
Alt 08-07-2017, 01:51
Felâsife - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
Felâsife Felâsife isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 19 Jan 2014
Bulunduğu yer: Hayret!
Mesajlar: 4.039
Standart

manas´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster
değil, nüfusun azalması onların gelirini düşürür çünkü her insan bir müşteridir.
Kesinlikle katılıyorum.
Onların durumdan memnun görünmemesi de hikaye bana göre, hiç bir zaman da memnun da olacağa benzemiyorlar.
Sonuçta krizlerden de besleniyorlar, lakin genede onları memnun etmek mümkün olmuyor.
Kriz olmayınca da kriz çıkartıyorlar, kriz fazlalaşsın da istemiyorlar, taktik güzel aslında.

Hiç bir zaman memnun olma!

Derinde ittifaklar var, yüzeye çıktıkça ayrılıklar.
Zıtlar temelde aynıdır, gayrı hikayedir ayrılıklar.
Artık yersen bu ayrılıktır, yemezsen de aynılıktır.
Aynılaşanlar ayrı olamaz, kandırmacadır ayrılıklar.
Alıntı ile Cevapla
  #18  
Alt 08-07-2017, 08:10
kartopu kartopu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
Standart

manas´isimli üyeden Alıntı Mesajı göster

değil, nüfusun azalması onların gelirini düşürür çünkü her insan bir müşteridir. evet yönetmek için az nüfus istenebilir ama para kazanmak için nüfus gerekir, global anlamda rekabetin bu kadar çılgın olduğu tüketimin sürekli arttığı bir dünyada nüfusu azaltarak dünya devi firmalar ayaklarına sıkmaz. öyle dediğiniz nüfusla olabilseydi 300 milyon nüfuslu abd'nin baronları dünyaya açılma gereği duymaz sadece kendi ülkelerinde mc donald ı, marlboroyu, microsoftu, ford otomobilleri vs satarlardı.
ha senin dediğin komünizmin işine yarayabilir, zaten komünizmin para ile işi olmadığı için az insan zarar ettirmez tam aksine yönetmek ve eşit paylaşımı kolaylaştırır.
Sn manas.
Mantıklı düşündüğünde haklısın Ama kapitalizm aşırı rakabet ve aşırı kar hırsı ile düşünür.Gelişen teknoloji insanı üretimde devreden çıkarıyor bu teknoloji hizmet sektörünede yayılmaya başladı insan üretimde değilse hizmet sektöründe de yoksa nasıl müşteri olur. Müşteri olabilmesi için onların iş güçlerini satmaları gerekir bu eylemi yapamadığında birileri tarafından beslenirler bu da kapitalistlere kar yazmaz zarar yazar.

İşte Stephen Hawking in de kaygısı bu, acilen dünya hükümetine geçmek gerektiğini söylüyor.---Hawking in bu düşüncesi tartışılmalı bence acaba Hawking ne gibi tehlike görüyor ne yaparak tehditten kurtulur kapitalizm.---

Kapitalizm çelişkiler dünyasıdır her kes en tepeye yerleşmek ister her kes dünyanın sahibi olmak ister.
Komünist manifosta burjuvalar ve proleterler bölümünde şu denir. Burjuvalar da İşçilerde birbirinden kurtulmak ister ama Burjuvalar bunu daha fazla ister. Der.

İŞÇİLER İ anladık sosyalizm gelecek mülkiyet toplumsallaşacak Burjuvaya ihtiyaç olmayacak.
BURJUVALAR bunu nasıl yapacak işçilerden ne yaparak kurtulacak. Kurtulursa işçi müşteri de olmayacak.
İşte hırs ve herşeyin sahibi olma isteği aynı zamanda bir yıkımdır.

Komünizm, özellikle birinci evresi olan sosyalizm, işte bunu planlayarak yapacak ihtiyaca göre üretim Sosyalizmde nufus ta dahil her şey planlıdır.
Onun için merkezi planlama denir.

Sosyalizm (komünizmin ilk evresi) bir şeyin sonunun başlangıcıdır. Başka bir şeyin başıdır.

Dünyanın en zengin yüzde 1'lik kesiminin serveti yüzde 99'un toplamına eşit - BBC 18-1-2016-



Alıntı ile Cevapla
  #19  
Alt 08-07-2017, 11:55
manas - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
manas manas isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 08 Feb 2017
Mesajlar: 461
Standart

Büyük sanayiciler toplanıp şöyle karar alabilirler (belkide yapıyorlardır) ; biz ulaşamadığımız yada yeterince satış yapamadığımız geri kalmış ülkelere önce yollar yaparak ve halka para kazandıracak iş tesisleri kurarak ve kredi sağlayacak bankalar kurarak motorlu taşıt satışı yaparız. Verici istasyonları elektrik hatları kurarak cep telefonu bilgisayar televizyon filan satarız... Zaten insanlar biraz para kazanmaya başlayınca diğer şirketler kendi ağlarını kurar ama Önce pamuk eller cebe girecek sonra karşıdan toplamaya başlayacak.
Zengin fakirsiz yapamayacağı için onlar olmadan sömüremeyeceği için ve de aç kalan insanlar kendilerini tehdit etmemesi için fakirin olduğu yerde beslenmesini sağlayıp hem kendilerini güvene alacaklar hem mal satacaklar. Sanırım yapılan veya yapılmak istenen bu. Devlet başkanlarının nüfusu azaltalım düşüncelerini global şirketler tınlamaz. Her fakir halk göç yoluna düşmeden. Kendi yerinde isyan etmeden beslendi mi kapitalizm için sorun değil. Ama yüz yıl sonra konjektür nasıl olur insan bir işe yaramaz nüfusu kırılmak istenebilir bilemeyiz.

***Tanrı mineral de uyudu, bitki de düş kurdu, hayvanda uyandı, insan da kendini buldu ***
Alıntı ile Cevapla
  #20  
Alt 08-07-2017, 15:27
kartopu kartopu isimli Üye şimdilik offline konumundadır
Üye
 
Üyelik tarihi: 02 Dec 2014
Mesajlar: 3.695
Standart

Tıpkı Hawking de sizin gibi düşünüp dünya hükümetine acil ihtiyaçtan söz ediyor Sn Manas.

Ama olmuyor bu dünyada egemen sermaye finans ve payın büyük bölümünü o götürüyor. ABD devleti 14 tirilyon dolar borcu var banka ve şirketlere. İngiltere 8 tirilyon İtalya 3 tirilyon dolar.
Yani sizin söylediğiniz olmuyor her kes para kazanma derdinde Yol yapılıyor yolun parası halktan toplanıyor Traktör veya makine veriliyor ama krediler ödenemiyor.
Birde teknoloji çok hızlı gelişiyor. Rekabet dev boyutlarında.

Evet sizi anlıyorum kapitalist in işçiye bankanın müşteriye ihtiyacı var ama kar daha fazla kar birilerini hak etmediği zenginliğe diğerini de hak etmediği yoksulluğa itiyor.

Dünyada örneklerini görüyor nedenlerine bir türlü akıl erdiremiyoruz Libyadan Iraktan Suriyeden ne istediler bu ülkeler kendi kendilerine yetiyordu hatta bu ülkelere silah ve bazı makinalar satarlarken niçin vahşeti oralara bıraktılar.
Libyanın 350 milyar dolarına el koyup vahşeti libyada bıraktılar Şimdi Suudi arabistanın 750 milyar dolarına ABD el koydu.
Bunlar doymuyor ve bir gün patlayacak.
Bu kapitalistler kendi aralarındaki yarıştan dünyayı unutmuşlar Buna biz paranın insanı yönettiği sistem diyoruz İnsanın parayı yönettiği sistem 1980 lerde kaldı.
Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Önerilen Siteler

Başlık Düzenleme Araçları
Stil

Yetkileriniz
Yeni Mesaj yazma yetkiniz Aktif değil dir.
Mesajlara cevap verme yetkiniz aktif değil dir.
Eklenti ekleme yetkiniz aktif değil dir.
Kendi Mesajınızı değiştirme yetkiniz Aktif değildir dir.

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-KodlarıKapalı

Gitmek istediğiniz forumu seçiniz


Bütün Zaman Ayarları WEZ +3 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 02:19 .